Helping humans and animals live together | Jane Goodall

Jane Goodall insanların ve hayvanların beraber yaşamasına yardım ediyor

67,862 views

2008-09-08 ・ TED


New videos

Helping humans and animals live together | Jane Goodall

Jane Goodall insanların ve hayvanların beraber yaşamasına yardım ediyor

67,862 views ・ 2008-09-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Demirel Gözden geçirme: Müge Gür
00:19
Good afternoon, good evening, whatever.
0
19330
3000
İyi akşamlar, iyi geceler, her neyse.
00:23
We can go, jambo, guten Abend, bonsoir,
1
23330
5000
Jambo, guten abend, bonsoir olarak da devam edebiliriz
00:28
but we can also ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh.
2
28330
9000
ama aynı zamanda -- ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, ooh.
00:38
That is the call that chimpanzees make
3
38330
3000
Bu da şempanzelerin gece uyumadan önce
00:41
before they go to sleep in the evening.
4
41330
2000
yaptıkları sesleniştir.
00:43
You hear it going from one side of the valley to the other,
5
43330
4000
Vadinin bir tarafından diğerine
00:47
from one group of nests to the next.
6
47330
3000
bir grup yuvadan bir sonrakine bu seslenişin gezdiğini duyarsınız
00:51
And I want to pick up with my talk this evening
7
51330
3000
Bu akşam konuşmama dün Zeray'ın bıraktığı yerden
00:54
from where Zeray left off yesterday.
8
54330
4000
başlamak istiyorum.
00:59
He was talking about this amazing, three-year-old Australopithecine child, Selam.
9
59330
6000
Selam adındaki şu harika üç yaş Australopithecene çocuğundan bahsediyordu.
01:05
And we've also been hearing about the history, the family tree, of mankind
10
65330
7000
Ve bizler DNA genetik profiliyle insan soyunun tarihi, aile ağacı
01:12
through DNA genetic profiling.
11
72330
3000
hakkında konuşmalar da duymaktayız.
01:15
And it was a paleontologist, the late Louis Leakey,
12
75330
5000
Aslında şempanzelerle çalışmamda ön ayak olan Merhum Luis Leakey,
01:20
who actually set me on the path for studying chimpanzees.
13
80330
4000
bir paleontoloji uzmanıydı.
01:24
And it was pretty extraordinary, way back then.
14
84330
3000
Ve o zamanlar için bu oldukça sıradışıydı.
01:27
It's kind of commonplace now,
15
87330
2000
Şimdi kamusal alan gibi oldu ama onun argümanı sıradışıydı,
01:29
but his argument was -- because he'd been searching
16
89330
3000
çünkü Afrika'daki ilk insanların fosilize olmuş kalıntılarını
01:32
for the fossilized remains of early humans in Africa.
17
92330
5000
araştırıyordu--ve o varlıkların
01:37
And you can tell an awful lot
18
97330
3000
görüntülerinin neye benzediği hakkında
01:40
about what those beings looked like from the fossils,
19
100330
3000
fosillerdeki kas eklentilerinin
01:43
from the shape of the muscle attachments,
20
103330
3000
şeklillerine bakarak çok şey söyleyebilirsiniz.
01:46
something about the way they lived
21
106330
2000
Yanlarında bulunan çok çeşitli aletlere bakarak
01:48
from the various artifacts found with them.
22
108330
3000
yaşam şekilleri hakkında çok şey söyleyebiliriz.
01:51
But what about how they behaved? That's what he wanted to know.
23
111330
4000
Peki ya davranış şekilleri? İşte onun anlamak istediği buydu.
01:55
And of course, behavior doesn't fossilize.
24
115330
2000
Ve elbette, davranışlar fosilleşmiyor.
01:57
He argued -- and it's now a fairly common theory --
25
117330
3000
Şimdi oldukça yaygın olan teorisi şuydu; en yakın yaşayan
02:00
that if we found behavior patterns similar or the same
26
120330
7000
akrabalarımızla aramızda benzer veya aynı davranış patternleri
02:07
in our closest living relatives, the great apes, and humans today,
27
127330
4000
bulduysak, yani büyük maymunlar ve bugünün insanları arasında,
02:11
then maybe those behaviors were present in the ape-like,
28
131330
4000
o zaman belki de yedi milyon yıl önce maymun-benzeri,
02:15
human-like ancestor some seven million years ago.
29
135330
4000
insan benzeri atalarımızda da bu davranış patternleri vardı.
02:19
And therefore, perhaps we had brought those characteristics with us
30
139330
4000
Bundan dolayı, belki tarihimizden, geçmiş tarihimizden bu karakteristikleri
02:23
from that ancient, ancient past.
31
143330
2000
bizimle beraber günümüze getirmişizdir.
02:25
Well, if you look in textbooks today that deal with human evolution,
32
145330
6000
Peki, bugünün ders kitaplarına bakacak olursanız, insan evrimi ile ilgili
02:31
you very often find people speculating about how early humans
33
151330
4000
şempanzelerin davranışlarına bakarak, ilk insanların
02:35
may have behaved, based on the behavior of chimpanzees.
34
155330
4000
nasıl davranış sergiledikleriyle ilgili pek çok inceleme yapıldığını görürsünüz.
02:39
They are more like us than any other living creature,
35
159330
4000
Tüm diğer yaşayan canlılardan daha çok bize benzediklerini
02:43
and we've heard about that during this TED Conference.
36
163330
3000
bu TED konferanslarında da duydunuz.
02:46
So it remains for me to comment on the ways in which chimpanzees
37
166330
5000
Burada bana düşen de şempanzelerle hangi davranış açılarından
02:51
are so like us, in certain aspects of their behavior.
38
171330
5000
benzeştiğimiz üstüne yorum yapmak oluyor.
02:57
Every chimpanzee has his or her own personality.
39
177330
3000
Her şempanzenin kendine ait bir karakteri vardır.
03:00
Of course, I gave them names. They can live to be 60 years or more,
40
180330
4000
Elbette, onlara isim veriyorum. 60 yıl belki daha da fazla yaşıyorlar,
03:04
although we think most of them probably don't make it to 60 in the wild.
41
184330
5000
yine de vahşi yaşamda pek çoğunun 60 yaşını bulamadığını düşünüyoruz.
03:09
Mr. Wurzel. The female has her first baby when she's 11 or 12.
42
189330
6000
Mr. Wurzel. Dişi ilk bebeğini 11-12 yaşındayken doğurur.
03:15
Thereafter, she has one baby only every five or six years,
43
195330
4000
Daha sonra da sadece 5-6 yılda bir yeni bir bebeği olur,
03:19
a long period of childhood dependency when the child is nursing,
44
199330
5000
bebeğin büyümesi sırasında geçen uzun bir çocukluğu vardır,
03:24
sleeping with the mother at night, and riding on her back.
45
204330
4000
gece annesiyle yatar, annenin sırtında gezer.
03:28
And we believe that this long period of childhood
46
208330
3000
Bu uzun çocukluk döneminin
03:31
is important for chimpanzees, just as it is for us, in relation to learning.
47
211330
5000
şempanzelerde aynı bizdeki gibi öğrenme ilişkisinde önemli olduğunu düşünüyoruz.
03:36
As the brain becomes ever more complex
48
216330
2000
Hayvanların değişik türlerinin evrimleşmesinde, beyin
03:38
during evolution in different forms of animals,
49
218330
4000
daha da komplekleşir, bu nedenle öğrenmenin
03:42
so we find that learning plays an ever more important role
50
222330
3000
bireyin hayat hikayesinde çok
03:45
in an individual's life history.
51
225330
3000
önemli rolü olduğuna inanıyoruz.
03:48
And young chimpanzees spend a lot of time watching what their elders do.
52
228330
4000
Ve genç şempanzeler uzun süreler büyüklerin ne yaptığını seyrederek geçirir.
03:52
We know now that they're capable of imitating behaviors that they see.
53
232330
6000
Şimdi gördüklerini taklit etme kapasitesinde olduklarını biliyoruz.
03:58
And we believe that it's in this way
54
238330
3000
Ve Afrika'da farklı şempanze toplulukları
04:01
that the different tool-using behaviors -- that have now been seen
55
241330
3000
üstünde yapılmış olan çalışmalarda farklı topluluklardaki tüm aletlerin
04:04
in all the different chimpanzee populations studied in Africa --
56
244330
4000
aynı şekilde kullanıldığının görülmesinden dolayı,
04:08
how these are passed from one generation to the next,
57
248330
3000
bunların bir jenerasyondan diğerine gözlem, taklit etme ve pratik yoluyla
04:11
through observation, imitation and practice,
58
251330
3000
aktarılmış olduğuna inanıyoruz.
04:14
so that we can describe these tool-using behaviors as primitive culture.
59
254330
5000
yani bu alet-kullanım davranışlarını ilkel kültür olarak tanımlayabiliriz.
04:19
Chimpanzees don't have a spoken language. We've talked about that.
60
259330
4000
Şempanzelerin konuştukları bir lisan yok. Bundan bahsetmiştik.
04:23
They do have a very rich repertoire of postures and gestures,
61
263330
4000
Onlarda olan bize çok benzeyen hatta bazıları neredeyse aynı olan
04:27
many of which are similar, or even identical, to ours
62
267330
4000
ve aynı içerikte gerçekleşen zengin bir duruş, jest, mimik repertuarıdır.
04:31
and formed in the same context. Greeting chimpanzees embracing.
63
271330
4000
Karşılaşan şempanzelerin kucaklaşması.
04:35
They also kiss, hold hands, pat one another on the back.
64
275330
3000
Aynı zamanda öpüşür, el ele tutar, birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar.
04:38
And they swagger and they throw rocks.
65
278330
3000
Ve çalım satıp, birbirlerine taş atarlar.
04:42
In chimpanzee society, we find many, many examples of compassion,
66
282330
6000
Şempanze toplumunda, sevginin ve başkalarını düşünmenin
04:48
precursors to love and true altruism.
67
288330
3000
öncüsü olan şefkatin çok, hemde pek çok örneği mevcuttur.
04:51
Unfortunately, they, like us, have a dark side to their nature.
68
291330
4000
Ne yazık ki, aynı bizler gibi, doğalarının karanlık bir tarafı da vardır.
04:55
They're capable of extreme brutality, even a kind of primitive war.
69
295330
5000
Uç noktada vahşiliğe ve ilkel bir tür savaşa da yetkindirler.
05:00
And these really aggressive behaviors, for the most part,
70
300330
3000
Ve bu saldırgan tavırlar, çoğunlukla,
05:03
are directed against individuals of the neighboring social group.
71
303330
4000
komşu yerleşimli sosyal grupların bireylerine karşıdır.
05:07
They are very territorially aggressive.
72
307330
4000
Bölgesel açıdan saldırgandırlar.
05:12
Chimpanzees, I believe, more than any other living creature,
73
312330
4000
Şempanzeler geri kalan yaratıklara nazaran, benim inancıma göre,
05:16
have helped us to understand that, after all, there is no sharp line
74
316330
4000
insanlarla hayvanlar aleminin geri kalanı arasında
05:20
between humans and the rest of the animal kingdom.
75
320330
3000
çok keskin bir çizgi olmadığını anlamamıza en çok yardım edenlerdir.
05:23
It's a very blurry line, and it's getting more blurry all the time
76
323330
4000
Bu çok bulanık bir çizgi, ve yaptığımız gözlemlerle
05:27
as we make even more observations.
77
327330
3000
zamanla daha da bulanıklaşıyor.
05:30
The study that I began in 1960 is still continuing to this day.
78
330330
5000
1960 yılında başladığım çalışma bugün hala devam ediyor.
05:35
And these chimpanzees, living their complex social lives in the wild,
79
335330
5000
Ve vahşi yaşamda kendi kompleks sosyal hayatlarına devam eden bu şempanzeler,
05:40
have helped -- more than anything else --
80
340330
3000
bizim de parçası olduğumuz bu gezegeni, onlardan ayrı olmadan,
05:43
to make us realize we are part of, and not separated from,
81
343330
4000
bu harika hayvanlarla paylaştığımızı farketmemizde
05:47
the amazing animals with whom we share the planet.
82
347330
3000
herşeyden çok yardımcı olmuşlardır.
05:50
So it's pretty sad to find that chimpanzees,
83
350330
3000
Yani şempanzelerin, dünyadaki pek çok diğer
05:53
like so many other creatures around the world, are losing their habitats.
84
353330
4000
yaratık gibi, habitatlarını kaybediyor olmaları çok üzücü.
05:57
This is just one photograph from the air,
85
357330
3000
Bu havadan çekilmiş bir fotoğraf,
06:00
and it shows you the forested highlands of Gombe.
86
360330
4000
Gombe'nin ormanlık yükseltilerini gösteriyor.
06:04
And it was when I flew over the whole area, about 16 years ago,
87
364330
6000
Ve 16 yıl önce, bütün bu alanın üstünden uçarken çekildi,
06:10
and realized that outside the park, this forest,
88
370330
3000
farkına vardığım, parkın dışındaki bu neredeyse balta girmemiş
06:13
which in 1960 had stretched almost unbroken
89
373330
3000
30 mil karelik küçük Gombe Doğal Yaşam Parkının
06:16
along the eastern shore of Lake Tanganyika,
90
376330
3000
yanındaki bu neredeyse balta girmemiş
06:19
which is where the tiny, 30-square-mile Gombe National Park lies,
91
379330
5000
ormanı gördüğümde, kendime sorduğum şuydu;
06:24
that a question came to my mind.
92
384330
3000
Nasıl oluyorda, doğal parkın çevresinde
06:27
"How can we even try to save these famous chimpanzees,
93
387330
4000
yaşayan bunca insan hayatta kalmaya çalışırken
06:31
when the people living around the National Park are struggling to survive?"
94
391330
4000
biz bu meşhur şempanzeleri kurtarmayı deniyoruz?
06:35
More people are living there than the land could possibly support.
95
395330
4000
Toprağın destekleyebileceğinden çok daha fazla insan yaşıyor.
06:39
The numbers increased by refugees pouring in from Burundi
96
399330
4000
Congo gölü üzerinden ve Burundi'den akın eden mültecilerle
06:43
and over the lake from Congo.
97
403330
2000
rakamlar çok arttı.
06:45
And very poor people -- they couldn't afford to buy food from elsewhere.
98
405330
7000
Ve bunlar çok fakirler--başka yerden yemek almaya yetecek güçleri yoktu.
06:52
This led to a program, which we call TACARE.
99
412330
3000
Bu da Take Care (Koruyun) isimli programın oluşmasına yol açtı.
06:55
It's a very holistic way of improving the lives
100
415330
5000
Bu parkın çevresinde yaşayanların hayatlarını iyileştirmek için
07:00
of the people living in the villages around the park.
101
420330
3000
son derece bütüncül yaklaşan bir yöntem.
07:03
It started small with 12 villages. It's now in 24.
102
423330
4000
12 köy ile küçük başladı, şimdi 24 köyde var.
07:07
There isn't time to go into it, but it's including things like tree nurseries,
103
427330
5000
Bu konuya girecek zaman yok ama ağaçların bakımı,
07:12
methods of farming most suitable to this now very degraded,
104
432330
4000
bu gerilemiş çöl benzeri dağlık arazide
07:16
almost desert-like land up in these mountains.
105
436330
3000
en uygun ziraai yöntemin ne olduğu gibi konuları içeriyor.
07:19
Ways of controlling, preventing soil erosion.
106
439330
4000
Toprak erozyonunun kontrolü ve önlenmesi.
07:23
Ways of reclaiming overused farmland,
107
443330
3000
Fazlasıyla kullanılmış tarlaların geri kazanılıp
07:26
so that within two years they can again be productive.
108
446330
3000
iki yıl içinde yeniden üretken hale getirilmesi.
07:29
Working to help the villagers obtain fresh water from wells.
109
449330
6000
Köylülere kuyulardan temiz su alabilmeleri için yardımcı olunması.
07:35
Perhaps build some schoolrooms.
110
455330
3000
Belki bir kaç okul sınıfının yapılması.
07:38
Most important of all, I believe,
111
458330
3000
Ama hepsinden de önemlisi,
07:41
is working with small groups of women,
112
461330
4000
küçük kadın gruplarına, mikro-kredi desteği sağlanıp
07:45
providing them with opportunities for micro-credit loans.
113
465330
4000
onlarla birlikte çalışılması.
07:49
And we've got, as is the case around the world,
114
469330
3000
Ve şu an dünya çapında verilmiş olan
07:52
about 95 percent of all loans returned.
115
472330
4000
bu kredilerin %95'i geri ödenmiş durumda.
07:56
Empowering women, working with education,
116
476330
5000
Tüm dünyada kadınların eğitimleri arttıkça,
08:01
providing scholarships for girls so they can finish secondary school,
117
481330
6000
aile büyüklüğünün azaldığı tespitiyle,
08:07
in the clear understanding that, all around the world,
118
487330
3000
kadınların eğitilip, güçlendirilmesi,
08:10
as women's education improves, family size drops.
119
490330
5000
kızlara ortaokulu bitirmeleri için burs verilmesi.
08:15
We provide information about family planning and about HIV/AIDS.
120
495330
5000
Aile planlaması ve HIV/AIDS hakkında bilgi sağlanması.
08:20
And as a result of this program,
121
500330
4000
Bu programının sonucunda da
08:24
something's happening for conservation.
122
504330
2000
koruma adına birşeyler oluyor.
08:26
What's happening for conservation is that the farmers living in these 24 villages,
123
506330
6000
Koruma adına olan şu; bu 24 köyde yaşayan çiftçiler bizlere
08:32
instead of looking on us as a bunch of white people
124
512330
3000
bir grup maymunu çalışmaya gelmiş
08:35
coming to study a whole bunch of monkeys --
125
515330
3000
bir grup beyaz insan olarak bakmaları yerine,
08:38
and by the way, many of the staff are now Tanzanian --
126
518330
4000
bu arada ekibin çoğu artık Tanzanyalı,
08:42
but when we began the TACARE program,
127
522330
3000
bu Take Care programına başladığında
08:45
it was a Tanzanian team going into the villages.
128
525330
3000
köylere gidenler de yine Tanzanya'lı ekipler oldu.
08:48
It was a Tanzanian team talking to the villagers,
129
528330
3000
Köylülerle konuşanlar ve neyle ilgilendiklerini araştıran
08:51
asking what they were interested in.
130
531330
2000
Tanzanya'lı ekipti.
08:53
Were they interested in conservation? Absolutely not.
131
533330
3000
Korumakla ilgileniyorlar mıydı? Kesinlikle hayır.
08:56
They were interested in health; they were interested in education.
132
536330
3000
Onlar sağlıkla ilgiliydiler, eğitimle ilgileniyorlardı.
08:59
And as time went on, and as their situation began to improve,
133
539330
7000
Ve zamanla, durumları düzelmeye başlayınca
09:06
they began to understand ever more about the need for conservation.
134
546330
5000
korumanın neden herşeyden daha önemli olduğunu kavramaya başladılar.
09:11
They began to understand
135
551330
2000
Dağların üstlerinde ağaç kalmadığı için
09:13
that as the upper levels of the hills were denuded of trees,
136
553330
3000
toprak kaymaları olduğunu ve
09:16
so you've got this terrible soil erosion and mudslides.
137
556330
4000
erozyonla toprak kaybettiklerini anlamaya başladılar.
09:20
Today, we are developing what we call the Greater Gombe Ecosystem.
138
560330
5000
Bugün Daha Büyük Gombe Ekosistemi dediğimiz şeyi geliştiriyoruz.
09:25
This is an area way outside the National Park,
139
565330
3000
Doğal parkın dışındaki bu alanda
09:28
stretching out into all these very degraded lands.
140
568330
4000
çeşitli şekillerde aşınmaya uğramış bu toprağı geliştiriyoruz.
09:32
And as these villages have a better standard of life,
141
572330
4000
Ve bu köylerin yaşam standartları arttıkça
09:36
they are actually agreeing to put
142
576330
2000
ağaçların tekrar gelişip
09:38
between 10 percent and 20 percent of their land in the highlands aside,
143
578330
5000
şempanzelerin park dışında kalan gruplarla iletişim için aralarında yol alabilecekleri
09:43
so that once again, as the trees grow back,
144
583330
4000
yapraklı koridorların olması için - ki bu genetik varyasyonları için şarttır-
09:47
the chimpanzees will have leafy corridors
145
587330
2000
köylüler topraklarından
09:49
through which they can travel to interact --
146
589330
3000
yükseltilerin olduğu kısıma
09:52
as they must for genetic viability --
147
592330
3000
%10, %20 sini vermeyi
09:55
with other remnant groups outside the National Park.
148
595330
3000
gerçekten de kabul ettiler.
09:58
So TACARE is a success.
149
598330
4000
Take Care yani, başarılı oldu.
10:02
We're replicating it in other parts of Africa,
150
602330
3000
Bunun aynısını Afrika'nın diğer bölgelerinde tekrarlıyoruz.
10:05
around other wilderness areas
151
605330
2000
Özellikle yüksek nüfus baskısı
10:07
which are faced with extreme population pressure.
152
607330
3000
gözlediğimiz vahşi yaşam alanları yakınlarındaki yerleşimlerde.
10:10
The problems in Africa, however, as we've been discussing
153
610330
5000
Afrika'nın problemleri, TED'in ilk günleri
10:15
for the whole of these first couple of days of TED,
154
615330
4000
boyunca sürekli tartıştığımız gibi
10:19
are major problems.
155
619330
3000
büyük problemler.
10:22
There is a great deal of poverty.
156
622330
2000
Açlık çok fazla.
10:24
And when you get large numbers of people
157
624330
4000
Ve büyük kitleler halinde insanlar
10:28
living in land that is not that fertile,
158
628330
4000
verimli olmayan bu arazilerde yaşarken
10:32
particularly when you cut down trees,
159
632330
2000
özellikle ağaçları kestiklerinde,
10:34
and you leave the soil open to the wind for erosion,
160
634330
4000
toprağı rüzgarla erozyona açtıklarında,
10:39
as desperate populations cut down more and more trees,
161
639330
3000
çaresiz insanlar daha ve daha da çok ağaç kesip
10:42
so that they can try and grow food for themselves and their families,
162
642330
4000
kendileri ve ailelerini besleyebilmek için
10:46
what's going to happen? Something's got to give.
163
646330
3000
ekecek toprak yaratmaya çalışıyorlar. Peki ne olacak?
10:49
And the other problems -- in not only Africa,
164
649330
6000
Ve diğer problemler de var--sadece Afrika değil,
10:55
but the rest of the developing world and, indeed, everywhere --
165
655330
4000
gelişmekte olan diğer dünyada ve her yerde.
10:59
what are we doing to our planet?
166
659330
3000
Gezegenimize ne yapıyoruz?
11:02
You know, the famous scientist, E. O. Wilson
167
662330
3000
Ünlü bilim adamı E.O. Wilson'u biliyorsunuz,
11:05
said that if every person on this planet
168
665330
3000
eğer dünyada var olan herkes,
11:08
attains the standard of living of the average European or American,
169
668330
4000
ortalama Amerika veya Avrupa standartında yaşayacak olursa
11:12
we need three new planets.
170
672330
2000
üç gezegene ihtiyacımız olurdu, demişti.
11:14
Today, they are saying four. But we don't have them. We've got one.
171
674330
5000
Bugün bu rakam dört oldu. Ama o kadarına sahip değiliz. Bir tane var.
11:20
And what's happened? I mean, the question here is, here we are,
172
680330
6000
Ve ne oldu? Yani, buradaki soru şu, işte buradayız,
11:26
arguably the most intelligent being that's ever walked planet Earth,
173
686330
5000
tartışmasız gezegende yürüyen en zeki yaratıklarız,
11:31
with this extraordinary brain,
174
691330
2000
TED konferanslarında çok net yansıtılan
11:33
capable of the kind of technology
175
693330
3000
teknolojiye yetkin
11:36
that is so well illustrated by these TED Conferences,
176
696330
4000
bu olağanüstü beyinimizle, buradayız.
11:40
and yet we're destroying the only home we have.
177
700330
4000
Ve sahip olduğumuz tek yuvamızı katlediyoruz.
11:44
The indigenous people around the world,
178
704330
3000
Dünya üstündeki yerli insanlar
11:47
before they made a major decision,
179
707330
2000
çok büyük kararlar almadan önce
11:49
used to sit around and ask themselves,
180
709330
3000
oturup kendi kendilerine şu soruyu sorma alışkanlığındaydılar;
11:52
"How does this decision affect our people seven generations ahead?"
181
712330
4000
"Bu yedi nesil sonraki insanlarımızı nasıl etkiler?"
11:56
Today, major decisions -- and I'm not particularly talking about Africa here,
182
716330
5000
Bugün ise, büyük kararlar-- Özellikle Afrika'dan bahsetmiyorum
12:01
but the developed world --
183
721330
2000
gelişmiş dünyadan bahsediyorum--
12:03
major decisions involving millions of dollars,
184
723330
3000
milyonlarca dolarla ve milyonlarca insanla
12:06
and millions of people, are often based on,
185
726330
2000
ilgili büyük kararlarda sorulan soru şu;
12:08
"How will this affect the next shareholders' meeting?"
186
728330
3000
"Bu hissedarlarla yapılacak bir sonraki toplantıyı nasıl etkiler?"
12:11
And these decisions affect Africa.
187
731330
2000
Ve bu kararlar Afrika'yı etkiliyor.
12:13
As I began traveling around Africa
188
733330
2000
Ve Afrika'da şempanzeler ve onların yok olan ormanları ile ilgili,
12:15
talking about the problems faced by chimpanzees and their vanishing forests,
189
735330
5000
sorunlardan bahsederek dolaşmaya başladığımdan beri
12:20
I realized more and more how so many of Africa's problems
190
740330
3000
Afrika'nın sorunlarının geçmişteki koloni sömürüsünün
12:23
could be laid at the door of previous colonial exploitation.
191
743330
5000
kapısına kadar nasıl dayandırılabileceğini daha da iyi anladım.
12:28
So I began traveling outside Africa, talking in Europe,
192
748330
3000
Ve Afrika dışında seyahat etmeye başladım; Avrupa'da konuşuyorum,
12:31
talking in the United States, going to Asia.
193
751330
3000
Amerika'da konuşuyorum, Asya'ya gidiyorum.
12:34
And everywhere there were these terrible problems.
194
754330
3000
Bu berbat sorunların olduğu her yere gidiyorum.
12:37
And you know the kind I'm talking about. I'm talking about pollution.
195
757330
4000
Ne hakkında konuştuğumu biliyorsunuz. hava kirliliğinden,
12:41
The air that we breathe that often poisons us.
196
761330
3000
İçimize çektiğimiz havanın bizi zehirlediğinden.
12:44
The earth is poisoning our foods.
197
764330
2000
Toprağın yiyeceklerimizi zehirlediğinden.
12:46
The water -- water is perhaps one of the most crucial issues
198
766330
4000
Su'dan-- su bu yüzyılda yüzeleşeceğimiz
12:50
that we're going to face in this century --
199
770330
3000
belki de en önemli mesele.
12:53
and everywhere water is being polluted by agricultural,
200
773330
3000
Ve su, heryerde tarımsal, sanayisel
12:56
industrial and household chemicals
201
776330
3000
ve evsel kimyasal atıklarla kirletiliyor,
12:59
that still are being sprayed around the world,
202
779330
3000
Geçmişten ders alınmadığını gösteren şekilde
13:02
seemingly with the inability to profit from past experience.
203
782330
5000
tüm dünyayı hala spreyliyoruz.
13:07
The mangroves are being cut down;
204
787330
3000
Mangrov'lar (tropikal su kıyısı ormanı) kesiliyor,
13:10
the effects of things like the tsunami get worse.
205
790330
3000
tsunami gibi olayların etkileri kötüleşiyor.
13:13
We've talked about the soil erosion.
206
793330
2000
Toprak erozyonundan bahsettik.
13:15
We have the reckless burning of fossil fuels
207
795330
4000
Fosil yakıtları diğer sera gazlarıyla birlikte
13:19
along with other greenhouse gasses, so called,
208
799330
3000
pervasızca yakılıyor,
13:22
leading to climate change.
209
802330
2000
ve iklim değişikliğine öncülük yapıyoruz.
13:24
Finally, all around the world, people have begun to believe
210
804330
4000
Ve son olarak, dünya insanları birşeylerin çok ters gittiğine
13:28
that there is something going on very wrong with our climate.
211
808330
3000
iklimle ilgili çok ters giden bir şey olduğuna inanıyor.
13:31
All around the world climates are mixed up.
212
811330
3000
Dünyadaki tüm iklimler karışıyor.
13:34
And it's the poor people who are affected worse.
213
814330
3000
En kötü etkilenenler de fakir insanlar.
13:37
It's Africa that already is affected.
214
817330
3000
Afrika etkilendi bile.
13:40
In many parts of sub-Saharan Africa, the droughts are so much worse.
215
820330
4000
Afrika iç sahra'sına ait pek çok bölgede kuraklık daha da beter oldu.
13:44
And when the rain does come, it so often leads to flooding
216
824330
3000
Ve yağmur geldiğinde de çoğunlukla sel felaketiyle
13:47
and added distress, and the cycle of poverty and hunger and disease.
217
827330
7000
sıkıntıyı arttırıyor, ve yoksulluk ve açlık ve hastalık döngüsüne yol açıyor.
13:54
And the numbers of people living in an area that the land cannot support,
218
834330
6000
Ve yiyecek alamayacak kadar fakir olan bu insanlar,
14:00
who are too poor to buy food,
219
840330
3000
tüm bölge kısırlaştığı için oradan ayrılamıyor,
14:03
who can't move away because the whole land is degraded.
220
843330
3000
toprak kendilerine destek olamacak kadar kalabalık oldukları halde yaşıyorlar.
14:06
And so you get desertification -- creeping, creeping, creeping --
221
846330
6000
Ve son ağacın kesilmesiyle çölleşme başlıyor
14:12
as the last of the trees are cut down.
222
852330
2000
--erozyon, erozyon, erozyon--
14:14
And this kind of thing is not just in Africa. It's all over the world.
223
854330
4000
Ve bu şeyler sadece Afrika'da olmuyor. Tüm dünyada oluyor.
14:20
So it wasn't surprising to me
224
860330
4000
Bu nedenle dünyayı dolaşırken pek çok
14:24
that as I was traveling around the world
225
864330
2000
umudunu yitirmişe benzeyen genç insanla
14:26
I met so many young people who seemed to have lost hope.
226
866330
4000
karşılaşmak beni şaşırtmadı.
14:30
We seem to have lost wisdom, the wisdom of the indigenous people.
227
870330
5000
Bilgeliğimizi yitirmiş gibiyiz, yerli insanların bilgeliğini.
14:35
I asked a question. "Why?"
228
875330
3000
Bir soru soruyorum; "Neden?"
14:38
Well, do you think there could be some kind of disconnect
229
878330
4000
Bu TED teknolojilerinde örneklenen olağanüstü insan beyniyle
14:42
between this extraordinarily clever brain,
230
882330
3000
insan kalbi arasındaki
14:45
the kind of brain that the TED technologies exemplify,
231
885330
6000
bağlantıyı bir şekilde kaybetmiş olabilir miyiz?
14:51
and the human heart? Talking about it in the non-scientific term,
232
891330
4000
Bilimsel olmayan bir bağlamda konuşuyorum.
14:55
in terms of love and compassion. Is there some disconnect?
233
895330
5000
Sevgi ve şefkat bağlamında. Bir bağlantısızlık mı oluştu?
15:00
And these young people, when I talk to them,
234
900330
4000
Ve bu genç insanlar, ben onlarla konuştuğumda,
15:04
basically they were either depressed or apathetic,
235
904330
3000
ya depresifler ya kayıtsız,
15:07
or bitter and angry. And they said more or less the same thing,
236
907330
4000
yada acılı ve öfkeli. Aşağı yukarı hepsi aynı şeyi söylüyorlar,
15:11
"We feel this way because we feel you've compromised our future
237
911330
3000
"Bizim geleceğimizi riske attığınız ve bu konuda yapacak
15:14
and there's nothing we can do about it."
238
914330
3000
bir şeyimiz olmadığı için böyle hissediyoruz."
15:17
We have compromised their future.
239
917330
2000
Geleceklerini riske attık.
15:19
I've got three little grandchildren, and every time I look at them
240
919330
3000
Benim üç küçük torunum var, ve onlara her baktığımda
15:22
and I think how we've harmed this beautiful planet since I was their age,
241
922330
5000
ve ben onların yaşındaykenden beri bu güzel gezegene nasıl zarar verdiğimizi düşündüğümde,
15:27
I feel this desperation.
242
927330
2000
bu umutsuzluğa düşüyorum.
15:29
And that led to this program we call Roots and Shoots,
243
929330
3000
Bu da Root and Shoot denilen programı
15:32
which began right here in Tanzania
244
932330
3000
tam olarak burada Tanzanya'da başlattı ve
15:35
and has now spread to 97 countries around the world.
245
935330
4000
şimdi dünya çapında 97 ülkeye yayılmış halde.
15:39
It's symbolic. Roots make a firm foundation.
246
939330
3000
Sembolik. Roots (kökler) sıkı bir kaynak oluşturuyor.
15:42
Shoots seem tiny; to reach the sun they can break through a brick wall.
247
942330
4000
Shoots (vuruşlar) daha küçük, güneşe ulaşmak için tuğla duvarları yıkabilirler,
15:46
See the brick wall as all these problems we've inflicted on the planet,
248
946330
4000
tuğla duvarı gezegenimizde yol açtığımız tüm sorunlar olarak görün,
15:50
environmental and social. It's a message of hope.
249
950330
3000
çevresel ve sosyal.
15:53
Hundreds and thousands of young people around the world
250
953330
3000
Dünya çapında yüzlerce binlerce genç insan
15:56
can break through and can make this a better world for all living things.
251
956330
5000
bu duvarı yıkıp dünyayı yaşayan tüm canlılar için daha iyi bir yer yapabilirler.
16:01
The most important message of Roots and Shoots:
252
961330
3000
Kökler ve Vuruşlar'ın en önemli mesajı--
16:04
every single one of us makes a difference, every single day.
253
964330
5000
her bir tekimiz, her bir gün bir değişime neden olabilir.
16:09
We have a choice. Every one of us in this room,
254
969330
4000
Bir seçim şansımız var. Bu odadaki her birimiz,
16:13
we have a choice as to what kind of difference we want to make.
255
973330
5000
ne çeşit bir değişim yapmak istediğimizle ilgili bir seçim şansımız var.
16:18
The very poor have no choice. It's up to us to change things
256
978330
5000
Çok fakirlerin seçim şansı yok. Bir şeylerin değişip
16:23
so that the poor have choice as well.
257
983330
3000
fakirlerin de bir şanslarının olması bize bağlı.
16:26
The Roots and Shoots groups all choose three projects.
258
986330
4000
Kökler ve vuruşlar grupları üç proje seçtiler.
16:30
It depends on how old they are, and which country,
259
990330
4000
Bu projeler yaşlarına, ülkelerine, kentsel veya
16:34
whether they're in a city or rural, as to what kinds of projects.
260
994330
4000
kırsal alanda yaşamalarına göre değişen projeler.
16:38
But basically, we have programs now from preschool right through university,
261
998330
4000
Ama basit olarak, okul öncesinden üniversiteye kadar daha da çok yetişkinin
16:42
with more and more adults starting their own Roots and Shoots groups.
262
1002330
6000
katılmasıyla kurulan pek çok Roots and Shoots grupları var.
16:48
And every group chooses, between them,
263
1008330
3000
Ve her grup kendi içinde dünyayı daha da iyi bir yer
16:51
three different kinds of project to make this a better world,
264
1011330
3000
yapmak için üç değişik proje seçip, tüm bu problemlerin
16:54
recognizing that all these different problems are interconnected
265
1014330
4000
birbiriyle bağlantılı olduğunun, birbirini etkilediğinin
16:58
and impinge on each other.
266
1018330
2000
bilincine varıyor.
17:00
So one of their projects will be to help their own human community.
267
1020330
3000
Projelerden birisi kendilerine ait topluma ayrdımcı olmakla ilgili.
17:03
And then, if they're able, they may raise money to help communities
268
1023330
4000
Sonra, yapabilirlerse bu şekilde para toplayıp dünyadaki diğer toplumlara
17:07
in other parts of the world.
269
1027330
2000
yardımcı olacaklar.
17:09
One of their projects will be to help animals -- not just wildlife,
270
1029330
4000
projelerden birisi de hayvanlara ayrdım etmek-sadece vahşi yaşam değil
17:13
domestic animals as well.
271
1033330
2000
evcil hayvanlara da.
17:15
And one of their projects will be to help the environment that we all share.
272
1035330
4000
Ve projelerden birisi de yaşadığımız paylaştığımız çevreye yardım etmek.
17:19
And woven throughout all of this is a message
273
1039330
4000
Tüm bunların içinde örüntülenmiş mesaj;
17:23
of learning to live in peace and harmony within ourselves,
274
1043330
5000
kendi içimizde barış ve huzur içinde yaşamayı öğrenmemiz,
17:28
in our families, in our communities, between nations, between cultures,
275
1048330
4000
ailelerimizde, toplumlarımızda, uluslar arasında, kültürler arasında,
17:32
between religions and between us and the natural world.
276
1052330
4000
dinler ve bizlerle doğal dünya arasında yaşamayı öğrenmek.
17:36
We need the natural world. We cannot go on destroying it at the rate we are.
277
1056330
5000
Doğal dünyaya ihtiyacımız var. Şu an yaptığımız hızda onu tahrip etmeye devam edemeyiz.
17:41
We not do have more than this one planet.
278
1061330
4000
Sahip olduğumuz bu tek dünya dışında başkası yok.
17:45
Just picking one or two of the projects right here in Africa
279
1065330
4000
Roots ve Shoots'un-Tanzanya, Uganda, Kenya, Güney Afrika,
17:49
that the Roots and Shoots groups are doing,
280
1069330
3000
Congo, Brazzaville, Sierra Leone, Cameroon'da yaptığı
17:52
one or two projects only -- in Tanzania, in Uganda, Kenya,
281
1072330
5000
sadece bir veya iki projeyi alarak, Afrika'da yapılan
17:57
South Africa, Congo-Brazzaville, Sierra Leone, Cameroon
282
1077330
5000
veya diğer Roots ve Shoots gruplarından
18:02
and other groups. And as I say, it's in 97 countries around the world.
283
1082330
4000
sadece bir veya iki projeyi almakla. Dediğim gibi dünyada 97 ülkede.
18:06
Of course, they're planting trees. They're growing organic vegetables.
284
1086330
4000
Elbette, ağaç dikiyorlar, organik sebze yetiştiriyorlar.
18:10
They're working in the refugee camps, with chickens
285
1090330
3000
Mülteci kampalrında tavuklarla çalışıyor, yumurtalarını
18:13
and selling the eggs for a little amount of money,
286
1093330
2000
küçük meblalara satıyorlar, veya
18:15
or just using them to feed their families,
287
1095330
3000
onları ailelerini beslemekte kullanıyor,
18:18
and feeling a sense of pride and empowerment,
288
1098330
3000
tavukları ve sebzeleri ile
18:21
because they're no longer helpless and depending on others
289
1101330
2000
artık kendilerini çaresiz ve ve başkalarına bağımlı hissetmekten kurtulup,
18:23
with their vegetables and their chickens.
290
1103330
3000
gururlanmış ve güçlenmiş hissediyorlar.
18:26
It's being used in Uganda
291
1106330
2000
Uganda'da eski çocuk askerlere
18:28
to give some psychological help to ex-child soldiers.
292
1108330
5000
psikolojik yardım amaçlı kullanıldı.
18:33
Doing projects like this is bringing them out of themselves.
293
1113330
3000
Bu projeler kendi içlerinden kendilerinin çıkarılmasını sağlıyor.
18:36
Once again, they're useful members of society.
294
1116330
3000
Bir defa daha, onlar toplumun işe yarayan bireyleri.
18:39
We have this program in prisons as well.
295
1119330
2000
Hapishanelerde de bu programımız var.
18:42
So, there's no time for more Roots and Shoots now.
296
1122330
3000
Yani Roots ve Shoots için için daha fazla zamanımız kalmadı.
18:45
But -- oh, they're also working on HIV/AIDS.
297
1125330
4000
Ama-ah, ayrıca HIV/AIDS üzerinde de çalışıyorlar.
18:49
That's a very important component of Roots and Shoots,
298
1129330
3000
Bu Roots ve Shoots'da büyük çocukların
18:52
with older kids talking to younger ones.
299
1132330
2000
küçüklerle konuştuğu çok önemli bir bölüm.
18:54
And unwanted pregnancies and things like that,
300
1134330
3000
Ve gençliğin erişkinlerden ziyade yine diğer gençlerden dinlemeyi tercih ettiği
18:57
which young people listen to better from other youth, rather than adults.
301
1137330
5000
istenmeyen gebelikler ve bunlar gibi şeyler.
19:03
Hope. That's the question I get asked as I'm going around the world:
302
1143330
5000
Umut. Dünyayı dolaşırken bana sorulan soru bu,
19:08
"Jane, you've seen so many terrible things,
303
1148330
2000
"Jane, çok kötü şeyler gördün,
19:10
you've seen your chimpanzees decrease in number
304
1150330
3000
yeni yüzyılın dönümünde şempanzelerinin sayısının
19:13
from about one million, at the turn of the century,
305
1153330
2000
bir milyondan 150.000'e azalmasını gördün.
19:15
to no more than 150,000 now, and the same with so many other animals.
306
1155330
5000
Ve şimdi de diğer hayvanlarda aynı şey oluyor.
19:20
Forests disappearing, deserts where once there was forest.
307
1160330
4000
Ormanlar kayboluyor, artık yerlerinde çöller var.
19:24
Do you really have hope?" Well, yes.
308
1164330
4000
Gerçekten de umudun var mı?" Evet, var.
19:28
You can't come to a conference like TED and not have hope, can you?
309
1168330
4000
TED gibi bir konfreansa gelip de umutsuz olamazsınız, değil mi?
19:32
And of course, there's hope. One is this amazing human brain.
310
1172330
4000
Ve, elbette umut var. Birisi bu inanılmaz insan beyni.
19:36
And I mean, think of the technologies.
311
1176330
2000
Demek istediğim, teknolojiye bir bakın.
19:38
And I've just been so thrilled, finally, to come to people talking about compost latrines.
312
1178330
7000
Ve az önce çok heyecanlandım, bitki artıklarından elde edilen gübreleme hakkında konuşan insanlarlayım.
19:45
It's one of my hobbyhorses.
313
1185330
2000
Bu benim hobi atlarımdan birisi.
19:47
We just flush all this water down the lavatory, it's terrible.
314
1187330
4000
Bütün bu suyu tuvaletten aşağı boşaltıyoruz, bu çok kötü.
19:51
And then talking about renewable energy -- desperately important.
315
1191330
5000
Ve sonra yenilenebilir enerji, son derece önemli.
19:56
Do we care about the planet for our children?
316
1196330
3000
Çocuklarımıza bırakacağımız gezegenle ilgileniyor muyuz?
19:59
How many of us have children or grandchildren, nieces, nephews?
317
1199330
3000
Kaçımızın çocuğu, torunu, yeğeni veya kuzeni var?
20:02
Do we care about their future?
318
1202330
3000
Onların geleceği ile ilgileniyor muyuz?
20:05
And if we care about their future, we, as the elite around the world,
319
1205330
5000
Ve eğer geleceklerini önemsiyorsak, dünyanın elitleri olarak,
20:10
we can do something about it. We can make choices as to how we live each day.
320
1210330
4000
bu konuda birşeyler yapabilmeliyiz. Her günü nasıl yaşadığımızla ilgili seçim yapabiliriz.
20:14
What we buy. What we wear.
321
1214330
2000
Ne satın aldığımız. ne giydiğimiz.
20:16
And choose to make these choices with the question,
322
1216330
5000
Ve bu seçimi şu soruyu sorarak yapın,
20:21
how will this affect the environment around me?
323
1221330
3000
bu etrafımdaki çevreyi nasıl etkiler?
20:24
How will it affect the life of my child when he or she grows up?
324
1224330
5000
Büyüdüğünde çocuğumun hayatını nasıl etkileyecek?
20:29
Or my grandchild, or whatever it is.
325
1229330
2000
Yada torunumun veya her neyse.
20:31
So the human brain, coupled with the human heart,
326
1231330
5000
Ve insan beyni, insan kalbiyle birleştiğinde--
20:36
and we join hands around the world.
327
1236330
2000
ve dünya çevresinde ellerimiz birleştiğinde.
20:38
And that's what TED is helping so well with, and Google who help us,
328
1238330
4000
Ve TED bunu yapmamıza yardım ediyor, Google yardım ediyor,
20:42
and Esri are helping us with mapping in Gombe National Park.
329
1242330
5000
ve ESRI Gombe Doğal parkının haritasını çıkarmamızda bize yardımcı oluyor.
20:47
All of these technologies we can use.
330
1247330
2000
Tüm bu teknolojileri kullanabiliyoruz.
20:49
Now let's link them, and it's beginning to happen, isn't it?
331
1249330
3000
Şimdi onları birleştirelim, ve zaten bu olmaya başladı, değil mi?
20:52
You've heard about it this afternoon. It's beginning to happen.
332
1252330
4000
Bu akşamüstü bunu dinlediniz. Olmaya başladı.
20:56
This change, this change. To see change
333
1256330
2000
Bu değişim, bu değişim; geleceği önemsiyorsak
20:58
that we must have if we care about the future.
334
1258330
3000
bu değişimi görmek zorundayız.
21:01
And the next reason for hope -- nature is amazingly resilient.
335
1261330
4000
Ve umutlu olmamın diğer nedeni--doğa çok esnektir.
21:05
You can take an area that's absolutely destroyed,
336
1265330
3000
Mahvolmuş bir bölgeyi alıp
21:08
with time and perhaps some help it can regenerate.
337
1268330
3000
biraz zaman ve yardımla yeniden canlandırabilirsiniz.
21:11
And an example is the TACARE program.
338
1271330
3000
Ve örnek de Take Care programıdır.
21:14
I told you, where a seemingly dead tree stump --
339
1274330
3000
Size nerede ölü bir ağaç kütüğü olabileceğini söyledim--
21:17
if you stop hacking them for firewood,
340
1277330
2000
onları yakacak odun olarak kullanmayı bırakırsanız,
21:19
which you don't need to because you have wood lots,
341
1279330
2000
ve buna ihtiyacınız aslında yok, çok fazla tahtanız var,
21:21
then in five years you can have a 30-foot tree.
342
1281330
4000
beş yıl içinde 9 metre boyunda bir ağacınız olur.
21:25
And animals, almost on the brink of extinction,
343
1285330
3000
Ve hayvanlara, çoğu tamamen yokolmanın kıyısında
21:28
can be given a second chance. That's my next book.
344
1288330
3000
ikinci bir şans da verilmiş olur. Bu bir sonraki kitabım.
21:31
It's inspiring. And it brings me to my last category of hope,
345
1291330
4000
İlham verici. Buda bana en son umut nedenimi anımsatıyor--
21:35
and we've heard about this so much in the last two days:
346
1295330
3000
ve son iki gündür bunu sıklıkla duyduk;
21:38
this indomitable human spirit. This determination of people,
347
1298330
4000
bu boyun eğmez insan ruhu. İnsanların bu azmi,
21:42
the resilience of the human spirit,
348
1302330
2000
insan ruhundaki bu esneklik,
21:44
So that people who you would think would be battered by poverty,
349
1304330
4000
Ve böylece yoksulluktan, hastalıktan perişan olacaklarını sandığınız
21:48
or disease, or whatever, can pull themselves up out of it,
350
1308330
5000
insanlar kendilerini o durumdan çıkarıveriyor,
21:53
sometimes with a helping hand, and take their part in society,
351
1313330
6000
bazen de onların toplumunda yer alıp, değişen dünyada
21:59
and take their part in changing the world.
352
1319330
3000
onların yerini alan bir yardım için uzanmış bir el vasıtasıyla.
22:02
And just to think of one or two people out of Africa who are just really inspiring.
353
1322330
4000
Ve Afrika'dan bir veya iki kişinin ne kadar ilham verici olduğunu düşünmek bile.
22:06
We could make a very long list,
354
1326330
3000
Çok uzun bir liste yapabiliriz,
22:09
but obviously Nelson Mandela, emerging from 17 years
355
1329330
3000
ama elbette Nelson Mandela 17 yıllık fiziksel ağır iş,
22:12
of hard physical labor, 23 years of imprisonment,
356
1332330
3000
23 yıllık hapisliğinden doğan ve
22:15
with this amazing ability to forgive, so that he could lead his nation
357
1335330
4000
o muhteşem affedebilme yeteneği ile o kötü ırkçı rejimden
22:19
out the evil regime of apartheid without a bloodbath.
358
1339330
4000
kan dökmeden çıkıp ulusuna lider olabildi.
22:23
Ken Saro-Wiwa, in Nigeria, who took on the giant oil companies,
359
1343330
5000
Ken Saro-Wiwa, Nijerya'daki dev petrol şirketlerini ele geçirdi.
22:28
and although people around the world tried their best, was executed.
360
1348330
5000
Ve dünyanın her yerinden insanlar ellerinden gelen herşeyi yapmış olsa da, infaz edildi.
22:33
People like this are so inspirational.
361
1353330
4000
Böyle insanlar çok ilham verici.
22:37
People like this are the role models we need for young Africans.
362
1357330
4000
Genç Afrika'lılar için ihtiyacımız olan rol modelleri böyle insanlar.
22:41
And we need some environmental role models as well,
363
1361330
4000
Ve bazı çevresel rol modellere de ihtiyacımız var,
22:45
and I've been hearing some of them today.
364
1365330
2000
bazılarını bugün dinledim.
22:47
So I'm really grateful for this opportunity to share this message
365
1367330
5000
Bu mesajı TED'deki herkesle tekrar paylaşabilme
22:52
again, with everyone at TED.
366
1372330
2000
fırsatını bulduğum için minnettarım.
22:54
And I hope that some of us can get together and talk about some of these things,
367
1374330
5000
Ve bazılarımızın bir araya gelip bu şeyler hakkında, özellikle Roots ve Shoots hakkında,
22:59
especially the Roots and Shoots program.
368
1379330
2000
konuşabileceğimizi umud ediyorum.
23:01
And just a last word on that --
369
1381330
2000
Ve bu konu hakkında son bir kaç kelime--
23:03
the young woman who's running this entire conference center,
370
1383330
3000
bütün bu konferans merkezini yöneten genç hanımla
23:06
I met her today.
371
1386330
2000
bugün tanıştım.
23:08
She came up so excited, with her certificate. She was [in] Roots and Shoots.
372
1388330
5000
Sertifikasıyla birlikte büyük bir heyecanla geldi. Roots ve Shoot'a üyeymiş.
23:13
She was in the leadership in Dar es Salaam.
373
1393330
2000
Dar Es Salaam'da liderler arasındaymış.
23:15
She said it's helped her to do what she's doing.
374
1395330
3000
Ve yaptıklarını yapabilmesinde çok etkisi olduğunu söyledi.
23:18
And it was very, very exciting for me to meet her
375
1398330
3000
Benim için onunla tanışmak, genç insanların güçlendirildiğinde,
23:21
and see just one example of how young people,
376
1401330
3000
nasıl da dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için
23:24
when they are empowered, given the opportunity to take action,
377
1404330
6000
fırsatları bulduklarında nasıl harekete geçtiklerini
23:30
to make the world a better place,
378
1410330
2000
görmek son derce heyecan vericiydi,
23:32
truly are our hope for tomorrow.
379
1412330
2000
onlar bizim yarın için umutlarımız.
23:34
Thank you.
380
1414330
2000
Teşekkür ediyorum.
23:37
(Applause)
381
1417330
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7