The gospel of doubt | Casey Gerald

142,519 views ・ 2016-04-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Yuvacı Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
There we were,
0
12823
1286
İşte oradaydık,
00:15
souls and bodies packed into a Texas church
1
15354
3384
ruhlar ve bedenler hayatlarımızın son gecesinde
00:19
on the last night of our lives.
2
19428
2221
Teksas'ta bir kiliseye tıkılmış.
00:22
Packed into a room just like this,
3
22856
1843
Aynen böyle bir odaya tıkılmış,
00:25
but with creaky wooden pews draped in worn-down red fabric,
4
25542
4752
ama aşınmış kırmızı bir kumaşla kaplı gıcırdayan sıraları olan,
00:31
with an organ to my left and a choir at my back
5
31287
2671
solumda bir org ve arkamda bir koro ile
00:33
and a baptism pool built into the wall behind them.
6
33982
2880
ve arkalarındaki duvarın içine yapılmış vaftiz havuzu olan.
00:37
A room like this, nonetheless.
7
37502
2769
İşte yine de böyle bir oda.
00:41
With the same great feelings of suspense,
8
41356
2704
Şüphenin aynı harika hissiyle,
00:45
the same deep hopes for salvation,
9
45080
2488
aynı derin kurtuluş umuduyla,
00:48
the same sweat in the palms
10
48743
1636
aynı terli avuçlarla
00:50
and the same people in the back not paying attention.
11
50403
3491
ve arkada ilgisizce takılan aynı insanlarla.
00:53
(Laughter)
12
53918
1927
(Gülüşmeler)
00:56
This was December 31, 1999,
13
56770
3646
31 Aralık 1999'du.
01:01
the night of the Second Coming of Christ,
14
61033
2503
İsa'nın ikinci gelişinin gecesi,
01:04
and the end of the world as I knew it.
15
64222
2470
ve bildiğim kadarıyla dünyanın sonu idi.
01:08
I had turned 12 that year
16
68022
1626
O yıl 12 yaşına basmıştım
01:09
and had reached the age of accountability.
17
69672
2319
ve mesuliyet yaşına erişmiştim.
01:12
And once I stopped complaining
18
72742
1800
Ve İsa'nın dönüşünün tam da
01:14
about how unfair it was that Jesus would return
19
74566
2451
yaptıklarımdan sorumlu olma zamanıma denk gelmesinin
01:17
as soon as I had to be accountable for all that I had done,
20
77041
3489
adil olmadığından hayıflanmayı bıraktığım anda
01:20
I figured I had better get my house in order very quickly.
21
80554
2963
evime hemen çekidüzen vermem gerektiğine karar verdim.
01:24
So I went to church as often as I could.
22
84448
1943
Ve olabildiğince sık kiliseye gittim.
01:26
I listened for silence as anxiously as one might listen for noise,
23
86415
4832
Gürültü nasıl kaygıyla dinleniyorsa öyle dinledim sessizliği
01:31
trying to be sure that the Lord hadn't pulled a fast one on me
24
91271
3090
ve Tanrı'nın beni kandırıp erken davranmayacağından
01:34
and decided to come back early.
25
94385
1575
emin olmaya çalıştım.
01:36
And just in case he did,
26
96813
1491
Ve belki öyle yaptıysa diye
01:38
I built a backup plan,
27
98988
1626
bir B planı yaptım,
01:41
by reading the "Left Behind" books that were all the rage at the time.
28
101277
3881
o zamanlar çok moda olan "geçmişte kaldı" kitaplarını okuyarak.
01:45
And I found in their pages
29
105651
1464
Ve sayfaların arasında
01:47
that if I was not taken in the rapture at midnight,
30
107139
2741
buldum ki, beni gece mahmurluğunda götürmezlerse,
01:49
I had another shot.
31
109904
1254
bir atış daha yapabilirim.
01:51
All I had to do was avoid taking the mark of the beast,
32
111958
3047
Tek yapmam gereken canavarın dikkatini çekmemek
01:55
fight off demons, plagues and the Antichrist himself.
33
115808
3112
şeytanlar, felaketler ve deccal ile savaşmaktı.
01:58
It would be hard --
34
118944
1187
Zor olacaktı.
02:00
(Laughter)
35
120155
3169
(Gülüşmeler)
02:03
but I knew I could do it.
36
123348
1558
Ama yapabileceğimi biliyordum.
02:04
(Laughter)
37
124930
1503
(Gülüşmeler)
02:06
But planning time was over now.
38
126457
1788
Fakat planlama zamanı bitmişti.
02:08
It was 11:50pm.
39
128269
1816
Saat 23:50 olmuştu.
02:10
We had 10 minutes left,
40
130109
1162
10 dakikamız kalmıştı ki,
02:11
and my pastor called us out of the pews and down to the altar
41
131295
2994
papaz bizi sıralardan mihraba götürdü.
02:14
because he wanted to be praying when midnight struck.
42
134313
4136
Gece yarısı olduğunda dua ediyor olmak istemişti.
02:19
So every faction of the congregation
43
139808
2010
Dolayısıyla tüm cemaat
02:21
took its place.
44
141842
1303
yerini aldı.
02:23
The choir stayed in the choir stand,
45
143169
1746
Koro yerinde kaldı.
02:24
the deacons and their wives --
46
144939
1473
Asistan papazlar ve eşleri
02:26
or the Baptist Bourgeoisie as I like to call them --
47
146436
2503
-- ya da benim deyimimle vaftiz burjuvazisi --
02:28
(Laughter)
48
148963
1286
(Gülüşmeler)
02:30
took first position in front of the altar.
49
150273
2207
mihrabın önünde ilk sırayı aldı.
02:32
You see, in America,
50
152504
1685
Görüyorsunuz, Amerika'da
02:34
even the Second Coming of Christ has a VIP section.
51
154824
3061
İsa'nın dönüşü için bile VIP yeri var.
02:37
(Laughter)
52
157909
2330
(Gülüşmeler)
02:40
(Applause)
53
160263
2000
(Alkışlar)
02:45
And right behind the Baptist Bourgeoisie
54
165187
2389
Ve hemen vaftiz burjuvazisinin arkasında
02:47
were the elderly --
55
167600
1929
yaşlılar vardı.
02:49
these men and women whose young backs had been bent under hot suns
56
169553
4888
Gençken Doğu Teksas'ın pamuk tarlalarında
02:54
in the cotton fields of East Texas,
57
174465
1981
kızgın güneş altında sırtları eğilen
02:57
and whose skin seemed to be burnt a creaseless noble brown,
58
177137
3716
ve ciltleri Doğu Teksas'ın toprağı gibi kırışıksız,
03:00
just like the clay of East Texas,
59
180877
1674
soylu bir kahverengiye dönen,
03:03
and whose hopes and dreams for what life might become
60
183119
2485
ve Doğu Teksas dışında hayatın nasıl olabileceğine
03:05
outside of East Texas
61
185628
1151
dair ümit ve hayalleri
03:06
had sometimes been bent and broken
62
186803
1643
bazen sırtlarından bile çok
03:08
even further than their backs.
63
188470
1499
bükülen ve kırılan insanlar.
03:09
Yes, these men and women were the stars of the show for me.
64
189993
3880
Evet, bu erkek ve kadınlar bana göre gösterinin yıldızlarıydı.
03:14
They had waited their whole lives for this moment,
65
194742
2338
Bütün hayatları boyunca bu anı beklediler,
03:17
just as their medieval predecessors had longed for the end of the world,
66
197104
3975
ortaçağ atalarının dünyanın sonunu beklemeleri gibi,
03:21
and just as my grandmother waited for the Oprah Winfrey Show
67
201900
2997
ve büyükannemin her gün 4'te Oprah Winfret Show'un
03:24
to come on Channel 8 every day at 4 o'clock.
68
204921
2245
Kanal 8'de çıkmasını beklemesi gibi.
03:28
And as she made her way to the altar,
69
208242
1949
Büyükkannem mihraba giderken,
03:30
I snuck right in behind her,
70
210215
2095
arkasına gizlice sokuldum,
03:32
because I knew for sure
71
212334
1974
çünkü onun cennete
03:34
that my grandmother was going to heaven.
72
214332
2076
gittiğinden emindim.
03:37
And I thought that if I held on to her hand during this prayer,
73
217126
4305
Ve düşündüm ki, bu dua boyunca ona tutunursam, ben de onunla beraber
03:42
I might go right on with her.
74
222282
1873
cennete gidebilirdim.
03:44
So I held on
75
224976
1325
Ve tutunmaya devam ettim,
03:46
and I closed my eyes
76
226802
1666
gözlerimi kapadım,
03:49
to listen,
77
229070
1150
dinlemek ve
03:50
to wait.
78
230678
1150
beklemek için.
03:52
And the prayers got louder.
79
232314
1524
Ve dualar daha da sesli oldu.
03:54
And the shouts of response to the call of the prayer
80
234428
2441
Ve dualara cevap veren sesler
03:56
went up higher even still.
81
236893
1403
daha da yükseldi.
03:58
And the organ rolled on in to add the dirge.
82
238725
2401
Ve org da ayin müziğiyle oyuna girdi.
04:01
And the heat came on to add to the sweat.
83
241150
2193
Ve sıcaklık da teri artırmaya geldi.
04:03
And my hand gripped firmer,
84
243660
1316
Daha da sıktım ellerimi,
04:05
so I wouldn't be the one left in the field.
85
245000
2013
böylece alanda yalnız kalan olmayacaktım.
04:07
My eyes clenched tighter
86
247037
1199
Gözlerimi sıkıca yumdum,
04:08
so I wouldn't see the wheat being separated from the chaff.
87
248260
2972
böylece sapın samandan ayrıldığı ana tanık olmayacaktım.
04:11
And then a voice rang out above us:
88
251256
2369
Sonra yukarıdan bir ses geldi:
04:14
"Amen."
89
254269
1174
"Amin."
04:17
It was over.
90
257474
1154
Bitmişti.
04:20
I looked at the clock.
91
260044
1302
Saate baktım.
04:22
It was after midnight.
92
262643
1293
Gece yarısından sonraydı.
04:25
I looked at the elder believers
93
265081
1937
Kurtarıcıları gelmeyen
04:27
whose savior had not come,
94
267697
1868
yaşlı inananlara baktım,
04:30
who were too proud to show any signs of disappointment,
95
270205
2817
hayal kırıklığı ibaresi göstermek için fazla gururlulardı,
04:33
who had believed too much and for too long
96
273046
2393
o kadar uzun zamandır o kadar çok inanmışlardı ki
04:35
to start doubting now.
97
275972
1613
şu an şüpheye düşemezlerdi.
04:39
But I was upset on their behalf.
98
279029
2813
Ama ben onlar adına üzgündüm.
04:42
They had been duped,
99
282650
1689
Kandırılmış, aldatılmış ve
04:44
hoodwinked, bamboozled,
100
284363
1509
oyuna getirilmişlerdi ve
04:45
and I had gone right along with them.
101
285896
2025
ben de onlarla beraber gitmiştim.
04:48
I had prayed their prayers,
102
288659
1371
Onların dualarını etmiş,
04:50
I had yielded not to temptation as best I could.
103
290054
2946
olabildiğince yoldan çıkmamaya çalışmıştım.
04:53
I had dipped my head not once, but twice
104
293024
2420
Burnumu akıtan o vaftiz havuzuna
04:56
in that snot-inducing baptism pool.
105
296074
2365
iki kere kafamı sokmuştum.
04:58
I had believed.
106
298463
1263
İnanmıştım.
05:01
Now what?
107
301355
1176
Peki ya şimdi?
05:03
I got home just in time to turn on the television
108
303706
3115
Televizyonu açmak için eve tam zamanında gittim
05:06
and watch Peter Jennings announce the new millennium
109
306845
2444
ve Peter Jennings'in tüm dünyaya milenyumu
05:09
as it rolled in around the world.
110
309313
1689
anonsuna yetişmiştim.
05:11
It struck me that it would have been strange anyway,
111
311475
4366
Birden aklıma geldi, İsa'nın farklı zaman dilimlerine göre
05:15
for Jesus to come back again and again
112
315865
2380
tekrar tekrar gelmesi
05:18
based on the different time zones.
113
318269
1636
çok tuhaf olacaktı zaten.
05:19
(Laughter)
114
319929
5313
(Gülüşmeler)
05:27
And this made me feel even more ridiculous --
115
327037
2173
Ve bu beni daha da aptal hissettirdi.
05:30
hurt, really.
116
330354
1201
İncinmiş, gerçekten.
05:33
But there on that night, I did not stop believing.
117
333076
3169
Fakat orada o gece inanmaktan vazgeçmedim.
05:37
I just believed a new thing:
118
337197
1584
Sadece yeni bir şeye inandım;
05:39
that it was possible not to believe.
119
339487
2432
inanmamanın mümkün olduğuna.
05:42
It was possible the answers I had were wrong,
120
342894
2412
Aldığım cevapların yanlış olduğuna inanmamak mümkündü,
05:45
that the questions themselves were wrong.
121
345330
2347
soruların da yanlış olduğuna inanmak da.
05:47
And now, where there was once a mountain of certitude,
122
347701
3562
Ve şimdi, koca bir kesinlik dağının olduğu yerde,
05:51
there was, running right down to its foundation,
123
351772
2811
kaynağına doğru giden
05:55
a spring of doubt,
124
355168
1553
bir şüphe akıntısı vardı,
05:57
a spring that promised rivers.
125
357691
1770
nehirleri vaat eden bir akıntı.
06:00
I can trace the whole drama of my life
126
360357
3133
Bütün hayat hikayemi kilisedeki
06:03
back to that night in that church
127
363514
1626
o geceye kadar izleyebilirim,
06:05
when my savior did not come for me;
128
365164
2082
kurtarıcımın gelmediği o geceye;
06:08
when the thing I believed most certainly
129
368069
2522
en çok inandığım şeyin
06:11
turned out to be, if not a lie,
130
371328
1997
yalan değilse bile, tamamen doğru
06:13
then not quite the truth.
131
373841
1620
olmadığını gördüğüm geceye.
06:16
And even though most of you prepared for Y2K in a very different way,
132
376355
3795
Çoğunuzun Y2K problemi için farklı şekillerde hazırlık yapmasına rağmen,
06:20
I'm convinced that you are here
133
380937
2385
şuna inaniyorum ki, buradasınız
06:23
because some part of you has done the same thing that I have done
134
383346
3908
çünkü bir kısmınız benim yaptığımın aynısını yaptı,
06:27
since the dawn of this new century,
135
387278
2023
bu yüzyılın başından beri,
annemin gidişinden, babamın uzak duruşundan ve efendinin
06:30
since my mother left and my father stayed away
136
390014
2446
06:32
and my Lord refused to come.
137
392484
1681
gelmeyi reddetmesinden beri.
06:34
And I held out my hand,
138
394867
1487
Ve elimi uzattım,
06:36
reaching for something to believe in.
139
396378
2952
inanmak için bir şey bulmak amacıyla.
06:40
I held on when I arrived at Yale at 18,
140
400587
2892
18 yaşında Yale'e gittiğimde bekledim,
06:44
with the faith that my journey from Oak Cliff, Texas
141
404318
2514
Oak Cliff, Texas'tan başlayan yolcuğumdaki inançla,
06:46
was a chance to leave behind all the challenges I had known,
142
406856
3689
bildiğim tüm meydan okumaları geride bırakmak için bir şanstı,
06:50
the broken dreams and broken bodies I had seen.
143
410569
2831
gördüğüm tüm hayal kırıklıklarını, tüm kırılmış bedenleri.
06:54
But when I found myself back home one winter break,
144
414542
3537
Ve bir kış tatilinde eve döndüğüm zaman,
06:59
with my face planted in the floor,
145
419133
2075
yüzüm yere dönük,
07:02
my hands tied behind my back
146
422268
2335
ellerim arkadan bağlı,
07:05
and a burglar's gun pressed to my head,
147
425538
1974
bir hırsızın silahı kafama dayalıyken,
07:07
I knew that even the best education couldn't save me.
148
427536
3843
en iyi eğitimin bile beni kurtaramayacağını anlamıştım.
07:12
I held on when I showed up at Lehman Brothers
149
432181
3112
2008'de Lehman Brothers'ta staja başladığımda da
07:15
as an intern in 2008.
150
435317
2014
devam ettim.
07:19
(Laughter)
151
439048
4667
(Gülüşmeler)
07:23
So hopeful --
152
443739
1315
O kadar ümitliydim ki,
07:25
(Laughter)
153
445078
3262
(Gülüşmeler)
07:28
that I called home to inform my family
154
448364
2019
Ailemi arayıp onlara bir daha hiç fakir
07:30
that we'd never be poor again.
155
450407
1550
olmayacağız dedim.
07:31
(Laughter)
156
451981
2090
(Gülüşmeler)
07:34
But as I witnessed this temple of finance
157
454767
2034
Fakat bu finans tapınağının
07:36
come crashing down before my eyes,
158
456825
1815
gözlerimin önünde yıkılmasıyla
07:38
I knew that even the best job couldn't save me.
159
458664
3276
en iyi işin beni kurtarmaya yetmeyeceğini gördüm.
07:42
I held on when I showed up in Washington DC as a young staffer,
160
462599
5853
Washington'a geldiğimde de genç bir çalışan olarak devam ettim,
07:48
who had heard a voice call out from Illinois,
161
468476
2225
Illinois'ten "Uzun zamandır beklenen...
07:50
saying, "It's been a long time coming,
162
470725
2128
...değişim bu seçim ile Amerika'ya geldi."
07:53
but in this election, change has come to America."
163
473621
3751
nidasını duyan genç bir çalışan olarak.
07:58
But as the Congress ground to a halt
164
478549
1742
Ama meclis durma noktasına gelirken
08:00
and the country ripped at the seams
165
480315
1718
ve ülke dikişlerinden patlarken
08:02
and hope and change began to feel like a cruel joke,
166
482057
2433
ve umut ve değişim acımasız bir şaka gibi gelirken,
08:04
I knew that even the political second coming
167
484514
3307
ikinci bir siyasi dirilmenin bile beni
08:07
could not save me.
168
487845
1223
kurtaramayacağını anladım.
08:09
I had knelt faithfully at the altar of the American Dream,
169
489856
4460
Amerikan rüyasının mihrabında sadakatle diz çökmüştüm ve
08:14
praying to the gods of my time
170
494340
2178
tüm zamanımda tanrılara dua ediyordum,
08:17
of success,
171
497261
1150
başarı,
08:18
and money,
172
498834
1150
para,
08:20
and power.
173
500358
1150
ve güce.
08:22
But over and over again,
174
502211
1826
Fakat tekrar tekrar
08:24
midnight struck, and I opened my eyes
175
504619
3043
gece yarısı geldi ve ben gözlerimi
08:27
to see that all of these gods were dead.
176
507686
2468
açtığımda bu tanrıların ölü olduğunu gördüm.
08:31
And from that graveyard,
177
511447
1381
O mezarlıktan yola çıkarak,
08:32
I began the search once more,
178
512852
1445
bir daha aramaya başladım,
08:34
not because I was brave,
179
514321
1270
cesur olduğumdan değil,
08:35
but because I knew that I would either believe
180
515615
3405
ölmek ile inanmak arasında bir seçim yapmam
08:39
or I would die.
181
519044
1227
gerektiğini bildiğimden.
08:40
So I took a pilgrimage to yet another mecca,
182
520963
2791
Ve bir başka kabe için hacca çıktım,
08:44
Harvard Business School --
183
524409
1346
Harvard Business School
08:45
(Laughter)
184
525779
2504
(Gülüşmeler)
08:48
this time, knowing that I could not simply accept the salvation
185
528307
3885
Bu sefer, orada sundukları kurtuluşu
08:52
that it claimed to offer.
186
532216
1230
kabul edemeyeceğimi bilerek.
08:53
No, I knew there'd be more work to do.
187
533470
2595
Hayır, yapılacak daha çok iş olduğunu biliyordum.
08:56
The work began in the dark corner of a crowded party,
188
536981
4295
İşim kalabalık bir partinin karanlık bir köşesinde başladı,
09:02
in the late night of an early, miserable Cambridge winter,
189
542138
3414
kasvetli bir Cambridge kışının başında, gecenin geç saatinde,
09:06
when three friends and I asked a question
190
546457
2036
ben ve üç arkadaşım,
09:08
that young folks searching for something real have asked
191
548517
2650
gerçeğin peşindeki gençlerin uzun zamandır sorduğu
09:11
for a very long time:
192
551191
1767
soruyu sorduk.
09:12
"What if we took a road trip?"
193
552982
1674
"Bir yolculuğa çıksak ne olurdu?"
09:14
(Laughter)
194
554680
3044
(Gülüşmeler)
09:18
We didn't know where'd we go or how we'd get there,
195
558299
2430
Nereye ya da nasıl gideceğimizi hiç bilmiyorduk.
09:20
but we knew we had to do it.
196
560753
1761
fakat yapmak zorunda olduğumuzu biliyorduk.
09:23
Because all our lives we yearned, as Jack Kerouac wrote,
197
563108
3016
Çünkü Jack Kerouac'ın yazdığı gibi, bütün hayatımız boyunca
09:26
to "sneak out into the night and disappear somewhere,"
198
566148
3952
"geceye sokulup bir yerlere kaybolmak" ve ülkenin başka yerlerinde
09:30
and go find out what everybody was doing
199
570991
2053
insanların nelerle meşgul olduklarını
09:33
all over the country.
200
573068
1272
keşfetmek istemişizdir.
09:35
So even though there were other voices who said
201
575242
2277
Riskin büyük ve kanıtların zayıf olduğunu
09:37
that the risk was too great and the proof too thin,
202
577543
2453
söyleyenler olmasına rağmen
09:40
we went on anyhow.
203
580020
1356
yolculuğa çıktık.
09:42
We went on 8,000 miles across America in the summer of 2013,
204
582354
5272
2013 yazında Amerika'nın bir ucuna doğru 13.000 km gittik,
09:48
through the cow pastures of Montana, through the desolation of Detroit,
205
588358
3440
Montana'nın inek çayırlarını geçtik, Detroit'in harabeliğini geçtik,
09:51
through the swamps of New Orleans,
206
591822
1623
New Orleans bataklıklarını geçtik,
09:53
where we found and worked with men and women
207
593469
2602
ve buralarda amaçlarını besleyen küçük işler kuran
09:56
who were building small businesses
208
596095
1685
erkek ve kadınlarla
09:57
that made purpose their bottom line.
209
597804
2945
beraber çalıştık.
10:01
And having been trained at the West Point of capitalism,
210
601962
2686
Kapitalizm Batı Yakası'nda eğitilmiş biri olarak
10:04
this struck us as a revolutionary idea.
211
604672
2104
bu bize devrimci bir fikir gibi geldi.
10:06
(Laughter)
212
606800
1016
(Gülüşmeler)
10:07
And this idea spread,
213
607840
1984
Ve bu fikir yayıldı,
10:10
growing into a nonprofit called MBAs Across America,
214
610412
3738
Amerika Çağında MBA'ler adı altında bir kar amacı gütmeyen iştirak doğurdu,
10:14
a movement that landed me here on this stage today.
215
614820
3409
bugün bu sahnede olmamı sağlayan bir eylem.
10:19
It spread because we found a great hunger in our generation
216
619620
4177
bu yayıldı çünkü neslimizdeki büyük açlığı keşfettik,
10:23
for purpose, for meaning.
217
623821
2443
amaca, anlama olan açlığı.
10:27
It spread because we found countless entrepreneurs
218
627317
2698
Yayıldı çünkü Amerika'nın bucaklarında
10:30
in the nooks and crannies of America
219
630039
1908
istihdam yaratan ve hayat değiştiren
10:31
who were creating jobs and changing lives
220
631971
2453
ve biraz da yardıma ihtiyacı olan
10:34
and who needed a little help.
221
634448
1529
sayısız girişimci bulduk.
10:37
But if I'm being honest, it also spread
222
637082
3286
Ama dürüst olmam gerekirse,
yayıldı çünkü yayılması için savaştım.
10:40
because I fought to spread it.
223
640392
1702
10:43
There was no length to which I would not go
224
643204
2243
Bu inancı yaymak için,
10:45
to preach this gospel,
225
645471
1156
daha çok insanın bu çökmüş
10:46
to get more people to believe
226
646651
2836
ülkedeki yaraların sarılabileceğine
10:49
that we could bind the wounds of a broken country,
227
649511
2399
inanmasını sağlamak için gidemeyeceğim
10:51
one social business at a time.
228
651934
2157
mesafe yoktu.
10:55
But it was this journey of evangelism
229
655116
3173
Sizinle bugün paylaşmak istediğim
10:59
that led me to the rather different gospel
230
659239
2258
farklı inancıma beni götürense
11:02
that I've come to share with you today.
231
662136
2636
şu tebliğ amaçlı seyahat olmuştur.
11:05
It began one evening almost a year ago
232
665867
3212
Neredeyse bir yıl önce başladı,
11:10
at the Museum of Natural History in New York City,
233
670199
3194
New York'taki Doğal Tarih Müzesi'nde
11:14
at a gala for alumni of Harvard Business School.
234
674371
2752
Harvard Business School mezunları galasındayken.
11:18
Under a full-size replica of a whale,
235
678341
2535
Bir balinanın replikasının altında
11:21
I sat with the titans of our time
236
681573
2351
arkadaşlarını ve onların güzel işlerini
11:23
as they celebrated their peers and their good deeds.
237
683948
2721
kutlayan zamanımızın titanlarıyla devleriyle oturdum.
11:27
There was pride in a room
238
687727
1284
Odada gurur vardı
11:29
where net worth and assets under management
239
689035
2879
mal varlığının yönetim altında olduğu
toplam değerinin yarım trilyon doları
11:31
surpassed half a trillion dollars.
240
691938
2379
geçtiği bir azamet vardı odada.
11:35
We looked over all that we had made,
241
695196
2007
Yaptıklarımıza göz gezdirdik,
11:37
and it was good.
242
697863
1165
gayet başarılıydı.
11:39
(Laughter)
243
699927
1987
(Gülüşmeler)
11:42
But it just so happened,
244
702868
1428
Fakat tam o zamanda,
11:44
two days later,
245
704959
1186
iki gün sonrasında
11:46
I had to travel up the road to Harlem,
246
706610
2083
Harlem'e gitmek zorunda kaldım.
11:49
where I found myself sitting in an urban farm
247
709455
2439
Orada kendimi bir zamanlar boş bir arsa olan
11:51
that had once been a vacant lot,
248
711918
1785
bir şehir çiftliğinde Tony isimli
11:54
listening to a man named Tony tell me of the kids
249
714416
2900
bir adamın bana her gün oraya gelen çocuklardan
11:57
that showed up there every day.
250
717340
1558
bahsetmesini dinlerken buldum.
11:59
All of them lived below the poverty line.
251
719944
3323
Her biri açlık sınırının altında yaşıyordu.
12:04
Many of them carried all of their belongings in a backpack
252
724075
3420
Bir evsizler sığıınağında kaybolmasın diye çoğu,
12:07
to avoid losing them in a homeless shelter.
253
727519
2185
eşyalarını bir sırt çantasında gezdiriyordu.
12:10
Some of them came to Tony's program,
254
730432
3248
Bazıları Tony'nin Harlem'de Büyüyenler
12:13
called Harlem Grown,
255
733704
1347
isimli düzenine o gün
12:15
to get the only meal they had each day.
256
735677
2347
yiyecekleri tek öğünü almaya geliyordu.
12:19
Tony told me that he started Harlem Grown with money from his pension,
257
739465
4615
Tony, "Harlem'de Büyüyenler"i 20 yıl taksicilik sonunda aldığı
12:24
after 20 years as a cab driver.
258
744954
2253
emeklilik ikramiyesiyle başlattığını söyledi.
12:28
He told me that he didn't give himself a salary,
259
748232
2319
Kendisine maaş vermediğini,
12:31
because despite success, the program struggled for resources.
260
751342
3842
girişimin başarılı olmasına rağmen kaynak sıkıntısı çektiğini söyledi.
12:35
He told me that he would take any help
261
755993
2107
Alabileceği her türlü yardımı almak
12:38
that he could get.
262
758665
1157
istediğini söyledi.
12:40
And I was there as that help.
263
760490
2646
Ve ben de bu yardım için oradaydım.
12:44
But as I left Tony, I felt the sting and salt of tears
264
764863
4295
Ama Tony'den ayrılınca, gözyaşlarımın iğnesi ve tuzu
12:49
welling up in my eyes.
265
769838
1537
ile şişti gözlerim.
12:52
I felt the weight of revelation
266
772509
1965
Bir gece bir odada birkaç yüz
12:55
that I could sit in one room on one night,
267
775187
3132
insanın bir trilyona sahip olduğu
12:59
where a few hundred people had half a trillion dollars,
268
779206
4102
yerde otururken, iki gün sonrasında
13:04
and another room, two days later,
269
784187
2061
sadece 50 blok ötede bir yerde bir adamın
13:06
just 50 blocks up the road,
270
786820
2297
bir çocuğa tek öğününü sağlamak
13:09
where a man was going without a salary
271
789971
2244
için maaş almadan çalıştığı gerçeğinin
13:12
to get a child her only meal of the day.
272
792897
2894
ağırlığı altında ezildim.
13:16
And it wasn't the glaring inequality that made me want to cry,
273
796887
3530
Beni ağlatan bu bağıran eşitsizlik değildi,
13:20
it wasn't the thought of hungry, homeless kids,
274
800441
2811
aç, evsiz çocukların düşüncesi değildi,
13:23
it wasn't rage toward the one percent
275
803276
1836
yüzde bire öfke ve yüzde doksan dokuz
13:25
or pity toward the 99.
276
805136
2278
acıma değildi.
13:27
No, I was disturbed because I had finally realized
277
807787
3785
Hayır, rahatsız olmuştum çünkü sonunda
13:32
that I was the dialysis
278
812330
2269
böbrek nakline ihtiyaç duyan bir
13:34
for a country that needed a kidney transplant.
279
814623
3197
ülke için diyaliz olduğumu fark etmiştim.
13:38
I realized that my story stood in for all those
280
818647
3669
Çizmelerinden yukarı tırmanmak isteyen
13:42
who were expected to pick themselves up by their bootstraps,
281
822340
2842
herkese destek olmak için vardı hikayem hep,
13:45
even if they didn't have any boots;
282
825206
2146
hiç çizmeleri olmasa bile;
13:48
that my organization stood in
283
828182
1673
kurduğum şey, Harlem'e, Appalachia
13:49
for all the structural, systemic help that never went to Harlem
284
829879
3750
ya da Lower 9th Ward'a hiç gitmeyen yapısal ve sistemli yardımı
13:53
or Appalachia or the Lower 9th Ward;
285
833653
1945
götürmek için varı;
13:55
that my voice stood in for all those voices
286
835622
4779
Sesim eğitim alamayan, temizlenemeyen
14:01
that seemed too unlearned, too unwashed, too unaccommodated.
287
841098
5143
yatacak yeri olmayan sesler için vardı.
14:07
And the shame of that,
288
847273
1265
Ve bu utanç,
14:09
that shame washed over me
289
849721
1387
bu üzerime yağan utanç,
14:11
like the shame of sitting in front of the television,
290
851132
2861
televizyonun önünde oturup
14:14
watching Peter Jennings announce the new millennium
291
854898
2499
Peter Jennings'in milenyum anonsunu dinlemek gibiydi,
14:17
again
292
857421
1208
tekrar
14:18
and again
293
858653
1150
ve tekrar
14:20
and again.
294
860257
1150
ve tekrar.
14:21
I had been duped,
295
861796
1150
Kandırılmış,
14:24
hoodwinked,
296
864084
1150
aldatılmış,
14:25
bamboozled.
297
865696
1150
oyuna getirilmiştim.
14:27
But this time, the false savior was me.
298
867403
3074
Fakat bu sefer sahte kurtarıcı bendim.
14:31
You see, I've come a long way from that altar
299
871600
3702
Görüyorsunuz, dünyanın sona ereceğini sandığım o gecede bulunduğum
14:35
on the night I thought the world would end,
300
875326
2096
o mihraptan, insanların anlaşılmaz
14:38
from a world where people spoke in tongues
301
878371
2205
konuştuğu ve acı çekmeyi Tanrı'nın mutlak bir
14:41
and saw suffering as a necessary act of God
302
881107
2638
takdiri olarak gördüğü ve bir yazının kesin doğru
14:44
and took a text to be infallible truth.
303
884222
2068
olduğunu düşündüğü yerden
14:46
Yes, I've come so far
304
886314
1525
çok uzaklaştım. O kadar ki,
14:48
that I'm right back where I started.
305
888607
2536
başladığım yere geri döndüm.
14:52
Because it simply is not true to say
306
892103
2215
Çünkü inançsızlık çağında yaşadığımızı
14:54
that we live in an age of disbelief --
307
894342
1881
söylemek doğru olmaz --
14:56
no, we believe today just as much as any time that came before.
308
896247
4316
hayır, bugün de daha önce olduğu kadar inançlıyız.
15:01
Some of us may believe in the prophecy of Brené Brown
309
901409
2843
Bazılarımız Brene Brown'ın peygamberliğine inanabilir,
15:04
or Tony Robbins.
310
904276
1176
ya da Tony Robbins'in.
15:06
We may believe in the bible of The New Yorker
311
906003
2100
The New Yorker ya da Harvard Business Review
15:08
or the Harvard Business Review.
312
908127
1610
incillerine inanabiliriz.
15:10
We may believe most deeply
313
910146
1579
Buradaki TED kilisesinde
15:12
when we worship right here at the church of TED,
314
912150
2602
dua ederken çok derinden inanabiliriz.
15:15
but we desperately want to believe,
315
915347
2181
Fakat inanmayı çılgınca istiyoruz,
15:17
we need to believe.
316
917552
1546
inanmaya ihtiyacımız var.
15:20
We speak in the tongues of charismatic leaders
317
920001
2185
Bütün problemlerimizi çözmeyi vaat eden
15:22
that promise to solve all our problems.
318
922210
2192
karizmatik lider dilinde konuşabiliriz.
15:24
We see suffering as a necessary act of the capitalism that is our god,
319
924426
4080
Acı çekmeyi tanrımız kapitalizmin mutlak bir takdiri olarak görürüz,
15:28
we take the text of technological progress
320
928530
2232
teknolojik ilerleme yazılarını kesin doğru
15:31
to be infallible truth.
321
931540
1693
kabul ederiz.
15:34
And we hardly realize the human price we pay
322
934034
3616
Ve bir tuğlayı sorgulamayı bıraktığımızda ödediğimiz insani bedeli
15:38
when we fail to question one brick,
323
938412
2350
ancak fark ederiz,
15:41
because we fear it might shake our whole foundation.
324
941692
2949
çünkü bütün temelimizi sarsmasından korkarız.
15:45
But if you are disturbed
325
945677
1601
Ama hep kabul ettiğimiz
15:48
by the unconscionable things that we have come to accept,
326
948080
3130
ölçüsüz şeylerden rahatsız olmaya başladıysan,
15:51
then it must be questioning time.
327
951777
2906
işte bu sorgulama zamanı gelmiş demektir.
15:55
So I have not a gospel of disruption or innovation
328
955987
4047
Bende bir karmaşa, yenilik ya da
16:00
or a triple bottom line.
329
960058
1450
üçlü kar hanesi inancı yok.
16:02
I do not have a gospel of faith to share with you today, in fact.
330
962380
3605
Sizinle paylaşacak bir sadakat inancım da yok açıkçası.
16:07
I have and I offer a gospel of doubt.
331
967125
3842
Size şüphe inancını sunuyorum.
16:12
The gospel of doubt does not ask that you stop believing,
332
972000
3020
Şüphe inancı, inanmayı bırakmanızı istemez,
16:15
it asks that you believe a new thing:
333
975737
1920
yeni bir şeye inanmanızı ister:
16:18
that it is possible not to believe.
334
978200
2537
İnanmamak mümkündür.
16:21
It is possible the answers we have are wrong,
335
981512
2170
Aldığımız cevapların yanlış olması mümkündür,
16:23
it is possible the questions themselves are wrong.
336
983706
2583
soruların da yanlış olması mümkündür.
16:26
Yes, the gospel of doubt means that it is possible that we,
337
986313
3822
Evet, şüphe inancı, burada, bu sahnede
16:30
on this stage, in this room,
338
990619
2126
yanılıyor olmamızın mümkün olması
16:33
are wrong.
339
993178
1157
demektir.
16:34
Because it raises the question, "Why?"
340
994779
2265
Çünkü bu "Neden?" sorusunu doğurur.
16:37
With all the power that we hold in our hands,
341
997789
3175
Sahip olduğumuz tüm bu güce rağmen,
16:40
why are people still suffering so bad?
342
1000988
3380
neden insanlar bu kadar acı çekiyor?
16:45
This doubt leads me to share that we are putting my organization,
343
1005209
4555
Bu şüphe, beni kurumum Amerika Çapında MBA'leri
16:49
MBAs Across America,
344
1009788
1266
işletmeden kaldırmaya
16:51
out of business.
345
1011078
1628
yönlendirebilir.
16:52
We have shed our staff and closed our doors
346
1012730
2492
Ekibimizi dağıttık ve kapılarımızı kapattık
16:55
and we will share our model freely
347
1015246
2028
ve modelimizi bizim iznimiz olmadan bu işi
16:57
with anyone who sees their power to do this work
348
1017298
2886
yapmaya kendini muktedir gören herkesle
17:00
without waiting for our permission.
349
1020208
1848
şeffafça paylaşacağız.
17:02
This doubt compels me
350
1022434
2321
Bu şüphe beni birilerinin üzerime
17:05
to renounce the role of savior
351
1025236
1773
bıraktığı kurtarıcı rolünden
17:07
that some have placed on me,
352
1027033
1395
feragat ettiriyor,
17:08
because our time is too short and our odds are too long
353
1028901
3095
çünkü hiçbir mucize getirmeyeceği kesin olan ikinci gelişleri
17:12
to wait for second comings,
354
1032020
1780
beklemek için zamanımız kısa,
17:13
when the truth is that there will be no miracles here.
355
1033824
3484
kavgamız da uzun.
17:18
And this doubt, it fuels me,
356
1038305
1744
Ve bu şüphe, beni besliyor,
17:20
it gives me hope
357
1040737
1291
bana umut veriyor,
17:22
that when our troubles overwhelm us,
358
1042606
2250
sorunlar başımıza üşüştüğünde,
17:25
when the paths laid out for us seem to lead to our demise,
359
1045760
4119
önümüzdeki yollar çöküşümüze giden yollar gibi göründüğünde
17:30
when our healers bring no comfort to our wounds,
360
1050528
3028
şifacılarımız yaralarımızı hiç mi hiç hafifletmediğinde
17:34
it will not be our blind faith --
361
1054286
2331
hayatımıza ve dünyamıza biraz ışık saçacak olan
17:37
no, it will be our humble doubt
362
1057423
2387
ve fısıltıya ya da bağırmaya sesimizi
17:40
that shines a little light into the darkness of our lives
363
1060730
3311
çıkaracak olan, ya da en basit,
17:44
and of our world
364
1064065
1233
çok basit şekilde
17:45
and lets us raise our voice to whisper
365
1065870
2169
" Başka bir yol olmalı." dedirten
17:48
or to shout
366
1068833
1150
körü körüne inancımız
17:50
or to say simply,
367
1070437
1715
olmayacak,
17:52
very simply,
368
1072176
1150
işte bu mütevazi şüphemiz
17:53
"There must be another way."
369
1073706
2516
olacaktır.
17:57
Thank you.
370
1077011
1151
Teşekkürler.
17:58
(Applause)
371
1078186
20222
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7