4 steps to ending extreme poverty | Shameran Abed

99,198 views ・ 2020-09-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Nihal Aksakal
00:12
We are witness to monumental human progress.
0
12846
3138
Bizler muazzam insan gelişiminin tanıklarıyız.
00:16
Over the past few decades, the expansion of the global marketplace
1
16452
3433
Geçtiğimiz son 10 yılda küresel piyasanın büyümesi
00:19
has lifted a third of the world's population out of extreme poverty.
2
19909
4781
dünya nüfusunun 3'te 1'ini aşırı yoksulluktan çekip çıkardı.
00:24
Yet we are also witness to an astounding failure.
3
24714
2979
Yine de şaşırtıcı bir başarısızlığın da tanıklarıyız.
00:28
Our efforts to lift people up
4
28222
1766
İnsanları yükseltme çabalarımız,
00:30
have left behind those in the harshest forms of poverty,
5
30012
3462
yoksulluğu en haşin şekilde yaşayan aşırı yoksulları geride bıraktı.
00:33
the ultra-poor.
6
33498
1521
00:35
What it means to be ultra-poor goes beyond the monetary definition
7
35043
4121
Bu da aşırı yoksulların, günde 2 dolardan daha az bir parayla yaşamak gibi
00:39
that we're all familiar with:
8
39188
1854
hepimizin aşina olduğu mali tanımın ötesine geçtikleri anlamına geliyor.
00:41
living on less than two dollars a day.
9
41066
2170
00:43
It goes even beyond not having assets
10
43620
3227
Çiftlik hayvanı ya da arsa gibi mülk sahibi olmamanın bile ötesine geçiyorlar.
00:46
like livestock or land.
11
46871
2039
00:48
To be ultra-poor means to be stripped of your dignity,
12
48934
4068
Aşırı yoksul olmak itibarınızdan, amacınızdan
00:53
purpose and self-worth.
13
53026
1632
ve öz saygınızdan yoksun olmanız anlamına geliyor.
00:55
It means living in isolation,
14
55114
1971
Kendi topluluğunuza yük olduğunuz için
00:57
because you're a burden to your own community.
15
57109
2321
izole bir şekilde yaşamanız anlamına geliyor.
01:00
It means being unable to imagine a better future
16
60004
3317
Kendiniz ve aileniz için daha iyi bir gelecek
hayal edemeyeceğiniz anlamına geliyor.
01:03
for yourself and your family.
17
63345
1659
01:05
By the end of 2019,
18
65941
1823
2019 yılının sonuna kadar
01:07
about 400 million people were living in ultra-poverty worldwide.
19
67788
4906
dünya çapında 400 milyon insan aşırı yoksulluk içinde yaşıyordu.
01:12
That's more than the populations of the United States and Canada combined.
20
72718
4607
Bu sayı, Amerika ve Kanada'nın nüfuslarının birleşiminden daha fazla.
01:18
And when calamity strikes,
21
78071
1671
Bir pandemi, doğal afet
01:19
whether it's a pandemic, a natural disaster or a manmade crisis,
22
79766
4533
veya insan işi bir kriz fark etmeksizin bir felaket olduğunda
01:24
these numbers spike astronomically higher.
23
84323
2865
bu sayılar aşırı derecede daha da yükseliyor.
01:28
My father, Fazle Abed, gave up a corporate career
24
88038
3776
Babam Fazle Abed, 1972 yılında Bangladeş'te
01:31
to establish BRAC here in Bangladesh in 1972.
25
91838
3879
BRAC'ı kurmak için kurumsal kariyerini bıraktı.
01:35
Bangladesh was a wreck,
26
95741
1831
Yıkıcı bir kasırgayla uğraşırken ardından gelen
01:37
having just gone through a devastating cyclone
27
97596
2926
vahşi bir bağımsızlık savaşı yüzünden
01:40
followed by a brutal war for independence.
28
100546
2819
Bangladeş bir enkaz halindeydi.
01:43
Working with the poorest of the poor, my father realized
29
103849
3583
Babam, yoksulların en yoksuluyla çalışırken
01:47
that poverty was more than the lack of income and assets.
30
107456
4161
yoksulluğun gelir ve mülk yokluğundan daha fazla bir şey olduğunu fark etti,
01:51
It was also a lack of hope.
31
111641
2530
aynı zamanda umut yokluğuydu.
01:54
People were trapped in poverty,
32
114965
2084
İnsanlar yoksullukta kapana kısılmışlardı
01:57
because they felt their condition was immutable.
33
117073
3723
çünkü durumlarının değişmez bir şey olduğunu hissediyorlardı.
02:00
Poverty, to them, was like the sun and the moon --
34
120820
3008
Onlar için yoksulluk güneş ve ay gibiydi,
02:03
something given to them by God.
35
123852
2324
onlara Tanrı tarafından verilmiş bir şey gibiydi.
02:06
For poverty reduction programs to succeed,
36
126703
2918
Yoksulluğu azaltan programların başarılı olabilmesi için
02:09
they would need to instill hope and self-worth
37
129645
3030
umut ve öz değer aşılamaları gerekiyordu,
02:12
so that, with a little support,
38
132699
2108
böylece küçük bir destekle
02:14
people could lift themselves out of poverty.
39
134831
2446
insanlar kendilerini yoksulluktan çekip çıkarabilirdi.
02:17
BRAC went on to pioneer the graduation approach,
40
137737
3391
BRAC, hem gelir yoksulluğuna hem de umut yoksulluğuna değinerek
02:21
a solution to ultra-poverty that addresses both income poverty
41
141152
4081
aşırı yoksulluğa bir çözüm olan sınıflandırma yaklaşımına öncü oldu.
02:25
and the poverty of hope.
42
145257
1722
02:27
The approach works primarily with women,
43
147487
2396
Bu yaklaşım özellikle kadınlarda işe yarıyor
02:29
because women are the most affected by ultra-poverty
44
149907
3234
çünkü kadınlar aşırı yoksulluktan en çok etkilenenler
02:33
but also the ones most likely to pull themselves and their families
45
153165
3339
ama aynı zamanda kendilerini ve ailelerini
yoksulluktan çekip çıkarabilecek olanlar onlar.
02:36
out of it.
46
156528
1152
02:37
Over a two-year period,
47
157704
1633
İki yıllık bir dönem boyunca esas olarak 4 şey yapıyoruz.
02:39
we essentially do four things.
48
159361
2067
02:41
One, we meet a woman's basic needs
49
161769
3220
İlk olarak bir kadına yemek ve para vererek,
02:45
by giving her food or cash,
50
165013
2495
hayatta kalmasını garantiye alarak temel ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
02:47
ensuring the minimum to survive.
51
167532
2580
02:50
Two, we move her towards a decent livelihood
52
170136
3226
İkinci olarak çiftlik hayvanı gibi bir mülk vererek
02:53
by giving her an asset, like livestock,
53
173386
2883
onu daha düzgün bir geçim kaynağına yönlendiriyoruz
02:56
and training her to earn money from it.
54
176293
2764
ve para kazanabilmesi için onu eğitiyoruz.
02:59
Three, we train her to save, budget
55
179081
3274
Üçüncü olarak yeni varlığını koruması, bütçelendirmesi
03:02
and invest her new wealth.
56
182379
1869
ve onunla yatırım yapabilmesi için onu eğitiyoruz.
03:04
And four, we help to integrate her socially,
57
184272
3548
Dördüncü olarak ona ilk önce kendi gibi olan kadınlardan oluşan gruplarla
03:07
first into groups of women like her
58
187844
2336
daha sonra da topluluğuyla kaynaşması için yardım ediyoruz.
03:10
and then into her community.
59
190204
1853
03:12
Each of these elements is key to the success of the others,
60
192573
3674
Bütün bu ilkelerin her biri diğerlerinin başarısının anahtarı
03:16
but the real magic is the hope and sense of possibility
61
196271
3738
ama asıl sihir, kadınların aldıkları yakın akıl hocalığı boyunca
03:20
the women develop through the close mentorship they receive.
62
200033
3569
geliştirdikleri umut ve sorumluluk hissi.
03:24
Let me tell you about Jorina.
63
204098
2371
Size Jorina'dan bahsedeyim.
03:26
Jorina was born in a remote village in northern Bangladesh.
64
206493
4440
Jorina, kuzey Bangladeş'te uzak bir köyde doğdu.
03:30
She never went to school,
65
210957
1492
Okula hiç gitmedi
03:32
and at the age of 15, she was married off to an abusive husband.
66
212473
4174
ve 15 yaşında istismarcı bir kocayla evlendirildi.
03:36
He eventually abandoned her,
67
216671
2039
Nihayetinde kocası, Jorina'ya hiç gelir bırakmayarak
03:38
leaving her with no income
68
218734
1780
okula gitmeyen ve ciddi şekilde yetersiz beslenmiş
03:40
and two children who were not in school and were severely malnourished.
69
220538
4509
2 çocuğuyla Jorina'yı terk etti.
03:45
With no one to turn to for help,
70
225071
2265
Yardım isteyecek kimsesi olmadığı için hiç umudu yoktu.
03:47
she had no hope.
71
227360
1468
03:49
Jorina joined BRAC's Graduation program in 2005.
72
229366
4168
Jorina, 2005'te BRAC'ın eğitim programına katıldı.
03:54
She received a dollar a week,
73
234050
1949
Haftada bir dolar, iki inek,
03:56
two cows,
74
236023
1159
girişim eğitimi ve bir akıl hocasından haftalık ziyaret aldı.
03:57
enterprise training
75
237206
1551
03:58
and a weekly visit from a mentor.
76
238781
2238
04:01
She began to build her assets,
77
241499
1965
Kendi mülklerini inşa etmeye başladı
04:03
but most importantly,
78
243488
1695
ama en önemlisi de kendisi ve çocukları için
04:05
she began to imagine a better future for herself and her children.
79
245207
3893
daha iyi bir gelecek hayal etmeye başladı.
04:09
If you were visit Jorina's village today,
80
249611
2845
Eğer bugün Jorina'nın köyünü ziyaret etseniz
04:12
you would find that she runs the largest general store in her area.
81
252480
3946
bölgesindeki en büyük marketi işlettiğini görürsünüz.
04:16
She will proudly show you the land she bought
82
256450
2476
Size, aldığı araziyi ve inşa ettiği evi gururla gösterir.
04:18
and the house she built.
83
258950
1559
04:21
Since we began this program in 2002,
84
261125
3220
2002'de bu programa başladığımızdan beri
04:24
two million Bangladeshi women
85
264369
1912
2 milyon Bangladeşli kadın
04:26
have lifted themselves and their families out of ultra-poverty.
86
266305
3858
kendilerini ve ailelerini aşırı yoksulluktan çekip çıkardı.
04:30
That's almost nine million people.
87
270187
2339
Bu neredeyse 9 milyon insan demek.
04:33
The program, which costs 500 dollars per household,
88
273026
3597
Her hane için 500 dolara mal olan program sadece 2 yıldır yürürlükte
04:36
runs for only two years,
89
276647
1709
ama etkisi bunun çok daha ötesine geçiyor.
04:38
but the impact goes well beyond that.
90
278380
2584
04:40
Researchers at the London School of Economics found
91
280988
3043
Londra Ekonomi Okulu'ndaki araştırmacılar,
04:44
that even seven years after entering the program,
92
284055
2851
programa katıldıktan 7 yıl sonra bile katılımcıların %92'sinin
04:46
92 percent of participants had maintained or increased
93
286930
4534
gelirlerini, mülklerini ve tüketimlerini devam ettirdiklerini
04:51
their income, assets and consumption.
94
291488
2504
ya da yükselttiklerini buldu.
04:54
Esther Duflo and Abhijit Banerjee,
95
294531
2267
Geçen yıl Nobel Ödülü'nü kazanan
04:56
the MIT economists who won the Nobel Prize last year,
96
296822
3417
iki MIT ekonomisti Esther Duflo ve Abdhijit Banerjee,
05:00
led multicountry evaluations
97
300263
2386
eğitimi yoksulluk tuzağını bozmada
05:02
that identified graduation as one of the most effective ways
98
302673
3921
en etkili yol olarak tanımlayan
çok ülkeli değerlendirmeye öncülük ettiler.
05:06
to break the poverty trap.
99
306618
1755
05:08
But my father wasn't content
100
308742
2043
Ama babam bazı insanlar için işe yarayan
05:10
to have found a solution that worked for some people.
101
310809
3257
bir çözüm bulmuş olmaktan memnun değildi.
05:14
He always wanted to know whether we were being ambitious enough
102
314090
3526
Ölçeklendirme konusunda yeterince istekli
olup olmadığımızı her zaman bilmek istiyordu.
05:17
in terms of scale.
103
317640
1373
05:19
So when we achieved nationwide scale in Bangladesh,
104
319037
3739
Bangladeş'te ülke çapındaki ölçeklere ulaştığımızda
05:22
he wanted to know how we could scale it globally.
105
322800
3100
bunu küresel olarak nasıl ölçebileceğimizi bilmek istedi
05:26
And that has to involve governments.
106
326313
2654
ve bu, devletleri de içermek zorunda.
05:28
Governments already dedicate billions of dollars
107
328991
2790
Devletler çoktan milyarlarca dolarlarını
05:31
on poverty reduction programs.
108
331805
2446
yoksulluğu azaltan programlara adamışlar.
05:34
But so much of that money is wasted,
109
334275
2557
Ama bu paranın büyük çoğunluğu boşa harcanmış
05:36
because these programs either don't reach the poorest,
110
336856
3137
çünkü bu programlar ya yoksullara ulaşmamış
05:40
and even the ones that do fail to have significant long-term impact.
111
340017
4457
ya da ulaşsalar bile uzun süreli etki yaratmada başarısız olmuşlar.
05:45
We are working to engage governments
112
345085
2654
Eğitim programlarını sahiplenmelerinde ve ölçeklendirmelerinde
05:47
to help them to adopt and scale graduation programs themselves,
113
347763
4438
yardımcı olmak için devletleri bağlamak üzerine çalışıyoruz.
05:52
maximizing the impact of the billions of dollars
114
352225
3903
Milyarlarca doların etkisini en üst düzeye çıkararak
05:56
they already allocate to fight ultra-poverty.
115
356152
3027
çoktan aşırı yoksullukla savaşmaya ayırdılar.
05:59
Our plan is to help another 21 million people
116
359898
3960
Planımız, tesis içi ve her ülkeye iliştirilmiş BRAC ekipleriyle
06:03
lift themselves out of ultra-poverty
117
363882
2467
önümüzdeki 6 yıl boyunca 8 ülkedeki
06:06
in eight countries over the next six years
118
366373
3204
21 milyon insana kendilerini aşırı yoksulluktan
06:09
with BRAC teams on-site and embedded in each country.
119
369601
4152
çekip çıkarmaları için yardım etmek.
06:14
In July of 2019, my father was diagnosed with terminal brain cancer
120
374410
5404
2019'un temmuz ayında babama terminal beyin kanseri tanısı kondu
06:19
and given four months to live.
121
379838
1884
ve 4 ay daha yaşayacağı söylendi.
06:22
As he transitioned out of BRAC after leading the organization for 47 years,
122
382360
5174
Kuruluşu 47 yıl yönettikten sonra BRAC'den ayrıldığında
06:27
he reminded us that throughout his life,
123
387558
2971
bize, hayatı boyunca iyimserliği
06:30
he saw optimism triumph over despair,
124
390553
3253
umutsuzluğa karşı bir zafer olarak gördüğünü,
06:33
that when you light the spark of self-belief in people,
125
393830
3324
insanlarda kendine inancın kıvılcımını yaktığında
en yoksulun bile hayatını dönüştürebileceğini hatırlattı.
06:37
even the poorest can transform their lives.
126
397178
3398
06:41
My father passed away in December.
127
401375
2167
Babam Aralık ayında vefat etti.
06:45
He lit that spark for millions of people,
128
405149
3374
Milyonlarca insan için o kıvılcımı yaktı
06:48
and in the final days of his life,
129
408547
2011
ve hayatının son günlerinde
06:50
he implored us to continue to do so for millions more.
130
410582
4764
daha milyonlarcası için öyle yapmaya devam etmemizi rica etti.
06:55
This opportunity is ours for the taking,
131
415887
3084
Bu fırsat bizim elimizde
06:58
so let's stop imagining a world without ultra-poverty
132
418995
3471
bu yüzden aşırı yoksulluğun olmadığı bir dünya hayal etmeyi bırakalım
07:02
and start building that world together.
133
422490
2835
ve o dünyayı birlikte inşa etmeye başlayalım.
07:05
Thank you.
134
425707
1237
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7