Lee Hotz: Inside an Antarctic time machine

Lee Hotz: Bir Antarktik zaman makinesini hakkında

28,440 views ・ 2010-08-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Come with me to the bottom of the world,
0
15260
3000
Benimle dünyanın dibine yolculuk edin,
00:18
Antarctica,
1
18260
2000
Antarktika'ya,
00:20
the highest, driest, windiest,
2
20260
2000
en yüksek, en kuru, en rüzgarlı
00:22
and yes, coldest region on Earth --
3
22260
3000
ve evet dünyanın en soğuk bölgesine --
00:25
more arid than the Sahara
4
25260
2000
Sahra'dan daha kuru
00:27
and, in parts, colder than Mars.
5
27260
2000
ve bazı kısımlarında Mars'tan daha soğuk.
00:29
The ice of Antarctica glows
6
29260
2000
Antarktika'nın buzu büyüleyici
00:31
with a light so dazzling,
7
31260
2000
bir ışık ile parıldıyor,
00:33
it blinds the unprotected eye.
8
33260
2000
korunmayan gözleri kör ediyor.
00:35
Early explorers rubbed cocaine in their eyes
9
35260
2000
İlk kaşifler bu acıyı yok etmek için
00:37
to kill the pain of it.
10
37260
2000
gözlerine kokain sürüyordu.
00:39
The weight of the ice is such that the entire continent
11
39260
3000
Sanki, tüm kıta deniz seviyesinin
00:42
sags below sea level, beneath its weight.
12
42260
3000
altına sarkmış da buzun tüm ağırlığı suyun altında.
00:45
Yet, the ice of Antarctica
13
45260
2000
Antarktika'nın buzu
00:47
is a calendar of climate change.
14
47260
2000
iklim değişikliği için bir takvim gibi.
00:49
It records the annual rise and fall
15
49260
2000
Buz, sera gazlarının ve sıcaklığın
00:51
of greenhouse gases and temperatures
16
51260
2000
son buz çağının başlangıcından öncesine kadar
00:53
going back before the onset of the last ice ages.
17
53260
3000
yıllık artış ve düşüşlerinin kaydını tutuyor.
00:56
Nowhere on Earth
18
56260
2000
Dünyada hiçbir bölge bizlere
00:58
offers us such a perfect record.
19
58260
3000
böyle müthiş bir kayıt sunmuyor.
01:01
And here, scientists are drilling
20
61260
2000
Ve burada, bilim adamları
01:03
into the past of our planet
21
63260
2000
iklim değişikliğinin geleceği
01:05
to find clues to the future
22
65260
2000
hakkında ipuçları elde etmek için
01:07
of climate change.
23
67260
2000
gezegenimizin geçmişine kazı yapıyorlar.
01:09
This past January,
24
69260
2000
Geçtiğimiz ocak ayında,
01:11
I traveled to a place called WAIS Divide,
25
71260
2000
WAIS Bölümü adlı bir bölgeye yolculuk ettim,
01:13
about 600 miles from the South Pole.
26
73260
2000
Güney kutbundan 950 km. uzakta.
01:15
It is the best place on the planet, many say,
27
75260
3000
Birçoklarının dediğine göre iklim değişikliğinin tarihini araştırmak
01:18
to study the history of climate change.
28
78260
2000
için dünya üzerindeki en iyi yer.
01:20
There, about 45 scientists from the University of Wisconsin,
29
80260
3000
Orada, Wisconsin Üniversitesinden yaklaşık 45 bilim adamı,
01:23
the Desert Research Institute in Nevada and others
30
83260
3000
Nevada'daki Çöl Araştırma Enstitüsü ve diğerleri
01:26
have been working to answer a central question
31
86260
2000
küresel ısınma ile ilgili esas soruya
01:28
about global warming.
32
88260
2000
bir cevap arıyorlar.
01:30
What is the exact relationship
33
90260
2000
Sera gazı seviyesi ile
01:32
between levels of greenhouse gases
34
92260
3000
gezegenin sıcaklığı arasındaki
01:35
and planetary temperatures?
35
95260
2000
ilişki tam olarak nedir?
01:37
It's urgent work. We know that temperatures are rising.
36
97260
3000
Bu acil bir çalışma. Sıcaklığın arttığını biliyoruz.
01:40
This past May was the warmest worldwide on record.
37
100260
3000
Geçtiğimiz mayıs ayı dünyada kaydedilmiş en sıcağıydı.
01:43
And we know that levels of greenhouse gases are rising too.
38
103260
3000
Ve de sera gazının seviyesinin de arttığını biliyoruz.
01:46
What we don't know
39
106260
2000
Bilmediğimiz şey ise
01:48
is the exact, precise, immediate
40
108260
2000
bu değişikliklerin
01:50
impact of these changes
41
110260
2000
doğal iklimin gelişiminde --
01:52
on natural climate patterns --
42
112260
2000
rüzgarlar, okyanus akıntıları,
01:54
winds, ocean currents,
43
114260
2000
yağmur oranları, bulut şekilleri gibi
01:56
precipitation rates, cloud formation,
44
116260
3000
milyarlarca insanın sağlığında ve mutluluğunda
01:59
things that bear on the health and well-being
45
119260
2000
etkisi olan şeylere tam olarak,
02:01
of billions of people.
46
121260
3000
anlık etkisinin ne olduğudur.
02:04
Their entire camp, every item of gear,
47
124260
3000
Tüm kampları, aletlerinin tüm parçaları
02:07
was ferried 885 miles
48
127260
2000
Antarktika kıyısındaki ABD ana üssünden,
02:09
from McMurdo Station,
49
129260
2000
McMurdo İstasyonundan,
02:11
the main U.S. supply base
50
131260
2000
1500 km. uzağa feribot
02:13
on the coast of Antarctica.
51
133260
2000
ile gönderilmiştir.
02:15
WAIS Divide itself though,
52
135260
2000
WAIS bölümü karda çember
02:17
is a circle of tents in the snow.
53
137260
3000
halinde çadırlardan oluşmuş durumda.
02:20
In blizzard winds, the crew sling ropes between the tents
54
140260
3000
Kar fırtınasında, ekip çadırlar arasında ipler geriyor
02:23
so that people can feel their way safely
55
143260
3000
böylece insanlar en yakın buzdan eve
02:26
to the nearest ice house
56
146260
2000
ya da ek binaya
02:28
and to the nearest outhouse.
57
148260
2000
güvenli bir şekilde gidebiliyorlar.
02:30
It snows so heavily there,
58
150260
2000
Orada kar öyle hızlı yağıyor ki
02:32
the installation was almost immediately buried.
59
152260
2000
neredeyse üs hemen karlar altında kalıyor.
02:34
Indeed, the researchers picked this site
60
154260
3000
Aslında, araştırmacıların bu bölgeyi seçmesinin nedeni
02:37
because ice and snow accumulates here
61
157260
2000
bu bölgede karın ve buzun
02:39
10 times faster than anywhere else in Antarctica.
62
159260
3000
Antarktika'da diğer her yerden 10 kat hızlı birikmesi.
02:42
They have to dig themselves out every day.
63
162260
3000
Her gün kendi mekanlarını kazmaları gerekiyor.
02:45
It makes for an exotic
64
165260
2000
Bu da egzotik ve soğuk
02:47
and chilly commute.
65
167260
2000
bir topluluk meydana getiriyor.
02:49
(Laughter)
66
169260
2000
(Gülüşmeler)
02:51
But under the surface
67
171260
2000
Ama yüzeyin altında
02:53
is a hive of industrial activity
68
173260
3000
sekiz milyon dolarlık bir kazıyı merkez olarak
02:56
centered around an eight-million-dollar drill assembly.
69
176260
3000
almış arı gibi çalışan endüstriyel bir aktivite var.
02:59
Periodically, this drill, like a biopsy needle,
70
179260
3000
Düzenli olarak, bu çalışma, biyopsi iğnesi gibi,
03:02
plunges thousands of feet deep into the ice
71
182260
3000
analiz edilmek üzere izotoplar ve gazlar
03:05
to extract a marrow of gases
72
185260
2000
çıkarmak için buzun içinde
03:07
and isotopes for analysis.
73
187260
3000
300 metre kazı yapıyorlar.
03:10
Ten times a day, they extract
74
190260
2000
Günde 10 kez, 3 metre uzunluğunda
03:12
the 10-foot long cylinder of compressed ice crystals
75
192260
2000
sıkıştırılmış buz kristalleri çıkarıyorlar,
03:14
that contain the unsullied air and trace chemicals
76
194260
3000
bu kristaller kar ile taşınan saf hava ve
03:17
laid down by snow,
77
197260
2000
kimyasalların izlerini taşıyor,
03:19
season after season for thousands of years.
78
199260
3000
binlerce yıl sonra.
03:24
It's really a time machine.
79
204260
2000
Gerçekten bir zaman makinesi.
03:26
At the peak of activity earlier this year,
80
206260
3000
Bu yılın başında çalışmaların zirvesinde,
03:29
the researchers lowered the drill
81
209260
3000
araştırmacılar her gün ekstradan
03:32
an extra hundred feet deeper into the ice every day
82
212260
3000
buzun 30 metre altına daha indirdiler
03:35
and another 365 years
83
215260
2000
yani 365 yıl daha
03:37
deeper into the past.
84
217260
3000
geriye.
03:40
Periodically, they remove
85
220260
2000
Düzenli olarak, bir buz
03:42
a cylinder of ice,
86
222260
2000
silindirini çıkarıyorlar,
03:44
like gamekeepers popping a spent shotgun shell
87
224260
2000
avcıların kurşun kovanlarını
03:46
from the barrel of a drill.
88
226260
3000
silahtan boşaltması gibi.
03:50
They inspect it, they check it for cracks,
89
230260
2000
Onu inceliyorlar, çatlaklar için kontrol ediyorlar,
03:52
for drill damage, for spalls, for chips.
90
232260
3000
delme zararı, kıymıklar, çentikler için.
03:56
More importantly,
91
236260
2000
Daha da önemlisi,
03:58
they prepare it for inspection and analysis
92
238260
2000
ABD ve Avrupa'daki 27 bağımsız
04:00
by 27 independent laboratories
93
240260
2000
laboratuvarın incelemesi ve analiz
04:02
in the United States and Europe,
94
242260
2000
etmesi için hazırlıyorlar,
04:04
who will examine it for 40 different trace chemicals
95
244260
2000
bu laboratuvarlar iklim ile ilgili
04:06
related to climate,
96
246260
2000
40 kimyasalı inceliyor,
04:08
some in parts per quadrillion.
97
248260
3000
bazıları katrilyonda bir olmak üzere.
04:11
Yes, I said that with a Q, quadrillion.
98
251260
3000
Evet, K ile söyledim, katrilyon.
04:14
They cut the cylinders up into three-foot sections
99
254260
2000
Silindirleri 90 santimlik bölümlere kesiyorlar
04:16
for easier handling and shipment
100
256260
2000
bu laboratuvarlara giderken daha
04:18
back to these labs,
101
258260
2000
kolaylıkla gönderilmesi için,
04:20
some 8,000 miles from the drill site.
102
260260
3000
kazı alanından 12800 km. ötedeki yerlere.
04:23
Each cylinder
103
263260
2000
Her bir silindir
04:25
is a parfait of time.
104
265260
3000
zamanın bir parçası.
04:28
This ice formed as snow
105
268260
3000
Bu buz 15,800 yıl önce
04:31
15,800 years ago,
106
271260
3000
kardan meydana geldi,
04:34
when our ancestors were daubing themselves with paint
107
274260
3000
atalarımızın kendilerini boyadıkları ve
04:37
and considering the radical new technology
108
277260
3000
alfabenin radikal yeni bir teknoloji
04:40
of the alphabet.
109
280260
2000
olarak düşünüldüğü zamanlarda.
04:43
Bathed in polarized light
110
283260
2000
Polarize ışıkta banyosu yapılan
04:45
and cut in cross-section,
111
285260
2000
ve yatay kesitlere ayrılan
04:47
this ancient ice reveals itself
112
287260
2000
bu eskiçağa ait buzlar
04:49
as a mosaic of colors,
113
289260
2000
kendini bir renk cümbüşü gibi sunuyor,
04:51
each one showing how conditions at depth in the ice
114
291260
3000
her biri buzun derinliklerindeki koşulların,
04:54
have affected this material
115
294260
3000
bir inç kare başına bir ton basıncın ulaştığı
04:57
at depths where pressures can reach
116
297260
3000
derinliklerde, bu maddeleri
05:00
a ton per square inch.
117
300260
3000
nasıl etkilediğini gösteriyor.
05:03
Every year, it begins with a snowflake,
118
303260
3000
Her yıl, bir kar tanesi ile başlıyor
05:06
and by digging into fresh snow,
119
306260
2000
ve yeni yağmış karı kazarak
05:08
we can see how this process is ongoing today.
120
308260
3000
bu sürecin bugün nasıl ilerlediğini görebiliyoruz.
05:11
This wall of undisturbed snow,
121
311260
2000
Bu bozulmamış kardan, arkadan vuran
05:13
back-lit by sunlight,
122
313260
2000
güneş ışığı ile aydınlanan duvar,
05:15
shows the striations of winter and summer snow,
123
315260
3000
kışın ve yazın yağan karın kat kat
05:18
layer upon layer.
124
318260
2000
şeritler oluşturduğunu gösteriyor.
05:22
Each storm scours the atmosphere,
125
322260
3000
Her fırtına atmosferi baştan başa dolaşır,
05:25
washing out dust, soot,
126
325260
3000
tozları, isleri, kimyasal izleri
05:28
trace chemicals,
127
328260
2000
temizler
05:30
and depositing them on the snow pack
128
330260
3000
ve bunları yıllarca,
05:33
year after year,
129
333260
2000
yüz yıllarca
05:35
millennia after millennia,
130
335260
2000
kar yığınında biriktirir,
05:37
creating a kind of periodic table of elements
131
337260
2000
bir çeşit elementler tablosu
05:39
that at this point
132
339260
2000
yaratır, buradaki 3,5 km.'den fazla
05:41
is more than 11,000 feet thick.
133
341260
3000
kalınlığa sahip bir tablo.
05:44
From this, we can detect an extraordinary number of things.
134
344260
3000
Buradan çok fazla sayıda şeyi denetleyebiliriz.
05:49
We can see the calcium
135
349260
2000
Dünyanın çöllerindeki
05:51
from the world's deserts,
136
351260
2000
kireç taşlarından, vahşi ateşlerdeki
05:53
soot from distant wildfires,
137
353260
2000
islere, Pasifik muson yağmurlarının
05:55
methane as an indicator of the strength of a Pacific monsoon,
138
355260
3000
belirleyicisi olan metandan, sıcak bölgelerden
05:58
all wafted on winds from warmer latitudes
139
358260
3000
bu soğuk ve uzak bölgeye rüzgar ile
06:01
to this remote and very cold place.
140
361260
3000
sürüklenen şeylere kadar görebiliriz.
06:04
Most importantly,
141
364260
2000
En önemlisi,
06:06
these cylinders and this snow
142
366260
2000
bu silindirler ve bu kar
06:08
trap air.
143
368260
2000
havayı içerisinde tutar.
06:10
Each cylinder is about 10 percent ancient air,
144
370260
3000
Her silindirin içinde yüzde 10 eskiçağlara ait hava var,
06:13
a pristine time capsule
145
373260
2000
sera gazlarının, karbondioksitin, metanın,
06:15
of greenhouse gases -- carbon dioxide,
146
375260
2000
azot oksitin
06:17
methane, nitrous oxide --
147
377260
2000
bozulmamış bir zaman kapsülü,
06:19
all unchanged from the day that snow formed
148
379260
3000
hepsi de karın oluşup ilk kez düştüğü
06:22
and first fell.
149
382260
2000
andan bu yana değişmemiş durumdalar.
06:24
And this is the object of their scrutiny.
150
384260
3000
Ve bu da araştırmalarının amacı.
06:27
But don't we already know
151
387260
2000
Ama hala sera gazları hakkında
06:29
what we need to know about greenhouse gases?
152
389260
2000
ne bilmemiz gerektiğini bilmiyor muyuz?
06:31
Why do we need to study this anymore?
153
391260
2000
Neden bunu incelememiz gerekiyor?
06:33
Don't we already know how they affect temperatures?
154
393260
2000
Sıcaklıkları nasıl etkilediğini bilmiyor muyuz?
06:35
Don't we already know the consequences
155
395260
3000
Değişen iklimin yerleşik hayatımıza
06:38
of a changing climate on our settled civilization?
156
398260
3000
etkilerinin ne olduğunu bilmiyor muyuz?
06:41
The truth is, we only know the outlines,
157
401260
3000
Gerçek şu ki sadece ana hatlarını biliyoruz
06:44
and what we don't completely understand,
158
404260
2000
ve tam olarak anlayamadığımız bir şeye
06:46
we can't properly fix.
159
406260
2000
uygun bir çözüm getiremeyiz.
06:48
Indeed, we run the risk of making things worse.
160
408260
3000
Aslında, işleri daha kötüye götürme riskini taşıyoruz.
06:51
Consider, the single most successful
161
411260
3000
Düşünün, 20. yy.'ın en başarılı
06:54
international environmental effort of the 20th century,
162
414260
3000
uluslararası çevresel çalışması olan
06:57
the Montreal Protocol,
163
417260
2000
Montreal Protokol'üydü,
06:59
in which the nations of Earth banded together to protect the planet
164
419260
3000
bu protokolde uluslar hep birlikte gezegenimizi o dönemde
07:02
from the harmful effects of ozone-destroying chemicals
165
422260
3000
klimalarda, buzdolaplarında ve soğutma aletlerinde kullanılan
07:05
used at that time
166
425260
2000
ozona zarar veren kimyasallardan
07:07
in air conditioners, refrigerators and other cooling devices.
167
427260
3000
korumaya karar verdiler.
07:10
We banned those chemicals,
168
430260
3000
Bu kimyasalları yasakladık,
07:13
and we replaced them, unknowingly,
169
433260
2000
cahilce başka maddeler ile değiştirdik,
07:15
with other substances
170
435260
2000
molekül başına
07:17
that, molecule per molecule,
171
437260
2000
ısı tutması açısından
07:19
are a hundred times more potent
172
439260
2000
karbondioksitten bile 100 kat
07:21
as heat-trapping, greenhouse gases
173
441260
2000
daha zararlı sera gazları
07:23
than carbon dioxide.
174
443260
3000
ile değiştirdik.
07:26
This process requires
175
446260
2000
Bu süreç aşırı
07:28
extraordinary precautions.
176
448260
3000
bir tedbir gerektirmektedir.
07:31
The scientists must insure
177
451260
2000
Bilim adamları buzun kirlenmemiş
07:33
that the ice is not contaminated.
178
453260
2000
olduğuna emin olmak zorundadırlar.
07:35
Moreover, in this 8,000-mile journey,
179
455260
2000
Dahası, bu 12,800 km.'lik seyahatte,
07:37
they have to insure this ice doesn't melt.
180
457260
2000
buzun erimeyeceğinden emin olmak zorundadırlar.
07:39
Imagine juggling a snowball across the tropics.
181
459260
3000
Tropiklerde bir buz topunu atıp tuttuğunuzu düşünün.
07:43
They have to, in fact,
182
463260
2000
Aslında, buzun eksi 20 dereceden
07:45
make sure this ice never gets warmer
183
465260
2000
daha fazla ısınmayacağından
07:47
than about 20 degrees below zero,
184
467260
2000
emin olmak zorundadırlar,
07:49
otherwise, the key gases inside it will dissipate.
185
469260
3000
aksi takdirde içindeki önemli gazlar dağılır.
07:52
So, in the coldest place on Earth,
186
472260
3000
Yani dünyanın en soğuk bölgesinde
07:55
they work inside a refrigerator.
187
475260
3000
bir buzdolabının içinde çalışıyorlar.
07:58
As they handle the ice, in fact,
188
478260
2000
Buzu ellerine aldıkları zaman
08:00
they keep an extra pair of gloves warming in an oven,
189
480260
2000
fırının içinde ısınan fazladan bir eldiven bulunduruyorlar,
08:02
so that, when their work gloves freeze
190
482260
2000
böylece iş eldivenleri donduğunda
08:04
and their fingers stiffen,
191
484260
2000
ve parmakları kaskatı kesildiğinde
08:06
they can don a fresh pair.
192
486260
2000
diğer sıcak eldiveni giyebiliyorlar.
08:08
They work against the clock and against the thermometer.
193
488260
3000
Saate ve sıcaklığa karşı çalışıyorlar.
08:11
So far, they've packed up
194
491260
2000
Bugüne kadar 1.40 km.'lik
08:13
about 4,500 feet of ice cores
195
493260
4000
buz kütlesini ABD'ye
08:17
for shipment back to the United States.
196
497260
2000
göndermeyi başardılar.
08:19
This past season,
197
499260
2000
Bu geçtiğimiz dönemde
08:21
they manhandled them across the ice
198
501260
2000
Hava taşıtlarını beklemek için
08:23
to waiting aircraft.
199
503260
2000
el gücü ile buzda taşıdılar.
08:25
The 109th Air National Guard
200
505260
3000
109. Ulusal Hava Muhafızları
08:28
flew the most recent shipment of ice
201
508260
2000
en sonuncu buz nakliyesini
08:30
back to the coast of Antarctica,
202
510260
2000
Antarktika sahiline uçurdu,
08:32
where it was boarded onto a freighter,
203
512260
3000
orada bir yük gemisine yüklendi,
08:35
shipped across the tropics to California,
204
515260
3000
oradan Kaliforniya'ya yola çıktı,
08:38
unloaded, put on a truck,
205
518260
2000
boşaltıldı, bir kamyona yüklendi,
08:40
driven across the desert
206
520260
2000
çölü geçerek Kolaroda'daki
08:42
to the National Ice Core Laboratory in Denver, Colorado,
207
522260
2000
Ulusal Buz Kütlesi Laboratuvarına götürüldü,
08:44
where, as we speak,
208
524260
2000
orada, söylediğim gibi,
08:46
scientists are now slicing this material up
209
526260
2000
bilim adamları örneklemler için
08:48
for samples, for analysis,
210
528260
2000
analiz etmek için, ülkenin dört bir yanındaki ve
08:50
to be distributed
211
530260
2000
Avrupa'daki laboratuvarlara
08:52
to the laboratories around the country
212
532260
2000
dağıtılmaları için bu materyalleri
08:54
and in Europe.
213
534260
2000
parçalara ayırıyor.
08:57
Antarctica was this planet's
214
537260
3000
Antarktika bu gezegenin
09:00
last empty quarter --
215
540260
2000
son boş kalmış bölgesi --
09:02
the blind spot
216
542260
2000
genişleyen dünya görüşümüzün
09:04
in our expanding vision of the world.
217
544260
2000
kör noktası.
09:06
Early explorers
218
546260
2000
Eski kaşifler haritaların
09:08
sailed off the edge of the map,
219
548260
2000
dışındaki bölgelere yelken açtılar,
09:10
and they found a place
220
550260
2000
ve bilinen zaman ve sıcaklık
09:12
where the normal rules of time and temperature
221
552260
2000
kurallarının askıya alındığı
09:14
seem suspended.
222
554260
3000
bir bölgeyle karşılaştılar.
09:18
Here, the ice seems a living presence.
223
558260
3000
Burada, buz canlı bir şey gibi görünüyor,
09:21
The wind that rubs against it
224
561260
2000
ona sürtünen rüzgar
09:23
gives it voice.
225
563260
3000
bir ses çıkarıyor.
09:26
It is a voice of experience.
226
566260
3000
Bu, tecrübenin sesi.
09:29
It is a voice we should heed.
227
569260
3000
Bu, kulak vermemiz gereken bir ses.
09:33
Thank you.
228
573260
2000
Teşekkürler.
09:35
(Applause)
229
575260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7