Isabel Behncke: Evolution's gift of play, from bonobo apes to humans

Isabel Behncke: Evrimin hediyesi olarak eğlence: bonobo şempanzelerinden insanoğluna

82,612 views

2011-03-22 ・ TED


New videos

Isabel Behncke: Evolution's gift of play, from bonobo apes to humans

Isabel Behncke: Evrimin hediyesi olarak eğlence: bonobo şempanzelerinden insanoğluna

82,612 views ・ 2011-03-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ömer Genal Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I just came back from a community
0
15260
2000
Daha yeni, insanoğlunun
00:17
that holds the secret to human survival.
1
17260
3000
sırlarını barındıran bir topluluğun içinden geldim.
00:21
It's a place where women run the show,
2
21260
3000
Burası kadınların kendilerini sergilemek için yarıştığı,
00:24
have sex to say hello,
3
24260
2000
merhaba demek için cinsel ilişkiye girdiği,
00:26
and play rules the day --
4
26260
2000
o günün kurallarının oynandığı ve
00:28
where fun is serious business.
5
28260
3000
eğlencenin ciddi bir iş olduğu bir yer.
00:31
And no, this isn't Burning Man
6
31260
2000
Yo, bu yer Burning Man ( Nevada festivali )
00:33
or San Francisco.
7
33260
2000
ya da San Francisco değil.
00:35
(Laughter)
8
35260
2000
(Gülüşler)
00:37
Ladies and gentlemen, meet your cousins.
9
37260
3000
Hanımefendiler ve beyefendiler, sizi kuzenlerinizle tanıştırayım.
00:40
This is the world of wild bonobos
10
40260
3000
Burası Kongo'nun balta girmemiş ormanlarında
00:43
in the jungles of Congo.
11
43260
2000
bonobo şempanzelerinin dünyası.
00:45
Bonobos are, together with chimpanzees,
12
45260
3000
Diğer şempanzelerle birlikte bonobolar
00:48
your living closest relative.
13
48260
3000
sizlerin yaşayan en yakın akrabanızdır.
00:51
That means we all share a common ancestor,
14
51260
3000
Bu demek oluyor ki
00:54
an evolutionary grandmother,
15
54260
2000
yaklaşık 6 milyon yıl önce yaşamış olan
00:56
who lived around six million years ago.
16
56260
3000
evrimsel bir büyükanne.
01:00
Now, chimpanzees are well-known
17
60260
2000
Şimdi, şempanzeler agrasiflikleriyle
01:02
for their aggression.
18
62260
2000
biliniyorlar.
01:04
(Laughter)
19
64260
3000
(Gülüşler)
01:07
But unfortunately,
20
67260
2000
Fakat ne üzücü ki,
01:09
we have made too much of an emphasis
21
69260
2000
insanoğlu evrimini anlatırken
01:11
of this aspect
22
71260
2000
bu konu üzerine
01:13
in our narratives of human evolution.
23
73260
3000
gerçekten çok fazla vurgu yapmışız.
01:16
But bonobos show us
24
76260
2000
Fakat bonobolar bize
01:18
the other side of the coin.
25
78260
2000
madalyanın diğer yüzünü gösteriyorlar.
01:20
While chimpanzees
26
80260
2000
Şempanzeler, büyük korkutucu adamların
01:22
are dominated by big, scary guys,
27
82260
3000
hakimiyeti altında iken,
01:25
bonobo society
28
85260
2000
bonobo topluluğu
01:27
is run by empowered females.
29
87260
3000
yetkilendirilmiş dişiler tarafından yönetilmektedir.
01:31
These guys have really worked something out,
30
91260
3000
Bu adamlar gerçekten birşeyler halletmişler,
01:34
since this leads to a highly tolerant society
31
94260
3000
çünkü bu durum, ölümcül bir cezanın
01:37
where fatal violence
32
97260
2000
henüz gözlenmediği
01:39
has not been observed yet.
33
99260
3000
hayli yüksek toleransa sahip bir topluluğa yol açmış.
01:42
But unfortunately,
34
102260
2000
Fakat ne yazık ki,
01:44
bonobos are the least understood
35
104260
2000
bonobolar, kuyruksuz maymun türünün
01:46
of the great apes.
36
106260
2000
en az anlaşılanı.
01:48
They live in the depths of the Congolese jungle,
37
108260
3000
Onlar Kongo'nun balta girmemiş ormanlıklarının derinliklerinde yaşıyorlar,
01:51
and it has been very difficult to study them.
38
111260
3000
ve bu yüzden onları incelemek çok zor.
01:54
The Congo is a paradox --
39
114260
3000
Kongo bir paradoks--
01:57
a land of extraordinary biodiversity and beauty,
40
117260
4000
olağanüstü biyolojik çeşitliliğin ve güzelliğe sahip bir memleket,
02:01
but also the heart of darkness itself --
41
121260
3000
fakat aynı zamanda kendisi karanlığın kalbi--
02:04
the scene of a violent conflict
42
124260
3000
on yıllarca sürmüş olan
02:07
that has raged for decades
43
127260
2000
vahşi çatışmaların sahnesi
02:09
and claimed nearly as many lives
44
129260
3000
ve yaklaşık Birinci Dünya Savaşı kadar
02:12
as the First World War.
45
132260
3000
kayıbın olduğu iddia edildi.
02:16
Not surprisingly,
46
136260
2000
Bu yıkımın bonobo maymunlarının
02:18
this destruction also endangers bonobo survival.
47
138260
4000
hayatta kalmalarını tehlikeye atması şaşırtıcı olmaz.
02:22
Bushmeat trades and forest loss
48
142260
3000
Et ticareti ve ormanların yokoluşu demek oluyor ki
02:25
means we couldn't fill a small stadium
49
145260
3000
biz dünyadaki geride kalan bonoboları
02:28
with all the bonobos that are left in the world --
50
148260
2000
küçük bir stadyumun içine dolduramıyoruz --
02:30
and we're not even sure of that to be honest.
51
150260
3000
ve dürüst olmak gerekirse bunda da emin değiliz
02:34
Yet, in this land of violence and chaos,
52
154260
4000
Buna rağmen, bu şiddet ve kaos topraklarında
02:38
you can hear hidden laughter
53
158260
3000
siz ağaçlarda sallanan
02:41
swaying the trees.
54
161260
2000
gizli gülüşmeleri duyabilirsiniz.
02:43
Who are these cousins?
55
163260
3000
Kim bu kuzenler?
02:46
We know them as the "make love, not war" apes
56
166260
4000
Biz onları "sevişen, savaşmayan" maymunlar olarak biliyoruz
02:50
since they have frequent, promiscuous
57
170260
2000
çünkü onlar çok sık, her önüne gelenle
02:52
and bisexual sex
58
172260
2000
ve biseksüel ilişkiye girmektediler
02:54
to manage conflict
59
174260
2000
çatışmaları kontrol etmek
02:56
and solve social issues.
60
176260
2000
ve sosyal meseleleri çözmek için.
02:58
Now, I'm not saying this is the solution
61
178260
2000
Şimdi, Ben demiyorum ki bu
03:00
to all of humanity's problems --
62
180260
3000
insanlığın bütün problemlerinin bir çözümü --
03:04
since there's more to bonobo life
63
184260
2000
çünkü bonoboların hayatında
03:06
than the Kama Sutra.
64
186260
2000
Kama Sutra'dan daha fazlası var.
03:08
Bonobos, like humans,
65
188260
2000
Bonobolar, insanlar gibi,
03:10
love to play throughout their entire lives.
66
190260
2000
bütün hayatları boyunca oyun oynamayı severler.
03:12
Play is not just child's games.
67
192260
2000
Oyun sadece çocuklar için değildir.
03:14
For us and them,
68
194260
2000
Bizim için, onlar için,
03:16
play is foundational for bonding relationships
69
196260
3000
oyun, dostluklar kurmak ve
03:19
and fostering tolerance.
70
199260
2000
toleransları artımak için bir temeldir.
03:21
It's where we learn to trust
71
201260
2000
Oyun güvenmeyi öğrendiğimiz,
03:23
and where we learn about the rules of the game.
72
203260
3000
oyun kurallarını öğrendiğimiz yerdir.
03:26
Play increases creativity
73
206260
2000
Oyun yaratıcılığı,
03:28
and resilience,
74
208260
3000
dayanımı artırır,
03:31
and it's all about the generation of diversity --
75
211260
3000
ve oyun tamamiyle neslin çeşitliliği ile alakalıdır --
03:34
diversity of interactions,
76
214260
2000
etkileşim çeşitliliği
03:36
diversity of behaviors,
77
216260
2000
davranış çeşitliliği
03:38
diversity of connections.
78
218260
3000
ilişki çeşitliliği.
03:41
And when you watch bonobo play,
79
221260
2000
Ve siz bonoboların oyunun izlediğinizde
03:43
you're seeing the very evolutionary roots
80
223260
3000
insanoğlunun gülüşü, dansı ve
03:46
of human laughter, dance
81
226260
2000
törelerinin çok evrimsel köklerini
03:48
and ritual.
82
228260
2000
göreceksiniz.
03:50
Play is the glue
83
230260
2000
Oyun bizleri birarada tutan
03:52
that binds us together.
84
232260
2000
bir tutkaldır.
03:54
Now, I don't know how you play,
85
234260
3000
Şimdi, sizin nasıl oynadığınız bilmiyorum
03:57
but I want to show you a couple of unique clips
86
237260
2000
fakat size bir çift emsalsiz klip izletmek istiyorum
03:59
fresh from the wild.
87
239260
2000
vahşi hayattan taptaze.
04:01
First, it's a ball game bonobo-style --
88
241260
3000
Öncelikle, bu, bonobo tarzı bir top uyunu
04:04
and I do not mean football.
89
244260
3000
ve ben beysbolu kastetmiyorum.
04:07
So here,
90
247260
2000
İşte burada,
04:09
we have a young female and a male
91
249260
2000
kovalamaca oyununa girmiş
04:11
engaged in a chase game.
92
251260
3000
genç bir dişi ve erkek var
04:14
Have a look what she's doing.
93
254260
2000
Dişinin ne yaptığına bir bakın.
04:16
It might be the evolutionary origin of the phrase,
94
256260
2000
Şu eski bir deyimin kökeni olmalı,
04:18
"she's got him by the balls."
95
258260
2000
"Onu taşaklarından yakaladı"
04:20
(Laughter)
96
260260
3000
(Gülüşler)
04:23
Only I think that he's rather loving it here, right?
97
263260
3000
Düşünüyorum erkek bundan oldukça memnun, değil mi.
04:27
Yeah.
98
267260
2000
Evet.
04:29
(Laughter)
99
269260
2000
(Gülüşler)
04:31
So sex play is common
100
271260
2000
İşte, seks oyunu hem insanlarda
04:33
in both bonobos and humans.
101
273260
2000
hem de bonobolarda yaygın.
04:35
And this video is really interesting
102
275260
2000
Ve bu video gerçekten ilginç,
04:37
because it shows --
103
277260
2000
Çünkü gösteriyor ki --
04:39
this video's really interesting
104
279260
2000
Bu video gerçekten ilginç,
04:41
because it shows the inventiveness
105
281260
2000
çünkü oyuna alışık olmayan şeyler getirme
04:43
of bringing unusual elements into play --
106
283260
3000
yaratıcılığını gösteriyor,
04:46
such as testicles --
107
286260
3000
testisler gibi ---
04:49
and also how play both requires trust
108
289260
3000
ve aynı zamanda oyunun nasıl
04:52
and fosters trust --
109
292260
3000
güven gerektirdiği ve onu artırdığını gösteriyor
04:55
while at the same time being tremendous fun.
110
295260
2000
müthiş eğlenceli olmasının yanında.
04:57
But play's a shapeshifter.
111
297260
2000
Fakat oyun şekil değiştiren bir şey.
04:59
(Laughter)
112
299260
3000
(Gülüşler)
05:02
Play's a shapeshifter,
113
302260
2000
Fakat oyun şekil değiştiren bir şey,
05:04
and it can take many forms,
114
304260
2000
ve birçok forma girebilir,
05:06
some of which are more quiet,
115
306260
2000
bunlardan bazıları daha sessizdir,
05:08
imaginative, curious --
116
308260
2000
daha haya gücüne dayalı, daha meraklı,
05:10
maybe where wonder is discovered anew.
117
310260
3000
belki merağın yeniden keşfedildiği bir yer.
05:13
And I want you to see,
118
313260
2000
Ve sizin görmenizi istiyorum,
05:15
this is Fuku, a young female,
119
315260
2000
Bu Fuku, genç bir dişi,
05:17
and she is quietly playing with water.
120
317260
2000
ve o sessizce suyla oynuyor.
05:19
I think, like her,
121
319260
2000
Düşünüyorum da, o gibi,
05:21
we sometimes play alone,
122
321260
2000
biz de bazen tekbaşına oynarız
05:23
and we explore the boundaries
123
323260
2000
ve biz iç ve dış dünyamızın
05:25
of our inner and our outer worlds.
124
325260
3000
sınırlarını keşfederiz.
05:28
And it's that playful curiosity
125
328260
2000
Ve bu öyle bir oyunlu bir merak ki
05:30
that drives us to explore, drives us to interact,
126
330260
3000
bizi araştırmaya, etkileşime itiyor.
05:34
and then the unexpected connections we form
127
334260
3000
Ve sonra kurduğumuz umulmadık bağlantılar
05:37
are the real hotbed for creativity.
128
337260
3000
yaratıcılığın gerçek yuvası oluyor.
05:41
So these are just small tasters
129
341260
3000
Bunlar bonoboların bize
05:44
into the insights that bonobo give us
130
344260
2000
geçmiş ve mevcut zamanımızın içlerine
05:46
to our past and present.
131
346260
3000
sunduğu küçük tatlandırıcılar.
05:49
But they also hold a secret for our future,
132
349260
3000
Fakat onlar aynı zamanda geleceğimiz içinde sırlar barındırıyorlar.
05:52
a future where we need to adapt
133
352260
2000
zorlayıcılığı artan bir dünyaya
05:54
to an increasingly challenging world
134
354260
3000
adapte olmamız için ihtiyaç duyduğumuz bir gelecek
05:57
through greater creativity
135
357260
2000
daha büyük yaratıcılık ve
05:59
and greater cooperation.
136
359260
2000
daha büyük işbirliği aracığılıyla.
06:01
The secret is that play is the key
137
361260
3000
Sır şu ki
06:04
to these capacities.
138
364260
2000
oyun bütün bu kapasitelerin anahtarı.
06:06
In other words,
139
366260
2000
Diğer bir deyişle,
06:08
play is our adaptive wildcard.
140
368260
2000
oyun bizim uyumsal vahşi kartımız.
06:10
In order to adapt successfully
141
370260
2000
zorlayıcılığı artan bir dünyaya
06:12
to a changing world,
142
372260
2000
başarılı bir şekilde uyum sağlayabilmek için
06:14
we need to play.
143
374260
3000
oyuna ihtiyacımız var.
06:18
But will we make the most of our playfulness?
144
378260
3000
Ama oyunumuzun çoğunu yapacak mıyız?
06:21
Play is not frivolous.
145
381260
2000
Oyun anlamsız bir şey değil;
06:23
Play's essential.
146
383260
2000
oyun olmazsa olmaz.
06:25
For bonobos and humans alike,
147
385260
3000
Bonobo ve insanlar için
06:28
life is not just red in tooth and claw.
148
388260
3000
hayat sadece diş ve tırnaktaki kırmızılık değil.
06:31
In times when it seems least appropriate to play,
149
391260
3000
Oyunun en gereksiz olduğu görüldüğü zaman
06:34
it might be the times when it is most urgent.
150
394260
3000
en elzem olduğu zaman olabilir.
06:38
And so, my fellow primates,
151
398260
3000
Ve işte, benim primat akranlarım,
06:41
let us embrace this gift from evolution
152
401260
3000
Haydi evrimden gelen bu hediyeyi kucaklayalım
06:44
and play together,
153
404260
2000
birlikte oynayalım,
06:46
as we rediscover creativity,
154
406260
3000
ve yaratıcılığı, dostluğu ve
06:49
fellowship and wonder.
155
409260
2000
merağı yeniden keşfedelim.
06:51
Thank you.
156
411260
2000
Teşekkür ederim.
06:53
(Applause)
157
413260
2000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7