A few ways to fix a government | Charity Wayua

80,878 views ・ 2017-03-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Suleyman Cengiz Gözden geçirme: kevser taslik
00:12
Growing up in Kenya,
0
12844
1842
Kenya'da çocukluğumu yaşarken
00:14
I knew I always wanted to study biochemistry.
1
14710
2551
Hep biyokimya çalışmayı istemişimdir.
00:18
See, I had seen the impact of the high prevalence of diseases like malaria,
2
18908
5531
Sıtma gibi hastalıkların yaygın olarak bulunmasının etkilerini gördüm
00:24
and I wanted to make medicines that would cure the sick.
3
24463
2693
ve hastaları iyileştirecek ilaçlar yapmayı istedim.
00:27
So I worked really hard,
4
27585
1385
Gerçekten çok çalıştım,
00:28
got a scholarship to the United States, where I became a cancer researcher,
5
28994
3787
Amerika'dan öğrenci bursu kazandım ve bir kanser araştırmacısı oldum.
00:32
and I loved it.
6
32805
1229
İşimi seviyorum.
00:34
For someone who wants to cure diseases,
7
34432
2087
Hastalıkları iyileştirmek isteyenler için
00:36
there is no higher calling.
8
36543
1711
daha yüksek bir ideal yoktur.
00:39
Ten years later, I returned to Kenya to do just that.
9
39141
3352
On yıl sonra, bu düşüncemi gerçekleştirmek için Kenya'ya döndüm.
00:43
A freshly minted PhD,
10
43021
1961
Yeni alınmış bir PhD ile
00:45
ready to take on this horrific illness,
11
45006
2201
bu korkunç hastalıkla mücadeleye hazırdım:
00:47
which in Kenya was almost certainly a death sentence.
12
47231
2911
Kenya'da kesinlikle ölüm emri anlamına gelen bir hastalık.
00:51
But instead of landing a job in a pharmaceutical company
13
51421
2951
Fakat bir ilaç şirketinde işe girmek yerine
00:54
or a hospital,
14
54396
1889
ya da bir hastanede,
00:56
I found myself drawn to a different kind of lab,
15
56309
2372
kendimi bambaşka bir laboratuvarın içinde
00:59
working with a different kind of patient --
16
59186
2376
farklı türde bir hastayla uğraşırken buldum -
01:01
a patient whose illness was so serious
17
61586
2354
hastalığı çok ciddi olan bir hasta
01:03
it impacted every single person in my country;
18
63964
2885
öyle bir hastalık ki ülkemdeki her insanı etkilemiş;
01:07
a patient who needed to get healthy fast.
19
67438
2340
çabucak iyileşmesi gereken bir hasta.
01:10
That patient was my government.
20
70148
2403
Bu hasta benim devletim.
01:13
(Laughter)
21
73946
1150
(Kahkahalar)
01:15
See, many of us will agree that lots of governments are unhealthy today.
22
75922
3602
Günümüzde bir çok devletin sağlıksız olduğunu çoğumuz kabul edecektir.
01:20
(Laughter)
23
80696
2083
(Kahkahalar)
01:22
(Applause)
24
82803
4634
(Alkışlar)
01:28
And Kenya was no exception.
25
88634
1742
Kenya bir istisna değil.
01:30
When I returned to Kenya in 2014,
26
90795
2503
2014'de Kenya'ya döndüğümde,
01:33
there was 17 percent youth unemployment.
27
93322
2704
yüzde 17 genç işssizlik vardı.
01:36
And Nairobi, the major business hub,
28
96605
2348
Ve Nairobi, önde gelen iş merkezi,
01:38
was rated 177th on the quality of living index.
29
98977
4075
yaşam endeksi sıralamasında 177. sıradadır.
01:43
It was bad.
30
103076
1204
Kötüydü.
01:46
Now, an economy is only as healthy as the entities that make it up.
31
106090
4459
Şimdi, bir ekonomi ancak kendisini oluşturan kuruluşlar kadar sağlıklıdır.
01:51
So when government --
32
111007
1150
Bu yüzden devlet -
01:52
one of its most vital entities --
33
112181
1745
en önemli kuruluşlardan birisi -
01:53
is weak or unhealthy,
34
113950
1438
zayıf ve sağlıksız olduğunda,
01:55
everyone and everything suffers.
35
115412
1983
herkes ve her şey acı çeker.
01:58
Sometimes you might put a Band-Aid in place
36
118342
2773
Bazen acıyı hafifletmek ve geçici olarak durdurmak için
02:01
to try and temporarily stop the pain.
37
121139
2512
bir yara bandı kullanabilirsiniz.
02:04
Maybe some of you here have participated
38
124552
1982
Belki burada bazılarınız
02:06
in a Band-Aid operation to an African country --
39
126558
2979
bir Afrika ülkesine böyle bir yardım hareketine katılmıştır -
02:09
setting up alternative schools, building hospitals, digging wells --
40
129561
4482
alternatif okullar kurarak, hastaneler inşa edip, kuyular açarak -
02:14
because governments there either weren't or couldn't provide
41
134067
2937
çünkü oradaki devletler vatandaşlarına bu hizmetleri
02:17
the services to their citizens.
42
137028
1969
sağlamıyor ya da sağlayamıyorlar.
02:19
We all know this is a temporary solution.
43
139720
2809
Hepimiz bunun geçici bir çözüm olduğunu biliyoruz.
02:23
There are just some things Band-Aids can't fix,
44
143275
2785
Bazı şeyler böylesi yardım çalışmaları ile düzeltilemez,
02:26
like providing an environment where businesses feel secure
45
146847
4389
firmaların güvende hissedecekleri bir ortam sağlama gibi.
02:31
that they'll have an equal opportunity
46
151260
1811
Eşit olanaklara sahip olacakları,
02:33
to be able to run and start their businesses successfully.
47
153095
3242
faaliyetlerini başarılı şekilde başlatıp yürütebilecekleri bir ortam.
02:36
Or there are systems in place
48
156361
1814
Veya yerinde öyle sistemler olmalı ki
02:38
that would protect the private property that they create.
49
158199
3041
oluşturulan özel mülkiyet koruma altında olsun.
02:41
I would argue,
50
161264
1157
Kanaatimce
02:42
only government is capable of creating these necessary conditions
51
162445
3444
ekonomilerin büyümesi için sadece devletin bu gerekli koşulları
02:45
for economies to thrive.
52
165913
1651
sağlamaya gücü yeter.
02:48
Economies thrive when business are able to quickly and easily set up shop.
53
168369
4838
Firmalar kolayca ve hızlıca mağaza açabildikleri zaman ekonomi gelişir.
02:53
Business owners create new sources of income for themselves,
54
173231
3372
İş sahipleri kendileri için yeni gelir kaynakları yaratırlar,
02:56
new jobs get added into the economy
55
176627
2451
ekonomiye yeni meslekler eklenir
02:59
and then more taxes are paid to fund public projects.
56
179102
3564
ve sonra kamu projelerini destekleyecek daha fazla vergi toplanır.
03:03
New business is good for everyone.
57
183324
2463
Yeni yatırımlar herkes için iyidir.
03:06
And it's such an important measure of economic growth,
58
186235
2830
Bu ekonomik büyümenin öylesine önemli bir göstergesidir ki
03:09
the World Bank has a ranking called the "Ease of Doing Business Ranking,"
59
189089
3951
Dünya Bankası'nın "İş Yapma Kolaylığı Endeksi" denen
03:13
which measures how easy or difficult it is to start a business
60
193064
3037
bir ülkede bir işe başlamanın kolaylığını veya zorluğunu ölçen
03:16
in any given country.
61
196125
1597
bir sıralaması var.
03:17
And as you can imagine,
62
197746
1619
Tahmin edeceğiniz üzere
03:20
starting or running a business in a country with an ailing government --
63
200224
3621
hükümetin zor durumda olduğu bir ülkede bir iş kurmak ve yürütmek
03:23
almost impossible.
64
203869
1449
neredeyse imkansızdır.
03:26
The President of Kenya knew this, which is why in 2014,
65
206252
3724
Kenya'nın başkanı bunu biliyor, çünkü 2014 yılında
03:30
he came to our lab and asked us to partner with him
66
210000
3369
laboratuvarımıza geldi ve onunla işbirliği yapmamızı istedi
03:33
to be able to help Kenya to jump-start business growth.
67
213393
3270
Kenya'ya yardım edebilmek ve iş dünyasının kalkınması için.
03:37
He set an ambitious goal:
68
217509
1722
İddialı bir hedef belirledi:
03:39
he wanted Kenya to be ranked top 50 in this World Bank ranking.
69
219598
4922
Dünya Bankası sıralamasında Kenya'nın ilk 50'ye girmesini istedi.
03:44
In 2014 when he came,
70
224987
2077
2014'de geldiğinde
03:47
Kenya was ranked 136 out of 189 countries.
71
227088
4326
Kenya 189 ülke arasında 136. idi.
03:51
We had our work cut out for us.
72
231891
2156
İşlerimizde uzman kişilerdik.
03:55
Fortunately, he came to the right place.
73
235412
2701
Allah'tan doğru yere gelmişti.
03:58
We're not just a Band-Aid kind of team.
74
238137
2327
Biz sadece bir ilk yardım takımı değildik.
04:00
We're a group of computer scientists, mathematicians, engineers
75
240488
3766
Bilgisayar uzmanları, matematikçiler, mühendisler ve bir kanser araştırıcısından
04:04
and a cancer researcher,
76
244278
1937
oluşan bir gruptuk.
04:06
who understood that in order to cure the sickness
77
246239
2446
Devlet kadar büyük bir sistemin hastalığını
04:08
of a system as big as government,
78
248709
2074
iyileştirmek için tüm bedenin
04:10
we needed to examine the whole body,
79
250807
2400
incelenmesi gerektiğini biliyorduk
04:13
and then we needed to drill down all the way from the organs,
80
253231
3087
ve sonra organlardan başlayarak dokulara doğru, oradan
04:16
into the tissues,
81
256342
1333
her bir hücreye kadar
04:17
all the way to single cells,
82
257699
1502
sondaj yapmamız gerekti.
04:19
so that we could properly make a diagnosis.
83
259225
2337
Böylece doğru bir teşhis yapabildik.
04:22
So with our marching orders from the President himself,
84
262582
2831
Başkanın kendisinden aldığımız emirler doğrultusunda
04:25
we embarked on the purest of the scientific method:
85
265437
3113
bilimsel yöntemlerin en sadesi ile başladık:
04:28
collecting data --
86
268574
1175
veri toplama -
04:29
all the data we could get our hands on --
87
269773
2087
toplayabildiğimiz tüm verileri -
04:31
making hypotheses,
88
271884
1257
hipotezler yaparak,
04:33
creating solutions,
89
273165
1237
çözümler üreterek,
04:34
one after the other.
90
274426
1192
birbiri peşisıra.
04:36
So we met with hundreds of individuals who worked at government agencies,
91
276665
4035
Böylece devlet kurumlarından yüzlerce kişi ile tanıştık,
04:40
from the tax agency, the lands office, utilities company,
92
280724
3936
vergi dairesinden, tapu dairesinden, kamu hizmeti veren kurumlardan,
04:44
the agency that's responsible for registering companies,
93
284684
3468
şirketlerin kayıtlarını tutmakla yükümlü olan kurumdan
04:48
and with each of them, we observed them as they served customers,
94
288176
3599
ve bunların her birinde müşterilerine nasıl davrandıklarını gözlemledik,
04:51
we documented their processes -- most of them were manual.
95
291799
4613
onların işlemlerini kaydettik - çoğu elle yapılan işlerdi.
04:57
We also just went back and looked at a lot of their previous paperwork
96
297293
3456
Ayrıca geriye giderek önceki yapılan bir çok dokümantasyon işine baktık;
05:00
to try and really understand;
97
300773
2168
gerçekten anlamak ve
05:02
to try and diagnose what bodily malfunctions had occurred
98
302965
3350
sistemde ne tür işlev bozuklukları oluştuğunu teşhis etmek için,
05:06
that lead to that 136th spot on the World Bank list.
99
306339
3308
öyle ki Dünya Bankası listesinde 136. olmamıza sebep olmuştu.
05:10
What did we find?
100
310068
1303
Ne bulduk?
05:11
Well, in Kenya it was taking 72 days
101
311794
4071
Şey, Kenya'da bir iş sahibinin
05:15
for a business owner to register their property,
102
315889
2944
mülkünü kaydettirmesi 72 gün sürüyor.
05:18
compared to just one day in New Zealand,
103
318857
2397
Oysa Yeni Zelanda'da sadece bir gün.
05:21
which was ranked second on the World Bank list.
104
321278
2378
Dünya Bankası listesinde 2. sıradaki Yeni Zelanda.
05:24
It took 158 days to get a new electric connection.
105
324647
4385
Yeni bir elektrik hattı almak 158 gün sürüyor.
05:29
In Korea it took 18 days.
106
329699
2432
Kore'de ise 18 gün.
05:32
If you wanted to get a construction permit
107
332804
2053
Bir inşaat izni almak isteseniz
05:34
so you could put up a building,
108
334881
1520
ki bir bina yapabilesiniz,
05:36
in Kenya, it was going to take you 125 days.
109
336425
3571
Kenya'da bu işlem 125 gün sürüyor.
05:40
In Singapore, which is ranked first, that would only take you 26 days.
110
340020
4446
Sıralamada birinci olan Singapur'da sadece 26 gün sürmekte.
05:45
God forbid you had to go to court
111
345400
2044
Bir anlaşmazlığı belirleyebilme adına
05:47
to get help in being able to settle a dispute to enforce a contract,
112
347468
3887
yardım için mahkemeye gitmek zorunda kalırsanız Allah yardımcınız olsun.
05:51
because that process alone would take you 465 days.
113
351379
4281
Çünkü sırf bu iş 465 gününüzü alacaktır.
05:56
And if that wasn't bad enough,
114
356885
1932
Bu yeteri kadar kötü gelmediyse
06:00
you would lose 40 percent of your claim in just fees --
115
360495
4152
hakkınızın yüzde kırkını sadece ücretlerde kaybedeceksiniz -
06:04
legal fees, enforcement fees, court fees.
116
364671
2872
yasal ücretler, icra ve mahkeme ücretleri.
06:08
Now, I know what you're thinking:
117
368928
2073
Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum:
06:12
for there to exist such inefficiencies in an African country,
118
372546
3667
bir Afrika ülkesinde böylesi verimsizlik bulunması için
06:16
there must be corruption.
119
376237
1360
orada yozlaşma olmalıdır.
06:18
The very cells that run the show must be corrupt to the bone.
120
378311
3476
Kemiğe kadar tüm hücrelerin çürümüş olması gerek.
06:22
I thought so, too, actually.
121
382792
1532
Ben de aslında böyle düşündüm.
06:24
When we started out,
122
384804
1153
İşe koyulduğumuzda,
06:25
I thought I was going to find so much corruption,
123
385981
3488
çok fazla yozlaşma ile karşılaşacağımı sanıyordum.
06:29
I was literally going to either die or get killed in the process.
124
389493
3496
Bu süreçte gerçekten ya ölecek ya da öldürülecektim.
06:33
(Laughter)
125
393013
1543
(Kahkahalar)
06:36
But when we dug deeper,
126
396766
1955
Fakat daha derine indikçe,
06:38
we didn't find corruption in the classic sense:
127
398745
2635
Klasik anlamda yozlaşma ile karşılaşmadık:
06:41
slimy gangsters lurking in the darkness,
128
401926
3008
arkadaşlarına rüşvet sağlamak için
06:44
waiting to grease the palms of their friends.
129
404958
2317
karanlıkta pusuya yatıp bekleyen haydutlar gibi.
06:47
What we found was an overwhelming sense of helplessness.
130
407959
3986
Bulduğumuz şey çaresizliğin kahredici düşüncesiydi.
06:53
Our government was sick,
131
413504
1262
Devletimiz hastaydı,
06:54
because government employees felt helpless.
132
414790
3524
çünkü devlet çalışanları çaresiz hissediyorlardı.
06:58
They felt that they were not empowered to drive change.
133
418813
3083
Değişimi sağlayacak yetkiye sahip olmadıklarını düşünüyorlardı.
07:02
And when people feel stuck and helpless,
134
422420
3636
İnsanlar bitik ve çaresiz hissettiklerinde
07:06
they stop seeing their role in a bigger system.
135
426788
2495
daha büyük bir sistemdeki rollerini göremezler.
07:10
They start to think the work they do doesn't matter in driving change.
136
430085
4469
Yaptıkları işin değişimde bir değerinin olmadığını düşünmeye başlarlar.
07:14
And when that happens,
137
434578
1806
Ve bu olduğunda,
07:16
things slow down,
138
436408
1593
işler yavaşlar,
07:18
fall through the cracks
139
438025
1420
ihmal edilir
07:19
and inefficiencies flourish.
140
439469
1766
ve verimsizlik büyür.
07:22
Now imagine with me,
141
442991
1765
Şimdi benimle hayal edin,
07:24
if you had a process you had to go through --
142
444780
3938
elinizde halletmeniz gereken bir iş varsa -
07:28
had no other alternative --
143
448742
1770
başka alternatifiniz yoksa -
07:30
and this process was inefficient, complex
144
450536
3047
ve bu iş verimsiz, karmaşık
07:34
and very, very slow.
145
454281
1390
ve çok çok yavaş işliyorsa.
07:35
What would you do?
146
455695
1224
Ne yapacaksınız?
07:38
I think you might start by trying to find somebody to outsource it to,
147
458302
3328
Sanırım bu işi sizin için yapacak birini bulmaya çalışırsınız
07:41
so that they can just take care of that for you.
148
461654
2345
böylelikle sizin yerinize işin takibini yapabilirler.
07:44
If that doesn't work,
149
464620
1404
Eğer bu işe yaramazsa,
07:47
maybe you'd consider paying somebody
150
467127
2010
belki birine bu işe namınıza bakması için
07:49
to just "unofficially" take care of it on your behalf --
151
469161
3380
gayri resmi olarak para ödemeyi düşünebilirsiniz -
07:52
especially if you thought nobody was going to catch you.
152
472565
2758
özellikle de sizi yakalayacak biri yok diye düşünürseniz.
07:56
Not out of malice or greed,
153
476610
2370
Hainlik ya da açgözlülükten değil,
07:59
just trying to make sure that you get something to work for you
154
479004
3091
sadece işlerin yolunda gitmesini garantilemek adına ki
yola devam edebilesiniz.
08:02
so you can move on.
155
482119
1158
08:03
Unfortunately, that is the beginning of corruption.
156
483738
3010
Ne yazık ki, yozlaşmanın başlangıcı budur.
08:07
And if left to thrive and grow,
157
487259
2323
Eğer gelişmeye ve büyümeye bırakılırsa,
08:09
it seeps into the whole system,
158
489606
1566
tüm sisteme sızar,
08:11
and before you know it,
159
491196
1370
ve siz farkına varmadan
08:12
the whole body is sick.
160
492590
1565
tüm vücut hasta olur.
08:16
Knowing this,
161
496416
1293
Bu bilinçle,
08:17
we had to start by making sure
162
497733
1555
emin olarak yola koyulmalıyız.
08:19
that every single stakeholder we worked with had a shared vision
163
499312
4577
Öyle ki çalıştığımız her bir paydaş bizim ulaşmaya çalıştığımız
08:23
for what we wanted to do.
164
503913
1429
ortak amaca katılmalıdır.
08:26
So we met with everyone,
165
506012
2034
Bu yüzden herkesle görüştük,
08:28
from the clerk whose sole job is to remove staples
166
508476
2559
tek görevi başvurulardan zımbaları çıkarmak olan
08:31
from application packets,
167
511059
1549
evrak memurundan
08:33
to the legal drafters at the attorney general's office,
168
513266
2985
başsavcının ofisindeki hukuk müşavirine,
08:37
to the clerks who are responsible for serving business owners
169
517007
2997
devlet hizmetlerini almaya gelen iş sahiplerine
08:40
when they came to access government services.
170
520028
2432
hizmet etmekle yükümlü katiplere kadar.
08:43
And with them,
171
523377
1150
Ve onların
08:44
we made sure that they understood
172
524551
1572
bir konuyu anlamalarını sağladık:
08:46
how their day-to-day actions were impacting our ability as a country
173
526147
4747
günlük faaliyetlerinin ülke olarak yeni iş alanları oluşturma
08:50
to create new jobs and to attract investments.
174
530918
3075
ve yatırımları çekme konusunda ne kadar etkili olduğu.
08:54
No one's role was too small; everyone's role was vital.
175
534425
3560
Kimsenin rolü küçük değildir; herkesin rolü önemlidir.
08:59
Now, guess what we started to see?
176
539907
1875
Peki, neyle karşılaştık dersiniz?
09:02
A coalition of government employees
177
542814
2013
Değişime hazır ve coşkulu
09:04
who are excited and ready to drive change,
178
544851
2112
devlet çalışanları ittifakı
09:06
began to grow and form.
179
546987
2065
büyümeye ve şekillenmeye başladı.
09:09
And together we started to implement changes
180
549747
2604
Birlikte ülkemizin hizmet dağıtımını etkileyen
09:12
that impacted the service delivery of our country.
181
552375
3232
değişiklikleri uygulamaya başladık.
09:16
The result?
182
556405
1424
Sonuç?
09:17
In just two years,
183
557853
2041
Sadece iki yılda,
09:19
Kenya's ranking moved from 136 to 92.
184
559918
3960
Kenya'nın sıralaması 136'dan 92'ye çıktı.
09:24
(Applause)
185
564844
5960
(Alkışlar)
09:32
And in recognition of the significant reforms we've been able to implement
186
572340
4389
Bu kadar kısa bir sürede uygulayabildiğimiz önemli reformların
09:36
in such a short time,
187
576753
1779
farkına varılmasıyla,
09:38
Kenya was recognized
188
578556
1881
Kenya dünyada
09:40
to be among the top three global reformers in the world
189
580461
3586
en üstte yer alan üç küresel reformcu ülke arasına girdi
09:44
two years in a row.
190
584071
1416
iki yıl peşpeşe.
09:46
(Applause)
191
586518
5380
(Alkışlar)
09:52
Are we fully healthy?
192
592984
1566
Tamamen iyileştik mi?
09:55
No.
193
595376
1166
Hayır.
09:56
We have some serious work still to do.
194
596969
2432
Hala yapmamız gereken ciddi işler var.
10:00
I like to think about these two years like a weight-loss program.
195
600156
3477
Bu iki yılı bir zayıflama programı olarak düşünmek istiyorum.
10:03
(Laughter)
196
603995
1576
(Kahkahalar)
10:06
It's that time after months of hard, grueling work at the gym,
197
606341
3962
Spor salonunda aylar süren zor ve zahmetli mesai sonrasında
10:10
and then you get your first time to weigh yourself,
198
610327
2430
ağırlığımızı ilk defa ölçüyoruz
10:12
and you've lost 20 pounds.
199
612781
1664
ve 9 kilo vermişiz.
10:14
You're feeling unstoppable.
200
614827
1782
Kimse sizi durduramaz.
10:18
Now, some of you may think this doesn't apply to you.
201
618517
4337
Şimdi, bazılarınız bunun sizin için uygulanamaz olduğunu düşünebilir.
10:22
You're not from Kenya.
202
622878
1350
Siz Kenya'lı değilsiniz.
10:24
You don't intend to be an entrepreneur.
203
624252
2142
Bir girişimci olma niyetiniz yok.
10:26
But think with me for just a moment.
204
626418
1962
Ama bir anlığına benimle düşünün.
10:29
When is the last time you accessed a government service?
205
629134
3452
Bir kamu hizmetine en son ne zaman başvurdunuz?
10:33
Maybe applied for your driver's license,
206
633800
2776
Sürücü ehliyetiniz için başvurabilir,
10:36
tried to do your taxes on your own.
207
636600
3568
vergilerinizi kendiniz ödeyebilirsiniz.
10:42
It's easy in this political and global economy
208
642464
2770
Bu politik ve küresel ekonomide devleti değiştirme
10:45
to want to give up when we think about transforming government.
209
645258
3050
söz konusu olduğunda pes etmeyi seçmek çok kolaydır.
10:49
We can easily resign to the fact or to the thinking
210
649206
3501
Devletin verimsiz olduğu, çok çürük ve düzeltilemez olduğu
10:52
that government is too inefficient,
211
652731
2342
gerçeği ya da düşüncesi ile
10:55
too corrupt,
212
655097
1156
kolayca
10:56
unfixable.
213
656277
1231
teslim olabiliriz.
10:58
We might even rarely get some key government responsibilities
214
658347
3437
Hatta nadiren devletin diğer sektörlere, yardım kuruluşlarına karşı
11:01
to other sectors,
215
661808
1200
bazı yükümlülüklerini
11:03
to Band-Aid solutions,
216
663032
1169
üstlenebilir, veya anca
11:04
or to just give up and feel helpless.
217
664225
2568
boşverir ve umutsuzluğa kapılabilirsiniz.
11:07
But just because a system is sick doesn't mean it's dying.
218
667849
3883
Fakat bir sistemin hasta olması öleceği anlamına gelmez.
11:12
We cannot afford to give up
219
672509
2807
Söz konusu devletimizi
11:15
when it comes to the challenges of fixing our governments.
220
675340
3033
onarma mücadelesi olduğunda boş verme lüksümüz yoktur.
11:19
In the end,
221
679809
1156
Sonuç olarak,
11:22
what really makes a government healthy is when healthy cells --
222
682502
4175
devleti gerçekten sağlıklı kılan şey, sağlıklı hücreler -
11:26
that's you and I --
223
686701
1991
yani siz ve ben -
11:29
get to the ground,
224
689654
1647
sahaya indiğinde,
11:31
roll up our sleeves,
225
691325
1284
kolları sıvayıp
11:32
refuse to be helpless
226
692633
2105
çaresizliği reddetmektir
11:34
and believe that sometimes,
227
694762
1796
ve sağlıklı hücrelerin büyümeleri
11:36
all it takes is for us to create some space
228
696582
3230
ve serpilmeleri için tek gereken şeyin
11:39
for healthy cells to grow and thrive.
229
699836
2215
biraz alan açmak olduğuna inanmaktır.
11:42
Thank you.
230
702601
1157
Teşekkürler.
11:43
(Applause)
231
703782
6239
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7