The next step in nanotechnology | George Tulevski

509,663 views ・ 2017-01-31

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Leslie Gauthier Reviewer: Joanna Pietrulewicz
0
0
7000
Çeviri: Atakan Yurdakul Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
Let's imagine a sculptor building a statue,
1
12760
2975
Bir heykeltraşın heykel yaptığını hayal edelim,
00:15
just chipping away with his chisel.
2
15760
2376
iskarpelasıyla heykelini yontuyor.
Michelangelo bunu çok zarif bir şekilde tarif etmişti:
00:18
Michelangelo had this elegant way of describing it when he said,
3
18160
3056
00:21
"Every block of stone has a statue inside of it,
4
21240
2896
"Her bir taş bloğu içinde bir heykeli barındırır
ve bunu keşfetmek bir heykeltraşın görevidir."
00:24
and it's the task of the sculptor to discover it."
5
24160
3096
00:27
But what if he worked in the opposite direction?
6
27280
2416
Peki ya tam tersi şekilde çalışmak zorunda olsaydı?
00:29
Not from a solid block of stone,
7
29720
1856
Sert bir taş bloğundan değil,
00:31
but from a pile of dust,
8
31600
1696
toz yığınından başlayarak bir heykel ortaya çıkarabilmek için
00:33
somehow gluing millions of these particles together to form a statue.
9
33320
4376
bu milyonlarca toz yığınını bir şekilde birbirine yapıştırarak.
00:37
I know that's an absurd notion.
10
37720
1496
Bunun saçma bir fikir olduğunun farkındayım.
00:39
It's probably impossible.
11
39240
1736
Muhtemelen imkânsız da.
Toz yığınından heykel yapabilmenin tek yolu
00:41
The only way you get a statue from a pile of dust
12
41000
2936
00:43
is if the statue built itself --
13
43960
2336
heykelin kendi kendini yapmasıdır --
00:46
if somehow we could compel millions of these particles to come together
14
46320
4136
eğer bir şekilde milyonlarca toz parçacığını bir araya gelip
00:50
to form the statue.
15
50480
1280
bir heykel inşa etmeye zorlayabilirsek.
00:52
Now, as odd as that sounds,
16
52320
1536
Şimdi, kulağa garip geliyor ama bu,
00:53
that is almost exactly the problem I work on in my lab.
17
53880
4136
tam olarak laboratuvarımda üzerinde çalıştığım problemin neredeyse aynısı.
Ben taşla inşa etmiyorum,
00:58
I don't build with stone,
18
58040
1416
00:59
I build with nanomaterials.
19
59480
1376
ben nanomateryallerle inşa ediyorum.
01:00
They're these just impossibly small, fascinating little objects.
20
60880
4376
Nanomateryaller, son derece küçük, büyüleyici minik nesneler.
01:05
They're so small that if this controller was a nanoparticle,
21
65280
3296
O kadar küçükler ki, eğer bu kumanda bir nanomateryal olsaydı,
01:08
a human hair would be the size of this entire room.
22
68600
2936
insan saçı bu odanın boyutunda olurdu.
Bu nesneler nanoteknoloji diye adlandırdığımız alanın tam merkezindeler,
01:11
And they're at the heart of a field we call nanotechnology,
23
71560
2816
01:14
which I'm sure we've all heard about,
24
74400
1815
ki bence hepimiz nanoteknoloji hakkında
01:16
and we've all heard how it is going to change everything.
25
76239
3457
ve onun her şeyi nasıl değiştireceği hakkında bir şeyler duymuşuzdur.
01:19
When I was a graduate student,
26
79720
1496
Üniversiteden mezun olduğumda,
01:21
it was one of the most exciting times to be working in nanotechnology.
27
81240
3336
nanoteknoloji üzerine çalıştığım en heyecanlı zamanları yaşıyordum.
01:24
There were scientific breakthroughs happening all the time.
28
84600
3216
Sürekli bilimsel gelişmeler yaşanıyordu.
01:27
The conferences were buzzing,
29
87840
1416
Konferanslar havada uçuşuyordu.
01:29
there was tons of money pouring in from funding agencies.
30
89280
2680
Fon acenteleri tonlarca para yağdırıyordu.
01:32
And the reason is
31
92760
1256
Sebeb ise şuydu;
nesneler çok küçük olduğunda
01:34
when objects get really small,
32
94040
1816
01:35
they're governed by a different set of physics that govern ordinary objects,
33
95880
3616
fiziğin sıradan nesneleri yöneten bir dalı tarafından yönetiliyorlar,
01:39
like the ones we interact with.
34
99520
1496
bizim etkileşime olduklarımız gibi.
Bu fizik dalına kuantum mekaniği diyoruz.
01:41
We call this physics quantum mechanics.
35
101040
1936
Kuantum mekaniğine göre küçük nesnelere, görünürde
01:43
And what it tells you is that you can precisely tune their behavior
36
103000
3176
küçük değişiklikler yaparak, özelliklerini ayarlayabilirsiniz,
01:46
just by making seemingly small changes to them,
37
106200
2296
01:48
like adding or removing a handful of atoms,
38
108520
2616
bir avuç dolusu atom çıkarıp eklemek
ya da materyali bükmek gibi.
01:51
or twisting the material.
39
111160
1696
01:52
It's like this ultimate toolkit.
40
112880
1776
Son model alet takımı gibi.
01:54
You really felt empowered; you felt like you could make anything.
41
114680
3096
Kendinizi gerçekten her şeyi yapabilmeye yetkili hissediyorsunuz,
01:57
And we were doing it --
42
117800
1256
ki yapıyorduk da --
yapıyorduk derken bütün mezun öğrenci jenerasyonunu kastediyorum.
01:59
and by we I mean my whole generation of graduate students.
43
119080
3096
02:02
We were trying to make blazing fast computers using nanomaterials.
44
122200
3496
Nanometaryelleri kullanarak ciddi hızlı bilgisayarlar yapmaya çalışıyorduk.
02:05
We were constructing quantum dots
45
125720
1616
Bir gün bedenimize girip hastalıkları bulup
02:07
that could one day go in your body and find and fight disease.
46
127360
3376
onlarla savaşacak kuantum noktaları inşa ediyorduk.
02:10
There were even groups trying to make an elevator to space
47
130760
3016
Hatta karbon nanotüpler kullanarak
02:13
using carbon nanotubes.
48
133800
1240
uzaya giden bir asansör yapmaya çalışan gruplar bile vardı.
02:15
You can look that up, that's true.
49
135600
2400
İsterseniz araştırabilirsiniz, gerçekten doğru.
02:18
Anyways, we thought it was going to affect
50
138776
2000
Her neyse, biz bunun bilgisayardan tıbba
02:20
all parts of science and technology, from computing to medicine.
51
140800
3096
bütün bilim ve teknolojiyi etkileyeceğini düşündük.
02:23
And I have to admit,
52
143920
1256
Kabul etmeliyim ki,
02:25
I drank all of the Kool-Aid.
53
145200
1976
bu fikre körü körüne bağlanmıştım.
02:27
I mean, every last drop.
54
147200
2640
Yani, son damlasına kadar.
02:30
But that was 15 years ago,
55
150520
1800
Ama bu 15 yıl önceydi,
ve --
02:33
and --
56
153160
1216
çok harika araştırmalar yapıldı, gerçekten önemli işler.
02:34
fantastic science was done, really important work.
57
154400
2376
02:36
We've learned a lot.
58
156800
1256
Çok şey öğrendik.
Bulduklarımızı yeni teknolojilere, insanları gerçekten etkileyebilecek
02:38
We were never able to translate that science into new technologies --
59
158080
4376
02:42
into technologies that could actually impact people.
60
162480
2776
teknolojilere dönüştüremedik.
02:45
And the reason is, these nanomaterials --
61
165280
2216
Sebep ise --
bu nanomateryaller iki uçlu kılıç gibiler.
02:47
they're like a double-edged sword.
62
167520
1656
02:49
The same thing that makes them so interesting --
63
169200
2256
Onları ilginç yapan özellikleri -- küçük olmaları --
02:51
their small size --
64
171480
1296
onları aynı zamanda çalışılması imkânsız şeyler yapıyordu.
02:52
also makes them impossible to work with.
65
172800
2296
Bu kelimenin tam anlamıyla
02:55
It's literally like trying to build a statue out of a pile of dust.
66
175120
3736
toz yığınından bir heykel inşa etmeye çalışmak gibiydi.
02:58
And we just don't have the tools that are small enough to work with them.
67
178880
3696
Ama onlarla çalışabileceğimiz yeteri küçüklükte aletlerimiz yoktu.
03:02
But even if we did, it wouldn't really matter,
68
182600
2296
Fakat olsaydı bile yine de fark etmezdi.
03:04
because we couldn't one by one place millions of particles together
69
184920
3896
Çünkü bir teknoloji inşa etmek için
milyonlarca parçacığı tek tek bir araya getiremezdik.
03:08
to build a technology.
70
188840
1360
03:10
So because of that,
71
190760
1216
Bu yüzden,
bütün sözler ve bütün heyecan
03:12
all of the promise and all of the excitement
72
192000
2096
sadece söz ve heyecan olarak kaldı.
03:14
has remained just that: promise and excitement.
73
194120
2776
03:16
We don't have any disease-fighting nanobots,
74
196920
2376
Hastalıklarla savaşan nanobotlarımız yok,
03:19
there's no elevators to space,
75
199320
2056
uzaya çıkan asansörlerimiz de yok
03:21
and the thing that I'm most interested in, no new types of computing.
76
201400
3696
ve en çok ilgimi çeken şey, yeni bilgisayar türlerimiz yok.
Sonuncusu çok önemli bir konu.
03:25
Now that last one, that's a really important one.
77
205120
2536
03:27
We just have come to expect
78
207680
1336
Bilgisayardaki gelişmelerinin hızının
03:29
the pace of computing advancements to go on indefinitely.
79
209040
3776
süresiz olarak devam edeceğini umuyoruz.
03:32
We've built entire economies on this idea.
80
212840
2576
Bütün ekonomileri bu fikir üzerine kurduk.
03:35
And this pace exists
81
215440
1736
Bilgisayar çipine sürekli yeni cihazlar doldurabilme
03:37
because of our ability to pack more and more devices
82
217200
2456
yeteneğimiz sayesinde
03:39
onto a computer chip.
83
219680
1696
bu ilerleme hızı hâlâ devam ediyor.
03:41
And as those devices get smaller,
84
221400
1816
O aletler küçüldükçe, daha hızlı hâle geliyorlar
03:43
they get faster, they consume less power
85
223240
2256
ve daha az güç tüketiyorlar
03:45
and they get cheaper.
86
225520
1416
ve fiyatları da düşüyor.
03:46
And it's this convergence that gives us this incredible pace.
87
226960
4576
İşte bu birleşim bize, bu inanılmaz ilerleme hızını sağlıyor.
03:51
As an example:
88
231560
1216
Örneğin:
03:52
if I took the room-sized computer that sent three men to the moon and back
89
232800
5416
Üç adamı aya gönderip getiren oda büyüklüğündeki bilgisayarı alsaydım
03:58
and somehow compressed it --
90
238240
2136
ve onu bir şekilde sıkıştırsaydım--
04:00
compressed the world's greatest computer of its day,
91
240400
3256
zamanın en iyi bilgisayarını sıkıştırsaydım,
04:03
so it was the same size as your smartphone --
92
243680
2576
öyle ki akıllı telefonunuzla aynı büyüklükte olsaydı --
04:06
your actual smartphone,
93
246280
1256
şu anki akıllı telefonunuz,
04:07
that thing you spent 300 bucks on and just toss out every two years,
94
247560
3376
her iki yılda bir üç yüz dolar verip kenara fırlattığınız alet,
04:10
would blow this thing away.
95
250960
2456
o şeyi uçururdu.
04:13
You would not be impressed.
96
253440
1336
Çok da etkilenmezdiniz.
04:14
It couldn't do anything that your smartphone does.
97
254800
2496
Akıllı telefonlarınızın yaptığı şeylerin hiçbirini yapamazdı.
04:17
It would be slow,
98
257320
1496
Yavaş olurdu,
04:18
you couldn't put any of your stuff on it,
99
258840
2176
üstüne hiçbir şeyinizi koyamazdınız.
Eğer şanslıysanız "Walking Dead" dizisinin
04:21
you could possibly get through the first two minutes
100
261040
2456
04:23
of a "Walking Dead" episode if you're lucky --
101
263520
2176
ilk iki dakikasını yükleyebilirdiniz.
04:25
(Laughter)
102
265720
1016
(Gülüşmeler)
İlerlemedeki asıl önemli nokta yavaş yavaş gerçekleşmemesidir.
04:26
The point is the progress -- it's not gradual.
103
266760
2175
04:28
The progress is relentless.
104
268959
1697
İlerleme durmaksızın devam eder.
04:30
It's exponential.
105
270680
1255
Hızlı ve büyüktür.
04:31
It compounds on itself year after year,
106
271959
2337
Yıllar geçtikçe kendi içinde yoğunlaşır.
04:34
to the point where if you compare a technology
107
274320
2176
Bir teknolojiyi sonraki nesildekiyle kıyaslarsanız
04:36
from one generation to the next,
108
276520
1696
neredeyse tanınmaz hâldedir.
04:38
they're almost unrecognizable.
109
278240
1976
Bu ilerlemenin devam etmesini
04:40
And we owe it to ourselves to keep this progress going.
110
280240
2616
kendimize borçluyuz.
04:42
We want to say the same thing 10, 20, 30 years from now:
111
282880
3616
Aynı şeyi 10, 20, 30 yıl sonrası için de söylemek istiyoruz:
04:46
look what we've done over the last 30 years.
112
286520
2080
Son 30 yılda neler yaptığımıza bir bakın.
04:49
Yet we know this progress may not last forever.
113
289200
2736
Ama bu ilerlemenin sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyoruz.
04:51
In fact, the party's kind of winding down.
114
291960
2056
Aslında, parti bir bakıma yavaşlıyor.
Aynı "alkol alabilmek için son şans" gibi, değil mi?
04:54
It's like "last call for alcohol," right?
115
294040
2336
04:56
If you look under the covers,
116
296400
1656
Eğer kapağın altına bakarsanız,
hız ve performans gibi birçok ölçü birimi anlamında,
04:58
by many metrics like speed and performance,
117
298080
2576
05:00
the progress has already slowed to a halt.
118
300680
2520
sürecin durma noktasına kadar yavaşladığını görürsünüz.
05:03
So if we want to keep this party going,
119
303760
2136
Eğer biz bu partiyi devam ettirmek istiyorsak,
05:05
we have to do what we've always been able to do,
120
305920
2256
her zaman yapabildiğimiz şeyi yapmak zorundayız,
05:08
and that is to innovate.
121
308200
1456
o da yenilik yapmak.
05:09
So our group's role and our group's mission
122
309680
2576
Bizim grubumuzun rolü ve grubumuzun görevi
05:12
is to innovate by employing carbon nanotubes,
123
312280
2416
karbon nanotüplerini kullanarak yenilik yapmak,
05:14
because we think that they can provide a path to continue this pace.
124
314720
4056
çünkü bu yolda devam edebilmemiz için bir yol oluşturabileceklerini düşünüyoruz.
05:18
They are just like they sound.
125
318800
1456
Tam da olmaları gerektiği gibi.
05:20
They're tiny, hollow tubes of carbon atoms,
126
320280
2456
Onlar karbon atomlarından oluşan dar ve içi boş tüpler
05:22
and their nanoscale size, that small size,
127
322760
2936
ve onların nano-boyutları, o kadar küçük boyutları,
05:25
gives rise to these just outstanding electronic properties.
128
325720
3656
bu seçkin özelliklere yükseliş sağlıyor.
05:29
And the science tells us if we could employ them in computing,
129
329400
3656
Ve bilim bize diyor ki, eğer onları programlamada kullanabilirsek,
performansta on kat yükseliş görebiliriz.
05:33
we could see up to a ten times improvement in performance.
130
333080
2736
05:35
It's like skipping through several technology generations in just one step.
131
335840
4400
Bu, birkaç teknoloji basamağını tek seferde atlayabilmek gibi.
05:40
So there we have it.
132
340840
1256
Buna sahibiz.
Gerçekten önemli bir sorunumuz var
05:42
We have this really important problem
133
342120
2016
ve ideal, basit bir çözümümüz de var.
05:44
and we have what is basically the ideal solution.
134
344160
2376
05:46
The science is screaming at us,
135
346560
1656
Bilim bize bağırıyor:
05:48
"This is what you should be doing to solve your problem."
136
348240
2840
"Bu problemi çözmek için yapman gereken şey!"
Ah, tamam o hâlde, hadi başlayalım,
05:53
So, all right, let's get started,
137
353480
1616
halledelim şu işi.
05:55
let's do this.
138
355120
1256
05:56
But you just run right back into that double-edged sword.
139
356400
2696
Ancak iki kenarı keskin kılıca doğru koştun az önce.
Bu "ideal çözüm" çalışılması imkânsız olan materyaller içeriyor.
05:59
This "ideal solution" contains a material that's impossible to work with.
140
359120
3576
06:02
I'd have to arrange billions of them just to make one single computer chip.
141
362720
4296
Sadece bir tane çip yapabilmek için
onlardan milyonlarcasını ayarlamam gerekir.
Aynı çıkmaz, bitmeyen aynı problem.
06:07
It's that same conundrum, it's like this undying problem.
142
367040
3600
06:11
At this point, we said, "Let's just stop.
143
371360
1976
Tam da bu noktada dedik ki "Duralım."
06:13
Let's not go down that same road.
144
373360
1936
Aynı yoldan tekrar gitmeyelim.
06:15
Let's just figure out what's missing.
145
375320
2536
Neyi kaçırdığımızı anlamaya çalışalım.
06:17
What are we not dealing with?
146
377880
1416
Neyi halledemiyoruz?
06:19
What are we not doing that needs to be done?"
147
379320
2136
Yapılması gereken neyi yapamıyoruz?
06:21
It's like in "The Godfather," right?
148
381480
1776
"The Godfather" (Baba) filmi gibi, değil mi?
06:23
When Fredo betrays his brother Michael,
149
383280
2296
Fredo kardeşi Michael'e ihanet ederken hepimiz
06:25
we all know what needs to be done.
150
385600
1656
ne yapılması gerektiğini biliyorduk,
Fredo'nun gitmesi gerekiyordu.
06:27
Fredo's got to go.
151
387280
1336
06:28
(Laughter)
152
388640
1016
(Gülüşmeler)
06:29
But Michael -- he puts it off.
153
389680
1936
Ama Michael -- sadece erteliyor.
06:31
Fine, I get it.
154
391640
1216
Peki, anladım.
06:32
Their mother's still alive, it would make her upset.
155
392880
2456
Annesi hâlâ hayatta, bu onu üzerdi.
06:35
We just said,
156
395360
1416
Sadece demiştik ki,
06:36
"What's the Fredo in our problem?"
157
396800
2296
"Bizim problemdeki Fredo ne?"
Neyi halledemiyoruz?
06:39
What are we not dealing with?
158
399120
1416
06:40
What are we not doing,
159
400560
1536
Bunun bir başarı olması için
yapmamız gerekip de yapmadığımız ne var?
06:42
but needs to be done to make this a success?"
160
402120
2520
06:45
And the answer is that the statue has to build itself.
161
405200
4056
Ve cevap: Statünün kendisini inşa etmesi gerekiyor.
06:49
We have to find a way, somehow,
162
409280
1936
Bir şekilde, bu milyonlarca parçayı
06:51
to compel, to convince billions of these particles
163
411240
4096
kendilerini teknolojiye monte etmeye zorlayacak, ikna edecek
06:55
to assemble themselves into the technology.
164
415360
2976
bir yol bulmamız gerekiyor.
06:58
We can't do it for them. They have to do it for themselves.
165
418360
3176
Bunu, onlar için biz yapamıyoruz. Kendilerinin yapması gerekiyor.
07:01
And it's the hard way, and this is not trivial,
166
421560
3136
Bu zor bir yol ve oldukça ciddiyim,
07:04
but in this case, it's the only way.
167
424720
2856
ancak bu konuda, bu tek yol.
07:07
Now, as it turns out, this is not that alien of a problem.
168
427600
3896
Şimdi anlaşılıyor ki, bu o kadar da yabancı olduğumuz bir problem değilmiş.
07:11
We just don't build anything this way.
169
431520
1856
Sadece hiçbir şeyi böyle inşa etmedik.
07:13
People don't build anything this way.
170
433400
2016
İnsanlar hiçbir şeyi böyle inşa etmedi.
07:15
But if you look around -- and there's examples everywhere --
171
435440
3176
Ancak etrafınıza bakarsanız -- ve her tarafta örnekleri var --
07:18
Mother Nature builds everything this way.
172
438640
2896
Doğa Ana her şeyi bu şekilde inşa ediyor.
07:21
Everything is built from the bottom up.
173
441560
2656
Her şey tabandan tavana inşa edilmiş.
07:24
You can go to the beach,
174
444240
1256
Kumsala gittiğinizde,
07:25
you'll find these simple organisms that use proteins --
175
445520
3176
proteinleri, özünde kum olan şeyi şablon yapmak için kullanıp denizden
07:28
basically molecules --
176
448720
1256
çekerek, bu oldukça sıra dışı yapıları
07:30
to template what is essentially sand,
177
450000
2056
fazla çeşitlilikle inşa eden
07:32
just plucking it from the sea
178
452080
1416
07:33
and building these extraordinary architectures with extreme diversity.
179
453520
3376
sade organizmaları,
basitçe molekülleri, bulursunuz.
07:36
And nature's not crude like us, just hacking away.
180
456920
2616
Ve doğa, bizim gibi acemi değil, hile yapmıyor.
07:39
She's elegant and smart,
181
459560
1696
O zarif ve zeki,
ne varsa onunla inşa ediyor, molekül molekül,
07:41
building with what's available, molecule by molecule,
182
461280
2736
yapılarını karmaşıklıkla ve çeşitlilikle yapıyor
07:44
making structures with a complexity
183
464040
2136
07:46
and a diversity that we can't even approach.
184
466200
2280
ve biz, ona yaklaşamıyoruz dahi.
07:49
And she's already at the nano.
185
469320
1696
Ve o hâlihazırda nano seviyesinde.
O yüz milyonlarca yıldır ordaydı.
07:51
She's been there for hundreds of millions of years.
186
471040
2496
07:53
We're the ones that are late to the party.
187
473560
2040
Partiye geç kalanlar bizleriz.
07:56
So we decided that we're going to use the same tool that nature uses,
188
476120
4176
Ardından doğanın kullandığı aletin aynısını kullanmaya karar verdik
08:00
and that's chemistry.
189
480320
1240
ve bu kimyadır.
08:02
Chemistry is the missing tool.
190
482000
1456
Kimya eksik olan aletti.
08:03
And chemistry works in this case
191
483480
2056
Kimya, bu konuda işimize yarıyordu,
08:05
because these nanoscale objects are about the same size as molecules,
192
485560
3816
çünkü bu nano boyuttaki objeler neredeyse moleküller ile aynı boyuttalardı,
08:09
so we can use them to steer these objects around,
193
489400
2616
bu sayede onları, objeleri yönlendirmek için kullanabiliyorduk,
08:12
much like a tool.
194
492040
1200
tam da bir alet gibi.
08:13
That's exactly what we've done in our lab.
195
493760
2056
Bu tam olarak laboratuvarda yaptığımız şey.
08:15
We've developed chemistry that goes into the pile of dust,
196
495840
3176
Biz, toz yığınının,
nanoparçacık yığınının içine girip tam ihtiyacımız olanları çekip çıkaran
08:19
into the pile of nanoparticles,
197
499040
1496
08:20
and pulls out exactly the ones we need.
198
500560
2376
bir kimya geliştirdik.
08:22
Then we can use chemistry to arrange literally billions of these particles
199
502960
3616
Biz bu kimyayı kullanarak, milyonlarca parçacığı, çember inşa etsinler diye
08:26
into the pattern we need to build circuits.
200
506600
2856
bir düzene yerleştirdik.
08:29
And because we can do that,
201
509480
1336
Bunu yapabildiğimizden dolayı,
08:30
we can build circuits that are many times faster
202
510840
2376
nanomateryalleri önceden kullananların çemberlerinden çok daha hızlı
08:33
than what anyone's been able to make using nanomaterials before.
203
513240
3216
çemberler inşa edebiliyoruz.
08:36
Chemistry's the missing tool,
204
516480
1416
Kimya, eksik olan alet ve
08:37
and every day our tool gets sharper and gets more precise.
205
517920
3616
her gün daha keskinleşip hassasiyeti artıyor.
08:41
And eventually --
206
521560
1216
Ve en sonunda --
08:42
and we hope this is within a handful of years --
207
522800
2616
ki umarım birkaç yıl içinde olur --
08:45
we can deliver on one of those original promises.
208
525440
3376
bahsettiğim orijinal sözlerden birini tutabiliriz.
Programlama aslında sadece bir örnek.
08:48
Now, computing is just one example.
209
528840
2055
08:50
It's the one that I'm interested in, that my group is really invested in,
210
530919
3537
Bu benim ilgilendiğim, grubumun yatırım yapmış olduğu.
08:54
but there are others in renewable energy, in medicine,
211
534480
3816
Ancak başkaları da var; yenilenebilir enerji, tıp,
08:58
in structural materials,
212
538320
1736
inşaat materyalleri,
yani bilimin size nanoya geçmesini söyleyeceği her yerde.
09:00
where the science is going to tell you to move towards the nano.
213
540080
3056
İşte bu en çok yararın olduğu nokta.
09:03
That's where the biggest benefit is.
214
543160
2120
09:05
But if we're going to do that,
215
545920
1456
Ancak bunu yapacaksak,
09:07
the scientists of today and tomorrow are going to need new tools --
216
547400
3176
bugünün ve yarının bilim insanları yeni aletlere ihtiyaç duyacaklardır,
09:10
tools just like the ones I described.
217
550600
2136
tam da benim bahsettiklerim gibilerine.
09:12
And they will need chemistry. That's the point.
218
552760
3856
Ayrıca kimyaya da ihtiyaçları olacak. Asıl nokta bu.
09:16
The beauty of science is that once you develop these new tools,
219
556640
3656
Bilimin güzelliği burada, bir alet geliştirdiğin zaman,
o alet orada kalıyor.
09:20
they're out there.
220
560320
1256
O alet sonsuza dek kalıyor ve
09:21
They're out there forever,
221
561600
1256
09:22
and anyone anywhere can pick them up and use them,
222
562880
2856
herhangi bir yerdeki herhangi biri alıp onları kullanabiliyor ve
09:25
and help to deliver on the promise of nanotechnology.
223
565760
2960
nanoteknoloji sözünün tutulmasına yardım edebiliyor.
09:29
Thank you so much for your time. I appreciate it.
224
569320
2696
Zamanınız için teşekkürler. Memnun oldum.
(Alkışlar)
09:32
(Applause)
225
572040
2440
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7