Inge Missmahl brings peace to the minds of Afghanistan

Inge Missmahl Afganistan'a ait hafızalara huzur getiriyor.

23,727 views

2010-09-29 ・ TED


New videos

Inge Missmahl brings peace to the minds of Afghanistan

Inge Missmahl Afganistan'a ait hafızalara huzur getiriyor.

23,727 views ・ 2010-09-29

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ömer Genal Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
So I want to tell you a story -- an encouraging story --
0
16260
3000
Size bir hikaye anlatmak istiyorum, umut verici bir hikaye,
00:19
about addressing
1
19260
2000
Afganistan da ki
00:21
desperation, depression and despair in Afghanistan,
2
21260
3000
umutsuzluk, bunalım ve çaresizliğe
00:24
and what we have learned from it,
3
24260
2000
ve ondan ne öğrendiğimize hitaben
00:26
and how to help people
4
26260
2000
ve travmatik deneyimlerinin üstesinden gelebilmeleri için
00:28
to overcome traumatic experiences
5
28260
3000
nasıl yardımcı oluruz,
00:32
and how to help them to regain some confidence
6
32260
3000
ileride, gelecekte,
00:35
in the time ahead -- in the future --
7
35260
2000
güvenlerini geri kazanmaları için nasıl yardım ederiz.
00:37
and how to participate again in everyday life.
8
37260
3000
ve her hayata nasıl dahil olabiliriz
00:41
So, I am a Jungian psychoanalyst,
9
41260
2000
Evet, ben Jungian psikanalistiyim
00:43
and I went to Afghanistan in January 2004, by chance,
10
43260
4000
Şans eseri, Medica Mondiale için bir görev ile
00:47
on an assignment for Medica Mondiale.
11
47260
3000
2004 yılı ocak ayında Afganistan'a gittim.
00:50
Jung in Afghanistan --
12
50260
2000
Jung Afganistanda
00:52
you get the picture.
13
52260
3000
ve fotoğraf
00:55
Afghanistan is one of the poorest countries in the world,
14
55260
3000
Afganistan dünyada ki en fakir ülkelerden biridir
00:58
and 70 percent of the people are illiterate.
15
58260
3000
ve yüzde yetmişinin okur yazarlığı olmayan bir halk.
01:01
War and malnutrition kills people
16
61260
2000
Savaş ve yetersiz beslenme insanlarla
01:03
together with hope.
17
63260
2000
birlikte umutları da öldürüyor.
01:05
You may know this from the media,
18
65260
2000
Bunu basından bilebilirsiniz
01:07
but what you may not know
19
67260
2000
Ama böyle bir ortamda yetişen
01:09
is that the average age of the Afghan people is 17 years old,
20
69260
3000
Afgan halkının ortalama yaşının 17 olduğunun
01:12
which means they grow up in such an environment
21
72260
3000
ne olduğunu bilemeyebilrsiniz
01:15
and -- I repeat myself --
22
75260
2000
ve --kendimi tekrar ediyorum--
01:17
in 30 years of war.
23
77260
2000
30 yıllık bir savaşın içerisinde.
01:19
So this translates
24
79260
2000
Yani, bu aktarımlar
01:21
into ongoing violence,
25
81260
2000
sürmekte olan şiddete
01:23
foreign interests, bribery,
26
83260
2000
yabancı çıkarlarına, rüşvetçiliğe
01:25
drugs, ethnic conflicts,
27
85260
3000
bağımlılığa, etnik çatışmalara
01:28
bad health, shame, fear
28
88260
3000
kötü sağlığa, utanca , korkuya
01:31
and cumulative traumatic experiences.
29
91260
3000
ve birikerek artan travmatik tecrübelere aittir.
01:34
Local and foreign military
30
94260
2000
Bağışcılarla, resmi ve sivil kuruluşlar ile bağışcılar ile desteklenen
01:36
are supposed to build peace together with the donors
31
96260
3000
yerel ve yabancı askeri kuvvetleri
01:39
and the governmental and non-governmental organizations.
32
99260
3000
barışın yeniden inşası için gererkliydi.
01:42
And people had hope, yes,
33
102260
2000
Ve insanların umudu vardı , evet
01:44
but until they realized
34
104260
2000
fakat onlar
01:46
their situation worsens every day --
35
106260
2000
durumlarının her gün kötüye gittiğini kavrayana kadar--
01:48
either because they are being killed
36
108260
2000
çünkü onlar öldürülüyordu
01:50
or because, somehow,
37
110260
3000
yada her nasılsa,
01:53
they are poorer than eight years ago.
38
113260
3000
sekiz yıl öncesinden daha fakirdiler.
01:56
One figure for that:
39
116260
2000
Bunun için oran olarak:
01:58
54 percent of the children under the age of five years
40
118260
3000
beş yaşın altındaki çocukların yüzde elli dördü
02:01
suffer from malnutrition.
41
121260
2000
yetersiz beslenmeden mağdurdu.
02:03
Yet, there is hope.
42
123260
3000
Evet,umut var
02:06
One day a man told me,
43
126260
2000
Bir gün bir adam bana,
02:08
"My future does not look brilliant,
44
128260
2000
''geleceğimin parlak gözükmediğini'' söyledi,
02:10
but I want to have a brilliant future for my son."
45
130260
4000
fakat ''Ben oğlum için parlak bir geleceğim olmasını istiyorum''
02:14
This is a picture I took in 2005,
46
134260
2000
2005 de çektiğim bu fotoğraf,
02:16
walking on Fridays over the hills in Kabul,
47
136260
3000
Kabil'de ki tepelerin üstünde yürürken.
02:19
and for me it's a symbolic picture
48
139260
2000
Ama o benim için genç bir neslin açık geleceğin
02:21
of an open future for a young generation.
49
141260
3000
sembolik bir resmi.
02:27
So, doctors prescribe medication.
50
147260
3000
Doktorlar ilaç yazıyorlar..
02:31
And donors
51
151260
2000
...ve bağışçılar...
02:33
are supposed to bring peace
52
153260
2000
...barışı getirmek için...
02:35
by building schools and roads.
53
155260
3000
...binalar, okullar ve yollar ile bunu destekliyor.
02:40
Military collect weapons,
54
160260
2000
Ordu silahları topluyor...
02:42
and depression stays intact.
55
162260
3000
...ve bunalım bozulmadan kalıyor.
02:45
Why?
56
165260
2000
Neden?
02:47
Because people don't have tools
57
167260
2000
Çünkü insanların onunla başa çıkmak....
02:49
to cope with it, to get over it.
58
169260
3000
... ve üstesinden gelmek için araçları yok.
02:54
So, soon after my arrival,
59
174260
2000
Yani, oraya varmamdan bir süre sonra,
02:56
I had confirmed something which I had already known;
60
176260
3000
zaten bildiğim bir şeyi kabul etmiştim...
02:59
that my instruments come from the heart of modern Europe, yes.
61
179260
3000
...,araçlarım modern Avrupa'nın tam kalbinden idi, evet.
03:02
However, what can wound us
62
182260
2000
Fakat, bizi yaralayabilecek şeyler
03:04
and our reaction to those wounds --
63
184260
2000
ve bu yaralara karşı bizim tepkilerimiz,
03:06
they are universal.
64
186260
2000
evrensel olan şeyler bunlar.
03:08
And the big challenge
65
188260
2000
Ve en büyük sorun
03:10
was how to understand the meaning of the symptom
66
190260
3000
bu spesifik kültürel ortamdaki
03:13
in this specific cultural context.
67
193260
3000
belirtilerin anlayabilmekti anlayabilmekti.
03:16
After a counseling session, a woman said to me,
68
196260
3000
Bir terapi seansından sonra, bir kadın bana gelip
03:19
"Because you have felt me, I can feel myself again,
69
199260
3000
"Siz beni anladığınızdan dolayı artık ben de tekrar kendimi anlıyorum,
03:22
and I want to participate again
70
202260
2000
ve ben aile hayatımda
03:24
in my family life."
71
204260
3000
tekrar dahil olmak istiyorum"
03:27
This was very important,
72
207260
2000
Bu çok önemliydi,
03:29
because the family is central
73
209260
2000
çünkü Afgan sosyal sisteminin..
03:31
in Afghans' social system.
74
211260
3000
merkezi ailedir.
03:34
No one can survive alone.
75
214260
3000
Hiç kimse yalnız hayatta kalamaz.
03:37
And if people feel used, worthless and ashamed,
76
217260
3000
Ve insanlar kendilerini kullanılmış, değersiz ve utanmış hisseder ise,
03:40
because something horrible has happened to them,
77
220260
3000
çünkü onlar için berbat şeyler olup durmakta,
03:43
then they retreat, and they fall into social isolation,
78
223260
3000
...o zaman geri çekilirler ve sosyal soyutlanmaya içine düşerler,
03:46
and they do not dare to tell this evil
79
226260
3000
ve diğer insanlar ya da diğerlerinin sevdiği biri için
03:49
to other people or to their loved ones,
80
229260
3000
şeytana karşı gelmeye cesaret edemezler.
03:52
because they do not want to burden them.
81
232260
2000
çünkü onların sorumluluğunu taşımak istemiyorlar.
03:54
And very often violence is a way to cope with it.
82
234260
3000
Ve şiddet onunla başa çıkmak için çok sık kullanılan bir yoldur.
03:58
Traumatized people also easily lose control --
83
238260
3000
Travmatik insanlar kontrollerini kolaylıkla kaybederler--
04:01
symptoms are hyper-arousal and memory flashbacks --
84
241260
2000
belirtileri aşırı uyarılma ve hafıza geri dönüşleridir--
04:03
so people are in a constant fear
85
243260
2000
bu sebeple insanlar sürekli bi korku içesindeler
04:05
that those horrible feelings of that traumatic event
86
245260
3000
ki bu travmatik olayların korkunç hisleri
04:08
might come back unexpectedly,
87
248260
2000
hiç beklenmedik bir şekilde,
04:10
suddenly,
88
250260
2000
aniden geri dönebilir,
04:12
and they cannot control it.
89
252260
3000
ve onlar bunu kontrol edemezler.
04:15
To compensate this loss of inner control,
90
255260
3000
Bu kaybedilen iç kontrolü telafi etmek için,
04:18
they try to control the outside,
91
258260
3000
onlar dışarısını kontrol etmeye çalışıyorlar,
04:21
very understandably -- mostly the family --
92
261260
2000
kolaylıkla anlaşılır bir şekilde --çogunlukla ailecek--
04:23
and unfortunately,
93
263260
2000
ve ne yazık ki,
04:25
this fits very well
94
265260
2000
bu; geleneksel, geriletici ve baskıcı tarafa,
04:27
into the traditional side,
95
267260
3000
kültürel bağlamlardaki kısıtlayıcı tarafa
04:30
regressive side, repressive side,
96
270260
2000
kültürel bağlamlardaki kısıtlayıcı tarafa
04:32
restrictive side of the cultural context.
97
272260
3000
çok iyi oturuyor
04:36
So, husbands start beating wives,
98
276260
3000
Bu yüzden, koca eşini dövmeye başlıyor,
04:39
mothers and fathers beat their children,
99
279260
2000
anne ve babalar çocuklarını dovüyor,
04:41
and afterward, they feel awful.
100
281260
2000
ve ardından, kendilerini çok kötü hissediyorlar.
04:43
They did not want to do this, it just happened --
101
283260
2000
Onlar bunu yapmak istemediler. Birden oluverdi.
04:45
they lost control.
102
285260
2000
Kontrolü kaybettiler.
04:48
The desperate try
103
288260
2000
Düzen ve normalleşmeyi yeniden temin etmek için
04:50
to restore order and normality,
104
290260
3000
en umutsuz deneme
04:53
and if we are not able to cut this circle of violence,
105
293260
4000
ve eğer biz bu şiddet çemberini kesemez isek,
04:57
it will be transferred to the next generation without a doubt.
106
297260
3000
şüphesiz bu gelecek nesillere aktarılacak.
05:00
And partly this is already happening.
107
300260
3000
Ve bu kismen şuan meydana geliyor.
05:03
So everybody needs a sense for the future,
108
303260
3000
Bu yüzden herkes geleceğe dair bir şuura ihtiyacı var.
05:06
and the Afghan sense of the future
109
306260
2000
Ve Afganların gelecek ümitleri
05:08
is shattered.
110
308260
3000
paramparça edilmiş.
05:12
But let me repeat the words of the woman.
111
312260
3000
Fakat o kadının sözlerini tekrar etmeme izin verin.
05:15
"Because you have felt me,
112
315260
2000
"Siz beni anladığınızdan dolayı,
05:17
I can feel myself again."
113
317260
3000
artık ben de tekrar kendimi anlayabiliyorum."
05:20
So the key here is empathy.
114
320260
2000
İşte, anahtar empati.
05:22
Somebody has to be a witness
115
322260
2000
Biri size ne olduğunu gözlemlemek için
05:24
to what has happened to you.
116
324260
2000
bir şahit olmak zorunda.
05:26
Somebody has to feel how you felt.
117
326260
3000
Biri sizin ne hissettiğinizi hissetmeli.
05:29
And somebody has to see you and listen to you.
118
329260
3000
Ve biri sizi izlemeli ve dinlemeli.
05:34
Everybody must be able
119
334260
2000
Herkes birilerinin tecrube ettiklerinin doğru olduğunubile bilmeli.
05:36
to know what he or she has experienced is true,
120
336260
4000
Herkes birilerinin tecrube ettiklerinin doğru olduğunubile bilmeli.
05:40
and this only goes with another person.
121
340260
3000
Ve bu sadece bir başkasına uyuyor.
05:43
So everybody must be able to say,
122
343260
2000
Bu yüzden, herkes şunu söyleyebilmeli;
05:45
"This happened to me, and it did this with me,
123
345260
3000
"Bu benim başıma geldi, ve benimle alakalıydı.
05:48
but I'm able to live with it, to cope with it,
124
348260
2000
fakat ben buna katlanabilirim, bununla başa çıkabilirim.
05:50
and to learn from it.
125
350260
2000
ve ondan birşeyler öğrenebilirim.
05:52
And I want to engage myself
126
352260
2000
Ve ben kendimi aydınlık bir geleceğe adamak istiyorum
05:54
in the bright future for my children
127
354260
2000
çocuklarım için
05:56
and the children of my children,
128
356260
2000
ve çocuklarımın çocukları için,
05:58
and I will not marry-off my 13 year-old daughter," --
129
358260
3000
ve 13 yaşındaki kızımı evlendirmeyeceğim."
06:01
what happens too often in Afghanistan.
130
361260
3000
ki bu Afganistanda çok sık meydana gelmektedir.
06:04
So something can be done,
131
364260
2000
İşte birşeyler yapılabilir,
06:06
even in such extreme environments as Afghanistan.
132
366260
3000
Afganistan gibi çok uç ortamlarda bile.
06:09
And I started thinking about a counseling program.
133
369260
3000
Ve ben rehberlik programı hakkında düşünmeye başladım.
06:12
But, of course, I needed help and funds.
134
372260
2000
Fakat, tabiki de, fona ve yardıma ihtiyacım vardı.
06:14
And one evening,
135
374260
2000
Ve bir akşam,
06:16
I was sitting next to a very nice gentleman in Kabul,
136
376260
2000
Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum,
06:18
and he asked what I thought would be good in Afghanistan.
137
378260
3000
ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu.
06:21
And I explained to him quickly,
138
381260
2000
Ve ben ona hızlıca açıkladım,
06:23
I would train psycho-social counselors,
139
383260
3000
psiko-sosyal danışmanlar yetiştirirdim,
06:26
I would open centers, and I explained to him why.
140
386260
3000
merkezler açardım, ve ona nedenlerini açıkladım.
06:30
This man gave me his contact details at the end of the evening
141
390260
3000
Akşamın sonunda o adam bana irtibat adresini verdi.
06:33
and said, "If you want to do this, call me."
142
393260
3000
ve dedi ki " Eğer bunları yapmak isterseniz, beni arayınız."
06:36
At that time, it was the head of Caritas Germany.
143
396260
3000
O zamanlar, Almanya Caritas'ın (yardım kuruşulu) başındaydım.
06:41
So, I was able to launch a three-year project with Caritas Germany,
144
401260
3000
Bu sayede, Almanya Caritas ile birlikte 3 yıllık bir projeye start verdim,
06:44
and we trained 30 Afghan women and men,
145
404260
2000
ve 30 Afgan kadın ve erkek eğittik,
06:46
and we opened 15 counseling centers in Kabul.
146
406260
3000
ve Kabil'de 15 rehberlik merkezi açtık.
06:49
This was our sign -- it's hand-painted,
147
409260
3000
Bu bizim imzamızdı. El boyamasıydı.
06:52
and we had 45 all over Kabul.
148
412260
3000
ve tüm Kabil etrafında 45 adettik.
06:55
Eleven thousand people came -- more than that.
149
415260
2000
11000 insan geldi, hatta daha fazlası.
06:57
And 70 percent regained their lives.
150
417260
3000
Ve yüzde 70'i hayatlarını yeniden kazandı.
07:00
This was a very exciting time,
151
420260
2000
Bu çok heyecan verici bir andı,
07:02
developing this with my wonderful Afghan team.
152
422260
3000
bunu mükemmel Afgan ekibimle geliştirmek.
07:05
And they are working with me up to today.
153
425260
2000
Ve onlar o günden bu zamana kadar benimle birlikte çalışıyorlar.
07:07
We developed a culturally-sensitive
154
427260
2000
Biz kültürel olarak hassas
07:09
psycho-social counseling approach.
155
429260
3000
psiko- sosyal rehberlik yaklaşımı geliştirdik.
07:12
So, from 2008 up until today,
156
432260
3000
Böylece, 2008'den bugüne kadar,
07:15
a substantial change and step forward
157
435260
2000
mühim bir değişiklik ve ileriye doğru bi atılım
07:17
has been taking place.
158
437260
2000
vuku bulmaktadır.
07:19
The European Union delegation in Kabul
159
439260
3000
Avrupa Birliği Kabil temsil kurulu buna dahil oldu ve
07:22
came into this and hired me to work
160
442260
2000
Halk Sağlığı Bakanlığı bünyesinde çalışmak ve
07:24
inside the Ministry of Public Health,
161
444260
2000
bu yaklaşımın lobisini yapmak için
07:26
to lobby this approach --
162
446260
2000
benimle anlaştı.
07:28
we succeeded.
163
448260
2000
Başardık.
07:30
We revised the mental health component
164
450260
3000
Biz psiko-sosyal hizmetler ekleyerek ve
07:33
of the primary health care services
165
453260
2000
sisteme psiko-sosyal danışmanlar vererek
07:35
by adding psycho-social care
166
455260
2000
acil sağlık hizmetlerinin ruhsal sağlık dalını
07:37
and psycho-social counselors to the system.
167
457260
3000
yeniden hayata geçirdik.
07:40
This means, certainly, to retrain all health staff.
168
460260
3000
Bu aşikar bir şekilde bütün sağlık personelinin yeniden eğitime tabi tutmak demek.
07:43
But for that, we already have the training manuals,
169
463260
3000
Fakat yine de, biz eğitim elkitapçıklarına sahibiz,
07:46
which are approved by the Ministry
170
466260
3000
ki bunlar Bakanlık tarafında onaylıdır,
07:49
and moreover, this approach is now part
171
469260
2000
ve daha fazlası, bu yaklaşım şimdi
07:51
of the mental health strategy in Afghanistan.
172
471260
3000
Afganistan ruhsal sağlık stratejisinin bir parçası.
07:55
So we also have implemented it already
173
475260
2000
Böylece biz şimdiden 3 eyaletteki bazı seçilmiş kliniklere
07:57
in some selected clinics in three provinces,
174
477260
3000
bunu uygulamaya soktuk,
08:00
and you are the first to see the results.
175
480260
3000
ve siz sonuçları görecek ilk kişilersiniz.
08:03
We wanted to know if what is being done is effective.
176
483260
3000
Biz yapılmakta olan şeylerin etkili olup olmadığını bilmek istedik.
08:06
And here you can see
177
486260
2000
Ve işte görüyorsunuz ki,
08:08
the patients all had symptoms of depression,
178
488260
3000
hastaların hepsi depresyon belirtilerine sahiptiler,
08:11
moderate and severe.
179
491260
3000
orta seviye ve şiddetli.
08:14
And the red line is the treatment as usual --
180
494260
2000
Kırmızı çizgi alışıla gelmiş tedavi yöntemini,
08:16
medication with a medical doctor.
181
496260
2000
bir tıp doktoru eşliğindeki tıbbi tedaviyi gösteriyor.
08:18
And all the symptoms
182
498260
2000
Ve bütün belirtiler ya aynı kalıyor
08:20
stayed the same or even got worse.
183
500260
3000
ya da daha da kötüleşiyor.
08:23
And the green line is treatment with psycho-social counseling only,
184
503260
2000
Ve yeşil çizgi sadece psiko-sosyal rehberler eşliğindeki tedaviyi gösteriyor,
08:25
without medication.
185
505260
2000
tıbbi tedavi olmadan.
08:27
And you can see the symptoms almost completely go away,
186
507260
3000
Ve görüyorsunuz ki belirtiler neredeyse tamamiyle yok olmuş,
08:30
and the psycho-social stress has dropped significantly,
187
510260
3000
ve psiko-sosyal stres gözle görülür bir biçimde azaldı,
08:33
which is explicable,
188
513260
2000
ki bu açıklabilir,
08:35
because you cannot take away the psycho-social stresses,
189
515260
2000
çünkü siz psiko-sosyal stresten kurtulamazsınız,
08:37
but you can learn how to cope with them.
190
517260
3000
fakat onunla nasıl başa çıkılacağını öğrenebilirsiniz.
08:40
So this makes us very happy,
191
520260
2000
İşte, bu bizi çok mutlu etmekte,
08:42
because now we also have some evidence
192
522260
2000
çünkü simdi bizim hem elimizde çalışan
08:44
that this is working.
193
524260
3000
kanıtlar var.
08:47
So here you see,
194
527260
2000
İşte burada, görüyorsunuz,
08:49
this is a health facility in Northern Afghanistan,
195
529260
2000
Kuzet Afganistan'daki bir sağlık tesisi bu,
08:51
and every morning it looks like this all over.
196
531260
3000
ve her sabah etraf buna benziyor.
08:54
And doctors usually have three to six minutes for the patients,
197
534260
3000
Doktorların normalde bir hasta için 3-6 dakikası vardır.
08:57
but now this will change.
198
537260
2000
Fakat bu değişecek.
08:59
They go to the clinics,
199
539260
2000
Onlar kliniklere gidiyorlar,
09:01
because they want to cure their immediate symptoms,
200
541260
2000
çünkü onlar acil belirtileri tedavi etmek istiyorlar,
09:03
and they will find somebody to talk to
201
543260
2000
ve onlar orada konuşacak
09:05
and discuss these issues
202
545260
2000
bu meseleleri tartışacak birilerini buluyorlar
09:07
and talk about what is burdening them
203
547260
2000
ve onların taşıma zorunda oldukları sorumlulukların neler olduğu hakkında konuşacak
09:09
and find solutions, develop their resources,
204
549260
3000
ve çözümler bulup kaynaklar üretecek
09:12
learn tools to solve their family conflicts
205
552260
4000
kendi aile çatışmalarını çözecek yöntemleri öğrenecek
09:16
and gain some confidence in the future.
206
556260
3000
ve gelecek için güven kazanacaklardır.
09:19
And I would like to share one short vignette.
207
559260
3000
Sizinle kısa bir hikaye paylaşmak isterim.
09:23
One Hazara said to his Pashtun counselor,
208
563260
4000
Bir keresinde bir Hazara (etnik bi Afgan halkı) onun Pashtun danışmanına ( farklı bir etnik bi Afgan halkı) demiş ki;
09:27
"If we were to have met some years ago,
209
567260
3000
"Eğer biz birkaç yıl önce karşılaşsaydık,
09:30
then we would have killed each other.
210
570260
2000
birbirimizi öldürürdük.
09:32
And now you are helping me
211
572260
2000
Ve şimdi sen bana gelecek için güven kazanmam için
09:34
to regain some confidence in the future."
212
574260
3000
yardım ediyorsun."
09:37
And another counselor said to me after the training,
213
577260
3000
Diğer bir danışman eğitimden sonra bana demiş ti;
09:40
"You know, I never knew why I survived the killings in my village,
214
580260
3000
"Biliyosunuz, ben köyümdeki ölülerden niçin hayatta kaldığımı bilmiyordum.
09:44
but now I know,
215
584260
2000
fakat şimdi ben biliyorum ki
09:46
because I am part of a nucleus
216
586260
2000
bunun nedeni ben Afganistan'da
09:48
of a new peaceful society in Afghanistan."
217
588260
3000
barış içindeki yeni bir toplumun çekirdeğiyim."
09:51
So I believe this kept me running.
218
591260
3000
İnanıyorum ki bu beni çalışmama devam ettirdi.
09:54
And this is a really emancipatory and political contribution
219
594260
3000
Ve bu, barişa ve uzlaşıya gerçek bir
09:57
to peace and reconciliation.
220
597260
3000
azat ve politik bir katkıdır.
10:00
And also -- I think --
221
600260
2000
Ve yine, düşünüyorum da
10:02
without psycho-social therapy,
222
602260
2000
psiko-sosyal terapi olmadan,
10:04
and without considering this
223
604260
2000
ve bunu bütün insani projelerin içerisinde
10:06
in all humanitarian projects,
224
606260
2000
dikkate almadan
10:08
we cannot build-up civil societies.
225
608260
3000
biz sivil toplumlar inşa edemeyiz.
10:11
I thought it was an idea worth spreading,
226
611260
3000
Ben bunun yaymaya değer bir fikir olduğunu düşündüm. -- ("idea worth spreading" yaymaya değer bir fikir - TED'in sloganıdır)
10:14
and I think it must be,
227
614260
2000
ve öyle de olması gerektiğini,
10:16
can be, could be replicated elsewhere.
228
616260
3000
olabileceğini, ve başka yerlere de kopyalanabilirdi diye düşünüyorum.
10:19
I thank you for your attention.
229
619260
2000
İlginiz için teşekkür ederim.
10:21
(Applause)
230
621260
11000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7