Our story of rape and reconciliation | Thordis Elva and Tom Stranger

2,716,072 views ・ 2017-02-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Esra Çakmak
00:11
[This talk contains graphic language and descriptions of sexual violence
0
11843
3441
[Bu konuşma küfür ve cinsel şiddet unsurları içermektedir
İzleyici dikkatine sunulur]
00:15
Viewer discretion is advised]
1
15308
1381
00:16
Tom Stranger: In 1996, when I was 18 years old,
2
16713
2956
Tom Stranger: 1996'da ben 18 yaşındayken,
00:19
I had the golden opportunity to go on an international exchange program.
3
19693
3607
altın bir fırsat yakalamıştım; Uluslararası Öğrenci Değişim Programı.
00:23
Ironically I'm an Australian who prefers proper icy cold weather,
4
23891
3721
Bir Avustralyalı olarak buz gibi havası olan bir yeri istemem ironikti,
00:27
so I was both excited and tearful when I got on a plane to Iceland,
5
27636
4859
anne babam ve kardeşlerimle vedalaşıp İzlanda uçağına bindikten sonra,
00:32
after just having farewelled my parents and brothers goodbye.
6
32519
3223
hem heyecanlı, hem de hüzünlüydüm.
00:36
I was welcomed into the home of a beautiful Icelandic family
7
36673
3055
Beni doğa yürüyüşüne çıkaran ve ahenkli İzlanda dilini kavramama
00:39
who took me hiking,
8
39752
1401
yardımcı olan,
00:41
and helped me get a grasp of the melodic Icelandic language.
9
41177
3091
güzel bir İzlanda ailesinin yanında kalmaya başladım.
Başlangıçta biraz vatan hasreti çektim.
00:45
I struggled a bit with the initial period of homesickness.
10
45033
2988
00:48
I snowboarded after school,
11
48045
1998
Okuldan sonra snowboard yapar
00:50
and I slept a lot.
12
50067
1363
ve bol bol uyurdum.
00:52
Two hours of chemistry class in a language that you don't yet fully understand
13
52300
3938
Henüz iyi anlamadığınız bir dildeki iki saatlik kimya dersi
iyi bir sakinleştirici etkisi yaratabiliyor.
00:56
can be a pretty good sedative.
14
56262
1782
00:58
(Laughter)
15
58068
1150
(Kahkaha)
01:00
My teacher recommended I try out for the school play,
16
60456
2524
Öğretmenim bana okuldaki piyesi denememi tavsiye etti,
01:03
just to get me a bit more socially active.
17
63004
2330
bu beni biraz daha sosyalleştirecekti.
01:05
It turns out I didn't end up being part of the play,
18
65914
2501
Nihayetinde oyunda bir rol alamadım,
01:08
but through it I met Thordis.
19
68439
1907
ama bu sayede Thordis'le tanıştım.
Hoş bir gençlik aşkı yaşıyorduk,
01:11
We shared a lovely teenage romance,
20
71271
2063
01:13
and we'd meet at lunchtimes to just hold hands
21
73358
2494
öğle arasında sadece el ele tutuşmak ve beraber eski
01:15
and walk around old downtown Reykjavík.
22
75876
2146
merkez Reykjavik'de turlamak için buluşurduk.
01:18
I met her welcoming family, and she met my friends.
23
78475
3262
Onun sıcakkanlı ailesi ile tanıştım, o da benim arkadaşlarımla tanıştı.
01:22
We'd been in a budding relationship for a bit over a month
24
82495
2774
Okulda Noel Balosu yapıldığında, bir aydan uzun süredir
01:25
when our school's Christmas Ball was held.
25
85293
2247
filizlenmekte olan bir ilişkimiz vardı.
01:29
Thordis Elva: I was 16 and in love for the first time.
26
89872
3284
Thordis Elva : 16 yaşındaydım ve ilk kez âşık olmuştum.
01:33
Going together to the Christmas dance
27
93617
1797
Noel Balosuna birlikte gitmek,
01:35
was a public confirmation of our relationship,
28
95438
2797
ilişkimizi toplum onayına açık hâle getiriyordu
01:38
and I felt like the luckiest girl in the world.
29
98259
2967
ve kendimi dünyadaki en şanslı kızmışım gibi hissediyordum.
01:41
No longer a child, but a young woman.
30
101250
2577
Artık bir çocuk değil, genç bir kadındım.
01:44
High on my newfound maturity,
31
104550
1913
Yeni keşfettiğim yetişkinliğimin
01:46
I felt it was only natural to try drinking rum for the first time that night, too.
32
106487
4360
verdiği cesaretle, o gece hayatımda ilk kez rom içmeyi denemek gayet doğaldı.
01:51
That was a bad idea.
33
111316
2062
Bu kötü bir fikirdi.
01:53
I became very ill,
34
113402
1488
Çok kötü oldum,
01:54
drifting in and out of consciousness
35
114914
1820
bilinçsel olarak kendimden geçmem
01:56
in between spasms of convulsive vomiting.
36
116758
3125
ve sarsıcı kusmalarım arasında gidip geliyordum.
01:59
The security guards wanted to call me an ambulance,
37
119907
2964
Güvenlik görevlisi bir ambulans çağırmak istedi,
02:02
but Tom acted as my knight in shining armor,
38
122895
2989
ama Tom beyaz atlı prensim gibi davrandı
02:05
and told them he'd take me home.
39
125908
2035
ve onlara, beni eve götüreceğini söyledi.
02:08
It was like a fairy tale,
40
128602
1701
Bir peri masalı gibiydi,
02:10
his strong arms around me,
41
130327
1776
beni güçlü kolları ile tutuyor
02:12
laying me in the safety of my bed.
42
132127
2291
ve güven dolu yatağıma yatırıyordu.
02:15
But the gratitude that I felt towards him soon turned to horror
43
135422
4527
Elbiselerimi çıkarıp üzerime çıktığında, ona karşı hissettiğim şükran
02:19
as he proceeded to take off my clothes and get on top of me.
44
139973
4458
çok geçmeden dehşete dönüştü.
Kendime gelmiştim,
02:25
My head had cleared up,
45
145277
1336
02:26
but my body was still too weak to fight back,
46
146637
3127
fakat vücudum karşı koyamayacak kadar bitkindi
02:29
and the pain was blinding.
47
149788
2334
ve acı kör ediciydi.
02:32
I thought I'd be severed in two.
48
152585
2083
Sanki ikiye bölünüyor gibiydim.
02:35
In order to stay sane,
49
155624
1575
Aklımı yitirmemek için,
02:37
I silently counted the seconds on my alarm clock.
50
157223
3274
sessizce çalar saatin saniyelerini saydım.
02:41
And ever since that night,
51
161442
1735
O geceden beri,
02:43
I've known that there are 7,200 seconds in two hours.
52
163201
5774
iki saatte 7.200 saniye olduğunun bilincindeyim.
02:50
Despite limping for days and crying for weeks,
53
170960
3238
Günlerce topallayarak yürüyüp haftalarca ağlamama rağmen,
02:54
this incident didn't fit my ideas about rape like I'd seen on TV.
54
174222
4406
bu olay televizyonda gördüğüm tecavüz haberlerine benzemiyordu.
02:59
Tom wasn't an armed lunatic;
55
179181
2021
Tom silahlı bir psikopat değildi,
03:01
he was my boyfriend.
56
181226
1763
o benim erkek arkadaşımdı
03:03
And it didn't happen in a seedy alleyway,
57
183013
2609
ve bu olay tenha bir sokakta yaşanmamıştı,
03:05
it happened in my own bed.
58
185646
2061
kendi yatağımda olmuştu.
03:08
By the time I could identify what had happened to me as rape,
59
188553
3619
Başıma gelen bu olayın tecavüz olduğunu kabullendiğimde,
03:12
he had completed his exchange program
60
192196
1991
o değişim programını tamamlamıştı
03:14
and left for Australia.
61
194211
1555
ve Avustralya'ya dönmüştü.
03:16
So I told myself it was pointless to address what had happened.
62
196352
3643
Bu nedenle kendi kendime, olanları düşünmek anlamsız dedim.
03:20
And besides,
63
200019
1185
Ayrıca,
03:21
it had to have been my fault, somehow.
64
201228
2595
bu bir şekilde, benim suçum olmalıydı.
03:24
I was raised in a world where girls are taught
65
204505
2305
Kızlara boşuna tecavüz edilmediğini öğreten
03:26
that they get raped for a reason.
66
206834
2162
bir dünyada büyümüştüm.
03:29
Their skirt was too short,
67
209604
2565
Eteği çok kısaydı,
03:32
their smile was too wide,
68
212193
2494
çok fazla gülüyordu,
03:34
their breath smelled of alcohol.
69
214711
2418
nefesi alkol kokuyordu.
03:37
And I was guilty of all of those things,
70
217837
2766
Bu üç suçun hepsini işlemiştim,
03:40
so the shame had to be mine.
71
220627
2050
bu nedenle bu benim ayıbımdı.
03:43
It took me years to realize
72
223495
1424
O gece beni tecavüzden
03:44
that only one thing could have stopped me from being raped that night,
73
224943
3911
kurtarabilecek tek bir şey olduğunu anlamam yıllar aldı;
03:48
and it wasn't my skirt,
74
228878
2142
eteğimle alakalı değildi,
03:51
it wasn't my smile,
75
231044
1950
gülmem de değildi,
çocuksu, saf güvenim de değildi.
03:53
it wasn't my childish trust.
76
233018
2196
03:55
The only thing that could've stopped me from being raped that night
77
235652
3734
O gece beni tecavüzden kurtarabilecek tek şey,
03:59
is the man who raped me --
78
239410
2050
bana tecavüz eden adamdı,
04:01
had he stopped himself.
79
241484
2013
eğer kendine hâkim olsaydı.
04:04
TS: I have vague memories of the next day:
80
244549
2111
TS: Ertesi sabaha dair silik sahneler vardı aklımda;
04:07
the after effects of drinking,
81
247536
2314
akşamdan kalma etkileri,
04:09
a certain hollowness that I tried to stifle.
82
249874
2789
bastırmaya çalıştığım bir boşluk duygusu,
04:13
Nothing more.
83
253451
1214
başka hiçbir şey yoktu.
04:15
But I didn't show up at Thordis's door.
84
255565
2291
Ancak Thordis'in evine gitmedim.
Şunu belirtmem önemli,
04:19
It is important to now state
85
259229
1806
04:21
that I didn't see my deed for what it was.
86
261059
2500
yaptığım şeyin ne olduğunu görmüyordum.
04:24
The word "rape" didn't echo around my mind as it should've,
87
264478
3048
"Tecavüz" kelimesi zihnimde olması gerektiği gibi canlanmıyordu
04:28
and I wasn't crucifying myself with memories of the night before.
88
268459
3295
ve bir gece önce olanları hatırlayarak kendime işkence etmiyordum.
Bu çok bilinçli bir inkâr değildi;
04:33
It wasn't so much a conscious refusal,
89
273344
2374
04:35
it was more like any acknowledgment of reality was forbidden.
90
275742
3359
daha çok, bir gerçeği kabullenmeyi kendime yasaklamak gibiydi.
Yaptığım şeyi tarif ederken Thordis'te neden olduğum büyük travmayı
04:40
My definition of my actions completely refuted any recognition
91
280185
4114
04:44
of the immense trauma I caused Thordis.
92
284323
2277
kabul etmeyi tamamen reddediyordum.
04:48
To be honest,
93
288274
1403
Dürüst olmak gerekirse,
04:49
I repudiated the entire act in the days afterwards
94
289701
4094
daha sonraki günlerde ve o suçu işlerken, bütün olayı
04:54
and when I was committing it.
95
294578
1520
tamamen inkâr etmiştim.
Bunun tecavüz değil, seks olduğu düşüncesine tutunarak gerçeği inkâr ettim.
04:57
I disavowed the truth by convincing myself it was sex and not rape.
96
297263
4509
05:02
And this is a lie I've felt spine-bending guilt for.
97
302608
3866
Bu içimi kemiren bir yalandı.
05:07
I broke up with Thordis a couple of days later,
98
307994
2247
Birkaç gün sonra Thordis'ten ayrıldım
05:10
and then saw her a number of times
99
310265
1644
ve İzlanda'da kalışımın
05:11
during the remainder of my year in Iceland,
100
311933
2058
geri kalan döneminde onu birkaç kez gördüm
05:14
feeling a sharp stab of heavyheartedness each time.
101
314015
2893
ve her seferinde göğsüme bıçak saplanıyor gibi hissettim.
05:18
Deep down, I knew I'd done something immeasurably wrong.
102
318134
3962
Derinde bir yerlerde çok kötü bir şey yaptığımı biliyordum,
ama bu anıyı bilinçsiz bir şekilde derinlere gömmmüş
05:23
But without planning it, I sunk the memories deep,
103
323146
3023
05:26
and then I tied a rock to them.
104
326193
1781
ve sonra üzerine de ağır bir taş bağlamıştım.
Sonraki dokuz yıllık dönemi
05:30
What followed is a nine-year period
105
330035
1746
05:31
that can best be titled as "Denial and Running."
106
331805
3138
en iyi anlatan başlık, "İnkâr ve Kaçış" olurdu.
05:35
When I got a chance to identify the real torment that I caused,
107
335830
4479
Neden olduğum ızdırabı fark etme şansı yakaladığım anlarda,
05:40
I didn't stand still long enough to do so.
108
340333
2243
buna uzun süre katlanamıyordum.
05:43
Whether it be via distraction,
109
343922
2057
Dikkatimi başka şeylere veriyor,
05:46
substance use,
110
346003
1476
madde kullanıyor,
05:47
thrill-seeking
111
347503
1618
heyecan arıyor
05:49
or the scrupulous policing of my inner speak,
112
349145
3349
veya vicdanımın sesini bastırmaya çalışıyor,
05:52
I refused to be static and silent.
113
352518
2269
hareketsiz ve sessiz kalamıyordum.
05:56
And with this noise,
114
356747
1460
Bu ses ile birlikte,
05:58
I also drew heavily upon other parts of my life
115
358231
2969
hayatımın diğer alanlarını, beni ben yapan portreyi
06:01
to construct a picture of who I was.
116
361224
2171
oluşturmaya çalışıyordum.
06:04
I was a surfer,
117
364456
1230
Bir sörfçü,
06:05
a social science student,
118
365710
1717
sosyal bilimler öğrencisi,
06:07
a friend to good people,
119
367451
2086
iyi insanlara bir dost,
06:09
a loved brother and son,
120
369561
2258
sevilen bir oğul ve bir kardeş,
06:11
an outdoor recreation guide,
121
371843
1552
açık hava aktivite rehberi,
06:13
and eventually, a youth worker.
122
373419
1563
son olaraksa bir gençlik çalışanıydım.
06:15
I gripped tight to the simple notion that I wasn't a bad person.
123
375939
4002
Kötü bir insan olmadığım fikrine sıkı sıkı tutundum.
Kanımda böyle bir şeyin olduğunu sanmıyordum,
06:21
I didn't think I had this in my bones.
124
381280
2080
06:23
I thought I was made up of something else.
125
383949
2070
bu benim yapıma uymazdı.
06:26
In my nurtured upbringing,
126
386428
1560
Benim yetiştirilme tarzımda,
06:28
my loving extended family and role models,
127
388012
2346
sevecen geniş ailem ve rol modellerim,
yakınımdaki insanlar, kadınlara olan saygılarında
06:31
people close to me were warm and genuine
128
391406
1935
06:33
in their respect shown towards women.
129
393365
1895
sıcak ve içtendiler.
06:36
It took me a long time to stare down this dark corner of myself,
130
396537
4826
Bu karanlık yanımı alt edip ona sorular sormam
06:41
and to ask it questions.
131
401387
1634
yıllarımı aldı.
TE: O Noel Balosu dansından 9 yıl sonra
06:46
TE: Nine years after the Christmas dance,
132
406051
1975
06:48
I was 25 years old,
133
408050
1481
25 yaşındaydım
06:49
and headed straight for a nervous breakdown.
134
409555
2567
ve bir sinir krizine doğru son sürat gidiyordum.
06:52
My self-worth was buried under a soul-crushing load of silence
135
412918
3624
Kendime verdiğim değer, ruhumu parçalayan bir sessizliğe yenilmişti
06:56
that isolated me from everyone that I cared about,
136
416566
3292
ve bu sessizlik beni sevdiğim herkesten koparıyordu,
06:59
and I was consumed with misplaced hatred and anger
137
419882
2905
kendime yersizce yansıttığım nefret ve öfke ile tükeniyor,
07:02
that I took out on myself.
138
422811
1764
acısını kendimden çıkarıyordum.
07:05
One day, I stormed out of the door in tears
139
425455
2610
Bir gün sevdiğim biriyle kavga edip
ağlayarak, öfkeyle çıkıp gittim
07:08
after a fight with a loved one,
140
428089
1943
07:10
and I wandered into a café,
141
430056
1699
ve tesadüfen bir kafeye girdikten sonra
07:11
where I asked the waitress for a pen.
142
431779
2082
garsondan bir kalem istedim.
07:14
I always had a notebook with me,
143
434468
1846
Yanımda hep bir not defteri taşırdım,
07:16
claiming that it was to jot down ideas in moments of inspiration,
144
436338
3733
güya ilham gelirse bir şeyler karalamak içindi,
07:20
but the truth was that I needed to be constantly fidgeting,
145
440095
4230
ama gerçek şuydu ki sürekli bir şeylerle meşgul olmak zorundaydım,
07:24
because in moments of stillness,
146
444349
1887
çünkü hareketsiz kaldığım anlarda,
07:26
I found myself counting seconds again.
147
446260
2645
tekrardan saniyeleri saymaya başlıyordum.
07:29
But that day, I watched in wonder as the words streamed out of my pen,
148
449891
5009
Ama o gün, kalemimden dökülen satırlara hayret içinde bakakaldım,
07:34
forming the most pivotal letter I've ever written,
149
454924
3061
şimdiye kadar yazdığım en ehemmiyetli mektuptu
07:38
addressed to Tom.
150
458009
1534
ve Tom'a ithaf edilmişti.
07:40
Along with an account of the violence that he subjected me to,
151
460115
3540
Beni maruz bıraktığı şiddeti anlatmanın yanı sıra,
07:43
the words, "I want to find forgiveness"
152
463679
3183
şu kelimeler yüzüme çarpıyordu,
07:46
stared back at me,
153
466886
1484
"Affetmek istiyorum''
07:48
surprising nobody more than myself.
154
468394
2415
ve buna hiç kimse benim kadar şaşıramazdı.
07:51
But deep down I realized that this was my way out of my suffering,
155
471400
4686
Derinlerde bir yerlerde, çektiğim acıdan kurtuluş yolumun bu olduğunu fark ettim,
07:56
because regardless of whether or not he deserved my forgiveness,
156
476110
4037
çünkü onun bağışlanmayı hak edip etmediğini hiç önemsemeden,
08:00
I deserved peace.
157
480171
2486
ben huzuru hak ediyordum.
08:03
My era of shame was over.
158
483167
3000
Benim utanç çağım sona ermişti.
08:07
Before sending the letter,
159
487992
1499
Mektubu göndermeden önce,
08:09
I prepared myself for all kinds of negative responses,
160
489515
2747
kendimi her türlü olumsuz cevaba hazırlamıştım
08:12
or what I found likeliest: no response whatsoever.
161
492286
3747
veya en olası senaryo hiç cevap gelmemesiydi.
Kendimi hazırlamadığım tek senaryo ise
08:17
The only outcome that I didn't prepare myself for
162
497036
2747
08:19
was the one that I then got --
163
499807
2229
karşıma çıkan şeydi: Uzlaştırmaya yelken tutan
08:22
a typed confession from Tom, full of disarming regret.
164
502060
4911
pişmanlıkla dolu, Tom'dan gelen yazılı bir itiraf.
08:27
As it turns out, he, too, had been imprisoned by silence.
165
507438
4087
Görünen oydu ki, o da sessizliğe mahkûm olmuştu.
08:32
And this marked the start of an eight-year-long correspondence
166
512174
4050
Aramızdaki sekiz yıl süren yazışma böyle başladı
08:36
that God knows was never easy,
167
516248
2424
ve Tanrı biliyor ya, hiç kolay olmadı
08:38
but always honest.
168
518696
2168
ama daima dürüst olduk.
08:41
I relieved myself of the burdens that I'd wrongfully shouldered,
169
521537
3587
Yanlış bir şekilde kendi omuzlarıma yüklediğim yükten kurtuldum
08:45
and he, in turn, wholeheartedly owned up to what he'd done.
170
525148
3408
ve o da, yaptığı şeyin sorumluluğunu tüm samimiyetiyle yüklendi.
08:49
Our written exchanges became a platform
171
529235
2272
Yazılı iletişimlerimiz, o gecenin
08:51
to dissect the consequences of that night,
172
531531
2717
sonuçlarının dikkatle incelendiği bir platforma
08:54
and they were everything from gut-wrenching
173
534272
2195
ve yürek burkucu bir şeyden, kelimelerle anlatılamayan
08:56
to healing beyond words.
174
536491
2554
iyileştirici bir mucizeye dönüştü.
08:59
And yet, it didn't bring about closure for me.
175
539433
3936
Yine de, benim için olayın kapanmasını sağlamadı.
Belki de e-postaların yeterince samimi gelmemesinden,
09:04
Perhaps because the email format didn't feel personal enough,
176
544178
3482
09:07
perhaps because it's easy to be brave
177
547684
1911
belki de dünyanın öbür ucunda,
09:09
when you're hiding behind a computer screen on the other side of the planet.
178
549619
4108
bir klavyenin ardına sığınırken cesur olmanın kolay gelmesinden.
09:13
But we'd begun a dialogue
179
553751
1786
Ama bir diyaloğa başlamıştık
09:15
that I felt was necessary to explore to its fullest.
180
555561
3766
ve sonuna kadar irdelemek bana gerekli geliyordu.
09:19
So, after eight years of writing,
181
559892
2065
Ve sekiz yıl yazıştıktan
09:21
and nearly 16 years after that dire night,
182
561981
3706
ve o uğursuz geceden yaklaşık 16 yıl sonra,
09:25
I mustered the courage to propose a wild idea:
183
565711
3831
çılgın bir teklif yapmak üzere cesaretimi topladım;
09:29
that we'd meet up in person
184
569566
1660
şahsen görüşecektik
09:31
and face our past once and for all.
185
571250
2831
ve geçmişle kesin ve son kez yüzleşecektik.
09:36
TS: Iceland and Australia are geographically like this.
186
576991
3193
TS: İzlanda ve Avustralya coğrafi bakımdan böyledir.
İkisinin tam ortasında Güney Afrika vardır.
09:41
In the middle of the two is South Africa.
187
581070
2247
09:43
We decided upon the city of Cape Town,
188
583866
2905
Cape Town şehrinde uzlaştık
09:46
and there we met for one week.
189
586795
2044
ve orada bir hafta boyunca görüştük.
09:50
The city itself proved to be a stunningly powerful environment
190
590246
3470
Bu şehrin, barışma ve bağışlanma arayan biri için
09:53
to focus on reconciliation and forgiveness.
191
593740
2884
şaşırtıcı bir şekilde güçlü bir atmosferi vardı.
09:57
Nowhere else has healing and rapprochement been tested
192
597667
2639
Hiçbir yer, iyileşme ve yeniden yön bulma konusunda
10:00
like it has in South Africa.
193
600330
1634
Güney Afrika kadar test edilmedi.
10:02
As a nation, South Africa sought to sit within the truth of its past,
194
602856
3867
Güney Afrikalılar ulus olarak geçmişlerindeki gerçeklerle
10:06
and to listen to the details of its history.
195
606747
2403
yaşamayı biliyor ve tarihin ayrıntılarına kulak veriyorlar.
10:10
Knowing this only magnified the effect that Cape Town had on us.
196
610639
3749
Bunu bilmek, Cape Town'un üzerimizdeki etkisini artırdı.
10:15
Over the course of this week,
197
615826
1462
Bu bir hafta boyunca,
10:17
we literally spoke our life stories to each other,
198
617312
2890
birbirimizin hayat hikâyesini deyim yerindeyse
10:20
from start to finish.
199
620226
1590
baştan sona dinledik.
10:23
And this was about analyzing our own history.
200
623125
2500
Bu kendi geçmişimizi analiz etmek demekti.
10:27
We followed a strict policy of being honest,
201
627388
2833
Dürüst olmak konusunda katı bir tavır takınmıştık
10:30
and this also came with a certain exposure,
202
630245
2925
ve bu beraberinde, bizi bazı konularda incinmeye açık
10:33
an open-chested vulnerability.
203
633194
1906
bir hâle de getiriyordu.
10:36
There were gutting confessions,
204
636132
2127
İçimizi döktüğümüz itiraflar
10:38
and moments where we just absolutely couldn't fathom
205
638283
2824
ve diğer kişinin deneyimlerinin derinliklerini ölçemediğimiz
10:41
the other person's experience.
206
641131
1808
anlar oluyordu.
Cinsel şiddetin artçı etkilerini yüz yüze, açık açık konuştuk
10:44
The seismic effects of sexual violence were spoken aloud and felt,
207
644078
4894
10:48
face to face.
208
648996
1330
ve hissettik.
10:51
At other times, though,
209
651799
1503
Diğer zamanlarda,
10:53
we found a soaring clarity,
210
653326
2634
gittikçe artan berraklığı gördük
10:56
and even some totally unexpected but liberating laughter.
211
656984
4400
ve hatta, hiç beklemediğimiz ama özgürleştiren kahkahalar attık.
Bu anlara ulaştığımızda,
11:03
When it came down to it,
212
663070
1530
11:04
we did out best to listen to each other intently.
213
664624
3628
birbirimizi dikkatle dinlemek için bütün çabayı gösterdik.
11:09
And our individual realities were aired with an unfiltered purity
214
669224
5841
Bireysel gerçeklerimiz bütün saflığı ile ortaya çıkıyor
11:15
that couldn't do any less than lighten the soul.
215
675089
2376
ve bu ruhumuzu aydınlatıyordu.
11:20
TE: Wanting to take revenge is a very human emotion --
216
680328
4045
TE: İntikam istemek çok insani bir duygu,
11:24
instinctual, even.
217
684397
1638
hatta içgüdüsel bile denebilir.
11:26
And all I wanted to do for years
218
686649
2011
Yıllarca, tıpkı bana yaptığı gibi
11:28
was to hurt Tom back as deeply as he had hurt me.
219
688684
3969
Tom'un canını sonuna kadar yakmak istedim.
11:33
But had I not found a way out of the hatred and anger,
220
693478
3053
Ancak bu nefret ve öfkeden kurtulamasaydım,
11:36
I'm not sure I'd be standing here today.
221
696555
2165
şimdi burada olur muydum, bilmiyorum.
11:39
That isn't to say that I didn't have my doubts along the way.
222
699878
3927
Bu, yol boyunca hiç şüphe duymadığım anlamına gelmiyor.
11:44
When the plane bounced on that landing strip in Cape Town,
223
704509
3661
Uçak Cape Town'daki piste indiğinde
11:48
I remember thinking,
224
708194
1603
şöyle düşünüyordum;
11:49
"Why did I not just get myself a therapist and a bottle of vodka
225
709821
4206
"Neden bu işi normal bir insan gibi bir terapist ve bir şişe votka
ile halletmeye çalışmadım ki?"
11:54
like a normal person would do?"
226
714051
2216
11:56
(Laughter)
227
716291
2920
(Kahkaha)
11:59
At times, our search for understanding in Cape Town
228
719235
3205
Cape Town'daki bu anlama çabamız zaman zaman
12:02
felt like an impossible quest,
229
722464
2167
imkânsız bir görev gibi geliyordu
12:04
and all I wanted to do was to give up
230
724655
2099
ve bu işten vazgeçip evime,
12:06
and go home to my loving husband, Vidir,
231
726778
2216
sevgili kocam Vidir'e ve oğlumuza
12:09
and our son.
232
729018
1211
dönmek istiyordum.
12:11
But despite our difficulties,
233
731814
2363
Yaşadığımız zorluklara rağmen,
12:14
this journey did result in a victorious feeling
234
734201
4628
bu yolculuk bir zafer duygusuyla sonuçlandı,
12:18
that light had triumphed over darkness,
235
738853
3133
karanlığı alt eden ışığın zafer hissiydi,
12:22
that something constructive could be built out of the ruins.
236
742632
4312
yıkıntılardan anlamlı bir şey inşa etmenin hissiydi.
12:28
I read somewhere
237
748392
1325
Bir yerde, gençliğinde yanında
12:29
that you should try and be the person that you needed when you were younger.
238
749741
3861
olmasını dilediğin kişi olmaya çalışmak gerektiğini okumuştum.
12:33
And back when I was a teenager,
239
753626
1584
Ben gençken,
12:35
I would have needed to know that the shame wasn't mine,
240
755234
3848
bu ayıbın bana ait olmadığını ve tecavüzden sonra bir umut
12:39
that there's hope after rape,
241
759106
2514
olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı,
12:41
that you can even find happiness,
242
761644
1595
hatta bugün kocamla paylaştığım
12:43
like I share with my husband today.
243
763263
1890
gibi bir mutluluğu bulabileceğime inanmalıydım.
12:45
Which is why I started writing feverishly upon my return from Cape Town,
244
765681
4355
Bu nedenle Cape Town'dan döndükten sonra hummalı bir şekilde yazmaya koyuldum
12:50
resulting in a book co-authored by Tom,
245
770060
2724
ve sonunda Tom'la ortak bir kitap çıkardık,
12:52
that we hope can be of use to people from both ends
246
772808
3185
umuyoruz ki her iki taraftaki insanlara da yararlı olur;
12:56
of the perpetrator-survivor scale.
247
776017
2304
hem fail, hem de kurban için.
Hiç bir şey olmasa bile,
12:59
If nothing else,
248
779000
1454
13:00
it's a story that we would've needed to hear when we were younger.
249
780478
4135
bu hikâye bizim gençken duymamız gereken bir hikâyeydi.
13:06
Given the nature of our story,
250
786546
1821
Öykümüzün doğası gereği
13:08
I know the words that inevitably accompany it --
251
788391
2776
kurban, tecavüzcü gibi kelimelerin kaçınılmaz olduğunu
13:11
victim, rapist --
252
791753
2556
biliyorum,
etiketler kavramları düzenleme yöntemidir,
13:14
and labels are a way to organize concepts,
253
794333
2255
13:16
but they can also be dehumanizing in their connotations.
254
796612
4382
fakat bu kelimeler, çağrışımları nedeniyle canavarlaştırıcı olabilir.
13:21
Once someone's been deemed a victim,
255
801658
2100
Biri kurban olarak etiketlendiğinde,
13:23
it's that much easier to file them away as someone damaged,
256
803782
5233
o kişiyi "arızalı, lekelenmiş, aşağı" olarak sınıflandırmak
13:29
dishonored,
257
809039
1506
çok daha
13:30
less than.
258
810569
1275
kolaydır.
13:32
And likewise, once someone has been branded a rapist,
259
812463
2720
Benzer biçimde, biri tecavüzcü olarak yaftalandığında
13:35
it's that much easier to call him a monster --
260
815207
2546
ona "canavar, yaratık, aşağılık" demek
13:38
inhuman.
261
818396
1299
çok kolaydır.
13:40
But how will we understand what it is in human societies
262
820434
3031
Ancak bunu yapan kişilerin insan olmadığını farz ettiğimizde
13:43
that produces violence
263
823489
1581
o zaman, toplumda şiddeti üreten
13:45
if we refuse to recognize the humanity of those who commit it?
264
825094
4479
şeyin ne olduğunu nasıl anlayabiliriz?
13:50
And how --
265
830354
1164
Ve nasıl -
13:51
(Applause)
266
831542
2179
(Alkış)
13:53
And how can we empower survivors if we're making them feel less than?
267
833745
5368
Kurbanları aşağılık hissettirirken, onlara nasıl güçlendirebiliriz?
13:59
How can we discuss solutions to one of the biggest threats
268
839892
3427
Dünyadaki kadın ve çocukların hayatlarına yöneltilen
14:03
to the lives of women and children around the world,
269
843343
3274
tehditleri nasıl tartışabilir ve çözüm bulabiliriz,
14:06
if the very words we use are part of the problem?
270
846641
3823
kullandığımız kelimeler sorunun bir parçası iken?
14:13
TS: From what I've now learnt,
271
853606
2492
TS: Benim öğrendiğim,
14:16
my actions that night in 1996 were a self-centered taking.
272
856122
4573
1996'da o gece yaptıklarım benmerkezci bir yaklaşımdı.
14:21
I felt deserving of Thordis's body.
273
861848
2123
Thordis'in bedenini hak ettiğimi düşünüyordum.
14:25
I've had primarily positive social influences
274
865563
2865
Temelde olumlu sosyal etkiler almış
14:28
and examples of equitable behavior around me.
275
868452
2541
ve etrafımda eşitlikçi davranışlar görmüştüm,
14:31
But on that occasion,
276
871650
1197
ama o anda
14:32
I chose to draw upon the negative ones.
277
872871
2104
olumsuz davranışları seçmiştim.
14:35
The ones that see women as having less intrinsic worth,
278
875536
2896
Kadınları yaradılış gereği daha değersiz gören
14:39
and of men having some unspoken and symbolic claim to their bodies.
279
879507
4411
ve erkeğin kadın bedeni üzerinde zımni ve sembolik hakkı var gibi inanışlar.
14:45
These influences I speak of are external to me, though.
280
885601
3009
Bahsettiğim bu etkilerden uzak olduğumu söylemeliyim.
14:49
And it was only me in that room making choices,
281
889402
2781
O odada seçim yapan tek kişi bendim,
14:52
nobody else.
282
892207
1228
başkası değil.
14:54
When you own something
283
894789
1785
Bir şeyi kabullenip
14:56
and really square up to your culpability,
284
896598
2618
suçluluk içinde iyice köşeye sıkıştığında,
şaşırtıcı bir şey olabilir.
15:00
I do think a surprising thing can happen.
285
900079
2323
Buna sahiplenme paradoksu diyorum.
15:03
It's what I call a paradox of ownership.
286
903069
2307
15:06
I thought I'd buckle under the weight of responsibility.
287
906809
2792
Bu ağır sorumluğunun beni prangaya mahkûm edeceğini
15:10
I thought my certificate of humanity would be burnt.
288
910197
2883
ve sosyal bilimler sertifikamın yanacağını zannediyordum;
15:14
Instead, I was offered to really own what I did,
289
914296
3746
bunun yerine, yaptığım şeyi sahiplenme imkânına eriştim
15:18
and found that it didn't possess the entirety of who I am.
290
918968
3260
ve bu şeyin, benim olduğum kişiyi tamamen betimlemediğini fark ettim.
15:23
Put simply,
291
923280
1361
Kısaca,
15:24
something you've done doesn't have to constitute the sum of who you are.
292
924665
4516
yaptığın bir şey, senin kişiliğini oluşturmuyor.
15:30
The noise in my head abated.
293
930479
1658
Kafamın içindeki ses dinmişti.
15:32
The indulgent self-pity was starved of oxygen,
294
932771
4028
Kolaycı kendine acıma duygusu, oksijensiz kalmıştı
15:36
and it was replaced with the clean air of acceptance --
295
936823
4473
ve yerine kabullenmenin temiz havası gelmişti,
15:42
an acceptance that I did hurt this wonderful person standing next to me;
296
942478
4284
yanımda duran bu muhteşem insanı incittiğimi kabullenmek
15:46
an acceptance that I am part of a large and shockingly everyday grouping of men
297
946786
5599
ve partnerlerine karşı cinsel şiddet uygulayan, büyük ve şaşırtıcı derecede
15:52
who have been sexually violent toward their partners.
298
952409
2682
normal gözüken erkek grubunun bir parçası olduğumu kabullenmek.
15:56
Don't underestimate the power of words.
299
956751
2409
Kelimelerin gücünü küçümsemeyin.
Thordis'e ona tecavüz ettiğimi dile getirmem, onunki kadar
16:00
Saying to Thordis that I raped her changed my accord with myself,
300
960192
4641
16:04
as well as with her.
301
964857
1260
benim de kendime bakış açımı değiştirdi.
16:07
But most importantly,
302
967337
1472
Ama en önemlisi,
16:08
the blame transferred from Thordis to me.
303
968833
3076
suç Tordis'ten bana geçti.
Hemen her zaman,
16:13
Far too often,
304
973151
1151
16:14
the responsibility is attributed to female survivors of sexual violence,
305
974326
4584
suç cinsel şiddet mağduru kadına yüklenir,
16:18
and not to the males who enact it.
306
978934
2511
bunu gerçekleştiren adama değil.
16:22
Far too often,
307
982556
1150
Çok sıklıklaysa,
16:23
the denial and running leaves all parties at a great distance from the truth.
308
983730
5082
inkâr etme ve kaçış, tarafları gerçeklerden çok uzaklaştırır.
16:30
There's definitely a public conversation happening now,
309
990804
2780
Şu anda kesinlikle açık bir konuşma gerçekleştiriyoruz
16:34
and like a lot of people,
310
994191
2179
ve pek çok insan gibi,
16:36
we're heartened that there's less retreating
311
996394
2590
bu zor ama önemli tartışmadan
16:39
from this difficult but important discussion.
312
999008
2720
kaçmadığımızı görmek bize cesaret veriyor.
16:42
I feel a real responsibility to add our voices to it.
313
1002848
3638
Bu tartışmaya kendi katkımı yapmakla yükümlü hissediyorum kendimi.
16:49
TE: What we did is not a formula that we're prescribing for others.
314
1009892
4659
TE: Bizim yaptığımız şey, diğer insanlara reçete yazmak değil.
16:55
Nobody has the right to tell anyone else how to handle their deepest pain
315
1015002
5533
Hiç kimse bir başkasına en derin acılarını ve en büyük dehşetini nasıl yeneceğini
17:00
or their greatest error.
316
1020559
1745
söyleme hakkına sahip değildir.
Sessizliği kırmak hiç kolay değildir
17:03
Breaking your silence is never easy,
317
1023156
2351
17:05
and depending on where you are in the world,
318
1025531
2214
ve dünyada yaşadığın bölgeye göre
17:07
it can even be deadly to speak out about rape.
319
1027769
3212
bir tecavüzü dile getirmek ölümcül bile olabilir.
17:11
I realize that even the most traumatic event of my life
320
1031908
4066
Hayatımın en travmatik olayında bile,
17:15
is still a testament to my privilege,
321
1035998
2759
bir ayrıcalık bahşedildiğinin farkındayım;
17:18
because I can talk about it without getting ostracized,
322
1038781
3230
toplum dışına itilmeden, hatta öldürülmeden
17:22
or even killed.
323
1042035
1348
bunu konuşabiliyorum.
17:24
But with that privilege of having a voice
324
1044113
2929
Ama bu konuşma ayrıcalığına sahip olmak,
17:27
comes the responsibility of using it.
325
1047066
2858
bunu kullanma sorumluluğunu da getiriyor.
17:30
That's the least I owe my fellow survivors who can't.
326
1050553
4530
Benim gibi konuşamayan kurbanlara, en azından bunu borçluyum.
17:36
The story we've just relayed is unique,
327
1056661
3066
Aktardığımız bu hikâye benzersiz
17:39
and yet it is so common with sexual violence being a global pandemic.
328
1059751
4666
ama cinsel şiddetin küresel bir salgın hâline gelmesiyle normalleşiyor.
17:44
But it doesn't have to be that way.
329
1064441
2405
Bu şekilde olmak zorunda değil.
17:47
One of the things that I found useful on my own healing journey
330
1067561
3016
Kendi iyileşme hikâyemde yararlı bulduğum şeylerden biri,
17:50
is educating myself about sexual violence.
331
1070601
2648
kendimi cinsel şiddet konusunda eğitmekti.
17:53
And as a result, I've been reading, writing
332
1073273
2414
Bunun sonucunda on yılı aşkın süredir
17:55
and speaking about this issue for over a decade now,
333
1075711
2653
bu konuda okuyor, yazıyor ve konuşuyorum,
17:58
going to conferences around the world.
334
1078388
2552
dünyanın çeşitli yerlerinde konferanslara gidiyorum.
18:00
And in my experience,
335
1080964
1979
Deneyimlerime göre,
18:02
the attendees of such events are almost exclusively women.
336
1082967
4631
bu tür etkinliklere katılanların neredeyse tamamını kadınlar oluşturuyor.
18:08
But it's about time that we stop treating sexual violence as a women's issue.
337
1088833
6616
Cinsel şiddet sadece kadınların sorunuymuş gibi davranmayı bırakmanın zamanı geldi.
18:15
(Applause)
338
1095473
5447
(Alkış)
18:28
A majority of sexual violence against women and men
339
1108889
4044
Kadınlar ve erkeklere uygulanan cinsel şiddetin failleri
18:32
is perpetrated by men.
340
1112957
1883
çoğunlukla erkektir,
18:34
And yet their voices are sorely underrepresented in this discussion.
341
1114864
4408
ama onların sesi bu gibi toplantılarda acı verici derecede az çıkıyor.
18:40
But all of us are needed here.
342
1120662
3901
Burada herkese ihtiyacımız var.
18:45
Just imagine all the suffering we could alleviate
343
1125564
3885
Eğer bu sorunla hep beraber yüzleşme cesaretini gösterirsek
18:49
if we dared to face this issue together.
344
1129473
3934
azaltabileceğimiz acıları düşünün.
18:54
Thank you.
345
1134700
1158
Teşekkür ederim.
18:55
(Applause)
346
1135882
4267
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7