Inside the mind of a former radical jihadist | Manwar Ali

1,047,772 views ・ 2016-11-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gözde Zülal Solak Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
Today I stand before you as a man who lives life to the full
0
12760
4016
Bugün karşınızda, hayatını burada ve şu anda dolu dolu yaşayan
00:16
in the here and now.
1
16800
1240
bir adam olarak duruyorum.
00:19
But for a long time,
2
19280
1656
Fakat uzun süre,
00:20
I lived for death.
3
20960
1200
ölüm için yaşadım.
00:23
I was a young man who believed
4
23920
1616
Cihadın, güç ve şiddetin dili
00:25
that jihad is to be understood in the language of force and violence.
5
25560
4560
olarak anlaşılması gerektiğine inanan, genç bir adamdım.
00:32
I tried to right wrongs through power and aggression.
6
32760
3240
Yanlışları, güç ve saldırganlıkla düzeltmeye çalışmıştım.
00:37
I had deep concerns for the suffering of others
7
37440
4440
Diğer insanların ıstırapları için derin endişelerim vardı ve onlara
yardım etmek, onları teselli etmek için güçlü bir tutku besliyordum.
00:42
and a strong desire to help and bring relief to them.
8
42760
3240
00:49
I thought violent jihad was noble,
9
49120
3336
Şiddet içeren cihat benim için soylu,
00:52
chivalrous
10
52480
1336
yiğit bir şeydi
00:53
and the best way to help.
11
53840
1320
ve yardımın en iyi yoluydu.
00:57
At a time when so many of our people --
12
57640
1896
İnsanlarımızın çoğunun -- özellikle de
00:59
young people especially --
13
59560
1256
gençlerin -- El-Kaide,
01:00
are at risk of radicalization
14
60840
1560
İslam Devleti ve diğerleri gibi
gruplar aracılığıyla
01:03
through groups like al-Qaeda,
15
63400
1696
01:05
Islamic State and others,
16
65120
1840
bir radikalleşme riskinde oldukları;
01:07
when these groups are claiming
17
67880
1456
bu gruplar, korkunç vahşiliklerinin
01:09
that their horrific brutality and violence are true jihad,
18
69360
5056
ve şiddetlerinin gerçek cihat olduğunu iddia ettikleri bu zamanda,
01:14
I want to say that their idea of jihad is wrong --
19
74440
4176
onların cihat fikirlerinin, tıpkı benimki gibi, yanlış olduğunu -- tamamen
01:18
completely wrong --
20
78640
1336
yanlış olduğunu --
01:20
as was mine, then.
21
80000
1200
söylemek istiyorum.
01:23
Jihad means to strive to one's utmost.
22
83200
2360
Cihat, insanın son noktaya kadar uğraşmasıdır.
01:26
It includes exertion and spirituality,
23
86440
3016
Gayreti, maneviyatı,
01:29
self-purification
24
89480
1496
arınmayı
01:31
and devotion.
25
91000
1200
ve fedakârlığı içerir.
01:34
It refers to positive transformation
26
94480
2776
Öğrenme, akıl ve Tanrı'nın hatırlanması
01:37
through learning, wisdom and remembrance of God.
27
97280
4096
aracılığıyla gerçekleştirilen, pozitif dönüşüm anlamına gelir.
01:41
The word jihad stands for all those meanings as a whole.
28
101400
3240
Cihat kelimesi, bir bütün olarak bu anlamlara gelir.
01:46
Jihad may at times take the form of fighting,
29
106920
4416
Cihat, zaman zaman, bir savaş biçimine giriyor olabilir fakat
01:51
but only sometimes,
30
111360
1200
bu yalnızca bazen,
01:53
under strict conditions,
31
113200
1720
sert koşullar altında, kurallar
01:56
within rules and limits.
32
116200
1960
ve sınırlar içerisinde olur.
01:59
In Islam,
33
119840
1216
İslam'da,
02:01
the benefit of an act must outweigh the harm or hardship it entails.
34
121080
5000
bir eylemin menfaati, o eylemin yol açtığı zarara veya zorluğa üstün gelmelidir.
02:07
More importantly,
35
127240
1736
Daha da önemlisi;
02:09
the verses in the Koran that are connected to jihad or fighting
36
129000
4736
cihat ya da savaşla bağlantılı Kuran ayetleri;
02:13
do not cancel out the verses that talk about forgiveness,
37
133760
5576
bağışlayıcılık, iyilik ya da
02:19
benevolence
38
139360
1296
sabır ile ilgili ayetlerin
02:20
or patience.
39
140680
1200
etkisini yok etmez.
02:25
But now I believe that there are no circumstances on earth
40
145320
4576
Fakat şimdi, dünyada, cihadın hoş görülebilir olduğu herhangi bir durumun
02:29
where violent jihad is permissible,
41
149920
2576
olduğunu düşünmüyorum,
02:32
because it will lead to greater harm.
42
152520
2680
çünkü büyük bir zarara yol açacaktır.
02:37
But now the idea of jihad has been hijacked.
43
157800
2496
Fakat cihat fikri artık gasp edildi.
02:40
It has been perverted to mean violent struggle
44
160320
3336
Müslümanlar zorluk çektikleri zaman, şiddetli ıstırap anlamına
02:43
wherever Muslims are undergoing difficulties,
45
163680
2976
gelmesi için değiştirildi ve El-Kaide,
02:46
and turned into terrorism
46
166680
1896
İslam Devleti ve diğerleri gibi
02:48
by fascistic Islamists like al-Qaeda,
47
168600
3056
faşist İslamcılar tarafından,
terörizme dönüştürüldü.
02:51
Islamic State and others.
48
171680
1560
02:54
But I have come to understand
49
174280
1976
Fakat anlıyorum ki, gerçek cihat,
02:56
that true jihad means striving to the utmost
50
176280
3936
Tanrı'nın sevdiği nitelikleri yaşamak ve kuvvetlendirmek için sonuna kadar
03:00
to strengthen and live those qualities which God loves:
51
180240
3360
çabalamak anlamına geliyor ve bu nitelikler:
03:04
honesty, trustworthiness,
52
184440
2336
Dürüstlük, güvenilirlik,
03:06
compassion, benevolence,
53
186800
2096
merhamet, cömertlik,
03:08
reliability, respect,
54
188920
1896
itimat, saygı,
03:10
truthfulness --
55
190840
1376
doğruluk --
03:12
human values that so many of us share.
56
192240
3120
çoğumuzun paylaştığı insani değerler.
03:18
I was born in Bangladesh,
57
198360
1856
Ben Bangladeş'te doğdum
03:20
but grew up mostly in England.
58
200240
1429
fakat daha çok İngiltere'de büyüdüm.
03:22
And I went to school here.
59
202480
1239
Okula orada gittim.
03:24
My father was an academic,
60
204480
2296
Babam öğretim görevlisiydi
03:26
and we were in the UK through his work.
61
206800
2080
ve onun işi için İngiltere'deydik.
03:30
In 1971 we were in Bangladesh when everything changed.
62
210360
4480
1971 yılında her şey değiştiğinde, Bangladeş'te idik.
03:36
The War of Independence impacted upon us terribly,
63
216240
3536
Kurtuluş Savaşı bizi son derece etkiledi,
03:39
pitting family against family,
64
219800
1856
aileleri ve komşuları
03:41
neighbor against neighbor.
65
221680
1696
karşı karşıya getirdi.
03:43
And at the age of 12 I experienced war,
66
223400
2856
12 yaşımda savaşa, ailemde yoksulluğa,
03:46
destitution in my family,
67
226280
1600
22 akrabamın korkunç biçimlerde
03:48
the deaths of 22 of my relatives in horrible ways,
68
228720
3240
öldürülmelerine ve ayrıca büyük erkek kardeşimin öldürülmesine
03:52
as well as the murder of my elder brother.
69
232960
2800
tanıklık ettim.
03:59
I witnessed killing ...
70
239040
1760
Öldürme eylemine şahit oldum...
04:03
animals feeding on corpses in the streets,
71
243000
2816
Hayvanlar sokaklarda cesetleri yiyordu,
04:05
starvation all around me,
72
245840
1736
etrafımda açlık vardı,
04:07
wanton, horrific violence --
73
247600
2136
kötülük, korkunç bir şiddet vardı --
04:09
senseless violence.
74
249760
1200
anlamsız bir şiddetti.
04:14
I was a young man,
75
254280
1736
Genç bir adamdım, delikanlıydım,
04:16
teenager, fascinated by ideas.
76
256040
2936
fikirlerden etkileniyordum.
04:19
I wanted to learn,
77
259000
1816
Öğrenmek istiyordum,
04:20
but I could not go to school for four years.
78
260840
2048
fakat dört yıl okula gidemedim.
04:24
After the War of Independence,
79
264760
1456
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra,
04:26
my father was put in prison for two and a half years,
80
266240
2480
babam iki buçuk yıllığına hapse atıldı
04:29
and I used to visit him every week in prison,
81
269839
2521
ve hapishanede onu her hafta ziyaret ediyordum
04:33
and homeschooled myself.
82
273120
1480
ve evde kendi kendimi eğitiyordum.
04:36
My father was released in 1973
83
276080
2560
Babam 1973 yılında çıktı ve mülteci olarak
04:39
and he fled to England as a refugee,
84
279520
2576
İngiltere'ye kaçtı, sonrasında biz de
04:42
and we soon followed him.
85
282120
1240
onu takip ettik.
04:44
I was 17.
86
284720
1656
17 yaşımdaydım.
04:46
So these experiences gave me
87
286400
2456
Bu tecrübeler, dünyadaki vahşet
04:48
a sharp awareness of the atrocities and injustices in the world.
88
288880
3800
ve adaletsizlikler konusunda bana keskin bir farkındalık sağladı.
04:54
And I had a strong desire --
89
294320
1816
Ayrıca yanlışları düzeltmek ve
04:56
a very keen, deep desire --
90
296160
2016
eziyet gören kurbanlara yardım etmek için
04:58
to right wrongs
91
298200
1216
çok güçlü -- çok keskin,
04:59
and help the victims of oppression.
92
299440
1667
derin -- bir tutku besliyordum.
05:02
While studying at college in the UK,
93
302600
1936
İngiltere'de üniversitede okurken,
05:04
I met others who showed me how I could channel that desire
94
304560
5480
bana bu tutkuyu nasıl yönlendirip dinime nasıl katkı sağlayacağımı
05:10
and help through my religion.
95
310720
1720
gösteren insanlarla tanıştım.
05:13
And I was radicalized --
96
313720
1296
Şiddeti doğru, hatta belli
05:15
enough to consider violence correct,
97
315040
3440
koşullarda bir erdem varsayacak kadar
05:19
even a virtue under certain circumstances.
98
319640
2360
radikalleştirildim.
05:24
So I became involved in the jihad in Afghanistan.
99
324320
3216
Böylece, Afganistan'da cihada dâhil oldum.
05:27
I wanted to protect the Muslim Afghan population against the Soviet army.
100
327560
4560
Sovyet ordusuna karşı Müslüman Afganları korumak istemiştim.
05:32
And I thought that was jihad:
101
332960
2376
Bunun cihat olduğunu düşündüm:
05:35
my sacred duty,
102
335360
1496
Tanrı'nın ödüllendirileceği
05:36
which would be rewarded by God.
103
336880
1720
kutsal görevim.
05:43
I became a preacher.
104
343880
2000
Bir vaiz oldum.
05:47
I was one of the pioneers of violent jihad in the UK.
105
347960
5096
İngiltere'deki hiddetli cihadın öncülerinden biriydim.
05:53
I recruited,
106
353080
1496
Askere aldım,
05:54
I raised funds, I trained.
107
354600
1680
bağış topladım, eğitim verdim.
05:57
I confused true jihad
108
357360
2536
Gerçek cihadı, faşist İslamcıların yansıttığı
05:59
with this perversion as presented by the fascist Islamists --
109
359920
4000
bu dalalet ile karıştırdım -- bu insanlar, güce, otoriteye ve
dünya üzerindeki kontrole duydukları
06:05
these people who use the idea of jihad
110
365680
3056
06:08
to justify their lust for power, authority and control on earth:
111
368760
3880
tutkuyu meşrulaştırmak için cihat fikrini kullanıyorlardı:
06:13
a perversion perpetuated today by fascist Islamist groups
112
373745
4311
Günümüzde El-Kaide, İslam Devleti ve diğerleri gibi faşist İslamcı grupların
06:18
like al-Qaeda, Islamic State and others.
113
378080
2880
sürdürdüğü bir sapkınlık.
06:22
For a period of around 15 years,
114
382440
1840
Ortalama 15 yıllık bir dönem boyunca,
06:25
I fought for short periods of time
115
385480
3800
Afganistan'ın yanı sıra, Keşmir ve Myanmar'da da
06:30
in Kashmir and Burma,
116
390240
1736
kısa dönemlerde
06:32
besides Afghanistan.
117
392000
1320
savaştım.
06:37
Our aim was to remove the invaders,
118
397000
2720
Amacımız istilacıları defetmek,
06:40
to bring relief to the oppressed victims
119
400760
3080
baskı gören kurbanları teselli etmek
06:44
and of course to establish an Islamic state,
120
404880
3136
ve elbette bir İslam devleti kurmak,
06:48
a caliphate for God's rule.
121
408040
1720
Tanrı'nın yöneteceği bir hilafet kurmaktı.
06:50
And I did this openly.
122
410720
1200
Bunu açıkça yaptım.
06:53
I didn't break any laws.
123
413480
2280
Hiçbir kuralı çiğnemedim.
06:56
I was proud and grateful to be British --
124
416440
3096
İngiliz olmaktan gururlu ve minnettardım--
06:59
I still am.
125
419560
1576
hâlâ da öyleyim.
07:01
And I bore no hostility against this, my country,
126
421160
3640
Ayrıca, ne kendi ülkeme düşmanlık besliyor,
07:05
nor enmity towards the non-Muslim citizens,
127
425960
3536
ne de Müslüman olmayan vatandaşlara nefret besliyordum,
07:09
and I still don't.
128
429520
1400
hâlâ da beslemiyorum.
07:13
During one battle in Afghanistan,
129
433840
2376
Afganistan'da bir savaş esnasında,
07:16
some British men and I formed a special bond
130
436240
2880
birkaç İngiliz ve ben, 15 yaşında, ismi Abdullah olan,
07:19
with a 15-year-old Afghani boy,
131
439960
2736
iyiliğe hevesli, masum, sevecen
07:22
Abdullah,
132
442720
1200
ve cana yakın bir çocukla
07:24
an innocent, loving and lovable kid
133
444840
2336
özel bir
07:27
who was always eager to please.
134
447200
2040
ilişki oluşturduk.
07:30
He was poor.
135
450960
1200
Fakirdi.
07:32
And boys like him did menial tasks in the camp.
136
452760
2720
Onun gibi çocuklar kampta hizmetçilik yapıyorlardı.
07:36
And he seemed happy enough,
137
456480
1286
Oldukça mutlu görünüyordu,
07:38
but I couldn't help wonder --
138
458480
1416
ama düşünmeden edemiyordum--
07:39
his parents must have missed him dearly.
139
459920
1905
ailesi onu oldukça özlemiş olmalıydı.
07:43
And they must have dreamt about a better future for him.
140
463560
3560
Onun için daha iyi bir gelecek hayal etmiş olmalılardı.
07:49
A victim of circumstance caught up in a war,
141
469560
2816
Savaşın içerisindeki şartların bir kurbanıydı,
07:52
cruelly thrust upon him
142
472400
1280
zamanın acımasız şartları
07:54
by the cruel circumstances of the time.
143
474720
2240
ona hücum etmişti.
08:00
One day I picked up this unexploded mortar shell in a trench,
144
480680
4720
Bir gün, siperdeki bu patlamamış havan mermisini aldım
08:06
and I had it deposited in a makeshift mud hut lab.
145
486320
3800
ve eğreti bir çamur kulübe laboratuvarına götürdüm.
08:11
And I went out on a short, pointless skirmish --
146
491280
2936
Kısa, amaçsız -- her zaman amaçsız olan bir çatışmaya gittim,
08:14
always pointless,
147
494240
1200
birkaç saat sonra döndüm
08:16
And I came back a few hours later to discover he was dead.
148
496440
3440
ve onu ölü buldum.
08:21
He had tried to recover explosives from that shell.
149
501160
2776
O kabuktaki patlayıcıları tamir etmeye çalışmıştı.
08:23
It exploded, and he died a violent death,
150
503960
2600
Patladı ve ölümü korkunçtu,
08:27
blown to bits by the very same device that had proved harmless to me.
151
507440
4280
bana zararsız gelen o alet yüzünden parçalara ayrılmıştı.
08:33
So I started to question.
152
513080
1520
Sorgulamaya başladım.
08:36
How did his death serve any purpose?
153
516600
3720
Bu ölümün nasıl bir amacı olabilirdi?
08:42
Why did he die and I lived?
154
522280
2000
O neden öldü ve ben neden yaşıyorum?
08:45
I carried on.
155
525559
1497
Devam ettim.
08:47
I fought in Kashmir.
156
527080
1616
Keşmir'de savaştım.
08:48
I also recruited for the Philippines,
157
528720
2696
Ayrıca Filipinler, Bosna ve Çeçenistan'da
08:51
Bosnia and Chechnya.
158
531440
1800
askere aldım.
08:54
And the questions grew.
159
534559
1281
Sorular çoğaldı.
08:57
Later in Burma,
160
537880
1896
Daha sonra Birmanya'da,
08:59
I came across Rohingya fighters,
161
539800
2336
Rohingya savaşçılarıyla karşılaştım,
09:02
who were barely teenagers,
162
542160
2256
hemen hemen gençlerdi,
09:04
born and brought up in the jungle,
163
544440
1656
ormanda doğup büyümüşlerdi,
09:06
carrying machine guns and grenade launchers.
164
546120
2060
makineli tüfek ve bomba atar taşıyorlardı.
09:12
I met two 13-year-olds with soft manners and gentle voices.
165
552000
5200
Sakin bir tutumla ve kibar bir sesle, 13 yaşında olan iki tanesiyle tanıştım.
09:18
Looking at me,
166
558920
1216
Bana baktılar,
09:20
they begged me to take them away to England.
167
560160
2080
onları İngiltere'ye götürmem için yalvardılar.
09:28
They simply wanted to go to school --
168
568720
1880
Yalnızca okula gitmek istiyorlardı--
09:31
that was their dream.
169
571680
1320
hayalleri buydu.
09:36
My family --
170
576360
1216
Ailem--
09:37
my children of the same age --
171
577600
1456
onlarla yaşıt çocuklarım--
09:39
were living at home in the UK,
172
579080
1960
İngiltere'de evde yaşıyorlar,
09:42
going to school,
173
582040
1296
okula gidiyorlar,
09:43
living a safe life.
174
583360
1200
güvenli bir hayat yaşıyorlardı.
09:45
And I couldn't help wonder
175
585880
1256
Merak ediyordum,
09:47
how much these young boys must have spoken to one another
176
587160
3456
acaba bu genç çocuklardan kaçı, birbirleriyle böyle bir yaşamın hayali
09:50
about their dreams for such a life.
177
590640
2200
hakkında konuşmuşlardı.
09:54
Victims of circumstances:
178
594920
1920
Şartların kurbanları:
09:58
these two young boys,
179
598360
1280
Bu iki genç çocuk,
10:00
sleeping rough on the ground, looking up at the stars,
180
600320
3056
taşın üzerinde uyuyor, yıldızlara bakıyor
10:03
cynically exploited by their leaders
181
603400
2496
ve övgü ile güce duydukları kişisel tutku için liderleri
10:05
for their personal lust for glory and power.
182
605920
2480
tarafından küçümsenerek sömürülüyorlardı.
10:09
I soon witnessed boys like them killing one another
183
609920
3216
Sonra, düşman gruplar arasındaki çatışmalarda, onlar gibi çocukların
10:13
in conflicts between rival groups.
184
613160
2240
birbirlerini öldürdüklerine şahit oldum.
10:17
And it was the same everywhere ...
185
617400
2360
Bu, her yerde aynı şekildeydi--
10:21
Afghanistan, Kashmir, Burma,
186
621280
2496
Afganistan'da, Keşmir'de, Birmanya'da,
10:23
Philippines, Chechnya;
187
623800
1480
Filipinler'de, Çeçenistan'da;
10:26
petty warlords got the young and vulnerable to kill one another
188
626240
4616
aşağılık savaş beyleri, cihat adına, genç ve zayıf çocukların birbirlerini
10:30
in the name of jihad.
189
630880
1320
öldürmelerini sağlıyordu.
10:34
Muslims against Muslims.
190
634240
1840
Müslümanlara karşı Müslümanlar.
10:37
Not protecting anyone against invaders or occupiers;
191
637640
4376
İstilacı ya da işgalcilere karşı kimseyi korumuyor
10:42
not bringing relief to the oppressed.
192
642040
2000
ve baskı görenlere teselli sağlamıyorlardı.
10:46
Children being used,
193
646240
1376
Çocuklar kullanılıyordu,
10:47
cynically exploited;
194
647640
1616
küçümsenerek sömürülüyorlardı;
10:49
people dying in conflicts
195
649280
1936
cihat adına desteklediğim karmaşalarda
10:51
which I was supporting in the name of jihad.
196
651240
3040
insanlar ölüyordu.
10:56
And it still carries on today.
197
656920
1640
Bu, günümüzde de devam ediyor.
11:03
Realizing that the violent jihad
198
663800
3616
Yurtdışında temas kurduğum vahşi cihadın
11:07
I had engaged in abroad
199
667440
4200
çok farklı olduğunu
fark edince -- çünkü tecrübe ettiğim şey
11:13
was so different --
200
673440
2040
ile kutsal görev olduğunu düşündüğüm
11:17
such a chasm between what I had experienced
201
677280
4736
11:22
and what I thought was sacred duty --
202
682040
1800
şey arasında bir uçurum vardı --
11:24
I had to reflect on my activities here in the UK.
203
684640
2960
burada, İngiltere'deki eylemlerimi derinlemesine düşünmeliydim.
11:30
I had to consider my preaching,
204
690240
2056
Vaazlarımı, askerliğimi, toplanan
11:32
recruiting, fund-raising,
205
692320
1536
paraları, eğitimi
11:33
training,
206
693880
1576
düşünmeliydim ve en önemlisi,
11:35
but most importantly, radicalizing --
207
695480
2120
radikalleştirmenin -- benim yaptığım gibi,
genç insanları savaşa ve ölüme göndermenin --
11:38
sending young people to fight and die
208
698640
2216
11:40
as I was doing --
209
700880
1216
tamamen yanlış bir şey
11:42
all totally wrong.
210
702120
1760
olduğunu düşünmeliydim.
11:47
So I got involved in violent jihad in the mid '80s,
211
707680
3200
Yani, 80'lerin ortalarında hiddet dolu cihada dâhil oldum,
11:51
starting with Afghanistan.
212
711960
1480
bu, Afganistan'la başladı.
11:54
And by the time I finished it was in the year 2000.
213
714600
3280
Bitirdiğim zaman ise 2000 yılıydı.
11:59
I was completely immersed in it.
214
719040
1576
Tamamen içerisine girmiştim.
12:00
All around me people supported,
215
720640
1936
Etrafımda herkes, onların adına
12:02
applauded,
216
722600
1216
yaptıklarımızı
12:03
even celebrated what we were doing in their name.
217
723840
2400
destekliyor, alkışlıyor ve hatta övüyorlardı.
12:08
But by the time I learned to get out,
218
728160
1816
Fakat bunun içinden çıkmayı öğrenip
12:10
completely disillusioned in the year 2000,
219
730000
2616
2000 yılında tamamen farkında vardığımda,
12:12
15 years had passed.
220
732640
1680
15 yıl geçmişti.
12:17
So what goes wrong?
221
737200
1240
Peki, yanlış olan nedir?
12:20
We were so busy talking about virtue,
222
740720
2840
Erdemden bahsetmekle meşguldük
12:25
and we were blinded by a cause.
223
745160
3160
ve bir sebep bizi kör etmişti.
12:32
And we did not give ourselves a chance to develop a virtuous character.
224
752240
4280
Kendimize, erdemli bir karakter yaratma şansı vermiyorduk.
12:37
We told ourselves we were fighting for the oppressed,
225
757680
4136
Kendimize, baskı görenler için savaştığımızı söylüyorduk
12:41
but these were unwinnable wars.
226
761840
2200
fakat bunlar kazanılamayan savaşlardı.
12:45
We became the very instrument through which more deaths occurred,
227
765720
3616
Daha fazla ölüme neden olan bir şeyin araçları hâline gelmiştik,
12:49
complicit in causing further misery
228
769360
3736
zalim azınlığın bencil amaçları için daha çok ıstıraba neden olarak
12:53
for the selfish benefit of the cruel few.
229
773120
2600
suç ortaklığı yapıyorduk.
13:04
So over time,
230
784280
1216
Zamanla,
13:05
a very long time,
231
785520
1200
uzun zaman sonra,
13:08
I opened my eyes.
232
788600
1200
gözlerim açıldı.
13:11
I began to dare
233
791960
1480
Gerçekle yüzleşmeye,
13:15
to face the truth,
234
795040
1656
düşünmeye, zor sorularla
13:16
to think,
235
796720
1200
yüzleşmeye
13:19
to face the hard questions.
236
799360
2136
cesaret etmeye başladım.
13:21
I got in touch with my soul.
237
801520
2200
Ruhumla iletişime geçtim.
13:34
What have I learned?
238
814080
1320
Ne mi öğrendim?
13:36
That people who engage in violent jihadism,
239
816640
4560
Hiddetli cihadçılığa dâhil olan o insanlar,
13:42
that people who are drawn to these types of extremisms,
240
822960
2600
bu tür aşırılıklara boğulmuş o insanlar,
13:46
are not that different to everyone else.
241
826600
2200
herkesten çok da farklı değildirler.
13:49
But I believe such people can change.
242
829880
2800
Ama, bu insanların değişebileceğine inanıyorum.
13:54
They can regain their hearts and restore them
243
834120
2856
Kalplerini yeniden kazanıp onu, iyileştiren insani değerler
13:57
by filling them with human values that heal.
244
837000
3060
ile doldurarak iyileştirebilirler.
14:07
When we ignore the realities,
245
847000
2216
Gerçekleri görmezden geldiğimiz zaman,
14:09
we discover that we accept what we are told without critical reflection.
246
849240
5760
eleştirel bir yaklaşımda bulunmadan, bize söyleneni kabul ettiğimizi keşfederiz.
14:17
And we ignore the gifts and advantages that many of us would cherish
247
857640
3776
Çoğumuzun yaşamlarında bir an bile olsa değer vereceği avantajları ve
14:21
even for a single moment in their lives.
248
861440
2280
kabiliyetleri görmezden geliyoruz.
14:28
I engaged in actions I thought were correct.
249
868400
2360
Doğru olduğunu düşündüğüm eylemlerde bulundum.
14:33
But now I began to question how I knew what I knew.
250
873760
4000
Ama şimdi, bildiğim şeyi nasıl bildiğimi sorgulamaya başladım.
14:39
I endlessly told others to accept the truth,
251
879840
3696
Herkese doğruyu kabul etmelerini söyleyip duruyordum, ancak
14:43
but I failed to give doubt its rightful place.
252
883560
3720
doğrunun hakiki yerinden şüphe etme konusunda başarısız oldum.
14:52
This conviction that people can change is rooted in my experience,
253
892920
4856
İnsanların değişebileceği düşüncesinin kökleri benim tecrübemde,
14:57
my own journey.
254
897800
1200
kendi yolculuğumda.
15:00
Through wide reading,
255
900520
1896
Kapsamlı okuma,
15:02
reflecting,
256
902440
1200
düşünme,
15:04
contemplation, self-knowledge,
257
904160
1896
niyet, kendini tanıma aracılığıyla;
15:06
I discovered,
258
906080
1216
bizlerin ve onların
15:07
I realized that Islamists' world of us and them is false and unjust.
259
907320
5640
İslamcı dünyalarının yanlış ve adaletsiz olduğunu keşfettim.
15:16
Through considering the uncertainties in all that we had asserted,
260
916800
3680
Bozulamaz ve su götürmez doğrular üzerinden ileri sürdüğümüz
her şeydeki belirsizlikleri
15:21
to the inviolable truths,
261
921400
1616
15:23
incontestable truths,
262
923040
1400
dikkate alarak,
15:26
I developed a more nuanced understanding.
263
926960
2880
daha incelikli bir anlayış geliştirdim.
15:36
I realized that in a world crowded with variation and contradiction,
264
936480
4480
Çeşitlilik ve karşıtlıklarla dolu bir dünyada, ahmak vaizler,
15:41
foolish preachers,
265
941920
1216
tıpkı benim olduğum gibi,
15:43
only foolish preachers like I used to be,
266
943160
3016
yalnızca ahmak vaziler, gerçeklik kattıkları mitler ve kurgular
15:46
see no paradox in the myths and fictions they use to assert authenticity.
267
946200
5360
arasında çelişki görmezler.
15:53
So I understood the vital importance of self-knowledge,
268
953120
4536
Yani, kendini tanımanın, politik farkındalığın ve bağlandığımız
15:57
political awareness
269
957680
1200
şeyler ve eylemlerimizin
insanları nasıl etkilediklerine dair daha derin ve engin bir anlayışın
16:00
and the necessity for a deep and wide understanding
270
960000
4656
16:04
of our commitments and our actions,
271
964680
2456
gerekli olmasının
16:07
how they affect others.
272
967160
1320
hayati önemini anladım.
16:10
So my plea today to everyone,
273
970520
1456
Bugün herkese, özellikle de
16:12
especially those who sincerely believe in Islamist jihadism ...
274
972000
4480
İslamcı cihadçılığa samimi olarak inanlara bir ricada bulunacağım ...
16:18
refuse dogmatic authority;
275
978480
2400
inanca dayalı otoriteyi reddedin;
16:22
let go of anger, hatred and violence;
276
982360
3680
öfkeyi, nefreti ve şiddeti bırakın;
16:27
learn to right wrongs
277
987120
1656
acımasız, adaletsiz ve yararsız
16:28
without even attempting to justify cruel, unjust and futile behavior.
278
988800
5070
davranışlarda bulunmadan, yanlışları düzeltmeyi öğrenin.
16:36
Instead create a few beautiful and useful things
279
996840
3336
Bunun yerine, bizleri daha uzun süre yaşatacak olan birkaç güzel ve
16:40
that outlive us.
280
1000200
1200
faydalı şey yaratın.
16:45
Approach the world, life,
281
1005200
1856
Dünyaya ve hayata sevgiyle
16:47
with love.
282
1007080
1200
yaklaşın.
16:50
Learn to develop
283
1010000
1216
Dünyadaki ve diğer
16:51
or cultivate your hearts
284
1011240
1256
insanlardaki iyiliği,
16:52
to see goodness, beauty and truth in others and in the world.
285
1012520
3360
güzelliği ve gerçeği görmek için, kalplerinizi geliştirmeyi öğrenin.
16:57
That way we do matter more to ourselves ...
286
1017000
2520
Bir şeyi yapma biçimimiz, bizim için ...
17:01
to each other,
287
1021240
1200
birbirimiz için,
17:03
to our communities
288
1023160
1216
halkımız için ve
17:04
and, for me, to God.
289
1024400
1480
bence, Tanrı için, önemlidir.
17:07
This is jihad --
290
1027000
1616
Cihat budur --
17:08
my true jihad.
291
1028640
1200
benim doğru cihadım budur.
17:10
Thank you.
292
1030920
1216
Teşekkürler.
17:12
(Applause)
293
1032160
2440
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7