John Bohannon: Dance vs. powerpoint, a modest proposal

John Bohannon: Mütevazi bir öneri: PowerPoint'e karşı dans

11,757 views

2015-07-15 ・ TED


New videos

John Bohannon: Dance vs. powerpoint, a modest proposal

John Bohannon: Mütevazi bir öneri: PowerPoint'e karşı dans

11,757 views ・ 2015-07-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mine SAYIN Gözden geçirme: Diba Szamosi
00:15
(Music)
0
15161
21956
(Müzik)
00:37
Good afternoon.
1
37117
2295
İyi akşamlar.
00:39
As you're all aware, we face difficult economic times.
2
39412
4461
Hepinizin farkında olduğu gibi, zorlu ekonomik zamanlarla karşı karşıyayız.
00:43
I come to you with a modest proposal
3
43873
2452
Ben finansal yükleri hafifletecek
00:46
for easing the financial burden.
4
46325
2532
mütevazi bir teklifle geldim.
00:48
This idea came to me while talking to
5
48857
1533
Bu fikir aklıma MIT'deki fizikçi
00:50
a physicist friend of mine at MIT.
6
50390
2972
bir arkadaşımla konuşurken geldi.
00:53
He was struggling to explain something to me:
7
53362
2689
Bana bir şeyler açıklamaya çabalıyordu:
00:56
a beautiful experiment that uses lasers to cool down matter.
8
56051
4576
Maddeyi soğutmak için lazerleri kullanan güzel bir deney.
01:00
Now he confused me from the very start,
9
60627
1907
Beni ilk başlarda çok şaşırtmıştı;
01:02
because light doesn't cool things down.
10
62534
2354
çünkü ışık eşyaları soğutmaz.
01:04
It makes it hotter. It's happening right now.
11
64888
3449
Isıtır. Şu anda da oluyor.
01:08
The reason that you can see me standing here is because
12
68337
2543
Sizin beni burada ayakta duruyor olarak görebilmenizin sebebi
01:10
this room is filled with more than 100 quintillion photons,
13
70880
3772
bu odanın 100 kentilyondan fazla foton ile dolu olması
01:14
and they're moving randomly through the space, near the speed of light.
14
74652
3535
ve onlar uzayda gelişigüzel olarak ışık hızına yakın bir hızda hareket ediyorlar.
01:18
All of them are different colors,
15
78187
1516
Hepsi farklı renklerde,
01:19
they're rippling with different frequencies,
16
79703
1940
farklı frekanslarda hafifçe dalgalanıyorlar
01:21
and they're bouncing off every surface, including me,
17
81643
2875
ve ben de dahil her yüzeye çarpıp geri sıçrıyorlar,
01:24
and some of those are flying directly into your eyes,
18
84518
2410
bazıları direkt olarak gözünüze doğru uçuyorlar,
01:26
and that's why your brain is forming an image of me standing here.
19
86928
3200
ve bu nedenle beyniniz, benim burada ayakta duran bir görüntümü oluşturuyor.
01:30
Now a laser is different.
20
90128
1655
Lazer ise farklıdır.
01:31
It also uses photons, but they're all synchronized,
21
91783
4003
O da fotonları kullanır fakat hepsi senkronize olmuştur
01:35
and if you focus them into a beam,
22
95786
2707
ve eğer lazerleri bir ışına odaklarsanız,
01:38
what you have is an incredibly useful tool.
23
98493
2395
inanılmaz kullanışlı bir alet elde etmiş olursunuz.
01:40
The control of a laser is so precise
24
100888
2136
Lazerin kontrolü öyle kusursuz ki
01:43
that you can perform surgery inside of an eye,
25
103024
2674
göz ameliyatı yapabilir,
01:45
you can use it to store massive amounts of data,
26
105698
2645
çok büyük miktarda veriyi depolamak için kullanabilir
01:48
and you can use it for this beautiful experiment
27
108343
2330
ve arkadaşımın açıklamakta zorlandığı
01:50
that my friend was struggling to explain.
28
110673
2473
bu güzel deney için kullanabilirsiniz.
01:53
First you trap atoms in a special bottle.
29
113146
3255
İlk olarak atomları özel bir şişe içine sıkıştırırsınız.
01:56
It uses electromagnetic fields to isolate the atoms
30
116401
2960
Bu şişe, atomları çevrenin gürültüsünden yalıtmak için
01:59
from the noise of the environment.
31
119361
2186
elektromanyetik alanları kullanır.
02:01
And the atoms themselves are quite violent,
32
121547
2483
Ve atomların kendisi hayli şiddetlidir,
02:04
but if you fire lasers that are precisely tuned to the right frequency,
33
124030
4044
ama doğru sıklıklarla tam olarak ayarlanan lazerleri ateşlerseniz,
02:08
an atom will briefly absorb those photons
34
128074
2628
bir atom bu fotonları kısa süreliğine emecek
02:10
and tend to slow down.
35
130702
1883
ve yavaşlama eğilimi gösterecektir.
02:12
Little by little it gets colder
36
132585
3312
Sonunda sıfır noktasına
02:15
until eventually it approaches absolute zero.
37
135897
4513
ulaşıncaya kadar yavaş yavaş soğur.
02:20
Now if you use the right kind of atoms and you get them cold enough,
38
140410
3176
Eğer ki doğru çeşit atomları kullanırsanız ve onları yeterince soğutursanız,
02:23
something truly bizarre happens.
39
143586
3777
tamamen tuhaf bir şey meydana gelir.
02:27
It's no longer a solid, a liquid or a gas.
40
147363
2822
O artık ne katı, ne sıvı, ne de gazdır.
02:30
It enters a new state of matter called a superfluid.
41
150185
3940
Maddenin, "tam akışkan" olarak adlandırılan yeni bir haline girer.
02:34
The atoms lose their individual identity,
42
154125
2287
Atomlar kendilerine özgü kimliği kaybederler
02:36
and the rules from the quantum world take over,
43
156412
2827
ve kuantum dünyasının kuralları yönetimi ele geçirir
02:39
and that's what gives superfluids such spooky properties.
44
159239
4095
ve bu, tam akışkanlara böyle gizemli özellikleri veren şeydir.
02:43
For example, if you shine light through a superfluid,
45
163334
3452
Örneğin; bir tam akışkana doğru ışık saçarsanız,
02:46
it is able to slow photons down
46
166786
3025
fotonlar saatte 60 kilometreye kadar
02:49
to 60 kilometers per hour.
47
169811
3159
yavaşlatılabilir.
02:59
Another spooky property is that it flows
48
179585
3053
Bir diğer gizemli özellik ise tamamen kıvamlaşmadan ve
03:02
with absolutely no viscosity or friction,
49
182638
2636
sürtünme olmadan akmasıdır,
03:05
so if you were to take the lid off that bottle,
50
185274
2264
yani eğer şişenin kapağını açarsanız,
03:07
it won't stay inside.
51
187538
2095
içerde kalmayacaktır.
03:09
A thin film will creep up the inside wall,
52
189633
2777
İnce bir tabaka iç duvara sessizce yaklaşacak,
03:12
flow over the top and right out the outside.
53
192410
4224
beklenenden fazla akacak ve dışarıya taşacaktır.
03:16
Now of course, the moment that it does hit the outside environment,
54
196634
2957
Tabii ki, dış çevreye eriştiği an,
03:19
and its temperature rises by even a fraction of a degree,
55
199591
3716
sıcaklığı az bir dereceye kadar artar,
03:23
it immediately turns back into normal matter.
56
203307
2123
sonra hemen normal haline geri döner.
03:25
Superfluids are one of the most fragile things we've ever discovered.
57
205430
3566
Tam akışkanlar şimdiye kadar keşfedilen en hassas şeylerden biridir.
03:28
And this is the great pleasure of science:
58
208996
2361
Ve bu, bilimin büyük bir mutluluğudur:
03:31
the defeat of our intuition through experimentation.
59
211357
4215
önsezilerimizin deney yoluyla mağlubiyeti.
03:35
But the experiment is not the end of the story,
60
215572
1689
Fakat deney hikayenin sonu değildir,
03:37
because you still have to transmit that knowledge to other people.
61
217261
3526
çünkü yine de bilgiyi iletmek zorundasınız.
03:40
I have a Ph.D in molecular biology.
62
220787
2376
Moleküler biyoloji alanında doktoram var.
03:43
I still barely understand what most scientists are talking about.
63
223163
3533
Yine de çoğu bilim adamının hakkında konuştukları şeyleri zar zor anlıyorum.
03:46
So as my friend was trying to explain that experiment,
64
226696
2950
Bu yüzden arkadaşım bu deneyi açıklamaya çalışıyorken,
03:49
it seemed like the more he said,
65
229646
2946
o ne kadar çok anlatırsa, o kadar az
03:52
the less I understood.
66
232592
2973
anlıyormuşum gibi göründü.
03:55
Because if you're trying to give someone the big picture
67
235565
2371
Çünkü karmaşık bir fikrin özünü gerçekten verebilmek için
03:57
of a complex idea, to really capture its essence,
68
237936
4079
onun büyük resmini göstermeye çalışıyorsanız,
04:02
the fewer words you use, the better.
69
242015
3583
ne kadar az kelime kullanırsanız, o kadar iyi.
04:05
In fact, the ideal may be to use no words at all.
70
245598
3319
Aslında, en ideali belki de hiç kelime kullanmamak.
04:08
I remember thinking, my friend could have explained
71
248917
1557
Arkadaşımın tüm bu deneyi dansla açıklayabildiğini
04:10
that entire experiment with a dance.
72
250474
3132
tasavvur ettiğimi hatırlıyorum.
04:13
Of course, there never seem to be any dancers around when you need them.
73
253606
4368
Elbette, onlara ihtiyacınız olduğunda dansçılar ortalıkta görünmez.
04:17
Now, the idea is not as crazy as it sounds.
74
257974
1889
Yine de fikir düşünüldüğü kadar çılgın değil.
04:19
I started a contest four years ago called Dance Your Ph.D.
75
259863
3502
4 yıl önce "Doktoranı Dans Et" adında bir yarışma başlattım.
04:23
Instead of explaining their research with words,
76
263365
2615
Bilim adamları araştırmalarını kelimelerle anlatmak yerine,
04:25
scientists have to explain it with dance.
77
265980
2900
dansla anlatmak zorundalar.
04:28
Now surprisingly, it seems to work.
78
268880
2369
Şu an, şaşırtıcı bir şekilde işe yarıyora benziyor.
04:31
Dance really can make science easier to understand.
79
271249
3272
Dans gerçekten de bilimi daha kolay anlaşılır hale getirebilir.
04:34
But don't take my word for it.
80
274521
1796
Fakat yalnızca benim sözüme güvenmeyin.
04:36
Go on the Internet and search for "Dance Your Ph.D."
81
276317
2887
İnternete gidin ve "Doktoranı Dans Et" i arayın.
04:39
There are hundreds of dancing scientists waiting for you.
82
279204
3258
Seni bekleyen yüzlerce dans eden bilim adamı var.
04:42
The most surprising thing that I've learned while running this contest
83
282462
2083
Bu yarışmayı yürütürken öğrendiğim en şaşırtıcı şey,
04:44
is that some scientists are now working directly with dancers on their research.
84
284545
5289
şu anda bazı bilim adamlarının doğrudan dansçılarla çalışıyor olmasıdır.
04:49
For example, at the University of Minnesota,
85
289834
1880
Mesela, Minnesota Üniversitesi'nde,
04:51
there's a biomedical engineer named David Odde,
86
291714
2505
David Odde adında bir biyomedikal mühendisi var
04:54
and he works with dancers to study how cells move.
87
294219
3158
ve o hücrelerin nasıl hareket ettiğini araştırmak için dansçılarla çalışıyor.
04:57
They do it by changing their shape.
88
297377
2409
Onlar bunu şekillerini değiştirerek yapıyorlar.
04:59
When a chemical signal washes up on one side,
89
299786
2819
Bir tarafta bir kimyasal sinyal verildiği zaman,
05:02
it triggers the cell to expand its shape on that side,
90
302605
3125
orada şeklini genişletmek için hücreyi tetikler,
05:05
because the cell is constantly touching and tugging at the environment.
91
305730
3281
çünkü hücre sürekli olarak çevrede temas ediyor ve şiddetle çekiyor.
05:09
So that allows cells to ooze along in the right directions.
92
309011
3971
Böylece hücrenin doğru istikamette yavaşça akmasına olanak veriyor.
05:12
But what seems so slow and graceful from the outside
93
312982
3938
Fakat dışardan öylesine aheste ve nazik görünen şey
05:16
is really more like chaos inside,
94
316920
2429
gerçekte daha çok kaos gibidir,
05:19
because cells control their shape with a skeleton of rigid protein fibers,
95
319349
4403
çünkü hücreler sert protein liflerinin bir iskeletiyle şekillerini kontrol ederler
05:23
and those fibers are constantly falling apart.
96
323752
2845
ve bu lifler sürekli parçalara ayrılır.
05:26
But just as quickly as they explode,
97
326597
2569
Fakat, ancak onların patladıkları kadar çabuk,
05:29
more proteins attach to the ends and grow them longer,
98
329166
2417
daha fazla protein uçlara bağlanır ve onları uzatır.
05:31
so it's constantly changing
99
331583
2183
Yani sadece tamamen aynı kalmak için
05:33
just to remain exactly the same.
100
333766
2998
sürekli olarak değişiyor.
05:36
Now, David builds mathematical models of this and then he tests those in the lab,
101
336764
3170
Yani, David bunun matematiksel modellerini yapıyor ve daha sonra bunları laboratuvarda test ediyor,
05:39
but before he does that, he works with dancers
102
339934
2775
ama bunu yapmadan önce evvela
05:42
to figure out what kinds of models to build in the first place.
103
342709
3701
ne çeşit modeller yapacağını bulmak için dansçılarla çalışıyor.
05:46
It's basically efficient brainstorming,
104
346410
3093
Bu aslında etkili bir beyin fırtınası
05:49
and when I visited David to learn about his research,
105
349503
2255
ve ben bu araştırma hakkında bilgi edinmek için David'i ziyaret ettiğimde,
05:51
he used dancers to explain it to me
106
351758
3344
bana bunu açıklamak için alışılmış yöntem olan
05:55
rather than the usual method: PowerPoint.
107
355102
4542
PowerPoint yerine dansçılar kullandı.
05:59
And this brings me to my modest proposal.
108
359644
2353
Ve burada, başta yaptığım mütevazi teklifime geliyoruz.
06:01
I think that bad PowerPoint presentations
109
361997
2869
Bence kötü PowerPoint sunumları
06:04
are a serious threat to the global economy.
110
364866
2672
küresel ekonomiye ciddi bir tehdittir.
06:07
(Laughter) (Applause)
111
367538
7929
(Kahkahalar) (Alkışlar)
06:15
Now it does depend on how you measure it, of course,
112
375467
4879
Bu, tabii ki sizin onu nasıl değerlendirdiğinize bağlı,
06:20
but one estimate has put the drain at 250 million dollars per day.
113
380346
4769
ama bir tahmin günlük 250 milyon doların boşa gittiğini gösteriyor.
06:25
Now that assumes half-hour presentations
114
385115
2181
Yani, burada 35.000 dolar maaş alan
06:27
for an average audience of four people
115
387296
2057
ortalama dört kişilik seyirci için yapılan
06:29
with salaries of 35,000 dollars,
116
389353
2319
yarım saatlik sunumlar farzediliyor,
06:31
and it conservatively assumes that
117
391672
1960
ihtiyatla tahmin ediliyor ki
06:33
about a quarter of the presentations are a complete waste of time,
118
393632
3932
sunumların dörtte biri tamamen zaman kaybıdır
06:37
and given that there are some apparently
119
397564
2579
ve görünüşe göre her gün oluşturulan
06:40
30 million PowerPoint presentations created every day,
120
400143
3272
30 milyon PowerPoint sunumu vardır,
06:43
that would indeed add up to an annual waste
121
403415
2888
doğrusu bu da yıllık 100 milyar dolar paranın
06:46
of 100 billion dollars.
122
406303
3096
boşa gittiği anlamına gelecektir.
06:49
Of course, that's just the time we're losing
123
409399
2368
Elbette, bu sadece sunumlar boyunca
06:51
sitting through presentations.
124
411767
2223
oturarak kaybettiğimiz zamandır.
06:53
There are other costs, because PowerPoint is a tool,
125
413990
4316
Başka zararlar da var, çünkü PowerPoint bir araç
06:58
and like any tool, it can and will be abused.
126
418306
3330
ve diğer araçlar gibi, o da kötüye kullanılabilir ve kullanılcaktır da.
07:01
To borrow a concept from my country's CIA,
127
421636
2490
Benim ülkemin CIA'inden (merkez haberalma teşkilatı) bir konsept ödünç almak
07:04
it helps you to soften up your audience.
128
424126
3115
dinleyicileri yumuşatmanıza yardımcı olur.
07:07
It distracts them with pretty pictures, irrelevant data.
129
427241
4248
Hoş resimler ve konu dışı bilgilerle seyircilerin aklını başka yöne çeker.
07:11
It allows you to create the illusion of competence,
130
431489
3740
Bu da sizin yeterlilik yanılgısı,
07:15
the illusion of simplicity,
131
435229
2760
sadelik yanılgısı ve
07:17
and most destructively, the illusion of understanding.
132
437989
4727
en yıkıcısı da anlama yanılgısı oluşturmanızı sağlar.
07:22
So now my country is 15 trillion dollars in debt.
133
442716
4244
Bu yüzden şuan ülkemin 15 trilyon dolar borcu var.
07:26
Our leaders are working tirelessly to try and find ways to save money.
134
446960
4985
Liderlerimiz usanmadan para biriktirmenin yollarını bulmaya çalışıyorlar.
07:31
One idea is to drastically reduce public support for the arts.
135
451945
4469
Bir görüş, güzel sanatlar için kamu desteğini büyük ölçüde azaltmak.
07:36
For example, our National Endowment for the Arts,
136
456414
2208
Örneğin; Ulusal Sanat Vakfımızın
07:38
with its $150 million budget,
137
458622
2577
150 milyonluk bir bütçesi var,
07:41
slashing that program would immediately reduce the national debt
138
461199
3012
bu programın bütçesinde kesinti yapmak yaklaşık binde bir oranında
07:44
by about one one-thousandth of a percent.
139
464211
3361
devlet borcunu doğrudan azaltacaktı.
07:47
One certainly can't argue with those numbers.
140
467572
1740
Kesinlikle kimse bu rakamlara hayır diyemez.
07:49
However, once we eliminate public funding for the arts,
141
469312
5282
Ancak, güzel sanatlar için kamu kaynaklarını kaldırdığımızda,
07:54
there will be some drawbacks.
142
474594
2672
bazı dezavantajlar olacak.
07:57
The artists on the street will swell the ranks of the unemployed.
143
477266
4396
Sokaktaki santçılar işsizler kervanını artıracak.
08:01
Many will turn to drug abuse and prostitution,
144
481662
2407
Çoğu madde bağımlılığı ve fuhuşa başvuracak
08:04
and that will inevitably lower property values in urban neighborhoods.
145
484069
3119
ve bu kaçınılmaz olarak kentsel çevredeki mal değerlerini düşürecek.
08:07
All of this could wipe out the savings we're hoping to make in the first place.
146
487188
4907
Tüm bunlar herşeyden önce yapmayı umduğumuz maddi birikimi silip yok edebilir.
08:12
I shall now, therefore, humbly propose my own thoughts,
147
492095
3241
Bu nedenle, şimdi en ufak bi itiraza bile maruz kalmayacak
08:15
which I hope will not be liable to the least objection.
148
495336
3782
kendi düşüncelerimi alçakgönüllülükle önereceğim.
08:19
Once we eliminate public funding for the artists,
149
499118
1893
Sanatçılar için sağlanan kamu fonunu kaldıralım
08:21
let's put them back to work
150
501011
1587
ve PowerPoint yerine onları kullanarak
08:22
by using them instead of PowerPoint.
151
502598
3021
sanatçıları işe geri koyalım.
08:25
As a test case, I propose we start with American dancers.
152
505619
3483
Deneme olarak, Amerikalı dansçılarla başlamamızı öneriyorum.
08:29
After all, they are the most perishable of their kind,
153
509102
2153
Sonuçta, sağlık sistemimizden dolayı onlar
08:31
prone to injury and very slow to heal
154
511255
2159
türlerinin en dayanıksızıdır, sakatlanma eğilimindedirler
08:33
due to our health care system.
155
513414
2817
ve iyileşmeleri çok yavaştır.
08:36
Rather than dancing our Ph.Ds,
156
516231
3143
Doktoramızı dans etmekten ziyade,
08:39
we should use dance to explain all of our complex problems.
157
519374
3614
tüm karışık problemlerimizi anlatmak için dansı kullanmalıyız.
08:42
Imagine our politicians using dance
158
522988
2860
Hayal edin ki politikacılarımız
08:45
to explain why we must invade a foreign country
159
525848
3778
yabancı bir ülkeyi işgal etmemiz gerektiği ya da bir yatırım bankasını kurtarmamız
08:49
or bail out an investment bank.
160
529626
2872
gerektiğinin nedenini anlatmak için dansı kullanıyor.
08:52
It's sure to help.
161
532498
1962
Bunun yardım edeceği kesin.
08:54
Of course someday, in the deep future,
162
534460
3752
Tabi ki bir gün, esrarlı gelecekte, dansçıları
08:58
a technology of persuasion
163
538212
2381
etkili konuşma araçları haline
09:00
even more powerful than PowerPoint may be invented,
164
540593
3429
dönüştürerek, PowerPoint'ten bile daha güçlü
09:04
rendering dancers unnecessary as tools of rhetoric.
165
544022
3544
bir ikna teknolojisi icat edilebilir.
09:07
However, I trust that by that day,
166
547566
2576
Ama, ben inanıyorum ki o güne kadar,
09:10
we shall have passed this present financial calamity.
167
550142
3315
biz şu anki finansal faciayı geçirmiş olacağız.
09:13
Perhaps by then we will be able to afford the luxury
168
553457
3366
Belki de o zamana kadar, hareket halindeki
09:16
of just sitting in an audience
169
556823
3120
insan şekline tanık olmaktan başka
09:19
with no other purpose
170
559943
1840
bir amaç olmaksızın
09:21
than to witness the human form in motion.
171
561783
4566
sadece seyirci olarak oturma lüksünü elde edebileceğiz.
09:26
(Music)
172
566349
70825
Muzik
10:37
(Applause)
173
637189
29015
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7