In search for the man who broke my neck | Joshua Prager

219,102 views ・ 2013-04-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Furkan Yazan Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
Tam bir yıl önce,
hayatımı tamamen değiştiren o kişiyi bulmak için
Kudüs’te bir araba kiraladım.
Arayıp geliyorum diyebileceğim bir numara yoktu.
00:18
One year ago, I rented a car in Jerusalem
1
18463
3019
Tam olarak adresini bilmiyordum.
00:21
to go find a man I'd never met
2
21482
2192
Ama adının Abed olduğunu
00:23
but who had changed my life.
3
23674
2136
00:25
I didn't have a phone number to call to say I was coming.
4
25810
2745
ve 15 bin nüfuslu Kefr Kara’da yaşadığını biliyordum.
00:28
I didn't have an exact address,
5
28555
2501
Kutsal şehrin yakınlarında boynumu kırdığını da.
00:31
but I knew his name, Abed,
6
31056
2615
00:33
I knew that he lived in a town of 15,000, Kfar Kara,
7
33671
4652
Tam 21 yıl önce.
Ocak ayıydı karanlık bir kış sabahı
00:38
and I knew that, 21 years before, just outside this holy city,
8
38323
4811
kuzeye doğru yola çıkmıştım.
Biriyle buluşacaktım biraz da kafa dağıtmak için.
00:43
he broke my neck.
9
43134
2221
00:45
And so, on an overcast morning in January, I headed north
10
45355
4264
Kudüst’en ayrılarak yokuş aşağı kaptırmış gidiyordum.
Sonra virajı dönünce dört ton fayans yüklü kamyonla
00:49
off in a silver Chevy to find a man and some peace.
11
49619
4706
karşı karşıya geldik.
Son sürat minibüsün sol arka kısmına
00:54
The road dropped and I exited Jerusalem.
12
54325
2872
tam da oturduğum yere çarptı.
00:57
I then rounded the very bend where his blue truck,
13
57197
2640
00:59
heavy with four tons of floor tiles,
14
59837
2326
O zaman 19 yaşındaydım.
01:02
had borne down with great speed onto the back left corner
15
62163
2818
Yaklaşık 10 santimetre uzamış ve 20 binden fazla şınav çekmiştim
01:04
of the minibus where I sat.
16
64981
3138
8 ay boyunca
ve kazadan önceki geceye kadar vücudumdan çok memnundum.
01:08
I was then 19 years old.
17
68119
2654
01:10
I'd grown five inches and done some 20,000 pushups
18
70773
3327
Mayıs sabahının erken saatlerine kadar
arkadaşlarımla basketbol oynardım.
01:14
in eight months, and the night before the crash,
19
74100
2944
Topu elimle yakalayıp
01:17
I delighted in my new body,
20
77044
2166
potaya atladığımda yenilmez gibi hissediyordum.
01:19
playing basketball with friends
21
79210
2141
01:21
into the wee hours of a May morning.
22
81351
2106
Sahada kazandığım pizzayı almak için otobüsteydim.
01:23
I palmed the ball in my large right hand,
23
83457
2695
01:26
and when that hand reached the rim, I felt invincible.
24
86152
4345
Abed’in geldiğini görmemiştim.
Koltuğumdan baktığımda,
öğlen güneşiyle aydınlanan
01:30
I was off in the bus to get the pizza I'd won on the court.
25
90497
3846
tepedeki taş kasabayı görüyordum.
Aniden arkadan büyük bir gürültü duyuldu.
01:34
I didn't see Abed coming.
26
94343
2548
01:36
From my seat, I was looking up at a stone town
27
96891
2372
Sanki bir bomba patlamıştı.
01:39
on a hilltop, bright in the noontime sun,
28
99263
2986
Kafam koltuktan geriye doğru kaydı.
kulak zarım patladı ve ayakkabılarım havaya uçtular.
01:42
when from behind there was a great bang,
29
102249
2476
01:44
as loud and violent as a bomb.
30
104725
2917
Ben de uçtum.
Başım kırık kemikle sallanıyordu.
01:47
My head snapped back over my red seat.
31
107642
2476
Yere ulaştığımda artık felçliydim.
01:50
My eardrum blew. My shoes flew off.
32
110118
3086
Sonraki aylarda
01:53
I flew too, my head bobbing on broken bones,
33
113204
3254
kendi başıma nefes almayı,
oturmayı, kalkmayı ve yürümeyi öğrendim.
01:56
and when I landed, I was a quadriplegic.
34
116458
4216
Ama vücudum yarıya bölünmüş gibiydi.
02:00
Over the coming months, I learned to breathe on my own,
35
120674
2421
Artık kısmi felçliydim.
Evime, New York’a döndüğümde
02:03
then to sit and to stand and to walk,
36
123095
3005
4 yıllık üniversite hayatım boyunca
02:06
but my body was now divided vertically.
37
126100
2468
tekerlekli sandalye kullandım.
02:08
I was a hemiplegic, and back home in New York,
38
128568
3461
Mezun oldum ve bir yıl için Kudüs’e geri döndüm.
Burada tekerlekli sandalyeden kurtuldum.
02:12
I used a wheelchair for four years, all through college.
39
132029
4635
Bastonuma yaslanıp olanları tekrar inceledim.
02:16
College ended and I returned to Jerusalem for a year.
40
136664
3478
Otobüsdeki diğer yolcular sayesinde
02:20
There I rose from my chair for good,
41
140142
2878
kaza anının fotoğraflarını buldum.
02:23
I leaned on my cane, and I looked back,
42
143020
2959
Fotoğrafları gördüğümde ise...
02:25
finding all from my fellow passengers in the bus
43
145979
2981
02:28
to photographs of the crash,
44
148960
2791
kanla kaplı hareketsiz bir vücut değil
02:31
and when I saw this photograph,
45
151751
3011
sağlıklı ve yapılı bir vücut görmüştüm.
Kaybım için yas tuttum.
02:36
I didn't see a bloody and unmoving body.
46
156208
3361
Yapmadıklarım için
02:39
I saw the healthy bulk of a left deltoid,
47
159569
3747
ve yapamayacaklarım için.
02:43
and I mourned that it was lost,
48
163316
2316
02:45
mourned all I had not yet done,
49
165632
2386
İşte tam o zaman
02:48
but was now impossible.
50
168018
3892
Abed’in kaza sonrası verdiği beyannameyi okuyordum.
Kudüs’e doğru otobanda ilerlediği.
02:55
It was then I read the testimony that Abed gave
51
175897
2377
İfadesini okudukça daha da çok sinirlendim.
02:58
the morning after the crash,
52
178274
2216
Bu adama karşı ilk kez öfkelenmiştim.
03:00
of driving down the right lane of a highway toward Jerusalem.
53
180490
3882
Birden aklıma şu geldi.
03:04
Reading his words, I welled with anger.
54
184372
2955
Bu kağıt parçasına göre
03:07
It was the first time I'd felt anger toward this man,
55
187327
3500
kaza henüz gerçekleşmemişti.
03:10
and it came from magical thinking.
56
190827
2823
Abed direksiyonu sola çevirebilirdi.
03:13
On this xeroxed piece of paper,
57
193650
2123
Ben de camdan yandan geçtiğini görürdüm
03:15
the crash had not yet happened.
58
195773
3553
ve hâlâ sağlam olurdum.
“Dikkat et Abed, yola bak.”
03:19
Abed could still turn his wheel left
59
199326
2089
“Yavaşla”
03:21
so that I would see him whoosh by out my window
60
201415
3384
Ama Abed yavaşlamadı
03:24
and I would remain whole.
61
204799
2442
ve bu kağıt parçasına göre boynum kırıldı.
03:27
"Be careful, Abed, look out. Slow down."
62
207241
3858
Sinirlenmeden kağıtları bıraktım.
03:31
But Abed did not slow,
63
211099
2313
Gidip Abed’i bulamaya karar verdim.
03:33
and on that xeroxed piece of paper, my neck again broke,
64
213412
3808
Onu bulduğumdaysa
03:37
and again, I was left without anger.
65
217220
4003
selamıma düzgün bir karşılık bile vermedi.
Sanki onu aramamı bekliyormuş gibiydi.
03:41
I decided to find Abed,
66
221223
2400
03:43
and when I finally did,
67
223623
1740
Belki gerçekten bekliyordu.
03:45
he responded to my Hebrew hello which such nonchalance,
68
225363
3553
Abed’in önceki kaza kayıtlarından bahsetmedim.
03:48
it seemed he'd been awaiting my phone call.
69
228916
2175
25 yaşına kadar 27 ihlal.
03:51
And maybe he had.
70
231091
2374
Sonuncusu ise o gün kamyonun frenini düşük vitese atamamasıydı.
03:53
I didn't mention to Abed his prior driving record --
71
233465
3173
03:56
27 violations by the age of 25,
72
236638
3781
Kendi geçmişimden de bahsetmedim;
felç ve katater...
04:00
the last, his not shifting his truck into a low gear on that May day —
73
240419
4691
güvensizlik ve kayıp.
Abed kazadan dolayı üzgün olduğunu söylediğinde
04:05
and I didn't mention my prior record --
74
245110
2093
polis raporu sayesinde ciddi bir yaralanmadan kurtulduğunu
04:07
the quadriplegia and the catheters,
75
247203
1708
04:08
the insecurity and the loss —
76
248911
2521
bildiğimi söylemedim.
Sadece buluşmak istediğimi söyledim.
04:11
and when Abed went on about how hurt he was in the crash,
77
251432
2692
04:14
I didn't say that I knew from the police report
78
254124
2360
Abed ise birkaç hafta içinde tekrar aramamı söyledi.
04:16
that he'd escaped serious injury.
79
256484
2703
Tekrar aradığımda telefon numarasına ulaşamadım.
04:19
I said I wanted to meet.
80
259187
3733
04:22
Abed said that I should call back in a few weeks,
81
262920
2643
Abed’i ve kazayı aklımdan attım.
04:25
and when I did, and a recording told me
82
265563
2576
Yıllar geçti.
04:28
that his number was disconnected,
83
268139
2273
Bastonum, eklem desteklerim ve çantamla
04:30
I let Abed and the crash go.
84
270412
4976
altı kıtaya seyehat ettim.
04:35
Many years passed.
85
275388
2230
Softbol maçlarına katıldım
04:37
I walked with my cane and my ankle brace and a backpack
86
277618
4269
buna Central Park’da başladım
04:41
on trips in six continents.
87
281887
2670
ve evim New York’ta
gazeteci ve yazar olarak
04:44
I pitched overhand in a weekly softball game
88
284557
3439
tek bir parmakla yüzlerce kelimelik yazılar yazdım.
04:47
that I started in Central Park,
89
287996
2228
Arkadaşlarımdan biri
04:50
and home in New York, I became a journalist and an author,
90
290224
2913
tüm büyük hikâyelerimin kendimi yansıttığını,
aniden değişen hayatlara yoğunlaştığımı
04:53
typing hundreds of thousands of words with one finger.
91
293137
4086
kaza değilse farklı bir yolla
04:57
A friend pointed out to me that all of my big stories
92
297223
2507
04:59
mirrored my own, each centering on a life
93
299730
2892
ister yükseliş ister batış hakkında olsun
05:02
that had changed in an instant,
94
302622
2360
hepimizin hikâyesinin bir öncesi ve sonrası vardı.
05:04
owing, if not to a crash, then to an inheritance,
95
304982
2821
Ben de sorunlarımı aşmaya çalışıyordum.
05:07
a swing of the bat, a click of the shutter, an arrest.
96
307803
2633
Abed aklımın ucundan bile geçmiyordu...
05:10
Each of us had a before and an after.
97
310436
3974
Önceki yıl, kaza hakkında yazmak için İsrail’e dönüp
05:14
I'd been working through my lot after all.
98
314410
3103
“Half-Life” adlı kitabı kaleme almıştım.
05:17
Still, Abed was far from my mind, when last year,
99
317513
4173
Tamamlamak üzereydim ki
05:21
I returned to Israel to write of the crash,
100
321686
2790
Abed’le hâlâ tanışmak istediğimi fark ettim.
Artık sebebini anlayabiliyorum.
05:24
and the book I then wrote, "Half-Life,"
101
324476
2632
Ağzından çıkacak iki kelimeyi duymak istedim.
05:27
was nearly complete when I recognized
102
327108
2948
05:30
that I still wanted to meet Abed,
103
330056
2437
“Özür dilerim.”
05:32
and finally I understood why:
104
332493
2907
Önemsiz şeyler için bile söylenir.
05:35
to hear this man say two words: "I'm sorry."
105
335400
5329
Polise onaylatıp
Abed’in aynı yerde yaşadığını öğrendiğimde
05:40
People apologize for less.
106
340729
2918
evine doğru sürdüm.
Yanıma sarı güllerden bir saksı almıştım.
05:43
And so I got a cop to confirm that Abed still lived
107
343647
2812
Sonra çiçek götürmenin saçma olduğu fikrine kapıldım.
05:46
somewhere in his same town,
108
346459
2217
Boynumu kıran adama ne getirebilirdim ki?
05:48
and I was now driving to it with a potted yellow rose in the back seat,
109
348676
3072
(Gülüşmeler)
05:51
when suddenly flowers seemed a ridiculous offering.
110
351748
3993
05:55
But what to get the man who broke your fucking neck?
111
355741
3382
Sonra Abu Ghosh’da kenara çektim
ve biraz lokum aldım.
Gül suyuna batırılmış antep fıstıklı...
05:59
(Laughter)
112
359123
4082
Daha iyi.
06:03
I pulled into the town of Abu Ghosh,
113
363205
2146
Otoyol 1′de beni neyin beklediğini düşündüm.
06:05
and bought a brick of Turkish delight:
114
365351
2059
06:07
pistachios glued in rosewater. Better.
115
367410
4189
Abed bana sımsıkı sarılır.
Abed yüzüme bile bakmazdı.
06:11
Back on Highway 1, I envisioned what awaited.
116
371599
3413
Abed “özür dilerim.” derdi.
06:15
Abed would hug me. Abed would spit at me.
117
375012
4182
Sayısız kez düşündüğüm gibi bir kez daha düşünmeye başladım.
Eğer bu adam beni sakat bırakmasaydı hayatım nasıl olurdu?
06:19
Abed would say, "I'm sorry."
118
379194
4197
Genlerim daha farklı bir şekilde mi gelişirdi?
06:23
I then began to wonder, as I had many times before,
119
383391
3026
Kimdim ben?
06:26
how my life would have been different
120
386417
1238
06:27
had this man not injured me,
121
387655
1406
Bu yol hayatımı kitap gibi ikiye ayırmadan önce
06:29
had my genes been fed a different helping of experience.
122
389061
3881
kazadan önceki kişiyle aynı mıydım?
06:32
Who was I?
123
392942
2213
Başıma gelenlerden dolayı mı ben, bendim?
06:35
Was I who I had been before the crash,
124
395155
2817
Hepimiz bize yapılanların
06:37
before this road divided my life like the spine of an open book?
125
397972
4061
ürünü müydük?
Aile veya eşin ihaneti...
06:42
Was I what had been done to me?
126
402033
2289
mirasa konmak...
06:44
Were all of us the results of things done to us, done for us,
127
404322
4393
Biz bedenlerimizin doğuştan gelen yetersizlikleri miyiz?
06:48
the infidelity of a parent or spouse,
128
408715
2340
Genlerden ve deneyimlerden başka bir şey değilmişiz gibi geliyordu
06:51
money inherited?
129
411055
2187
ama bunları birbirinden nasıl ayırt edebilirdik ki?
06:53
Were we instead our bodies, their inborn endowments and deficits?
130
413242
4138
Yeats’in de aynı soruyu sorduğu gibi.
06:57
It seemed that we could be nothing more than genes and experience,
131
417380
2965
“Ey müzikle salınan gövde, ey ışıyan bakış,
07:00
but how to tease out the one from the other?
132
420345
3490
nasıl ayırt edeceğiz dansı dans eden kişiden?”
07:03
As Yeats put that same universal question,
133
423835
2842
07:06
"O body swayed to music, o brightening glance,
134
426677
3194
Bir saat boyunca arabayı sürdüm.
07:09
how can we know the dancer from the dance?"
135
429871
6315
Arabanın ön aynasında parlayan kendi yansımama baktım.
Mavi olduğu müddetçe ışığını kaybetmeyen gözlerime...
07:16
I'd been driving for an hour
136
436186
2259
Yatkınlıklarım ve içgüdülerim
07:18
when I looked in my rearview mirror and saw my own brightening glance.
137
438445
3727
küçük bir çocukken beni botla açılmaya
07:22
The light my eyes had carried for as long as they had been blue.
138
442172
3809
Michigan gölüne yönlendirdi.
Gençken
07:25
The predispositions and impulses that had propelled me
139
445981
2558
fırtına sonrası Cod Burnu’nun tekinsiz sularına daldırttı.
07:28
as a toddler to try and slip over a boat into a Chicago lake,
140
448539
3210
Ama yansımamda şunu da gördüm
07:31
that had propelled me as a teen
141
451749
1640
Abed beni yaralamasaydı,
07:33
to jump into wild Cape Cod Bay after a hurricane.
142
453389
4421
şu anda muhtemelen bir doktor
bir eş
07:37
But I also saw in my reflection
143
457810
2590
veya bir baba olabilirdim.
07:40
that, had Abed not injured me,
144
460400
1847
Zamanı ve ölümü bu kadar önemsemezdim.
07:42
I would now, in all likelihood, be a doctor
145
462247
2987
Engelli de olmazdım.
Başıma gelenlerden dolayı bu kadar acı çekmezdim.
07:45
and a husband and a father.
146
465234
3523
07:48
I would be less mindful of time and of death,
147
468757
2478
Parmaklarımın sürekli sallanması tek bir elle açamadığım şeyleri
07:51
and, oh, I would not be disabled,
148
471235
1821
ısırarak açmaya çalışmaktan zedelenen dişlerim...
07:53
would not suffer the thousand slings and arrows of my fortune.
149
473056
3508
07:56
The frequent furl of five fingers, the chips in my teeth
150
476564
2655
Dansçı ve dans birbiriyle iç içeydi.
07:59
come from biting at all the many things
151
479219
2346
08:01
a solitary hand cannot open.
152
481565
2781
Saat neredeyse 11′e geliyordu Afula’ya doğru sürüyordum.
08:04
The dancer and the dance were hopelessly entwined.
153
484346
5439
Uzun kuyruklar sonrası Kefr Kara’ya vardım.
Gergin hissediyordum.
08:09
It was approaching 11 when I exited right
154
489785
2126
Neyse ki radyoda Chopin çalıyordu.
08:11
toward Afula, and passed a large quarry
155
491911
2159
‘Yedi güzel mazurka’
08:14
and was soon in Kfar Kara.
156
494070
2453
Bir benzin istasyonunda daha rahat dinlemek için durdum.
08:16
I felt a pang of nerves.
157
496523
2463
08:18
But Chopin was on the radio, seven beautiful mazurkas,
158
498986
3803
Arap kasabasındayken
08:22
and I pulled into a lot by a gas station
159
502789
2230
kişinin adının söylenmesinin onu bulmada yeterli olduğunu duymuştum.
08:25
to listen and to calm.
160
505019
3341
Kendimden ve Abed’den bahsettim.
08:28
I'd been told that in an Arab town,
161
508360
2232
Burada kasabanın insanlarına
08:30
one need only mention the name of a local
162
510592
2205
iyi niyetle geldiğimi de belirtttim.
08:32
and it will be recognized.
163
512797
2280
Öğlen Mohamed’le postanenin dışında tanıştığımda
08:35
And I was mentioning Abed and myself,
164
515077
2010
bana kulak verdi.
08:37
noting deliberately that I was here in peace,
165
517087
2358
Genellikle insanlarla konuşurken şunu hep merak ederim:
08:39
to the people in this town,
166
519445
2136
08:41
when I met Mohamed outside a post office at noon.
167
521581
3283
Nerede ben biter, nerede engelli yanım başlar.
08:44
He listened to me.
168
524864
2442
Bazıları kimseye anlatmadıklarını söyledi..
08:47
You know, it was most often when speaking to people
169
527306
2824
Bazıları de ağladı.
08:50
that I wondered where I ended and my disability began,
170
530130
3940
Bir gün sokakta tanıştığım bir kadın da bunları yapmıştı
ve ben de ona nedenini sordum.
08:54
for many people told me what they told no one else.
171
534070
2878
Anlatabildiği kadarıyla şunları söyledi.
08:56
Many cried.
172
536948
2306
Her şeye rağmen mutlu, güçlü ve aynı zamanda incinebilir olmam
08:59
And one day, after a woman I met on the street did the same
173
539254
2644
onu da ağlatmıştı.
09:01
and I later asked her why,
174
541898
1896
09:03
she told me that, best she could tell, her tears
175
543794
1974
Onu dinlerken haklı olduğunu düşündüm.
09:05
had had something to do with my being happy and strong,
176
545768
3276
Ben bendim.
Sakatlığıma rağmen ben hâlâ bendim.
09:09
but vulnerable too.
177
549044
2687
İşte bu da bugün beni ben yapan.
09:11
I listened to her words. I suppose they were true.
178
551731
2283
09:14
I was me,
179
554014
2262
Belki Mohamed de bunu başka bir yabancıya söylemezdi
09:16
but I was now me despite a limp,
180
556276
2154
09:18
and that, I suppose, was what now made me, me.
181
558430
4162
ama beni onun evine yönlendirdi.
09:22
Anyway, Mohamed told me
182
562592
1802
Oturmuş neler söyleyeceğimi düşünürken
09:24
what perhaps he would not have told another stranger.
183
564394
2781
siyah elbiseli, siyah şallı bir kadın yaklaştı.
09:27
He led me to a house of cream stucco, then drove off.
184
567175
4111
Arabadan dışarı çıkıp “Shalom” deyip
09:31
And as I sat contemplating what to say,
185
571286
2698
kendimi tanıttım.
09:33
a woman approached in a black shawl and black robe.
186
573984
3434
Kocası Abed’in 4 saat içinde işten döneceğini söyledi.
09:37
I stepped from my car and said "Shalom,"
187
577418
2380
İbranicesi kendisinin de söylediği gibi pek iyi değildi
09:39
and identified myself,
188
579798
2037
ve benim interneti kurmak için gelen bir çalışan olduğumu düşünmüştü.
09:41
and she told me that her husband Abed
189
581835
1429
09:43
would be home from work in four hours.
190
583264
2852
(Gülüşmeler)
09:46
Her Hebrew was not good, and she later confessed
191
586116
2516
Oradan uzaklaşıp 4.30′da geri döndüm.
09:48
that she thought that I had come to install the Internet.
192
588632
3140
Yol üzerindeki minare sayesinde evi bulmakta tekrar zorlanmadım.
09:51
(Laughter)
193
591772
3724
Ön kapıya yaklaşırken
09:55
I drove off and returned at 4:30,
194
595496
3025
Abed beni gördü.
Pantolonum, gömleğim ve bastonumla.
09:58
thankful to the minaret up the road
195
598521
1276
09:59
that helped me find my way back.
196
599797
2534
Ben de Abed’i gördüm.
Sıradan görünüme sahip ortalama bir adam.
10:02
And as I approached the front door,
197
602331
2097
10:04
Abed saw me, my jeans and flannel and cane,
198
604428
3425
Siyah-beyaz bir terlik üzerine beyaz çoraplar
10:07
and I saw Abed, an average-looking man of average size.
199
607853
4786
taşan bir pantolon, benekli bir süveter
ve alnını kapatan çizgili bir şapka giyiyordu.
10:12
He wore black and white: slippers over socks,
200
612639
3023
Geleceğimi Mohamed haber vermişti.
10:15
pilling sweatpants, a piebald sweater,
201
615662
2099
Sonra birden
el sıkıştık ve birbirimize gülümsedik.
10:17
a striped ski cap pulled down to his forehead.
202
617761
3312
Ardından ona hediyemi verdim.
10:21
He'd been expecting me. Mohamed had phoned.
203
621073
2497
Evinde misafir olduğumu söyledi
10:23
And so at once, we shook hands, and smiled,
204
623570
4283
ve birlikte kumaş koltuğa oturduk.
İşte o zaman Abed kendi hikâyesini anlattı.
10:27
and I gave him my gift,
205
627853
2087
10:29
and he told me I was a guest in his home,
206
629940
1391
16 yıl önce başlayan acı dolu hikâyesini.
10:31
and we sat beside one another on a fabric couch.
207
631331
3413
10:34
It was then that Abed resumed at once
208
634744
2761
Gözünden yeni ameliyat olmuştu.
10:37
the tale of woe he had begun over the phone
209
637505
1856
Onun da belinde ve ayaklarında problemler vardı.
10:39
16 years before.
210
639361
2964
Dişlerini kazada kaybetmişti.
Ağızlığını çıkarttığını görmek ister miydim?
10:42
He'd just had surgery on his eyes, he said.
211
642325
3305
10:45
He had problems with his side and his legs too,
212
645630
2197
Abed kalkıp televizyonu açtı.
10:47
and, oh, he'd lost his teeth in the crash.
213
647827
2542
Böylece o odada değilken yalnız olmayacaktım.
10:50
Did I wish to see him remove them?
214
650369
2971
Sonra kazanın fotoğrafları
ve eski sürücü belgesiyle geri döndü.
10:53
Abed then rose and turned on the TV
215
653340
2530
10:55
so that I wouldn't be alone when he left the room,
216
655870
2858
“Önceden yakışıklıydım” dedi.
10:58
and returned with polaroids of the crash
217
658728
2239
Gözlerimiz desenli kupasında geziniyordu.
11:00
and his old driver's license.
218
660967
2610
Abed olduğundan daha az yakışıklıydı.
11:03
"I was handsome," he said.
219
663577
3807
kalın siyah saçları, geniş yüzü ve boynu.
11:07
We looked down at his laminated mug.
220
667384
2178
Mayıs 16, 1990 yazında
11:09
Abed had been less handsome than substantial,
221
669562
2756
benimki de dahil iki boyun kırmış
11:12
with thick black hair and a full face and a wide neck.
222
672318
3792
bir beyni zedelemiş ve bir de can almıştı bu genç.
11:16
It was this youth who on May 16, 1990,
223
676110
2937
Geçen yirmi yılın ardından karısından daha zayıftı.
11:19
had broken two necks including mine,
224
679047
2149
Yüzü çökmüştü.
11:21
and bruised one brain and taken one life.
225
681196
3948
Abed’e ve onun gençliğine bakınca
kazadan sonra kendi fotoğrafıma baktığım anı hatırladım.
11:25
Twenty-one years later, he was now thinner than his wife,
226
685144
2599
11:27
his skin slack on his face,
227
687743
1749
Özlemini anlıyordum.
11:29
and looking at Abed looking at his young self,
228
689492
2731
“Kaza hayatımızı değiştirdi.” dedim
11:32
I remembered looking at that photograph of my young self
229
692223
2383
11:34
after the crash, and recognized his longing.
230
694606
4326
Abed hurdaya dönmüş kamyonunun resimlerini gösterdi.
Kazanın sola geçmesine izin vermeyen
11:38
"The crash changed both of our lives," I said.
231
698932
4117
otobüs şoförü yüzünden olduğunu söyledi.
11:43
Abed then showed me a picture of his mashed truck,
232
703049
2728
Abed’le kazayı tekrar yaşamak istemedim.
11:45
and said that the crash was the fault of a bus driver
233
705777
2588
Daha basit bir şeyin peşindeydim.
Lokuma karşılık birkaç kelime ve yoluma devam edecektim.
11:48
in the left lane who did not let him pass.
234
708365
3173
11:51
I did not want to recap the crash with Abed.
235
711538
2722
Bu yüzden kazanın ertesi günü
11:54
I'd hoped for something simpler:
236
714260
1769
sabah verdiği ifadede
11:56
to exchange a Turkish dessert for two words and be on my way.
237
716029
4805
Abed’in otobüs şoföründen bahsetmediğini söylemedim.
Sessiz kaldım.
12:00
And so I didn't point out that in his own testimony
238
720834
2589
Çünkü gerçeği öğrenmek için buraya gelmedim.
12:03
the morning after the crash,
239
723423
2046
Beni buraya vicdanım getirdi.
12:05
Abed did not even mention the bus driver.
240
725469
2385
Vicdanımla geldim ve gerçeği geride bıraktım.
12:07
No, I was quiet. I was quiet because I had not come for truth.
241
727854
3364
“Biliyorum, senin hatan değildi.” dedim.
12:11
I had come for remorse.
242
731218
3008
“Ama diğerlerinin acı çekmesi seni de üzdü mü?” diye sordum.
12:14
And so I now went looking for remorse
243
734226
2156
12:16
and threw truth under the bus.
244
736382
2285
12:18
"I understand," I said, "that the crash was not your fault,
245
738667
3126
Abed beklemeden cevap verdi.
“Evet, ben de acı çektim.”
12:21
but does it make you sad that others suffered?"
246
741793
4389
Sonra Abed neden acı çektiğini açıkladı.
12:26
Abed spoke three quick words.
247
746182
2395
Kaza öncesinde dine aykırı bir hayat yaşıyormuş
12:28
"Yes, I suffered."
248
748577
3792
ve Tanrı da onu bu şekilde cezalandırmış.
12:32
Abed then told me why he'd suffered.
249
752369
2936
Artık dinine göre yaşıyormuş
ve Tanrı da bundan hoşnutmuş.
12:35
He'd lived an unholy life before the crash,
250
755305
3139
Yani Tanrı mı müdahale etmişti?
12:38
and so God had ordained the crash,
251
758444
2329
TV’de haberlerdeki araba kazasında
12:40
but now, he said, he was religious, and God was pleased.
252
760773
3823
üç kişi öldüğünde
12:44
It was then that God intervened:
253
764596
3141
arabanın enkazına baktık.
12:47
news on the TV of a car wreck that hours before
254
767737
2774
“Garip.” dedim.
12:50
had killed three people up north.
255
770511
2772
O da “Garip.” dedi.
12:53
We looked up at the wreckage.
256
773283
2373
804 numaralı otoyoldayken
12:55
"Strange," I said.
257
775656
3021
kurban ve katilin olduğunu düşünüyorum.
Çarpışmayla hayatları kesişen insanlar.
12:58
"Strange," he agreed.
258
778677
2785
Bazıları, Abed gibi, tarihi unuttular.
13:01
I had the thought that there, on Route 804,
259
781462
2695
Bazıları da, benim gibi, hatırlıyorlar.
13:04
there were perpetrators and victims,
260
784157
2130
Rapor bittiğinde Abed konuştu.
13:06
dyads bound by a crash.
261
786287
1736
13:08
Some, as had Abed, would forget the date.
262
788023
2461
“Acınası.” dedi.
13:10
Some, as had I, would remember.
263
790484
3210
“Bu ülkede polis kötü sürücülere karşı yeterince sert değil.” dedi
13:13
The report finished and Abed spoke.
264
793694
3125
(Gülüşmeler)
Şaşırmıştım.
13:16
"It is a pity," he said, "that the police
265
796819
2373
Abed oldukça önemli bir şey söylemişti.
13:19
in this country are not tough enough on bad drivers."
266
799192
4894
Bu onun kazadan
nasıl sıyrıldığının bir göstergesi miydi?
13:24
I was baffled.
267
804086
3028
Bu, daha uzun süre hapsedilmesi gerektiğine dair
13:27
Abed had said something remarkable.
268
807114
2779
bir belge veya bir kanıt mıydı?
13:29
Did it point up the degree to which he'd absolved himself of the crash?
269
809893
3466
6 ay hapis yattı ve kamyon ehliyetini kaybetti.
13:33
Was it evidence of guilt, an assertion
270
813359
1902
Tutumumu geri bıraktım
13:35
that he should have been put away longer?
271
815261
2383
“Abed.” dedim.
13:37
He'd served six months in prison, lost his truck license for a decade.
272
817644
3612
“Kazadan önce sürücülükle ilgili birkaç sorun yaşadığını sanıyordum.”
13:41
I forgot my discretion.
273
821256
2026
“Hız sınırı 40 olan yerde 60′la gittim.
13:43
"Um, Abed," I said,
274
823282
3444
13:46
"I thought you had a few driving issues before the crash."
275
826726
4231
27 ihlal --
13:50
"Well," he said, "I once went 60 in a 40."
276
830957
3961
kırmızı ışıkta geçmek, aşırı hızlı gitmek,
yolun yanlış tarafında sürmek,
13:54
And so 27 violations --
277
834918
3401
tepeden aşağı inerken frene basmamak
bir ihlale indirgenmişti.
13:58
driving through a red light, driving at excessive speed,
278
838319
2705
İşte o zaman anladım ki gerçeklik ne kadar güç olursa olsun
14:01
driving on the wrong side of a barrier,
279
841024
1982
insanoğlu, onu hoş bir anlatıma dönüştürebiliyor.
14:03
and finally, riding his brakes down that hill --
280
843006
2040
14:05
reduced to one.
281
845046
2458
Mağdur kahraman olur,
14:07
And it was then I understood that no matter how stark the reality,
282
847504
3487
suçlu da mağdur.
İşte o an Abed’in asla özür dilemeyeceğini fark ettim.
14:10
the human being fits it into a narrative that is palatable.
283
850991
3115
14:14
The goat becomes the hero. The perpetrator becomes the victim.
284
854106
3917
Abed’le kahvelerimiz elimizde oturduk.
14:18
It was then I understood that Abed would never apologize.
285
858023
6704
Yaklaşık 90 dakika sürdü
ve artık onu tanıyordum.
14:24
Abed and I sat with our coffee.
286
864727
3296
Kasıtlı olarak kötü
veya iyi bir insan değildi.
14:28
We'd spent 90 minutes together,
287
868023
2792
Bana karşı
14:30
and he was now known to me.
288
870815
2362
nazikliği içinde bulan sınırlı bir adamdı.
14:33
He was not a particularly bad man
289
873177
2368
Yahudi geleneklerine saygı gösterip
14:35
or a particularly good man.
290
875545
2333
120 yaşına kadar yaşamam gerektiğini söyledi.
14:37
He was a limited man
291
877878
2158
Ama kendi sebep olduğu felaketten tamamen elini çekmiş biriyle
14:40
who'd found it within himself to be kind to me.
292
880036
3030
ilişki kurmak benim için zordu.
14:43
With a nod to Jewish custom,
293
883066
1510
14:44
he told me that I should live to be 120 years old.
294
884576
3947
Kendisi olaylardan o kadar habersiz ki
14:48
But it was hard for me to relate to one who had
295
888523
1821
kazada iki kişinin öldüğünü düşünüyordu.
14:50
so completely washed his hands of his own calamitous doing,
296
890344
3298
14:53
to one whose life was so unexamined that he said
297
893642
4364
Bütün bunları ona söylemek istedim.
14:58
he thought two people had died in the crash.
298
898006
4775
Engelli olduğumu kabul etmesini istedim.
Bu güzel olurdu.
15:05
There was much I wished to say to Abed.
299
905012
3624
Özellikle de benim gibi topallarken
15:08
I wished to tell him that, were he to acknowledge my disability,
300
908636
3705
gülümseyen insanlara karşı.
İnsanların çoğu bunun farkında değiller
15:12
it would be okay,
301
912341
2175
15:14
for people are wrong to marvel
302
914516
1798
ama kalbimizdeki sorunlar
15:16
at those like me who smile as we limp.
303
916314
3242
büyük bir kamyon çarpmasından
daha büyük sorunlara dönüşüp
15:19
People don't know that they have lived through worse,
304
919556
3936
yüz kırık boyundan daha fazla yara bırakabiliyor.
15:23
that problems of the heart hit with a force greater than a runaway truck,
305
923492
3662
Bizi biz yapan en önemli şeyin
15:27
that problems of the mind are greater still,
306
927154
2351
15:29
more injurious, than a hundred broken necks.
307
929505
4176
zihnimiz ya da vücudumuzun olmadığını
başımıza gelenler olmadığını
15:33
I wished to tell him that what makes most of us who we are
308
933681
2850
ama ona nasıl cevap verdiğimiz olduğunu söylemek istedim.
15:36
most of all
309
936531
1501
“Bu”
Psikiyatrist Viktor Frankl diyor.
15:38
is not our minds and not our bodies
310
938032
2433
“İnsan özgürlüğünün sonuncusu:
15:40
and not what happens to us,
311
940465
1808
koşullar her ne olursa olsun kendi tutumunu belirlemektir.”
15:42
but how we respond to what happens to us.
312
942273
2862
15:45
"This," wrote the psychiatrist Viktor Frankl,
313
945135
2578
Bunları söylemek istedim.
15:47
"is the last of the human freedoms:
314
947713
1817
Sadece felce sebep olanlar ve felçlilerin evrilmesi değişmesi
15:49
to choose one's attitude in any given set of circumstances."
315
949530
4900
gerçekle barışması gerekmiyor.
Ama hepimiz --
15:54
I wished to tell him that not only paralyzers
316
954430
2824
yaşlananlar ve kaygılılar
boşananlar ve kelleşenler
15:57
and paralyzees must evolve, reconcile to reality,
317
957254
3871
iflas edenler ve herkes için geçerli.
16:01
but we all must --
318
961125
1977
16:03
the aging and the anxious and the divorced and the balding
319
963102
4886
Bunları ona söylemek istedim.
Birisi kötü bir şeye iyi demek zorunda değil.
16:07
and the bankrupt and everyone.
320
967988
3845
Eğer kaza Tanrı vesilesiyle olduysa bu kaza
ya da kırılmış bir boyun iyi anlamına gelmiyor.
16:11
I wished to tell him that one does not have to say
321
971833
2605
Kötü birşey berbat hissetmemize neden olabilir
16:14
that a bad thing is good,
322
974438
2016
ama bu dünyada hâlâ birçok güzel şey var.
16:16
that a crash is from God and so a crash is good,
323
976454
2548
16:19
a broken neck is good.
324
979002
1691
16:20
One can say that a bad thing sucks,
325
980693
3260
Bütün bunları ona söylemek istedim.
Görevimiz belli.
16:23
but that this natural world still has many glories.
326
983953
4122
Kötü olayların üstesinden gelmeliyiz.
Her daim iyi olmalı ve bundan keyif almalıyız.
16:28
I wished to tell him that, in the end, our mandate is clear:
327
988075
5026
Çalışmak, macera yaşamak ve dostluk...
16:33
We have to rise above bad fortune.
328
993101
3227
Özellikle dostluk
16:36
We have to be in the good and enjoy the good,
329
996328
3026
toplum ve sevgi
16:39
study and work and adventure and friendship -- oh, friendship --
330
999354
5884
Ama en çok,
Herman Melville’in ne yazdığını ona söylemek istedim.
16:45
and community and love.
331
1005238
3769
“Çünkü sıcağın tadını çıkarmak için
insan, birazcık da olsa soğuğu hissetmeli.
16:49
But most of all, I wished to tell him
332
1009007
2759
16:51
what Herman Melville wrote,
333
1011766
2369
Bu dünyada her şeyin değeri,
16:54
that "truly to enjoy bodily warmth,
334
1014135
2927
kendi karşıtıyla ortaya çıkar.”
16:57
some small part of you must be cold,
335
1017062
3057
Evet, karşıtıyla.
Eğer elinde olmayanın farkındaysan
17:00
for there is no quality in this world
336
1020119
2303
17:02
that is not what it is merely by contrast."
337
1022422
3292
elinde olanın bilincinde olursun.
17:05
Yes, contrast.
338
1025714
2441
Eğer tanrılar hoşgörülüyse elinde olanla gerçekten mutlu olabilirsin.
17:08
If you are mindful of what you do not have,
339
1028155
2339
Bu alabileceğin tek hediye olabilir
17:10
you may be truly mindful of what you do have,
340
1030494
3228
var oluşsal olarak acı çekiyorsan
17:13
and if the gods are kind, you may truly enjoy what you have.
341
1033722
3894
Ölümü bildiğinde
her sabah hayata daha bağlı olarak uyanabilirsin.
17:17
That is the one singular gift you may receive
342
1037616
2429
Bir yanınız soğuğu hissetmeli
17:20
if you suffer in any existential way.
343
1040045
2971
böylece sıcağın hatta soğuğun da tadını çıkarabiliriz.
17:23
You know death, and so may wake each morning
344
1043016
2329
17:25
pulsing with ready life.
345
1045345
2030
17:27
Some part of you is cold,
346
1047375
1595
Kazadan yıllar sonra bir sabah
17:28
and so another part may truly enjoy what it is to be warm,
347
1048970
3499
bir taşa bastım
ve sol ayağım bu soğukluğu hissetti.
17:32
or even to be cold.
348
1052469
2922
Sinirler uyandı.
17:35
When one morning, years after the crash,
349
1055391
2024
Canlandırıcıydı.
17:37
I stepped onto stone and the underside of my left foot
350
1057415
2783
Şiddetli bir kar yağışı gibi.
17:40
felt the flash of cold, nerves at last awake,
351
1060198
3463
Ama hiçbirini Abed’e söylemedim.
17:43
it was exhilarating, a gust of snow.
352
1063661
5287
Ona sadece bir kişiyi öldürdüğünü söyledim.
İki kişiyi değil.
17:48
But I didn't say these things to Abed.
353
1068948
3236
Sonra da adamın adını söyledim.
17:52
I told him only that he had killed one man, not two.
354
1072184
4801
Ardından “Hoşça kal” diyerek veda ettim.
17:56
I told him the name of that man.
355
1076985
4474
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
18:01
And then I said, "Goodbye."
356
1081459
3813
18:05
Thank you.
357
1085272
1917
Çok teşekkür ederim.
(Alkışlar)
18:07
(Applause)
358
1087189
6735
18:13
Thanks a lot.
359
1093924
2736
18:16
(Applause)
360
1096660
4000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7