Thomas Thwaites: How I built a toaster -- from scratch

Thomas Thwaites: Nasıl sıfırdan bir tost makinesi yaptım

246,257 views

2011-01-14 ・ TED


New videos

Thomas Thwaites: How I built a toaster -- from scratch

Thomas Thwaites: Nasıl sıfırdan bir tost makinesi yaptım

246,257 views ・ 2011-01-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Derya Zeynep Eser Gözden geçirme: Aylin Atay
00:15
If we look around us,
0
15260
3000
Etrafımıza bakarsak,
00:18
much of what surrounds us
1
18260
2000
bizi çevreleyen şeylerin çoğu
00:20
started life as various rocks and sludge
2
20260
3000
dünyanın çeşitli yerlerinde toprağa gömülü
00:23
buried in the ground in various places in the world.
3
23260
3000
taş ve çamur olarak yaşama başladı.
00:27
But, of course, they don't look like rocks and sludge now.
4
27260
2000
Fakat, tabii ki, şimdi taş ve çamur gibi görünmüyorlar;
00:29
They look like TV cameras, monitors,
5
29260
3000
TV kameraları, mönitörler,
00:32
annoying radio mics.
6
32260
2000
sinir bozucu radyo mikrofonları gibiler.
00:34
And so this magical transformation
7
34260
2000
Ve böylece bu büyülü dönüşüm
00:36
is what I was trying to get at with my project,
8
36260
3000
projemde ulaşmaya çalıştığım şeydi,
00:39
which became known as the Toaster Project.
9
39260
2000
Tost Makinesi Projesi diye tanındı.
00:41
And it was also inspired by this quote
10
41260
2000
Ve ayrıca Douglas Adams'ın
00:43
from Douglas Adams,
11
43260
2000
bu alıntısından esinlenildi.
00:45
and the situation is from "The Hitchhiker's Guide to the Galaxy."
12
45260
3000
Ve durum da "Otostopçunun Galaksi Rehberi"nden.
00:48
And the situation it describes
13
48260
2000
Ve bahsedilen durumda
00:50
is the hero of the book -- he's a 20th-century man --
14
50260
3000
kitabın kahramanı -- 20. yy insanı olur kendisi --
00:53
finds himself alone on a strange planet
15
53260
3000
teknolojik olarak sadece ilkel insanlardan oluşmuş
00:56
populated only by a technologically primitive people.
16
56260
3000
garip bir gezegende bulur kendini.
00:59
And he kind of assumes that, yes,
17
59260
2000
Ve o şunu farz eder gibi olur, evet
01:01
he'll become -- these villagers --
18
61260
2000
o -- bu köylülerin --
01:03
he'll become their emperor
19
63260
2000
imparatoru olacak
01:05
and transform their society
20
65260
2000
ve teknolojiye, bilime ve elementlere
01:07
with his wonderful command of technology
21
67260
2000
olağanüstü hakimiyetiyle
01:09
and science and the elements,
22
69260
2000
halkını dönüştürecek,
01:11
but, of course, realizes
23
71260
2000
fakat, tabii, şunu anlar ki
01:13
that without the rest of human society,
24
73260
2000
insanlığın geri kalanı olmadan,
01:15
he can barely make a sandwich,
25
75260
3000
bırakın tost makinesini,
01:18
let alone a toaster.
26
78260
2000
bir sandöviç yapmaktan acizdir.
01:20
But he didn't have Wikipedia.
27
80260
2000
Ama onun Wikipedia'sı yoktu.
01:22
So I thought, okay,
28
82260
2000
O halde tamam diye düşündüm
01:24
I'll try and make an electric toaster from scratch.
29
84260
2000
deneyeceğim ve sıfırdan elektrikli bir ekmek kızartma makinesi yapacağım.
01:26
And, working on the idea
30
86260
2000
Ve, en ucuz ekmek kızartma makinesinin
01:28
that the cheapest electric toaster
31
88260
2000
aynı zamanda en kolay biçimde
01:30
would also be the simplest to reverse-engineer,
32
90260
2000
tersine mühendisliğe tabi tutulacağı fikrinden hareketle,
01:32
I went and bought the cheapest toaster I could find,
33
92260
3000
gittim ve bulabildiğim en ucuz tost makinesini aldım,
01:35
took it home
34
95260
2000
eve götürdüm
01:37
and was kind of dismayed to discover
35
97260
2000
ve bu nesnenin içinde, ki 3,94 pounda almıştım,
01:39
that, inside this object,
36
99260
2000
yüzün üzerinde
01:41
which I'd bought for just 3.49 pounds,
37
101260
3000
farklı malzemeden yapılmış 400 farklı parçanın
01:44
there were 400 different bits
38
104260
3000
olduğunu keşfedince
01:47
made out of a hundred-plus different materials.
39
107260
4000
cesaretim kırılır gibi olmuştu.
01:51
I didn't have the rest of my life to do this project.
40
111260
3000
Bu proje için hayatımın sonuna kadar uğraşamazdım;
01:54
I had maybe nine months.
41
114260
2000
belki dokuz ayım vardı.
01:56
So I thought, okay, I'll start with five.
42
116260
2000
Öyleyse peki, beş malzeme ile başlarım diye düşündüm.
01:58
And these were steel, mica,
43
118260
2000
Ve bunlar çelik, mika,
02:00
plastic, copper and nickel.
44
120260
3000
plastik, bakır ve nikel idi.
02:03
So, starting with steel: how do you make steel?
45
123260
3000
Pekala, çelikle başlarsak: çelik nasıl yapılır?
02:06
I went and knocked on the door
46
126260
2000
Gittim ve Kraliyet Maden Okulu'ndaki
02:08
of the Rio Tinto Chair
47
128260
2000
İleri Mineral Çıkarma Bölümü'nün
02:10
of Advanced Mineral Extraction at the Royal School of Mines
48
130260
3000
bir bakıma Rio Tinto yöneticisi durumundaki bölüm başkanının kapısını çaldım ve dedim ki,
02:13
and said, "How do you make steel?"
49
133260
2000
"Çelik nasıl yapılır?"
02:15
And Professor Cilliers was very kind
50
135260
2000
Ve Profesör Cilliers oldukça kibardı
02:17
and talked me through it.
51
137260
2000
ve bunu etraflıca izah etti.
02:19
And my vague rememberings from GCSE science --
52
139260
3000
Ve lisedeki fen dersinde hatırladıklarımdan --
02:22
well, steel comes from iron,
53
142260
2000
şey, çelik demirden yapılır,
02:24
so I phoned up an iron mine.
54
144260
3000
bundan dolayı bir demir madenine telefon ettim.
02:27
And said, "Hi, I'm trying to make a toaster.
55
147260
2000
Ve, "Merhaba, bir tost makinesi yapmaya çalışıyorum.
02:29
Can I come up and get some iron?"
56
149260
3000
Gelip biraz demir alabilir miyim?" dedim.
02:33
Unfortunately, when I got there -- emerges Ray.
57
153260
3000
Ne yazık ki, oraya vardığımda -- Ray çıkagelir.
02:36
He had misheard me
58
156260
2000
Beni yanlış duymuş ve
02:38
and thought I was coming up because I was trying to make a poster,
59
158260
3000
bir poster yapmaya çalıştığımı düşünürek geliyorum zannetmiş,
02:41
and so wasn't prepared to take me into the mines.
60
161260
3000
ve bu nedenle beni madene indirmek için hazırlıklı değildi.
02:44
But after some nagging, I got him to do that.
61
164260
2000
Fakat biraz dırdır edince, bunu yapmasına ikna ettim.
02:46
(Video) Ray: It was Crease Limestone,
62
166260
3000
(Görüntü) Ray: Kalker kireçtaşıydı bu.
02:50
and that was produced
63
170260
2000
Ve bu deniz canlıları
02:52
by sea creatures
64
172260
3000
tarafından
02:55
350 million years ago
65
175260
3000
350 milyon yıl önce
02:58
in a nice, warm,
66
178260
2000
hoş, sıcak bir havada
03:00
sunny atmosphere.
67
180260
2000
meydana getirilmiş.
03:02
When you study geology,
68
182260
2000
Jeoloji okuduğunda,
03:04
you can see what's happened in the past,
69
184260
3000
geçmişte neler olduğunu görebilirsin.
03:07
and there were terrific changes in the earth.
70
187260
3000
Ve müthiş değişimler vardı.
03:16
Thomas Thwaites: As you can see, they had the Christmas decorations up.
71
196260
3000
Thomas Thwaites: Gördüğünüz gibi, Noel süslemeleri asılmış.
03:20
And of course, it wasn't actually a working mine anymore,
72
200260
3000
Ve tabii ki, artık aktif bir maden değildi burası,
03:23
because, though Ray was a miner there,
73
203260
3000
çünkü, Ray orada madenci olmasına rağmen,
03:26
the mine had closed
74
206260
2000
maden kapatılmıştı
03:28
and had been reopened as a kind of tourist attraction,
75
208260
3000
ve turistik bir yer olarak yeniden açıldı,
03:31
because, of course, it can't compete
76
211260
2000
çünkü, öyle ya, Güney Amerika'daki, Avustralya'daki,
03:33
on the scale of operations which are happening
77
213260
3000
her neredeyse, operasyonların büyüklüğüyle
03:36
in South America, Australia, wherever.
78
216260
3000
başa çıkamazdı.
03:39
But anyway, I got my suitcase of iron ore
79
219260
3000
Her neyse, bir bavul dolusu demir cevherine kavuşmuştum
03:42
and dragged it back to London on the train,
80
222260
2000
trenle onu Londra'ya taşıdım,
03:44
and then was faced with the problem:
81
224260
2000
ve sonra şu sorunla yüzleştim:
03:46
Okay, how do you make this rock
82
226260
2000
Tamam, bu kaya parçasını tost makinesi için
03:48
into components for a toaster?
83
228260
2000
bileşenlerine nasıl ayırırız?
03:50
So I went back to Professor Cilliers,
84
230260
2000
O yüzden yine Profesör Cilliers'e gittim,
03:52
and he said, "Go to the library."
85
232260
2000
ve bana, "Kütüphaneye git." dedi.
03:54
So I did
86
234260
2000
Ben de gittim
03:56
and was looking through the undergraduate textbooks on metallurgy --
87
236260
3000
ve maden bilimi hakkındaki bölüm dersi kitaplarına bakıyordum --
03:59
completely useless for what I was trying to do.
88
239260
3000
yapmaya çalıştığım şey açısından tamamen faydasızdı.
04:02
Because, of course, they don't actually tell you how to do it
89
242260
3000
Çünkü, elbette, bunu gerçekte nasıl yapacağınızı söylemiyorlar
04:05
if you want to do it yourself and you don't have a smelting plant.
90
245260
3000
eğer istiyorsanız kendiniz yapın ve bir tasfiyehaneniz de yoktur.
04:08
So I ended up going to the History of Science Library
91
248260
2000
Böylelikle kendimi Bilim Tarihi Kütüphanesi'ne gidip
04:10
and looking at this book.
92
250260
2000
bu kitaba bakarken buldum.
04:12
This is the first textbook on metallurgy
93
252260
2000
Bu maden bilimi hakkında yazılmış ilk kitap
04:14
written in the West, at least.
94
254260
2000
Batı'da yazılmış ilk kitap en azından.
04:16
And there you can see that woodcut
95
256260
2000
Ve esasen yaptığımdan elde ettiğim sonuç
04:18
is basically what I ended up doing.
96
258260
2000
işte şu gördüğünüz tahta baskı kalıbıydı.
04:20
But instead of a bellows, I had a leaf blower.
97
260260
3000
Fakat körük yerine, yaprak üfleyicim vardı.
04:23
(Laughter)
98
263260
2000
(Gülüşmeler)
04:25
And that was something that reoccurred throughout the project,
99
265260
3000
Ve bu proje boyunca hep yeniden olan bir şeydi,
04:28
was, the smaller the scale you want to work on,
100
268260
2000
neydi bu; siz daha ufak ölçekte çalışmak istedikçe,
04:30
the further back in time you have to go.
101
270260
3000
zamanda daha da geriye gitmeniz gerekiyordu.
04:33
And so this is after
102
273260
2000
Ve işte demir eritildikten
04:35
a day and about half a night
103
275260
2000
bir gün ve yaklaşık
04:37
smelting this iron.
104
277260
2000
yarım gece sonrası.
04:39
I dragged out this stuff,
105
279260
2000
Bu şeyi tutup çıkardım,
04:41
and it wasn't iron.
106
281260
2000
ve o şey demir değildi.
04:43
But luckily,
107
283260
2000
Fakat neyse ki,
04:45
I found a patent online
108
285260
2000
Internette mikrodalgayı kullanan
04:47
for industrial furnaces that use microwaves,
109
287260
3000
sanayi fırınları için bir icat buldum.
04:50
and at 30 minutes at full power,
110
290260
2000
Ve 30 dakikalık
04:52
and I was able to finish off the process.
111
292260
3000
tam güçle işlemi bitirebilmiştim.
04:57
So, my next --
112
297260
2000
Böylece, sonraki --
04:59
(Applause)
113
299260
2000
(Alkış)
05:03
The next thing I was trying to get was copper.
114
303260
3000
Sonraki elde etmeye çalıştığım şeyse bakırdı.
05:06
Again, this mine
115
306260
3000
Yine, bu maden
05:09
was once the largest copper mine in the world.
116
309260
2000
bir zamanlar dünyadaki en büyük bakır madeniydi.
05:11
It's not anymore,
117
311260
2000
Artık değil,
05:13
but I found a retired geology professor
118
313260
2000
fakat emekli bir jeoloji profesörü buldum,
05:15
to take me down,
119
315260
2000
beni aşağıya indirmesi için.
05:17
and he said, "Okay, I'll let you have some water from the mine."
120
317260
3000
Ve dedi ki, "Tamam, madenden biraz su almana izin vereceğim."
05:20
And the reason I was interested in getting water
121
320260
3000
Ve su almak istememdeki sebep ise,
05:23
is because water which goes through mines
122
323260
2000
madenlerden akıp geçen suların
05:25
becomes kind of acidic
123
325260
2000
asitli hale gelmesi
05:27
and will start picking up,
124
327260
2000
ve madendeki çözülmüş mineralleri
05:29
dissolving the minerals from the mine.
125
329260
2000
toplamaya başlaması.
05:31
And a good example of this is the Rio Tinto,
126
331260
3000
Ve buna güzel bir örnek ise Portekiz'deki
05:34
which is in Portugal.
127
334260
2000
Rio Tinto'dur.
05:36
As you can see, it's got lots and lots of minerals dissolved in it.
128
336260
3000
Gördüğünüz üzere, içinde çözülmüş çok fazla mineral var.
05:39
So many such
129
339260
2000
O kadar çoklar ki
05:41
that it's now just a home for bacteria
130
341260
3000
gerçekten asitli ve toksik koşulları
05:44
who really like acidic, toxic conditions.
131
344260
3000
seven bakterilerin yuvası olmuştur şimdi.
05:47
But anyway, the water I dragged back
132
347260
2000
Her neyse, madenin olduğu
05:49
from the Isle of Anglesey where the mine was --
133
349260
2000
Anglesey adacığından alıp getirdiğim suda --
05:51
there was enough copper in it
134
351260
2000
yeterli bakır mevcuttu
05:53
such that I could cast the pins
135
353260
2000
o kadar ki metalden elektrik fişimin
05:55
of my metal electric plug.
136
355260
2000
çivilerinin dökme işlemini yapabilecek kadar.
05:57
So my next thing: I was off to Scotland
137
357260
3000
O halde sıradaki işim: Mika getirmek için
06:00
to get mica.
138
360260
3000
çıkıp İskoçya'ya gittim.
06:03
And mica is a mineral
139
363260
3000
Ve mika bir mineraldir,
06:06
which is a very good insulator
140
366260
3000
çok iyi bir yalıtkandır
06:09
and very good at insulating electricity.
141
369260
3000
ve elektriği yalıtmada çok iyidir.
06:12
That's me getting mica.
142
372260
2000
Burada mika elde ediyorum.
06:15
And the last material I'm going to talk about today is plastic,
143
375260
3000
Bugün hakkında konuşacağım son malzeme ise plastik.
06:18
and, of course,
144
378260
2000
Ve tabii ki,
06:20
my toaster had to have a plastic case.
145
380260
2000
tost makinemin plastik bir kutusunun olması lazımdı.
06:22
Plastic is the defining feature
146
382260
2000
Plastik, ucuz elektrikli eşyaların
06:24
of cheap electrical goods.
147
384260
2000
ayırt edici özelliğidir.
06:26
And so plastic comes from oil, so I phoned up BP
148
386260
3000
Plastik petrolden yapıldığına göre, BP'ye telefon açtım
06:29
and spent a good half an hour
149
389260
2000
BP'nin halkla ilişkiler bölümünü eğer beni bir
06:31
trying to convince the PR office at BP
150
391260
2000
petrol sondaj kulesine uçururlarsa ve
06:33
that it would be fantastic for them
151
393260
2000
bir bidon petrol almama izin verirlerse
06:35
if they flew me to an oil rig
152
395260
2000
onlar için harika olacağına
06:37
and let me have a jug of oil.
153
397260
2000
ikna etmeye çalışarak bariz bir saat harcadım.
06:39
BP obviously has a bit more on their mind now.
154
399260
3000
Besbelli BP'nin kafasında daha fazlası vardı.
06:43
But even then
155
403260
2000
Öyleyken bile
06:45
they weren't convinced
156
405260
2000
ikna olmamışlardı
06:47
and said, "Okay, we'll phone you back" -- never did.
157
407260
3000
ve "Tamam, sizi arayacağız," dediler -- hiç aramadılar.
06:50
So I looked at other ways of making plastic.
158
410260
3000
Ben de plastik elde etmenin başka yollarını aradım.
06:53
And you can actually make plastic
159
413260
2000
Ve aslında bitkilerden elde edilen yağlardan da
06:55
from obviously oils which come from plants, but also from starches.
160
415260
3000
plastik yapabilirsiniz, aynı zamanda nişastalardan da.
06:58
So this is attempting to make
161
418260
2000
İşte patates nişastasından
07:00
potato starch plastic.
162
420260
2000
plastik elde etme çabaları.
07:02
And for a while that was looking really good.
163
422260
2000
Bir süre için gerçekten iyi görünüyordu.
07:04
I poured it into the mold, which you can see there,
164
424260
2000
Orada gördüğünüz üzere, ağaç gövdesinden yaptığım
07:06
which I've made from a tree trunk.
165
426260
2000
kalıbın içine boşalttım.
07:08
And it was looking good for a while,
166
428260
2000
Ve bir süre için iyi görünüyordu,
07:10
but I left it outside, because you had to leave it outside to dry,
167
430260
3000
fakat onu dışarıda bıraktım, çünkü kuruması için dışarıda durması lazım,
07:13
and unfortunately I came back
168
433260
2000
ve maalesef geri geldiğimde
07:15
and there were snails eating the unhydrolyzed bits of potato.
169
435260
3000
hidrolize olmamış patates parçalarını yiyen salyangozlar vardı.
07:19
So kind of out of desperation,
170
439260
3000
Çaresizlik yüzünden de diyebiliriz,
07:22
I decided that I could think laterally.
171
442260
3000
başka türlü düşünebileceğime karar verdim.
07:25
And geologists have actually christened --
172
445260
2000
Ve sahiden yerbilimciler isim koydular --
07:27
well, they're debating whether to christen --
173
447260
2000
şey, tartışıyorlar isim koyma konusunda --
07:29
the age that we're living in --
174
449260
2000
yaşadığımız çağı --
07:31
they're debating whether to make it a new geological epoch
175
451260
3000
yeni bir jeolojik çağ olarak isimlendirme konusunda tartışıyorlar
07:34
called the Anthropocene, the age of Man.
176
454260
3000
Antroposen denilen, İnsanın çağı.
07:37
And that's because geologists of the future
177
457260
2000
Ve çünkü geleceğin yerbilimcileri
07:39
would kind of see a sharp shift
178
459260
2000
şu anda oluşan kaya tabakalarında
07:41
in the strata of rock that is being laid down now.
179
461260
2000
bir tür keskin değişim görebilir.
07:43
So suddenly, it will become kind of radioactive from Chernobyl
180
463260
3000
Böylece aniden, bunlar Çernobil ve 1945 yılından beri patlatılan
07:46
and the 2,000 or so nuclear bombs
181
466260
2000
2,000 civarındaki nükleer bombadan dolayı
07:48
that have been set off since 1945.
182
468260
3000
bir bakıma radyoaktif hale gelecek.
07:52
And there'd also be an extinction event --
183
472260
3000
Ve ayrıca nesil tükenme durumları da olabilir --
07:55
like fossils would suddenly disappear.
184
475260
3000
fosillerin aniden kaybolması gibi.
07:58
And also, I thought
185
478260
2000
Ve ayrıca, düşündüm de,
08:00
that there would be
186
480260
2000
kayalara yerleştirilmiş
08:02
synthetic polymers,
187
482260
2000
sentetik polimerler,
08:04
plastics, embedded in the rock.
188
484260
2000
plastikler de olabilir.
08:06
So I looked up a plastic --
189
486260
2000
Yani böyle bir plastik aradım --
08:08
so I decided that I could mine
190
488260
2000
böylece bu günümüzün modern kayalarından
08:10
some of this modern-day rock.
191
490260
2000
birkaçını araştırıp bulabileceğime karar verdim.
08:12
And I went up to Manchester
192
492260
2000
Ve Manchester'a gittim
08:14
to visit a place called Axion Recycling.
193
494260
3000
Axion Geridönüşüm adlı yeri ziyaret için.
08:17
And they're at the sharp end of what's called the WEEE,
194
497260
3000
Ve orada çalışanlar WEEE denilen işin en önemli yanıyla uğraşıyordu,
08:20
which is this European electrical and electronic waste directive.
195
500260
4000
ki bu Avrupa elektrik ve elektronik atık yönetmeliği oluyor.
08:25
And that was brought into force
196
505260
2000
Ve bu, henüz yapılan ve evlerimizde
08:27
to try and deal with the mountain of stuff
197
507260
3000
bir süre kullanıldıktan sonra
08:30
that is just being made
198
510260
3000
katı atık sahalarına
08:33
and then living for a while in our homes
199
513260
2000
gönderilecek olan ıvır zıvır dağı ile
08:35
and then going to landfill.
200
515260
2000
başa çıkabilmek için yürürlüğe kondu.
08:37
But this is it.
201
517260
2000
Ama işte bu.
08:46
(Music)
202
526260
5000
(Müzik)
09:47
(Laughter)
203
587260
2000
(Gülüşmeler)
09:49
So there's a picture
204
589260
2000
İşte burada tost makinemin
09:51
of my toaster.
205
591260
2000
bir resmi.
09:53
(Applause)
206
593260
4000
(Alkış)
09:57
That's it without the case on.
207
597260
3000
Bu kutusuz hali.
10:00
And there it is on the shelves.
208
600260
3000
Ve işte raflarda yerini almış.
10:03
Thanks.
209
603260
2000
Teşekkürler.
10:05
(Applause)
210
605260
4000
(Alkış)
10:09
Bruno Giussani: I'm told you did plug it in once.
211
609260
2000
Bruno Giussani: Bunun bir kez fişini taktığını söylediler.
10:11
TT: Yeah, I did plug it in.
212
611260
2000
TT: Hı hı, fişini taktım.
10:13
I don't know if you could see,
213
613260
2000
Görebiliyor musunuz bilmiyorum,
10:15
but I was never able to make insulation for the wires.
214
615260
3000
fakat kablolar için bir t bir yalıtım yapamadım.
10:18
Kew Gardens were insistent
215
618260
2000
Kew Gardens, gelip de onların
10:20
that I couldn't come and hack into their rubber tree.
216
620260
3000
lastik ağacına dalamayacağım konusunda ısrarcıydı.
10:23
So the wires were uninsulated.
217
623260
2000
O yüzden kablolar yalıtımsızdı.
10:25
So there was 240 volts
218
625260
2000
Bu ev yapımı fişe takılı
10:27
going through these homemade copper wires,
219
627260
2000
ev yapımı bakır kablolardan 240 volt
10:29
homemade plug.
220
629260
2000
elektrik geçiyordu.
10:31
And for about five seconds,
221
631260
2000
Ve yaklaşık beş saniye kadar,
10:33
the toaster toasted,
222
633260
2000
tost makinesi kızarttı,
10:35
but then, unfortunately,
223
635260
2000
fakat sonra, maalesef,
10:37
the element kind of melted itself.
224
637260
3000
element kendini eritti diyebiliriz.
10:40
But I considered it a partial success, to be honest.
225
640260
3000
Ama dürüst olmak gerekirse, bunu kısmi bir başarı saydım.
10:43
BG: Thomas Thwaites. TT: Thanks.
226
643260
3000
BG: Thomas Thwaites. (TT: Teşekkürler.)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7