Should you trust unanimous decisions? - Derek Abbott

4,349,047 views ・ 2016-04-18

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:06
Imagine a police lineup where ten witnesses
0
6713
3317
Suç mahallinden kaçarken göz ucuyla gördükleri
00:10
are asked to identify a bank robber they glimpsed fleeing the crime scene.
1
10030
5601
bir banka soyguncusunu tespit etmesi istenen sıraya dizilmiş on tanık düşünün.
00:15
If six of them pick out the same person,
2
15631
2643
Eğer altısı aynı kişiyi seçerse
00:18
there's a good chance that's the real culprit,
3
18274
2930
asıl suçlunun o olma şansı yüksektir
00:21
and if all ten make the same choice,
4
21204
1811
ve eğer onu da aynı tercihi yaparsa
00:23
you might think the case is rock solid,
5
23015
2194
gerçeğin su götürmez olduğunu düşünebilirsiniz
00:25
but you'd be wrong.
6
25209
2046
ama yanılırsınız.
00:27
For most of us, this sounds pretty strange.
7
27255
2473
Çoğumuza göre bu oldukça tuhaf.
00:29
After all, much of our society relies on majority vote and consensus,
8
29728
4965
Ne de olsa toplumumuzun büyük kısmı toplu oylara ve konsensüslere dayanıyor,
00:34
whether it's politics,
9
34693
1000
gerek siyaset,
00:35
business,
10
35693
1000
gerek iş hayatı
00:36
or entertainment.
11
36693
1058
veya eğlence olsun.
00:37
So it's natural to think that more consensus is a good thing.
12
37751
4279
Yani daha çok konsensüsün iyi bir şey olduğunu düşünmek doğal.
00:42
And up until a certain point, it usually is.
13
42030
2833
Belli bir noktaya kadar da aslında öyle.
00:44
But sometimes, the closer you start to get to total agreement,
14
44863
4123
Ancak bazen siz toplu bir anlaşmaya daha çok yaklaştıkça
00:48
the less reliable the result becomes.
15
48986
3604
sonuç daha güvenilmez hâle gelir.
00:52
This is called the paradox of unanimity.
16
52590
3442
Buna oy birliği paradoksu denir.
00:56
The key to understanding this apparent paradox
17
56032
2315
Bu bariz paradoksu anlamadaki temel nokta
00:58
is in considering the overall level of uncertainty
18
58347
3547
söz konusu tartışma konusuna ilişkin
01:01
involved in the type of situation you're dealing with.
19
61894
3889
tüm bilinmezlerin hesaba katılması.
01:05
If we asked witnesses to identify the apple in this lineup, for example,
20
65783
4153
Örneğin tanıklardan bu sıradaki elmayı tespit etmelerini istesek
01:09
we shouldn't be surprised by a unanimous verdict.
21
69936
3453
oy birliğiyle alınan karar bizi şaşırtmaz.
01:13
But in cases where we have reason to expect some natural variance,
22
73389
4111
Ancak bazı durumlarda doğal bir değişken beklemek için nedenlerimiz olur,
01:17
we should also expect varied distribution.
23
77500
3834
değişkenli dağılım da beklemeliyiz.
01:21
If you toss a coin one hundred times,
24
81334
2126
Madeni bir parayı 100 kez havaya attığınızda
01:23
you would expect to get heads somewhere around 50% of the time.
25
83460
4696
bunların yaklaşık yarısında tura gelmesini beklersiniz.
01:28
But if your results started to approach 100% heads,
26
88156
3385
Aldığınız sonuçlar tamamen tura çıkmaya başlarsa da
01:31
you'd suspect that something was wrong,
27
91541
2636
bir şeylerin yanlış olduğundan şüphelenirsiniz,
01:34
not with your individual flips,
28
94177
1795
atışlarınızdan değil,
01:35
but with the coin itself.
29
95972
3029
madeni paranın kendisinden.
01:39
Of course, suspect identifications aren't as random as coin tosses,
30
99001
4805
Elbette şüpheli tesbiti yazı tura atmak gibi rastgele değil
01:43
but they're not as clear cut as telling apples from bananas, either.
31
103806
4533
ama elmaları muzlardan ayırmak kadar bariz de değil.
01:48
In fact, a 1994 study found that up to 48% of witnesses
32
108339
5864
Aslında 1994 yılına ait bir çalışma tanıkların %48'ine kadarlık kısmının
01:54
tend to pick the wrong person out of a lineup,
33
114203
2764
yanlış kişiyi seçme eğiliminde olduğunu gösterdi,
01:56
even when many are confident in their choice.
34
116967
3345
hatta seçimlerinde ne kadar özgüvenli olsalar da.
02:00
Memory based on short glimpses can be unreliable,
35
120312
3476
Kısa bir bakışa dair hafıza güvenilir olmayabilir
02:03
and we often overestimate our own accuracy.
36
123788
3416
ve biz genellikle doğruluk oranımızı olduğundan iyi sanırız.
02:07
Knowing all this,
37
127204
960
Bunları bilerek
02:08
a unanimous identification starts to seem less like certain guilt,
38
128164
3929
oy birliğiyle tespit yapmak bizi daha az suçluluk
02:12
and more like a systemic error,
39
132093
2612
ve daha fazla sistematik hata
02:14
or bias in the lineup.
40
134705
2319
veya sıralamada önyargı hissi uyandırıyor.
02:17
And systemic errors don't just appear in matters of human judgement.
41
137024
3989
Sistematik hatalar sadece insan yargılaması sonucunda olmaz.
02:21
From 1993-2008,
42
141013
2351
1993'ten 2008'e kadar
02:23
the same female DNA was found in multiple crime scenes around Europe,
43
143364
5471
Avrupa boyunca pek çok suç mahallinde aynı kadın DNA'sı bulundu,
02:28
incriminating an elusive killer dubbed the Phantom of Heilbronn.
44
148835
5598
bulunamayan katil Yüzsüz Katil olarak adlandırıldı.
02:34
But the DNA evidence was so consistent precisely because it was wrong.
45
154433
5800
Ancak DNA kanıtı o kadar tutarlıydı ki tam da bu yüzden hatalıydı.
02:40
It turned out that the cotton swabs used to collect the DNA samples
46
160233
3730
DNA örneklerini toplamada kullanılan pamuklu fırçalara kaza eseri
02:43
had all been accidentally contaminated by a woman working in the swab factory.
47
163963
6082
fırça fabrikasında çalışan bir kadının DNA'sının bulaştığı ortaya çıktı.
02:50
In other cases, systematic errors arise through deliberate fraud,
48
170045
4149
Diğer durumlarda ise sistematik hatalar kasten yapılan dolandırmalar sonucu çıkar,
02:54
like the presidential referendum held by Saddam Hussein in 2002,
49
174194
5024
tıpkı 2002 yılında Saddam Hüseyin tarafından yapılan referandum gibi,
02:59
which claimed a turnout of 100% of voters with all 100% supposedly voting in favor
50
179218
7150
bu oylamaya göre seçmenlerin tamamı yedi yıllık yeni dönem için
03:06
of another seven-year term.
51
186368
3088
%100 oranında lehine oy vermişlerdi.
03:09
When you look at it this way,
52
189456
1383
Bu açıdan baktığınızda
03:10
the paradox of unanimity isn't actually all that paradoxical.
53
190839
4282
oy birliği paradoksu aslında o kadar da paradoks değil.
03:15
Unanimous agreement is still theoretically ideal,
54
195121
3123
Teoride oy birliği anlaşmaları değişken ve bilinmeyenlere dair
03:18
especially in cases when you'd expect very low odds of variability and uncertainty,
55
198244
5344
çok düşük ihtimallerin olduğu durumlarda ideal olsa da
03:23
but in practice,
56
203588
969
pratik uygulamada
03:24
achieving it in situations where perfect agreement is highly unlikely
57
204557
4501
kusursuz anlaşmanın yüksek oranda muhtemel olmadığı durumlarda başarılması
03:29
should tell us that there's probably some hidden factor affecting the system.
58
209058
5122
muhtemelen bu sistemi etkileyen gizli bir şeyin olduğu fikrini vermelidir.
03:34
Although we may strive for harmony and consensus,
59
214180
2838
Uyum ve konsensüs için çabalamıza rağmen,
03:37
in many situations, error and disagreement should be naturally expected.
60
217018
5141
pek çok durumda hata ve anlaşmazlık doğal olarak beklenmeli.
Kusuruz bir sonuç gerçek olamayacak kadar doğru görünüyorsa
03:42
And if a perfect result seems too good to be true,
61
222159
2537
03:44
it probably is.
62
224696
1647
muhtemelen öyledir.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7