Philippe Starck: Design and destiny

Philippe Starck tasarımı derinlemesine düşünüyor.

344,327 views ・ 2007-12-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Some Anon Gözden geçirme: Cagla Taskin
00:12
You will understand nothing with my type of English.
0
12160
5000
Benim 'İngilizce tipim'le hiçbir şey anlamayacaksınız.
00:17
It's good for you because you can have a break after all these fantastic people.
1
17160
9000
Bu sizin için iyi çünkü bütün bu muhteşem insanlardan sonra bir ara verebilirsiniz.
00:26
I must tell you I am like that, not very comfortable,
2
26160
5000
Sonra; size söylemeliyim ki ben şöyleyim, pek rahat değilim,
00:31
because usually, in life, I think my job is absolutely useless.
3
31160
6000
çünkü genellikle, hayatta, düşünüyorum ki işim tamamen gereksiz.
00:37
I mean, I feel useless.
4
37160
4000
Yani kendimi işe yaramaz hissediyorum.
00:41
Now after Carolyn, and all the other guys, I feel like shit.
5
41160
7000
Şimdi Carolyn'den ve tüm diğer insanlardan sonra kendimi bok gibi hissediyorum.
00:49
And definitively, I don't know why I am here,
6
49160
7000
Ve kesinlikle, neden burada olduğumu bilmiyorum.
00:56
but -- you know the nightmare you can have, like you are an impostor,
7
56160
4000
Ama --bilirsiniz, şöyle bir kâbus düşünün, siz bir sahtekârmışsınız,
01:00
you arrive at the opera, and they push you, "You must sing!"
8
60160
4000
operaya gelmişsiniz ve sizi "Şarkı söylemelisin!" diye sahneye itmişler:"Hıhhhhh!!!"
01:04
I don't know. (Laughter)
9
64160
2000
Bilmiyorum.
01:07
So, so, because I have nothing to show, nothing to say,
10
67160
9000
Yani, yani, gösterecek hiçbir şeyim, söyleyecek hiçbir şeyim olmadığı için
01:16
we shall try to speak about something else.
11
76160
3000
başka bir şey üzerine konuşmayı denemeliyiz.
01:20
We can start, if you want, by understanding --
12
80160
3000
Size de uyarsa, nasıl çalıştığımı anlayarak
01:23
it's just to start, it's not interesting, but -- how I work.
13
83160
5000
-bu ilginç değil, sadece başlamak için-- başlayabiliriz.
01:28
When somebody comes to me and ask for what I am known,
14
88160
7000
Biri bana gelip alamet-i farikam olan bir şey istediğinde,
01:35
I mean, yes, lemon squeezer, toilet brush, toothpick, beautiful toilet seats,
15
95160
9000
evet, limon sıkacağı, tuvalet fırçası, kürdan, çok güzel klozetler
01:44
and why not -- a toothbrush?
16
104160
2000
ve bir diş fırçası -neden olmasın-.
01:46
I don't try to design the toothbrush.
17
106160
5000
Ben diş fırçasını tasarlamaya çalışmıyorum.
01:51
I don't try to say, "Oh, that will be a beautiful object," or something like that.
18
111160
3000
"Ooo, bu muhteşem bir obje olacak" demeye çalışmıyorum, ya da bu tarz bir şey.
01:54
That doesn't interest me.
19
114160
1000
Bu beni enterese etmiyor.
01:55
Because there is different types of design.
20
115160
3000
Çünkü farklı tasarım şekilleri vardır.
01:58
The one, we can call it the cynical design,
21
118160
5000
Bir tanesi, buna sinik tasarım diyebiliriz,
02:03
that means the design invented by Raymond Loewy in the '50s,
22
123160
3000
bu da Raymond Loewy'nin 50'lerde keşfettiği tasarım demektir;
02:06
who said, what is ugly is a bad sale, la laideur se vend mal, which is terrible.
23
126160
7000
şöyle demiştir: "Çirkin olan kötü satıştır.", "la laideur se vend mal". Bunu söylemek korkunç.
02:13
It means the design must be just the weapon for marketing,
24
133160
5000
Tasarımın sadece bir pazarlama silahı olması gerektiği anlamına gelir,
02:18
for producer to make product more sexy, like that,
25
138160
4000
üreticinin ürününü daha seksi yapması falan ki,
02:22
they sell more: it's shit, it's obsolete, it's ridiculous.
26
142160
4000
daha çok satsın. Bu boktur; bu köhnemiştir; bu gülünçtür.
02:26
I call that the cynical design.
27
146160
3000
Buna sinik tasarım diyorum.
02:30
After, there is the narcissistic design:
28
150160
5000
Sonra, narsisistik tasarım var.
02:35
it's a fantastic designer who designs only for other fantastic designers. (Laughter)
29
155160
4000
Bu da şu; fantastik tasarımcı sadece başka bir fantastik tasarımcı için tasarlıyor.
02:42
After, there is people like me, who try to deserve to exist,
30
162160
6000
Sonra, benim gibi var olmayı hak etmeye çalışan ve
02:48
and who are so ashamed to make this useless job, who try to do it in another way,
31
168160
8000
bu yararsız işle uğraşmaktan son derece utanan ve onu başka şekilde yapmaya çalışan insanlar var.
02:56
and they try, I try, to not make the object for the object but for the result,
32
176160
7000
Ve, onlar ve ben, objeyi obje için değil sonuç için yapmaya çalışıyoruz,
03:03
for the profit for the human being, the person who will use it.
33
183160
5000
insanoğlunun yararı için, onu kullanacak kişi için.
03:08
If we take the toothbrush -- I don't think about the toothbrush.
34
188160
5000
Diş fırçasını ele alacak olursak, ben diş fırçasını düşünmüyorum.
03:13
I think, "What will be the effect of the brush in the mouth?"
35
193160
5000
Diş fırçasının ağız içindeki etkisinin ne olacağını düşünüyorum.
03:18
And to understand what will be the effect of the toothbrush in the mouth,
36
198160
5000
Ve diş fırçasının ağız içindeki etkisinin ne olacağını anlamak için
03:23
I must imagine: Who owns this mouth?
37
203160
3000
şunları zihnimde canlandırmam gerekiyor: "Bu ağzın sahibi kimdir?,
03:27
What is the life of the owner of this mouth? In what society [does] this guy live?
38
207160
6000
Bu ağzın sahibinin hayatı nasıldır? Bu kişi nasıl bir toplumda yaşar?
03:33
What civilization creates this society?
39
213160
4000
Bu toplumu nasıl bir uygarlık ortaya çıkarmıştır?
03:38
What animal species creates this civilization?
40
218160
4000
Hangi hayvan türleri bu uygarlığı oluşturuyor?"
03:42
When I arrive -- and I take one minute, I am not so intelligent --
41
222160
5000
Hayvan türlerine geldiğimizde --bir dakika verin, o kadar akıllı değilim--
03:47
when I arrive at the level of animal species, that becomes real interesting.
42
227160
5000
hayvan türlerine geldiğimizde iş gerçekten ilginç bir hal alıyor.
03:52
Me, I have strictly no power to change anything.
43
232160
4000
Kendimin, benim kesinlikle hiçbir şeyi değiştirecek gücüm yok.
03:57
But when I come back, I can understand why I shall not do it,
44
237160
5000
Fakat geriye gittiğimde neden yapmamam gerektiğini anlayabiliyorum;
04:02
because today to not do it, it's more positive than do it, or how I shall do it.
45
242160
8000
çünkü bugün yapmamak yapmaktan daha olumlu; ya da nasıl yapmam gerektiğini.
04:10
But to come back, where I am at the animal species, there is things to see.
46
250160
7000
Ama hayvan türleri arasında nerde olduğuma geri gelecek olursam; burada bakılacak konular var.
04:17
There is things to see, there is the big challenge.
47
257160
3000
Bakılacak konular var; aşılması gereken büyük bir sorun var.
04:20
The big challenge in front of us.
48
260160
3000
Önümüzdeki aşılması gereken büyük sorun.
04:23
Because there is not a human production
49
263160
4000
Çünkü benim "büyük imaj" olarak adlandırdığım
04:27
which exists outside of what I call "the big image."
50
267160
5000
şeyin dışında var olan bir insan üretimi yok.
04:32
The big image is our story, our poetry, our romanticism.
51
272160
5000
Büyük imaj bizim hikâyemiz, bizim şiirimiz, bizim romantizmimiz.
04:37
Our poetry is our mutation, our life.
52
277160
4000
Şiirimiz bizim mutasyonumuz, bizim hayatımızdır.
04:42
We must remember, and we can see that in any book of my son of 10 years old,
53
282160
5000
Hatırlamalıyız ki ve bunu 10 yaşındaki oğlumun her kitabında görebiliriz,
04:47
that life appears four billion years ago, around -- four billion point two?
54
287160
8000
yaşam dört milyar yıl önce ortaya çıkmıştır, kabaca. Dört nokta iki mi?
04:55
Voice offstage: Four point five.
55
295160
1000
Sahne dışından ses: Dört nokta beş.
04:56
Yes, point five, OK, OK, OK! (Laughter) I'm a designer,
56
296160
5000
Evet, nokta beş, tamam, tamam, tamam, ben tasarımcıyım,
05:01
that's all, of Christmas gifts.
57
301160
2000
hepsi bu, Noel hediyeleri tasarlıyorum.
05:04
And before, there was this soup, called "soupe primordiale,"
58
304160
5000
Ve önce, "soupe primordiale" (ç.n. primordiyal çorba) denen çorba vardı.
05:09
this first soup -- bloop bloop bloop --
59
309160
3000
İlk çorba --blup blup blup blup--
05:13
sort of dirty mud, no life, nothing.
60
313160
3000
bir nevi kirli çamur, hayat yok, hiçbir şey.
05:16
So then -- pshoo-shoo -- lightning -- pshoo -- arrive --
61
316160
4000
Sonra --ŞıŞışışışışı- şimşek --Şışı-- geliyor,
05:20
pshoo-shoo -- makes life -- bloop bloop -- and that dies.
62
320160
3000
--blup blup blup-- hayat yapıyor --blup blup-- ve ölüyor.
05:23
Some million years after -- pshoo-shoo, bloop-bloop -- ah, wake up!
63
323160
5000
Birkaç milyon yıl sonra --Şışışşııı, blup blup, aaahhhhaa-- Uyan!
05:28
At the end, finally, that succeeds, and life appears.
64
328160
6000
Sonunda, nihayet, bu başarılı oldu ve yaşam oluştu.
05:34
We was so, so stupid. The most stupid bacteria.
65
334160
7000
Biz o kadar aptaldık ki. En aptal bakteri.
05:41
Even, I think, we copy our way to reproduce, you know what I mean,
66
341160
5000
Hatta, şöyle düşünüyorum, biz üreme şeklimizi bir şey üzerinden ne düşündüğümü
05:46
and something of -- oh no, forget it.
67
346160
3000
biliyorsunuz kopyalıyoruz, neyse, unutun.
05:49
After, we become a fish; after, we become a frog;
68
349160
6000
Sonra balık oluyoruz, sonra kurbağa,
05:55
after, we become a monkey; after, we become what we are today: a super-monkey,
69
355160
7000
sonra maymun oluyoruz, sonra, bugün olduğumuz şeyi oluyoruz: süper maymun,
06:02
and the fun is, the super-monkey we are today, is at half of the story.
70
362160
6000
ve eğlencesi şu ki, bugün olduğumuz süper maymun, hikâyenin yarısı.
06:09
Can you imagine? From that stupid bacteria to us,
71
369160
4000
Düşünebiliyor musunuz? O aptal bakteriden bize,
06:13
with a microphone, with a computer, with an iPod: four billion years.
72
373160
6000
mikrofonumuzla, bilgisayarımızla, iPod'umuzla --dört milyar yıl.
06:19
And we know, and especially Carolyn knows, that when the sun will implode,
73
379160
8000
Ve biliyoruz ki, özellikle Carolyn, güneş içeriye doğru patladığında,
06:27
the earth will burn, explode, I don't know what,
74
387160
4000
Dünya yanacak, patlayacak, bilmiyorum ne olacak,
06:31
and this is scheduled for four, four billion years?
75
391160
4000
ve bu, dört milyar yıl sonrası için zamanlanmış?
06:35
Yes, she said, something like that. OK, that means we are at half of the story.
76
395160
6000
Evet, o da böyle bir şey söyledi. Tamam, bu da demektir ki hikâyenin yarısındayız.
06:41
Fantastic! It's a beauty!
77
401160
3000
Fantastik! Güzellik!
06:44
Can you imagine? It's very symbolic.
78
404160
2000
Düşünebiliyor musunuz? Bu çok sembolik.
06:46
Because the bacteria we was had no idea of what we are today.
79
406160
5000
Çünkü olduğumuz o bakterinin bugün ne olduğumuza dair bir fikri yoktu.
06:51
And today, we have no idea of what we shall be in four billion years.
80
411160
6000
Ve bugün bizim de dört milyar yıl sonra ne olacağımıza dair hiçbir fikrimiz yok.
06:57
And this territory is fantastic.
81
417160
3000
Ve bu alan harika.
07:00
That is our poetry. That is our beautiful story.
82
420160
5000
Bu bizim şiirimiz. Bu bizim güzel hikâyemiz.
07:05
It's our romanticism. Mu-ta-tion. We are mutants.
83
425160
5000
Bu bizim romantizmimiz. Mu-tas-yon. Biz mutantız.
07:10
And if we don't deeply understand, if we don't integrate that we are mutants,
84
430160
7000
Ve mutant olduğumuzu derinlemesine anlamazsak, bununla bütünleşmezsek
07:17
we completely miss the story.
85
437160
2000
hikâyeyi tümüyle kaçırırız.
07:20
Because every generation thinks we are the final one.
86
440160
4000
Çünkü her jenerasyon "biz sonuncuyuz" diye düşünüyor.
07:24
We have a way to look at Earth like that, you know,
87
444160
3000
Kendimize şöyle bakabiliriz, bilirsiniz,
07:27
"I am the man. The final man.
88
447160
4000
"Ben 'İnsan'ım', 'Son İnsan'.
07:31
You know, we mutate during four billion years before, but now, because it's me, we stop. Fin. (Laughter)
89
451160
6000
Biliyorsunuz, dört milyar yıldır mutasyon geçiriyoruz, ama şimdi, 'ben' olduğum için duruyoruz. Son.
07:37
For the end, for the eternity, it is one with a red jacket."
90
457160
6000
Sonuç olarak, sonsuza kadar; kırmızı ceketli bir tip esas olacaktır."
07:43
Something like that. I am not sure of that. (Laughter)
91
463160
5000
Bunun gibi bir şey. Ben bundan pek emin değilim,
07:48
Because that is our intelligence of mutation and things like that.
92
468160
6000
mutasyonumuzdan gelen zekâmızdan ve benzeri şeylerden dolayı.
07:54
There is so many things to do; it's so fresh.
93
474160
4000
Yapacak o kadar çok şey var ki, o kadar taze ki.
07:58
And here is something: nobody is obliged to be a genius,
94
478160
8000
Ve bu da var; kimse dâhi olmak zorunda değil,
08:06
but everybody is obliged to participate.
95
486160
3000
ama herkes katılmak zorunda.
08:09
And to participate, for a mutant, there is a minimum of exercise, a minimum of sport.
96
489160
7000
Ve katılmak için, bir mutant için, minimum bir egzersiz, minimum bir spor vardır.
08:16
We can say that.
97
496160
2000
Böyle diyebiliriz.
08:18
The first, if you want -- there is so many --
98
498160
2000
Birincisi -aslında çok var-
08:20
but one which is very easy to do, is the duty of vision.
99
500160
6000
ama çok kolay yapılabileceklerden bir tanesi, vizyon görevidir.
08:26
I can explain you. I shall try.
100
506160
2000
Size açıklayabilirim. Deneyeceğim.
08:29
If you walk like that, it's OK, it's OK, you can walk,
101
509160
9000
Böyle yürürseniz, sorun yok, tamam, yürüyebilirsiniz,
08:38
but perhaps, because you walk with the eyes like that, you will not see, oh, there is a hole.
102
518160
6000
ama belki, çünkü gözleriniz bu şekilde yürüyorsunuz, önünüzü göremeyeceksiniz, ohh, burada bir çukur var,
08:44
And you will fall, and you will die. Dangerous.
103
524160
3000
ve düşeceksiniz ve öleceksiniz. Tehlikeli.
08:47
That's why, perhaps, you will try to have this angle of vision.
104
527160
6000
Bu nedenledir ki, belki, bu görüş açısına sahip olmaya çalışacaksınız.
08:53
OK, I can see, if I found something, up, up, and they continue, up up up.
105
533160
7000
Tamam, görebiliyorum, bir şey varsa, yukarı, yukarı ve devam ediyorum, yukarı, yukarı, yukarı.
09:00
I raise the angle of vision, but it's still very -- selfish, selfish, egoiste -- yes, selfish.
106
540160
9000
Görüş açımı yükseltiyorum; fakat halâ çok bencil --bencil-egoist?-- evet, bencil.
09:09
You, you survive. It's OK.
107
549160
2000
Sen, sen kurtuluyorsun, tamam.
09:12
If you raise the level of your eyes a little more you go,
108
552160
6000
Gözlerinizin hizasını biraz daha yükseltirseniz,
09:18
"I see you, oh my God you are here, how are you, I can help you,
109
558160
4000
"Sizi görüyorum, aman tanrım buradasınız, nasılsınız, size yardım edebilirim,
09:22
I can design for you a new toothbrush, new toilet brush," something like that.
110
562160
5000
size yeni bir diş fırçası, yeni bir tuvalet fırçası tasarlayabilirim." Bunun gibi bir şey.
09:27
I live in society; I live in community.
111
567160
4000
Bir toplumun, bir topluluğun içinde yaşıyorum.
09:31
It's OK. You start to be in the territory of intelligence, we can say.
112
571160
8000
Tamam. Aklın alanı içinde olmaya başladığınız diyebiliriz.
09:39
From this level, the more you can raise this angle of view,
113
579160
7000
Bu hizadan bakış açınızı ne kadar yükseltebilirseniz
09:46
the more you will be important for the society.
114
586160
4000
toplum için o kadar daha önemli olacaksınız.
09:50
The more you will rise, the more you will be important for the civilization.
115
590160
5000
Ne kadar yükseltirseniz, uygarlık için o kadar önemli olacaksınız.
09:55
The more you will rise, to see far and high, like that,
116
595160
6000
Uzağı ve yükseği görmek için ne kadar yükseltirseniz, böyle,
10:01
the more you will be important for the story of our mutation.
117
601160
4000
mutasyonumuzun hikâyesi için o kadar önemli olacaksınız.
10:05
That means intelligent people are in this angle. That is intelligence.
118
605160
6000
Bu demektir ki akıllı insanlar bu açıdadır. Bu akıldır.
10:12
From this to here, that, it's genius.
119
612160
4000
Buradan buraya da dehadır.
10:16
Ptolemy, Eratosthenes, Einstein, things like that.
120
616160
4000
Batlamyus, Eratosthenes, Einstein, ve bunlar gibiler.
10:20
Nobody's obliged to be a genius.
121
620160
2000
Kimse dahi olmak zorunda değildir.
10:22
It's better, but nobody.
122
622160
2000
Daha iyidir, fakat hiç kimse.
10:25
Take care, in this training, to be a good mutant.
123
625160
6000
Dikkat edin; iyi bir mutant olmak için yapılan bu antrenmanda,
10:31
There is some danger, there is some trap. One trap: the vertical.
124
631160
4000
bir tehlike vardır, bir tuzak vardır.
10:35
Because at the vertical of us, if you look like that,
125
635160
3000
Çünkü tam dikeyimizde, eğer böyle bakarsanız,
10:38
"Ah! my God, there is God. Ah! God!"
126
638160
3000
"Aman allahım, Tanrı var. Hoooh! Tanrı!"
10:41
God is a trap. God is the answer when we don't know the answer.
127
641160
7000
Tanrı tuzaktır. Cevabı bilmediğimiz zaman cevap Tanrı'dır.
10:48
That means, when your brain is not enough big, when you don't understand,
128
648160
8000
Bu şu demektir, eğer beyniniz yeteri kadar büyük değilse, eğer anlamıyorsanız,
10:56
you go, "Ah, it's God, it's God." That's ridiculous.
129
656160
3000
"Aman allahım, ooh, Allah'tandır, Allah'tandır." dersiniz. Gülünç.
10:59
That's why -- jump, like that? No, don't jump.
130
659160
4000
Bu yüzden bunu atlayın. Hayır, atlamayın.
11:03
Come back. Because, after, there is another trap.
131
663160
3000
Geri gelin. Çünkü, sonrasında başka bir tuzak vardır.
11:06
If you look like that, you look to the past,
132
666160
3000
Eğer böyle bakarsanız, geçmişe bakarsınız
11:09
or you look inside if you are very flexible, inside yourself.
133
669160
4000
ya da çok esnekseniz kendi içinize bakarsınız.
11:13
It's called schizophrenia, and you are dead also.
134
673160
3000
Buna şizofreni denir ve aynı zamanda ölmüşsünüz demektir.
11:16
That's why every morning, now, because you are a good mutant,
135
676160
5000
Bu yüzden her sabah, şimdi, çünkü iyi bir mutantsınız;
11:21
you will raise your angle of view.
136
681160
3000
bakış açınızı kaldıracaksınız.
11:25
Out, more of the horizontal. You are an intelligence.
137
685160
4000
Ufuksal düzlemden daha yukarı. Aklın içindesiniz.
11:29
Never forget -- like that, like that.
138
689160
3000
Sakın unutmayın -- bu şekilde, bu şekilde.
11:32
It's very, very, very important.
139
692160
3000
Bu çok çok çok önemli.
11:35
What, what else we can say about that? Why do that?
140
695160
9000
Ne, ne söyleyebiliriz bununla ilgili başka? Niye böyle yapalım?
11:44
It's because we -- if we look from far, we see our line of evolution.
141
704160
11000
Çünkü biz -- eğer uzaktan bakacak olursak evrimimizin çizgisini görürüz.
11:55
This line of evolution is clearly positive.
142
715160
5000
Bu çizgi açıkça pozitiftir.
12:00
From far, this line looks very smooth, like that.
143
720160
4000
Uzaktan çok düzgün gözükür, böyle.
12:04
But if you take a lens, like that, this line is ack, ack, ack, ack, ack. Like that.
144
724160
7000
Ama bir mercek alırsanız, böyle, bu çizgi kgkgıkgıkgıkgk. Bu şekilde.
12:11
It's made of light and shadow.
145
731160
5000
Işıktan ve gölgeden oluşur.
12:16
We can say light is civilization, shadow is barbaria.
146
736160
4000
Diyebiliriz ki ışık uygarlıktır, gölge de barbarlık.
12:20
And it's very important to know where we are.
147
740160
3000
Ve nerede olduğumuzu bilmek çok önemlidir.
12:23
Because some cycle, there is a spot in the cycle,
148
743160
6000
Çünkü bir döngü -- döngüde bir nokta vardır
12:29
and you have not the same duty in the different parts of the cycle.
149
749160
6000
ve sizin döngünün farklı yerlerindeki görevleriniz aynı değildir.
12:35
That means, we can imagine -- I don't say it was fantastic,
150
755160
6000
Bu şu demektir, düşünebiliriz ki -- harika olduğunu söylemiyorum,
12:41
but in the '80s, there was not too much war, like that, it was --
151
761160
7000
ama 80'lerde çok fazla savaş yoktu, böyle,
12:48
we can imagine that the civilization can become civilized.
152
768160
7000
düşünebiliriz ki uygarlık uygarlaşabilir.
12:55
In this case, people like me are acceptable.
153
775160
4000
Bu örnekte benim gibi insanlar kabul edilebilir.
12:59
We can say, "It's luxurious time."
154
779160
3000
"Şatafat zamanı" diyebiliriz.
13:02
We have time to think, we have time to I don't know what,
155
782160
4000
Düşünecek zamanımız vardır, ne bileyim sanat ve
13:06
speak about art and things like that.
156
786160
2000
bunun gibi şeylerle ilgili konuşacak zamanımız vardır.
13:08
It's OK. We are in the light.
157
788160
3000
Tamam. Işıktayız.
13:11
But sometimes, like today, we fall, we fall so fast, so fast to shadow, we fall so fast to barbaria.
158
791160
11000
Ama bazen, günümüzdeki gibi, düşeriz, o kadar o kadar hızlı düşeriz ki gölgeye ve barbarlığa.
13:22
With many, many, many, many face of barbaria.
159
802160
5000
Barbarlığın birçok birçok birçok birçok yüzüyle.
13:27
Because it's not, the barbaria we have today, it's perhaps not the barbaria we think.
160
807160
7000
Çünkü bugünkü barbarlık belki sandığımız barbarlık değil.
13:34
There is different type of barbaria.
161
814160
2000
Farklı barbarlık tipleri var.
13:36
That's why we must adapt.
162
816160
3000
Bu yüzden adapte olmamız gerekiyor.
13:39
That means, when barbaria is back, forget the beautiful chairs, forget the beautiful hotel,
163
819160
10000
Bu şu demektir; barbarlık geri geldiğinde, güzel sandalyeleri unutun, güzel otelleri unutun,
13:49
forget design, even -- I'm sorry to say -- forget art.
164
829160
3000
tasarımı unutun, hatta --söylediğime üzgünüm- sanatı unutun.
13:52
Forget all that. There is priority; there is urgency.
165
832160
4000
Hepsini unutun. Öncelikler var, acil olanlar var.
13:56
You must go back to politics, you must go back to radicalization,
166
836160
4000
Politikaya geri dönmelisiniz, radikalleşmeye geri dönmelisiniz.
14:00
I'm sorry if that's not very English.
167
840160
3000
Çok İngilizce olamadıysa üzgünüm.
14:03
You must go back to fight, to battle.
168
843160
2000
Dövüşe, savaşa geri dönmelisiniz.
14:05
That's why today I'm so ashamed to make this job.
169
845160
4000
Bu yüzden, bugün, bu mesleği yapıyor olduğum için bu kadar utanıyorum.
14:09
That's why I am here, to try to do it the best possible.
170
849160
5000
Bu yüzden buradayım; yapılabilecek en iyi şekilde yapmaya çalışmak için.
14:14
But I know that even I do it the best possible
171
854160
4000
Ama biliyorum ki olabilecek iyi şekilde yapsam da
14:18
-- that's why I'm the best -- it's nothing.
172
858160
2000
--bu yüzden en iyiyim-- bu hiçbir şey.
14:20
Because it's not the right time.
173
860160
2000
Çünkü doğru zaman değil.
14:22
That's why I say that. I say that, because, I repeat, nothing exist if it's not in the good rhythym,
174
862160
11000
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz.
14:33
the rhythym of our beautiful dream, of this civilization.
175
873160
5000
Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni.
14:38
And because we must all work to finish this story.
176
878160
6000
Ve bu nedenle hepimiz bu hikâyeyi bitirmek için çalışmalıyız.
14:44
Because the scenario of this civilization
177
884160
4000
Çünkü bu uygarlığın senaryosu
14:48
-- about love, progress, and things like that -- it's OK,
178
888160
4000
aşkla, ilerlemeyle ve bunun gibi şeylerle ilgili, bu tamam
14:52
but there is so many different, other scenarios of other civilizations.
179
892160
6000
ama başka uygarlıkların o kadar fazla başka senaryosu var ki.
14:58
This scenario, of this civilization, was about becoming powerful, intelligent,
180
898160
9000
Bu uygarlığın bu senaryosu güçlü, akıllı olmakla ilgiliydi,
15:07
like this idea we have invented, this concept of God.
181
907160
4000
icat ettiğimiz şu fikir gibi, tanrı kavramı gibi.
15:11
We are God now. We are. It's almost done.
182
911160
4000
Biz tanrıyız şimdi. Öyleyiz. Neredeyse oldu.
15:15
We have just to finish the story.
183
915160
2000
Sadece hikâyeyi bitirmemiz gerekiyor.
15:17
That is very, very important.
184
917160
2000
Bu çok çok önemli.
15:19
And when you don't understand really what's happened,
185
919160
4000
Ve gerçekten ne olduğunu anlamazsanız
15:23
you cannot go and fight and work and build and things like that.
186
923160
6000
gidemezsiniz ve dövüşemezsiniz ve inşa edemezsiniz ve bunun gibi.
15:29
You go to the future back, back, back, back, like that.
187
929160
4000
Geleceğe arka arka arka arka gidersiniz, bu şekilde.
15:34
And you can fall, and it's very dangerous.
188
934160
2000
Ve düşebilirsiniz ve bu çok tehlikeli.
15:36
No, you must really understand that.
189
936160
3000
Hayır, bunu gerçekten anlamanız gerekiyor.
15:40
Because we have almost finished, I'll repeat this story.
190
940160
4000
Neredeyse bitirmek üzere olduğumuz için hikâyeyi tekrar edeyim.
15:44
And the beauty of this, in perhaps 50 years, 60 years, we can finish completely this civilization,
191
944160
9000
Ve bunun güzelliği, belki 50 yıl, 60 yıl içinde bu uygarlığı tamamen bitirebiliriz
15:53
and offer to our children the possibility to invent a new story,
192
953160
7000
ve çocuklarımıza yeni bir hikâye icat etme imkânını sunabiliriz,
16:00
a new poetry, a new romanticism.
193
960160
2000
yeni bir şiir, yani bir romantizm.
16:02
With billions of people who have been born, worked, lived and died before us,
194
962160
8000
Bizden önce doğan, çalışan, yaşamış olan ve ölen milyarlarca insanla,
16:10
these people who have worked so much,
195
970160
2000
çok çalışmış olan bu insanlarla,
16:12
we have now bring beautiful things, beautiful gifts, we know so many things.
196
972160
7000
çok güzel şeyler getirdik, çok güzel yetenekler, çok şey biliyoruz.
16:19
We can say to our children, OK, done, that was our story. That passed.
197
979160
7000
Çocuklarımıza diyebiliriz ki: "Tamam, bitti, bu bizim hikâyemizdi. Geçti.
16:26
Now you have a duty: invent a new story. Invent a new poetry.
198
986160
6000
Şimdi sizin bir göreviniz var: Yeni bir hikâye icat edin, yeni bir şiirsellik icat edin.
16:32
The only rule is, we have not to have any idea about the next story.
199
992160
7000
Tek kural şu: Bizim sonraki hikâyeyle ilgili bir fikrimiz yok.
16:39
We give you white pages. Invent.
200
999160
5000
Size beyaz sayfalar veriyoruz. Bulun.
16:44
We give you the best tools, the best tools, and now, do it.
201
1004160
8000
Size en iyi araçları veriyoruz, en iyi araçları ve şimdi, yapın."
16:52
That's why I continue to work, even if it's for toilet brush.
202
1012160
7000
İşte bu nedenle çalışmaya devam ediyorum, bu bir tuvalet fırçası için bile olsa.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7