The tale of the doctor who defied Death - Iseult Gillespie

Çeviri: Can Boysan Gözden geçirme: Berna Partal

In their ramshackle hut on the edge of the woods,

Ormanın kenarındaki harabe barakalarında,

a husband and wife were in despair.

bir karı ile koca çaresizlik içindeydi.

The woman had just given birth to their thirteenth child,

Kadın 13. çocuklarını henüz doğurmuştu

and the growing family was quickly running out of food and money.

ve büyüyen ailedeki yemek ve para hızla tükeniyordu.

The father walked into the woods to ponder their problem.

Baba, sorunları üzerine düşünmek için ormana doğru yürüdü.

After hours spent wandering through the trees,

Ağaçların yanında gezinerek saatler harcadıktan sonra,

he encountered two shadowy silhouettes.

belirsiz iki silüetle karşılaştı.

The first figure appeared to be the man’s God,

İlk figür, papaz gibi göründü,

while the second resembled the Devil.

ikincisi ise şeytana benziyordu.

Both figures offered to lighten the man’s burden,

İkisi de adamın yükünü hafifletmeyi

and act as Godfather to his most recent child.

ve adamın yeni doğan çocuğuna vaftiz baba olmayı önerdiler.

But the man refused their offer—

Fakat adam onların teklifini reddetti -

he wouldn’t entrust his son to those who passed judgment on human life.

insan hayatı hakkında yargıya varan bu kişilere oğlunu emanet edemezdi.

He ventured deeper into the tangled thicket.

Darmadağınık ağaçların daha derinine doğru gitmeye cesaret etti.

Here in the darkest part of the woods, the father made out a third figure.

Ormanlığın en karanlık yerinde, üçüncü figürü ayırt etti.

Sunken eyes stared out of its gaunt face, which broke into a crooked smile.

Çukur gözlü figür, zoraki gülümseyerek sıska yüzüyle ona dik dik baktı.

This was Death himself, come to offer his services as Godfather.

O figür, ölümün ta kendisiydi,

vaftiz baba olarak hizmet vermeye gelmişti.

He promised to return when the child came of age,

Çocuğu reşit olduğunda, mutluluk ve refah getirmesi için

to bring him happiness and prosperity.

ona geri getireceğine söz verdi.

The father— knowing that all people are equal in the eyes of Death—

Baba - bütün insanların ölümün nazarında eşit olduğunu bilerek -

accepted his offer.

teklifi kabul etti.

Years later, when the child had grown into an ambitious young man,

Yıllar sonra, çocuk hırslı bir adam olduğunda,

his skeletal Godfather came for his promised visit.

onun iskeletsel vaftiz babası söz verdiği ziyareti gerçekleştirdi.

In his gnarled hand he held a flask containing the cure

Boğumlu elinde, bütün insan hastalıklarının

for all human ailments.

iksirinin olduğu bir şişe tutuyordu.

Death had brought this flask for his Godson,

Ölüm bu şişeyi vaftiz oğlu için getirmişti,

promising to make him a successful doctor.

onu başarılı bir doktor yapacağının sözünü veriyordu.

But the powerful potion came with very strict rules.

Fakat güçlü iksir, çok sıkı kurallarla birlikte gelmişti.

If his Godson encountered a sick person

Eğer vaftiz oğlu hasta bir insanla karşılaşırsa

and Death was hovering at the top of their bed,

ve ölüm onların yatağının üzerinde geziniyorsa

the doctor could heal them with just a waft of the antidote’s fumes.

doktor, panzehirin dumanının

sadece hafif esintisiyle onları iyileştirebilecekti.

But if Death lingered at the foot of the bed,

Fakat ölüm yatağın ayağında duruyorsa

he’d already claimed the patient as his own—

hastanın hayatını çoktan almış olacaktı

and the doctor could do nothing for them.

ve doktor onlar için hiçbir şey yapamayacaktı.

In time, the doctor’s potent potion and uncanny instincts

Zaman içinde, doktorun tesirli iksiri ve esrarengiz içgüdüleri

became known throughout the land.

memleket genelinde bilinir hale geldi.

He grew rich and famous, casting off the hardships of his early life.

Yaşamının ilk yıllarındaki zorluklardan kurtularak zengin ve ünlü oldu.

When the king fell ill, he summoned the famous physician to treat him.

Kral hastalandığında, kendisini tedavi etmesi için

ünlü doktorun gelmesini emretti.

The doctor swept into the palace, ready to show off his skills.

Doktor, becerilerini gururla göstermek için saraya daldı.

But when he entered the king’s chamber,

Fakat kralın odasına girdiğinde,

he was dismayed to see Death settled at the foot of the bed.

Ölümün, yatağın ayağına yerleşmiş olduğunu görünce dehşete düştü.

The doctor desperately wanted the glory of saving the king—

Doktor, vaftiz babasını aldatmak anlamına da gelse

even if it meant deceiving his Godfather.

kralı kurtarma şerefini ümitsizce istedi.

And so, he swiftly spun the bed around and reversed Death’s position,

Bu yüzden, yatağın etrafında hızlıca döndü ve Ölümün bulunduğu yeri tersine çevirdi,

leaving the doctor free to administer the antidote.

bu durum, doktorun iksiri vermesine olanak tanıyordu.

Death was livid.

Ölüm çok öfkeliydi.

He warned his arrogant Godson that if he ever cheated Death again,

Kibirli olan vaftiz oğlunu uyardı ve eğer ölümü bir kez daha aldatırsa

he would pay for it with his life.

bunu hayatıyla ödeyecekti.

Death and the doctor continued their travels.

Ölüm ve doktor seyahatlerine devam ettiler.

After some time, the king’s messengers came to collect the doctor yet again.

Bir süre sonra, kralın elçileri doktoru almak için bir kez daha geldiler.

The princess was gravely ill,

Prenses ağır hastaydı

and the king had promised incredible riches to anyone who could cure her.

ve kral, prensesi her kim iyileştirirse o kişiye servet vaat etmeye söz vermişti.

The doctor approached the princesses’ chamber with gold in his eyes.

Doktor, prensesin odasına gözlerinde parlayan altın ile yaklaştı.

But upon seeing the sleeping princess, his greed fell away.

Fakat uyuyan prensesi görünce, bütün açgözlülüğü azaldı.

He was so struck by her grace,

Prensesin zarafetine öylesine vuruldu ki

that he failed to notice Death lurking by her feet.

ölümün onun ayağının altında pusuda beklediğini fark edemedi.

He swiftly healed the princess,

Prensesi hızlıca iyileştirdi

but before she could even utter her thanks,

fakat prenses teşekkürlerini bile dile getiremeden

Death had dragged his lovesick Godson away.

Ölüm, sevdalı vaftiz oğlunu sürükleyerek oradan uzaklaştırdı.

In an instant, the palace dissolved around them.

Saray birdenbire gözden kayboldu.

The doctor found himself in an immense cave

Doktor kendini muazzam bir mağarada buldu

lined with countless quivering candles, each representing the duration of a life.

mağarada, her biri hayatın süresini simgeleyen

sıralı haldeki sayısız mum titriyordu.

As punishment for his Godson’s foolish attempt to master mortality,

Ölümlülüğe hükmeden vaftiz oğlunun ahmakça teşebbüsünün cezası olarak,

Death whittled his candle down to its wick.

Ölüm, onun mumunu fitiline kadar kesti.

Seeing his own dwindling light,

Gittikçe azalan mumunu gören doktor,

the doctor felt the fear he’d often glimpsed in his patients’ eyes.

hastalarının gözlerinde bir an için gördüğü korkuyu hissetti.

Desperately, he begged Death to transfer his dying light onto a new candle.

Ölmek üzere olan ışığını yeni bir muma aktarması için ölüme ümitsizce yalvardı.

His Godfather considered the request— but the doctor’s betrayal was too great.

Vaftiz babası, bu talep üzerine düşündü fakat doktorun ihaneti çok büyüktü.

He loosened his bony grip, and his Godson’s candle fell to the floor.

Zayıf tutuşunu gevşetti ve vaftiz oğlunun mumu yere düştü.

Death stood motionless,

Ölüm hareketsiz kaldı,

his inscrutable face fixed on the sputtering flame—

onun esrarengiz yüzü, dikkatini püsküren aleve çevirdi

until all that was left of the doctor was a wisp of smoke.

ta ki doktordan geriye bir tutam duman kalana dek.