You have no idea where camels really come from | Latif Nasser

797,521 views ・ 2016-04-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hatice Çulha Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
So, this is a story
0
12880
2000
Bu, bildiklerimizi
00:14
about how we know what we know.
1
14904
1929
nasıl bildiğimizle ilgili bir hikâye.
00:17
It's a story about this woman,
2
17690
2135
Hikâyenin kahramanı ise şu kadın:
00:20
Natalia Rybczynski.
3
20611
1936
Natalia Rybczynski.
00:22
She's a paleobiologist,
4
22912
2048
Kendisi bir paleobiyolog yani fosil yaşam bilimci
00:24
which means she specializes in digging up really old dead stuff.
5
24984
3829
ya da eski ölü şeyleri kazıp çıkarmada uzmanlaşmış biri diyebiliriz.
00:28
(Audio) Natalia Rybczynski: Yeah, I had someone call me "Dr. Dead Things."
6
28837
3502
(Ses) Natalia Rybczynski: Evet, "Dr. Ölü Şeyler" diyen biri olmuştu.
00:32
Latif Nasser: And I think she's particularly interesting
7
32363
2629
Latif Nasser: Bence kendisi ilginç birisi,
00:35
because of where she digs that stuff up,
8
35016
1914
özellikle kazı yaptığı yer açısından,
00:36
way above the Arctic Circle in the remote Canadian tundra.
9
36954
4195
Kuzey Kutup Dairesi'nin yukarısında uzak Kanada tundrasında.
00:41
Now, one summer day in 2006,
10
41901
3055
2006'nın bir yaz gününde,
00:44
she was at a dig site called the Fyles Leaf Bed,
11
44980
3191
Fyles Leaf Bed adlı bir kazı alanındaydı,
00:48
which is less than 10 degrees latitude away from the magnetic north pole.
12
48195
4578
burası manyetik kuzey kutbundan 10 enlem daha az uzaklıktadır.
00:52
(Audio) NR: Really, it's not going to sound very exciting,
13
52797
2727
(Ses) NR: Gerçekten, kulağa pek eğlenceli gelmeyecek;
00:55
because it was a day of walking with your backpack and your GPS
14
55548
4030
çünkü yanımızda çanta, GPS cihazı ve dizüstü bilgisayarla
00:59
and notebook and just picking up anything that might be a fossil.
15
59602
4078
fosil olabilecek her şeyi topladığımız bir gündü.
01:03
LN: And at some point, she noticed something.
16
63704
2675
LN: Bir noktada, bir şey dikkatini çekmişti.
01:06
(Audio) NR: Rusty, kind of rust-colored,
17
66403
2167
(Ses) NR: Paslı, pas rengine benzer,
01:08
about the size of the palm of my hand.
18
68594
1935
hemen hemen avuç içi büyüklüğündeydi.
01:10
It was just lying on the surface.
19
70553
2294
Yerde öylece duruyordu.
01:12
LN: And at first she thought it was just a splinter of wood,
20
72871
3452
LN: İlk başta yalnızca bir odun parçası diye düşündü;
01:16
because that's the sort of thing people had found
21
76347
2293
çünkü insanların daha önceleri
01:18
at the Fyles Leaf Bed before -- prehistoric plant parts.
22
78664
3419
Fyles Leaf Bed'de buldukları tarih öncesi bitki parçalarına benziyordu.
01:22
But that night, back at camp ...
23
82107
2468
Ama o gece, kampa dönünce...
01:24
(Audio) NR: ... I get out the hand lens,
24
84940
1929
(Ses) NR: ... Büyütecimi çıkarttım,
01:26
I'm looking a little bit more closely and realizing
25
86893
2397
biraz daha yakından baktım
01:29
it doesn't quite look like this has tree rings.
26
89314
2404
ve ağaç halkalarına benzemediğini fark ettim.
01:31
Maybe it's a preservation thing,
27
91742
1564
Belki de bir korumayla ilgilidir,
01:33
but it looks really like ...
28
93330
2274
ama gerçekten de...
01:35
bone.
29
95628
1201
kemik gibi görünüyor.
01:36
LN: Huh. So over the next four years,
30
96853
2889
LN: Sonraki dört yıl boyunca
01:39
she went to that spot over and over,
31
99766
2934
o bölgeye defalarca gitti
01:42
and eventually collected 30 fragments of that exact same bone,
32
102724
5536
ve en sonunda aynı kemiğin, çoğunluğu gerçekten çok küçük olan
01:48
most of them really tiny.
33
108284
1661
30 farklı parçasını topladı.
01:50
(Audio) NR: It's not a whole lot. It fits in a small Ziploc bag.
34
110522
4436
(Ses) NR: Çok da bir şey değil. Küçük buzdolabı poşetlerine sığıyor.
01:54
LN: And she tried to piece them together like a jigsaw puzzle.
35
114982
3357
LN: Kemik parçalarını bir yapbozun parçaları gibi birleştirmeye çalıştı.
01:58
But it was challenging.
36
118941
1445
Ama bu oldukça uğraştırıcıydı.
02:00
(Audio) NR: It's broken up into so many little tiny pieces,
37
120410
2820
(Ses) NR: Çok fazla küçük parçalara ayrılmıştı,
02:03
I'm trying to use sand and putty, and it's not looking good.
38
123254
4258
kum ve macun kullanmayı denedim ama hiç de iyi görünmüyordu.
02:07
So finally, we used a 3D surface scanner.
39
127536
5167
En sonunda, 3 boyutlu bir yüzey tarayıcı kullandık.
02:12
LN: Ooh! NR: Yeah, right?
40
132727
1589
LN: Vay! NR: Aynen, değil mi?
02:14
(Laughter)
41
134340
1440
(Gülüşmeler)
02:15
LN: It turns out it was way easier to do it virtually.
42
135804
2743
LN: Görünüşe göre bunu sanal olarak yapmak çok daha kolaydı.
02:18
(Audio) NR: It's kind of magical when it all fits together.
43
138571
2770
(Ses) NR: Hepsini bir araya getirmek sihir gibi bir şey.
02:21
LN: How certain were you that you had it right,
44
141365
2199
LN: Hepsini doğru şekilde yerleştirdiğinden
02:23
that you had put it together in the right way?
45
143588
2145
nasıl emin olabildin?
02:25
Was there a potential that you'd put it together a different way
46
145757
3014
Onları farklı şekilde yerleştirdiğinde bir muhabbet kuşu
02:28
and have, like, a parakeet or something?
47
148795
1942
veya başka bir şey görmen mümkün müydü?
02:30
(Laughter)
48
150761
1365
(Gülüşmeler)
02:32
(Audio) NR: (Laughs) Um, no. No, we got this.
49
152150
3640
(Ses) NR: (Güler) Hmm, hayır. Hayır, sorunsuz bir şekilde hallettik.
02:36
LN: What she had, she discovered, was a tibia, a leg bone,
50
156242
3841
LN: Onun keşfettiği şey, özellikle inek veya koyun gibi
02:40
and specifically, one that belonged to a cloven-hoofed mammal,
51
160107
4000
çatal tırnaklı bir memeliye ait olan
02:44
so something like a cow or a sheep.
52
164131
2849
bir tibia yani kaval kemiğiydi.
02:47
But it couldn't have been either of those.
53
167004
2460
Ama bu ne ineğe, ne de koyuna aitti.
02:49
It was just too big.
54
169488
1783
Çünkü oldukça büyüktü.
02:51
(Audio) NR: The size of this thing, it was huge. It's a really big animal.
55
171822
4064
(Ses) NR: Bu şeyin büyüklüğü, inanılmazdı. Gerçekten büyük bir hayvan.
02:55
LN: So what animal could it be?
56
175910
2858
LN: Öyleyse hangi hayvanın olabilirdi?
02:59
Having hit a wall, she showed one of the fragments
57
179291
2580
Cevabı bulamıyordu, o yüzden bu parçalardan birini
03:01
to some colleagues of hers in Colorado,
58
181895
2572
Kolorado'daki bazı meslektaşlarına gösterdi
03:04
and they had an idea.
59
184491
1260
ve onların bir fikri vardı.
03:06
(Audio) NR: We took a saw, and we nicked just the edge of it,
60
186244
5047
(Ses) NR: İlk önce bir göz attık ve kenarını kazıdık.
03:11
and there was this really interesting smell that comes from it.
61
191315
6391
Ondan gelen çok garip bir koku vardı.
03:18
LN: It smelled kind of like singed flesh.
62
198521
2763
LN: Yanmış et gibi kokuyordu.
03:21
It was a smell that Natalia recognized
63
201308
2633
Bu Natalia'nın büyük anatomi laboratuvarında
03:23
from cutting up skulls in her gross anatomy lab:
64
203965
3943
kafataslarını parçalamadan aşina olduğu bir kokuydu:
03:27
collagen.
65
207932
1164
Kolajen.
03:29
Collagen is what gives structure to our bones.
66
209120
2657
Kolajen kemiklerimize şeklini veren şeydir.
03:31
And usually, after so many years,
67
211801
2158
Ve genellikle, uzun yıllar sonra
03:33
it breaks down.
68
213983
1151
bozulur.
03:35
But in this case, the Arctic had acted like a natural freezer and preserved it.
69
215158
4348
Ama bu durumda, Kuzey Kutbu doğal bir dondurucu gibi onu korumuştu.
03:40
Then a year or two later, Natalia was at a conference in Bristol,
70
220190
3623
Bir veya iki sene sonra, Natalie Bristol'da bir konferanstayken
03:43
and she saw that a colleague of hers named Mike Buckley
71
223837
3194
ve Mike Buckley adındaki meslektaşı
03:47
was demoing this new process that he called "collagen fingerprinting."
72
227055
5840
"kolajen parmak izi kontrolü" adını verdiği bu yeni süreci tanıtmıştı.
03:53
It turns out that different species have slightly different structures
73
233284
3643
Farklı türlerin kısmen de olsa farklı kolajen yapılarına sahip oldukları
03:56
of collagen,
74
236951
1152
ortaya çıkıyor,
03:58
so if you get a collagen profile of an unknown bone,
75
238127
2816
yani bilinmeyen bir kemiğin kolajen yapısını alırsanız
04:00
you can compare it to those of known species,
76
240967
2194
onu bilinen türlerle karşılaştırabilirsiniz
04:03
and, who knows, maybe you get a match.
77
243185
2538
ve kim bilir, belki de bir eşleşme bulursunuz.
04:06
So she shipped him one of the fragments,
78
246546
3279
Böylece ona parçalardan birini gönderdi,
04:09
FedEx.
79
249849
1294
FedEx.
04:11
(Audio) NR: Yeah, you want to track it. It's kind of important.
80
251167
3810
(Ses) NR: Evet, takip etmek istiyorsun.
Önemli sayılır çünkü.
04:15
(Laughter)
81
255001
1253
(Gülüşmeler)
04:16
LN: And he processed it,
82
256278
1191
LN: Mike işlemden geçirdi
04:17
and compared it to 37 known and modern-day mammal species.
83
257493
4362
ve toplamda 37 bilinen memeli türü ve günümüz memeli türüyle karşılaştırdı.
04:22
And he found a match.
84
262674
1277
Sonunda bir eşleşme buldu.
04:24
It turns out that the 3.5 million-year-old bone
85
264824
4612
Natalia'nın Yüksek Arktik'te kazıp çıkararak bulduğu
04:29
that Natalia had dug out of the High Arctic
86
269460
3630
3,5 milyon yaşındaki kemik...
04:33
belonged to ...
87
273729
1194
bir deveye aitti.
04:36
a camel.
88
276031
1317
04:37
(Laughter)
89
277372
1731
(Gülüşmeler)
04:39
(Audio) NR: And I'm thinking, what? That's amazing -- if it's true.
90
279127
4298
(Ses) NR: Ve düşünüyorum, nasıl yani? Bu inanılmaz, doğruysa tabii.
04:43
LN: So they tested a bunch of the fragments,
91
283449
2052
LN: Sonra parçaların bir kısmını test ettiler
04:45
and they got the same result for each one.
92
285525
2244
ve her biri için aynı sonuca ulaştılar.
04:48
However, based on the size of the bone that they found,
93
288197
5420
Buna rağmen, bulunan kemiğin boyutu ele alınınca,
04:53
it meant that this camel was 30 percent larger than modern-day camels.
94
293641
6363
bu devenin günümüz develerinden %30 daha büyük olduğu anlaşıldı.
05:00
So this camel would have been about nine feet tall,
95
300028
3190
Yani bu devenin boyu yaklaşık 2,74 metreydi,
05:03
weighed around a ton.
96
303242
1198
ayrıca deve yaklaşık bir ton ağırlığındaydı.
05:04
(Audience reacts)
97
304464
1051
05:05
Yeah.
98
305539
1049
(İzleyiciler şaşırır)
05:06
Natalia had found a Giant Arctic camel.
99
306612
3493
Evet öyle.
Natalia dev bir kutup devesi bulmuştu.
05:10
(Laughter)
100
310129
2142
(Gülüşmeler)
05:14
Now, when you hear the word "camel,"
101
314396
2318
Artık, "deve" kelimesini her duyduğunuzda,
05:16
what may come to mind is one of these,
102
316738
3925
aklınıza ya Doğu'nun ya da Orta Asya'nın
05:21
the Bactrian camel of East and Central Asia.
103
321507
3364
iki hörgüçlü devesi gelecektir.
05:24
But chances are the postcard image you have in your brain
104
324895
3485
Ama muhtemelen aklınızdaki kartpostal resminde,
05:28
is one of these, the dromedary,
105
328404
3555
uzun çöl gezileri için sırtındaki
05:31
quintessential desert creature --
106
331983
2428
büyük hörgücüyle su depolayan,
05:34
hangs out in sandy, hot places like the Middle East and the Sahara,
107
334435
4319
kum tepelerini aşmasını sağlayan koca ve geniş ayakları olan bir deve ya da
05:38
has a big old hump on its back
108
338778
1480
Orta Doğu ve Sahra gibi kumlu
05:40
for storing water for those long desert treks,
109
340282
2517
ve sıcak yerlerde yaşayan
05:42
has big, broad feet to help it tromp over sand dunes.
110
342823
3381
çölün tipik canlısı tek hörgüçlü bir deve var.
05:46
So how on earth would one of these guys end up in the High Arctic?
111
346918
6012
Öyleyse nasıl oluyor da bu develer Yüksek Arktik'e ait olabiliyor?
05:53
Well, scientists have known for a long time, turns out,
112
353719
2787
Aslında, bilim insanları uzun zaman önce,
05:56
even before Natalia's discovery,
113
356530
2562
hatta Natalia'nın keşfinden de önce,
05:59
that camels are actually originally American.
114
359116
5618
develerin kökeninin gerçekte Amerika'ya ait olduğunu biliyorlardı.
06:04
(Music: The Star-Spangled Banner)
115
364758
5700
(Müzik: Yıldız-Bezeli Sancak)
06:10
(Laughter)
116
370482
1459
(Gülüşmeler)
06:11
They started here.
117
371965
1531
Başlangıçta buradaydılar.
06:13
For nearly 40 of the 45 million years that camels have been around,
118
373520
4834
Develerin etrafta olduğu 45 milyon yılın yaklaşık 40'ı boyunca
06:18
you could only find them in North America,
119
378378
3159
aşağı yukarı 20 farklı türünü belki de daha fazlasını
06:21
around 20 different species, maybe more.
120
381561
3253
sadece Kuzey Amerika'da görebilirdiniz.
06:24
(Audio) LN: If I put them all in a lineup, would they look different?
121
384838
3245
(Ses) LN: Hepsini bir sıraya dizsem, farklı görünürler miydi?
NR: Evet, çünkü vücut büyüklükleri farklı olacaktır.
06:28
NR: Yeah, you're going to have different body sizes.
122
388107
2435
06:30
You'll have some with really long necks,
123
390566
1912
Gerçekten uzun boyunlu olanları var,
06:32
so they're actually functionally like giraffes.
124
392502
2245
yani aslında onlar zürafalar gibi işlev görür.
06:35
LN: Some had snouts, like crocodiles.
125
395345
3072
LN: Bazılarının da bir timsahınkine benzer burunları vardı.
06:38
(Audio) NR: The really primitive, early ones would have been really small,
126
398441
3584
(Ses) NR: Gerçekten primitif, ilk develer olanlar, çok küçüklerdi
06:42
almost like rabbits.
127
402049
2503
neredeyse bir tavşan kadar.
06:44
LN: What? Rabbit-sized camels?
128
404576
2847
LN: Nasıl yani? Tavşan boyutunda deve mi?
06:47
(Audio) NR: The earliest ones.
129
407447
1437
(Ses) NR: İlk develer ama.
06:48
So those ones you probably would not recognize.
130
408908
2235
Bu yüzden bu develeri fark edemediniz.
06:51
LN: Oh my God, I want a pet rabbit-camel.
131
411167
2190
LN: Aman Tanrım, evcil bir tavşan-deve istiyorum.
06:53
(Audio) NR: I know, wouldn't that be great?
132
413381
2044
(Ses) NR: Aynen, bu çok güzel olmaz mıydı?
06:55
(Laughter)
133
415449
1172
(Gülüşmeler)
06:56
LN: And then about three to seven million years ago,
134
416645
2659
LN: Ve sonra üç ila yedi milyon yıl önce,
06:59
one branch of camels went down to South America,
135
419328
2808
bir grup deve Güney Amerika'ya gitti,
07:02
where they became llamas and alpacas,
136
422160
2954
orada lama ve alpaka oldular.
07:05
and another branch crossed over the Bering Land Bridge
137
425138
2922
Diğer bir grup ise Bering Köprüsü'nün karşısına
07:08
into Asia and Africa.
138
428084
1436
Asya ve Afrika'ya geçti.
07:09
And then around the end of the last ice age,
139
429544
2421
Ve son buzul çağının sonlarına doğru,
07:11
North American camels went extinct.
140
431989
3099
Kuzey Amerikalı develerin nesli tükendi.
07:15
So, scientists knew all of that already,
141
435893
2420
Aslında, bilim insanları bu durumun farkındaydı
07:18
but it still doesn't fully explain how Natalia found one so far north.
142
438337
6076
ama yine de bu Natalia'nın Kuzey'deki örneği
nasıl bulduğunu tam olarak açıklamıyor.
07:24
Like, this is, temperature-wise, the polar opposite of the Sahara.
143
444437
4674
Örneğin, o bölge sıcaklık açısından Sahra'nın kutupsal karşıtı.
07:29
Now to be fair,
144
449135
2501
Açık konuşmak gerekirse,
07:31
three and a half million years ago,
145
451660
1683
üç buçuk milyon yıl önce,
07:33
it was on average 22 degrees Celsius warmer than it is now.
146
453367
4099
sıcaklık şimdikinden ortalama 22 derece daha sıcaktı.
07:37
So it would have been boreal forest,
147
457490
2935
Yani günümüzde daha çok Yukon ve Sibirya benzeri
07:40
so more like the Yukon or Siberia today.
148
460449
3914
kutupaltı ormanlar olurdu.
07:44
But still, like, they would have six-month-long winters
149
464853
3706
Ama yine de göllerin tamamen donduğu
07:48
where the ponds would freeze over.
150
468583
2223
altı ay boyunca süren kışlar vardı.
07:50
You'd have blizzards.
151
470830
1468
Kar fırtınaları oluyor.
07:52
You'd have 24 hours a day of straight darkness.
152
472322
3611
Tamamen karanlık geçen 24 saat.
07:55
Like, how ... How?
153
475957
2981
Nasıl, yani ... Nasıl?
07:58
How is it that one of these Saharan superstars
154
478962
4158
Sahralı süper starlardan biri bu kutup koşulları altında
08:03
could ever have survived those arctic conditions?
155
483144
3231
nasıl hayatta kalabilirdi?
08:06
(Laughter)
156
486399
2976
(Gülüşmeler)
08:09
Natalia and her colleagues think they have an answer.
157
489399
3688
Natalia ve meslektaşları cevapları hakkında düşündüler.
08:13
And it's kind of brilliant.
158
493632
2010
Ve oldukça dâhiceydi.
08:16
What if the very features that we imagine make the camel so well-suited
159
496700
6533
Ya hayal ettiğimiz özellikler deveyi Sahra gibi yerlere
08:23
to places like the Sahara,
160
503257
1968
tamamen uyumlu hâle getirerek
08:25
actually evolved to help it get through the winter?
161
505249
3412
aslında kışı atlatmasına yardımcı olmak için evrim geçirtiyorsa?
08:29
What if those broad feet were meant to tromp not over sand,
162
509448
4697
Ya bu geniş ayaklar kum tepelerini aşmasında değil de
08:34
but over snow, like a pair of snowshoes?
163
514169
3020
kışın bir çift kar ayakkabısı olarak işe yarıyorsa?
08:37
What if that hump -- which, huge news to me,
164
517792
2801
Peki ya bu hörgüç, zira benim için koca bir bilgi,
08:40
does not contain water, it contains fat --
165
520617
2374
içerisinde su değil de yağ bulundursaydı,
08:43
(Laughter)
166
523015
1579
(Gülüşmeler)
08:44
was there to help the camel get through that six-month-long winter,
167
524618
3601
... yiyecek kıtlığı olduğunda, altı aylık kışı geçirmede
08:48
when food was scarce?
168
528243
1677
deveye yardımcı olur muydu?
08:49
And then, only later, long after it crossed over the land bridge
169
529944
3713
Ve sonra, kara köprüsünün üzerinden geçtikten çok sonra
08:53
did it retrofit those winter features for a hot desert environment?
170
533681
4418
sıcak bir çöl ortamı için olan o kış özelliklerini güçlendirdi mi?
08:58
Like, for instance, the hump may be helpful to camels in hotter climes
171
538123
4074
Örneğin, daha sıcak iklimlerde hörgüçler deveye yardımcı olabilir,
09:02
because having all your fat in one place,
172
542221
2472
çünkü bütün yağı tek bir yerde topluyor,
09:04
like a, you know, fat backpack,
173
544717
2741
tıpkı yağ dolu bir sırt çantası gibi,
09:07
means that you don't have to have that insulation
174
547482
2528
bu da vücudunun geri kalanında, bu yalıtımı yapmaya
09:10
all over the rest of your body.
175
550034
1759
imkânının olmadığı anlamına gelir.
09:11
So it helps heat dissipate easier.
176
551817
2250
Böylece ısının daha kolay dağıtılmasını sağlar.
09:14
It's this crazy idea,
177
554555
2841
Şöyle bir çılgın fikir var ki:
09:17
that what seems like proof of the camel's quintessential desert nature
178
557420
5547
Devenin tipik çöl doğasının kanıtı gibi görünmesi
09:22
could actually be proof of its High Arctic past.
179
562991
3700
aslında Yüksek Arktik geçmişine dair bir kanıt olabilir.
09:27
Now, I'm not the first person to tell this story.
180
567832
3710
Açıkçası, bu hikâyeyi anlatan ilk kişi ben değilim.
09:31
Others have told it as a way to marvel at evolutionary biology
181
571566
4950
Diğerleri bunu evrimsel biyolojiye hayranlık duymanın bir şekli olarak ya da
09:36
or as a keyhole into the future of climate change.
182
576540
3353
ileride yaşanacak iklim değişikliğinin bir yansıması olarak anlatmıştır.
09:40
But I love it for a totally different reason.
183
580855
2237
Ama ben bunu tamamen farklı bir nedenden dolayı seviyorum.
09:43
For me, it's a story about us,
184
583751
2762
Bana kalırsa, bu bizimle ilgili bir hikâye
09:46
about how we see the world
185
586537
1968
dünyayı nasıl gördüğümüzle ilgili
09:48
and about how that changes.
186
588529
2304
ve bunun nasıl değiştiğiyle ilgili.
09:51
So I was trained as a historian.
187
591658
3372
Ben bir tarihçi olarak eğitildim.
09:55
And I've learned that, actually, a lot of scientists are historians, too.
188
595054
4253
Ve pek çok bilim insanının aynı zamanda bir tarihçi olduğu gerçeğini öğrendim.
09:59
They make sense of the past.
189
599331
1549
Geçmişi anlamlı kılıyorlardı.
10:00
They tell the history of our universe, of our planet, of life on this planet.
190
600904
5325
Evrenimizin, gezegenimizdeki yaşamın ve gezegenimizin hikâyesini anlatıyorlardı.
10:06
And as a historian,
191
606741
1477
Ve bir tarihçi olarak,
10:08
you start with an idea in your mind of how the story goes.
192
608242
4371
hikâyenin ilerleyişine dair zihninizde bir fikir ile başlangıç yapıyorsunuz.
(Ses) NR: Hikâyeler uyduruyoruz ve onlara bağlı kalıyoruz,
10:13
(Audio) NR: We make up stories and we stick with it,
193
613196
2485
10:15
like the camel in the desert, right?
194
615705
1722
tıpkı çöldeki deve hikâyesinde olduğu gibi, değil mi?
10:17
That's a great story! It's totally adapted for that.
195
617451
2446
Bu muhteşem bir hikâye! Tamamen buna uyarlanmış.
10:19
Clearly, it always lived there.
196
619921
2229
Aslında, her zaman orada yaşıyormuş.
10:22
LN: But at any moment, you could uncover some tiny bit of evidence.
197
622174
4302
LN: Ama her an, küçük bir kanıt ortaya çıkarabilirsiniz.
10:26
You could learn some tiny thing
198
626500
2199
Bazı küçük şeylerin, bildiğinizi düşündüğünüz şeylerin
10:28
that forces you to reframe everything you thought you knew.
199
628723
3959
her şeye farklı bir açıdan bakmanızı sağladığını öğreniyorsunuz.
10:32
Like, in this case, this one scientist finds this one shard
200
632706
3778
Tıpkı bu durumda olduğu gibi. Bilim insanı odun olduğunu
10:36
of what she thought was wood,
201
636508
1747
düşündüğü bir parça bulur
10:38
and because of that, science has a totally new and totally counterintuitive theory
202
638279
5038
ve işte bu yüzden bilim
bu saçma Dr.Seuss'a benzer yaratığın neden öyle olduğuna dair
10:43
about why this absurd Dr. Seuss-looking creature
203
643341
3615
10:46
looks the way it does.
204
646980
1532
tamamen yeni ve mantık dışı bir teoriye sahiptir.
10:48
And for me, it completely upended the way I think of the camel.
205
648536
5404
Benim içinse, deve hakkında düşündüklerimin tamamen tersi oldu.
10:53
It went from being this ridiculously niche creature
206
653964
4382
Bu, pek de bir işlevi yokmuş gibi görünen komik canlının
10:58
suited only to this one specific environment,
207
658370
2349
sadece belirli bir çevreye uygun olduğunu düşünürken
11:00
to being this world traveler that just happens to be in the Sahara,
208
660743
5288
o, yalnızca Sahra'ya yolu düşen ve aslında her yere de
11:06
and could end up virtually anywhere.
209
666055
3125
uyum sağlayabilecek bir dünya gezginiymiş.
11:09
(Applause)
210
669880
5975
(Alkış)
11:26
This is Azuri.
211
686396
1458
Bu Azuri.
11:28
Azuri, hi, how are you doing?
212
688589
2880
Azuri, merhaba, ne yapıyorsun?
11:31
OK, here, I've got one of these for you here.
213
691493
2548
Tamam, senin için getirdiklerim burada.
11:34
(Laughter)
214
694065
2046
(Gülüşmeler)
11:36
So Azuri is on a break from her regular gig
215
696135
4183
Aslında Azuri, Radyo Şehir Müzik Salonu'nda düzenli verdiği
11:40
at the Radio City Music Hall.
216
700342
2223
konserin bir molasında.
11:42
(Laughter)
217
702589
2149
(Gülüşmeler)
11:44
That's not even a joke.
218
704762
1582
Aslında bu bir şaka bile değildi.
11:46
Anyway --
219
706717
1737
Her neyse.
11:48
But really, Azuri is here as a living reminder
220
708478
4357
Ama aslında Azuri, dünyamızın hikâyesinin dinamik olduğunu gösteren
11:52
that the story of our world is a dynamic one.
221
712859
4247
yaşayan bir hatırlatıcı olarak aramızda.
11:57
It requires our willingness to readjust, to reimagine.
222
717130
4707
Yeniden düzenlemek, yeniden tasarlamak isteğimize bağlı.
12:01
(Laughter)
223
721861
4277
(Gülüşmeler)
12:06
Right, Azuri?
224
726162
1451
Değil mi, Azuri?
12:07
And, really, that we're all just one shard of bone away
225
727637
6416
Ve aslında hepimiz bir kemik parçasından
12:14
from seeing the world anew.
226
734077
2230
dünyayı yeniden görebiliyoruz.
12:16
Thank you very much.
227
736926
1160
Çok teşekkürler.
12:18
(Applause)
228
738110
6421
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7