Halla Tomasdottir: A feminine response to Iceland's financial crash

Halla Tomasdottir: İzlanda'nın finansal krizine feminen bir yanıt.

35,872 views

2010-12-10 ・ TED


New videos

Halla Tomasdottir: A feminine response to Iceland's financial crash

Halla Tomasdottir: İzlanda'nın finansal krizine feminen bir yanıt.

35,872 views ・ 2010-12-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gunperi Sisman Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
It sure used to be a lot easier to be from Iceland,
0
15260
3000
İzlandalı olmak eskiden çok daha kolaydı,
00:18
because until a couple of years ago,
1
18260
2000
çünkü, daha birkaç sene öncesine kadar
00:20
people knew hardly anything about us,
2
20260
2000
hakkımızda kimse bişey bilmiyordu,
00:22
and I could basically come out here
3
22260
2000
ve ben de sadece buraya çıkıp,
00:24
and say only good things about us.
4
24260
2000
hakkımızda sadece iyi şeyleri söyleyebilirdim.
00:26
But in the last couple of years
5
26260
2000
Ama son biraç yıl içerisinde
00:28
we've become infamous for a couple of things.
6
28260
3000
birkaç olaydan dolayı ünlü olduk.
00:31
First, of course, the economic meltdown.
7
31260
3000
Öncellikle, tabii ki, ekonomik kriz.
00:34
It actually got so bad
8
34260
2000
Aslında o kadar kötü durumdaydık ki,
00:36
that somebody put our country up for sale on eBay.
9
36260
3000
birisi ülkemizi eBay'de satışa çıkarttı.
00:39
(Laughter)
10
39260
2000
(kahkahalar)
00:41
Ninety-nine pence was the starting price
11
41260
2000
99 pence açılış fiatımızdı,
00:43
and no reserve.
12
43260
2000
ve rezervsiz olarak.
00:46
Then there was the volcano
13
46260
2000
Sonra da volkanımız
00:48
that interrupted the travel plans
14
48260
2000
birçoğunuzun ve arkadaşlarınızın
00:50
of almost all of you and many of your friends,
15
50260
3000
seyahat planlarını alt üst etti--
00:53
including President Obama.
16
53260
2000
Başkan Obama da dahil.
00:55
By the way, the pronunciation
17
55260
2000
Bu arada telafuz şekli
00:57
is "Eyjafjallajokull."
18
57260
2000
"Eyjafjallajokull."
00:59
None of your media got it right.
19
59260
2000
Medyanızdan hiçkimse doğrusu telafuz edemedi.
01:01
(Laughter)
20
61260
2000
(Kahkahalar)
01:03
But I'm not here to share these stories
21
63260
2000
Ama ben buraya bu iki olayı
01:05
about these two things exactly.
22
65260
2000
anlatmak için gelmedim.
01:07
I'm here to tell you the story of Audur Capital,
23
67260
2000
Size Audur Capital'in hikayesini anlatmaya geldim.
01:09
which is a financial firm founded by me
24
69260
2000
Bu şirket 2007 baharında, ekonomik kriz başlamazdan tam bir yıl önce
01:11
and Kristin -- who you see in the picture --
25
71260
2000
ben ve Kristin --resimde gördüğünüz --
01:13
in the spring of 2007,
26
73260
3000
tarafından kurulmuş
01:16
just over a year before the economic collapse hit.
27
76260
3000
bir finans şirketi.
01:19
Why would two women
28
79260
2000
Neden yatırım bankacılığı yapan
01:21
who were enjoying successful careers in investment banking
29
81260
2000
ve özel sektörde başarılı kariyer sahibi olmanın
01:23
in the corporate sector
30
83260
2000
zevkini çıkaran iki kadın, bu sektörden
01:25
leave to found a financial services firm?
31
85260
3000
bir finans firması kurmak için ayrılır?
01:28
Well let it suffice to say
32
88260
3000
Sanırım şu kadarını söylemek yeterli:
01:31
that we felt a bit overwhelmed
33
91260
3000
Testesteron'dan biraz
01:34
with testosterone.
34
94260
2000
bunalmıştık.
01:36
And I'm not here to say
35
96260
2000
Ve ben buraya
01:38
that men are to blame for the crisis
36
98260
2000
ülkemde yaşanan krizden ve olanlardan
01:40
and what happened in my country.
37
100260
2000
erkeklerin sorumlu olduğunu söylemeye gelmedim.
01:42
But I can surely tell you that in my country,
38
102260
2000
Ama size söyleyebilirim ki
01:44
much like on Wall Street and the city of London and elsewhere,
39
104260
3000
Wall Street, Londra sokakları ve diğer yerlerdeki gibi
01:47
men were at the helm
40
107260
2000
benim ülkemde de finans sektörünün dümeni
01:49
of the game of the financial sector,
41
109260
2000
erkeklerin elinde.
01:51
and that kind of lack of diversity
42
111260
3000
Ve bu şekilde çeşitliliğin olmaması ve
01:54
and sameness
43
114260
2000
ve aynıcılık
01:56
leads to disastrous problems.
44
116260
2000
feci sorunlara yol açıyor.
01:58
(Applause)
45
118260
3000
(Alkışlar)
02:01
So we decided, a bit fed-up with this world
46
121260
3000
Sonuç olarak biz bu dünyadan usandığımıza,
02:04
and also with the strong feeling in our stomach
47
124260
3000
ve karnımızda bunun bu şekilde yürümeyeceğini söyleyen o hisle,
02:07
that this wasn't sustainable,
48
127260
2000
kendi değerlerimizi yansıtan
02:09
to found a financial services firm
49
129260
2000
bir finansal hizmet şirketi kurmaya
02:11
based on our values,
50
131260
3000
karar verdik.
02:14
and we decided to incorporate feminine values
51
134260
3000
Böylece biz finans dünyasına feminen değerler katmaya
02:17
into the world of finance.
52
137260
2000
karar verdik.
02:19
Raised quite a few eyebrows in Iceland.
53
139260
2000
Bu İzlanda'da beklenmiyordu.
02:21
We weren't known
54
141260
2000
O zamana kadar İzlanda'da
02:23
as the typical "women" women
55
143260
2000
tipik kadın gibi kadınlar olarak
02:25
in Iceland up until then.
56
145260
2000
tanınmıyorduk.
02:27
So it was almost like coming out of the closet
57
147260
3000
Yani bizim aslında kadın olduğumuz hakkında konuşmak,
02:30
to actually talk about the fact that we were women
58
150260
2000
bazı değerlerimiz olduğuna ve
02:32
and that we believed that we had a set of values
59
152260
2000
kendi çalışma anlayışımızın,
02:34
and a way of doing business
60
154260
3000
daha önce tecrübe ettiklerimizden
02:37
that would be more sustainable
61
157260
2000
çok daha sürdürülebilir olduğu inancımız
02:39
than what we had experienced until then.
62
159260
3000
klozetten çıkmak gibi bişeydi.
02:43
And we got a great group of people to join us --
63
163260
2000
Ve bize katılacak büyük bir grup insan bulduk --
02:45
principled people with great skills,
64
165260
3000
değerleri bizimkilerle bağdaşan
02:48
and investors with a vision
65
168260
2000
çok yetenekli ve prensip sahibi insanlar,
02:50
and values to match ours.
66
170260
2000
ve vizyon sahibi yatırımcılar bulduk.
02:52
And together we got through the eye of the financial storm in Iceland
67
172260
3000
Ve beraber İzlanda'daki finansal krizin içinden
02:55
without taking any direct losses to our equity
68
175260
3000
öz kaynağımızdan veya müşterilerimizin hesaplarından
02:58
or to the funds of our clients.
69
178260
2000
hiçbir direkt kayıp vermeden kurtulduk.
03:00
And although I want to thank
70
180260
2000
Herne kadar bunun için şirketimizdeki
03:02
the talented people of our company
71
182260
2000
yetenekli insanlara bolca teşekkür etsem de
03:04
foremost for that --
72
184260
2000
zamanlama ve şans faktörlerini de
03:06
and also there's a factor of luck and timing --
73
186260
3000
gözardı etmemek lazım.
03:09
we are absolutely convinced
74
189260
2000
Biz bu başarımızın ardında
03:11
that we did this because of our values.
75
191260
3000
değerlerimizin olduğu kanısındayız.
03:14
So let me share with you our values.
76
194260
3000
O zaman sizlerle değerlerimizi paylaşmama izin verin.
03:17
We believe in risk awareness.
77
197260
2000
Biz risk bilincine inanıyoruz.
03:19
What does that mean?
78
199260
2000
Bunun anlamı ne?
03:21
We believe that you should always understand the risks that you're taking,
79
201260
3000
Biz, almakta olduğunuz riskleri her zaman anlamanız gerektiğine inanıyoruz.
03:24
and we will not invest
80
204260
2000
Bu yüzden anlamadığımız şeylere
03:26
in things we don't understand.
81
206260
2000
yatırım yapmıyoruz.
03:28
Not a complicated thing.
82
208260
2000
Bu karışık bir mevzu değil.
03:30
But in 2007,
83
210260
2000
Ama 2007'de
03:32
at the height of the sub-prime
84
212260
3000
mortgage ve finansal krizinin
03:35
and all the complicated financial structures,
85
215260
2000
en ağır olduğu dönemde
03:37
it was quite opposite
86
217260
2000
markette gözlemlediğimiz
03:39
to the reckless risk-taking behaviors
87
219260
3000
davranışlar bunun tam aksine
03:42
that we saw on the market.
88
222260
2000
pervasızca ve riskliydi.
03:44
We also believe in straight-talking,
89
224260
2000
Biz ayrıca açık sözlülüğe inanıyoruz.
03:46
telling it as it is,
90
226260
2000
Olayları olduğu gibi,
03:48
using simple language that people understand,
91
228260
3000
insanların anlayabileceği basit bir dille;
03:51
telling people about the downsides
92
231260
2000
iyi taraflarının olduğu kadar
03:53
as well as the potential upsides,
93
233260
3000
potansiyel kötü taraflarını da anlatıyor ve
03:56
and even telling the bad news that no one wants to utter,
94
236260
3000
hatta kisenin söylemek istemediği kötü haberleri bile söylüyoruz.
03:59
like our lack of belief in the sustainability
95
239260
2000
Örneğin İzlanda'nın finansal sektörününün sürdürülemeyeğine
04:01
of the Icelandic financial sector
96
241260
2000
karşı olan inancımız gibi--
04:03
that already we had
97
243260
2000
hem de finansal çöküş başlamazdan
04:05
months before the collapse hit us.
98
245260
2000
aylar önce bile.
04:07
And, although we do work in the financial sector,
99
247260
3000
Ve her ne kadar da Excel'in kral olduğu
04:10
where Excel is king,
100
250260
2000
finans sektöründe çalışıyor olsak da,
04:12
we believe in emotional capital.
101
252260
3000
biz duygusal kapitale inanıyoruz.
04:15
And we believe
102
255260
2000
Ve inanıyoruz ki,
04:17
that doing emotional due diligence
103
257260
2000
duygusal hizmet
04:19
is just as important
104
259260
2000
finansal hizmet kadar
04:21
as doing financial due diligence.
105
261260
3000
önemlidir.
04:25
It is actually people
106
265260
2000
Çünkü para kazanan ve kaybedenler
04:27
that make money and lose money,
107
267260
2000
Excel dökümanlarının değil
04:29
not Excel spreadsheets.
108
269260
3000
insanlardır.
04:33
(Applause)
109
273260
2000
(Alkışlar)
04:35
Last, but not least,
110
275260
2000
Son olarak,
04:37
we believe in profit with principles.
111
277260
2000
biz prensiplere dayalı kâr'a inanıyoruz;
04:39
We care how we make our profit.
112
279260
2000
nasıl kâr yaptığımıza özen gösteriyoruz.
04:41
So while we want to make economic profit for ourselves and our customers,
113
281260
3000
Yani kendimiz ve müşterilerimiz için ekonomik kazanç sağlmak isterken,
04:44
we are willing to do it with a long-term view,
114
284260
3000
bunu uzun vadeli bir vizyonla yapmaktan çekinmiyoruz.
04:47
and we like to have a wider definition of profits
115
287260
3000
Ve biz ¨kâr¨ kavramına gelen çeyrekteki ekonomik kârdan
04:50
than just the economic profit in the next quarter.
116
290260
3000
daha geniş anlamlar vermekten hoşlanıyoruz.
04:53
So we like to see profits,
117
293260
2000
Kısacası biz kazançların
04:55
plus positive social
118
295260
2000
yatırım yaptığımızda pozitif sosyal ve
04:57
and environmental benefits, when we invest.
119
297260
3000
çevresel faydaları olduğunu görmeyi seviyoruz.
05:00
But it wasn't just about the values,
120
300260
2000
Ama bu sadece değerlerimizle ilgili değildi,
05:02
although we are convinced that they matter.
121
302260
2000
her ne kadar biz bu değerlerin önemli olduğuna ikna olmuşsak da.
05:04
It was also about a business opportunity.
122
304260
2000
Bu bir iş fırsatıyla alakalı.
05:06
It's the female trend, and it's the sustainability trend,
123
306260
3000
Bu bir kadın trendi, sürdürülebilirlik trendi,
05:09
that are going to create
124
309260
2000
ve bu trendler
05:11
some of the most interesting investment opportunities
125
311260
2000
ileride karşılaşacağımız en ilginç
05:13
in the years to come.
126
313260
2000
yatırım fırsatlarını beraberlerinde getirecek.
05:15
The whole thing about the female trend
127
315260
2000
Bu kadın trendiyle ilgili şey
05:17
is not about women being better than men;
128
317260
2000
kadınların erkeklerden daha iyi olmasıyla ilgili bişey değil,
05:19
it is actually about
129
319260
2000
aslında bu
05:21
women being different from men,
130
321260
2000
kadınların erkeklerden farklı olmasıyla ilgili.
05:23
bringing different values and different ways to the table.
131
323260
3000
Masaya farklı bakış açıları ve değerler getirmeleriyle ilgili.
05:26
So what do you get? You get better decision-making,
132
326260
3000
Peki ne elde edersiniz? Daha iyi kararlar elde edersiniz.
05:29
and you get less herd behavior,
133
329260
2000
Dolayısıyla daha az ¨sürü¨ davranışı sergilenir.
05:31
and both of those things hit your bottom line
134
331260
3000
Ve bu iki şey sayesinde
05:34
with very positive results.
135
334260
3000
çok pozitif sonuçlar elde edersiniz.
05:37
But one has to wonder,
136
337260
2000
Ama yine de şunu düşünmek gerek:
05:39
now that we've had this financial sector collapse upon us in Iceland --
137
339260
3000
İzlanda'da bu krizi geçirttik ya...
05:42
and by the way, Europe looks pretty bad right now,
138
342260
3000
-- ve bu arada Avrupa şu anda hiç iyi görünmüyor--
05:45
and many would say that you in America
139
345260
2000
Ve Amerika'daki birçoğunuz da hala daha
05:47
are heading for some more trouble as well.
140
347260
3000
sorun yaşayacağa benziyor...
05:50
Now that we've had all that happen,
141
350260
2000
Şimdi, bütün bunları yaşadıktan sonra ve
05:52
and we have all this data out there
142
352260
2000
elimizde, karar masalarında çeşitliliğin
05:54
telling us that it's much better to have diversity
143
354260
2000
olmasının çok daha iyi sonuçlar doğuracağını söyleyen
05:56
around the decision-making tables,
144
356260
2000
bu kadar veri varken,
05:58
will we see business and finance change?
145
358260
3000
işletmelerin ve finans sektörünün değişeceğini görecek miyiz?
06:01
Will government change?
146
361260
2000
Hükümet değişecek mi?
06:03
Well I'll give you my straight talk about this.
147
363260
3000
Sizle açık konuşacağım.
06:06
I have days that I believe,
148
366260
2000
İnandığım günler de var,
06:08
but I have days that I'm full of doubt.
149
368260
3000
şüpheyle dolduğum günler de.
06:11
Have you seen the incredible urge out there
150
371260
3000
Dışardaki o büyük, bizi yıkan şeyleri
06:14
to rebuild the very things that failed us?
151
374260
3000
yeniden yerine koyma dürtüsünü gördünüz mü?
06:17
(Applause)
152
377260
2000
(Alkışlar)
06:19
Einstein said
153
379260
2000
Einstein demişti ki
06:21
that this was the definition of insanity --
154
381260
3000
deliliğin anlamı
06:24
to do the same things
155
384260
2000
aynı şeyleri
06:26
over and over again,
156
386260
2000
tekrar tekrar yaparak
06:28
hoping for a different outcome.
157
388260
3000
farklı bir sonuca ulaşmayı ummak
06:31
So I guess the world is insane,
158
391260
2000
o zaman sanırım bütün dünya delidir.
06:33
because I see entirely too much
159
393260
2000
Çünkü ben aynı şeylerin devamlı tekrarlanıp durduğunu
06:35
of doing the same things over and over again,
160
395260
3000
ve bu defa üstümüze yıkılmacağını umduğumuz zamanları
06:38
hoping that this time it's not going to collapse upon us.
161
398260
3000
çok fazla görür oldum.
06:41
I want to see more revolutionary thinking,
162
401260
3000
Ben biraz daha radikal düşünce görmek istiyorum.
06:44
and I remain hopeful.
163
404260
2000
Ve benim hala umudum var.
06:46
Like TED, I believe in people.
164
406260
2000
TED gibi, ben de insanlara inanıyorum.
06:48
And I know that consumers
165
408260
2000
Ve biliyorum ki, tüketiciler
06:50
are becoming more conscious,
166
410260
2000
daha bilinçli oluyor
06:52
and they are going to start voting with their wallets,
167
412260
3000
ve yakında cüzdanlarıyla seçim yapacak ve
06:55
and they are going to change the face
168
415260
2000
işletmelerin ve finansın iç yüzünü olmasa da
06:57
of business and finance from the outside,
169
417260
2000
dış yüzünü
06:59
if they don't do it from the inside.
170
419260
2000
değiştirecekler.
07:02
But I'm more of the revolutionary,
171
422260
3000
Ama ben biraz daha radikalim,
07:05
and I should be; I'm from Iceland.
172
425260
2000
ve olmalıyım da; ben İzlandalıyım.
07:07
We have a long history
173
427260
2000
Ve bizim tarihimiz
07:09
of strong, courageous, independent women,
174
429260
3000
güçlü, cesaretli ve bağımsız kadınlarla dolu;
07:12
ever since the Viking age.
175
432260
2000
Viking çağından beri.
07:14
And I want to tell you when
176
434260
2000
Size kadınların ekonomiye
07:16
I first realized that women matter to the economy
177
436260
2000
ve topluma ne kadar önemli olduğunu anladığım
07:18
and to the society,
178
438260
2000
zamanı anlatmak istiyorum.
07:20
I was seven -- it happened to be my mother's birthday --
179
440260
2000
Henüz yedi yaşındaydım, ve o gün şans eseri annemin yaş günüydü.
07:22
October 24, 1975.
180
442260
3000
Ekim 24, 1975.
07:25
Women in Iceland took the day off.
181
445260
3000
Kadınlar günübirlik bir izin aldılar.
07:28
From work or from home, they took the day off,
182
448260
3000
İşten veya evden, bir günlük izin yaptılar
07:31
and nothing worked in Iceland.
183
451260
2000
ve İzlanda'da hayat durdu.
07:33
(Laughter)
184
453260
3000
(Kahkahalar)
07:36
They marched into the center of Reykjavik,
185
456260
2000
Reykjavik'in merkezine yürüdüler
07:38
and they put women's issues onto the agenda.
186
458260
3000
ve kadın haklarını ajandaya yerleştirdiler.
07:41
And some say this was the start of a global movement.
187
461260
3000
Ve bazıları bunun global bir hareketin başlangıcı olduğunu söyleyebilir.
07:44
For me it was the start of a long journey,
188
464260
3000
Benim için uzun bir yolculuğun başlangıcıydı,
07:47
but I decided that day to matter.
189
467260
3000
ama o günün önemli olduğu kararına vardım.
07:50
Five years later,
190
470260
2000
Beş yıl sonra,
07:52
Iceland elected Vigdis Finnbogadottir as their president --
191
472260
3000
İzlanda Vigdis Finnbogadottir'i
07:55
first female to become head of state,
192
475260
3000
ilk kadın cumhurbaşkanı olarak seçti.
07:58
single mom,
193
478260
2000
göğüs kanserini yenmiş
08:00
a breast cancer survivor
194
480260
2000
ve bir göğsünü aldırmış
08:02
who had had one of her breasts removed.
195
482260
2000
boşanmış bir anne.
08:04
And at one of the campaign sessions,
196
484260
2000
Kampanya sezonu sırasında
08:06
she had one of her male contenders
197
486260
3000
erkek rakiplerinden biri
08:09
allude to the fact that she couldn't become president --
198
489260
2000
onun başkanlık görevini yapamacağını iddia etti;
08:11
she was a woman, and even half a woman.
199
491260
3000
çünkü o bir kadındı, hatta yarım bir kadındı.
08:15
That night she won the election,
200
495260
2000
Seçimi kazandığı gece
08:17
because she came back --
201
497260
2000
rakibini cevaplamak için---
08:19
not just because of his crappy behavior --
202
499260
3000
sadece küstahlığı için değil--
08:22
but she came back and said,
203
502260
3000
rakibine şu cevabı verdi:
08:25
"Well, I'm actually not going to breastfeed the Icelandic nation;
204
505260
3000
"Aslına bakarsanız, İzlandalıları emzirecek değilim,
08:28
I'm going to lead it."
205
508260
2000
onlara liderlik edeceğim."
08:30
(Applause)
206
510260
4000
(Alkışlar)
08:34
So I've had incredibly many
207
514260
3000
Kısacası, şimdiye kadar çok fazla
08:37
women role models
208
517260
2000
kadın idolüm
08:39
that have influenced who I am and where I am today.
209
519260
2000
benim bugün olduğum kişi olmamda etken oldu.
08:41
But in spite of that,
210
521260
2000
Fakat buna rağmen,
08:43
I went through the first 10 or 15 years of my career
211
523260
2000
kariyerimin ilk 10 veya 15 yılını
08:45
mostly in denial of being a woman.
212
525260
3000
kadın olduğumu gözardı ederek geçirdim.
08:48
Started in corporate America,
213
528260
2000
Kurumsal Amerika'da başladım
08:50
and I was absolutely convinced
214
530260
2000
ve kesinlikle bireyin
08:52
that it was just about the individual,
215
532260
2000
en önemli olduğuna inandım --
08:54
that women and men would have just the same opportunities.
216
534260
3000
kadın ve erkeğin eşit fırsatlara sahip olduğundan emindim.
08:57
But I've come to conclude lately
217
537260
2000
Ama son zamanlarda
08:59
that it isn't like that.
218
539260
2000
bunun böyle olmadığı kararına vardım.
09:01
We are not the same,
219
541260
2000
Biz aynı değiliz.
09:03
and it's great. Because of our differences,
220
543260
2000
Ve bu harika bişey --çünkü farklılıklarımız sayesinde
09:05
we create and sustain life.
221
545260
2000
hayatı yaratıp, devam ettirebiliyoruz.
09:07
So we should embrace our difference and aim for challenge.
222
547260
3000
Yani farklılıklarımızı kabul edip ♪
09:10
The final thought I want to leave with you
223
550260
2000
Sizleri son bir düşünce ile bırakmak istiyorum.
09:12
is that I'm fed up with this tyranny
224
552260
2000
O da, hayatımızdaki "ya/ya da" kararlarından
09:14
of either/or choices in life --
225
554260
2000
bıktım.
09:16
either it's men or it's women.
226
556260
3000
Ya erkek, ya da kadın ♪
09:19
We need to start embracing the beauty of balance.
227
559260
3000
Bizim dengedenin güzelliğini kabullenmeliyiz.
09:22
So let's move away
228
562260
2000
O zaman artık işletmenin ve hayırseverliğin farklı şeyler olduğunu
09:24
from thinking about business here and philanthropy there,
229
564260
3000
düşünmekten vazgeçip
09:27
and let's start thinking about
230
567260
2000
iyi iş yapmak hakkında
09:29
doing good business.
231
569260
2000
düşünelim.
09:31
That's how we change the world. That's the only sustainable future.
232
571260
3000
Dünyayı bu şekilde değiştirebiliriz. Sürdürülebilir tek gelecek bu.
09:34
Thank you.
233
574260
2000
Teşekkürler.
09:36
(Applause)
234
576260
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7