Rachelle Garniez and Thomas Dolby: "La Vie en Rose"

Çeviri: Mesut Aslan Gözden geçirme: Sancak Gülgen

I've been playing TED for nearly a decade,

Yıllardır TED için çalıyorum,

and I've very rarely played

fakat kendi yeni şarkılarımı

any new songs of my own.

çok nadiren çaldım.

And that was largely because there weren't any.

Büyük ihtimalle hiç yeni şarkım olmadığındandır.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So I've been busy with a couple of projects,

Bende birkaç projeyle meşguldüm,

and one of them was this:

projelerimden biri buydu,

The Nutmeg.

Nutmeg(Hindistancevizi),

A 1930s ship's lifeboat,

1930'lardan bir geminin filikası.

which I've been restoring in the garden

Filikayı İngiltere'deki evimin bahçesinde

of my beach house in England.

restore ediyordum.

And, so now,

Ve bundan böyle,

when the polar ice caps melt,

kutuplardaki buzullar eridiğinde,

my recording studio will rise up like an ark,

kayıt stüdyom Nuh'un Gemisi gibi yükselecek,

and I'll float off into the drowned world

ve ben J.G. Ballard'ın masal kahramanı gibi

like a character from a J.G. Ballard novel.

sular altında kalan dünyanın üstünde süzüleceğim.

During the day,

Günışığında,

the Nutmeg collects energy

Nutmeg kaptan köşkünün çatısındaki

from solar panels on the roof of the wheelhouse,

güneş panelleriyle

and from a 450 watt turbine

ve yelken direğinin üstündeki 450-wattlık tirbün sayesinde

up the mast.

enerji depolar.

So that when it gets dark,

Ve karanlık bastığında,

I've got plenty of power.

Nutmeg'i bir denizfeneri gibi aydınlatmak için,

And I can light up the Nutmeg like a beacon.

bool bol enerjim olur.

And so I go in there until the early hours of the morning,

Günün erken saatlerine kadar oraya girip,

and I work on new songs.

yeni şarkılar üzerinde çalışırım.

I'd like to play to you guys,

Eğer ilk dinleyicileri olmayı isterseniz,

if you're willing to be the first audience to hear it.

sizlere çalmak istiyorum.

(Applause)

(Alkışlar)

It's about Billie Holiday.

Şarkı Billie Holiday hakkında.

And it appears that,

Görünen o ki,

some night in 1947

1947'de bir gece,

she left her physical space

bedenini terk edip,

and was missing all night,

bütün gece kayıplara karışmış,

until she reappeared in the morning.

ta ki gündüz yeniden görünene kadar.

But I know where she was.

Fakat ben onun nerde olduğunu biliyorum.

She was with me on my lifeboat.

Benimle birlikte filikamdaydı.

And she was hot.

Ve çok güzeldi.

(Music)

(Müzik)

♫ Billie crept softly ♫

♫Billie açık kollarıma doğru ♫

♫ into my waking arms ♫

♫yavaşça yaklaştı♫

♫ warm like a sip of sour mash ♫

♫sıcak bir yudum viski gibi♫

♫ Strange fruit for ♫

♫Tuhaf, bereketli ♫

♫ a sweet hunk of trash ♫

♫tatlı bir parça çöp♫

♫ Panic at the stage door ♫

♫Carnegie Salonu'nun♫

♫ of Carnegie Hall ♫

♫sahne kapısında telaş♫

♫ "Famous Jazz Singer Gone AWOL" ♫

♫Ünlü caz sanatçısı kaçak♫

♫ Must have left the building ♫

♫Beden ve ruh♫

♫ body and soul ♫

♫binayı terketmeli♫

♫ On a creaky ♫

♫Bu gece♫

♫ piano stool tonight ♫

♫Eski bir piyano taburesinde♫

♫ as the moon is my ♫

♫çünkü ay benim♫

♫ only witness ♫

♫tek tanığım♫

♫ She was breathing ♫

♫O benim kulağımın dibinde♫

♫ in my ear ♫

nefes alıyordu

♫ "This time it's love" ♫

♫Bu sefer bu aşk♫

♫ But love is a loaded pistol ♫

♫Ama aşk dolu bir tabanca♫

♫ By daybreak she's gone ♫

♫Gün doğumunda o gitmişti♫

♫ Over the frozen river, home ♫

♫Donmuş bir nehrin üstünden,eve♫

♫ Me and Johnny Walker ♫

♫Ben ve Johnny Walker♫

♫ See in the new age ♫

♫Yeni çağı görüyoruz♫

♫ alone ♫

♫yalnızız♫

♫ Stay with me ♫

♫Benimle kal♫

♫ again tonight ♫

♫tekrar bu gece♫

♫ Billie, time, ♫

♫Billi, zaman♫

♫ time is a wily trickster ♫

♫zaman kurnaz bir düzenbaz♫

♫ Still an echo ♫

♫Hala kalbimde♫

♫ in my heart says, ♫

♫bir yankı deki,♫

♫ "This time it's love" ♫

♫Bu sefer bu aşk♫

(Applause)

(Alkışlar)