How film transforms the way we see the world | Sharmeen Obaid-Chinoy

144,465 views ・ 2019-08-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Özlem Yıldırım Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
I'm a storyteller,
0
12977
1714
Ben bir hikâye anlatıcısı
00:14
but I'm also a troublemaker.
1
14715
2185
ve ayrıca tam bir baş belasıyım.
00:16
(Laughter)
2
16924
1048
(Gülüşmeler)
00:17
And I have a habit of asking difficult questions.
3
17996
3071
Zor zorular sorma gibi bir alışkanlığım var.
00:21
It started when I was 10 years old,
4
21510
2338
Bu, ben 10 yaşındayken başladı
00:23
and my mother, who was raising six children, had no time for them.
5
23872
4254
ve altı çocuk büyüten annemin buna hiç zamanı yoktu.
00:28
At 14, fed up with my increasingly annoying questions,
6
28691
4784
14 yaşındayken, artan can sıkıcı sorularımdan bunalan annem,
00:33
she recommended that I begin writing for the local English-language newspaper
7
33499
4527
bunları tüm ülkeye sormam için
Pakistan'da yerel bir İngilizce gazetede yazmaya başlamamı önerdi.
00:38
in Pakistan,
8
38050
2037
00:40
to put my questions out to the entire country, she said.
9
40111
3373
00:43
(Laughter)
10
43508
2062
(Gülüşmeler)
00:46
At 17, I was an undercover investigative journalist.
11
46384
3439
17 yaşındayken, araştırmacı gazeteci olarak gizli görevdeydim.
00:50
I don't even think my editor knew just how young I was
12
50413
3961
Güçlü bazı insanları karaladığım bir hikâye için görevlendirildiğimde
00:54
when I sent in a story that named and shamed
13
54398
4110
editörümün ne kadar genç olduğumu bildiğini bile sanmıyorum.
00:58
some very powerful people.
14
58532
2133
01:02
The men I'd written about wanted to teach me a lesson.
15
62204
3086
Hakkında yazdığım insanlar bana bir ders vermek istediler.
01:06
They wanted to shame me and my family.
16
66226
3828
Beni ve ailemi karalamak istediler.
01:11
They spray-painted my name and my family's name
17
71507
2959
Benim ve ailemin adını, ağza alınmayacak küfürlerle
01:14
with unspeakable profanities across our front gate
18
74490
3530
evimizin ve komşu yerlerin ön cephesine
01:18
and around our neighborhood.
19
78044
1792
sprey boya ile yazdılar.
01:19
And they felt that my father, who was a strict man of tradition,
20
79860
4606
Gelenekçi, katı bir adam olan babamın
beni durduracağını sandılar.
01:24
would stop me.
21
84490
1290
01:26
Instead, my father stood in front of me and said,
22
86168
3150
Aksine babam beni karşısına alarak
01:29
"If you speak the truth, I will stand with you,
23
89342
2677
"Eğer doğruyu söylersen senin yanında olurum,
01:32
and so will the world."
24
92043
1427
bütün dünya da öyle." dedi.
01:33
And then he got --
25
93494
1176
Ve sonra o...
01:34
(Applause)
26
94694
5063
(Alkış)
01:39
And then he got a group of people together and they whitewashed the walls.
27
99781
3769
Sonra babam, bir grup insanı topladı ve duvarları boyadılar.
01:43
(Laughter)
28
103574
1220
(Gülüşmeler)
01:44
I've always wanted my stories to jolt people,
29
104818
3172
Zor konuşmalar yaparak
01:48
to shake them into having difficult conversations.
30
108014
4184
insanları hikâyelerimle sarsmayı hep istedim.
01:52
And I felt that I would be more effective if I did something visual.
31
112655
4805
Eğer bir şeyleri görselleştirirsem daha etkili olabileceğimi düşündüm.
01:57
And so at 21, I became a documentary filmmaker,
32
117484
3479
Bu yüzden, 21 yaşındayken belgesel yapımcısı olarak kameramı,
02:00
turning my camera onto marginalized communities
33
120987
3117
savaş bölgelerinde ön saflarda yer alan marjinalleşmiş topluluklardan,
02:04
on the front lines in war zones,
34
124128
2620
02:06
eventually returning home to Pakistan,
35
126772
3344
nihayet kadına karşı şiddeti belgeleyeceğim evime,
02:10
where I wanted to document violence against women.
36
130140
2952
Pakistan'a çevirdim.
02:14
Pakistan is home to 200 million people.
37
134954
2773
Pakistan, 200 milyon insanın evi.
02:17
And with its low levels of literacy,
38
137751
2456
Düşük okuryazarlık seviyesi olan bu yerde
02:20
film can change the way people perceive issues.
39
140231
4330
film, insanların sorunları algılama şeklini değiştirebilir.
02:26
An effective storyteller speaks to our emotions,
40
146492
2960
Etkili bir hikâye anlatıcısı duygularımıza hitap eder,
02:30
elicits empathy and compassion,
41
150544
2706
empati ve merhamet uyandırır
02:33
and forces us to look at things differently.
42
153274
3818
ve bizleri farklı pencerelerden bakmaya zorlar.
02:37
In my country, film had the potential to go beyond cinema.
43
157116
5595
Ülkemde film, sinemanın ötesine gitme potansiyeline sahip.
02:42
It could change lives.
44
162735
1767
Bu hayatları değiştirebilir.
02:45
The issues that I've always wanted to raise --
45
165536
3712
Gündeme getirmek istediğim konular,
02:49
I've always wanted to hold up a mirror to society --
46
169272
2539
topluma her zaman ayna tutmak istediğim
02:51
they've been driven by my barometer of anger.
47
171835
3527
ve öfke seviyemi giderek artıran problemlerdi.
02:55
And my barometer of anger led me, in 2014, to honor killings.
48
175386
5236
2014 yılında öfke seviyem beni namus cinayetlerine yönlendirdi.
03:01
Honor killings take place in many parts of the world,
49
181397
2963
Erkeklerin koyduğu kurallara karşı gelip
03:04
where men punish women who transgress rules made by them:
50
184384
5028
kendi özgür iradeleriyle evlenmeyi ve boşanmayı seçen
03:09
women who choose to marry on their own free will;
51
189436
2970
ya da yasa dışı ilişkileri olduğundan şüphelenilen kadınların
03:12
or women who are looking for a divorce;
52
192430
2927
yine erkekler tarafından cezalandırıldığı namus cinayetleri
03:15
or women who are suspected of having illicit relationships.
53
195381
4109
dünyanın birçok yerinde gerçekleşiyor.
03:20
In the rest of the world, honor killings would be known as murder.
54
200241
3949
Dünyanın geri kalanı, namus cinayetlerini "katletme" olarak görüyor.
03:27
I always wanted to tell that story from the perspective of a survivor.
55
207979
4564
Bu hikâyeyi her zaman bir sağ kalanın bakış açısından anlatmak istemişimdir.
03:33
But women do not live to tell their tale
56
213892
3193
Ama kadınlar hikâyelerini anlatmak için yaşamıyorlar,
03:37
and instead end up in unmarked graves.
57
217109
3668
onun yerine hikâyeleri, isimsiz mezarlarda son buluyor.
03:40
So one morning when I was reading the newspaper,
58
220801
2550
Bir sabah gazetemi okuyordum,
03:43
and I read that a young woman had miraculously survived
59
223375
3726
babası ve amcası tarafından yüzünden vurulduktan sonra
03:47
after being shot in the face by her father and her uncle
60
227125
3390
mucizevi bir şekilde hayatta kalan genç bir kadının hikâyesini gördüm.
03:50
because she chose to marry a man out of her free will,
61
230539
4060
Çünkü o, özgür iradesiyle bir adamla evlenmeyi seçmişti.
03:54
I knew I had found my storyteller.
62
234623
2893
Hikâye anlatıcımı bulduğumu biliyordum.
03:58
Saba was determined to send her father and her uncle to jail,
63
238517
3989
Saba, babasını ve amcasını hapse attırmaya kararlıydı
04:02
but in the days after leaving the hospital,
64
242530
2544
ama hastaneden ayrıldıktan birkaç gün sonra
04:05
pressure mounted on her to forgive.
65
245098
3000
ona affetmesi için baskı yapıldı.
04:08
You see, there was a loophole in the law
66
248122
2329
Anlayacağınız, yasada kurbanların
04:10
that allowed for victims to forgive perpetrators,
67
250475
3634
failleri affetmelerine izin vererek
04:14
enabling them to avoid jail time.
68
254133
3183
hapisten kurtulmak için bir boşluk vardı.
04:17
And she was told that she would be ostracized
69
257889
2796
Kanun tarafından, kendisinin ve ailesinin dışlanacağı
04:20
and her family, her in-laws,
70
260709
2507
ve hepsinin toplumdan men edileceği söyleniyordu.
04:23
they would all be shunned from the community,
71
263240
2325
04:25
because many felt that her father had been well within his right,
72
265589
4083
Çünkü birçoğu, kızın suç işlemesinde babasının da
04:29
given her transgression.
73
269696
1643
payı olduğunu düşünüyordu.
04:32
She fought on --
74
272917
1260
Aylarca savaştı.
04:35
for months.
75
275235
1383
04:36
But on the final day in court,
76
276642
2720
Ama mahkemenin son gününde,
04:39
she gave a statement forgiving them.
77
279386
2776
onları affettiğine dair beyanda bulundu.
04:44
As filmmakers, we were devastated,
78
284003
2155
Film yapımcıları olarak yıkıldık.
04:46
because this was not the film that we had set out to make.
79
286182
3115
Çünkü bu, çekmeye çalıştığımız film değildi.
04:50
In hindsight, had she pressed charges, fought the case and won,
80
290070
5781
Baktığımızda, suç duyurusunda bulunsaydı, savaşsaydı ve kazansaydı
04:55
hers would have been an exception.
81
295875
1864
onunki bir istisna olurdu.
04:58
When such a strong woman is silenced,
82
298283
3580
Böyle güçlü bir kadın susturulduğunda
05:01
what chance did other women have?
83
301887
2438
diğer kadınların şansı ne olur?
05:05
And we began to think about using our film
84
305571
2317
Filmimizi insanların namus cinayetlerini algılama şeklini değiştirmek,
05:07
to change the way people perceived honor killings,
85
307912
2758
yasadaki boşluklara dikkat çekmek için
05:12
to impact the loophole in the law.
86
312086
2085
kullanmayı düşünmeye başladık.
05:15
And then our film was nominated for an Academy Award,
87
315019
3920
Sonra filmimiz, Akademi Ödülü'ne aday gösterildi,
05:18
and honor killings became headline news,
88
318963
3388
namus cinayetleri haberlerde manşet oldu.
05:22
and the prime minister, while sending his congratulations,
89
322375
3658
Başbakan tebriklerini iletirken
05:26
offered to host the first screening of the film at his office.
90
326057
3996
filmin ilk gösteriminin kendi ofisinde olmasını teklif etti.
05:30
Of course, we jumped at the chance,
91
330077
1828
Tabii ki bu şansı kaçıramazdık,
05:31
because no prime minister in the history of the country had ever done so.
92
331929
3508
çünkü ülke tarihinde hiçbir başbakan daha önce bunu yapmamıştı.
05:36
And at the screening,
93
336016
1186
Ulusal televizyonda,
05:37
which was carried live on national television,
94
337226
3588
canlı yayında naklen gösterilirken
05:40
he said something that reverberated throughout the country:
95
340838
4044
başbakan ülke genelinde saygı duyulacak bir şey söyledi:
05:44
"There is no honor in honor killings," he said.
96
344906
3419
"Namus cinayetinde onur yoktur!"
05:48
(Applause)
97
348349
6949
(Alkış)
05:55
At the Academy Awards in LA,
98
355939
3041
Los Angeles'ta Akademi Ödülleri'nde
05:59
many of the pundits had written us off,
99
359004
2444
gazetecilerin çoğu bizi yazmıştı
06:01
but we felt that in order for the legislative push to continue,
100
361472
3939
ama bizim yasama sürecinin devamı için
06:05
we needed that win.
101
365435
1474
kazanmaya ihtiyacımız vardı.
06:07
And then, my name was announced,
102
367838
2517
Sonra, adım anons edildi
ve parmak arası terliklerle zorlanarak basamakları çıktım
06:10
and I bounded up the steps in flip-flops, because I didn't expect to be onstage.
103
370379
4515
çünkü sahnede olmayı beklemiyordum.
06:14
(Laughter)
104
374918
1864
(Gülüşmeler)
06:16
And I accepted the statue, telling a billion people watching
105
376806
3682
İzleyen milyarlarca insana, Pakistan başbakanının
06:20
that the prime minister of Pakistan had pledged to change the law,
106
380512
3644
yasayı değiştirme sözü verdiğini söyleyerek ödülü aldım.
06:24
because, of course, that's one way of holding the prime minister accountable.
107
384180
3747
Çünkü, tabii ki bu başbakanı sorumlu tutmanın bir yolu.
06:27
(Laughter)
108
387951
1629
(Gülüşmeler)
06:29
And --
109
389604
1163
Ve...
06:30
(Applause)
110
390791
4476
(Alkış)
06:35
Back home, the Oscar win dominated headline news,
111
395712
4687
Ülkemde Oscar ödülü manşetlerdeydi,
06:40
and more people joined the fray,
112
400423
2440
yasadaki açıkların kapatılmasını isteyen birçok insan da
06:42
asking for the loophole in the law to be closed.
113
402887
2636
bu mücadeleye katıldı.
06:46
And then in October 2016, after months of campaigning,
114
406094
4563
Ardından aylarca süren kampanyalardan sonra,
06:50
the loophole was indeed closed.
115
410681
2152
Ekim 2016’da boşluk gerçekten kapatıldı.
06:53
(Applause)
116
413181
4282
(Alkış)
06:57
And now men who kill women in the name of honor
117
417487
3473
Şimdi namus adı altında kadınları öldüren erkekler
07:00
receive life imprisonment.
118
420984
2324
ömür boyu hapis cezası alıyor.
07:03
(Applause)
119
423986
4717
(Alkış)
07:08
Yet, the very next day,
120
428727
2556
Yine de bir sonraki gün,
07:11
a woman was killed in the name of honor,
121
431307
2332
namus adı altında bir kadın öldürüldü,
07:13
and then another and another.
122
433663
2196
ardından bir diğeri ve diğeri.
07:17
We had impacted legislation,
123
437975
2016
Yasayı değiştirdik
07:20
but that wasn't enough.
124
440753
1404
ama bu yeterli değildi.
07:22
We needed to take the film and its message to the heartland,
125
442668
4560
Kalplere, küçük kasabalara ve ülke genelindeki köylere
07:27
to small towns and villages across the country.
126
447252
3784
mesaj veren bir film çekmemiz gerekiyordu.
07:31
You see, for me, cinema can play a very positive role
127
451980
5968
Biliyorsunuz, sinema toplumun değişip şekillenmesinde
07:37
in changing and molding society in a positive direction.
128
457972
4405
olumlu yönde bir rol oynar.
07:43
But how would we get to these places?
129
463432
4060
Ama bu yerlere nasıl gideriz?
07:47
How would we get to these small towns and villages?
130
467516
2735
Bu küçük kasaba ve köylere nasıl ulaşabiliriz?
07:52
We built a mobile cinema,
131
472044
2610
Taşınabilir sinema yaptık.
07:54
a truck that would roll through the length and breadth of the country,
132
474678
4822
Öyle ki, küçük kasaba ve köylerde duran
07:59
that would stop in small towns and villages.
133
479524
2979
ve ülkenin enine boyuna her yerine giden bir kamyon.
08:03
We outfitted it with a large screen that would light up the night sky,
134
483278
4472
Gece gökyüzünü aydınlatacak büyük bir ekranla donattık
08:07
and we called it "Look But With Love."
135
487774
2703
ve ona "Bak, Ama Aşkla" adını verdik.
08:10
It would give the community an opportunity to come together
136
490501
3231
İnsanlara bir araya gelerek
08:13
and watch films in the evening.
137
493756
2157
akşam film izleme imkanı sundu.
08:15
We knew we could attract men and children in the mobile cinema.
138
495937
4482
Erkekleri ve çocukları taşınabilir sinemayla etkileyeceğimizi biliyorduk.
08:20
They would come out and watch.
139
500443
1808
Dışarı çıkar ve izlerlerdi.
08:22
But what about women?
140
502275
1380
Ya kadınlar?
08:23
In these small, rural communities that are segregated,
141
503679
3701
Bu küçük, ayrılmış olan kırsal topluluklarda
kadınların ortaya çıkmasını nasıl sağlarız?
08:27
how would we get women to come out?
142
507404
2286
08:29
We had to work with prevailing cultural norms in order to do so,
143
509714
3406
Bunu yapabilmek için kültürel normlarla hareket etmek zorunda kaldık;
08:33
and so we built a cinema inside the cinema,
144
513144
2946
kadınların korkmadan, utanmadan, rahatsız olmadan
08:36
outfitting it with seats and a screen where women could go inside and watch
145
516114
4240
içeriye girip izleyebileceği,
koltuklarla ve bir ekranla donatılmış
08:40
without fearing
146
520378
1654
08:42
or being embarrassed
147
522056
1512
sinema içinde bir sinema inşa ettik.
08:43
or harassment.
148
523592
1871
08:46
We began to introduce everyone
149
526044
3102
Dünya görüşleriyle yarışarak zihinlerini açık tutan,
08:49
to films that opened up their minds to competing worldviews,
150
529170
5323
çocukları eleştirel yorum yapmaya teşvik eden
08:54
encouraging children to build critical thinking
151
534517
2810
ve böylece sorgulamalarını sağlayacak
08:57
so that they could ask questions.
152
537351
1921
kişilerle filmde tanıştırdık.
08:59
And we expanded our scope beyond honor killings,
153
539968
3317
Faaliyet alanımızı, namus cinayetlerinin ötesine,
09:03
talking about income inequality,
154
543309
2897
gelirlerdeki eşitsizlik, çevre,
09:06
the environment,
155
546230
1617
etnik ilişkiler, dini hoşgörü
09:07
talking about ethnic relations, religious tolerance and compassion.
156
547871
4169
ve şefkat hakkında konuşarak genişlettik.
09:12
And inside, for women,
157
552064
1988
İçeride kadınlara kurban değil
09:14
we showed them films in which they were heroes, not victims,
158
554076
3003
kahraman oldukları filmleri izlettik.
09:17
and we told them how they could navigate the court system, the police system,
159
557103
4722
Haklarını öğreterek
yargı ve polis sistemine nasıl yön verebileceklerini,
09:21
educating them about their rights,
160
561849
1792
09:23
telling them where they could seek refuge
161
563665
2310
şiddet kurbanlarıysa sığınabilecekleri
09:25
if they were victims of domestic violence,
162
565999
3214
ve yardım alabilecekleri yerleri söyledik.
09:29
where they could go and get help.
163
569237
1909
09:32
We were surprised that we were welcomed in so many of the places
164
572722
3505
Gittiğimiz yerlerin birçoğunda
09:36
that we went to.
165
576251
1252
iyi karşılanınca şaşırdık.
09:40
Many of the towns had never seen television or social media,
166
580031
4741
Kasabaların çoğu, televizyon ya da sosyal medyayla ilgili hiçbir şey görmemiş
09:44
and they were eager for their children to learn.
167
584796
2375
ama çocuklarının öğrenmesi konusunda istekliydiler.
09:47
But there was also pushback and blowback
168
587195
2462
Ama aynı zamanda, beraberimizde getirdiğimiz
09:49
with the ideas that we were bringing with us.
169
589681
2404
etkiye tepki durumu vardı.
09:53
Two members of our mobile cinema team resigned
170
593362
4392
Taşınabilir sinema ekibimizin iki üyesi,
köylerden gelen tehditler yüzünden istifa etti.
09:57
because of threats from villages.
171
597778
1676
10:00
And in one of the villages that we were screening in,
172
600121
2792
Köylerin birinde film gösterimindeyken
10:02
they shut it down
173
602937
1157
filmi kapattılar.
10:04
and said they didn't want the women to know about their rights.
174
604118
3029
Kadınların haklarını bilmelerini istemediklerini söylediler.
10:07
But on the flip side, in another village when a screening was shut down,
175
607171
3915
Diğer taraftan başka bir köyde film kapatıldığında
10:11
a plainclothes policeman got up and ordered it back on,
176
611110
3927
bir sivil polis kalktı ve herkese, genç beyinleri alternatif dünya görüşüne
10:15
and stood by, protecting our team,
177
615061
2113
ve bu içeriğe maruz bırakmanın
10:17
telling everyone that it was his duty to expose the young minds
178
617198
4039
kendisinin bir görevi olduğunu söyleyerek
filmin tekrar açılmasını emretti.
10:21
to an alternative worldview and to this content.
179
621261
3674
10:25
He was an ordinary hero.
180
625455
1430
Sıradan bir kahramandı.
10:26
But we've come across so many of these heroes on our journey.
181
626909
3512
Yolculuğumuzda, bu kahramanların birçoğuyla karşılaştık.
10:31
In another town, where the men said that only they could watch
182
631301
3379
Başka bir kasabada, kadınların evde kalmak zorunda olduğunu
10:34
and the women had to stay home,
183
634704
1528
ve sadece erkeklerin izleyebileceğini
10:36
a community elder got up,
184
636256
2104
söyleyen yaşlı bir topluluk ayaklandı,
10:38
got a group of people together, had a discussion,
185
638384
3276
bir grup insan toplanıp tartıştı ve sonra hem kadınlar hem erkekler
10:41
and then both men and women sat down to watch together.
186
641684
4399
oturup birlikte izlemeye başladılar.
10:47
We are documenting what we are doing.
187
647541
2710
Ne yapıyorsak belgeliyoruz.
10:50
We talk to people.
188
650735
1586
İnsanlarla konuşuyoruz.
10:52
We adapt.
189
652345
1238
Uyum sağlıyoruz.
10:53
We change the lineup of films.
190
653607
2450
Film sırasını değiştiriyoruz.
10:56
When we show men films
191
656698
2680
Parmaklıklar ardındaki şiddeti gösteren filmleri erkeklere izlettiğimizde
10:59
that show perpetrators of violence behind bars,
192
659402
3354
11:02
we want to hit home the fact that if men are violent,
193
662780
2751
eğer şiddet yanlısı iseler bunun bir sonucunun olacağını
11:05
there will be repercussions.
194
665555
1691
yüzlerine vurmak istedik.
11:07
But we also show films where men are seen as championing women,
195
667862
5719
Ayrıca, erkeklerin kadınları şampiyon olarak gördükleri filmleri izleterek
11:13
because we want to encourage them to take on those roles.
196
673605
2695
onlara cesaret vermek istiyoruz.
11:18
For women, when we show them films in which they are heads of state
197
678740
3481
Kadınlara, kendileri devlet başkanları, avukat oldukları, doktor
11:22
or where they are lawyers and doctors and in leadership positions,
198
682245
4094
ya da lider pozisyonda oldukları filmleri izlettiğimizde bu noktalara gelmeleri için
11:26
we talk to them and encourage them to step into those roles.
199
686363
3093
onlarla konuşup cesaret veriyoruz.
11:30
We are changing the way people in these villages interact,
200
690378
4772
Bu köylerdeki insanların etkileşim şeklini değiştiriyoruz
11:35
and we're taking our learnings into other places.
201
695174
3515
ve öğrendiklerimizi başka yerlere götürüyoruz.
11:38
Recently, a group contacted us and wants to take our mobile cinema
202
698713
4411
Geçenlerde bir grup, taşınabilir sinemamızı
Bangladeş'ten Suriye'ye götürmek istediklerini söyledi.
11:43
to Bangladesh and Syria,
203
703148
1502
11:44
and we're sharing our learnings with them.
204
704674
2251
Biz de bildiklerimizi onlarla paylaşıyoruz.
11:47
We feel it's really important
205
707949
2420
Yaptığımız şeyin hakkını verip
11:50
to take what we are doing and spread it across the world.
206
710393
4330
dünyaya yayılmasının gerçekten önemli olduğunu düşünüyoruz.
11:55
In small towns and villages across Pakistan,
207
715282
2752
Pakistan'ın küçük köy ve kasabalarında
11:58
men are changing the way they interact with women,
208
718058
3018
erkeklerin kadınlarla etkileşim yolu,
12:01
children are changing the way they see the world,
209
721100
3397
çocukların da dünyaya bakışı
12:04
one village at a time, through cinema.
210
724521
2576
sinema yoluyla değişiyor.
12:07
Thank you.
211
727121
1156
Teşekkür ederim.
12:08
(Applause)
212
728301
6999
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7