Chimamanda Ngozi Adichie: We should all be feminists | TED

231,218 views ・ 2017-05-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Atakan Yurdakul Gözden geçirme: Gunperi Sisman
00:12
So I would like to start by telling you about one of my greatest friends,
0
12300
4696
Size en iyi arkadaşlarımdan birinden bahsederek başlamak istiyorum,
00:17
Okoloma Maduewesi.
1
17020
1640
Okolama Maduewesi.
00:19
Okoloma lived on my street
2
19540
1616
Okoloma benimle aynı sokakta yaşadı
00:21
and looked after me like a big brother.
3
21180
2296
ve bana tıpkı bir abi gibi sahip çıktı.
00:23
If I liked a boy, I would ask Okoloma's opinion.
4
23500
3040
Eğer birinden hoşlanırsam, Okoloma'nın fikrini alırdım.
00:27
Okoloma died in the notorious Sosoliso plane crash
5
27980
3856
Okoloma, 2005 Aralık'ta Nijerya'daki
00:31
in Nigeria in December of 2005.
6
31860
2360
meşhur Sosoliso uçak kazasında öldü.
00:34
Almost exactly seven years ago.
7
34820
1680
Neredeyse tam 7 yıl önce.
00:37
Okoloma was a person I could argue with, laugh with and truly talk to.
8
37900
4360
Okoloma tartışıp, gülebildiğim; samimi bir şekilde konuşabildiğim biriydi.
00:43
He was also the first person to call me a feminist.
9
43500
2381
Kendisi ayrıca bana feminist diyen ilk kişiydi.
00:47
I was about fourteen, we were at his house, arguing.
10
47340
3416
Yaklaşık 14 yaşındaydım, onun evindeydik, tartışıyorduk.
00:50
Both of us bristling with half bit knowledge
11
50780
2496
Okuduğumuz kitaplardan edindiğimiz yarım yamalak
00:53
from books that we had read.
12
53300
1360
bir bilgi birikimimiz vardı.
00:55
I don't remember what this particular argument was about,
13
55380
2760
Konu neydi net olarak hatırlamıyorum ama
00:59
but I remember that as I argued and argued,
14
59140
2056
şunu hatırlıyorum ki: tartıştık, tartıştık
01:01
Okoloma looked at me and said, "You know, you're a feminist."
15
61220
3560
ve Okoloma bakıp bana dedi ki "Biliyor musun, sen bir feministsin."
01:05
It was not a compliment.
16
65700
1216
Bu bir iltifat değildi.
01:06
(Laughter)
17
66940
1416
[Gülüşmeler]
01:08
I could tell from his tone,
18
68380
1336
Ses tonuna bakılırsa,
01:09
the same tone that you would use to say something like,
19
69740
2776
şöyle bir şeyi söylerken kullanacağınız tonda söylemişti:
01:12
"You're a supporter of terrorism."
20
72540
1736
"Sen bir terörizm destekçisisin."
01:14
(Laughter)
21
74300
2776
[Gülüşmeler]
01:17
I did not know exactly what this word "feminist" meant,
22
77100
3656
Bu "feminist" sözcüğünün tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyordum ve
01:20
and I did not want Okoloma to know that I did not know.
23
80780
3216
Okoloma'nın bilmediğimi öğrenmesini istemedim.
01:24
So I brushed it aside, and I continued to argue.
24
84020
3016
Konudan saptım ve tartışmaya devam ettim.
01:27
And the first thing I planned to do when I got home
25
87060
2416
Ve eve gittiğimde yapmayı planladığım ilk şey
01:29
was to look up the word "feminist" in the dictionary.
26
89500
2576
sözlükten "feminist" sözcüğüne bakmaktı.
01:32
Now fast forward to some years later,
27
92100
3136
Şimdi hızlıca sonraki yıllara geçelim.
01:35
I wrote a novel about a man who among other things beats his wife
28
95260
4136
Onca yaptığı şeyin arasında karısını döven ve sonu pek iyi bitmeyen
01:39
and whose story doesn't end very well.
29
99420
1960
bir adam hakkında bir roman yazdım.
01:42
While I was promoting the novel in Nigeria,
30
102420
2056
Nijerya'da romanımı tanıtırken
01:44
a journalist, a nice, well-meaning man,
31
104500
3016
bir gazeteci, hoş, iyi niyetli bir adam
01:47
told me he wanted to advise me.
32
107540
2000
bana tavsiyede bulunmak istediğini söyledi.
01:51
And for the Nigerians here,
33
111100
1336
Ve buradaki tüm Nijeryalılar
01:52
I'm sure we're all familiar
34
112460
1496
eminim istenmeyen öğüt vermede
01:53
with how quick our people are to give unsolicited advice.
35
113980
6240
insanlarımızın ne kadar hızlı olduklarını bilirler.
02:01
He told me that people were saying that my novel was feminist
36
121580
3456
Bana insanların benim romanımın feminist olduğunu söylediklerinden
02:05
and his advice to me --
37
125060
1616
bahsetti ve bana öğüdü--
02:06
and he was shaking his head sadly as he spoke --
38
126700
3176
- söylerken de üzgünce başını sallıyordu-
02:09
was that I should never call myself a feminist
39
129900
2176
kendime asla feminist demememdi.
02:12
because feminists are women who are unhappy
40
132100
2576
Çünkü feministler koca bulamadıklarından
02:14
because they cannot find husbands.
41
134700
1936
mutsuz kadınlardı.
02:16
(Laughter)
42
136660
2400
[Gülüşmeler]
02:21
So I decided to call myself "a happy feminist."
43
141100
2440
Böylece kendime "mutlu feminist" demeye başladım.
02:24
Then an academic, a Nigerian woman told me
44
144860
2656
Sonra bir akademisyen, Nijeryalı bir kadın
feminizmin kültürümüzde olmadığını,
02:27
that feminism was not our culture
45
147540
1696
02:29
and that feminism wasn't African,
46
149260
1616
feminizmin Afrikalı olmadığını söyledi
02:30
and that I was calling myself a feminist
47
150900
1936
ve ben kendime feminist diyordum
02:32
because I had been corrupted by "Western books."
48
152860
2240
çünkü "Batılı kitaplar" beni yozlaştırmıştı.
02:35
Which amused me,
49
155940
1216
Bu beni güldürdü çünkü
02:37
because a lot of my early readings were decidedly unfeminist.
50
157180
3336
ilk okumalarım kesinlikle feminist olmayan okumalardı.
02:40
I think I must have read every single Mills & Boon romance published
51
160540
3216
Yayımlanmış bütün Mills & Bone aşk romanlarını 16 yaşıma basmadan
02:43
before I was sixteen.
52
163780
1200
okumuştum sanırım.
02:45
And each time I tried to read those books
53
165780
1976
Ve bu "feminizm klasikleri" olarak atıf edilen
02:47
called "the feminist classics,"
54
167780
1816
kitapları her okumaya çalıştığımda sıkılıyordum
02:49
I'd get bored, and I really struggled to finish them.
55
169620
2776
ve bitirmekte sıkıntılar yaşıyordum.
02:52
But anyway, since feminism was un-African,
56
172420
2736
Ama her neyse, feminizm Afrika'lı olmadığından beri
02:55
I decided that I would now call myself "a happy African feminist."
57
175180
3480
kendime " mutlu bir Afrikalı feminist" demeye karar verdim.
02:59
At some point I was a happy African feminist who does not hate men
58
179660
4416
Belli noktalarda erkeklerden nefret etmeyen, rujları seven
ve erkekler için değil de kendisi için topuklu ayakkabı
03:04
and who likes lip gloss
59
184100
1336
03:05
and who wears high heels for herself but not for men.
60
185460
2496
giyen mutlu bir Afrikalı feministtim.
03:07
(Laughter)
61
187980
1736
[Gülüşmeler]
03:09
Of course a lot of this was tongue-in-cheek,
62
189740
2176
Tabii bunların bir çoğu alayvari şeylerdi
03:11
but that word feminist is so heavy with baggage, negative baggage.
63
191940
4616
fakat feminizm sözcüğü oldukça negatif yüklüydü.
03:16
You hate men, you hate bras,
64
196580
2336
Erkeklerden, sütyenlerden
03:18
you hate African culture, that sort of thing.
65
198940
2120
Afrika kültüründen nefret ediyorsunuz falan.
03:22
Now here's a story from my childhood.
66
202060
2040
Şimdi çocukluğumdan bir hikaye anlatayım.
03:24
When I was in primary school,
67
204820
1776
İlkokuldayken öğretmen dönem başında
03:26
my teacher said at the beginning of term that she would give the class a test
68
206620
4536
bize bir test yapacağını ve kazananın
03:31
and whoever got the highest score would be the class monitor.
69
211180
2936
sınıf başkanı olacağını söyledi.
03:34
Now, class monitor was a big deal.
70
214140
2080
Sınıf başkanı olmak büyük bir olay.
03:37
If you were a class monitor,
71
217060
1736
Eğer sınıf başkanıysanız,
03:38
you got to write down the names of noisemakers --
72
218820
2456
gürültü yapanların ismini yazabilirsiniz --
03:41
(Laughter)
73
221300
1656
[Gülüşmeler]
03:42
which was having enough power of its own.
74
222980
2480
ki bu kendince yeterli bir güçtür.
03:46
But my teacher would also give you a cane to hold in your hand
75
226300
4776
Fakat benim öğretmenim aynı zamanda bir de değnek verirdi ki
03:51
while you walk around and patrol the class for noisemakers.
76
231100
2960
yürürken gürültü yapanlara karşı devriye gezesiniz.
03:55
Now, of course you were not actually allowed to use the cane.
77
235180
2880
E tabii ki sopayı kullanma yetkiniz yoktu.
03:58
But it was an exciting prospect for the nine-year-old me.
78
238740
3416
Fakat bu 9 yaşındaki ben için çok heyecanlı bir fırsattı.
04:02
I very much wanted to be the class monitor.
79
242180
2776
Sınıf başkanı olmayı çok istedim ve
04:04
And I got the highest score on the test.
80
244980
1920
testte en yüksek puanı ben elde ettim.
04:07
Then, to my surprise, my teacher said that the monitor had to be a boy.
81
247620
3360
Ama öğretmenim sınıf başkanının erkek olması gerekiğini söyledi.
04:12
She had forgotten to make that clear earlier
82
252060
2096
Kendisi bunu önceden belirtmeyi unutmuş çünkü
04:14
because she assumed it was ... obvious.
83
254180
1858
zaten apaçık olduğunu varsaymış.
04:16
(Laughter)
84
256062
2054
[Gülüşmeler]
04:18
A boy had the second highest score on the test,
85
258140
2776
Testte en iyi ikinci skoru yapan çocuk,
04:20
and he would be monitor.
86
260940
2040
sınıf başkanı olacaktı.
04:23
Now, what was even more interesting about this
87
263780
2176
Bu konuda daha da ilginç olan,
04:25
is that the boy was a sweet, gentle soul
88
265980
3816
benim bu kadar hırslı olmama rağmen
04:29
who had no interest in patrolling the class with the cane,
89
269820
2959
sınıfı sopayla devriye gezmeye hiç niyeti olmayan
04:33
while I was full of ambition to do so.
90
273940
3200
bu çocuğun sevimli, naif bir ruhu vardı.
04:38
But I was female and he was male,
91
278380
2096
Fakat ben kızdım ve o erkekti,
04:40
and so he became the class monitor.
92
280500
1667
ve böylece sınıf başkanı o oldu.
04:43
And I've never forgotten that incident.
93
283060
2000
Ve bu olayı hiç unutmadım.
04:45
I often make the mistake of thinking
94
285980
1896
Benim için apaçık olan şeyin başkaları
04:47
that something that is obvious to me is just as obvious to everyone else.
95
287900
3456
için de apaçık olduğunu düşünme hatasına çok sık düşerim.
04:51
Now, take my dear friend Louis
96
291380
1576
Yakın arkadaşım Louise'e bakın
04:52
for example.
97
292980
1336
örneğin.
04:54
Louis is a brilliant, progressive man,
98
294340
1856
Louis parlak, ilerici bir adam
04:56
and we would have conversations and he would tell me,
99
296220
2496
ve benimle konuştuğunda bana şunları der
04:58
"I don't know what you mean by things being different or harder for women.
100
298740
3480
"Kadınlar için zor veya farklı olduğunu düşündüğün şeyleri anlayamıyorum
05:02
Maybe in the past, but not now."
101
302780
1640
geçmişte belki öyleydi, ama artık öyle değil.''
05:05
And I didn't understand how Louis could not see what seems so self-evident.
102
305380
4576
Ve Louis'in apaçık olan şeyi nasıl göremediğini anlayamamıştım.
05:09
Then one evening, in Lagos, Louis and I went out with friends.
103
309980
4136
Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben arkadaşlarla dışarı çıktık.
05:14
And for people here who are not familiar with Lagos,
104
314140
2456
Burada Lagos'u tanımayanlar için, Lagos'ta
05:16
there's that wonderful Lagos' fixture,
105
316620
1896
mekanların etrafında
05:18
the sprinkling of energetic men who hang around outside establishments
106
318540
4656
arabanızı park etmenize "yardımcı
05:23
and very dramatically "help" you park your car.
107
323220
3000
olacak" dramatik adamlar olur.
05:27
I was impressed with the particular theatrics
108
327820
3296
O akşam bize park yeri bulan adamın
05:31
of the man who found us a parking spot that evening.
109
331140
2976
yapmacık hareketlerinden etkilenmiştim.
05:34
And so as we were leaving, I decided to leave him a tip.
110
334140
2960
Ve ayrılırken ona bahşiş vermeye karar verdim
05:38
I opened my bag,
111
338580
1416
Çantamı açtım,
05:40
put my hand inside my bag,
112
340020
1376
elimi çantaya soktum,
05:41
brought out my money that I had earned from doing my work,
113
341420
2720
mesleğimden elde ettiğim parayı aldım ve
05:44
and I gave it to the man.
114
344980
1360
adama verdim.
05:47
And he, this man who was very grateful and very happy,
115
347420
4376
Ve bu, mutlu ve minnettar adam
05:51
took the money from me,
116
351820
1776
parayı benden aldı,
05:53
looked across at Louis
117
353620
1416
Louis'e baktı ve dedi ki:
05:55
and said, "Thank you, sir!"
118
355060
1856
"Teşekkürler bayım."
05:56
(Laughter)
119
356940
2480
[Gülüşmeler]
06:02
Louis looked at me, surprised,
120
362980
3256
Louise şaşırmış bir şekilde bana baktı,
06:06
and asked, "Why is he thanking me? I didn't give him the money."
121
366260
3400
ve sordu, " Niçin bana teşekkür ediyor? Parayı ben vermedim."
06:10
Then I saw realization dawn on Louis' face.
122
370660
2960
Sonra Louise'in suratında farkına varmanın şafağını gördüm.
06:14
The man believed that whatever money I had
123
374860
2416
Adam bendeki paranın aslında
06:17
had ultimately come from Louis.
124
377300
3520
Louis'den geldiğini düşünmüştü.
06:21
Because Louis is a man.
125
381540
1240
Çünkü Louis bir erkekti.
06:24
Men and women are different.
126
384420
1816
Kadınlar ve erkekler farklıdır.
06:26
We have different hormones, we have different sexual organs,
127
386260
2856
Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız,
06:29
we have different biological abilities.
128
389140
2056
farklı biyolojik kabiliyetlerimiz var.
06:31
Women can have babies, men can't.
129
391220
1800
Kadınlar bebek yapabilir, erkekler
yapamaz, en azından şuan için.
06:34
At least not yet.
130
394620
1216
06:35
(Laughter)
131
395860
1416
[Gülüşmeler]
06:37
Men have testosterone and are in general physically stronger than women.
132
397300
4280
Erkeklerde testesteron vardır ve fiziken genellikle kadınlardan daha güçlüdürler.
06:42
There's slightly more women than men in the world,
133
402340
2656
Dünyadaki kadın sayısı erkek sayısından birazcık fazla,
06:45
about 52 percent of the world's population is female.
134
405020
3096
dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 52'si kadınlardan oluşuyor.
06:48
But most of the positions of power and prestige are occupied by men.
135
408140
3400
Fakat itibar ve güç sahibi makamlar genellikle erkeklerde.
06:52
The late Kenyan Nobel Peace laureate,
136
412660
2456
Nobel Ödülü alan merhum,
06:55
Wangari Maathai,
137
415140
1336
Kenyalı Wangari Maathi,
06:56
put it simply and well when she said:
138
416500
2120
basitçe ve güzelce şöyle demişti:
06:59
"The higher you go, the fewer women there are."
139
419420
2720
"Ne kadar yükseğe çıkarsanız, o kadar az kadın bulursunuz."
07:03
In the recent US elections we kept hearing of the Lilly Ledbetter law,
140
423740
4616
En son Amerikan seçimlerinde Lilly Ledbetter yasasını duyup durduk,
07:08
and if we go beyond the nicely alliterative name of that law,
141
428380
3416
ve eğer bu tatlı aliterasyonlu yasanın isminden öteye bakarsak
07:11
it was really about a man and a woman
142
431820
2136
bu yasa özünde, aynı işi yapıp aynı
07:13
doing the same job, being equally qualified,
143
433980
2776
derecede nitelikli olan bir erkek ve bir kadın hakkındaydı.
07:16
and the man being paid more because he's a man.
144
436780
2400
Ve adam,erkek olduğu için daha fazla maaş almaktaydı.
07:19
So in the literal way, men rule the world,
145
439980
3336
Yani kelimenin tam anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor,
07:23
and this made sense a thousand years ago
146
443340
2840
ve bu bin yıl önce mantıklıydı
07:26
because human beings lived then in a world
147
446940
2856
çünkü o zamanlar insanlar fiziksel gücün
07:29
in which physical strength was the most important attribute for survival.
148
449820
4176
hayatta kalmak için en önemli özellik olduğu bir dünyada yaşıyorlardı.
07:34
The physically stronger person was more likely to lead,
149
454020
3280
Fiziksel olarak güçlü olanın yönetici olması daha muhtemeldi ve
07:39
and men, in general, are physically stronger.
150
459100
2576
erkekler de genelde fiziksel daha olarak güçlü.
07:41
Of course there are many exceptions.
151
461700
1715
Tabii ki bu duruma oldukça fazla istisinalar var.
07:43
(Laughter)
152
463439
1557
[Gülüşmeler]
07:45
But today we live in a vastly different world.
153
465020
3800
Ama bugün kesinlikle oldukça farklı bir dünyada yaşıyoruz.
07:49
The person more likely to lead is not the physically stronger person;
154
469540
4056
Artık yönetmesi muhtemel olan kişi fiziksel olarak güçlü olan değil,
07:53
it is the more creative person, the more intelligent person,
155
473620
3496
daha yaratıcı, daha zeki ,
07:57
the more innovative person,
156
477140
2416
daha yenilikçi olan kişi ve
07:59
and there are no hormones for those attributes.
157
479580
2656
bu nitelikleri belirleyen hormonlar değil.
08:02
A man is as likely as a woman to be intelligent,
158
482260
2616
Bir kadın da, bir erkek de zeki, yaratıcı
08:04
to be creative, to be innovative.
159
484900
1960
yenilikçi olabilir.
08:07
We have evolved;
160
487620
1296
Bizler evrimleştik, fakat
08:08
but it seems to me that our ideas of gender had not evolved.
161
488940
3520
cinsiyet konusunda fikirlerimiz bana pek evrimleşmiş gibi gözükmüyor.
08:13
Some weeks ago, I walked into a lobby of one of the best Nigerian hotels.
162
493580
3960
Haftalar önce, Nijerya'daki en iyi otellerden birinin lobisine girdim.
08:18
I thought about naming the hotel, but I thought I probably shouldn't.
163
498100
3256
Otelin ismini vermeyi düşündüm ama galiba vermemeliyim.
08:21
And a guard at the entrance stopped me and asked me annoying questions,
164
501380
3360
Bir koruma beni girişte durdurdu ve rahatsız edici sorular sordu,
08:25
because their automatic assumption is
165
505780
1816
çünkü genel varsayımları şu ki eğer
08:27
that a Nigerian female walking into a hotel alone is a sex worker.
166
507620
3120
Njeryalı bir kadın otelde tek başına giriyorsa bir seks işçisidir.
08:32
And by the way,
167
512820
1216
Ve bu arada,
08:34
why do these hotels focus on the ostensible supply
168
514060
3136
neden bu oteller gördükleri arz yerine
08:37
rather than the demand for sex workers?
169
517220
2440
neden seks işçilerine olan talep üzerine odaklanmıyorlar?
08:41
In Lagos I cannot go alone into many "reputable" bars and clubs.
170
521340
5255
Lagos'ta çoğu "saygın" bar ve club'a tek başıma giremiyorum.
08:46
They just don't let you in if you're a woman alone,
171
526619
2417
Eğer tek bir kadınsanız, içeri almıyorlar. Bir erkek
08:49
you have to be accompanied by a man.
172
529060
1720
tarafından eşlik edilmeniz gerekiyor.
08:51
Each time I walk into a Nigerian restaurant with a man,
173
531420
2736
Ne zaman bir Nijerya restoranına erkekle girsem
08:54
the waiter greets the man and ignores me.
174
534180
2200
garson erkeği selamlar ve beni görmezden gelir.
08:58
The waiters are products --
175
538140
1496
Garsonlar ürünlerdir --
08:59
(Laughter)
176
539660
1136
[Gülüşmeler]
09:00
At this some women felt like, "Yes! I thought that!"
177
540820
2896
Bazı kadınlar bu noktada "Evet, bunu düşünmüştüm!" demiştir.
09:03
The waiters are products of a society
178
543740
1936
Garsonlar, onlara erkeğin kadından daha
09:05
that has taught them that men are more important than women.
179
545700
3040
önemli olduğunu öğreten toplumun bir ürünüdür.
09:10
And I know that waiters don't intend any harm.
180
550060
2856
Ve bu garsonların kötü niyetli olmadıklarını biliyorum.
09:12
But it's one thing to know intellectually and quite another to feel it emotionally.
181
552940
4296
Ancak entellektüel olarak bilmek ve duygusal olarak hissetmek farklı şeyler.
Beni umursamadıkları her seferinde, görünmez hissediyorum.
09:17
Each time they ignore me, I feel invisible.
182
557260
2376
09:19
I feel upset.
183
559660
1200
Üzgün hissediyorum.
09:21
I want to tell them that I am just as human as the man,
184
561540
3336
Onlara bir erkek kadar insan olduğumu, fark edilmeye değer olduğumu
09:24
that I'm just as worthy of acknowledgment.
185
564900
2800
söylemek istiyorum.
09:28
These are little things,
186
568580
1256
Bunlar küçük şeyler,
09:29
but sometimes it's the little things that sting the most.
187
569860
3256
ancak bazen insanı en çok kıran bu küçük şeyler oluyor.
09:33
And not long ago, I wrote an article
188
573140
1736
Çok önce değil, Lagos'ta genç
09:34
about what it means to be young and female in Lagos,
189
574900
3296
ve kadın olmanın ne anlama geldiği hakkında bir yazı yazmıştım,
09:38
and the printers told me,
190
578220
1920
ve yayıncılar bana dedi ki,
09:40
"It was so angry."
191
580940
1200
"Çok kızgın bir yazı."
09:42
Of course it was angry!
192
582780
1376
Tabii ki çok kızgın!
09:44
(Laughter)
193
584180
1760
[Gülüşmeler]
09:48
I am angry.
194
588660
1656
Ben çok kızgınım.
09:50
Gender as it functions today is a grave injustice.
195
590340
3136
Cinsiyetler arasında derin bir adaletsizlik var.
09:53
We should all be angry.
196
593500
1736
Hepimiz kızgın olmalıyız.
09:55
Anger has a long history of bringing about positive change;
197
595260
3856
Kızgınlığın pozitif bir değişiklik getirme açısından uzun bir tarihi var;
09:59
but, in addition to being angry, I'm also hopeful.
198
599140
2800
ama, kızgın olduğum kadar, umutluyum da.
10:02
Because I believe deeply in the ability of human beings
199
602700
2616
Çünkü insanların kendilerini, iyileştirmek adına
10:05
to make and remake themselves for the better.
200
605340
2120
değişme yeteneklerine inanıyorum.
10:08
Gender matters everywhere in the world,
201
608740
1896
Cinsiyet her yerde önemli,
10:10
but I want to focus on Nigeria
202
610660
2656
ancak ben Nijerya'ya ve Afrika'ya
10:13
and on Africa in general,
203
613340
1456
odaklanmak istiyorum,
10:14
because it is where I know, and because it is where my heart is.
204
614820
3576
çünkü bildiğim ve kalbimin olduğu yer orası.
10:18
And I would like today to ask
205
618420
1936
Ve ben sizden
10:20
that we begin to dream about and plan for a different world,
206
620380
4136
daha farklı, daha adil, daha mutlu erkek ve kadınların kendilerine daha dürüst
10:24
a fairer world,
207
624540
1320
olduğu bir dünya
10:28
a world of happier men and happier women who are truer to themselves.
208
628060
4176
hayal etmeye ve planını yapmaya başlamanızı istiyorum.
10:32
And this is how to start:
209
632260
1536
Şu şekilde başlayabiliriz:
10:33
we must raise our daughters differently.
210
633820
2456
kızlarımızı daha farklı yetiştirmeliyiz.
10:36
We must also raise our sons differently.
211
636300
2360
Oğullarımızı da daha farklı yetiştirmeliyiz.
10:39
We do a great disservice to boys on how we raise them;
212
639820
3656
Oğullarımızı büyütürken yetiştirme şeklimizle onlara zarar veriyoruz;
10:43
we stifle the humanity of boys.
213
643500
1840
insanlıklarını bastırıyoruz.
10:46
We define masculinity in a very narrow way,
214
646300
2576
Maskülenliği oldukça dar şekilde tanımlıyoruz,
10:48
masculinity becomes this hard, small cage
215
648900
3496
bu şekilde maskülenlik dar sert bir kafes oluyor
10:52
and we put boys inside the cage.
216
652420
2296
ve oğullarımızı içine koyuyoruz.
10:54
We teach boys to be afraid of fear.
217
654740
1920
Onlara korkudan korkmayı öğretiyoruz.
10:57
We teach boys to be afraid of weakness, of vulnerability.
218
657300
3760
Onlara zayıflıktan, hassaslıktan sakınmayı öğretiyoruz.
Onlara kendilerini nasıl saklayacaklarını öğretiyoruz,
11:02
We teach them to mask their true selves,
219
662020
2456
11:04
because they have to be, in Nigerian speak, "hard man!"
220
664500
4240
çünkü, Nijerya'da dendiği gibi "sert adam!" olmak zorundalar.
11:10
In secondary school, a boy and a girl, both of them teenagers,
221
670260
4136
Orta okulda, bir erkek ve kız, ikisi de genç,
11:14
both of them with the same amount of pocket money, would go out
222
674420
3496
ikisi de ceplerinde aynı miktarda parayla dışarı çıktıklarında,
11:17
and then the boy would be expected always to pay,
223
677940
2776
erkeğin, maskülenliğini kanıtlaması için her zaman herşeyi
11:20
to prove his masculinity.
224
680740
1640
ödemesi bekleniyor. Ve biz de neden
11:23
And yet we wonder why boys are more likely to steal money from their parents.
225
683260
3800
erkeklerin ailelerinden para çalışlarının daha yüksek oluşunu konuşuyoruz.
11:29
What if both boys and girls were raised
226
689060
3496
Ya erkek ve kızlar maskülenliği ve parayı
11:32
not to link masculinity with money?
227
692580
2120
birbirine bağlamayarak yetiştirilseydiler?
11:35
What if the attitude was not "the boy has to pay"
228
695540
3016
Ya davranış "erkek ödemeli" yerine
11:38
but rather "whoever has more should pay?"
229
698580
2760
"kimde daha çok varsa o ödemeli?" olsaydı?
11:42
Now, of course because of that historical advantage,
230
702180
2576
Elbetteki tarihsel avantajlarından dolayı
11:44
it is mostly men who will have more today,
231
704780
2456
erkekler genelde günümüzde daha çoğa sahip olanlar,
11:47
but if we start raising children differently,
232
707260
2616
ancak çocuklarımızı farklı yetiştirmeye başlarsak
11:49
then in fifty years, in a hundred years,
233
709900
2536
o zaman elli senede, yüz senede,
11:52
boys will no longer have the pressure of having to prove this masculinity.
234
712460
3800
oğlanların erkekliklerini kanıtlamaya ihtiyaçları olmayacak.
11:57
But by far the worst thing we do to males,
235
717500
3016
Ancak onlara yaptığımız en ama en kötü şey
12:00
by making them feel that they have to be hard,
236
720540
2336
sert olmaları gerektiğini söyleyerek,
12:02
is that we leave them with very fragile egos.
237
722900
3120
onları bayağı kırılgan egolarla bırakmamız.
12:06
The more "hard man" the man feels compelled to be,
238
726940
3400
Ne kadar "sert adam" olmaları gerektiklerini düşünürlerse,
12:11
the weaker his ego is.
239
731140
1600
egoları o kadar zayıf oluyor.
12:14
And then we do a much greater disservice to girls
240
734780
3016
Ardından kızlara daha fazla zarar veriyoruz
12:17
because we raise them to cater to the fragile egos of men.
241
737820
3320
çünkü onları erkeklerin o egolarını beslesinler diye yetiştiriyoruz.
12:22
We teach girls to shrink themselves, to make themselves smaller,
242
742020
3496
Kızlarımıza kendilerini küçültmelerini, ufacık olmalarını öğretiyoruz,
12:25
we say to girls,
243
745540
1200
kızlarımıza diyoruz ki,
12:27
"You can have ambition, but not too much."
244
747460
2176
"Hırsın olabilir, ama çok fazla değil."
12:29
(Laughter)
245
749660
1376
[Gülüşmeler]
12:31
"You should aim to be successful, but not too successful,
246
751060
2696
"Başarılı olmayı hedeflemelisin, ama çok başarılı değil,
12:33
otherwise you would threaten the man."
247
753780
2040
yoksa erkeklere tehdit olursun."
12:36
If you are the breadwinner in your relationship with a man,
248
756540
2896
Eğer ilişkide para kazanan kişi sensen bir erkek yerine,
12:39
you have to pretend that you're not,
249
759460
1976
öyle değilmişsin gibi davranman gerekir,
12:41
especially in public,
250
761460
1656
özellikle toplum içinde.
12:43
otherwise you will emasculate him.
251
763140
2040
Yoksa onu zayıf göstermiş olursun.
12:46
But what if we question the premise itself?
252
766540
2336
Ya bu düşüncelerin kendisini sorgularsak?
12:48
Why should a woman's success be a threat to a man?
253
768900
3320
Neden bir kadının başarısı erkeğe tehdit olsun ki?
12:53
What if we decide to simply dispose of that word,
254
773020
3536
Ya o kelimeden kurtulmaya karar versek?
12:56
and I don't think there's an English word I dislike more than "emasculation."
255
776580
4720
Nitekim "erkekliğini zayıflatmak"
kadar sevmediğim başka bir sözcük yoktur herhalde.
13:02
A Nigerian acquaintance once asked me
256
782540
2296
Bir keresinde Nijeryalı bir tanıdığım bana,
13:04
if I was worried that men would be intimidated by me.
257
784860
2640
erkeklerin benden çekinebileceğinden endişeli olup olmadığımı sordu.
13:08
I was not worried at all.
258
788380
1736
Hiç endişeli değildim.
13:10
In fact, it had not occurred to me to be worried
259
790140
2256
Hatta bana hiç öyle gelmedi, çünkü benden
13:12
because a man who would be intimidated by me
260
792420
2216
çekinecek bir adam, kesinlikle ilgi alanımda
13:14
is exactly the kind of man I would have no interest in.
261
794660
2616
olmayacak türden bir adamdır.
13:17
(Laughter)
262
797300
1216
[Gülüşmeler]
13:18
(Applause)
263
798540
2080
[Alkışlar]
13:25
But still I was really struck by this.
264
805940
2840
Ancak bu beni gerçekten çarpmıştı.
13:29
Because I'm female, I'm expected to aspire to marriage;
265
809460
3600
Kadın olduğumdan dolayı, evliliğe can atmam,
13:33
I'm expected to make my life choices
266
813780
1776
hayattaki seçimlerimi evliliğin en
13:35
always keeping in mind that marriage is the most important.
267
815580
3080
önemli şey olduğunu hatırlayarak yapmam bekleniyor.
13:39
A marriage can be a good thing;
268
819860
1976
Evlilik güzel bir şey olabilir;
13:41
it can be a source of joy and love and mutual support.
269
821860
4416
bir keyif, aşk ve karşılıklı destek kaynağı olabilir.
13:46
But why do we teach girls to aspire to marriage
270
826300
2456
Ancak kızlarımıza evliliğe can atmalarını öğretip
13:48
and we don't teach boys the same?
271
828780
1720
neden oğullarımıza da aynısını öğretmiyoruz?
13:52
I know a woman who decided to sell her house
272
832660
2176
Evlenebileceği adamı zayıf göstermemek için
13:54
because she didn't want to intimidate a man who might marry her.
273
834860
3040
evini satmaya karar veren bir kadını tanıyorum.
13:59
I know an unmarried woman in Nigeria who, when she goes to conferences,
274
839700
4456
Nijerya'da gittiği konferanslarda, kendine göre, diğer katılanların ona saygı
14:04
wears a wedding ring
275
844180
1376
göstersinler diye evlilik
14:05
because according to her,
276
845580
1216
yüzüğü takan bir
14:06
she wants the other participants in the conference to "give her respect."
277
846820
3920
kadın tanıyorum.
14:11
I know young women who are under so much pressure
278
851940
2336
Evlenmesi için ailesi, arkadaşları ve hatta işten
14:14
from family, from friends, even from work to get married,
279
854300
4096
baskı görmüş ve berbat tercihler yapmaya itilmiş
14:18
and they're pushed to make terrible choices.
280
858420
2080
genç kadınlar tanıyorum.
14:21
A woman at a certain age who is unmarried,
281
861340
2616
Belli bir yaşa gelmesine rağmen evlenmemiş bir kadına
14:23
our society teaches her to see it as a deep, personal failure.
282
863980
4120
toplumumuz bunun derin ve, kişisel bir hata olduğunu öğretiyor.
14:28
And a man at a certain age who is unmarried,
283
868860
2776
Ancak belli bir yaşa gelmiş erkek evlenmemiş olduğunda
14:31
we just think he hasn't come around to making his pick.
284
871660
2616
sadece daha seçim yapmamış olduğunu düşünüyoruz.
14:34
(Laughter)
285
874300
1856
[Gülüşmeler]
14:36
It's easy for us to say,
286
876180
1616
"Ama kadınlar bunlara basitçe
14:37
"Oh, but women can just say no to all of this."
287
877820
2256
'hayır' diyebilir." demek kolay geliyor bize.
14:40
But the reality is more difficult and more complex.
288
880100
2440
Ancak gerçek daha çetrefilli ve karmaşık.
14:43
We're all social beings.
289
883180
1776
Hepimiz sosyal canlılarız.
14:44
We internalize ideas from our socialization.
290
884980
2496
Sosyalleşmemizdeki düşünceleri içselleştiririz.
14:47
Even the language we use
291
887500
1976
Hatta evlilik ve ilişkilerden bahsederken
14:49
in talking about marriage and relationships illustrates this.
292
889500
3416
kullandığımız dil bile bunu gösteriyor.
14:52
The language of marriage is often the language of ownership
293
892940
2856
Evliliğin dili, partnerliğin dili yerine
14:55
rather than the language of partnership.
294
895820
2160
genellikle sahipliğin dili oluyor.
14:58
We use the word "respect"
295
898620
2696
Biz "saygı" kelimesini
15:01
to mean something a woman shows a man
296
901340
2776
bir kadının erkeğe gösterdiği bir şey olarak kullanıyoruz,
15:04
but often not something a man shows a woman.
297
904140
2080
ancak erkeğin kadına değil.
15:07
Both men and women in Nigeria will say --
298
907980
2456
Nijerya'da hem erkekler hem de kadınlar --
15:10
this is an expression I'm very amused by --
299
910460
2296
ki bu beni çok eğlendiren bir deyiştir --
15:12
"I did it for peace in my marriage."
300
912780
2320
der ki "Evliliğimin huzuru için yaptım."
15:16
Now, when men say it,
301
916220
1576
Erkek söylediği zamanlarda,
15:17
it is usually about something that they should not be doing anyway.
302
917820
3176
genelde halihazırda yapmamaları gereken şeyler hakkında oluyor.
15:21
(Laughter)
303
921020
1936
[Gülüşmeler]
15:22
Sometimes they say it to their friends,
304
922980
2776
Bazen bunu arkadaşlarına söylerler,
15:25
it's something to say to their friends in a kind of fondly exasperated way,
305
925780
3936
hani ne kadar maskülen olduklarını
15:29
you know, something that ultimately proves how masculine they are,
306
929740
3136
açıkça vurgulayacak şekilde nasıl
ihtiyaç duyulduklarını, ve nasıl sevildiklerini göster:
15:32
how needed, how loved.
307
932900
1456
15:34
"Oh, my wife said I can't go to the club every night,
308
934380
2496
" Eşim her gece klübe gidemeyeceğimi söyledi,
15:36
so for peace in my marriage, I do it only on weekends."
309
936900
2816
ben de evliliğimin huzuru için, sadece haftasonları gidiyorum.
15:39
(Laughter)
310
939740
1696
[Gülüşmeler]
15:41
Now, when a woman says, "I did it for peace in my marriage,"
311
941460
4256
Kadın ise ne zaman, ''evliliğimin huzuru için yaptım'' dese
15:45
she's usually talking about giving up a job,
312
945740
3536
genelde işinden, hayalinden,
15:49
a dream,
313
949300
1456
kariyerinden vazgeçişinden
15:50
a career.
314
950780
1360
bahsediyordur.
15:52
We teach females that in relationships,
315
952900
2416
Kadınlara, ilişkilerinde taviz vermenin
15:55
compromise is what women do.
316
955340
2280
kadınların işi olduğunu öğretiyoruz.
15:58
We raise girls to see each other as competitors --
317
958900
2576
Kızları birbirlerine rakip olarak yetiştiriyoruz,
16:01
not for jobs or for accomplishments, which I think can be a good thing,
318
961500
3456
başarı veya meslekler için değil, -ki kanımca bu iyi olurdu-
16:04
but for attention of men.
319
964980
1600
erkeklerin ilgisi için.
16:07
We teach girls that they cannot be sexual beings
320
967740
2936
Kızlara, oğlanların aksine,
16:10
in the way that boys are.
321
970700
1496
cinsel hayatları olamayacağını öğretiyoruz.
16:12
If we have sons, we don't mind knowing about our sons' girlfriends.
322
972220
3320
Oğlumuz varsa, onların kız arkadaşlarını öğrenmek sorun olmaz.
16:16
But our daughters' boyfriends? God forbid.
323
976300
2336
Ancak kızımızın erkek arkadaşı? Haşa.
16:18
(Laughter)
324
978660
1616
[Gülüşmeler]
16:20
But of course when the time is right,
325
980300
1816
Ancak elbette ki doğru zaman geldiğinde
16:22
we expect those girls to bring back the perfect man to be their husbands.
326
982140
3896
bu kızlardan kocaları olmak üzere mükemmel bir adam getirmelerini bekliyoruz.
16:26
We police girls, we praise girls for virginity,
327
986060
3376
Kızları denetliyoruz, bakireliklerini met ediyoruz,
16:29
but we don't praise boys for virginity,
328
989460
1936
ancak erkeklerinkini etmiyoruz
16:31
and it's always made me wonder how exactly this is supposed to work out because ...
329
991420
3905
ve doğrusu bu bana pek de mantıklı gelmiyor çünkü...
16:35
(Laughter)
330
995349
2327
[Gülüşmeler]
16:37
(Applause)
331
997700
2960
[Alkışlar]
16:45
I mean, the loss of virginity is usually a process that involves ...
332
1005580
3400
Çünkü bakireliği kaybetmek genelde bir süreç ihtiva eder...
16:50
Recently a young woman was gang raped in a university in Nigeria,
333
1010500
4176
Geçenlerde Nijerya'da bir üniversitede genç bir kadın grup tecavüzüne uğradı,
16:54
I think some of us know about that.
334
1014700
1696
bunu bazılarımız biliyordur.
16:56
And the response of many young Nigerians, both male and female,
335
1016420
3256
Çok sayıda erkek ve kız Nijeryalı gencin tepkisi
16:59
was something along the lines of this:
336
1019700
2496
şu şekilde oldu:
17:02
"Yes, rape is wrong.
337
1022220
2176
"Evet, tecavüz yanlış.
17:04
But what is a girl doing in a room with four boys?"
338
1024420
3280
Ancak bir kız dört erkeğin odasında ne arıyordu?"
17:08
Now, if we can forget the horrible inhumanity of that response,
339
1028740
4120
Eğer bu cevabın insafsızlığını bir kenara koyabilirsek,
17:13
these Nigerians have been raised to think of women as inherently guilty,
340
1033900
3920
bu Nijeryalılar kadının tabiati gereği suçlu olduğunu görerek yetiştirildiler,
17:19
and they have been raised to expect so little of men
341
1039139
3136
erkeklerin kontrolsüz yaratıklar olduğu fikrini kabul edilebilir
17:22
that the idea of men as savage beings without any control
342
1042300
3695
bulacak seviyede erkeklerden çok az şey
17:26
is somehow acceptable.
343
1046020
1240
bekleyerek yetiştirildiler.
17:28
We teach girls shame.
344
1048659
2017
Kızlarımıza utanmayı öğretiyoruz.
17:30
"Close your legs." "Cover yourself."
345
1050700
1880
"Bacaklarını kapa", "Kendini kapat."
17:33
We make them feel as though by being born female
346
1053260
2255
Onları, erkek olarak değil de bir kız olarak doğdukları
17:35
they're already guilty of something.
347
1055540
2096
için suçlularmış gibi hissettiriyoruz.
17:37
And so, girls grow up to be women
348
1057659
2336
Bu sebeple, büyüyen kızlarımız
17:40
who cannot see they have desire.
349
1060020
2136
ne arzuladıklarını bilmeden kadın oluyorlar.
17:42
They grow up to be women who silence themselves.
350
1062180
2880
Kendilerini susturan kadınlar oluyorlar.
17:46
They grow up to be women who cannot say what they truly think,
351
1066900
3416
Ne düşündüklerini açıkça söyleyemeyen kadınlar oluyorlar --
17:50
and they grow up --
352
1070340
1336
ve büyüdüklerinde --
17:51
and this is the worst thing we did to girls --
353
1071700
2176
ki bu kızlarımıza yaptığımız en kötü şey --
17:53
they grow up to be women who have turned pretense into an art form.
354
1073900
4136
büyüdüklerinde numara yapmayı bir sanata çeviren kadınlar oluyorlar.
17:58
(Applause)
355
1078060
3840
[Alkışlar]
18:04
I know a woman who hates domestic work,
356
1084260
3416
Ev işlerinden nefret eden bir kadın tanıyorum,
18:07
she just hates it,
357
1087700
1496
gerçekten nefret ediyor,
18:09
but she pretends that she likes it,
358
1089220
1720
ancak seviyormuş gibi davranıyor,
18:12
because she's been taught that to be "good wife material"
359
1092020
4096
çünkü ona bunun "iyi eş materyali" olmak için şart olduğu öğretilmiş.
18:16
she has to be -- to use that Nigerian word --
360
1096140
2376
Onun -- eğer o kelimeyi kullanacaksak --
18:18
very "homely."
361
1098540
1480
"evcil" olması gerekiyor.
18:21
And then she got married,
362
1101260
1536
Ardından evlendi ve
18:22
and after a while her husband's family began to complain that she had changed.
363
1102820
3816
eşinin ailesi onun evlendikten sonra değiştiğini söylemeye başladı.
18:26
(Laughter)
364
1106660
1576
[Gülüşmeler]
18:28
Actually, she had not changed,
365
1108260
1456
Doğrusu, o aslında değişmedi,
18:29
she just got tired of pretending.
366
1109740
1920
sadece rol yapmaktan yoruldu.
18:32
The problem with gender,
367
1112540
3136
Cinsiyetin problemi,
18:35
is that it prescribes how we should be
368
1115700
2536
kim olduğumuzu umursamadan
18:38
rather than recognizing how we are.
369
1118260
2000
nasıl olmamız gerektiğini buyurmasında.
18:41
Now imagine how much happier we would be,
370
1121220
2456
Cinsiyet beklentileri olmasaydı, ne kadar mutlu ve
18:43
how much freer to be our true individual selves,
371
1123700
3496
gerçek kişiliğimize karşı ne kadar daha özgür
18:47
if we didn't have the weight of gender expectations.
372
1127220
2640
olabileceğimizi düşünün.
18:51
Boys and girls are undeniably different biologically,
373
1131060
4776
Oğlanların ve kızların reddedilemez şekilde farklı biyolojileri var,
18:55
but socialization exaggerates the differences
374
1135860
2976
ancak sosyalleşme farklılıkları abartıyor ve bu daha sonra
18:58
and then it becomes a self-fulfilling process.
375
1138860
2576
kendini doğrulayan bir kehanete dönüşüyor.
19:01
Now, take cooking for example.
376
1141460
2040
Yemek yapmayı örnek alın mesela.
19:04
Today women in general are more likely to do the housework than men,
377
1144100
3496
Günümüzde kadınlar erkeklere kıyasla ev işi yapmada daha aktifler,
19:07
the cooking and cleaning.
378
1147620
1256
yemek yapma ve temizlikte.
19:08
But why is that?
379
1148900
1576
Ancak sebebi ne?
19:10
Is it because women are born with a cooking gene?
380
1150500
2856
Kadınlar yemek yapma genleriyle doğduğu için mi?
19:13
(Laughter)
381
1153380
1416
[Gülüşmeler]
19:14
Or because over years they have been socialized to see cooking as their role?
382
1154820
4256
Yoksa senelerdir yemek pişirmeyi kendi rolleri olarak gördüklerinden mi?
19:19
Actually, I was going to say that maybe women are born with a cooking gene,
383
1159100
3576
Açıkçası, ben de yemek yapma genleriyle doğduğumuzu söyleyebilirdim,
19:22
until I remember that the majority of the famous cooks in the world,
384
1162700
3456
ta ki dünyadaki en ünlü aşçıların büyük bir kısmının,
19:26
whom we give the fancy title of "chefs,"
385
1166180
2296
hani şu "şef" dediklerimizin, erkek olduğunu
19:28
are men.
386
1168500
1200
hatırlayana kadar.
19:30
I used to look up to my grandmother
387
1170780
1696
Küçükken büyükanneme bakardım,
19:32
who was a brilliant, brilliant woman,
388
1172500
2056
ki kendisi, çok, çok zeki bir kadındı,
19:34
and wonder how she would have been
389
1174580
1736
ve düşünürdüm; acaba büyürken
19:36
if she had the same opportunities as men when she was growing up.
390
1176340
3360
erkeklerle aynı şanslara sahip olsaydı şu anda nerelerde olurdu diye.
19:40
Now today, there are many more opportunities for women
391
1180780
2576
Bugün, kadınlar için, büyükannemin dönemine kıyasla,
19:43
than there were during my grandmother's time
392
1183380
2256
politikadaki, kanunlardaki değişiklikler sağolsun,
19:45
because of changes in policy, changes in law,
393
1185660
2616
çok daha fazla imkanlar var
19:48
all of which are very important.
394
1188300
1576
ve bunların hepsi çok önemli.
19:49
But what matters even more is our attitude, our mindset,
395
1189900
4536
Ancak daha önemli olan şey, davranışlarımız, mentalitemiz,
19:54
what we believe and what we value about gender.
396
1194460
3296
neye inandığımız ve cinsiyet hakkında neye değer verdiğimiz.
19:57
What if in raising children
397
1197780
2416
Ya çocuk yetiştirirken cinsiyet yerine
20:00
we focus on ability instead of gender?
398
1200220
2800
yeteneklerine odaklanırsak?
20:03
What if in raising children we focus on interest instead of gender?
399
1203820
4120
Ya çocuk yetiştirirken cinsiyet yerine ilgilerine odaklanırsak?
20:08
I know a family who have a son and a daughter,
400
1208820
2216
Birer kızları ve oğulları olan, derslerinde
20:11
both of whom are brilliant at school,
401
1211060
1896
çok iyi, şahane, nazik çocuklara sahip
20:12
who are wonderful, lovely children.
402
1212980
1896
bir aile tanıyorum.
20:14
When the boy is hungry, the parents say to the girl,
403
1214900
2536
Oğlan aç olduğunda, ebeveynler kızlarına diyor ki,
20:17
"Go and cook Indomie noodles for your brother."
404
1217460
2216
"Git ve kardeşine Indomie eriştesi pişir."
20:19
(Laughter)
405
1219700
1216
[Gülüşmeler]
20:20
Now, the daughter doesn't particularly like to cook Indomie noodles,
406
1220940
3496
Kız tam olarak Indomie eriştesi pişirmeyi sevmiyor,
20:24
but she's a girl, and so she has to.
407
1224460
2776
ancak o bir kız, yani yapmak zorunda.
20:27
Now, what if the parents,
408
1227260
1776
Ya ebeveynleri en başından beri
20:29
from the beginning,
409
1229060
1616
hem oğullarına hem de kızlarına
20:30
taught both the boy and the girl to cook Indomie?
410
1230700
3920
Indomie pişirmeyi öğretselerdi?
20:35
Cooking, by the way, is a very useful skill for boys to have.
411
1235740
3016
Ayrıca, yemek pişirebilmek bir erkek için oldukça kullanışlıdır.
20:38
I've never thought it made sense to leave such a crucial thing,
412
1238780
4856
Bu kadar önemli bir şeyi bir başkasının eline bırakmak nasıl mantıklı olabilir?
20:43
the ability to nourish oneself --
413
1243660
1896
Yani kendini besleyebilme yetisini --
20:45
(Laughter)
414
1245580
1216
[Gülüşmeler]
20:46
in the hands of others.
415
1246820
1536
başkasına bırakmak.
20:48
(Applause)
416
1248380
2920
[Alkışlar]
20:53
I know a woman who has the same degree and the same job as her husband.
417
1253580
3856
Eşiyle aynı işe ve diplomaya sahip bir kadın tanıyorum.
20:57
When they get back from work, she does most of the housework,
418
1257460
2896
İşten döndüklerinde, kadın ev işlerinin çoğunluğunu yapıyor,
21:00
which I think is true for many marriages.
419
1260380
2176
ki kanımca bu birçok evlilik için geçerli.
21:02
But what struck me about them
420
1262580
1736
Ancak beni asıl çarpan şey
21:04
was that whenever her husband changed the baby's diaper,
421
1264340
2976
kocanın çocuğun bezini her değiştirişinde kadının ona
21:07
she said "thank you" to him.
422
1267340
2280
teşekkürler diyor olmasıydı.
21:10
Now, what if she saw this as perfectly normal and natural
423
1270860
4416
Peki, ya onun bunu yapmasını tamamen normal bir şeymiş gibi
21:15
that he should, in fact, care for his child?
424
1275300
3336
görseydi, yani kendi çocuğuna bakıyor olmasını?
21:18
(Laughter)
425
1278660
1840
[Gülüşmeler]
21:21
I'm trying to unlearn many of the lessons of gender
426
1281500
3496
Büyürken içselleştirmiş olduğum bir çok cinsiyet dersini
21:25
that I internalized when I was growing up.
427
1285020
2296
hafızamdan silmeye çalışıyorum.
21:27
But I sometimes still feel very vulnerable in the face of gender expectations.
428
1287340
5056
Ancak bazen hala cinsiyet beklentileri anlamında çok hassas hissediyorum.
21:32
The first time I taught a writing class in graduate school,
429
1292420
3000
İlk kez bir yazı sınıfında öğretmenlik yaparken
21:36
I was worried.
430
1296180
1256
bayağı endişeliydim.
21:37
I wasn't worried about the material I would teach
431
1297460
2336
Öğreteceğim şey hakkında değildi
21:39
because I was well-prepared,
432
1299820
1336
çünkü iyi hazırlanmıştım
21:41
and I was going to teach what I enjoy teaching.
433
1301180
2216
ve zevk aldığım bir şeyi öğretecektim.
21:43
Instead, I was worried about what to wear.
434
1303420
2080
Onun yerine giyeceğim hakkında endişeliydim.
21:46
I wanted to be taken seriously.
435
1306500
1600
Ciddiye alınmak istiyordum.
21:49
I knew that because I was female
436
1309300
1576
Bir kadın olduğumdan dolayı
21:50
I will automatically have to prove my worth.
437
1310900
3160
otomatik olarak değerimi ispatlamam gerektiğini biliyordum.
21:55
And I was worried that if I looked too feminine,
438
1315060
2256
Ve eğer çok feminen görünürsem
21:57
I would not be taken seriously.
439
1317340
1776
ciddiye alınmayacağımdan endişeleniyordum.
21:59
I really wanted to wear my shiny lip gloss and my girly skirt,
440
1319140
4336
Gerçekten parlak rujumu ve o kızımsı eteği giymek istiyordum,
22:03
but I decided not to.
441
1323500
1816
ancak giymemeye karar verdim.
22:05
Instead, I wore a very serious,
442
1325340
2376
Onun yerine, çok daha ciddi,
22:07
very manly and very ugly suit.
443
1327740
2576
çok daha erkeksi ve çok daha çirkin bir takım giydim.
22:10
(Laughter)
444
1330340
1496
[Gülüşmeler]
22:11
Because the sad truth is that when it comes to appearance
445
1331860
2696
Çünkü üzücü gerçek şu ki, konu dış görünüşe gelince
22:14
we start off with men as the standard, as the norm.
446
1334580
2600
erkekleri standart alarak başlıyoruz.
22:17
If a man is getting ready for a business meeting,
447
1337780
2336
Eğer bir erkek iş görüşmesine hazırlanıyorsa,
22:20
he doesn't worry about looking too masculine
448
1340140
2136
çok maskülen görünmesi veya ciddiye
22:22
and therefore not being taken for granted.
449
1342300
2496
alınmaması konusunda endişelenmesine gerek yoktur.
22:24
If a woman has to get ready for business meeting,
450
1344820
2496
Ancak bir kadın bir iş görüşmesine hazırlanıyorsa,
22:27
she has to worry about looking too feminine
451
1347340
2776
çok feminen görünmesi veya bir şey söyleyip söylememesine
22:30
and what it says and whether or not she will be taken seriously.
452
1350140
4280
karşın ciddiye alınıp alınmayacağı konusunda endişelenmesine gerek vardır.
22:35
I wish I had not worn that ugly suit that day.
453
1355820
2200
Keşke o gün o çirkin takımı giymeseydim.
22:39
I've actually banished it from my closet, by the way.
454
1359260
3136
Onu daha sonra dolabımdan attım bu arada.
22:42
Had I then the confidence that I have now to be myself,
455
1362420
4936
Eğer bugünkü cesaretimio gün gösterebilmiş olsaydım,
22:47
my students would have benefited even more from my teaching,
456
1367380
2936
öğrencilerim benim öğretmemden daha fazla fayda görecekti,
22:50
because I would have been more comfortable
457
1370340
2056
çünkü daha rahat olacaktım ve
22:52
and more fully and more truly myself.
458
1372420
2000
daha fazla kendim gözükecektim.
22:55
I have chosen to no longer be apologetic for my femaleness
459
1375620
4016
O günden beri dişiliğimden veya kadınsılığımdan
22:59
and for my femininity.
460
1379660
1200
utanmamayı ve pişman olmamayı seçtim.
23:01
(Applause)
461
1381500
3000
[Alkışlar]
23:07
And I want to be respected in all of my femaleness
462
1387620
2856
Ve tüm kadınlığımla saygı duyulmak istiyorum,
23:10
because I deserve to be.
463
1390500
1560
çünkü bunu hak ediyorum.
23:13
Gender is not an easy conversation to have.
464
1393020
2440
Cinsiyet konuşması kolay bir konu başlığı değil.
23:16
For both men and women,
465
1396900
1576
Hem erkek ve kadın için,
23:18
to bring up gender is sometimes to encounter almost immediate resistance.
466
1398500
3936
cinsiyet konusu direkt olarak sizi bir direnişle karşı karşıya getirtebiliyor.
23:22
I can imagine some people here are actually thinking,
467
1402460
3256
Bazı kişilerin gerçekten şöyle düşündüğünü hayal edebiliyorum şu anda
23:25
"Women too do sef."
468
1405740
1920
"Kadınlar da patronluk taslıyor".
23:29
Some of the men here might be thinking,
469
1409340
2176
Bazı erkekler de şöyle düşünüyor olabilir,
23:31
"OK, all of this is interesting,
470
1411540
1736
"Tamam, bunların hepsi enteresan
23:33
but I don't think like that."
471
1413300
1560
ancak ben böyle düşünmüyorum."
23:35
And that is part of the problem.
472
1415780
2216
Bu da problemin bir parçası.
23:38
That many men do not actively think about gender
473
1418020
2976
Bir çok erkeğin cinsiyet hakkında
23:41
or notice gender
474
1421020
1496
aktif olarak düşünmemesi
23:42
is part of the problem of gender.
475
1422540
2016
cinsiyet probleminin bir parçası.
23:44
That many men, say, like my friend Louis,
476
1424580
2656
Çoğu erkek, arkadaşım Louis gibi,
23:47
that everything is fine now.
477
1427260
1680
her şey iyi diyor.
23:49
And that many men do nothing to change it.
478
1429980
2856
Ve bir sürü erkek bunu değiştirmek için bir şey yapmıyor.
23:52
If you are a man and you walk into a restaurant with a woman
479
1432860
2856
Eğer bir erkeksen ve bir restorantın içine bir kadınla
23:55
and the waiter greets only you,
480
1435740
1680
girmene rağmen garson sadece seni
23:58
does it occur to you to ask the waiter,
481
1438220
2496
selamlıyorsa, şunu ona soruyor musun:
24:00
"Why haven't you greeted her?"
482
1440740
1560
"Onu neden selamlamadın?"
24:05
Because gender can be --
483
1445140
1496
Çünkü cinsiyet --
24:06
(Laughter)
484
1446660
2080
[Gülüşmeler]
24:16
Actually, we may repose part of a longer version of this talk.
485
1456700
4496
Aslında bu muhabbeti uzatabiliriz.
24:21
So, because gender can be a very uncomfortable conversation to have,
486
1461220
3576
Çünkü cinsiyet konuşmak için rahatsız edici bir konu başlığı,
24:24
there are very easy ways to close it, to close the conversation.
487
1464820
3096
ve konuyu kapatabilmek için oldukça kolay yollar var
24:27
So some people will bring up evolutionary biology and apes,
488
1467940
4176
Bazıları evrimsel biyolojiden ve primatlardan bahseder,
24:32
how, you know, female apes bow down to male apes
489
1472140
3656
hani, bilirsiniz, dişi primatlar erkeklere itaat eder
24:35
and that sort of thing.
490
1475820
1240
tarzı meseleler.
24:37
But the point is we're not apes.
491
1477700
2056
Ancak asıl konu şu: biz primat değiliz.
24:39
(Laughter)
492
1479780
1416
[Gülüşmeler]
24:41
(Applause)
493
1481220
4000
[Alkışlar]
24:45
Apes also live on trees and have earthworms for breakfast,
494
1485980
4816
Primatlar ayrıca ağaçlarda yaşardı ve sabah kahvaltı niyetine solucan yerlerdi,
24:50
and we don't.
495
1490820
1200
ancak biz yemiyoruz.
24:53
Some people will say, "Well, poor men also have a hard time."
496
1493060
4000
Bazıları, "Eh, fakir erkekler de bazen sorun yaşıyor" diyebilir.
24:57
And this is true.
497
1497700
1200
Bu da doğru.
24:59
But that is not what this --
498
1499740
1336
Ancak bu --
25:01
(Laughter)
499
1501100
1096
[Gülüşmeler]
25:02
But this is not what this conversation is about.
500
1502220
2680
Ancak konu bu konumuz değil.
25:06
Gender and class are different forms of oppression.
501
1506300
3776
Cinsiyet ve sınıf farklı baskı formları.
25:10
I actually learned quite a bit about systems of oppression
502
1510100
3656
Aslında baskı formlarını ve birbirlerine ne kadar
25:13
and how they can be blind to one another
503
1513780
2456
vurdumduymaz olabileceklerini bir siyahı
25:16
by talking to black men.
504
1516260
1480
erkek ile konuşarak öğrendim.
25:19
I was once talking to a black man about gender
505
1519140
3176
Bu siyahi adamla cinsiyet hakkında konuşuyorduk,
25:22
and he said to me,
506
1522340
1376
ve bana dedi ki,
25:23
"Why do you have to say 'my experience as a woman'?
507
1523740
3456
"Neden 'kadın olarak tecrübem' diyorsun?
25:27
Why can't it be
508
1527220
1216
Neden 'bir insan olarak
25:28
'your experience as a human being'?"
509
1528460
1880
tecrübem' demiyorsun?"
25:31
Now, this was the same man
510
1531660
1256
Ancak bu adamın ta kendisi, yaşadıklarını
25:32
who would often talk about his experience as a black man.
511
1532940
3000
sıkça siyahi bir adamın tecrübeleri olarak anlatan bir adam.
25:39
Gender matters.
512
1539180
1216
Cinsiyet fark eder.
25:40
Men and women experience the world differently.
513
1540420
2496
Erkek ve kadın dünyayı farklı tecrübe ediyor.
25:42
Gender colors the way we experience the world.
514
1542940
2816
Cinsiyet dünyayı tecrübe edişimizi boyuyor.
25:45
But we can change that.
515
1545780
1400
Ancak bunu değiştirebiliriz.
25:48
Some people will say,
516
1548340
1936
Bazıları diyecek ki,
25:50
"Oh, but women have the real power,
517
1550300
2456
"Ah, kadınların gerçek gücü var,
25:52
bottom power."
518
1552780
1776
kalça gücü".
25:54
And for non-Nigerians, bottom power is an expression
519
1554580
2896
Nijeryalı olmayanlar için, kalça gücü
25:57
which I suppose means something like a woman
520
1557500
1856
bir kadının bir erkekten iyilik isterken
25:59
who uses her sexuality to get favors from men.
521
1559380
2760
seksapelini kullanması anlamına gelen bir deyiştir.
26:03
But bottom power is not power at all.
522
1563020
2720
Ancak kalça gücü bir güç bile değil.
26:08
Bottom power means that a woman
523
1568220
2776
Kalça gücü, bir kadının bir başkasının
26:11
simply has a good root to tap into, from time to time --
524
1571020
2896
gücünden zaman zaman yararlanabilmesi
26:13
somebody else's power.
525
1573940
1440
anlamına geliyor.
26:16
And then, of course, we have to wonder
526
1576460
1856
Elbette, bazen birisi kötü hissediyorsa,
26:18
what happens when that somebody else is in a bad mood,
527
1578340
2656
hastaysa veya iktidarsızsa
26:21
or sick
528
1581020
1376
ne oluyor diye
26:22
or impotent.
529
1582420
1200
düşünmeliyiz.
26:24
(Laughter)
530
1584100
3416
[Gülüşmeler]
26:27
Some people will say that a woman being subordinate to a man is our culture.
531
1587540
6240
Bazıları kadının erkeğin emrine verilmesi kültürümüzde var diyor.
26:34
But culture is constantly changing.
532
1594460
1976
Ancak kültürler sürekli değişir.
26:36
I have beautiful twin nieces who are fifteen and live in Lagos.
533
1596460
4656
Lagos'ta yaşayan ve on beş yaşında olan ikiz kız yeğenlerim var.
26:41
If they had been born a hundred years ago
534
1601140
1960
Eğer yüz sene önce doğmuş olsalardı,
26:43
they would have been taken away and killed.
535
1603820
2136
çoktan zorla alınıp öldürülmüşlerdi.
26:45
Because it was our culture, it was our culture to kill twins.
536
1605980
3040
Çünkü o zamanki kültürümüzde ikizleri öldürmek vardı.
26:50
So what is the point of culture?
537
1610860
1720
O hale kültürümüzün anlamı ne?
26:53
I mean there's the decorative,
538
1613300
1576
Hani tamam, dekoratif olanı var
26:54
the dancing ...
539
1614900
1616
danslar olan...
26:56
but also, culture really is about preservation and continuity of a people.
540
1616540
4616
.. ancak kültürün özü insanların devamlılığı ve korunması hakkında.
27:01
In my family,
541
1621180
1256
Ailemizde,
27:02
I am the child who is most interested in the story of who we are,
542
1622460
3176
Kim olduğumuz, kültürümüz ve nereden geldiğimiz konularıyla
27:05
in our traditions,
543
1625660
1256
en çok ilgilenen çocuk
27:06
in the knowledge about ancestral lands.
544
1626940
2176
benimdir.
27:09
My brothers are not as interested as I am.
545
1629140
2576
Abilerim benim kadar ilgili değiller.
27:11
But I cannot participate,
546
1631740
1440
Ancak umunna toplantılarına
27:14
I cannot go to umunna meetings,
547
1634020
2016
katılamam veya gidemem,
27:16
I cannot have a say.
548
1636060
1736
söz hakkım olamaz.
27:17
Because I'm female.
549
1637820
1200
Çünkü bir kadınım.
27:19
Culture does not make people,
550
1639900
2096
Kültürler insanı oluşturmaz,
27:22
people make culture.
551
1642020
1400
insanlar kültürü oluşturur.
27:24
So if it is in fact true --
552
1644740
1776
Eğer kültürümüzde --
27:26
(Applause)
553
1646540
3496
[Alkışlar]
27:30
So if it is in fact true
554
1650060
1616
Eğer kültürümüzde
27:31
that the full humanity of women is not our culture,
555
1651700
2896
kadınların da insan olduğu bilgisi yoksa, o zaman
27:34
then we must make it our culture.
556
1654620
1720
bunu kültürümüze eklemeliyiz.
27:37
I think very often of my dear friend, Okoloma Maduewesi.
557
1657860
5616
Sevgili arkadaşım Okoloma Maduewesi hakkında sıkça düşünüyorum.
27:43
May he and all the others who passed away in that Sosoliso crash
558
1663500
3976
Sosoliso kazasında ölen o ve diğerleri
27:47
continue to rest in peace.
559
1667500
1480
huzurla yatmaya devam etsin.
27:50
He will always be remembered by those of us who loved him.
560
1670220
3080
Onu sevenler tarafından hep hatırlanacaklar.
27:54
And he was right that day many years ago when he called me a feminist.
561
1674700
4496
Bana feminist dediği seneler öncesindeki o gün haklıydı.
27:59
I am a feminist.
562
1679220
1240
Ben bir feministim.
28:01
And when I looked up the word in the dictionary that day,
563
1681220
2696
Ve o gün sözlüğe baktığımda orada
28:03
this is what it said:
564
1683940
1256
yazan şey şuydu:
28:05
"Feminist: a person who believes in the social, political
565
1685220
3376
"Feminist, cinsiyetlerin sosyal, politik
28:08
and economic equality of the sexes."
566
1688620
3696
ve ekonomik eşitliğine inanan kişidir."
28:12
My great grandmother, from the stories I've heard,
567
1692340
2936
Duyduğum hikayelerden söyleyebilirim ki benim büyük anneannem
28:15
was a feminist.
568
1695300
1576
bir feministti.
28:16
She ran away from the house of the man she did not want to marry
569
1696900
3376
Evinden evlenmek istemediği bir adamla evlenmemek için kaçtı ve
28:20
and ended up marrying the man of her choice.
570
1700300
2080
kendi istediği adamla evlendi.
28:22
She refused, she protested, she spoke up
571
1702980
2976
Herhangi bir haktan, maldan mahrum bırakıldığını
28:25
whenever she felt she was being deprived of access, of land, that sort of thing.
572
1705980
5296
hissettiğinde, itiraz etti, protesto etti ve hakkını aradı.
28:31
My great grandmother did not know that word "feminist,"
573
1711300
3296
Benim büyük anneannem feminist kelimesinin anlamını bilmiyordu, ancak
28:34
but it doesn't mean that she wasn't one.
574
1714620
1920
bu onun bir feminist olmadığı anlamına gelmiyor.
28:37
More of us should reclaim that word.
575
1717980
1920
Bu kelimeye daha çoğumuz sahip çıkmalı.
28:41
My own definition of feminist is:
576
1721860
2400
Benim Feminist tanımım şu:
28:45
"A feminist is a man or a woman
577
1725020
2376
"Feminist, şunu söyleyen erkek
28:47
who says --
578
1727420
1200
ve kadındır--
28:49
(Laughter)
579
1729300
3136
[Gülüşmeler]
28:52
(Applause)
580
1732460
3760
[Alkışlar]
28:58
A feminist is a man or a woman who says,
581
1738420
3256
Feminist, şunu söyleyen bir erkek veya kadındır;
29:01
"Yes, there's a problem with gender as it is today,
582
1741700
3296
"Evet, günümüzde cinsiyetle alakalı bir problem var
29:05
and we must fix it.
583
1745020
1296
ve bunu düzeltmeliyiz.
29:06
We must do better."
584
1746340
1720
Daha iyi kılmalıyız."
29:09
The best feminist I know
585
1749780
2056
Bildiğim en iyi feminist
29:11
is my brother Kene.
586
1751860
1320
kardeşim Kene.
29:14
He's also a kind, good-looking, lovely man,
587
1754740
3896
O ayrıca oldukça yakışıklı, dünya tatlısı bir adam
29:18
and he's very masculine.
588
1758660
1760
ve oldukça maskülen.
29:21
Thank you.
589
1761140
1216
Teşekkürler.
29:22
(Applause)
590
1762380
4280
[Alkışlar]
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7