The dawn of the age of holograms | Alex Kipman

2,079,508 views ・ 2016-04-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: İbrahim Büyüktavşan Gözden geçirme: Eren Gokce
00:12
Thousands of years from now,
0
12950
1510
Günümüzden binlerce yıl sonra
00:15
we'll look back at the first century of computing
1
15088
3237
bilgisayar kullanımımızın ilk yüzyılını
00:18
as a fascinating but very peculiar time --
2
18960
3438
ilgi çekici ama garip bir zaman olarak göreceğiz.
00:23
the only time in history where humans were reduced to live in 2D space,
3
23096
5006
İnsan yaşamının ilk defa iki boyutlu alana indirgendiği
00:28
interacting with technology as if we were machines;
4
28126
3919
ve tıpkı makineymişiz gibi teknoloji ile etkileşim içinde
00:32
a singular, 100-year period in the vastness of time
5
32069
5217
olduğumuz ve hep bir ekranın ardından
00:37
where humans communicated,
6
37310
2688
iletişim kurduğumuz, eğlendiğimiz ve
00:40
were entertained and managed their lives
7
40022
2651
hayatlarımızı idare ettiğimiz
00:42
from behind a screen.
8
42697
1674
bir asır olarak göreceğiz.
00:44
Today, we spend most of our time tapping and looking at screens.
9
44395
5581
Bugün, zamanımızın çoğunu tuşlara basarak ve ekrana bakarak geçiriyoruz.
00:50
What happened to interacting with each other?
10
50762
3587
Başkalarıyla iletişime geçmeye ne oldu?
00:55
I don't know about you, but I feel limited
11
55040
2671
Siz nasıl hissediyorsunuz bilmiyorum, ama ben iki boyutlu
00:57
inside this 2D world of monitors and pixels.
12
57735
3548
monitörlerin ve piksellerin dünyasında kısıtlanmış hissediyorum.
01:01
And it is this very limitation
13
61751
2065
Bu kısıtlanma
01:03
and my desire to connect with people
14
63840
2416
ve benim insanlarla iletişim kurma tutkum
01:06
that inspires me as a creator.
15
66280
1988
bana bir yaratıcı olarak ilham veriyor.
01:08
Put simply: I want to create a new reality,
16
68292
3351
Kısacası, yeni bir gerçeklik yaratmak istiyorum.
01:11
a reality where technology brings us infinitely closer to each other,
17
71667
5707
Teknolojinin bizi birbirimize olabildiğince yaklaştırdığı,
01:17
a reality where people, not devices,
18
77398
3190
her şeyin odağında makineler yerine insanların olduğu
01:20
are the center of everything.
19
80612
1468
bir gerçeklik.
01:22
I dream of a reality where technology senses what we see, touch and feel;
20
82998
6179
Teknolojinin ne gördüğümüzü, neye dokunduğumuzu, neyi hissettiğimizi
01:29
a reality where technology no longer gets in our way,
21
89724
3311
anladığı, teknolojinin yolumuza karışmak yerine bizi
01:33
but instead embraces who we are.
22
93059
2745
olduğumuz gibi sardığı bir gerçeklik yaratmak istiyorum.
01:36
I dream of technology
23
96328
1604
İnsanın izinden giden
01:38
on a human path.
24
98728
1719
bir teknoloji hayal ediyorum.
01:40
We have all experienced technology
25
100878
2008
Herkes daha insansı hareketlere izin veren teknolojileri
01:42
that enables people to act more like people,
26
102910
3302
ve doğal etkileşim, ses tanıma, biyometriye
01:46
products that enable natural interactions, voice controls or biometrics.
27
106236
4777
imkân sağlayan cihazları görmüşüzdür.
01:55
This is the next step in the evolution.
28
115476
3148
Bu evrimin bir sonraki aşaması.
01:59
This is Microsoft HoloLens,
29
119330
1955
Bu Microsoft HoloLens,
02:01
the first fully untethered holographic computer.
30
121309
3573
ilk tam bağımsız holografik bilgisayar.
02:05
Devices like this will bring 3D holographic content
31
125644
4193
Bunun gibi cihazlar, 3 boyutlu holografik veriyi hayatımıza sokarak,
02:09
right into our world,
32
129861
1919
hayatı sıradan algılarımızın ötesinde
02:11
enhancing the way we experience life
33
131804
2057
daha güçlü bir şekilde
02:13
beyond our ordinary range of perceptions.
34
133885
2713
deneyimlememizi sağlayacak.
02:17
Now, I'm not thinking about a distant future.
35
137233
4024
Şu an, uzak gelecek hakkında düşünmüyorum.
02:21
I'm talking about today.
36
141844
1614
Günümüz hakkında konuşuyorum.
02:23
We are already seeing car companies like Volvo
37
143958
3144
Günümüzde Volvo gibi şirketlerin arabalarını HoloLens'le farklı şekilde
02:27
designing cars differently with HoloLens;
38
147126
2927
tasarladıklarını, Case Western gibi üniversitelerin
02:30
universities like Case Western redefining the way medical students learn;
39
150077
4731
tıp öğrencilerinin öğrenme yollarını yeniden tanımladıklarını
02:34
and my personal favorite,
40
154832
1420
-ve işte benim favorim olan-
02:36
NASA is using HoloLens to let scientists explore planets
41
156744
5347
NASA bilim insanlarının gezegenleri holografik olarak keşfetmesi için
HoloLens'i kullandığını görüyoruz.
02:42
holographically.
42
162115
1230
02:43
Now, this is important.
43
163932
1286
Şimdi bu önemli.
02:46
By bringing holograms into our world,
44
166194
2442
Hologramları hayatımıza sokmak derken
02:48
I'm not just talking about a new device or a better computer.
45
168660
3625
sadece yeni bir cihaz ya da daha iyi bir bilgisayardan bahsetmiyorum.
02:52
I'm talking about freeing ourselves from the 2D confines
46
172914
4887
Kendimizi geleneksel bilgisayarların iki boyutlu sınırlarından kurtarmaktan
02:58
of traditional computing.
47
178341
1967
bahsediyorum.
03:01
Put it this way:
48
181334
1603
Şöyle düşünelim:
03:02
temporally adjusted, we're like cave people in computer terms.
49
182961
4220
Bilgisayarlara göre biz şu anda mağara adamı gibiyiz.
03:07
We've barely discovered charcoal
50
187878
1914
Kömürü ancak keşfettik
03:09
and started drawing the first stick figures in our cave.
51
189816
4180
ve ilk çöp adamları mağaralarımıza çizmeye başladık.
03:14
Now, this is the perspective I apply to my work every single day.
52
194925
4325
İşte bu, her gün işimde uyguladığım bir bakış açısı.
03:20
And now for the next few minutes,
53
200016
1951
Ve sonraki birkaç dakika için,
03:21
I invite all of you to apply the same perspective
54
201991
4299
aynı bakış açısını önümüzdeki yolculuğa uygulamaya
03:26
to the journey ahead of us.
55
206314
1393
hepinizi davet ediyorum.
03:31
Now, as I put this HoloLens on,
56
211461
2920
Şimdi, sanal gerçeklik gözlüğünü takarken
03:34
let me explain the setup a little bit.
57
214405
2179
size biraz kurulumdan bahsedeyim.
03:36
It's probably the most risky demo we have ever done on any stage
58
216608
5372
Bu muhtemelen sanal gerçeklik gözlüğü ile sahnede yaptığımız
03:42
with HoloLens,
59
222004
1234
en riskli demo
03:43
and I can't think of a better place to do it than here at TED.
60
223262
3300
ve TED'den başka bunu yapabileceğim daha iyi bir yer düşünemiyorum.
03:47
Momentarily, I am going to be seeing holograms
61
227221
3774
Birazdan, sahnede hologramlar
03:51
right on this stage,
62
231019
1322
görmeye başlayacağım,
03:52
just as clearly as I can see all of you.
63
232365
2256
üstelik sizi gördüğüm kadar net bir şekilde.
03:54
Now at the same time, we have also this special camera
64
234645
3638
Şimdi aynı zamanda, şimdi sahneye gelen
03:58
that just walked in onstage
65
238307
1696
bu özel kamera ile
04:00
so that all of you can share in this experience with me
66
240027
3232
siz de bu deneyimi benimle birlikte monitörlerden
04:03
up on all the monitors.
67
243283
1412
paylaşacaksınız.
04:05
So let's start our journey.
68
245917
1355
Yolculuğumuza başlayalım.
04:07
And what better place to begin our journey,
69
247296
2436
Ve yolculuğumuza başlamak için 2 boyutlu bir bilgisayar mağarasından
04:09
than in the computer cave of 2D.
70
249756
3103
daha iyi bir yer mi var.
04:14
Let's explore the world all around us with this new lens,
71
254978
4191
Hadi, bu yeni lens ile etrafımızdaki dünyayı keşfedelim
04:19
and understand the computer world from a brand new perspective.
72
259193
3414
ve bilgisayar dünyasını yepyeni bir bakış açısıyla anlayalım.
04:23
The computer universe is both marvelous and primitive.
73
263673
4450
Bilgisayar evreni hem muhteşem, hem de ilkeldir.
04:28
It's a universe based on causality.
74
268933
2615
Nedensellik temelli bir evrendir.
04:32
As developers, we dream the different causes
75
272112
3168
Geliştiriciler olarak, farklı senaryoları hayal kurarız
04:35
and then we program the different effects.
76
275304
2276
ve sonra farklı efektleri programlarız.
04:38
Double click on an icon, that's a cause.
77
278084
2881
Bir ikona çift tıkla, bu bir nedendir.
04:41
Open an application, that's an effect.
78
281582
2661
Bir uygulama aç, bu bir etkidir.
04:45
Now when we compare this to our physical universe,
79
285264
4247
Şimdi bunu fiziksel evrenimizle karşılaştırırsak
04:49
it is overly constraining,
80
289535
2015
bu fazla bir zorlama olur,
04:51
because our universe is not digital.
81
291574
2444
çünkü bizim evrenimiz sayısal değildir.
04:54
Our universe is analog.
82
294747
1891
Bizim evrenimiz analogtur.
04:56
Our universe doesn't think in terms of zero or one,
83
296662
4115
Evrenimiz sıfır ve bir, doğru ve yanlış
05:01
true or false, or black or white.
84
301240
2739
veya siyah ve beyaz diye düşünmez.
05:04
We exist in a world governed by quantum physics,
85
304663
4246
Kuantum fiziğiyle idare edilen bir dünyada,
05:08
a universe of zero and one both at the same time,
86
308933
4343
aynı zamanda sıfır ve birlerin evreninde,
05:13
a reality based on infinite probabilities and shades of gray.
87
313880
4512
sonsuz olasılıklar ve cevapsız soruların gerçekliğinde varız.
05:19
You can see how these two worlds collide.
88
319384
3562
Bu iki dünyanın nasıl çakıştığını görebilirsiniz.
05:23
So why are screens so pervasive in our analog life?
89
323975
5076
Peki analog dünyamızda ekranlar
neden bu kadar yaygın?
05:30
We see screens from the moment we wake up,
90
330366
2601
Uyandığımız andan uykuya daldığımız
05:32
to the moment we fall asleep.
91
332991
1681
ana kadar ekranlara bakıyoruz.
05:35
Why?
92
335174
1160
Niçin?
05:36
I think it's because computers give us superpowers.
93
336666
3155
Bence bilgisayarlar bize
süper güçler verdiği için.
05:40
Within the digital universe, we have the power to displace space
94
340393
3706
Dijital evrende mekân ve zaman kavramlarını
05:44
and the power to displace time.
95
344123
1751
yok etme gücümüz var.
05:46
It doesn't matter if you're using technology for entertainment,
96
346381
3336
Teknolojiyi eğlence, üretim ya da iletişim
05:49
productivity or communication.
97
349741
2225
amacıyla kullanmanız fark etmez.
05:52
Think of it this way:
98
352700
1161
Şöyle düşünün:
05:53
let's all go home tonight
99
353885
1380
Bu gece hepimiz eve gidip
05:55
and watch our favorite show on television.
100
355289
2666
televizyonda en sevdiğimiz programı izleyelim.
05:58
This is theater -- time and space displaced.
101
358462
3542
İşte sinema -- zaman ve mekân kavramı yok edildi.
06:02
As soon as I'm done with this TED Talk,
102
362634
2100
Bu TED konuşmasını bitirir bitirmez,
06:04
I'm going to immediately call my lovely family in Seattle.
103
364758
3317
hemen Seattle'daki biricik ailemi arayacağım.
06:11
That's displacement of space.
104
371261
1881
Bu mekân kavramının yok edilmesidir.
06:14
Now, these are such great superpowers
105
374088
2223
Şimdi, bunlar o kadar muazzam süper güçler ki
06:16
that we put up with the two-dimensional limitations
106
376335
2949
günümüzün dijital dünyasındaki
iki boyutlu sınırlara tahammül edebiliyoruz.
06:19
of our current digital world.
107
379308
1789
06:21
But what if we didn't have to?
108
381121
1515
Peki ya bunu yapmak zorunda olmasaydık?
06:23
What if we could have these same digital powers
109
383180
3180
Sahip olduğumuz bu dijital güçlere
06:27
in our world?
110
387168
1837
normal dünyamızda sahip olsaydık?
06:29
You can already see glimmers of this,
111
389966
2396
Bunun ilk ışıltılarını zaten görebiliyorsunuz,
06:32
but I believe our children's children
112
392386
2652
ama inanıyorum ki torunlarımız
06:35
will grow up in a world devoid of 2D technology.
113
395062
3943
teknolojinin 2 boyutlu olmadığı bir dünyada büyüyecek.
06:40
It's remarkable to dream of this world,
114
400079
2415
Böyle bir dünyanın hayalini kurmak fevkalade bir şey,
06:42
a world where technology truly understands us --
115
402518
4189
teknolojinin bizi tamamıyla anladığı bir dünya,
06:46
where we live, work and communicate --
116
406731
2530
--yaşadığımız, çalıştığımız ve iletişim kurduğumuz yer--
06:49
with tools that enhance the human experience,
117
409285
3122
insan deneyimini artıran araçlarla,
06:52
not machines that limit our humanity.
118
412971
3647
insanlığımızı kısıtlayan makinelerle değil.
06:58
So how do we get there?
119
418642
1254
Peki buraya nasıl ulaşacağız?
07:01
For me, the answer required looking at the problem
120
421182
4090
Bana göre cevap,
probleme farklı bir açıdan bakmayı gerektiriyor.
07:05
from a different perspective.
121
425296
1475
07:08
It required sensing the world from the perspective of a machine.
122
428930
3806
Dünyayı makinelerin açısından algılamayı gerektiriyor.
07:14
If you're a machine trying to sense our world,
123
434429
3602
Eğer dünyayı anlamaya çalışan bir makineyseniz,
07:18
how would you actually break the problem down?
124
438055
2304
sahiden problemi nasıl alt ederdiniz?
07:21
You'd probably try to classify things
125
441137
2695
Muhtemelen her şeyi sınıflandırmaya çalışırsınız,
07:23
as a human,
126
443856
1165
bir insan,
07:26
an environment
127
446205
1175
bir ortam
07:28
or an object.
128
448999
1190
ya da bir nesne olarak.
07:31
But how would that machine then interact with reality?
129
451973
4229
Peki bu makine sonrasında gerçeklikle nasıl etkileşime geçecek?
07:37
And I can think of three ways.
130
457063
1625
Üç yöntem düşünüyorum.
07:38
First, as a machine,
131
458712
2166
En başta, bir makine olarak,
07:40
I would observe or I would input reality.
132
460902
3918
gerçekliği gözlemler veya gerçekliğe giriş yaparım.
07:45
Speech recognition and biometric authentication
133
465847
2682
Konuşmayı tanımlama ve biyometrik doğrulama
07:48
are great examples of a machine interacting with humans
134
468553
3260
girdi perspektifinden makinelerin
insanlarla etkileşimine harika örneklerdir.
07:51
from an input perspective.
135
471837
1715
07:54
Secondly, as a machine,
136
474481
2291
İkinci olarak, bir makine olarak,
07:56
I could place digital information, or output information,
137
476796
5111
dijital veriyi ya da çıktı verisini
08:01
into reality.
138
481931
1165
gerçekliğe yerleştiririm.
08:03
Holograms are examples of a machine interacting with an environment
139
483939
4672
Hologramlar makinelerin çevreyle etkileşimine
08:08
from an output perspective.
140
488635
1460
çıktı perspektifinden örneklerdir.
08:10
Finally, as a machine,
141
490968
2118
Son olarak, bir makine olarak,
08:13
I could exchange energy with the world via haptics.
142
493110
3532
dokunma duyusu aracılığıyla
dünyayla enerji değişirim.
08:17
Now, imagine being able to feel the temperature of a virtual object,
143
497800
4592
Şimdi, sanal bir objenin
sıcaklığını hissedebildiğinizi düşünün
08:22
or better yet, imagine pushing a hologram
144
502416
3219
ya da daha iyisi, bir hologramı ittiğinizi
08:25
and having it push you back with equal force.
145
505659
2833
ve onun da sizi eşit kuvvetle ittiğini hayal edin.
08:29
With this perspective,
146
509455
1221
Bu perspektifle,
08:31
we are able to collapse reality into a simple matrix.
147
511186
4962
gerçekliği basit bir kalıba dökebiliriz.
08:36
Now here's a secret:
148
516172
1151
İşte bir sır:
08:37
as an engineer, I get really excited
149
517347
2058
Bir mühendis olarak, bir şeyi bir kalıba
08:39
anytime I can reduce something to the matrix.
150
519429
2854
indirgediğim her an heyecanlanırım.
08:42
From self-driving cars
151
522783
2039
Otonom araçlardan
08:44
to smartphones
152
524846
1589
akıllı telefonlara
08:46
to this holographic computer on my head,
153
526459
2322
kafamdaki bu holografik bilgisayarla,
08:48
machines are becoming capable of understanding our world.
154
528805
3782
makineler bizim dünyamızı anlayabilecek hâle geliyor.
08:53
And they are starting to interact with us
155
533293
2535
Ve bizimle çok daha kişisel yollarla
08:55
in significantly more personal ways.
156
535852
3115
etkileşim kurmaya başlıyorlar.
09:00
Now, imagine having granular control
157
540197
3625
Şimdi, dünyadaki her şey
09:03
over everything in the world.
158
543846
1836
üzerinde derinlemesine kontrolünüz olduğunu düşünün.
09:06
Move the dial one way,
159
546780
1685
Kadranı bir yöne çevirin
09:10
and you get reality.
160
550930
1215
ve gerçekliğe geçin.
09:13
Move the dial the other way,
161
553268
2083
Kadranı diğer yöne çevirin
09:17
and you get virtual reality.
162
557582
2521
ve sanal gerçekliğe geçin.
09:21
Now, imagine dialing your entire environment
163
561748
5091
Şimdi, tüm ortamınızı sanal ve gerçek dünyalar
09:26
between virtual and real worlds.
164
566863
3133
arasında değiştirdiğinizi hayal edin.
09:34
I love it down here.
165
574462
1415
Burasını çok seviyorum.
09:36
Now, imagine if I could look at all of you
166
576663
3467
Şimdi sizlere baktığımı ve sizi
09:40
and dial from real humans into elves.
167
580154
3410
gerçek insanlardan elflere çevirdiğimi hayal edin.
09:44
When technology truly understands our world,
168
584760
2764
Teknoloji dünyamızı tam olarak anladığında,
09:47
it will again transform the ways we interact,
169
587548
3647
etkileşim kurduğumuz yönteme,
09:51
the ways we work and the ways we play.
170
591219
2928
çalıştığımız yönteme ve oynadığımız yönteme yeniden dönüşecek.
09:59
Less than half a century ago,
171
599238
1711
Yarım yüzyıldan daha az bir zaman öncesinde,
10:01
two courageous men landed on the moon,
172
601798
2079
iki gözüpek adam aya iniş yaptı,
10:04
using computers that were less powerful than the phones in your pockets.
173
604696
3811
cebinizdeki telefonlardan daha az güçlü bilgisayarları kullanarak.
10:09
Six hundred million humans watched them
174
609110
3111
Altı yüz milyon insan onları
10:12
on grainy, black-and-white televisions.
175
612245
2763
karıncalı, siyah-beyaz televizyonlardan izledi.
10:15
And the world?
176
615579
1158
Ve dünya?
10:17
The world was mesmerized.
177
617096
2395
Dünya büyülenmişti.
10:20
Now imagine how our children and their children
178
620030
4326
Şimdi çocuklarımızın ve onların çocuklarının
10:24
will experience the continued exploration of space
179
624986
3537
devam eden uzay keşiflerini
10:28
with technology that understands this world.
180
628547
3951
dünyamızı anlayan teknolojilerle nasıl tecrübe edeceğini hayal edin.
10:33
We already live in a world where real-time universal translators exist.
181
633355
4334
Gerçek zamanlı evrensel çevirinin mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
10:38
And I can squint, and I can already see holographic telepresence
182
638174
5135
Ve baktığımda, yakın bir gelecekte holografik
video konferansların da mümkün olduğunu görebiliyorum.
10:43
in our near future.
183
643333
1174
10:45
In fact, since we've been lucky with our demo so far,
184
645079
3079
Doğrusu, demomuzun şu ana kadarki gidişinden memnunuz,
10:48
let's try doing something else even more crazy.
185
648182
2309
daha da çılgın bir şey deneyelim hadi.
10:51
I invite you to experience,
186
651153
2753
Sizleri
10:53
for the first time anywhere in the world,
187
653930
3037
dünyada ilk kez,
10:56
here on the TED stage,
188
656991
2485
burada TED sahnesinde,
10:59
a real-life holographic teleportation,
189
659500
3318
ben ve NASA Jet Motorları Laboratuvarı'ndan arkadaşım
11:03
between me and my friend, Dr. Jeffrey Norris,
190
663953
3707
Dr. Jeffrey Norris arasında yapılacak gerçek zamanlı
11:07
from NASA's Jet Propulsion Laboratory.
191
667684
2798
bir holografik ışınlanma deneyimine davet ediyorum.
11:10
Finger crossed. Hi, Jeff.
192
670506
2034
Haydi bakalım! Selam Jeff!
11:14
Jeff Norris: Hey, Alex.
193
674514
1166
Jeff Norris: Selam Alex.
11:15
Alex Kipman: Phew! That worked. How are you doing today, Jeff?
194
675704
3103
Alex Kipman: Ohh! Çalıştı. Nasılsın Jeff?
11:18
(Applause)
195
678831
2103
(Alkışlar)
11:20
JN: Doing great. I had an awesome week.
196
680958
2064
JN: Harikayım. Muhteşem bir hafta geçirdim.
11:23
AK: So, can you tell us a little bit, Jeff, about where you are?
197
683046
3452
AK: Nerede olduğun hakkında bize bir şeyler anlatsana Jeff?
11:28
JN: Well, I'm actually in three places.
198
688197
3001
JN: Aslında üç yerdeyim.
11:31
I'm standing in a room across the street,
199
691222
2881
Mars'ta, yüz miyonlarca mil uzaktayken,
11:34
while I'm standing on this stage with you,
200
694127
3004
bir yandan bu sahnede senleyim,
11:37
while I'm standing on Mars, a hundred million miles away.
201
697155
4802
aynı zamanda da caddenin karşısında bir odada dikiliyorum.
11:41
AK: Wow, a hundred million miles away. This is crazy!
202
701981
3692
AK: Vay, yüz milyonlarca mil ötede. Çılgın bir şey!
11:45
Can you tell us a little bit more about where all this data
203
705697
2786
Mars'tan gelen bu veri
11:48
from Mars is coming from?
204
708507
1689
nasıl geliyor biraz bahseder misin?
11:52
JN: Absolutely.
205
712005
1452
JN: Tabii ki.
11:53
This is a precise holographic replica of Mars,
206
713481
4086
Burası Curiosity Mars Rover'ın topladığı verilerle
11:57
built from data captured by the Curiosity Mars Rover,
207
717591
3180
oluşturulan ve Mars'ı sanki dünyada bir yermişçesine
12:00
that I can explore as easily as a place on Earth.
208
720795
3055
keşfetmeme imkân tanıyan Mars'ın birebir holografik kopyası.
12:05
Humans are natural explorers.
209
725056
3254
İnsanlar doğuştan kâşiftir.
12:08
We can instantly understand an environment,
210
728334
2561
Bir ortamı
12:10
just by being present in it.
211
730919
1747
bulunduğumuz anda anlayabiliriz.
12:13
We've built tools like our Mars Rover
212
733773
2020
Mars Rover gibi araçlar yaparak
12:15
to extend our vision and lengthen our reach.
213
735817
3600
vizyonumuzu genişletip ulaşabildiğimiz mesafeleri artırdık.
12:19
But for decades,
214
739441
2111
Ama on yıllardır,
12:21
we've explored from a seat behind screens and keyboards.
215
741576
3965
ekranların ve tuşların arkasındaki koltuklardan keşfettik.
12:26
Now, we're leaping over all of that,
216
746779
2849
Artık dev antenlerden, röle uydulardan
12:29
over the giant antennas and the relay satellites
217
749652
3203
ve dünyalar arasındaki çokluktan geçerek
12:32
and the vastness between worlds
218
752879
2275
sanki oradaymışçasına
12:35
to take our first steps on this landscape as if we were truly there.
219
755178
5108
bu manzaraya ilk adımlarımızı atıyoruz.
12:41
Today, a group of scientists on our mission
220
761502
2588
Bugün, misyonumuzdaki bir grup bilim adamı
12:44
are seeing Mars as never before --
221
764114
3384
Mars'ı daha önce olmadığı gibi görüyor,
yabancı bir dünya daha bilindik yapılıyor,
12:47
an alien world made a little more familiar,
222
767522
3317
12:50
because they're finally exploring it as humans should.
223
770863
3555
çünkü sonunda artık insanların nasıl
keşfetmesi gerekiyorsa öyle yapıyorlar.
Ama hayallerimizin orada olmakla bitmemesi gerekiyor.
12:55
But our dreams don't have to end with making it just like being there.
224
775225
4686
12:59
When we dial this real world to the virtual,
225
779935
2414
Bu gerçek dünyayı
sanala dönüştürdüğümüzde,
13:02
we can do magical things.
226
782373
2299
büyüleyici şeyler yapabiliriz.
13:05
We can see in invisible wavelengths
227
785092
2391
Görünmez dalga boylarını görebilir,
13:07
or teleport to the top of a mountain.
228
787507
2785
bir dağın zirvesine ışınlanabiliriz.
13:10
Perhaps someday, we'll feel the minerals in a rock just by touching it.
229
790882
4565
Belki bir gün, bir kayadaki mineralleri
sadece dokunarak hissedebileceğiz.
13:17
We're taking the first steps.
230
797003
1658
İlk adımları atıyoruz.
13:19
But we want the whole world to join us in taking the next,
231
799177
3750
Ama ilerleyebilmek için tüm dünyanın
bize katılmasını istiyoruz,
13:22
because this is not a journey for a few,
232
802951
2763
çünkü bu birkaç kişi için değil,
13:25
but for all of us.
233
805738
1515
hepimizin içinde olduğu bir yolculuk.
13:28
AK: Thank you Jeff, this was amazing.
234
808360
1865
AK: Teşekkürler Jeff, harikaydı!
13:30
Thank you so much for joining us on the TED stage today.
235
810249
2737
Bugün TED sahnesinde bize katıldığın için çok teşekkürler.
13:33
(Applause)
236
813010
6713
(Alkışlar)
13:39
JN: Thank you Alex, bye bye.
237
819747
2712
JN: Teşekkürler Alex, güle güle.
13:42
AK: Bye, Jeff.
238
822483
1173
AK: Hoşçakal, Jeff.
13:50
(Applause)
239
830562
6304
(Alkışlar)
13:57
I dream about this future
240
837908
3213
Her Allah'ın günü,
14:01
every single day.
241
841145
1728
bu geleceği hayal ediyorum.
14:04
I take inspiration from our ancestors.
242
844080
2751
Atalarımızdan ilham alıyorum.
14:06
We used to live in tribes where we interacted,
243
846855
2525
Bizler etkileşim ve iletişim içinde olduğumuz
14:09
communicated and worked together.
244
849404
2396
ve birlikte çalıştığımız kabileler hâlinde yaşıyorduk.
14:12
We are all beginning to build technology that will enable us to return
245
852509
4993
Bizi bugün bulunduğumuz yere getiren,
14:17
to the humanity that brought us where we are today --
246
857526
3323
bizi ekranların ve piksellerin iki boyutlu
14:21
technology that will let us stop living inside this 2D world
247
861419
5117
dünyasında yaşamaktan kurtaracak
14:26
of monitors and pixels,
248
866560
2008
ve üç boyutlu dünyamızda yaşamanın nasıl
14:28
and let us start remembering what it feels like
249
868592
4747
hissettirdiğini hatırlamamıza izin verecek
14:33
to live in our 3D world.
250
873363
3586
teknolojiyi inşa etmeye başlıyoruz.
14:37
It's a phenomenal time to be human.
251
877938
3588
İnsan olmak için harika bir zaman.
14:42
Thank you.
252
882147
1173
Teşekkürler.
14:43
(Applause)
253
883344
5069
(Alkışlar)
14:48
Helen Walters: Thanks so much. I have some questions.
254
888437
2497
Helen Walters: Çok teşekkürler. Birkaç sorum olacak.
14:50
AK: OK.
255
890958
1151
AK: Tabii.
14:52
HW: So there's been some talk in the press.
256
892133
2422
HW: Haberlerde bazı şeyler konuşuluyor.
14:54
And I'll just ask you straight, then we have a straight answer.
257
894579
3026
Size direkt soracağım ki, net bir cevabımız olsun.
14:57
There's been talk about the difference between the demos
258
897629
2682
Demo ve gerçek ürün arasındaki
15:00
and the reality of the commercial product.
259
900335
2182
farklılıklar hakkında bir şeyler konuşuldu.
15:02
Talk about this field of view issue.
260
902541
1951
Bu görüş alanı hakkında bir şeyler.
15:04
Is this type of experience what someone who buys the product will get?
261
904516
4319
Bu gördüğümüz, ürünü satın alan birinin erişebileceği bir deneyim mi?
15:08
AK: It's a great question,
262
908859
1959
AK: Harika bir soru
15:10
Or, said better, this is a question we've been receiving
263
910842
2651
ya da, şöyle diyelim, medyada
15:13
in the media for possibly the last year.
264
913517
2663
geçtiğimiz yıl boyunca muhtemelen aldığımız bir soru.
15:16
If you do your research, I haven't answered that question.
265
916204
2747
Araştırırsanız, o soruyu cevaplamadım.
15:18
I've purposely ignored it,
266
918975
1406
Bilerek duymazdan geldim,
15:20
because ultimately, it's the wrong question to ask.
267
920405
2514
çünkü öyle ya da böyle yanlış bir soru.
15:23
That's the equivalent of me showing holograms to someone for the first time,
268
923535
6424
Çünkü hologramları birine ilk kez gösterip
15:29
and you then saying, "What's the size of your television?"
269
929983
3810
"Televizyonunuzun boyutu ne kadar?" diye sormak gibi bir şey.
15:33
The field of view for the product is almost irrelevant.
270
933817
2694
Ürünün görüş alanı tamamen konumuz dışında.
15:36
What we should be talking about is the density of lights,
271
936535
3498
Konuşmamız gereken şey ışıkların yoğunluğu
ya da görünen şeyin parlaklığı olmalı.
15:40
or radiance, that shows up.
272
940057
1786
15:41
Better said, what the angular resolution is of the things that you see.
273
941867
3371
Şöyle diyelim, gördüğünüz şeylerin açısal çözünürlüğü ne.
15:45
So from that perspective, what you saw --
274
945262
2000
Oradan bakınca, ne görüyorsunuz
15:47
you know, the camera is wearing a HoloLens.
275
947286
2063
biliyorsunuz, kamerada bir HoloLens takılı.
15:49
So even if I wanted to cheat, I can't.
276
949373
1984
Yani yanıltmak istesem bile bunu yapamam.
15:51
HW: But the camera has a different lens on it than our eye. Right?
277
951381
3566
HW: Ama kamera gözümüzden daha farklı bir lens kullanıyor değil mi?
15:54
AK: The camera has a fish-eye lens on it.
278
954971
2920
AK: Kameranın üstünde balık gözü bir lens var.
15:57
It's seeing a much wider view than the human eye is.
279
957915
2921
İnsan gözünden çok daha geniş bir görüş açısı var.
16:00
So if you think about the points of light that show up radially
280
960860
4305
Yani kameranın görüşünden açısal görünen
ışıkların yerlerini düşünürseniz,
16:05
from the vision of the camera,
281
965189
1514
16:06
which is the thing that matters:
282
966727
1721
önemli olan şeyler:
16:08
how many points of light can I get in a given volume?
283
968472
2558
Belli bir hacimde kaç ışık noktası alabilirim?
16:11
That's the same as I get on this HoloLens as I will on that one.
284
971054
4127
HoloLens'te ve orada aldığımız aynı.
16:15
Now, this camera sees a much wider view of the world, right?
285
975205
4981
Şimdi, bu kamera dünyayı çok daha geniş görüyor, doğru mu?
16:20
HW: Jesus Christ!
286
980210
1223
HW: Yüce İsa aşkına!
16:21
(Laughter)
287
981457
1001
(Gülüşmeler)
16:22
AK: He did show up! I told you he'd show up.
288
982482
2079
AK: Geldi. Geleceğini söylemiştim.
16:24
Come this way.
289
984585
1199
Böyle gelin.
16:25
(Laughter)
290
985808
1864
(Gülüşmeler)
16:27
HW: Oh, shit.
291
987696
1222
HW: Kahretsin.
16:29
AK: And there's holographic Jeff Norris.
292
989723
2008
AK: Karşınızda holografik Jeff Norris.
16:32
HW: I knew something was happening, but I really wasn't sure what.
293
992199
3618
HW: Bir şeyler olacaktı biliyordum
ama ne olduğundan gerçekten emin değildim.
16:35
AK: So in short: to be super crisp,
294
995841
1747
AK: Yani kısaca, çok canlı olsun diye
16:37
the camera that you see on the screen has a wider field of view
295
997612
3016
ekranda gördüğünüz kamera insan gözünden
16:40
than the human eye.
296
1000652
1198
daha geniş görüş açısına sahip.
16:41
But the angular resolution of the holograms that you see,
297
1001874
3207
Ama gördüğünüz hologramların açısal çözünürlükleri,
16:45
the points of light per unit of area,
298
1005105
3969
belli bir alana düşen ışık noktası sayısı
16:49
are actually the same.
299
1009098
1166
aslında aynı.
16:50
HW: So you spent -- Jeff, I'll get to you in a minute --
300
1010288
3139
HW: Sen - az sonra sana döneceğim Jeff -
16:53
so you spent a lot of time mapping the stage --
301
1013451
4580
sen sahnenin haritasaını çıkarırken çok zaman harcadın.
16:58
AK: That's right.
302
1018055
1350
AK: Doğrudur.
16:59
HW: So help me out here:
303
1019429
1174
HW: O zaman bana yardım et:
17:00
if I buy a HoloLens and have it at home,
304
1020627
1969
Evime bir HoloLens alsam,
17:02
I don't need to map my apartment, right?
305
1022620
1937
dairemi haritalamama gerek yok değil mi?
17:04
AK: The HoloLens maps in real time at about five frames per second,
306
1024581
4113
HoloLens, mekânsal haritalama dediğimiz bu teknolojiyle,
17:08
with this technology that we call spatial mapping.
307
1028718
2401
saniyede beş kareyle gerçek zamanlı haritalama yapıyor.
17:11
So in your home, as soon as you put it on,
308
1031143
2027
Yani evinize kurar kurmaz,
17:13
holograms will start showing up, and you'll start placing them
309
1033194
2930
hologramlar görüntülenmeye başlayacak ve yerleştirir
yerleştirmez evinizi öğrenmeye başlayacaklar.
17:16
and they'll start learning your home.
310
1036148
1791
17:17
In a stage environment where we're trying to get something on my head
311
1037963
3509
Sahne ortamında kafamdaki bir şeyle oradaki
17:21
to communicate with something over there
312
1041496
2151
bir şey arasında kablosuz iletişim kurarken,
17:23
with all of the wireless connectivity that usually brings all conferences down,
313
1043671
3971
genellikle konferansları batıran kablosuz iletişimle,
17:27
we don't take the risk of trying to do this live.
314
1047666
3964
bunu canlı olarak deneme riskini alamazdık.
17:32
So what we do is pre-map the stage at five frames per second
315
1052027
3054
Yani yaptığımız şey, ürünü evde kullanırken
17:35
with the same spatial-mapping technology
316
1055105
2024
olduğu gibi mekânsal haritalama teknolojisiyle
saniyede 5 saniyelik hızla sahneyi önceden haritalayıp
17:37
that you'll use with the product at home,
317
1057153
1987
17:39
and then we store it,
318
1059164
1151
bunu kaydetmekti, yani
17:40
so that when there's shenanigans of wireless in an environment like this,
319
1060339
3454
bu kablosuz ağ kurnazlığıyla kameranın HoloLensi ve
17:43
between the camera's HoloLens and the one on my head,
320
1063817
3017
kafamdaki arasında bağlantıyı koparmamış olduk
17:46
we don't have things disappear.
321
1066858
1593
böylece görüntüler kaybolmamış oldu.
17:48
Because ultimately, the holograms are coming from this HoloLens,
322
1068475
3429
Çünkü sonuçta, hologramlar buradaki HoloLensten üretiliyor,
17:51
and that one is just viewing the HoloLens.
323
1071928
2040
oradaki ise sadece oluşturulanları görmek için.
17:53
So if I lose connectivity,
324
1073992
1925
Yani bağlantıyı koparırsam,
17:55
you would stop seeing beautiful things on the screen.
325
1075941
2527
ekranda bu güzel şeyleri göremezsiniz.
17:58
HW: And it was beautiful.
326
1078492
1563
HW: Öyle, güzeldi.
18:00
Um ... Jeff?
327
1080079
1175
Jeff?
18:02
JN: Yes?
328
1082538
1175
JN: Evet.
18:04
HW: Hi.
329
1084367
1661
HW: Merhaba.
18:07
AK: I'll take a step back.
330
1087543
1251
AK: Bir adım geri çekileceğim.
18:08
HW: So Jeff, you were on Mars,
331
1088818
2930
HW: Şimdi Jeff, Mars'taydın, buradaydın
18:11
you were here, you were in a room across the street.
332
1091772
2507
ve caddenin karşısında bir odadaydın.
18:14
Tell me more about the fact that, with holograms, you have sight
333
1094303
4202
Bana bundan biraz daha bahset, gördüğümüz ama
18:18
but you don't have touch, you don't have smell.
334
1098529
2701
dokunamadığımız, koklayamadığımız hologramlardan.
18:21
Is this scientifically useful now?
335
1101254
2536
Bilimsel olarak kullanışlı mı şimdi bu?
18:24
That's my question for a hologram.
336
1104824
1728
Bir holograma dair sorduğum bir soru bu.
18:27
JN: Thanks for the question.
337
1107044
1796
JN: Soru için teşekkürler.
18:28
Absolutely, I believe that these technologies
338
1108864
2513
Elbette, şu an bu teknolojilerin
18:31
are scientifically useful right now,
339
1111401
2024
bilimsel olarak kullanışlı olduğuna inanıyorum,
18:33
and that's why we're using them in multiple parts of our work at NASA.
340
1113449
4604
bu yüzden NASA'daki işimizin
birçok bölümünde bu teknolojileri kullanıyoruz.
18:38
So we're using it to improve the ways that we explore Mars.
341
1118077
3619
Ve Mars'ı keşfetme yöntemlerimizi geliştirmek için kullanıyoruz.
18:41
We're also using it for our astronauts on the space station.
342
1121720
3461
Ayrıca uzay istasyonundaki astronotlarımız için kullanıyoruz.
18:45
We're even using it now to design
343
1125205
2452
Hatta yeni nesil uzay gemilerimizi
18:47
the next generation of our spacecraft.
344
1127681
2185
tasarlamak için kullanıyoruz.
18:50
HW: Amazing. OK, Jeff, please go away. Thank you very much.
345
1130834
3034
HW: Muhteşem. Peki Jeff, lütfen git. Çok teşekkürler.
18:53
(Laughter)
346
1133892
2209
(Gülüşmeler)
18:56
Alex, really, that was amazing. Thank you so much.
347
1136125
3487
Alex, gerçekten muhteşemdi. Çok teşekkür ederiz.
18:59
AK: Thank you.
348
1139636
1158
AK: Teşekkürler.
19:00
HW: Thank you. Thank you.
349
1140818
1261
HW: Teşekkürler, teşekkürler.
19:02
(Applause)
350
1142103
2566
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7