Greeting the world in peace - Jackie Jenkins

Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Can Boysan

If you think of culture as an iceberg,

Kültürün, küçük bir kısmını görebildiğimiz

only a small fraction of it is visible.

bir buz dağı olduğunu düşünün.

Food, flags, and festivals, which are often talked about in schools,

Okullarda sık konuşulan şeyler, yiyecekler, bayraklar ve festivaller

are the visible parts that we rightly celebrate.

doğru şekilde takdir ettiğimiz, görünen kısımlar.

However, only when we look deeper, under the water,

Ancak daha derine, suyun altına bakınca

are we able to focus on the common values that connect us.

bizleri bağlayan ortak değerlere odaklanabiliyoruz.

In what seems to be an increasingly troubled world,

İnsan hakları yok sayılırken

where social and political systems are being stretched,

sosyal ve politik sistemlerin gerginleştiği,

ülkeler arası ve içi çatışmaların bazen yükseldiği

conflict within and between countries is at times heightened,

while human rights are being ignored,

gittikçe sorunlu hale gelen dünyada,

this desire for peace grows ever stronger.

barışa duyulan arzu daha da güçleniyor.

Sometimes we see this common value emerging above the surface

Bazen ortak değer yüzeye çıkıyor ve onları görüyoruz.

and becoming visible. For example, it is part of everyday language used

Örneğin, insanlar birbirlerini selamlayarak

yeni günü karşıladıklarında kullanılan dil, her günün parçasıdır.

when people greet one another and welcome the new day.

In many parts of the Arab world and parts of south Asia,

Arap dünyasında ve Güney Asya'nın bazı kısımlarında,

such as Bangladesh for example,

örneğin Bangladeş'te kullanılan

the greeting of "as-salamu alaykum" can be translated to "peace be with you."

"as-salamu alaykum" selamı, "barış seninle olsun" anlamına geliyor.

The same is true as you walk through markets or into schools

Hindistan, Nepal veya Butan'da her sabah

each morning in India, or Nepal, or Bhutan,

marketlerde veya okullarda kullanılan

where greetings of "namaste," which has not only a strong message of peace

"namaste" selamı, yalnızca güçlü bir barış mesajı değil --

- "the spirit in me greets the spirit in you" -

"içimdeki ruh içindeki ruhu selamlıyor" --

but also its physical gesture, the palms brought together slowly at the heart,

aynı zamanda fiziksel bir jesttir,

avuçlar yavaşça kalbin üzerinde birleşir

to honor a special place in each of us.

ve her birimizin içindeki özel yere saygı gösterir.

In Myanmar, greetings of "mingalarbar" are met by bowing monks

Myanmar'ın "mingalarbar" selamında, keşişler eğilir

as they internalize a message where others add blessing

ve bir mesajı içselleştirirler,

to enhance the auspiciousness of the moment,

diğerleri de anın kutluluğunu arttırmak için şükranlarını eklerler,

or by giggling children as they scurry off to school.

bu, kıkırdayarak okula koşan çocukları kutsamak için de olabilir.

Lesotho'nun dağlarında saatlerce yürüdükten sonra,

After many hours of hiking through the mountains of Lesotho,

surrounded by the tranquility and rugged terrain,

etrafınız sükunet ve engebeli araziyle çevrilir

you are likely to meet a herdboy who has slept the night

ve muhtemelen geceyi boş bir kulübede geçirmiş olan

in a vacant rondoval and bellows out greetings of "lumela"

bir çobanla karşılaşırsınız, size "lumela" veya "khotso" selamı verir,

or "khotso", which means "peace be with you."

bunlar "barış seninle olsun" anlamına gelir.

If you took a moment to research further the meanings behind "shalom,"

Korece selamlama olan "shalom" kelimesinin ardındaki anlamları

or the Korean greeting,

daha fazla araştırırsanız

you would find that they too have deeply-seated connections to peace.

barış kelimesiyle derinden bağları olduğunu görebilirsiniz.

However, they have become quick comments

Ancak hepsi hoş geldin demek, selamlamak

made to welcome, greet, and say hello, and in this overuse,

ve selam söylemek için hızlı yorumlara dönüştü

have likely lost the focus that was originally intended

ve bu aşırı kullanımda, yüzlerce veya binlerce yıl önceki

when put into practice hundreds or thousands of years ago.

esas anlamlarını yitirdiler.

In highlighting this simple evidence of ingrained behavior,

Bu vurgulayıcı, basit, sabitleşmiş davranış örneğiyle,

we can create the necessary shift in thinking

dünyanın küreselleşmesini gözlemlerken

needed to incorporate flexibility and open-mindedness

ihtiyacımız olan esneklik ve açık fikirlilik için gereken

in us all when looking at the globalization of the world.

düşünce değişimini oluşturabiliriz.