Freeman Hrabowski: 4 pillars of college success in science | TED

Freeman Hrabowski: Bilim alanında üniversitelerde başarının 4 ayağı

101,554 views

2013-04-08 ・ TED


New videos

Freeman Hrabowski: 4 pillars of college success in science | TED

Freeman Hrabowski: Bilim alanında üniversitelerde başarının 4 ayağı

101,554 views ・ 2013-04-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Sercan Arpacı Gözden geçirme: Kerem Yorukoglu
00:12
So I'll be talking about the success of my campus,
1
12536
4062
Şimdi kampüsümün (Maryland Üniversitesi, Baltimore County, UMBC)
00:16
the University of Maryland, Baltimore County, UMBC,
2
16598
2750
her türlü öğrenciyi, sanat, beşeri bilimler
00:19
in educating students of all types,
3
19348
3191
bilim ve mühendislik alanlarında
00:22
across the arts and humanities and the science and engineering areas.
4
22539
4127
eğitme konusundaki başarısından bahsedeceğim.
00:26
What makes our story especially important
5
26666
4078
Hikayemizi özellikle önemli yapan
00:30
is that we have learned so much from a group of students
6
30744
5208
öğrencilerden çok fazla şey öğrenmiş olmamız.
00:35
who are typically not at the top of the academic ladder --
7
35952
3347
Tipik olarak akademik başarıda en üst olanlar değil de
00:39
students of color, students underrepresented in selected areas.
8
39299
3998
farklı renklerden öğrenciler, seçilmiş alanlarda yeterince temsil edilmemiş olanlar
00:43
And what makes the story especially unique
9
43297
2851
ve hikayeyi özellikle farklı yapan ise
00:46
is that we have learned how to help African-American students, Latino students,
10
46148
4834
bilim ve mühendislik alanlarında dünyanın en iyilerinden olan
00:50
students from low-income backgrounds,
11
50982
1804
Afro-Amerikalı öğrencilere, Latin öğrencilere,
00:52
to become some of the best in the world in science and engineering.
12
52786
3458
düşük gelirli öğrencilere nasıl yardım edilebileceğini öğrenmiş olmamız.
00:56
And so I begin with a story about my childhood.
13
56244
3470
Ve çocukluğum hakkında bir hikaye ile başlıyorum
00:59
We all are products of our childhood experiences.
14
59714
3072
Hepimiz çocukluk deneyimlerimizin ürünleriyiz.
01:02
It's hard for me to believe that it's been 50 years
15
62786
4178
Birmingham, Alabama'da 9. sınıf öğrencisi olma deneyimimin
01:06
since I had the experience of being a ninth grade kid in Birmingham, Alabama,
16
66964
5906
üzerinden 50 yıl geçtiğine inanmak zor.
01:12
a kid who loved getting A's,
17
72870
2167
'A' almayı seven bir öğrenciydim.
01:15
a kid who loved math, who loved to read,
18
75037
2687
Matematiği seven, okumayı seven bir çocuktum.
01:17
a kid who would say to the teacher --
19
77724
2729
Öğretmen sınıfa 'İşte 10 tane problem.'
01:20
when the teacher said, "Here are 10 problems," to the class,
20
80453
3256
dediğinde bu küçük şişman çocuk
01:23
this little fat kid would say, "Give us 10 more."
21
83709
4081
'10 tane daha verin' derdi.
01:27
And the whole class would say, "Shut up, Freeman."
22
87790
3312
Ve bütün sınıf 'Kapa çeneni, Freeman' derdi.
01:31
And there was a designated kicker every day.
23
91102
3614
Ve her gün beni tekmeleyen birisi oluyordu.
01:34
And so I was always asking this question:
24
94716
1881
Ve ben sürekli şu soruyu soruyordum:
01:36
"Well how could we get more kids to really love to learn?"
25
96597
5957
Peki, nasıl daha çok çocuğa öğrenmeyi gerçekten sevdirebiliriz ?
01:42
And amazingly, one week in church,
26
102554
3118
Ve şaşırtıcı bir şekilde, bir hafta kilisede
01:45
when I really didn't want to be there
27
105672
2082
-cidden orada olmak istemiyordum-
01:47
and I was in the back of the room being placated by doing math problems,
28
107754
5101
ve odanın arkasında matematik problemleri çözmekle meşguldum.
01:52
I heard this man say this:
29
112855
2436
Bir adamın şunu dediğini duydum :
01:55
"If we can get the children
30
115291
2482
"Eğer çocukların buradaki, Birmingham'daki
01:57
to participate in this peaceful demonstration here in Birmingham,
31
117773
5997
barışçıl gösteriye katılmasını sağlarsak,
02:03
we can show America that even children know the difference between right and wrong
32
123770
5401
Amerika'ya, çocukların bile doğru ve yanlış arasındaki farkı bildiğini,
02:09
and that children really do want to get the best possible education."
33
129171
4733
ve çocukların gerçekten mümkün olan en iyi eğitimi almak istediğini gösterebiliriz."
02:13
And I looked up and said, "Who is that man?"
34
133904
1721
Ve ona baktım ve dedim ki "Kim bu adam?"
02:15
And they said his name was Dr. Martin Luther King.
35
135625
3129
Ve onun adının Dr.Martin Luther King olduğunu söylediler.
02:18
And I said to my parents, "I've got to go.
36
138754
1931
Ve ben de ebeveynlerime dedim, "Gitmeliyim,
02:20
I want to go. I want to be a part of this."
37
140685
1569
gitmek istiyorum, bunun bir parçası olmak istiyorum."
02:22
And they said, "Absolutely not."
38
142254
1870
Ve onlar dedi ki, "Kesinlikle hayır."
02:24
(Laughter)
39
144124
1213
(Kahkahalar)
02:25
And we had a rough go of it.
40
145337
1918
Ve biraz tartışma yaşadık.
02:27
And at that time, quite frankly, you really did not talk back to your parents.
41
147255
3453
Ve o zamanlar, açıkçası, ebeveynlerinize karşılık veremezdiniz.
02:30
And somehow I said, "You know, you guys are hypocrites.
42
150708
2287
Ve nedense dedim ki, "Biliyorsunuz, sizler ikiyüzlüsünüz."
02:32
You make me go to this. You make me listen.
43
152995
1977
Beni buraya getiriyorsunuz, bana dinlettiriyorsunuz.
02:34
The man wants me to go, and now you say no."
44
154972
2234
Bu adam gitmemi istiyor ve şimdi hayır diyorsunuz.
02:37
And they thought about it all night.
45
157206
1748
Ve gece boyunca bunu düşündüler.
02:38
And they came into my room the next morning.
46
158954
2134
Ve ertesi gün odama geldiler.
02:41
They had not slept.
47
161088
1500
Uyumamışlardı.
02:42
They had been literally crying and praying and thinking,
48
162588
2516
Gerçekten ağlamış, dua etmiş ve düşünmüşlerdi.
02:45
"Will we let our 12-year-old
49
165104
3560
"12 yaşındaki çocuğumuzun bu yürüyüşe katılmasına
02:48
participate in this march and probably have to go to jail?"
50
168664
4152
ve büyük ihtimalle hapse girmesine izin verecek miyiz ?"
02:52
And they decided to do it.
51
172816
1689
Ve yapmaya karar verdiler.
02:54
And when they came in to tell me,
52
174505
1382
Ve gelip, bana bunu söylediler.
02:55
I was at first elated.
53
175887
1785
İlk başta neşelendim.
02:57
And then all of a sudden I began thinking about the dogs and the fire hoses,
54
177672
3932
Ve aniden, köpekleri ve yangın hortumlarını düşündüm.
03:01
and I got really scared, I really did.
55
181604
2882
ve gerçekten korktum, gerçekten.
03:04
And one of the points I make to people all the time
56
184486
2102
Ve insanlara sürekli anlattığım bir şey ise
03:06
is that sometimes when people do things that are courageous,
57
186588
3235
insanlar cesurca şeyler yaptığında
03:09
it doesn't really mean that they're that courageous.
58
189823
2349
bunun, onların cesur olduğu anlamına gelmediğidir.
03:12
It simply means that they believe it's important to do it.
59
192172
2848
Bu basitçe onların, onu yapmanın doğru olduğuna inandıkları anlamına gelir.
03:15
I wanted a better education.
60
195020
1751
Ben daha iyi bir eğitim istedim.
03:16
I did not want to have to have hand-me-down books.
61
196771
3233
Elden düşme kitaplar kullanmak istemedim.
03:20
I wanted to know that the school I attended
62
200004
2483
Okuduğum okulun sadece iyi hocalara sahip olmasını değil,
03:22
not only had good teachers, but the resources we needed.
63
202487
2425
ihtiyacımız olan kaynaklara sahip olmasını istedim.
03:24
And as a result of that experience,
64
204912
1676
Ve bu deneyimin sonucu olarak da
03:26
in the middle of the week, while I was there in jail,
65
206588
2334
haftanın ortasında, ben hapisteyken
03:28
Dr. King came and said with our parents,
66
208922
2550
Dr. King geldi ve ebeveynlerimize dedi ki:
03:31
"What you children do this day
67
211472
2965
"Çocuklarınızın bugün yaptıkları
03:34
will have an impact on children who have not been born."
68
214437
4584
henüz doğmamış olan çocukları etkileyecek."
03:39
I recently realized that two-thirds of Americans today
69
219021
4935
Geçenlerde, bugünkü Amerikalıların üçte ikisinin
03:43
had not been born at the time of 1963.
70
223956
3514
o zamanlar, 1963'de doğmamış olduğunu fark ettim.
03:47
And so for them, when they hear about the Children's Crusade in Birmingham,
71
227470
2941
Ve onlar için, farklı yerlerde Birmingham'daki
03:50
in many ways, if they see it on TV,
72
230411
2262
'Çocuk Haçlı Seferi'ni duymak
03:52
it's like our looking at the 1863 "Lincoln" movie:
73
232673
3414
Televizyon'da görürlerse, 1863 "Lincoln" filmini izlemek gibi.
03:56
It's history.
74
236087
1434
O Tarih.
03:57
And the real question is, what lessons did we learn?
75
237521
2973
Ve gerçek soru şu ki, hangi dersleri aldık ?
04:00
Well amazingly, the most important for me was this:
76
240494
2892
Şaşırtıcı bir şekilde, benim için en önemli olan
04:03
That children can be empowered to take ownership of their education.
77
243386
5300
çocuklar, eğitimlerinin sahipliğini ellerine almaya teşvik edilebilir.
04:08
They can be taught to be passionate
78
248686
2351
Tutkulu olmayı öğrenebilirler,
04:11
about wanting to learn and to love the idea of asking questions.
79
251037
4541
özellikle öğrenme isteği ve soru sorma fikrini sevme konusunda.
04:15
And so it is especially significant
80
255578
2795
Ve özellikle manidar olan ise
04:18
that the university I now lead,
81
258373
2086
şimdi yönetiyor olduğum üniversite
04:20
the University of Maryland, Baltimore County, UMBC,
82
260459
2795
Maryland Üniversitesi, Baltimore Country, UMBC
04:23
was founded the very year I went to jail with Dr. King, in 1963.
83
263254
5786
1963'te Dr. King ile hapse girdiğim sene kurulmuştu.
04:29
And what made that institutional founding especially important
84
269040
4170
Ve bu kuruluşu özellikle önemli kılan ise,
04:33
is that Maryland is the South, as you know,
85
273210
4534
bildiğiniz üzere, Maryland'in güneyde olması
04:37
and, quite frankly, it was the first university in our state
86
277744
4582
ve açıkçası, eyaletimizdeki ilk üniversite olmasıydı.
04:42
founded at a time when students of all races could go there.
87
282326
4076
Her ırka mensup öğrencilerin gidebileceği bir zamanda kuruldu.
04:46
And so we had black and white students and others who began to attend.
88
286402
3573
Ve okuyan siyah, beyaz ve başka öğrencilerimiz de vardı.
04:49
And it has been for 50 years an experiment.
89
289975
4185
50 yıl boyunca bir deney oldu.
04:54
The experiment is this:
90
294160
1700
Deney şuydu:
04:55
Is it possible to have institutions in our country, universities,
91
295860
3959
Ülkemizde, her türlü kökenden insanların gelip,
04:59
where people from all backgrounds can come and learn
92
299819
2937
birlikte çalışmayı öğrenebileceği,
05:02
and learn to work together and learn to become leaders
93
302756
3583
lider olmayı öğrenebileceği ve bu deneyimde birbirini destekleyecekleri
05:06
and to support each other in that experience?
94
306339
3573
kuruluşlar ve üniversiteler kurmamız mümkün mü?
05:09
Now what is especially important about that experience for me is this:
95
309912
4915
Şimdi bu deneyimin benim açımdan en önemli noktası şu:
05:14
We found that we could do a lot in the arts and humanities and social sciences.
96
314827
4668
Sanat, beşeri bilimler ve sosyal bilimler alanlarında yapacağımız çok iş olduğunu fark ettik.
05:19
And so we began to work on that, for years in the '60s.
97
319495
2556
Ve böylece 60'lı yıllar boyunca bunun üzerinde çalıştık.
05:22
And we produced a number of people in law, all the way to the humanities.
98
322051
3783
Ve hukuktan beşeri bilimlere kadar birçok insan yetiştirdik.
05:25
We produced great artists. Beckett is our muse.
99
325834
2633
Müthiş sanatçılar ortaya çıkardık. Beckett ilham kaynağımızdır.
05:28
A lot of our students get into theater.
100
328467
1537
Birçok öğrencimiz tiyatroya girdi.
05:30
It's great work.
101
330004
1000
Harika bir iş ortaya çıktı.
05:31
The problem that we faced was the same problem America continues to face --
102
331004
4032
Karşılaştığımız sorun, Amerika'nın hala kurtulamadığı sorunun aynısıydı --
05:35
that students in the sciences and engineering,
103
335036
1847
bilim ve mühendislik öğrencileri içerisinde
05:36
black students were not succeeding.
104
336883
2111
siyahi öğrenciler başarılı olamıyordu.
05:38
But when I looked at the data,
105
338994
1751
Fakat verileri incelediğimde,
05:40
what I found was that, quite frankly, students in general,
106
340745
3332
bulduğum şey, açıkça söylemek gerekirse, genelde öğrencilerin
05:44
large numbers were not making it.
107
344077
1623
birçoğunun bunu yapamadığıydı.
05:45
And as a result of that,
108
345700
1918
Ve bunun sonucunda,
05:47
we decided to do something that would help, first of all,
109
347618
3334
faydalı olacak bir şeyler yapmaya karar verdik, ilk olarak
05:50
the group at the bottom, African-American students, and then Hispanic students.
110
350952
4217
dipteki grup, yani Afro-Amerikan öğrencilere ve daha sonra İspanyol öğrencilere.
05:55
And Robert and Jane Meyerhoff, philanthropists, said, "We'd like to help."
111
355169
4331
Ve birer toplumsever olan Robert ve Jane Meyerhoff "Yardımımız dokunabilir" dedi.
05:59
Robert Meyerhoff said, "Why is it that everything I see on TV about black boys,
112
359500
3453
Robert Meyerhoff, "Neden TV'de siyahilerle ilgili olup basketbolla ilgili olmayan
06:02
if it's not about basketball, is not positive?
113
362953
2798
hiçbir şey pozitif değil?
06:05
I'd like to make a difference, to do something that's positive."
114
365751
2632
Bir fark yaratmak, pozitif bir şeyler yapmak istiyorum."
06:08
We married those ideas, and we created this Meyerhoff Scholars program.
115
368383
3667
Bu fikirlere sıkıca tutunduk ve işte bu Meyerhoff Burs programını hayata geçirdik.
06:12
And what is significant about the program
116
372050
2069
Ve programın en vurucu noktası
06:14
is that we learned a number of things.
117
374119
2481
birçok şey öğrenmiş olmamızdı.
06:16
And the question is this:
118
376600
1352
Sorulması gereken soru şu:
06:17
How is it that now we lead the country in producing African-Americans
119
377952
4465
Bugün nasıl oluyor da ülkeyi siyahi öğrencilerin bilim ve mühendislik alanlarında doktora yapmaya
06:22
who go on to complete Ph.D.'s in science and engineering and M.D./Ph.D.'s?
120
382417
4850
aday olması için seferber ediyoruz?
06:27
That's a big deal. Give me a hand for that. That's a big deal.
121
387267
2649
Bu büyük başarı. Hakkını vermek lazım. Büyük başarı.
06:29
That's a big deal. It really is.
122
389916
2235
Büyük bir olay. Gerçekten.
06:32
(Applause)
123
392151
2576
(Alkışlar)
06:34
You see, most people don't realize
124
394727
1944
Gördüğünüz gibi, çoğu insan
06:36
that it's not just minorities who don't do well in science and engineering.
125
396671
4050
sadece azınlığın bilim ve mühendislik alanlarında başarısız olmadığını göremiyor.
06:40
Quite frankly, you're talking about Americans.
126
400721
3617
Açık konuşacaksak, Amerikalılardan bahsediyoruz.
06:44
If you don't know it, while 20 percent of blacks and Hispanics
127
404338
3448
Bilmiyorsanız, bilim ve mühendislik alanlarında uzmanlık eğitimine
06:47
who begin with a major in science and engineering
128
407786
2335
başlayan siyahi ve İspanyol öğrencilerin sadece yüzde yirmisi
06:50
will actually graduate in science and engineering,
129
410121
2152
bilim ve mühendislik alanından mezun olurken,
06:52
only 32 percent of whites who begin with majors in those areas
130
412273
3554
bu alanlarda uzmanlık eğitimine başlayan beyaz öğrencilerin
06:55
actually succeed and graduate in those areas,
131
415827
2658
sadece yüzde 32'si ve Asyalı Amerikalıların sadece yüzde 42'si
06:58
and only 42 percent of Asian-Americans.
132
418485
2105
bu alanlarda gerçekten başarılı ve mezun olmaktadır.
07:00
And so, the real question is, what is the challenge?
133
420590
2611
Peki sorulması gereken soru, zor olan kısım ne?
07:03
Well a part of it, of course, is K-12.
134
423201
2387
Bunun bir parçası, tabi ki, K-12.
07:05
We need to strengthen K-12.
135
425588
1949
K-12'yi güçlendirmeliyiz.
07:07
But the other part has to do with the culture
136
427537
2296
Fakat diğer kısım da kampüslerimizdeki bilim
07:09
of science and engineering on our campuses.
137
429833
2660
ve mühendislik kültürüyle yakından ilgili.
07:12
Whether you know it or not, large numbers of students with high SAT's
138
432493
3845
Bilmem biliyor musunuz, yüksek SAT puanı ve
07:16
and large numbers of A.P. credits
139
436338
1465
yüksek A.P. puanı alan ve ülkemizin en prestijli
07:17
who go to the most prestigious universities in our country
140
437803
2702
üniversitelerine kayıt hakkı kazanan birçok öğrenci
07:20
begin in pre-med or pre-engineering and engineering, and they end up changing their majors.
141
440505
4831
tıp hazırlık, mühendislik hazırlık veya mühendislik bölümlerine başlayıp, sonradan alan değiştiriyor.
07:25
And the number one reason, we find, quite frankly,
142
445336
2466
Ve bulduğumuz sebeplerden en büyük olanı, açıkçası,
07:27
is they did not do well in first year science courses.
143
447802
2950
ilk yıllarında aldıkları bilim derslerinde başarısız olmalarıdır.
07:30
In fact, we call first year science and engineering, typically around America,
144
450752
3783
Aslında Amerika'da genel olarak ilk yılda alınan bilim ve mühendislik derslerini
07:34
weed-out courses or barrier courses.
145
454535
2134
eleme veya bariyer dersleri olarak nitelendiririz.
07:36
How many of you in this audience know somebody
146
456669
1768
İçinizden kaç kişi tıp veya mühendislik hazırlıkla başlayıp
07:38
who started off in pre-med or engineering
147
458437
1815
bir veya iki yıl içerisinde
07:40
and changed their major within a year or two?
148
460252
1885
uzmanlık alanını değiştiren birini tanıyor?
07:42
It's an American challenge. Half of you in the room.
149
462137
1798
Bu Amerika'nın bir gerçeği. Salonun yarısı tanıyor.
07:43
I know. I know. I know.
150
463935
1401
Biliyorum. Biliyorum. Biliyorum.
07:45
And what is interesting about that
151
465336
1658
Ve ilginç olan şu ki
07:46
is that so many students are smart and can do it.
152
466994
2710
birçok öğrenci zeki ve bunu başarabilir.
07:49
We need to find ways of making it happen.
153
469704
2266
Gerçekleştirmenin yollarını bulmalıyız.
07:51
So what are the four things we did to help minority students
154
471970
2607
Peki azınlıktaki öğrencilere ve şu an öğrencilerin geneline
07:54
that now are helping students in general?
155
474577
1809
yardımcı olmak için yarattığımız dört unsur nedir?
07:56
Number one: high expectations.
156
476386
1867
Bir numara: yüksek beklentiler
07:58
It takes an understanding of the academic preparation of students --
157
478253
4505
Bunu başarmak için öğrencilerin akademik hazırlanma anlayışı --
08:02
their grades, the rigor of the course work,
158
482758
2344
notları, ödevlerin güçlüğü,
08:05
their test-taking skills, their attitude,
159
485102
2451
test yetenekleri, tutumları,
08:07
the fire in their belly, the passion for the work, to make it.
160
487553
2725
başarma istekleri, işe yönelik tutkuları oldukça önemli.
08:10
And so doing things to help students prepare to be in that position, very important.
161
490278
4241
Ve öğrencilere bu konuma gelmeleri için el uzatmak büyük önem taşıyor.
08:14
But equally important, it takes an understanding that it's hard work that makes the difference.
162
494519
5099
Fakat aynı şekilde önemli olan bir başka şey de farkı yaratanın sıkı çalışma olduğu gerçeği.
08:19
I don't care how smart you are or how smart you think you are.
163
499618
2518
Ne kadar zeki olduğunuz veya ne kadar zeki olduğunuzu düşündüğünüz önemli değil.
08:22
Smart simply means you're ready to learn.
164
502136
2367
Zeki olmanız, basitçe, öğrenmeye hazır olmanız demektir.
08:24
You're excited about learning and you want to ask good questions.
165
504503
3242
Öğrenmeye heveslisiniz ve güzel sorular sormak istiyorsunuz.
08:27
I. I. Rabi, a Nobel laureate, said that when he was growing up in New York,
166
507745
4287
Nobel sahibi I.I. Rabi, New York'ta büyürken arkadaşlarının anne babalarının
08:32
all of his friends' parents would ask them
167
512032
2546
onlara günün sonunda
08:34
"What did you learn in school?" at the end of a day.
168
514578
2642
"Okulda ne öğrendiniz?" sorusunu yönelttiğini söyledi.
08:37
And he said, in contrast, his Jewish mother would say,
169
517220
3537
Ve bu sorunun aksine Musevi olan annesinin kendisine
08:40
"Izzy, did you ask a good question today?"
170
520757
3062
"Izzy, bugün güzel bir soru sordun mu?" diye sorduğunu anlattı.
08:43
And so high expectations have to do with curiosity
171
523819
2699
Yani yüksek beklentiler merak ve genç insanları
08:46
and encouraging young people to be curious.
172
526518
2518
meraklı olmaya itmekle ilgilidir.
08:49
And as a result of those high expectations,
173
529036
1516
Ve bu büyük beklentilerin sonucu olarak,
08:50
we began to find students we wanted to work with
174
530552
2667
beraber çalışmak istediğimiz öğrencileri bulmaya başladık
08:53
to see what could we do to help them,
175
533219
1693
onlara nasıl yardım edebileceğimizi düşündük,
08:54
not simply to survive in science and engineering,
176
534912
2540
sadece fen ve mühendislik derslerini geçmeleri için değil,
08:57
but to become the very best, to excel.
177
537452
2934
en iyi olmaları, sivrilmeleri için.
09:00
Interestingly enough, an example:
178
540386
1817
Yeterince ilginç bir örnek var:
09:02
One young man who earned a C in the first course and wanted to go on to med school,
179
542203
4902
İlk derste C alan ve tıp bölümüne başlamak isteyen genç bir adam vardı,
09:07
we said, "We need to have you retake the course,
180
547105
2115
ona, "Dersi yeniden alman gerekiyor,
09:09
because you need a strong foundation if you're going to move to the next level."
181
549220
3784
çünkü sonraki seviyeye çıkacaksan sağlam temellere basmanı istiyoruz" dedik.
09:13
Every foundation makes the difference in the next level.
182
553004
3031
Her sağlam temel, sonraki seviyede fark yaratır.
09:16
He retook the course.
183
556035
1141
Dersi yeniden aldı.
09:17
That young man went on to graduate from UMBC,
184
557176
2429
O genç adam UMBC'den mezun olup
09:19
to become the first black to get the M.D./Ph.D. from the University of Pennsylvania.
185
559605
4197
Pennsylvania Üniversitesi'nden doktora derecesi alan ilk siyahi insan oldu.
09:23
He now works at Harvard.
186
563802
1206
Şu an Harvard'da çalışıyor.
09:25
Nice story. Give him a hand for that too.
187
565008
2447
Güzel bir öykü. Bunun da hakkını verelim.
09:27
(Applause)
188
567455
2430
(Alkışlar)
09:29
Secondly, it's not about test scores only.
189
569886
2495
İkincisi, konu sadece sınav puanı değil.
09:32
Test scores are important, but they're not the most important thing.
190
572381
1989
Sınav puanları önemli, fakat en önemli konu değil.
09:34
One young woman had great grades, but test scores were not as high.
191
574370
3045
Genç bir kadının çok güzel notları vardı, fakat sınav puanları o kadar yüksek değildi.
09:37
But she had a factor that was very important.
192
577415
2049
Fakat oldukça önemli bir etmeni vardı.
09:39
She never missed a day of school, K-12.
193
579464
3248
Okula yani K-12'ye bir gün bile gitmemezlik yapmadı.
09:42
There was fire in that belly.
194
582712
1421
Bu kadın hevesle doluydu.
09:44
That young woman went on, and she is today with an M.D./Ph.D. from Hopkins.
195
584133
4124
Bu kadın eğitimine devam etti ve bugün Hopkins'ten doktora derecesine sahip.
09:48
She's on the faculty, tenure track in psychiatry, Ph.D. in neuroscience.
196
588257
4187
Fakültede psikiyatri bölümünde daimi kadrolu çalışıyor, sinirbilim alanında doktora sahibi.
09:52
She and her adviser have a patent on a second use of Viagra for diabetes patients.
197
592475
4811
O ve danışman hocasının diyabet hastaları üzerinde Viagra'nın ikincil kullanımına dair patenti var.
09:57
Big hand for her. Big hand for her.
198
597286
2485
Ona büyük bir alkış. Büyük alkış.
09:59
(Applause)
199
599771
1386
(Alkışlar)
10:01
And so high expectations, very important.
200
601157
2520
Yani büyük beklentiler, çok önemli.
10:03
Secondly, the idea of building community among the students.
201
603677
2859
İkincisi, öğrenciler arasında bir birlik oluşturmak.
10:06
You all know that so often in science and engineering
202
606536
2767
Bilirsiniz, bilim ve mühendislikte sıklıkla
10:09
we tend to think cutthroat.
203
609303
1691
acımasızca düşünürüz.
10:10
Students are not taught to work in groups.
204
610994
2316
Öğrenciler grup çalışmasına yatkın değildir.
10:13
And that's what we work to do with that group
205
613310
1892
Ve bu grupla başarmak istediğimiz şey
10:15
to get them to understand each other,
206
615202
1503
birbirlerini anlamalarını sağlamak,
10:16
to build trust among them, to support each other,
207
616705
2623
aralarında güven oluşturmak, birbirlerini desteklemelerine,
10:19
to learn how to ask good questions,
208
619328
1709
güzel sorular sormayı,
10:21
but also to learn how to explain concepts with clarity.
209
621037
3487
diğer yandan da kavramları net bir şekilde açıklamayı öğrenmelerine yardımcı olmak.
10:24
As you know, it's one thing to earn an A yourself,
210
624524
2263
Bildiğiniz üzere, kendi başına A almak bir şey,
10:26
it's another thing to help someone else do well.
211
626787
2125
başkasının notunu da iyileştirmek ayrı bir şey.
10:28
And so to feel that sense of responsibility makes all the difference in the world.
212
628912
3915
Ve sorumluluk hissinin dünyadaki tüm farkları oluşturduğunu hissetmek ayrı bir şey.
10:32
So building community among those students, very important.
213
632827
2947
Bu yüzden bu öğrenciler arasında birlik oluşturmak çok önemli.
10:35
Third, the idea of, it takes researchers to produce researchers.
214
635774
4804
Üçüncüsü, şu fikir: araştırmacı yetiştirmek için araştırmacılar gerekir.
10:40
Whether you're talking about artists producing artists
215
640578
2529
İster sanatçı yetiştiren sanatçılardan bahsedin,
10:43
or you're talking about people getting into the social sciences,
216
643107
2915
ister insanların sosyal bilimlerle ilgilenmeye başlamasından,
10:46
whatever the discipline -- and especially in science and engineering, as in art, for example --
217
646022
4847
disiplin ne olursa olsun -- ve özellikle sanatta olduğu gibi bilim ve mühendislik alanlarında örneğin --
10:50
you need scientists to pull the students into the work.
218
650869
2803
öğrencileri konuya çekmek için bilim adamlarına ihtiyaç duyarsınız.
10:53
And so our students are working in labs regularly.
219
653672
2740
Bu yüzden bizim öğrencilerimiz düzenli olarak laboratuvarlarda çalışıyor.
10:56
And one great example that you'll appreciate:
220
656412
2374
Ve yine hoşunuza gidecek bir başka güzel örnek:
10:58
During a snowstorm in Baltimore several years ago,
221
658786
3060
Birkaç yıl önce Baltimore'daki bir kar fırtınası sırasında,
11:01
the guy on our campus with this Howard Hughes Medical Institute grant
222
661846
3620
kampüsümüzde Howard Hughes Tıp Enstitüsü bursu alan öğrencilerimizden biri
11:05
literally came back to work in his lab after several days,
223
665466
4424
birkaç gün sonra laboratuvarında çalışmak üzere geri döndü,
11:09
and all these students had refused to leave the lab.
224
669890
3293
ve tüm bu öğrenciler laboratuvardan çıkmayı reddetmişti.
11:13
They had food they had packed out.
225
673183
2084
Önceden yanlarına yiyecek almışlardı.
11:15
They were in the lab working,
226
675267
1315
Laboratuvarda çalışıyorlardı,
11:16
and they saw the work, not as schoolwork, but as their lives.
227
676582
4001
ve işi okul ödevi olarak değil, yaşamlarının bir parçası olarak görüyorlardı.
11:20
They knew they were working on AIDS research.
228
680583
1912
AIDS araştırmasında yer aldıklarını biliyorlardı.
11:22
They were looking at this amazing protein design.
229
682495
3208
Proteinin muhteşem tasarımını inceliyorlardı.
11:25
And what was interesting was each one of them focused on that work.
230
685703
4333
Ve ilginç olan, hepsinin bu işe odaklanmış olmasıydı.
11:30
And he said, "It doesn't get any better than that."
231
690036
2166
Ve o öğrenci: "Bundan daha iyi olamaz" dedi.
11:32
And then finally, if you've got the community
232
692202
2085
Ve son olarak, birlik sağlamışsanız
11:34
and you've got the high expectations and you've got researchers producing researchers,
233
694287
3613
ve yüksek beklentileriniz ve araştırmacı yetiştiren araştırmacılara sahipseniz,
11:37
you have to have people who are willing as faculty
234
697900
2888
fakülte olarak sınıfta bile bu öğrencilerle ilgilenmek için
11:40
to get involved with those students, even in the classroom.
235
700788
3063
istekli olacak insanlara sahip olmalısınız.
11:43
I'll never forget a faculty member calling the staff and saying,
236
703851
2448
Bir fakülte üyesinin personeli çağırıp,
11:46
"I've got this young man in class, a young black guy,
237
706299
2445
"Sınıfta genç bir çocuk var, genç bir siyahi öğrenci,
11:48
and he seems like he's just not excited about the work.
238
708744
3040
ve iş için yeterli hevesi yakalayamamış gibi görünüyor.
11:51
He's not taking notes. We need to talk to him."
239
711784
2235
Not almıyor. Onunla konuşmamız lazım" dediğini unutmayacağım.
11:54
What was significant was that the faculty member was observing every student
240
714019
3872
Önemli nokta şuydu; fakülte üyesi her öğrenciyi gözlemliyordu, çünkü
11:57
to understand who was really involved and who was not
241
717891
2916
kimin ilgili olup kimin olmadığını anlamaya çalışıyordu
12:00
and was saying, "Let me see how I can work with them.
242
720807
2367
ve şunu diyordu: "Bakalım onlarla nasıl çalışabilirim.
12:03
Let me get the staff to help me out."
243
723174
1237
Bana yardım etmeleri için personeli toplamalıyım."
12:04
It was that connecting.
244
724411
1152
Bu kadar birleştiriciydi.
12:05
That young man today is actually a faculty member M.D./Ph.D. in neuroengineering at Duke.
245
725563
4932
Bugün o genç adam Duke Üniversitesi'nde neromühendislik alanında doktora sahibi bir fakülte üyesi.
12:10
Give him a big hand for that.
246
730495
1212
Ona da büyük bir alkış alayım.
12:11
(Applause)
247
731707
1996
(Alkışlar)
12:13
And so the significance is that we have now developed this model
248
733703
4820
Ve önemli olan şey bu modeli geliştirmiş olmamız
12:18
that is helping us, not only finally with evaluation, assessing what works.
249
738523
4165
ki bu model sadece değer biçmede değil, neyin işe yaradığını değerlendirmede de yardımcı oluyor.
12:22
And what we learned was that we needed to think about redesigning courses.
250
742688
3432
Ve şunu öğrendik ki dersleri yeniden tasarlama üzerine kafa yormalıyız.
12:26
And so we redesigned chemistry, we redesigned physics.
251
746120
2541
Ve böylece kimyayı yeniden tasarladık, fiziği yeniden tasarladık.
12:28
But now we are looking at redesigning the humanities and social sciences.
252
748661
3661
Fakat şu an gözümüzü beşeri ve sosyal bilimleri yeniden tasarlamaya dikmiş durumdayız.
12:32
Because so many students are bored in class.
253
752322
2547
Çünkü derslerde birçok öğrenci sıkılıyor.
12:34
Do you know that?
254
754869
1180
Bunu biliyor musunuz?
12:36
Many students, K-12 and in universities,
255
756049
1946
Birçok öğrenci, K-12'de ve üniversitelerde,
12:37
don't want to just sit there and listen to somebody talk.
256
757995
2505
sadece yerlerinde oturup konuşan birisini dinlemek istemiyor.
12:40
They need to be engaged.
257
760500
1370
Olaya dahil olmak istiyorlar.
12:41
And so we have done -- if you look at our website at the Chemistry Discovery Center,
258
761870
3450
Ve bu yüzden bunu yaptık -- Kimya Keşif Merkezi'ndeki web sitemize göz atarsanız,
12:45
you'll see people coming from all over the country
259
765320
1965
ülke genelinden birçok insanın
12:47
to look at how we are redesigning courses,
260
767285
2579
dersleri nasıl yeniden tasarladığımızı,
12:49
having an emphasis on collaboration, use of technology,
261
769864
3491
işbirliğine ve teknoloji kullanımına nasıl dikkat çektiğimizi,
12:53
using problems out of our biotech companies on our campus,
262
773355
3230
kampüsümüzdeki biyoteknoloji şirketlerinde oluşan problemleri nasıl kullandığımızı,
12:56
and not giving students the theories,
263
776585
2030
ve öğrencilere teorileri vermeden,
12:58
but having them struggle with those theories.
264
778615
2232
bu teorilerle nasıl uğraşmalarını sağladığımızı görmek için geldiklerini göreceksiniz.
13:00
And it's working so well that throughout our university system in Maryland,
265
780847
3659
Ve sistem o kadar iyi işliyor ki Maryland'deki üniversite sistemimizde
13:04
more and more courses are being redesigned.
266
784506
2041
yeniden tasarlanan ders sayısı giderek artıyor.
13:06
It's called academic innovation.
267
786547
1834
Buna akademik yenilik deniyor.
13:08
And what does all of that mean?
268
788381
1205
Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?
13:09
It means that now, not just in science and engineering,
269
789586
2843
Bu; şimdi, sadece bilim ve mühendislik alanında değil,
13:12
we now have programs in the arts, in the humanities, in the social sciences,
270
792429
4108
sanat, beşeri bilimler, sosyal bilimler,
13:16
in teacher education, even particularly for women in I.T.
271
796537
4592
öğretmen yetiştirme ve hatta özellikle bilişim alanındaki kadınlarla ilgili programlarımız var demek.
13:21
If you don't know it, there's been a 79-percent decline
272
801129
4087
Bilginiz olsun, sadece 2000 yılından bu yana bilgisayar bilimi
13:25
in the number of women majoring in computer science just since 2000.
273
805216
4118
alanında uzmanlaşan kadın sayısında %79'luk bir azalma var.
13:29
And what I'm saying is that what will make the difference
274
809334
3313
Ve söylemek istediğim, farkı yaratacağız
13:32
will be building community among students,
275
812647
2555
öğrenciler arasında birlik sağlayacağız,
13:35
telling young women, young minority students and students in general,
276
815202
2996
genç kadınlara, azınlıktaki genç öğrencilere ve öğrencilerin geneline
13:38
you can do this work.
277
818198
1249
bu işi başarabileceklerini söyleyeceğiz.
13:39
And most important, giving them a chance to build that community
278
819447
3270
Ve en önemlisi, onlara bu birliği fakültenin onları çalışmaya sevk edeceği
13:42
with faculty pulling them into the work
279
822717
2163
ve bizim neyin işe yarayıp neyin yaramadığını
13:44
and our assessing what works and what does not work.
280
824880
2518
değerlendirdiğimiz bir ortamda oluşturmalarına fırsat vereceğiz.
13:47
Most important, if a student has a sense of self,
281
827398
3848
En önemli şey, eğer bir öğrencide benlik hissi varsa,
13:51
it is amazing how the dreams and the values
282
831246
2884
hayallerin ve değerlerin dünyadaki
13:54
can make all the difference in the world.
283
834130
1989
tüm farkı nasıl şaşırtıcı bir şekilde yarattığıdır.
13:56
When I was a 12-year-old child in the jail in Birmingham,
284
836119
3630
Birmingham'da hapishanede 12 yaşında bir çocukken,
13:59
I kept thinking, "I wonder what my future could be."
285
839749
3264
sürekli "Geleceğimin nelere gebe olduğunu merak ediyorum" diye düşündüm.
14:03
I had no idea that it was possible for this little black boy in Birmingham
286
843013
5785
Birmingham'daki bu küçük siyahi çocuğun bir gün
14:08
to one day be president of a university that has students from 150 countries,
287
848798
4965
150 ülkeden öğrenci kabul eden bir üniversitenin rektörü olacağına ihtimal vermezdim,
14:13
where students are not there just to survive,
288
853763
2356
öğrencilerin sadece dersi geçmeye çalışmayıp,
14:16
where they love learning, where they enjoy being the best,
289
856119
4001
öğrenmeyi sevdiği, en iyi olmanın keyfini çıkardığı,
14:20
where they will one day change the world.
290
860120
2541
bir gün dünyayı değiştirebilecekleri bir üniversite.
14:22
Aristotle said, "Excellence is never an accident.
291
862661
3375
Aristo der ki, "Mükemmellik asla tesadüf değildir.
14:26
It is the result of high intention, sincere effort and intelligent execution.
292
866036
5995
Büyük istek, samimi çaba ve zekice uygulamanın bir sonucudur.
14:32
It represents the wisest option among many alternatives."
293
872031
3932
Birçok alternatif içerisindeki en iyi seçeneği ifade eder."
14:35
And then he said something that gives me goosebumps.
294
875963
2334
Bir başka sözü de tüylerimi diken diken eder.
14:38
He said, "Choice, not chance, determines your destiny."
295
878297
5647
Der ki, "Kaderinizi belirleyen şans değil, seçimlerinizdir.
14:43
Choice, not chance, determines your destiny, dreams and values.
296
883944
7562
Kaderinizi, hayallerinizi ve değerlerinizi belirleyen şans değil, seçimlerinizdir.
14:51
Thank you all very much.
297
891506
1934
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
14:53
(Applause)
298
893440
10902
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7