Rory Sutherland: Sweat the small stuff

Rory Sutherland: Küçük şeylere önem verin

295,946 views ・ 2010-06-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Taner Tarlakazan Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Those of you who may remember me from TEDGlobal
0
15260
2000
Bazılarınız beni TEDGlobal'den, zihnimi hala
00:17
remember me asking a few questions
1
17260
2000
meşgul eden birkaç soru
00:19
which still preoccupy me.
2
19260
2000
sorarken hatırlıyor.
00:21
One of them was: Why is it necessary to spend
3
21260
2000
O sorulardan bir tanesi : Neden
00:23
six billion pounds
4
23260
2000
Eurostar trenlerini altı milyar
00:25
speeding up the Eurostar train
5
25260
2000
pound kullanarak hızlandırmak
00:27
when, for about 10 percent of that money,
6
27260
2000
yerine, o paranın yüzde onuna
00:29
you could have top supermodels, male and female,
7
29260
2000
yolculara yolculuk boyunca bedava
00:31
serving free Chateau Petrus to all the passengers
8
31260
3000
Chateau Petrus ikram eden erkek ve
00:34
for the entire duration of the journey?
9
34260
2000
kadın süpermodeller istihdam edilmiyor?
00:36
You'd still have five billion left in change,
10
36260
2000
Sonuçta 5 milyar cepte kalırdı ve yolcular
00:38
and people would ask for the trains to be slowed down.
11
38260
3000
trenin daha da yavaş gitmesini isterdi.
00:41
Now, you may remember me asking the question as well,
12
41260
2000
Şimdi, bazılarınız da beni çok ilginç bir gözlemi
00:43
a very interesting observation,
13
43260
2000
sorgularken hatırlayacaktır,
00:45
that actually those strange little signs
14
45260
2000
garip küçük işaretler
00:47
that actually flash "35" at you,
15
47260
2000
size doğru ''35'' şeklinde görünüyor
00:49
occasionally accompanying a little smiley face
16
49260
2000
zaman zaman da o görüntüye küçük gülen yüz
00:51
or a frown,
17
51260
2000
ya da asık bir surat
00:53
according to whether you're within or outside the speed limit --
18
53260
3000
sizin hız limitini aşıp aşmadığınıza bağlı olarak gözüküyor
00:56
those are actually more effective
19
56260
2000
bu tür önlemler hız kameralarından
00:58
at preventing road accidents than speed cameras,
20
58260
3000
daha verimli bir çözüm
01:01
which come with the actual threat
21
61260
2000
çünkü gerçek bir tehdit ve
01:03
of real punishment.
22
63260
2000
gerçek bir cezalandırma var.
01:05
So there seems to be a strange disproportionality at work,
23
65260
3000
Yani gözüküyor ki çalışmalar üzerinde fazlaca orantısızlık var,
01:08
I think, in many areas of human problem solving,
24
68260
3000
Bence insani problemlerin çözümünde
01:11
particularly those which involve human psychology,
25
71260
3000
özellikle de insan psikolojisini inceleyenlerde
01:14
which is: The tendency
26
74260
2000
işletmenin veya
01:16
of the organization or the institution
27
76260
2000
organizasyonunun yatkınlığı
01:18
is to deploy as much force as possible,
28
78260
3000
mümkün olduğunca fazla kuvvet uygulamak,
01:21
as much compulsion as possible,
29
81260
2000
mümkün olduğunca zorlamak.
01:23
whereas actually, the tendency of the person
30
83260
2000
Oysa aslında, insanın yatkınlığı
01:25
is to be almost influenced
31
85260
3000
uygulanan kuvvet ile
01:28
in absolute reverse proportion
32
88260
2000
elde edilecek sonuç arasında
01:30
to the amount of force being applied.
33
90260
3000
tamamen ters orantı uygulanması üzerinedir.
01:33
So there seems to be a complete disconnect here.
34
93260
2000
Yani burada tamamen bir kopukluk sözkonusu.
01:35
So what I'm asking for is the creation of a new job title --
35
95260
2000
Benim istediğim ise yeni bir iş alanı oluşturmak
01:37
I'll come to this a little later --
36
97260
2000
ki buna daha sonra geleceğim
01:39
and perhaps the addition of a new word
37
99260
2000
ve belki de ingilizceye
01:41
into the English language.
38
101260
2000
yeni bir kelime eklemek.
01:43
Because it does seem to me that large organizations
39
103260
3000
Çünkü gözüken o ki büyük organizasyonlar
01:46
including government, which is, of course, the largest organization of all,
40
106260
3000
ki içerisinde devlet de var tabi ki , en büyük organizasyon aslında
01:49
have actually become
41
109260
2000
tamamen insanları ilgilendiren
01:51
completely disconnected
42
111260
2000
konulardan kopuk
01:53
with what actually matters to people.
43
113260
2000
durumda.
01:55
Let me give you one example of this.
44
115260
2000
Bunu bir örnekle açıklayayım.
01:57
You may remember this as the AOL-Time Warner merger, okay,
45
117260
3000
Belki hatırlarsınız AOL-Time birleşmesini
02:01
heralded at the time as the largest
46
121260
2000
zamanının tek seferdeki en büyük
02:03
single deal of all time.
47
123260
2000
anlaşması olarak duyurulmuştu.
02:05
It may still be, for all I know.
48
125260
2000
Belki hala öyledir , bildiğim kadarıyla.
02:07
Now, all of you in this room, in one form or other,
49
127260
2000
Şimdi, buradaki herkes, bir şekilde
02:09
are probably customers of one or both
50
129260
2000
bu birleşen şirketlerden
02:11
of those organizations that merged.
51
131260
2000
en az birinin müşterisi.
02:13
Just interested, did anybody notice anything different
52
133260
3000
Sadece ilgimi çektiği için söylüyorum, sonuç olarak
02:16
as a result of this at all?
53
136260
2000
herhangi biriniz bir fark hissetti mi?
02:18
So unless you happened to be a shareholder
54
138260
2000
Yani iki şirketten birinin hissedarı değilseniz
02:20
of one or the other organizations
55
140260
2000
ya da şüphesiz bu çok karlı
02:22
or one of the dealmakers or lawyers involved in the no-doubt lucrative activity,
56
142260
3000
anlaşmada anlaşmayı sağlayanlardan biri veya avukatlardan birisi değilseniz
02:25
you're actually engaging in a huge piece of activity
57
145260
3000
çok büyük bir şekilde kimseye hiç bir şey ifade
02:28
that meant absolutely bugger-all to anybody, okay?
58
148260
3000
etmeyen bir şey yaşıyorsunuz demektir.
02:32
By contrast, years of marketing have taught me
59
152260
2000
Aksine , pazarlamada yılların getirdiği deneyimle
02:34
that if you actually want people to remember you
60
154260
3000
söyleyebilirim ki eğer gerçekten insanların sizi
02:37
and to appreciate what you do,
61
157260
2000
hatırlamasını ve takdir etmesini istiyorsanız,
02:39
the most potent things are actually very, very small.
62
159260
3000
bunun için yapılacak en kuvvetli şeyler aslında çok , çok küçüktür.
02:42
This is from Virgin Atlantic upper-class,
63
162260
2000
Bu Virgin Atlantic üst sınıftan.
02:44
it's the cruet salt and pepper set.
64
164260
2000
Bu, tuz ve karabiber seti.
02:46
Quite nice in itself, they're little, sort of, airplane things.
65
166260
3000
Oldukça güzel, küçük bir çeşit uçak şeklinde.
02:49
What's really, really sweet is every single person looking at these things
66
169260
3000
gerçekten ama gerçekten güzel olan ise bu şeylere bakan her bir kişi
02:52
has exactly the same mischievous thought,
67
172260
2000
aynı yaramaz düşünceye sahip,
02:54
which is, "I reckon I can heist these."
68
174260
3000
''Kesin ben bunu çalarım.''
02:57
However, you pick them up and underneath,
69
177260
2000
Aslında, tutup altına bakarsanız,
02:59
actually engraved in the metal, are the words,
70
179260
2000
metale işlenmiş şu yazıları görürsünüz,
03:01
"Stolen from Virgin Atlantic Airways upper-class."
71
181260
3000
''Virgin Atlantic Havayolları üst sınıftan çalınmıştır.''
03:04
(Laughter)
72
184260
2000
(Kahkahalar)
03:06
Now, years after
73
186260
2000
Şimdi, yıllar sonra bile
03:08
you remember the strategic question
74
188260
2000
777de ya da Airbus'ta uçtuğunuzu
03:10
of whether you're flying in a 777 or an Airbus,
75
190260
3000
hatırlayacaksınız, o kelimeleri
03:13
you remember those words and that experience.
76
193260
3000
ve o deneyimi de.
03:17
Similarly, this is from a hotel in Stockholm, the Lydmar.
77
197260
2000
Benzer şekilde, Stockholm'de the Lydmar oteli.
03:19
Has anybody stayed there?
78
199260
2000
Orada kalan var mı aramızda?
03:21
It's the lift, it's a series of buttons in the lift.
79
201260
3000
Bu asansör, asansörde butonlar var.
03:24
Nothing unusual about that at all,
80
204260
3000
Bunda şaşılacak bir şey yok,
03:27
except that these are actually not the buttons that take you to an individual floor.
81
207260
3000
sizi katlara çıkartacak butonların bu butonlar olmaması dışında.
03:30
It starts with garage at the bottom, I suppose, appropriately,
82
210260
3000
En altta garage butonuyla başlıyor, gereği de bu galiba,
03:33
but it doesn't go up garage, grand floor, mezzanine, one, two, three, four.
83
213260
3000
ama sonra garage, lobi, üst kat, bir, iki, üç, dört diye gitmiyor.
03:36
It actually says garage, funk, rhythm and blues.
84
216260
3000
Garage, funk , ritim ve blues yazıyor.
03:40
You have a series of buttons. You actually choose your lift music.
85
220260
3000
Asansör müziğinizi seçmeniz için bir sürü butonunuz var.
03:44
My guess is that the cost of installing this in the lift
86
224260
3000
Benim tahminim Stockholm'deki the Lydmar oteline
03:47
in the Lydmar Hotel in Stockholm
87
227260
2000
bunu yüklemenin maliyeti
03:49
is probably 500 to 1,000 pounds max.
88
229260
3000
500 ile 1000 pound arasındadır.
03:52
It's frankly more memorable
89
232260
2000
Açık olarak
03:54
than all those millions of hotels we've all stayed at
90
234260
3000
kaldığımız milyonlarca otelde
03:57
that tell you that your room has actually been recently renovated
91
237260
3000
bize odamızın 500,000 dolara yeniden
04:00
at a cost of 500,000 dollars,
92
240260
2000
tasarlandığını söylemelerinden daha akılda kalıcı,
04:02
in order to make it resemble every other hotel room you've ever stayed in
93
242260
3000
çünkü hayatınız boyunca kaldığınız diğer tüm otel
04:05
in the entire course of your life.
94
245260
3000
odaları birbirine benziyor bu yüzden.
04:09
Now, these are trivial marketing examples, I accept.
95
249260
3000
Şimdi, bunlar önemsiz pazarlama örnekleriydi, kabul ediyorum.
04:12
But I was at a TED event recently and Esther Duflo,
96
252260
3000
Ama yakın zamanda bir TED etkinliğindeydim ve
04:15
probably one of the leading experts in,
97
255260
2000
belkide alanının en önde gelen uzmanlarından biri Esther Duflo
04:17
effectively, the eradication of poverty in the developing world,
98
257260
2000
verimli bir biçimde gelişen dünyada fakirliğin kökünü kurutacak
04:19
actually spoke.
99
259260
2000
bir konuşma yaptı.
04:21
And she came across a similar example
100
261260
2000
Ve beni etkileyen bir şeye
04:23
of something that fascinated me
101
263260
2000
çok benzer bir noktaya örnek verdi
04:25
as being something which, in a business context or a government context,
102
265260
3000
öyle ki, iş dünyasında ya da devlet içerisinde,
04:28
would simply be so trivial a solution
103
268260
2000
uygulanması utanç gözükecek kadar
04:30
as to seem embarrassing.
104
270260
2000
önemsiz bir çözüm.
04:32
It was simply to encourage the inoculation of children
105
272260
3000
Aslında çözüm çocukların aşı yapılmasını
04:35
by, not only making it a social event --
106
275260
2000
teşvik etmekti. Sadece sosyal bir etkinlik olarak değil.
04:37
I think good use of behavioral economics in that,
107
277260
2000
Bence davranışsal ekonominin iyi kullanımı ile açıklanacak şekilde,
04:39
if you turn up with several other mothers
108
279260
2000
eğer diğer annelerle beraber
04:41
to have your child inoculated,
109
281260
2000
çocuğunuzu aşıya getirirseniz,
04:43
your sense of confidence is much greater than if you turn up alone.
110
283260
3000
yalnız gelmenize göre çok daha kendinize güvenirsiniz.
04:46
But secondly, to incentivize that inoculation
111
286260
2000
Ama ikinci olarak, aşı yaptırmayı teşvik etmek için
04:48
by giving a kilo of lentils to everybody who participated.
112
288260
3000
katılan herkese bir kilo mercimek verirsiniz.
04:53
It's a tiny, tiny thing.
113
293260
2000
Bu çok ama çok küçük bir şeydir.
04:55
If you're a senior person at UNESCO
114
295260
3000
Eğer UNESCO'da kıdemli biriyseniz
04:58
and someone says, "So what are you doing
115
298260
2000
ve birileri size ''Dünyayı yoksulluktan tamamen kurtarmak için
05:00
to eradicate world poverty?"
116
300260
2000
ne yapıyorsunuz'' diye sorsa
05:02
you're not really confident standing up there
117
302260
2000
sizde öylece durup kolayca ''Sorunu hallettim çözüm mercimek''
05:04
saying, "I've got it cracked; it's the lentils," are you?
118
304260
3000
diyemezsiniz.
05:08
Our own sense of self-aggrandizement
119
308260
2000
Yaptığımız işi abartma güdüsü
05:10
feels that big important problems
120
310260
2000
sayesinde büyük problemler
05:12
need to have big important, and most of all, expensive
121
312260
3000
büyük, önemli ve de hepsinden öte pahalı
05:15
solutions attached to them.
122
315260
3000
çözümler gerektirir gibi gözükür.
05:18
And yet, what behavioral economics shows time after time after time
123
318260
3000
Hal böyle iken, davranışsal ekonominin insan davranışı ve davranışsal değişiklik
05:21
is in human behavioral and behavioral change
124
321260
2000
içinde defalarca gösterdiği üzere
05:23
there's a very, very strong disproportionality at work,
125
323260
3000
işte çok ama çok büyük bir orantısızlık var.
05:26
that actually what changes our behavior
126
326260
3000
Davranışımızı değiştirmemizi sağlayan şeyler
05:29
and what changes our attitude to things
127
329260
2000
ve olaylara tavrımızı değiştirmemizi
05:31
is not actually proportionate to the degree
128
331260
2000
sağlayan şeyler,aslında
05:33
of expense entailed,
129
333260
2000
gider kalemleri ile
05:35
or the degree of force that's applied.
130
335260
3000
ya da uygulanan kuvvetin derecesi ile orantılı değil.
05:38
But everything about institutions
131
338260
2000
Ama bu orantısızlıkla beraber
05:40
makes them uncomfortable
132
340260
2000
kurumlarla ilgili herşey
05:42
with that disproportionality.
133
342260
2000
kendisini tatsız hale getiriyor.
05:44
So what happens in an institution
134
344260
2000
Yani bir kurumda olan olay şu ki
05:46
is the very person who has the power to solve the problem
135
346260
3000
problemi çözme yetkisi verilen kişinin
05:49
also has a very, very large budget.
136
349260
2000
aynı zamanda çok çok fazla bütçesi oluyor.
05:51
And once you have a very, very large budget,
137
351260
2000
Ve bir kere elinizde çok çok fazla bütçe varsa,
05:53
you actually look for expensive things to spend it on.
138
353260
3000
harcamak için pahalı şeyler ararsınız.
05:57
What is completely lacking is a class of people
139
357260
2000
Bu da çok engin güçlere sahip olup da parası olmayan
05:59
who have immense amounts of power, but no money at all.
140
359260
3000
insanların bir eksikliğidir.
06:02
(Laughter)
141
362260
2000
(Kahkahalar)
06:04
It's those people I'd quite like to create
142
364260
2000
İşte bu insanlar dünyanın ileri gitmesi
06:06
in the world going forward.
143
366260
2000
için olmasını istediğim insanlar.
06:08
Now, here's another thing that happens,
144
368260
2000
Şimdi, bir başka olay var,
06:10
which is what I call sometimes "Terminal 5 syndrome,"
145
370260
2000
bazen ''5 numaralı terminal sendromu'' şeklinde anarım.
06:12
which is that big, expensive things
146
372260
2000
bu olayda büyük pahalı şeyler
06:14
get big, highly-intelligent attention,
147
374260
3000
büyük ve oldukça zeki bir dikkati üstlerine çekerler
06:17
and they're great, and Terminal 5 is absolutely magnificent,
148
377260
3000
ve iyilerdir, ve 5 numaralı terminal gerçekten büyüleyici,
06:20
until you get down to the small detail, the usability,
149
380260
2000
ta ki küçük detaya gelene kadar, kullanılabilirlik,
06:22
which is the signage,
150
382260
2000
şikayet ettiğim şey işaret sistemi,
06:24
which is catastrophic.
151
384260
2000
ki bu gerçekten felaket.
06:26
You come out of "Arrive" at the airport, and you follow
152
386260
2000
Havalimanında varış kısmına geliyorsunuz
06:28
a big yellow sign that says "Trains" and it's in front of you.
153
388260
3000
ve de trenler yazan büyük sarı bir işareti takip ediyorsunuz
06:31
So you walk for another hundred yards,
154
391260
2000
bir 100 metre kadar gidiyorsunuz,
06:33
expecting perhaps another sign,
155
393260
2000
bir başka işareti görmeyi bekliyorsunuz,
06:35
that might courteously be yellow, in front of you and saying "Trains."
156
395260
3000
o da nazikçe sarı renkte ve tam önünüzde duruyor ve de ismi ''Trenler.''
06:38
No, no, no, the next one is actually blue, to your left,
157
398260
2000
Hayır, hayır, hayır sıradaki aslında sol tarafınızda ve mavi renkli,
06:40
and says "Heathrow Express."
158
400260
2000
ve de ''Heathrow Ekspresi'' isminde.
06:42
I mean, it could almost be rather like that scene from the film "Airplane."
159
402260
3000
Demek istediğim bu tıpkı ''Airplane'' filminden bir sahne gibi.
06:45
A yellow sign? That's exactly what they'll be expecting.
160
405260
3000
Sarı bir işaret? Bu insanların beklediği işaret.
06:48
Actually, what happens in the world increasingly --
161
408260
2000
Gerçekte, dünyada artarak olan şeyler bunlar
06:50
now, all credit to the British Airport Authority.
162
410260
2000
İngiliz Havalimanları idaresine saygı duyuyorum.
06:52
I spoke about this before,
163
412260
2000
Bunu daha önce onlara söyledim,
06:54
and a brilliant person got in touch with me and said, "Okay, what can you do?"
164
414260
3000
ve harikulade birisi benimle iletişime geçti ve, ''Tamam, ne öneriyorsun?'' dedi.
06:57
So I did come up with five suggestions, which they are actually actioning.
165
417260
3000
Bende gerçekten işe yarayan beş tavsiye önerdim.
07:00
One of them also being,
166
420260
2000
Bunlardan birisi,
07:02
although logically it's quite a good idea
167
422260
2000
aslında mantıksal açıdan gayet iyi bir fikir
07:04
to have a lift with no up and down button in it,
168
424260
2000
iniş ve çıkış düğmesi olmayan bir asansör,
07:06
if it only serves two floors,
169
426260
2000
eğer sadece iki kat arasında hizmet verirse,
07:08
it's actually bloody terrifying, okay?
170
428260
3000
bu gerçekten çok korkunç olurdu.
07:11
Because when the door closes
171
431260
2000
Çünkü kapı kapandığında
07:13
and there's nothing for you to do,
172
433260
2000
ve sizin için yapacak bir şey kalmadığında,
07:15
you've actually just stepped into a Hammer film.
173
435260
2000
gerçekten korku filminin içine dalmış gibi olurdunuz.
07:17
(Laughter)
174
437260
2000
(Kahkahalar)
07:19
So these questions ... what is happening in the world
175
439260
2000
Bu sorular...dünyada neler oluyor
07:21
is the big stuff, actually,
176
441260
2000
bunlar gerçekten büyük işler,
07:23
is done magnificently well.
177
443260
2000
ve çok iyi bir biçimde idare ediliyorlar.
07:25
But the small stuff, what you might call the user interface,
178
445260
3000
ama küçük işler, kullanıcı arayüzü diye tarif edebileceklerimiz,
07:28
is done spectacularly badly.
179
448260
2000
gerçekten çok kötü idare ediliyor.
07:30
But also, there seems to be a complete sort of gridlock
180
450260
3000
Ama aynı zamanda, ortada bir çeşit tıkanıklık ve karmaşa hakim
07:33
in terms of solving these small solutions.
181
453260
3000
bu küçük sorunları çözmek anlamında.
07:36
Because the people who can actually solve them
182
456260
2000
Çünkü bunları çözen insanlar
07:38
actually are too powerful and too preoccupied
183
458260
2000
aslında gereğinden fazla güçlü ve kafası meşgul
07:40
with something they think of as "strategy" to actually solve them.
184
460260
3000
kafalarını meşgul eden şey aslında ''strateji'' dedikleri şey.
07:43
I tried this exercise recently, talking about banking.
185
463260
2000
Bu örneği daha önce denedim, bankacılık ile ilgili konuşuyorum.
07:45
They said, "Can we do an advertising campaign?
186
465260
2000
Bana dediler ki, ''Bir tanıtım kampanyası yapabilir miyiz.
07:47
What can we do and encourage more online banking?"
187
467260
3000
Internet bankacılığını iyileştirmek için neler yapabiliriz ve bunu nasıl teşvik ederiz?''
07:50
I said, "It's really, really easy."
188
470260
2000
Dedim ki, ''Bu gerçekten çok ama çok kolay.''
07:52
I said, "When people login to their online bank
189
472260
2000
''İnsanlar netten hesaplarına girdiklerinde
07:54
there are lots and lots of things they'd probably quite like to look at.
190
474260
3000
bakmaları gereken bir çok şey olur.
07:57
The last thing in the world you ever want to see is your balance."
191
477260
3000
Bakmak isteyeceğin son şey ise bakiyendir.''
08:01
I've got friends who actually
192
481260
2000
Para çekme makinelerini asla
08:03
never use their own bank cash machines
193
483260
2000
kullanmayan arkadaşlarım var sebebi de
08:05
because there's the risk that it might display
194
485260
2000
ekranda bakiyelerinin
08:07
their balance on the screen.
195
487260
2000
gözükmesini riske etmek istememeleri.
08:09
Why would you willingly expose yourself to bad news?
196
489260
3000
Kendinizi neden kötü haberlere maruz bırakasınız ki?
08:12
Okay, you simply wouldn't.
197
492260
2000
Tamam. Basitçe bunu yapmazsınız.
08:14
I said, "If you make, actually, 'Tell me my balance.'
198
494260
2000
''Ekran açılır açılmaz bakiyenin gözükmesi yerine
08:16
If you make that an option rather than the default,
199
496260
3000
'Bana bakiyemi göster' seçeneği koyarsanız
08:19
you'll find twice as many people log on to online banking,
200
499260
3000
internet bankacılığını kullanan insan sayısı ikiye katlanır,
08:22
and they do it three times as often."
201
502260
2000
ve insanlar bunu normalden üç kat daha sık yapar.''
08:24
Let's face it, most of us -- how many of you
202
504260
2000
Hadi bununla yüzleşelim çoğumuz - kaç taneniz
08:26
actually check your balance before you remove cash from a cash machine?
203
506260
3000
gerçekte para çekme makinesinden para çekmeden önce bakiyesine bakar?
08:30
And you're pretty rich by the standards of the world at large.
204
510260
3000
Üstüne üstlük dünya standartlarına göre oldukça da zenginsiniz.
08:33
Now, interesting that no single person does that,
205
513260
2000
Şimdi, ilginç olan tek bir kişi bile bunu yapmaz,
08:35
or at least can admit to being so anal as to do it.
206
515260
3000
ya da en azından zor olduğunu kabul edersiniz.
08:39
But what's interesting about that suggestion
207
519260
2000
Ama bu önerinin ilginç tarafı
08:41
was that, to implement that suggestion wouldn't cost 10 million pounds;
208
521260
3000
uygulanması için 10 milyon pounda gerek olmamasıydı;
08:44
it wouldn't involve large amounts of expenditure;
209
524260
2000
Çok büyük miktarlarda gider içermezdi;
08:46
it would actually cost about 50 quid.
210
526260
2000
sadece 50 sterlin civarı bir paraya mal olurdu.
08:48
And yet, it never happens.
211
528260
2000
ve yinede, bu asla olmaz.
08:50
Because there's a fundamental disconnect, as I said,
212
530260
3000
Çünkü temel bir kopukluk var dediğim gibi,
08:53
that actually, the people with the power
213
533260
2000
Gücü olan insanlar
08:55
want to do big expensive things.
214
535260
2000
büyük pahalı şeyler yapmak isterler.
08:57
And there's to some extent a big strategy myth
215
537260
2000
Ve iş dünyasında yaygın bir kapsamda
08:59
that's prevalent in business now.
216
539260
2000
geçerli gözüken bir strateji miti var şu anda.
09:01
And if you think about it, it's very, very important
217
541260
2000
Ve eğer düşünürseniz, bu strateji mitinin
09:03
that the strategy myth is maintained.
218
543260
2000
korunması çok çok önemli.
09:05
Because, if the board of directors convince everybody
219
545260
3000
Çünkü, eğer yönetim kurulu, herhangi bir organizasyonun
09:08
that the success of any organization
220
548260
2000
başarısının, neredeyse tamamen yönetim kurulundakiler tarafından verilen
09:10
is almost entirely dependent on the decisions made by the board of directors,
221
550260
3000
kararlar sonucu geldiğini herkese inandırırsa
09:13
it makes the disparity in salaries
222
553260
3000
bu da maaşlarda orantısızlığa sebep olur
09:16
slightly more justifiable
223
556260
2000
Böylece şirketin başarısının
09:18
than if you actually acknowledge that quite a lot of the credit for a company's success
224
558260
3000
küçük parçalar halinde
09:21
might actually lie somewhere else,
225
561260
2000
yapılan taktiksel aktiviteler
09:23
in small pieces of tactical activity.
226
563260
2000
ile yapılabileceği fikrini baltalar.
09:26
But what is happening is that effectively --
227
566260
2000
Ama aslında etkin bir biçimde olan
09:28
and the invention of the spreadsheet hasn't helped this;
228
568260
2000
ki hesap çizelgelerinin icadı buna yardımcı olmadı;
09:30
lots of things haven't helped this --
229
570260
2000
bir çok şey buna yardımcı olmadı
09:32
business and government suffers from a kind of physics envy.
230
572260
3000
iş dünyası ve devlet bir çeşit fiziki kıskançlık yüzünden zarar görüyor.
09:35
It wants the world to be the kind of place where
231
575260
3000
Dünyanın öyle bir yer olması isteniyor ki giriş ve değişim
09:38
the input and the change are proportionate.
232
578260
3000
birbiri ile orantılı olsun.
09:41
It's a kind of mechanistic world
233
581260
2000
Hepimizin içinde yaşamak isteyeceği
09:43
that we'd all love to live in
234
583260
2000
bir çeşit mekaniksel dünya,
09:45
where, effectively, it sits very nicely on spreadsheets,
235
585260
3000
öyle bir yer ki, her şey kolayca hesap çizelgeleri üzerinde açıklanabilir,
09:48
everything is numerically expressible,
236
588260
2000
nümerik olarak ifade edilebilir,
09:50
and the amount you spend on something is proportionate
237
590260
3000
ve de bir şey üzerinde harcadığınız efor başarınız
09:53
to the scale of your success.
238
593260
2000
ile orantılı olabilir.
09:55
That's the world people actually want.
239
595260
2000
Bu insanların gerçekte istediği dünya.
09:57
In truth, we do live in a world that science can understand.
240
597260
2000
Gerçekte, bilimin anlayabileceği bir dünyada yaşıyoruz.
09:59
Unfortunately, the science is probably closer to being climatology
241
599260
3000
Maalesef, bilim büyük ihtimalle bir çok alanda
10:02
in that in many cases,
242
602260
2000
iklim bilime yakınlaşıyor,
10:04
very, very small changes
243
604260
2000
çok, çok küçük değişiklikler
10:06
can have disproportionately huge effects,
244
606260
2000
orantısız olarak çok büyük oranda etki olulturabiliyor.
10:08
and equally, vast areas of activity, enormous mergers,
245
608260
3000
Ve eşit olarak, büyük alanlardaki aktiviteler, çok büyük birleşmeler,
10:11
can actually accomplish absolutely bugger-all.
246
611260
3000
sonuçta hiç bir şey elde edemeyebiliyor.
10:15
But it's very, very uncomfortable for us
247
615260
2000
Ama bu bizim için çok rahatsız edici
10:17
to actually acknowledge that we're living in such a world.
248
617260
3000
böyle bir dünyada yaşadığımızı kabul etmek.
10:20
But what I'm saying is we could just make things
249
620260
2000
Ama demek istediğim bazı şeyleri bizim için
10:22
a little bit better for ourselves
250
622260
2000
biraz daha iyi bir hale getirebiliriz
10:24
if we looked at it in this very simple four-way approach.
251
624260
3000
eğer bu çok basit dört taraflı yaklaşıma bakarsak.
10:28
That is actually strategy, and I'm not denying that strategy has a role.
252
628260
3000
Bu aslında strateji, ve stratejinin bir rolü olduğunu inkar etmiyorum.
10:31
You know, there are cases where you spend quite a lot of money
253
631260
2000
Bilirsiniz, çok para harcayıp
10:33
and you accomplish quite a lot.
254
633260
2000
çok da şey başardığınız olur.
10:35
And I'd be wrong to dis that completely.
255
635260
3000
Ve zıttını düşünürerek hata yapmış olurum.
10:38
Moving over, we come, of course, to consultancy.
256
638260
2000
İlerlersek, tabi ki danışmanlığa geliyoruz.
10:40
(Laughter)
257
640260
3000
(Kahkahalar)
10:44
I thought it was very indecent of Accenture
258
644260
2000
Düşünüyorum da Accenture'ın
10:46
to ditch Tiger Woods in such
259
646260
2000
Tiger Woods'u bir çeşit acelecilik
10:48
a sort of hurried and hasty way.
260
648260
2000
ile bırakması çok kaba
10:50
I mean, Tiger surely was actually obeying the Accenture model.
261
650260
3000
Yani, Tiger kesinlike Accenture modeline uyuyordu.
10:53
He developed an interesting outsourcing model for sexual services,
262
653260
3000
O, cinsel hizmetler için ilginç bir dış kaynak modeli geliştirdi,
10:56
(Laughter)
263
656260
2000
(Kahkahalar)
10:58
no longer tied to a single monopoly provider,
264
658260
3000
artık tek bir tekelleşme destekçisine kalmamıştı işler,
11:01
in many cases, sourcing things locally,
265
661260
3000
bir çok durumda, kaynak yaratmayı lokal hale getirdi,
11:04
and of course, the ability to have between one and three girls delivered at any time
266
664260
3000
ve tabi ki, herhangi bir zamanda bir ile üç arasında kızı davet edebilme yeteneği
11:07
led for better load-balancing.
267
667260
3000
daha iyi bir yük dengelemesini getirdi.
11:10
So what Accenture suddenly found so unattractive about that, I'm not sure.
268
670260
3000
Accenture'ın birden çekici bulmadığı şey, tam emin değilim
11:13
Then there are other things that don't cost much and achieve absolutely nothing.
269
673260
3000
Sonra çok fazla pahalı olmayan ama hiçbir şey başarmayan şeylerde var.
11:16
That's called trivia.
270
676260
2000
Buna da önemsiz diyelim.
11:18
But there's a fourth thing.
271
678260
2000
Ama bir de dördüncü şey var.
11:20
And the fundamental problem is we don't actually have a word for this stuff.
272
680260
3000
Ve temel problem bunun için bir kelimemizin olmaması
11:23
We don't know what to call it.
273
683260
2000
Nasıl çağıracağımızı bilmiyoruz.
11:25
And actually we don't spend nearly enough money
274
685260
3000
Ve aslında, aslında bu tür şeyleri bulmak için
11:28
looking for those things,
275
688260
2000
yeterince para harcamıyoruz,
11:30
looking for those tiny things that may or may not work,
276
690260
3000
Bu tür küçük çok küçük, belki işe yarayacak, belki yaramayacak
11:33
but which, if they do work,
277
693260
2000
ama eğer yararsa
11:35
can have a success absolutely out of proportion
278
695260
2000
giderine oranla harcanan efora oranla
11:37
to their expense, their efforts
279
697260
2000
çok büyük bir başarı kazanacak
11:39
and the disruption they cause.
280
699260
2000
ortaya çıkan bozulmayı sonlandıracak.
11:41
So the first thing I'd like
281
701260
2000
İlk yapmak istediğim şey
11:43
is a competition -- to anybody watching this as a film --
282
703260
2000
bir yarışma -bunu izleyen herkes için geçerli-
11:45
is to come up with a name for that stuff on the bottom right.
283
705260
3000
Aşağı sağ tarafta kalan kısım için bir kelime bulmanızı istiyorum.
11:48
And the second thing, I think,
284
708260
2000
İkinci olarak da
11:50
is that the world needs to have people in charge of that.
285
710260
2000
dünya bunu yapabilecek yetkiye sahip insanlara ihtiyaç duyuyor.
11:52
That's why I call for the "Chief Detail Officer."
286
712260
2000
Bu yüzden buna ''Detaylardan sorumlu üst düzey yetkili'' diyorum.
11:54
Every corporation should have one,
287
714260
2000
Her firma böyle bir çalışan istihdam etmeli,
11:56
and every government should have a Ministry of Detail.
288
716260
3000
ve her devlet detaylardan sorumlu bir bakanlık oluşturmalı.
11:59
The people who actually have no money,
289
719260
2000
Parası olmayan insanlar,
12:01
who have no extravagant budget,
290
721260
2000
savurganlığa izin vermeyip gerçeğin
12:03
but who realize that actually
291
723260
2000
farkına varan insanlar
12:05
you might achieve greater success in uptake
292
725260
2000
böyle bir devlet programını gündeme
12:07
of a government program
293
727260
2000
alarak daha başarılı olursunuz
12:09
by actually doubling the level of benefits you pay,
294
729260
2000
gerçekte çalışanlara ödediğiniz sosyal yardım paralarını
12:11
but you'll probably achieve exactly that same effect
295
731260
3000
ikiye çıkarırsınız, ama aynı etkiyi formu yeniden
12:14
simply by redesigning the form
296
734260
2000
tasarlayarak ve bunu anlaşılabilir
12:16
and writing it in comprehensible English.
297
736260
2000
bir İngilizce ile yazarak elde edebilirsiniz.
12:18
And if actually we created a Ministry of Detail
298
738260
3000
Ve eğer gerçekten detaylardan sorumlu bir bakanlığımız olursa
12:21
and business actually had Chief Detail Officers,
299
741260
2000
ve işletmeler detaylardan sorumlu üst düzey yöneticiler atarsa,
12:23
then that fourth quadrant,
300
743260
2000
o zaman bu dördüncü kısım,
12:25
which is so woefully neglected at the moment,
301
745260
2000
ki şu anda çok iç karartıcı bir biçimde ihmal ediliyor,
12:27
might finally get the attention it deserves.
302
747260
2000
sonunda kendisi için gereken ilgiyi alacaktır.
12:29
Thank you very much.
303
749260
2000
Çok teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7