Eve Ensler: Embrace your inner girl

Eve Ensler: İçinizdeki kızı kucaklayın

212,079 views ・ 2010-01-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Demirel Gözden geçirme: Isil Arican
00:15
Namaste. Good morning.
0
15260
3000
Namaste. Günaydın.
00:18
I'm very happy to be here in India.
1
18260
2000
Burada Hindistan'da olmaktan çok mutluyum.
00:20
And I've been thinking a lot about what I have learned
2
20260
3000
Özellikle bu son 11 yıl içinde kadınlara karşı kullanılan şiddete
00:23
over these last particularly 11 years
3
23260
3000
son vermek isteyen kızlar ve kadınlarla
00:26
with V-Day and "The Vagina Monologues,"
4
26260
2000
bir araya gelmek için V-day ve
00:28
traveling the world,
5
28260
2000
Vajina Monologları ile
00:30
essentially meeting with women and girls across the planet
6
30260
2000
dünyayı gezerken neler öğrendiğim konusu üzerinde
00:32
to stop violence against women.
7
32260
3000
çok fazla düşünüyorum.
00:35
What I want to talk about today
8
35260
2000
Sizinle bugün konuşmak istediğim şey
00:37
is this particular cell,
9
37260
3000
şu özel HÜCRE, veya
00:40
or grouping of cells, that is in each and every one of us.
10
40260
3000
bir grup hücre, ve bu hepimizde tek tek mevcut.
00:43
And I want to call it the girl cell.
11
43260
3000
Ve onlara kız hücre demek istiyorum.
00:46
And it's in men as well as in women.
12
46260
2000
Ve kadınlarda olduğu kadar erkeklerde de varlar.
00:48
I want you to imagine that this particular grouping of cells
13
48260
4000
Bu bir grup hücrenin türümüzün evriminde merkezi rolde olduklarını
00:52
is central to the evolution of our species
14
52260
3000
ve insan ırkının devamına katkıda bulunduklarını
00:55
and the continuation of the human race.
15
55260
3000
hayal etmenizi istiyorum.
00:58
And I want you imagine that at some point in history
16
58260
2000
Tarihin bir noktasında, bir grup GÜÇ sahibi insanın
01:00
a group of powerful people invested in owning and controlling the world
17
60260
4000
dünyaya sahip olma ve dünyayı kontrol altına alma yolunun
01:04
understood that the suppression of this particular cell,
18
64260
4000
bu özel hücrelerin baskılanmasıyla,
01:08
the oppression of these cells,
19
68260
2000
bu hücrelere eziyet edilmesiyle,
01:10
the reinterpretation of these cells,
20
70260
2000
bu hücrelerin yeniden yorumlandırılmasıyla,
01:12
the undermining of these cells,
21
72260
2000
bu hücrelerin küçümsenmesi,
01:14
getting us to believe in the weakness of these cells
22
74260
2000
bu hücrelerin güçsüzlüğüne inandırılıp
01:16
and the crushing, eradicating, destroying,
23
76260
4000
ezerek, silerek, tahrip ederek,
01:20
reducing these cells,
24
80260
3000
bu hücrelerin azaltılarak,
01:23
basically began the process of killing off the girl cell,
25
83260
3000
kısaca içsel kız hücreleri öldürme işlemiyle mümkün
01:26
which was, by the way, patriarchy.
26
86260
3000
olduğunu keşfettiklerini hayal edin.
01:29
I want you to imagine that the girl is a chip
27
89260
3000
Kız hücrenin kollektif bilincin makrokozmozunda
01:32
in the huge macrocosm of collective consciousness.
28
92260
3000
bir çip olduğunu hayal etmenizi istiyorum.
01:35
And it is essential to balance, to wisdom
29
95260
3000
Dengelemek, olgunluk ve geleceğimiz için
01:38
and to actually the future of all of us.
30
98260
4000
hayati bir öneme sahip.
01:42
And then I want you to imagine that this girl cell
31
102260
2000
Ve sonra sizden şunu hayal etmenizi istiyorum
01:44
is compassion,
32
104260
4000
bu kız hücre "şefkat"'dir
01:48
and it's empathy, and it's passion itself,
33
108260
2000
ve o empatidir, ve tutkunun ta kendisidir,
01:50
and it's vulnerability,
34
110260
2000
ve o kırılganlıktır,
01:52
and it's openness, and it's intensity,
35
112260
2000
ve o açıklık ve o yoğunluk
01:54
and it's association, and it's relationship,
36
114260
2000
ve o ortaklık ve o ilişki
01:56
and it is intuitive.
37
116260
3000
ve o sezgisel olmaktır.
01:59
And then let's think how compassion informs wisdom,
38
119260
4000
Ve şimdi şefkatin bilgeliği nasıl beslediğini düşünelim,
02:03
and that vulnerability is our greatest strength,
39
123260
3000
ve kırılganlığımızın en büyük gücümüz olduğunu,
02:06
and that emotions have inherent logic,
40
126260
2000
ve duygularımızın doğasında bir mantık olduğunu
02:08
which lead to radical, appropriate, saving action.
41
128260
3000
bunların kökten, uygun ve kurtaran eylemlere yol açtığını.
02:11
And then let's remember that we've been taught
42
131260
2000
Ve sonra da "hakim güçlerin" bizlere
02:13
the exact opposite by the powers that be,
43
133260
2000
tam tersini öğrettiklerini anımsayın,
02:15
that compassion clouds your thinking,
44
135260
2000
şefkatin düşüncelerinizi bulanıklaştırdığını,
02:17
that it gets in the way,
45
137260
2000
mani olduğunu,
02:19
that vulnerability is weakness,
46
139260
2000
kırılganlığın güçsüzlük olduğunu,
02:21
that emotions are not to be trusted,
47
141260
2000
ve duygulara güvenilmemesi gerektiğini
02:23
and you're not supposed to take things personally,
48
143260
2000
olayları "Şahsi!" algılamamamız gerektiğini,
02:25
which is one of my favorites.
49
145260
3000
ki bu benim en favorilerimden birisi.
02:28
I think the whole world has essentially
50
148260
3000
Aslında bütün toplumun kız olmamak için
02:31
been brought up not to be a girl.
51
151260
2000
yetiştirildiğini düşünüyorum.
02:33
How do we bring up boys? What does it mean to be a boy?
52
153260
2000
Erkekleri nasıl yetiştiriyoruz? Erkek olmak ne demek?
02:35
To be a boy really means not to be a girl.
53
155260
3000
Erkek olmak aslında kız olmamak demek.
02:38
To be a man means not to be a girl.
54
158260
3000
Adam olmak da kız olmamak demek.
02:41
To be a woman means not to be a girl.
55
161260
2000
kadın olmak da kız olmamak demek.
02:43
To be strong means not to be a girl.
56
163260
2000
Güçlü olmak da kız olmamak demek.
02:45
To be a leader means not to be a girl.
57
165260
2000
Bir lider olmak da kız olmamak demek.
02:47
I actually think that
58
167260
3000
Ben aslında şöyle düşünüyorum;
02:50
being a girl is so powerful
59
170260
3000
kız olmak o kadar güçlü bir şey ki
02:53
that we've had to train everyone not to be that.
60
173260
3000
herkesi kız olmamak için eğitmemiz gerekiyor.
02:56
(Laughter)
61
176260
6000
(alkışlar)
03:02
And I'd also like to say that the irony
62
182260
2000
Ve asıl ironin de, aslında,
03:04
of course, is that denying girl,
63
184260
2000
kız olmayı inkar etmenin
03:06
suppressing girl, suppressing emotion,
64
186260
2000
kızı baskılamanın, duyguları baskılamanın
03:08
refusing feeling has lead thus here.
65
188260
3000
duyguyu inkar etmenin bizi bu hale getirdiğini söylemek isterim.
03:11
Where we have now come to live in a world where
66
191260
3000
Yaşamakta olduğumuz bu dünya, şiddetin
03:14
the most extreme forms of violence,
67
194260
2000
en uç formlarıyla,
03:16
the most horrific poverty,
68
196260
3000
en korkunç açlıklarla, soykırımlarla,
03:19
genocide, mass rapes,
69
199260
2000
toplu tecavüzlerle,
03:21
the destruction of the Earth, is completely out of control.
70
201260
3000
ve dünyanın tahribatı ile, tamamen konrolden çıkmış durumda.
03:24
And because we have suppressed our girl cells
71
204260
2000
Ve kız hücrelerimizi baskıladığımız,
03:26
and suppressed our girl-ship,
72
206260
2000
içimizdeki kız ile ilişkimizi bastırdığımız için,
03:28
we do not feel what is going on.
73
208260
2000
ne olup bittiğini de hissedemiyoruz.
03:30
So, we are not being charged with
74
210260
4000
Ve, olan bitenlere uygun düşecek
03:34
the adequate response to what is happening.
75
214260
2000
tepkileri verecek duyguyu yüklenemiyoruz.
03:36
I want to talk a little bit about
76
216260
2000
Kongo Demokratik Cumhuriyeti hakkında
03:38
the Democratic Republic of Congo.
77
218260
2000
biraz konuşmak istiyorum.
03:40
For me, it was the turning point of my life.
78
220260
3000
Benim için hayatımın dönüm noktasıydı.
03:43
I have spent a lot of time there in the last three years.
79
223260
3000
Son üç yıldır orada çok fazla zaman geçirdim.
03:46
I feel up to that point I had seen a lot in the world,
80
226260
3000
O noktaya gelene kadar dünyada pek çok
03:49
a lot of violence.
81
229260
2000
şiddet dolu olay gördüğümü düşünüyordum.
03:51
I essentially lived in the rape mines of the world for the last 12 years.
82
231260
3000
Özellikle dünyanın tecavüz odaklarında 12 yıl geçirdim.
03:54
But the Democratic Republic of Congo
83
234260
3000
Ama Demokratik Kongo Cumhuriyeti
03:57
really was the turning point in my soul.
84
237260
4000
ruhumdaki dönüm noktası oldu.
04:01
I went and I spent time
85
241260
2000
Kongo'ya gittim ve Bukavu'da
04:03
in a place called Bukavu
86
243260
2000
Panzi hastanesinde
04:05
in a hospital called the Panzi Hospital,
87
245260
2000
hayatımda tanıdığım kişiler arasında
04:07
with a doctor who was as close to a saint as any person I've ever met.
88
247260
3000
bir azize en çok yaklaşabilecek bir kimse olan bir doktor ile zaman geçirdim.
04:10
His name is Dr. Denis Mukwege.
89
250260
3000
İsmi Dr.Denis Mukwege.
04:13
In the Congo, for those of you who don't know,
90
253260
3000
Ve Kongo'da, bilmeyeniniz varsa,
04:16
there has been a war raging for the last 12 years,
91
256260
3000
son 12 yıldır bir savaş ortalığı kasıp kavuruyor,
04:19
a war that has killed nearly six million people.
92
259260
3000
neredeyse altı milyon kişiyi öldüren bir savaş.
04:22
It is estimated that somewhere between 300,000 and 500,000 women
93
262260
4000
Ve orada 300.000 ila 500.000 civarında kadının
04:26
have been raped there.
94
266260
2000
tecavüze uğradığı tahmin ediliyor.
04:28
When I spent my first weeks at Panzi hospital
95
268260
3000
Panzi hastanesinde geçirdiğim ilk haftalarda
04:31
I sat with women
96
271260
2000
bana kendi hikayelerini
04:33
who sat and lined up every day to tell me their stories.
97
273260
3000
anlatmak için sıraya giren kadınlarla birlikte oturdum.
04:36
Their stories were so horrific,
98
276260
2000
Ve hikayeleri öyle korkunç,
04:38
and so mind-blowing and so on the other side of human existence,
99
278260
3000
öyle akıl almaz ve insanlık dışıydı ki,
04:41
that to be perfectly honest with you, I was shattered.
100
281260
4000
dürüst olmam lazım, dinlerken adeta ben parçalandım.
04:45
And I will tell you that what happened
101
285260
2000
Ve size bu parçalanmanın içinden
04:47
is through that shattering,
102
287260
2000
olanları anlatacağım,
04:49
listening to the stories of eight-year-old girls who had their insides eviscerated,
103
289260
4000
silahlar ve süngüler ve benzeri şeylerin içlerine sokulmasıyla bağırsakları parçalanıp
04:53
who had guns and bayonets and things shoved inside them
104
293260
3000
bu nedenle gerçek anlamda içlerinde delikleri olan
04:56
so they had holes, literally, inside them
105
296260
2000
ve bu deliklerden kakaları ve çişleri akan
04:58
where their pee and poop came out of them.
106
298260
2000
sekiz yaşındaki kızların hikayelerini dinledim.
05:00
Listening to the story of 80-year-old women
107
300260
2000
Ve ekonomik sömürü uğruna, 80 yaşındaki
05:02
who were tied to chains and circled,
108
302260
3000
kadınların zincirlere bağlanıp, kuşatılıp
05:05
and where groups of men would come and rape them periodically,
109
305260
3000
bulundukları yere gelen bir grup erkek tarafından düzenli olarak
05:08
all in the name of economic exploitation
110
308260
2000
tecavüze uğrayışlarının ve bu şekilde
05:10
to steal the minerals so the West can have it and profit from them.
111
310260
4000
Batı'nın çalınan minerallerden kar elde etmesinin hikayesini dinledim.
05:14
My mind was so shattered.
112
314260
3000
Aklım paramparça oldu.
05:17
But what happened for me is that that shattering
113
317260
4000
Ama bence, bu parçalanma aslında beni
05:21
actually emboldened me
114
321260
2000
yüreklendirdi de, hemde daha önce
05:23
in a way I have never been emboldened.
115
323260
3000
hiç olmadığım kadar çok casaretlendim.
05:26
That shattering, that opening of my girl cell,
116
326260
3000
Bu parçalanma, bu içsel kız hücremin açılması,
05:29
that kind of massive breakthrough of my heart
117
329260
6000
yüreğimin bu tarzda yoğun bir kırgınlığa maruz kalması
05:35
allowed me to become more courageous, and braver,
118
335260
3000
benim geçmiş tüm yaşamımda olduğumdan
05:38
and actually more clever
119
338260
2000
daha gözüpek ve daha cesur,
05:40
than I had been in the past in my life.
120
340260
2000
ve aslında daha da zeki olmamı sağladı.
05:42
I want to say that I think the powers that be
121
342260
3000
Ve şunu da söylemek istiyorum, aslında bu duygular
05:45
know that empire-building
122
345260
2000
o bildiğimiz güçlerin,
05:47
is actually -- that feelings get in the way of empire-building.
123
347260
4000
o bildiğimiz imparatorluk binasının, yolunu tıkıyorlar.
05:51
Feelings get in the way of the mass acquisition of the Earth,
124
351260
3000
İşte bu duygular dünyanın delik deşik edilmesinin, tahrip olmasının ve
05:54
and excavating the Earth, and destroying things.
125
354260
2000
dünyanın kitlesel istilasının yolunu tıkıyor.
05:56
I remember, for example, when my father,
126
356260
2000
Örneğin, çok saldırgan bir mizaca sahip olan babamın
05:58
who was very, very violent, used to beat me.
127
358260
3000
beni dövdüğü zamanı anımsıyorum.
06:01
And he would actually say, while he was beating me,
128
361260
2000
Ve bir yandan beni döverken, aynı zamanda bana
06:03
"Don't you cry. Don't you dare cry."
129
363260
2000
"Sakın ağlama. Sakın ha ağlayayım deme." derdi.
06:05
Because my crying somehow exposed his brutality to him.
130
365260
4000
Çünkü benim ağlamam onu kendi gaddarlığıyla yüzleştiriyordu.
06:09
And even in the moment he didn't want to be reminded
131
369260
2000
Ve, o anda dahi, yapmakta olduğu şeyin ne olduğunun
06:11
of what he was doing.
132
371260
2000
kendisine anımsatılmasını istemiyordu.
06:13
I know that we have systematically annihilated the girl cell.
133
373260
4000
Kız hücremizi sistematik bir biçimde imha ettiğimizi biliyorum.
06:17
And I want to say we've annihilated it in men as well as in women.
134
377260
3000
Ve onu kadınların içindeki kadar erkeklerin içindekini de yok ettiğimizi söylemek istiyorum.
06:20
And I think in some ways
135
380260
2000
Ve bazı açılardan erkeklere
06:22
we've been much harsher to men
136
382260
2000
onların kız hücrelerinin imha edilmesi sırasında
06:24
in the annihilation of their girl cell.
137
384260
2000
daha da katı davrandığımızı düşünüyorum.
06:26
(Applause)
138
386260
1000
(alkışlar)
06:27
I see how boys have been brought up, and I see this across the planet:
139
387260
4000
Tüm dünyada, bir uçtan diğer uca, sert, sıkı,
06:31
to be tough, to be hardened,
140
391260
3000
duygularından, hassasiyetlerinden, ağlamaktan,
06:34
to distance themselves from their tenderness, to not cry.
141
394260
4000
uzaklaşması öğretilerek yetiştirilen erkek çocukları görüyorum.
06:38
I actually realized once in Kosovo,
142
398260
2000
Bir keresinde Kosova'da
06:40
when I watched a man break down,
143
400260
2000
çökmüş bir adamı seyrederken farkettim ki,
06:42
that bullets are actually hardened tears,
144
402260
3000
kurşunlar aslında sertleşmiş gözyaşlarından ibaret,
06:45
that when we don't allow men to have their girl self
145
405260
4000
eğer erkeklerin, içlerindeki kız benliklerine ait hassasiyet ve
06:49
and have their vulnerability, and have their compassion,
146
409260
2000
tutkuyu tüm kalpleriyle yaşamasına izin vermezseniz,
06:51
and have their hearts, that they become hardened and hurtful
147
411260
3000
sertleşiyorlar ve incitici ve yırtıcı karakterlere
06:54
and violent.
148
414260
2000
bürünüyorlar.
06:56
And I think we have taught men to be secure
149
416260
2000
Ve erkeklere güvensizken güvende olmayı
06:58
when they are insecure,
150
418260
2000
öğretmişiz,
07:00
to pretend they know things when they don't know things,
151
420260
2000
bir şeyi bilmediklerinde de biliyormuş gibi yapmayı.
07:02
or why would we be where we are?
152
422260
2000
Yoksa neden şimdi bulunduğumuz yerde olalım ki?
07:04
To pretend they're not a mess when they are a mess.
153
424260
3000
Berbat halde olduklarında berbat halde değilmiş gibi yapmayı öğretmişiz.
07:07
And I will tell you a very funny story.
154
427260
2000
Size çok komik bir hikaye anlatacağım.
07:09
On my way here on the airplane, I was walking up and down the aisle of the plane.
155
429260
3000
Yolda buraya doğru gelirken, uçakta, koridorda aşağı yukarı yürüyordum.
07:12
And all these men, literally at least 10 men,
156
432260
4000
Ve tüm o erkekler, gerçekten en azından 10 erkek,
07:16
were in their little seats watching chick flicks.
157
436260
3000
küçük koltuklarında oturmuş kadınlara hitap eden filmleri seyrediyorlardı.
07:19
And they were all alone, and I thought, "This is the secret life of men."
158
439260
3000
Ve hepsi de yalnızdı, işte "Erkeklerin gizli yaşamı" diye düşündüm.
07:22
(Laughter)
159
442260
4000
(kahkahalar)
07:26
I've traveled, as I said,
160
446260
2000
Söylediğim gibi,
07:28
to many, many countries,
161
448260
2000
çok, pek çok ülkeye seyahat ettim
07:30
and I've seen, if we do what we do to the girl inside us
162
450260
4000
ve gördüm ki, kendi içimizdeki kıza bunları yapabiliyorsak,
07:34
then obviously it's horrific to think
163
454260
2000
dünyadaki diğer kızlara neler yaptığımızı
07:36
what we do to girls in the world.
164
456260
2000
düşünmek bile çok korkutucu.
07:38
And we heard from Sunitha yesterday,
165
458260
2000
Dün Sunitha'dan ve Kavita'dan
07:40
and Kavita about what we do to girls.
166
460260
2000
kızlara neler yaptığımızı dinledik.
07:42
But I just want to say that
167
462260
2000
Sadece şunu söylemek istiyorum,
07:44
I've met girls with knife wounds and cigarette burns,
168
464260
3000
kültablası gibi kullanılmış ve vücutları sigara yanıkları,
07:47
who are literally being treated like ashtrays.
169
467260
2000
bıçak yaraları ile dolu kızlar tanıdım.
07:49
I've seen girls be treated like garbage cans.
170
469260
3000
Çöp kutusu gibi kullanılmış kızlar gördüm.
07:52
I've seen girls who were beaten by their mothers
171
472260
2000
Anneleri, ağabeyleri, babaları ve
07:54
and brothers and fathers and uncles.
172
474260
3000
amcaları tarafından dövülen kızları gördüm.
07:57
I've seen girls starving themselves to death in America
173
477260
3000
Kendilerinin idealize edilmiş bir versiyonuna ulaşmak için
08:00
in institutions to look like some idealized version of themselves.
174
480260
3000
Amerika'da kendilerini açlıktan ölüme mahkum etmiş kızlara gördüm.
08:03
I've seen that we cut girls and we control them
175
483260
2000
Kızları kestiğimizi ve kontrol ettiğimizi gördüm;
08:05
and we keep them illiterate,
176
485260
2000
cahil kalmalarını sağladığımızı,
08:07
or we make them feel bad about being too smart.
177
487260
2000
veya çok zeki oldukları için kendilerini kötü hissetmelerini sağladığımızı.
08:09
We silence them. We make them feel guilty
178
489260
2000
Onları susturuyoruz. Zeki oldukları için
08:11
for being smart. We get them to behave,
179
491260
2000
suçlu hissettiriyoruz. Hadlerini bilmeyi,
08:13
to tone it down, not to be too intense.
180
493260
3000
seslerini kısmayı, çok çarpıcı olmamalarını sağlıyoruz.
08:16
We sell them, we kill them as embryos,
181
496260
2000
Onları satıyoruz, henüz embriyo iken öldürüyoruz.
08:18
we enslave them, we rape them.
182
498260
3000
Onları köleleştiriyoruz. Onlara tecavüz ediyoruz.
08:21
We are so accustomed to robbing girls
183
501260
2000
Kızları hayatlarının öznesi olma konusundan
08:23
of the subject of being the subjects of their lives
184
503260
3000
gaspetmeye o kadar alışmışız ki,
08:26
that we have now actually objectified them
185
506260
2000
artık onları gerçek anlamda nesneleştirmiş
08:28
and turned them into commodities.
186
508260
2000
mal-eşya-imtia şekline dönüştürmüş haldeyiz.
08:30
The selling of girls is rampant across the planet.
187
510260
3000
Dünya çevresinde kız satışları şahlanmış halde.
08:33
And in many places they are worth less than goats and cows.
188
513260
5000
Ve pek çok yerde ineklerden veya keçilerden daha değersizler.
08:38
But I also want to talk about the fact that
189
518260
2000
Ama bunların yanında sekiz kişiden birinin
08:40
if one in eight people on the planet
190
520260
3000
yaşı 10 ile 24 arasında değişen bir kız
08:43
are girls between the ages of 10 to 24,
191
523260
3000
olduğunu ve gelişen dünya kadar,
08:46
they are they key, really, in the developing world,
192
526260
3000
tüm dünyanın da değişiminde, insanlığın geleceğinde
08:49
as well as in the whole world, to the future of humanity.
193
529260
3000
kilit bir rolleri olduğunu söylemeliyim.
08:52
And if girls are in trouble because they face systematic disadvantages
194
532260
3000
Ve kızların başı toplumun onları görmek istediği yerde tutan
08:55
that keep them where society wants them to be,
195
535260
3000
sistematik dezavantajları yüzünden belada;
08:58
including lack of access to healthcare,
196
538260
2000
sağlık hizmetlerine, eğitime
09:00
education, healthy foods,
197
540260
2000
sağlıklı besinlere ulaşım kısıtlaması ve
09:02
labor force participation.
198
542260
2000
zorla çalıştırma da buna dahil.
09:04
The burden of all the household tasks
199
544260
2000
Ev işlerinin yükümlülüğu genellikle
09:06
usually falls on girls and younger siblings,
200
546260
3000
kızlara ve evin en küçüğüne düşer.
09:09
which ensures that they will never overcome these barriers.
201
549260
3000
Bu durum da onların asla bariyerleri aşamayacaklarını garanti altına alır.
09:12
The state of girls, the condition of girls,
202
552260
2000
Kızların durumu, kızların koşulları,
09:14
will, in my belief -- and that's the girl inside us
203
554260
3000
ki benim inancıma göre bu içimizdeki kızdır
09:17
and the girl in the world -- determine whether
204
557260
2000
ve işte bu dünyadaki kız, türümüzün kurtarılıp
09:19
the species survives.
205
559260
2000
kurtulmayacağını da belirleyicisi olacak.
09:21
And what I want to suggest is that,
206
561260
3000
Ve size bir şey söylemek istiyorum.
09:24
having talked to girls, because I just finished a new book called
207
564260
3000
Pekçok kizla konuştum ve adı "Ben duygusal bir yaratığım; Dünyadaki kızların gizli yaşamı"
09:27
"I Am an Emotional Creature: The Secret Life of Girls Around the World,"
208
567260
3000
olan kitabımı yazmayı yeni bitirdim,
09:30
I've been talking to girls for five years,
209
570260
2000
Kızlarla son beş yıldır konuşuyorum
09:32
and one of the things that I've seen is true everywhere
210
572260
3000
ve her yerde geçerli olduğunu gördügüm bir şey var ki,
09:35
is that the verb that's been enforced on girl
211
575260
2000
bu da kızlara sürekli diretilen bir fiil olan
09:37
is the verb "to please."
212
577260
2000
"MEMNUN ETME" fiilinin ta kendisi.
09:39
Girls are trained to please.
213
579260
3000
Kızlar memnun etmek için eğitiliyor.
09:42
I want to change the verb.
214
582260
2000
Bu fiili değiştirmek istiyorum.
09:44
I want us all to change the verb.
215
584260
2000
Hepimizin bu fiili değiştirmesini istiyorum.
09:46
I want the verb to be "educate,"
216
586260
2000
Bu fiilin "eğitmek" olmasını istiyorum
09:48
or "activate," or "engage,"
217
588260
2000
veya "aktive etmek" veya "ilgilenmek"
09:50
or "confront," or "defy," or "create."
218
590260
3000
veya "yüzleşmek" veya "meydan okumak" veya "yaratmak"
09:53
If we teach girls to change the verb
219
593260
3000
Eğer kızlara bu fiili değiştirmelerini öğretirsek
09:56
we will actually enforce the girl inside us
220
596260
3000
kendi içimizdeki kızı güçlendirirken, onların
09:59
and the girl inside them.
221
599260
2000
içlerindeki kızı da güçlendireceğiz.
10:01
And I have to now share a few stories
222
601260
3000
Ve dünyanın dört bir yanından tanıdığım
10:04
of girls I've seen across the planet
223
604260
2000
yaşadıkları çevreye rağmen
10:06
who have engaged their girl,
224
606260
2000
içlerindeki kızla temasa geçmiş
10:08
who have taken on their girl in spite of
225
608260
2000
kızlar hakkında paylaşmak istediğim
10:10
all the circumstances around them.
226
610260
3000
bir kaç hikayem var.
10:13
I know a 14-year-old girl in the Netherlands,
227
613260
2000
Hollanda'dan 14 yaşında bir kız tanıyorum;
10:15
for example, who is demanding that she take a boat
228
615260
4000
bir gemiye binip tüm dünyayı tek başına
10:19
and go around the entire world by herself.
229
619260
3000
gezme konusunda çok ısrarlı...
10:22
There is a teenage girl who just recently
230
622260
2000
Ya da henüz hapisten çıkmış ve sağ yanağında
10:24
went out and knew that she needed 56 stars
231
624260
3000
56 tane yıldız dövmesine ihtiyacı
10:27
tattooed on the right side of her face.
232
627260
2000
olduğuna karar vermiş bir kız da var.
10:29
There is a girl, Julia Butterfly Hill,
233
629260
3000
Julia Butterfly Hill adında bir kız var,
10:32
who lived for a year in a tree
234
632260
2000
tam bir yıl boyunca bir ağaçta yaşadı
10:34
because she wanted to protect the wild oaks.
235
634260
3000
cünkü vahşi meşe ağaçlarını korumak istiyordu.
10:37
There is a girl who I met 14 years ago in Afghanistan
236
637260
4000
Ve 14 yıl önce Afganistan'da tanıştığım ve
10:41
who I have adopted as my daughter
237
641260
2000
kendi çocuğum olarak evlat edindiğim kız var
10:43
because her mother was killed. Her mother was a revolutionary.
238
643260
3000
çünkü annesi bir devrimciydi ve öldürülmüştü.
10:46
And this girl, when she was 17 years old,
239
646260
3000
Ve bu kız 17 yaşındayken
10:49
wore a burqa in Afghanistan,
240
649260
2000
Afganistan'da burka (çarşaf) giydi
10:51
and went into the stadiums
241
651260
2000
ve stadyumlara girdi,
10:53
and documented the atrocities that were going on towards women,
242
653260
4000
tesettürünün altına sakladığı videosu ile kadınlara karşı uygulanan
10:57
underneath her burqa, with a video.
243
657260
2000
vahşeti dökümante etti.
10:59
And that video became the video that went out all over the world
244
659260
3000
Ve işte bu video 9/11'den sonra Afganistan'da olup bitenleri
11:02
after 9/11 to show what was going on in Afghanistan.
245
662260
5000
tüm dünyaya ulaştıran video oldu.
11:07
I want to talk about Rachel Corrie
246
667260
2000
Size Rachel Corrie'den bahsetmek istiyorum
11:09
who was in her teens when she stood in front of an Israeli tank
247
669260
3000
İsrail tanklarının önünde "İşgali durdurun" demek için durduğunda
11:12
to say, "End the occupation."
248
672260
2000
henüz genç bir kızdı.
11:14
And she knew she risked death and she was literally gunned down
249
674260
3000
Ve ölüm tehlikesini göze aldığını biliyordu ve kelimenin tam anlamıyla
11:17
and rolled over by that tank.
250
677260
3000
silahla alaşağı edildikten sonra sonra aynı tank tarafından ezildi.
11:20
And I want to talk about a girl that I just met recently
251
680260
2000
Ve size çok yakın zamanda Bukavu'da tanıştığım bir kızdan
11:22
in Bukavu, who was impregnated by her rapist.
252
682260
4000
bahsetmek istiyorum, tecavüzcüsünden hamile kalmıştı.
11:26
And she was holding her baby.
253
686260
2000
Ve bebeğini kucağında taşıyordu.
11:28
And I asked her if she loved her baby.
254
688260
2000
Ve ona bebeğini sevip sevmediğini sordum.
11:30
And she looked into her baby's eyes and she said,
255
690260
2000
Ve o bebeğinin gözlerinin içine baktı ve
11:32
"Of course I love my baby. How could I not love my baby?
256
692260
4000
"Elbette bebeğimi seviyorum. Bebeğimi nasıl sevemem?" dedi
11:36
It's my baby and it's full of love."
257
696260
2000
"Bu benim bebeğim ve o sevgi dolu"
11:38
The capacity for girls to overcome situations
258
698260
4000
Kızların bu gibi durumları yenerek, yeni hedeflere yönelme
11:42
and to move on levels, to me, is mind-blowing.
259
702260
4000
kapasiteleri, bana göre akıl almayacak boyutta.
11:46
There is a girl named Dorcas, and I just met her in Kenya.
260
706260
2000
Ve Dorcas adındaki şu kız var. Onunla Kenya'da yeni tanıştım.
11:48
Dorcas is 15 years old,
261
708260
2000
Dorcas 15 yaşında.
11:50
and she was trained in self-defense.
262
710260
2000
Ve kendini koruma konusunda eğitim görmüş.
11:52
A few months ago she was picked up on the street
263
712260
3000
Ve birkaç ay önce sokağın ortasından ondan daha yaşlı
11:55
by three older men.
264
715260
2000
üç adam tarafından kaçırılmış.
11:57
They kidnapped her, they put her in a car.
265
717260
3000
Onu kaçırıp bir arabaya koymuşlar.
12:00
And through her self-defense, she grabbed their Adam's apples,
266
720260
2000
Ve kendini koruma eğitimiyle, adamları adem elmalarından yakalamış,
12:02
she punched them in the eyes
267
722260
2000
gözlerini parmaklarıyla oymuş,
12:04
and she got herself free and out of the car.
268
724260
4000
ve kendini arabadan dışarıya atıp kurtarmış.
12:08
In Kenya, in August,
269
728260
2000
Kenya'da Ağustos ayında
12:10
I went to visit one of the V-Day safe houses for girls,
270
730260
3000
kızlar için kurulan V-Day sığınma evlerinden birine gittim,
12:13
a house we opened seven years ago
271
733260
2000
bu ev yedi yıl önce Agnes Pareyio
12:15
with an amazing woman named Agnes Pareyio.
272
735260
3000
isimli müthiş bir kadin tarafından kuruldu.
12:18
Agnes was a woman who was cut when she was a little girl,
273
738260
4000
Agnes küçük bir kız çocuğu iken kesilmiş bir kadın
12:22
she was female genitally mutilated.
274
742260
2000
yani genital organı sünnet edilmiş.
12:24
And she made a decision as many women do across this planet,
275
744260
3000
Ve o, bu gezegende yaşayan pek çok kadın gibi, bir karar vermişti,
12:27
that what was done to her would not be enforced and done
276
747260
3000
ona yapılan bu şey başka hiç bir kıza ve kadına
12:30
to other women and girls.
277
750260
2000
zor kullanarak uygulanmamalıydı.
12:32
So, for years Agnes walked through the Rift valley.
278
752260
2000
Böylece, Agnes, yıllar boyunca Rift vadisinde dolaştı.
12:34
She taught girls what a healthy vagina looked like,
279
754260
4000
Kızlara sağlıklı bir vajina ve sünnet edilmiş bir vajinanın
12:38
and what a mutilated vagina looked like.
280
758260
3000
nasıl gözüktüğü konusunda eğitim verdi.
12:41
And in that time she saved many girls. And when we met her
281
761260
2000
Ve zamanla pek çok kızı kurtardı. Ve onunla tanıştığımızda
12:43
we asked her what we could do for her,
282
763260
2000
ona, onun için ne yapabileceğimizi sorduk.
12:45
and she said, "Well, if you got me a Jeep I could get around a lot faster."
283
765260
4000
bize "Eğer bana bir jip alırsanız daha çok yeri gezebilirim" dedi.
12:49
So, we got her a Jeep. And then she saved 4,500 girls.
284
769260
3000
Ve biz de ona bir jip aldık. Ve böylece 4500 kızı daha kurtardı.
12:52
And then we asked her, "Okay, what else do you need?"
285
772260
2000
Daha sonra ona "Tamam, başka neye ihtiyacın var?" diye sorduk.
12:54
And she said, "Well, now, I need a house."
286
774260
3000
Bu defa "Tamam, şimdi, bir eve ihtiyacım var" dedi.
12:57
So, seven years ago Agnes built the first V-Day safe house
287
777260
3000
Böylece, yedi yıl önce Agnes Narok, Kenya'da Masai topraklarında,
13:00
in Narok, Kenya, in the Masai land.
288
780260
3000
ilk V-Day sığınma evini kurdu.
13:03
And it was a house where girls could run away,
289
783260
2000
Ve bu ev kızların klitorislerini kurtarabilmek için
13:05
they could save their clitoris, they wouldn't be cut,
290
785260
2000
kaçtıkları, kesilmekten kurtulmalarını sağlayan,
13:07
they could go to school.
291
787260
2000
okula gidebildikleri bir evdi.
13:09
And in the years that Agnes has had the house,
292
789260
2000
Agnes bu evi kurduktan sonraki yıllarda
13:11
she has changed the situation there.
293
791260
3000
oradaki durumu değiştirmeyi başardı.
13:14
She has literally become deputy mayor.
294
794260
3000
Gerçek anlamda belediye başkan yardımcısı oldu.
13:17
She's changed the rules.
295
797260
3000
Kuralları değiştirdi.
13:20
The whole community has bought in to what she's doing.
296
800260
2000
Bütün toplumu onun yaptığı şeyi anladı.
13:22
When we were there she was doing a ritual
297
802260
3000
Biz oradayken bir tören organize etmişti,
13:25
where she reconciles girls, who have run away, with their families.
298
805260
3000
bu törenle evden kaçmış kızların aileleri ile tekrar bir araya gelmelerine aracılık ediyordu.
13:28
And there was a young girl named Jaclyn.
299
808260
3000
Burada adı Jaclyn olan genç bir kız vardı.
13:31
Jaclyn was 14 years old and she was in her Masai family
300
811260
3000
Jaclyn 14 yaşında Masai ailesiyle birlikte yaşamaktayken
13:34
and there's a drought in Kenya.
301
814260
2000
Kenya'da büyük bir kuraklık olmuştu.
13:36
So cows are dying, and cows are the most
302
816260
2000
Ve inekler ölmeye başlamıştı, ve inekler
13:38
valued possession.
303
818260
2000
en değerli mal varlıklarıdır.
13:40
And Jaclyn overheard her father
304
820260
2000
Ve Jaclyn babasının başka bir yaşlı
13:42
talking to an old man about
305
822260
2000
adam ile konuşmasına kulak misafiri oldu;
13:44
how he was about to sell her for the cows.
306
824260
3000
babası inekler karşılığında kendisini satmak üzereydi.
13:47
And she knew that meant she would be cut.
307
827260
2000
O, bunun kesilmek anlamına geleceğini de biliyordu.
13:49
She knew that meant she wouldn't go to school.
308
829260
2000
Bunun okula gidemeyeceği anlamına geldiğini de biliyordu.
13:51
She knew that meant she wouldn't have a future.
309
831260
2000
Bunun bir geleceği olmayacağı anlamına geldiğini de biliyordu.
13:53
She knew she would have to marry that old man, and she was 14.
310
833260
3000
Sadece 14 yaşındayken o yaşlı adamla evlenmek zorunda olduğunu da biliyordu.
13:56
So, one afternoon, she'd heard about the safe house,
311
836260
4000
Ve, bir akşamüstü, daha önce duyduğu sığınma evine gitmek için
14:00
Jaclyn left her father's house
312
840260
2000
Jaclyn babasının evinden ayrıldı
14:02
and she walked for two days, two days
313
842260
3000
ve iki gün, iki gün boyunca durmadan yürüdü,
14:05
through Masai land.
314
845260
2000
Masai topraklarını bir uçtan bir uca geçti.
14:07
She slept with the hyenas. She hid at night.
315
847260
2000
Sırtlanlarla uyudu. Geceleri saklandı.
14:09
She imagined her father killing her on one hand,
316
849260
3000
Bir yandan babasının onu öldürdüğünü hayal ederken,
14:12
and Mama Agnes greeting her,
317
852260
2000
diğer yandan Anne Agnesini onu karşıladığını,
14:14
with the hope that she would greet her when she got to the house.
318
854260
2000
eve vardığında onu karşılayacağı umudunu taşıdı.
14:16
And when she got to the house she was greeted.
319
856260
2000
Ve eve vardığında da sevinçle karşılandı.
14:18
Agnes took her in, and Agnes loved her,
320
858260
3000
Agnes onu eve aldı. Ve Agnes onu sevdi.
14:21
and Agnes supported her for the year.
321
861260
2000
Ve Agnes o yıl ona destek oldu.
14:23
She went to school and she found her voice,
322
863260
2000
Ve o okula gitti ve kendisini yeniden keşfetti
14:25
and she found her identity, and she found her heart.
323
865260
2000
kendi kimliğini ve kendi yüreğini buldu.
14:27
Then, her time was ready
324
867260
3000
Ve sonra, kendini hazır hissettiğinde
14:30
when she had to go back to talk to her father
325
870260
3000
bir yıl sonra, babasına dönüp
14:33
about the reconciliation, after a year.
326
873260
2000
uzlaşmak için konuşması gerekliydi.
14:35
I had the privilege of being in the hut
327
875260
3000
Ve ben de babasıyla yeniden bir araya gelip uzlaştığında
14:38
when she was reunited with her father and reconciled.
328
878260
3000
kulübede olma ayrıcalığına sahip oldum.
14:41
In that hut, we walked in,
329
881260
3000
Kulübeye girdik,
14:44
and her father and his four wives were sitting there,
330
884260
3000
babası ve dört karısı orada oturuyorlardı,
14:47
and her sisters who had just returned because
331
887260
2000
eve yeni dönmüş kız kardeşleri de oradaydı,
14:49
they had all fled when she had fled,
332
889260
2000
çünkü onun kaçmasından hemen sonra onlar da evden kaçmıştı,
14:51
and her primary mother, who had been beaten
333
891260
3000
ve yaşıları karşısına alıp onu desteklediği için
14:54
in standing up for her with the elders.
334
894260
3000
dayak yemiş olan ilk annesi de oradaydı.
14:57
When her father saw her and saw who she had become,
335
897260
3000
Ve babası onu gördüğünde, onun kime dönüştüğünü gördüğünde
15:00
in her full girl self,
336
900260
2000
onun kız kimliğinin tamamını gördüğünde
15:02
he threw his arms around her and broke down crying.
337
902260
3000
kollarını onun boynuna dolayıp ağlamaya başladı.
15:05
He said, "You are beautiful. You have grown into a gorgeous woman.
338
905260
4000
Babası " Çok güzelsin. Büyümüş, müthiş bir kadın haline gelmişsin.
15:09
We will not cut you.
339
909260
2000
Seni kesmeyeceğiz.
15:11
And I give you my word, here and now,
340
911260
2000
Şimdi ve burada, sana şeref sözü veriyorum,
15:13
that we will not cut your sisters either."
341
913260
3000
kız kardeşlerini de kesmeyeceğiz" dedi.
15:16
And what she said to him was,
342
916260
2000
Ve o babasına şunları söyledi;
15:18
"You were willing to sell me for four cows,
343
918260
2000
"Beni dört inek, bir dana ve birkaç battaniye
15:20
and a calf and some blankets.
344
920260
4000
karşılığında satmayı düşünüyordun,
15:24
But I promise you, now that I will be educated
345
924260
2000
Ama ben sana söz veriyorum, şimdi eğitim alıyorum ve
15:26
I will always take care of you,
346
926260
3000
her zaman sana bakacağım,
15:29
and I will come back and I will build you a house.
347
929260
3000
geri döndüğümde sana bir ev yapacağım.
15:32
And I will be in your corner for the rest of your life."
348
932260
3000
Ve hayatının sonuna kadar her zaman yakınlarında olacağım"
15:35
For me, that is the power of girls.
349
935260
2000
Bana göre, bu kızların gücüdür.
15:37
And that is the power of transformation.
350
937260
3000
Ve bu dönüşümün de gücüdür.
15:40
I want to close today
351
940260
3000
Bugün yeni kitabımdan
15:43
with a new piece from my book.
352
943260
2000
bir bölüm ile bitirmek istiyorum.
15:45
And I want to do it tonight
353
945260
2000
Bunu bu akşam burada bulunan
15:47
for the girl in everybody here.
354
947260
2000
herkesin içindeki kız için yapmak istiyorum.
15:49
And I want to do it for Sunitha.
355
949260
3000
Bunu Sunitha için yapmak istiyorum.
15:52
And I want to do it for the girls that Sunitha talked about yesterday,
356
952260
3000
Ve dün Sunitha'nın bahsettiği, dayanan, hayatta kalan,
15:55
the girls who survive, the girls who can become somebody else.
357
955260
4000
ve başka biri haline gelebilen kızlar için yapmak istiyorum.
15:59
But I really want to do it for each and every person here,
358
959260
4000
Ama gerçekte tek tek şu an burada bulunan herkesin
16:03
to value the girl in us,
359
963260
2000
içindeki kızı onurlandırmak için yapmak istiyorum,
16:05
to value the part that cries,
360
965260
2000
ağlayan parçamızı onurlandırmak için
16:07
to value the part that's emotional,
361
967260
2000
duygusal parçamızı onurlandırmak için,
16:09
to value the part that's vulnerable,
362
969260
2000
kırılgan parçamızı onurlandırmak için,
16:11
to understand that's where the future lies.
363
971260
4000
geleceğimizin bu kısımlarda yattığını anlamak için.
16:15
This is called "I'm An Emotional Creature."
364
975260
2000
Bu metnin adı "Ben Duygusal Bir Yaratığım"
16:17
And it happened because I met a girl in Watts, L.A.
365
977260
3000
Watts LA'de tanıştığım kızlara kız olmaktan
16:20
I was asking girls if they like being a girl,
366
980260
2000
mutlu musunuz diye sorduğumda,
16:22
and all the girls were like, "No, I hate it. I can't stand it.
367
982260
2000
bütün kızlar "Hayır nefret ediyorum, Dayanamıyorum.
16:24
It's all bad. My brothers get everything."
368
984260
3000
Herşey kötü. Erkek kardeşimin herşeyi var." derken
16:27
And this girl just sat up and went, "I love being a girl.
369
987260
2000
bir kız oturduğu yerden "Kız olmaya bayılıyorum.
16:29
I'm an emotional creature!"
370
989260
3000
Ben duygusal bir yaratığım!" dediği için yazıldı.
16:32
(Laughter)
371
992260
1000
(kahkahalar)
16:33
This is for her:
372
993260
3000
Bu onun için.
16:36
I love being a girl.
373
996260
3000
Kız olmaya bayılıyorum.
16:39
I can feel what you're feeling
374
999260
2000
Senin ne hissettiğini, içinde
16:41
as you're feeling inside the feeling before.
375
1001260
3000
sen ne hissettiğini hissetmeden önce hissedebilirim.
16:44
I am an emotional creature.
376
1004260
4000
Ben duygusal bir yaratığım.
16:48
Things do not come to me as intellectual theories
377
1008260
2000
Şeyler, bana entellektüel teoriler veya
16:50
or hard-pressed ideas.
378
1010260
2000
katı-kalıplanmış fikirler olarak gelmiyor.
16:52
They pulse through my organs and legs and burn up my ears.
379
1012260
3000
Benim organlarımın ve bacaklarımın içinde titreşiyorlar, ve kulaklarımı kızartıyorlar
16:55
Oh, I know when your girlfriend's really pissed off,
380
1015260
3000
Ah, kız arkadaşının sana istediğini verir gibi gözüktüğüde
16:58
even though she appears to give you what you want.
381
1018260
2000
dahi sana gerçekten kızgın olduğunu ben biliyorum.
17:00
I know when a storm is coming.
382
1020260
2000
Fırtınanın ne zaman geleceğini biliyorum.
17:02
I can feel the invisible stirrings in the air.
383
1022260
3000
Havada görünmeyen kıpırtıları hissedebiliyorum.
17:05
I can tell you he won't call back. It's a vibe I share.
384
1025260
3000
Onun seni geri aramayacağını söyleyebilirim. Bu paylaştığım bir titreşim.
17:08
I am an emotional creature.
385
1028260
2000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:10
I love that I do not take things lightly.
386
1030260
3000
Olayları hafife almayan halimi seviyorum.
17:13
Everything is intense to me,
387
1033260
2000
Herşey bana yoğun geliyor,
17:15
the way I walk in the street, the way my momma wakes me up,
388
1035260
3000
sokakta yürüyüşümün şekli, annemin beni uyandırma şekli,
17:18
the way it's unbearable when I lose, the way I hear bad news.
389
1038260
4000
kaybettiğimde katlanamayışım, kötü haber alış şeklim.
17:22
I am an emotional creature.
390
1042260
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:25
I am connected to everything and everyone. I was born like that.
391
1045260
3000
Herşeyle ve herkesle bağlıyım. Böyle doğmuşum.
17:28
Don't you say all negative
392
1048260
2000
Bunların kötü olduğunu sakın söylemeyin,
17:30
that it's only only a teenage thing,
393
1050260
2000
sadece ve sadece ergenliğe bağlı olduğunu,
17:32
or it's only because I'm a girl.
394
1052260
2000
veya sadece kız olduğum için böyle olduğunu.
17:34
These feelings make me better.
395
1054260
2000
Bu hisler bana kendimi iyi hissettiriyor.
17:36
They make me present. They make me ready. They make me strong.
396
1056260
2000
Beni var ediyor. Beni hazır tutuyor. Beni güçlü kılIyor.
17:38
I am an emotional creature.
397
1058260
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:41
There is a particular way of knowing.
398
1061260
2000
Yaşlı kadınların bir şekilde unuttuğu,
17:43
It's like the older women somehow forgot.
399
1063260
2000
böyle bir "bilmek" şekli var.
17:45
I rejoice that it's still in my body.
400
1065260
3000
Ve bunun hala bedenimde var olması beni neşelendiriyor.
17:48
Oh, I know when the coconut's about to fall.
401
1068260
4000
Ah, o hindistan cevizinin düşmek üzere olduğunu biliyorum.
17:52
I know we have pushed the Earth too far.
402
1072260
4000
Ve dünyayi çok fazla zorladığımızı da.
17:56
I know my father isn't coming back,
403
1076260
2000
Babamın geri dönmeyeceğini,
17:58
and that no one's prepared for the fire.
404
1078260
3000
ve kimsenin ateşe hazırlıklı olmadığını.
18:01
I know that lipstick means more than show,
405
1081260
3000
O rujun gösterişten fazlası olduğunu biliyorum,
18:04
and boys are super insecure,
406
1084260
2000
ve erkeklerin süper güvensiz olduğunu,
18:06
and so-called terrorists are made, not born.
407
1086260
3000
ve terörist denen kişilerin doğuştan öyle olmadıklarını, o hale getirildiklerini biliyorum.
18:09
I know that one kiss
408
1089260
2000
Ve şu tek bir öpücüğün
18:11
could take away all my decision-making ability.
409
1091260
3000
karar verme becerimi elimden alacağını biliyorum.
18:14
(Laughter)
410
1094260
2000
(kahkahalar)
18:16
And you know what? Sometimes it should.
411
1096260
3000
Ve biliyor musunuz? Bazen öyle olmalı...
18:19
This is not extreme. It's a girl thing,
412
1099260
2000
Bu aşırı değil. Bu kızsal birşey,
18:21
what we would all be if the big door inside us flew open.
413
1101260
4000
içimizdeki o büyük kapı sonuna dek açılsaydı, hepimiz ne olurduk.
18:25
Don't tell me not to cry, to calm it down,
414
1105260
2000
Bana ağlama, sakinleş demeyin,
18:27
not to be so extreme, to be reasonable.
415
1107260
2000
aşırı uçlarda olma, mantıklı ol demeyin.
18:29
I am an emotional creature.
416
1109260
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
18:32
It's how the earth got made, how the wind continues to pollinate.
417
1112260
3000
Dünyanın yaradılışı gibi, rüzgarın tozlamaya devam etmesi gibi.
18:35
You don't tell the Atlantic Ocean to behave.
418
1115260
5000
Atlantik Okyanusuna 'haddini bil" diyemezsiniz.
18:40
I am an emotional creature.
419
1120260
2000
Ben duygusal bir yaratığım.
18:42
Why would you want to shut me down or turn me off?
420
1122260
2000
Beni neden susturmak veya kapatmak istersiniz ki?
18:44
I am your remaining memory.
421
1124260
3000
Ben sizin kalıcı belleğinizim.
18:47
I can take you back.
422
1127260
2000
Sizi geriye götürebilirim.
18:49
Nothing's been diluted.
423
1129260
2000
Hiç bir şey seyrelmedi.
18:51
Nothing's leaked out.
424
1131260
2000
Hiç bir şey akıp gitmedi.
18:53
I love, hear me, I love
425
1133260
3000
Bayılıyorum, duyuyor musunuz, bayılıyorum
18:56
that I can feel the feelings inside you,
426
1136260
5000
içinizdekileri hissedebilmeme,
19:01
even if they stop my life,
427
1141260
3000
benim kendi yaşamımı durdursalar bile,
19:04
even if they break my heart,
428
1144260
2000
kalbimi kırıp
19:06
even if they take me off track,
429
1146260
3000
beni kaale almaktan vazgeçseler bile,
19:09
they make me responsible.
430
1149260
2000
beni sorumlu kılıyorlar.
19:11
I am an emotional, I am an emotional,
431
1151260
4000
Ben duygusal, ben duygusal
19:15
incondotional, devotional creature.
432
1155260
3000
koşulsuz, sadık bir yaratığım.
19:18
And I love, hear me,
433
1158260
3000
Ve bayılıyorum, duyun beni,
19:21
I love, love, love being a girl.
434
1161260
4000
Bayılıyorum kız olmaya.
19:25
Can you say it with me?
435
1165260
2000
Benimle söyler misiniz?
19:27
I love, I love, love, love
436
1167260
4000
Bayılıyorum, bayılıyorum, bayılıyorum
19:31
being a girl!
437
1171260
2000
kız olmayı seviyorum!
19:33
Thank you very much.
438
1173260
2000
Çok teşekkür ederim.
19:35
(Applause)
439
1175260
13000
(alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7