How Syria's architecture laid the foundation for brutal war | Marwa Al-Sabouni

128,404 views ・ 2016-08-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aysu Uslu Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Bu konuşma Suriye'deki altı yıllık savaşta tahrip edilmiş bir şehir olan Humus'ta
2016 yılının Mayıs ayında internet üzerinden kaydedilmiştir.
00:19
Hi. My name is Marwa, and I'm an architect.
0
19893
2865
Merhaba. İsmim Marwa ve bir mimarım.
00:23
I was born and raised in Homs,
1
23167
1826
Suriye'nin iç batısında bulunan Humus'ta
00:25
a city in the central western part of Syria,
2
25017
2718
doğup büyüdüm
00:27
and I've always lived here.
3
27759
1329
ve hep burada yaşadım.
00:29
After six years of war,
4
29905
1572
Savaşın altı yılının ardından
00:31
Homs is now a half-destroyed city.
5
31501
1928
Humus şu anda yarısı yıkılmış bir şehir.
00:34
My family and I were lucky; our place is still standing.
6
34001
3127
Ailem ve ben şanslıyız, çünkü evimiz hâlâ ayakta.
00:37
Although for two years, we were like prisoners at home.
7
37152
3183
Yine de iki yıl boyunca evde tutsak hayatı yaşadık.
00:40
Outside there were demonstrations and battles and bombings and snipers.
8
40359
4689
Dışarıda gösteriler, çatışmalar, bombalı eylemler ve keskin nişancılar vardı.
00:46
My husband and I used to run an architecture studio
9
46080
3052
Eşim ve ben eski şehrin meydanında
00:49
in the old town main square.
10
49156
1642
bir mimarlık atölyesi işletiyorduk.
00:51
It's gone, as is most of the old town itself.
11
51333
2759
Eski şehrin çoğu gibi o da yerle bir oldu.
00:54
Half of the city's other neighborhoods
12
54685
1881
Şehrin diğer mahallelerinin yarısı
00:56
are now rubble.
13
56590
1157
şu anda harabe.
00:58
Since the ceasefire in late 2015,
14
58414
2232
2015'in sonlarında yapılan ateşkesten bu yana,
01:00
large parts of Homs have been more or less quiet.
15
60670
2915
Humus'un büyük bir kesimi aşağı yukarı sakin.
01:03
The economy is completely broken, and people are still fighting.
16
63609
3693
Ekonomi tamamen çökmüş vaziyette ve insanlar hâlâ mücadele ediyor.
01:07
The merchants who had stalls in the old city market
17
67326
2477
Eskiden eski şehirde dükkânı olan tüccarlar
01:09
now trade out of sheds on the streets.
18
69827
2445
şimdi içeride değil, sokaklarda ticaret yapıyorlar.
01:12
Under our apartment, there is a carpenter,
19
72296
2496
Apartmanımızın altında bir marangoz,
01:14
sweetshops, a butcher, a printing house, workshops, among many more.
20
74816
4546
tatlıcılar, bir kasap, bir matbaa, bir fabrika ve daha niceleri var.
01:20
I have started teaching part-time,
21
80251
2124
Yarı zamanlı olarak öğretmenliğe başladım
01:22
and with my husband, who juggles several jobs,
22
82399
2514
ve aynı anda birçok iş yapan eşimle beraber
01:24
we've opened a small bookshop.
23
84937
1636
küçük bir kitabevi açtık.
01:26
Other people do all sorts of jobs to get by.
24
86938
2825
Diğer insanlar da geçinebilmek için çeşitli işler yapıyorlar.
01:30
When I look at my destroyed city, of course, I ask myself:
25
90803
3254
Harap olmuş şehrime baktığımda ister istemez kendime soruyorum:
01:34
What has led to this senseless war?
26
94081
1927
Bu anlamsız savaşa yol açan şey neydi?
01:36
Syria was largely a place of tolerance,
27
96778
2231
Suriye büyük ölçüde bir hoşgörü ülkesi,
01:39
historically accustomed to variety,
28
99033
2040
tarihsel açıdan da çeşitliliğe alışık
01:41
accommodating a wide range of beliefs, origins, customs,
29
101097
3281
ve pek çok inanca, millete, geleneğe, eşyaya ve yiyeceğe ev sahipliği
01:44
goods, food.
30
104402
1183
yapan bir yerdi.
01:46
How did my country --
31
106315
1165
Benim ülkem --
01:47
a country with communities living harmoniously together
32
107504
2698
halkların uyumlu bir biçimde birlikte yaşadığı
01:50
and comfortable in discussing their differences --
33
110226
2491
ve fikir ayrılıklarını rahatlıkla ele alabilen bir ülke --
01:52
how did it degenerate into civil war, violence, displacement
34
112741
4085
nasıl iç savaşa, şiddete, göçe ve eşi benzeri görülmemiş
01:56
and unprecedented sectarian hatred?
35
116850
2905
bir mezhep nefretine dönüştü?
02:00
There were many reasons that had led to the war --
36
120239
2808
Bu savaşa sebep olan birçok faktör vardı:
02:03
social, political and economic.
37
123071
2085
Sosyal, siyasal ve iktisadi.
02:05
They all have played their role.
38
125743
1564
Hepsinin de payı var.
02:07
But I believe there is one key reason that has been overlooked
39
127331
3872
Ama şuna inanıyorum ki gözden kaçırılan ve incelenmesi gereken,
savaşın tekrar gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine
02:11
and which is important to analyze,
40
131227
1910
02:13
because from it will largely depend
41
133161
2326
emin olmamıza fazlasıyla bağlı olan
02:15
whether we can make sure that this doesn't happen again.
42
135511
2927
temel bir sebep var.
02:19
And that reason is architecture.
43
139372
1992
Bu sebep, mimari.
02:21
Architecture in my country has played an important role
44
141818
2581
Benim ülkemde mimari, savaşan taraflar arasında
02:24
in creating, directing and amplifying conflict between warring factions,
45
144423
4020
bir anlaşmazlık yaratmada, yönetmede ve büyütmede önemli bir role sahip,
02:28
and this is probably true for other countries as well.
46
148467
2876
bu diğer ülkeler için de geçerli olabilir.
02:31
There is a sure correspondence between the architecture of a place
47
151750
3532
Bir yerin mimarisiyle orada yaşayan topluluğun karakteri arasında
02:35
and the character of the community that has settled there.
48
155306
2937
mutlak bir uyum vardır.
02:38
Architecture plays a key role in whether a community crumbles
49
158711
3715
Mimari bir topluluğun dağılmasında da birleşmesinde de
02:42
or comes together.
50
162450
1239
söz sahibidir.
Suriye halkı birbirinden farklı geleneklerin birlikteliği ile
02:44
Syrian society has long lived the coexistence
51
164060
2505
02:46
of different traditions and backgrounds.
52
166589
2356
yaşamını uzun zamandır sürdürmekte.
02:48
Syrians have experienced the prosperity of open trade
53
168969
2730
Suriyeliler açık ticaretin ve sürdürülebilir toplum politikasının
02:51
and sustainable communities.
54
171723
1752
getirdiği zenginliği de yaşadı.
02:53
They have enjoyed the true meaning of belonging to a place,
55
173499
3071
Bir yere ait olmanın tadını çıkardılar
02:56
and that was reflected in their built environment,
56
176594
2703
ve bu da çevre yapılanmasına,
02:59
in the mosques and churches built back-to-back,
57
179321
2468
camilere, arka arkaya inşa edilen kiliselere,
03:01
in the interwoven souks and public venues,
58
181813
2247
iç içe geçmiş pazar yerlerine, halka açık alanlara
03:04
and the proportions and sizes based on principles of humanity and harmony.
59
184084
4213
insanlığın ve uyumun ilkelerine dayalı ölçülere yansıtıldı.
03:08
This architecture of mixity can still be read in the remains.
60
188948
3412
Bu karışımın mimarisi hâlâ kalıntılar sayesinde gözlenebilir.
03:12
The old Islamic city in Syria was built over a multilayered past,
61
192384
3738
Suriye'deki eski İslam şehri, kendisiyle bütünleşen ve o ruhu kucaklayan
03:16
integrating with it and embracing its spirit.
62
196147
2431
çok katmanlı bir geçmiş üzerine kurulmuştu
03:18
So did its communities.
63
198602
1627
Halk da öyleydi.
03:20
People lived and worked with each other
64
200253
1928
İnsanlar kendilerine aidiyet duygusu veren
03:22
in a place that gave them a sense of belonging
65
202205
2206
ve evlerindeymiş gibi hissettiren bir yerde
03:24
and made them feel at home.
66
204435
2005
hep beraber yaşadılar ve çalıştılar.
03:26
They shared a remarkably unified existence.
67
206464
2300
Takdire değer, müşterek bir hayatı paylaştılar.
03:29
But over the last century,
68
209748
1465
Ama son yüzyılda
03:31
gradually this delicate balance of these places has been interfered with;
69
211237
4501
buralara ait bu hassas denge, Fransızlar çağ dışı olarak gördükleri
03:35
first, by the urban planners of the colonial period,
70
215762
2680
Suriye şehirlerini dönüştürmeye koyulduklarında,
03:38
when the French went enthusiastically about,
71
218466
2214
sömürge döneminin şehir planlayıcıları tarafından
03:40
transforming what they saw as the un-modern Syrian cities.
72
220704
3258
yavaş yavaş bozuldu.
03:43
They blew up city streets and relocated monuments.
73
223986
2977
Şehrin sokaklarını tahrip ettiler ve anıtları değiştirdiler.
03:48
They called them improvements,
74
228255
1976
Tüm bunlara yenilik dediler
03:50
and they were the beginning of a long, slow unraveling.
75
230255
3376
ama bunlar, uzun ve yavaş bir yıkım sürecinin başlangıcıydı.
03:53
The traditional urbanism and architecture of our cities
76
233655
2890
Şehirlerimizin geleneksel kentleşmesi ve mimarisi
03:56
assured identity and belonging not by separation,
77
236569
3166
ayrılarak değil, iç içe geçerek birliği ve aidiyeti
03:59
but by intertwining.
78
239759
1754
sağlamlaştırdı.
04:01
But over time, the ancient became worthless, and the new, coveted.
79
241537
3737
Fakat zaman içinde, eski şehir değerini kaybetti ve yenisi öne çıktı.
04:05
The harmony of the built environment and social environment
80
245641
2992
Mamur çevreyle sosyal çevrenin ahengi,
04:08
got trampled over by elements of modernity --
81
248657
2663
çağdaşlık unsurları tarafından ayaklar altına alındı:
04:11
brutal, unfinished concrete blocks,
82
251344
2182
Vahşi, tamamlanmamış beton bloklar,
04:13
neglect, aesthetic devastation,
83
253550
2699
ihmal, estetik bozukluk,
04:16
divisive urbanism that zoned communities by class, creed or affluence.
84
256273
5141
toplumu sınıflara, mezhebe ya da zenginliğe göre ayıran bir şehircilik.
04:21
And the same was happening to the community.
85
261859
2469
Ve tüm bunlar toplumda da meydana geliyordu.
04:24
As the shape of the built environment changed,
86
264352
2595
Yapılı çevrenin de düzenlenmesiyle,
04:26
so the lifestyles and sense of belonging of the communities
87
266971
3308
halkın yaşam şekli ve aidiyet duygusu da
04:30
also started changing.
88
270303
1711
değişmeye başladı.
04:32
From a register of togetherness, of belonging,
89
272038
2617
Mimari birliğin ve aidiyetin simgesiyken
04:34
architecture became a way of differentiation,
90
274679
2571
bir ayrımcılık yöntemine dönüştü
04:37
and communities started drifting apart
91
277274
2397
ve halklar önceden onları bir arada tutan
04:39
from the very fabric that used to unite them,
92
279695
2971
yapıdan ve ortak varlıklarını temsil eden
04:42
and from the soul of the place that used to represent their common existence.
93
282690
4727
yerin ruhundan giderek uzaklaşmaya başladılar.
04:47
While many reasons had led to the Syrian war,
94
287441
2389
Suriye'deki savaşa yol açan pek çok sebep varken,
04:49
we shouldn't underestimate the way in which,
95
289854
2119
insanlık dışı mimarinin de asimilasyona,
04:51
by contributing to the loss of identity and self-respect,
96
291997
3849
öz saygı ve kentsel bölge kavramlarının yok olmasına katkı sağlayarak
04:55
urban zoning and misguided, inhumane architecture
97
295870
3377
mezhep ayrımını ve düşmanlığı
04:59
have nurtured sectarian divisions and hatred.
98
299271
2709
besleme şeklini azımsamamalıyız.
05:02
Over time, the united city has morphed into a city center
99
302416
3389
Zamanla o ahenk hâlindeki şehir, bir çember boyunca uzanan azınlık
05:05
with ghettos along its circumference.
100
305829
2517
mahalleleriyle bir şehir merkezine dönüştü
05:08
And in turn, the coherent communities became distinct social groups,
101
308782
4065
ve buna bağlı olarak da, uyumlu toplumlar birbirine ve çevreye
05:12
alienated from each other and alienated from the place.
102
312871
3276
yabancılaşarak ayrık sosyal gruplar hâline geldi.
05:17
From my point of view,
103
317133
1358
Benim bakış açıma göre,
05:18
losing the sense of belonging to a place
104
318515
2117
bir yere dair aidiyet duygusunu kaybetmek
05:20
and a sense of sharing it with someone else
105
320656
2172
ve bu hissi başkalarıyla paylaşamamak
05:22
has made it a lot easier to destroy.
106
322852
2320
o bölgenin tahribatını kolaylaştırıyor.
05:25
The clear example can be seen in the informal housing system,
107
325196
3684
Bunun en iyi örneği, savaştan önce nüfusun %40'ından fazlasına
05:28
which used to host, before the war, over 40 percent of the population.
108
328904
4496
ev sahipliği yapan kaçak yapılanma planları.
05:33
Yes, prior to the war, almost half of the Syrian population
109
333424
3810
Evet, savaştan önce Suriye nüfusunun neredeyse yarısı
05:37
lived in slums,
110
337258
1435
gecekondu mahallelerinde
05:38
peripheral areas without proper infrastructure,
111
338717
3102
ve düzgün bir altyapısı olmayan,
05:41
made of endless rows of bare block boxes
112
341843
2873
genelde dinlerine, zümrelerine, kökenlerine ya da tamamına
05:44
containing people,
113
344740
1428
bağlı olarak aynı kesimden
05:46
people who mostly belonged to the same group,
114
346192
2135
insanları barındıran, sayısız sırada
05:48
whether based on religion, class, origin or all of the above.
115
348351
4190
tek bloklardan oluşan sınır bölgelerinde yaşıyordu.
05:53
This ghettoized urbanism proved to be a tangible precursor of war.
116
353772
4634
Bu gettolaşan şehircilik savaşın somut bir habercisi olarak ortaya çıktı.
05:58
Conflict is much easier between pre-categorized areas --
117
358430
3354
Uyuşmazlıksa "diğerlerinin" yaşadığı, önceden belirlenmiş alanlar arasında
06:01
where the "others" live.
118
361808
1293
çok daha sorunsuz.
06:03
The ties that used to bind the city together --
119
363750
2533
Şehri önceden bir arada tutan,
06:06
whether they were social, through coherent building,
120
366307
2660
toplumsalsa kaynaşık binalar aracılığıyla,
06:08
or economic, through trade in the souk,
121
368991
2133
iktisadiyse pazarlardaki ticaret aracılığıyla
06:11
or religious, through the coexistent presence --
122
371148
2886
ya da dini ise bir arada yaşamakla sağlanan bağlar,
06:14
were all lost in the misguided and visionless modernization
123
374058
3712
yanlış yönlendirilmiş ve vizyonsuzca gerçekleştirilmiş kentleşmeyle beraber
06:17
of the built environment.
124
377794
1364
yok oldu.
06:19
Allow me an aside.
125
379782
1265
Müsaadenizle bir parantez açıyorum.
06:21
When I read about heterogeneous urbanism in other parts of the world,
126
381467
4183
İngiliz şehirlerindeki etnik mahallelerin
ya da Paris'in, Brüksel'in de aralarında bulunduğu,
06:25
involving ethnic neighborhoods in British cities
127
385674
2472
dünyanın diğer kesimlerindeki heterojen şehircilik hakkında bir şeyler okuduğumda,
06:28
or around Paris or Brussels,
128
388170
2109
06:30
I recognize the beginning of the kind of instability
129
390303
3594
Suriye'de feci bir şekilde şahit olduğumuz
06:33
we have witnessed so disastrously here in Syria.
130
393921
2930
bir çeşit istikrarsızlığın başlangıcını görüyorum.
06:38
We have severely destroyed cities,
131
398027
2206
Humus, Halep, Dera ve daha pek çok
06:40
such as Homs, Aleppo, Daraa and many others,
132
400257
3181
ağır tahribata uğramış şehirlerimiz var
06:43
and almost half of the population of the country is now displaced.
133
403462
3859
ve şu anda ülke nüfusunun neredeyse yarısı göç etmiş durumda.
06:47
Hopefully, the war will end,
134
407345
2148
Umuyorum ki savaş sona erecek,
06:49
and the question that, as an architect, I have to ask, is:
135
409517
3494
benim bir mimar olarak sormam gereken soruysa şu:
06:53
How do we rebuild?
136
413341
1452
Nasıl yeniden inşa edeceğiz?
06:55
What are the principles that we should adopt
137
415317
2636
Aynı hataları tekrarlamamak adına
06:57
in order to avoid repeating the same mistakes?
138
417977
2758
hangi ilkeleri benimsemeliyiz?
07:01
From my point of view, the main focus should be on creating places
139
421099
3539
Bana göre, odak noktası insanların kendilerini oraya ait hissedeceği
07:04
that make their people feel they belong.
140
424662
2168
mekânlar yaratmak olmalı.
07:06
Architecture and planning need to recapture
141
426854
2495
Mimarinin ve planlamanın
07:09
some of the traditional values that did just that,
142
429373
2904
birlik ve barış koşullarını yaratan,
07:12
creating the conditions for coexistence and peace,
143
432301
3231
gösterişi değil ulaşılabilirliği ve kolaylığı sergileyen estetik unsurlarla
07:15
values of beauty that don't exhibit ostentation,
144
435556
3268
cömertliğe ve inanca teşvik eden
07:18
but rather, approachability and ease,
145
438848
2365
ahlaki unsurları barındıran,
07:21
moral values that promote generosity and acceptance,
146
441237
3507
sadece seçkin tabakaya değil tüm insanlığa hitap eden,
07:24
architecture that is for everyone to enjoy, not just for the elite,
147
444768
3977
yani tıpkı eski İslam şehrinde de olduğu gibi bir toplum olma algısını güçlendiren
07:28
just as used to be in the shadowed alleys of the old Islamic city,
148
448769
3652
karma yapılardan oluşan bazı geleneksek değerleri
07:32
mixed designs that encourage a sense of community.
149
452445
2833
yeniden işlemesi gerekiyor.
07:36
There is a neighborhood here in Homs that's called Baba Amr
150
456326
3239
Burada Humus'ta, tamamen imha edilmiş
07:39
that has been fully destroyed.
151
459589
1663
Baba Amr adında bir mahalle var.
07:41
Almost two years ago, I introduced this design
152
461714
2526
Hemen hemen 2 yıl önce burayı yeniden inşa etmek adına bu tasarıyı
07:44
into a UN-Habitat competition for rebuilding it.
153
464264
2997
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı'nın yarışmasına sundum.
07:47
The idea was to create an urban fabric inspired by a tree,
154
467285
4338
Tasarım ise organik olarak büyüyebilen ve yayılabilen
07:51
capable of growing and spreading organically,
155
471647
2921
bir ağaçtan esinlenilen,
07:54
echoing the traditional bridge hanging over the old alleys,
156
474592
3222
eski sokakları birbirine bağlayan klasik köprüleri anımsatan
07:57
and incorporating apartments, private courtyards, shops,
157
477838
3752
ve apartmanları, özel avluları, dükkânları, iş yerlerini,
08:01
workshops, places for parking and playing and leisure,
158
481614
3373
otoparkları ve eğlence alanlarını, ağaçları ve taralı alanları kapsayan
08:05
trees and shaded areas.
159
485011
1583
kentsel bir yapı yaratmaktı.
08:07
It's far from perfect, obviously.
160
487625
1986
Mükemmeliyetten uzak olduğu ortada.
08:09
I drew it during the few hours of electricity we get.
161
489635
3271
Bu planı elektriklerin geldiği birkaç saat içinde çizmiştim.
08:12
And there are many possible ways to express belonging and community
162
492930
3598
Ayrıca mimari vasıtasıyla aidiyeti ve toplumu ifade etmenin
08:16
through architecture.
163
496552
1151
daha pek çok yolu var.
08:17
But compare it with the freestanding, disconnected blocks
164
497727
3044
Ama bir de Baba Amr'ın restorasyonu için resmi proje olarak sunulan
08:20
proposed by the official project for rebuilding Baba Amr.
165
500795
3955
bağımsız ve dağınık binalara bakın.
08:24
Architecture is not the axis around which all human life rotates,
166
504774
3608
Mimari, etrafında insan hayatı dönen bir eksen değildir
08:28
but it has the power to suggest and even direct human activity.
167
508406
4372
fakat beşeri faaliyetlere fikir verebilen
ve hatta onu yönlendirebilen güce sahiptir.
08:33
In that sense, settlement, identity and social integration
168
513231
4152
Bu açıdan yerleşim, özdeşlik ve toplumsal bütünleşme
08:37
are all the producer and product of effective urbanism.
169
517407
3921
etkili şehirciliğin hem üreticisi hem de ürünüdür.
08:41
The coherent urbanism of the old Islamic city
170
521990
2956
Eski İslam şehrinin ve birçok eski Avrupa şehrinin
08:44
and of many old European towns, for instance,
171
524970
2896
tutarlı şehirciliği birleşmeyi desteklerken,
08:47
promote integration,
172
527890
1733
sıra sıra ruhsuz konutlar ve yüksek binalar
08:49
while rows of soulless housing or tower blocks,
173
529647
3237
lüks olsalar da,
08:52
even when they are luxurious,
174
532908
1765
aslında yalnızlığı ve
08:54
tend to promote isolation and "otherness."
175
534697
2665
"ötekileşme"yi teşvik etmeye meyilli.
08:57
Even simple things
176
537958
1250
Gölgelik alanlar,
08:59
like shaded places or fruit plants or drinking water inside the city
177
539232
3856
meyve ağaçları ya da şehir içindeki bir çeşme gibi en basit şeyler dahi
09:03
can make a difference in how people feel towards the place,
178
543112
3175
insanların bir yere bakış açısını değiştirebilir
09:06
and whether they consider it a generous place that gives,
179
546311
3189
ve o yeri verimli bir alan olarak görüp
09:09
a place that's worth keeping, contributing to,
180
549524
3172
korunmasına ve oraya katkıda bulunulmasına önem vermelerini
09:12
or whether they see it as an alienating place,
181
552720
2357
ya da nefret tohumlarıyla dolu olan yabancı bir mekân olarak
09:15
full of seeds of anger.
182
555101
1475
görmelerini etkileyebilir.
09:17
In order for a place to give, its architecture should be giving, too.
183
557291
4016
Bir yerin bize bir şeyler bahşetmesi için, o yerin mimarisi de bahşedici olmalıdır.
09:22
Our built environment matters.
184
562100
2004
Yapılı çevremiz önem taşır.
09:24
The fabric of our cities is reflected in the fabric of our souls.
185
564128
3984
Şehrimizin yapısı, ruhumuza yansır.
09:28
And whether in the shape of informal concrete slums
186
568802
2951
İster gayri resmi beton gecekondular,
09:31
or broken social housing
187
571777
1626
ister bozulmuş sosyal konut sistemi,
09:33
or trampled old towns
188
573427
1759
ister yıkılmış eski kentler,
09:35
or forests of skyscrapers,
189
575210
1746
ister gökdelen ormanları olsun;
09:36
the contemporary urban archetypes
190
576980
2103
tüm Orta Doğu'da görülen
09:39
that have emerged all across the Middle East
191
579107
2708
çağdaş kent mimarisi
09:41
have been one cause of the alienation and fragmentation of our communities.
192
581839
4299
toplumumuzun birbirine yabancılaşmasının ve dağılmasının bir sebebidir.
09:46
We can learn from this.
193
586971
1493
Bundan ders çıkarabiliriz.
09:48
We can learn how to rebuild in another way,
194
588488
2853
Nasıl başka yollarla restore edeceğimizi,
09:51
how to create an architecture that doesn't contribute only
195
591365
3317
nasıl insan yaşamına sadece pratik ve ekonomik açıdan katkıda bulunmayan,
09:54
to the practical and economic aspects of people's lives,
196
594706
2957
aynı zamanda insanların sosyal, manevi ve psikolojik ihtiyaçlarını da karşılayan
09:57
but also to their social, spiritual and psychological needs.
197
597687
3919
bir mimari oluşturabileceğimizi öğrenebiliriz.
10:02
Those needs were totally overlooked in the Syrian cities before the war.
198
602043
3905
Bahsettiğim bu ihtiyaçlar, savaştan önceki Suriye şehirlerinde göz ardı edilmişti.
10:06
We need to create again cities that are shared
199
606575
2743
Yeniden orada ikamet eden halklar tarafından paylaşılan
10:09
by the communities that inhabit them.
200
609342
2031
şehirler inşa etmemiz gerek.
10:11
If we do so, people will not feel the need
201
611777
2889
Eğer bunu gerçekleştirirsek,
10:14
to seek identities opposed to the other identities all around,
202
614690
3849
insanlar da kimlik arayışına girme ihtiyacı hissetmeyecek,
10:18
because they will all feel at home.
203
618563
3095
çünkü hepsi kendilerini yurdunda bilecek.
10:22
Thank you for listening.
204
622246
1388
Dinlediğiniz için teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7