Wiring a web for global good | Gordon Brown

Gordon Brown: Küresel fayda için bir ağ örmek

448,927 views ・ 2009-07-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Utku Oren Gözden geçirme: Barbaros YAZKAN
00:13
Can I say how delighted I am to be away
0
13160
4000
Westminster ve Whitehall'ın sakin ortamından uzaklaştığım
00:17
from the calm of Westminster and Whitehall? (Laughter)
1
17160
3000
için ne kadar mutlu olduğumu söyleyebilir miyim?
00:22
This is Kim, a nine-year-old Vietnam girl,
2
22160
4000
Bu, Kim. Dokuz yaşında Vietnam'lı bir kız çocuğu,
00:26
her back ruined by napalm,
3
26160
5000
sırtı napalmla mahvolmuş,
00:31
and she awakened the conscience of the nation of America
4
31160
4000
ve o, Amerikan ulusunun vicdanını uyandırarak
00:35
to begin to end the Vietnam War.
5
35160
3000
Vietnam savaşının sonunu başlattı.
00:38
This is Birhan, who was the Ethiopian girl
6
38160
5000
Bu da Birhan, 1980'lerdeki Live Aid'i başlatan
00:43
who launched Live Aid in the 1980s,
7
43160
4000
Etiyopya'lı kız,
00:47
15 minutes away from death when she was rescued,
8
47160
3000
kurtarıldığında ölümden sadece on beş dakika uzaklıktaydı,
00:50
and that picture of her being rescued is one that went round the world.
9
50160
4000
ve kurtarıldığındaki fotoğraf tüm dünyayı dolaştı.
00:55
This is Tiananmen Square.
10
55160
3000
Burası Tiananmen Meydanı.
00:58
A man before a tank became a picture
11
58160
4000
Tankın önündeki bir adam, tüm dünyaya
01:02
that became a symbol for the whole world of resistance.
12
62160
4000
direnişin bir resmi, bir sembolü oldu.
01:06
This next is the Sudanese girl,
13
66160
4000
Sonraki ise Sudanlı kız,
01:10
a few moments from death,
14
70160
3000
ölümünden birkaç dakika önce,
01:13
a vulture hovering in the background,
15
73160
3000
peşinde bir akbaba dolanırken,
01:16
a picture that went round the world
16
76160
3000
Öyle bir resim ki, tüm dünyayı dolaşıp
01:19
and shocked people into action on poverty.
17
79160
3000
insanları şok ederek, yoksulluğa karşı hareketi başlatan.
01:23
This is Neda, the Iranian girl
18
83160
3000
Bu da Neda, sadece birkaç hafta önce
01:26
who was shot while at a demonstration with her father in Iran
19
86160
4000
babasıyla birlikte katıldığı bir gösteri de vurularak öldürülen İranlı kız,
01:30
only a few weeks ago, and she is now the focus, rightly so,
20
90160
5000
doğal olarak, YouTube neslinin şimdiki
01:35
of the YouTube generation.
21
95160
3000
odak noktası olmuş durumda.
01:38
And what do all these pictures and events have in common?
22
98160
5000
Peki, tüm bu fotoğraflar ve olayların ortak noktası nedir?
01:43
What they have in common is what we see unlocks
23
103160
3000
Hepsinin ortak noktası, gördüklerimizin önceden
01:46
what we cannot see.
24
106160
3000
göremediklerimizi ortaya çıkarmasıdır.
01:49
What we see unlocks the invisible ties
25
109160
5000
Ortaya çıkansa: Bizleri bir insan topluluğu
01:54
and bonds of sympathy that bring us together
26
114160
3000
haline getiren sempati bağları ve
01:57
to become a human community.
27
117160
4000
şefkat bağlarıdır.
02:02
What these pictures demonstrate is that
28
122160
3000
Bu fotoğraflar bizlerin
02:05
we do feel the pain of others,
29
125160
2000
başkalarının acılarını, uzaktan da olsa,
02:07
however distantly.
30
127160
2000
hissettiğimizi gösteriyor.
02:09
What I think these pictures demonstrate
31
129160
3000
Bense tüm bu fotoğrafların, bizlerin kendimizden
02:12
is that we do believe in something bigger than ourselves.
32
132160
4000
daha büyük bir şeylere inandığımızı gösterdiğine inanıyorum.
02:16
What these pictures demonstrate is
33
136160
3000
Bu fotoğraflar,
02:19
that there is a moral sense across all religions, across all faiths,
34
139160
5000
tüm dinlerde, tüm inançlarda, tüm kıtalarda,
02:24
across all continents -- a moral sense that
35
144160
4000
sadece başkalarının acılarını paylaşmanın,
02:28
not only do we share the pain of others,
36
148160
2000
ve kendimizden daha büyük bir şeylere inanmanın yanında,
02:30
and believe in something bigger than ourselves
37
150160
2000
bizlere, bir şeylerin yanlış olduğunu gördüğümüzde
02:32
but we have a duty to act when we see things
38
152160
2000
yanlışlıkları düzeltmek, sakatlıkları yoluna koymak
02:34
that are wrong that need righted,
39
154160
2000
ve sorunları ıslah etmek
02:36
see injuries that need to be corrected,
40
156160
2000
adına bir görev yükleyen cinsten ahlaki bir
02:38
see problems that need to be rectified.
41
158160
3000
anlayışın varolduğunu gösteriyor.
02:42
There is a story about Olof Palme, the Swedish Prime Minister,
42
162160
4000
İsveç Başbakanı Olof Palme'nin Ronald Reagan'ı
02:46
going to see Ronald Reagan in America in the 1980s.
43
166160
3000
1980'lerde Amerika'da ziyareti hakkında bir hikaye var.
02:49
Before he arrived Ronald Reagan said --
44
169160
2000
Palme Amerika'ya varmadan Reagan sormuş -
02:51
and he was the Swedish Social Democratic Prime Minister --
45
171160
2000
ki Olof Palme Sosyal Demokrat bir başbakandı -
02:53
"Isn’t this man a communist?"
46
173160
2000
"Bu adam komunist değil midir?"
02:56
The reply was, "No, Mr President, he’s an anti-communist."
47
176160
4000
Cevap, "Hayır, Sayın Başkan, kendisi bir anti-komünist", olur.
03:00
And Ronald Reagan said, "I don’t care what kind of communist he is!"
48
180160
3000
Ve Ronald Reagan şöyle der, "Ne tür bir komünist olduğu beni ilgilendirmez!"
03:03
(Laughter)
49
183160
2000
(Gülüşmeler)
03:05
Ronald Reagan asked Olof Palme,
50
185160
3000
Ronald Reagan,
03:08
the Social Democratic Prime Minister of Sweden,
51
188160
3000
İsveç'in Sosyal Demokrat Başbakanı Olaf Palme'ye,
03:11
"Well, what do you believe in? Do you want to abolish the rich?"
52
191160
4000
"Peki, siz neye inanıyorsunuz? Zenginleri lağvetmeği mi istiyorsunuz?", diye sorar.
03:15
He said, "No, I want to abolish the poor."
53
195160
3000
O da, "Hayır, Ben yoksulları lağvetmek istiyorum." diye cevap verir.
03:18
Our responsibility is to let everyone have the chance
54
198160
3000
Bizim sorumluluğumuz, herkese kendi potansiyelini
03:21
to realize their potential to the full.
55
201160
3000
gerçekleştirebilmesi için bir şans tanımaktır.
03:25
I believe there is a moral sense and a global ethic
56
205160
4000
Bence, her ne dine mensup olursa olsun,
03:29
that commands attention from people of every religion
57
209160
3000
inançlı ya da inançsız olsun, tüm insanların paylaştığı
03:32
and every faith, and people of no faith.
58
212160
3000
ortak bir ahlaki anlayış ve küresel bir etik var.
03:36
But I think what's new is that we now have the capacity
59
216160
4000
Ama bence yeni olan şey, bugün bizler, tüm dünyayla
03:40
to communicate instantaneously across frontiers
60
220160
2000
anında ve sınırsız bir şekilde iletişim kurma
03:42
right across the world.
61
222160
3000
yeterliliğine sahibiz.
03:45
We now have the capacity to find common ground
62
225160
2000
Bugün, bizler, yüzyüze asla buluşmadığımız,
03:47
with people who we will never meet,
63
227160
2000
fakat internet ya da diğer çağdaş iletişim araçlarıyla
03:49
but who we will meet through the Internet and through
64
229160
5000
buluşabileceğimiz insanlarla ortak bir zemin bularak,
03:54
all the modern means of communication;
65
234160
2000
organize olarak,
03:56
that we now have the capacity to organize
66
236160
2000
ilgili olduğumuz adaletsizlikler
03:58
and take collective action together
67
238160
3000
ya da sorunlar hakkında
04:01
to deal with the problem or an injustice
68
241160
3000
kolektif bir hareket oluşturma
04:04
that we want to deal with;
69
244160
2000
kapasitesine sahibiz.
04:06
and I believe that this makes this a unique age in human history,
70
246160
3000
ve inanıyorum ki bu, insanlık tarihinde benzersiz bir çağ olabilir,
04:09
and it is the start of what I would call
71
249160
3000
ve ben bunu gerçek küresel bir toplumun
04:12
the creation of a truly global society.
72
252160
4000
yaratımı olarak görüyorum.
04:16
Go back 200 years when the slave trade was
73
256160
3000
İki yüz sene öncesine köle ticaretinin, William Wilberforce
04:19
under pressure from William Wilberforce and all the protesters.
74
259160
4000
ve diğer protestocular tarafından baskılandığı döneme gidelim.
04:24
They protested across Britain.
75
264160
2000
Tüm Britanya'da protestolar düzenlediler.
04:26
They won public opinion over a long period of time.
76
266160
3000
Uzun süre sonucunda kamuoyunu kazanabildiler.
04:29
But it took 24 years for the campaign to be successful.
77
269160
4000
Ama kampanyanın başarılı olması yirmi dört yılı buldu.
04:33
What could they have done with the pictures that they could have shown
78
273160
3000
Eğer, insanların kalplerini ve desteğini kazanabilmek için
04:36
if they were able to use the modern means of communication
79
276160
4000
çağdaş iletişim araçlarını kullanabilselerdi
04:40
to win people’s hearts and minds?
80
280160
2000
ellerindeki fotoğraflarla neler yapabilirlerdi?
04:42
Or if you take Eglantyne Jebb,
81
282160
2000
Eglantyne Jebb'i ele alalım,
04:44
the woman who created Save the Children 90 years ago.
82
284160
3000
Save the Children'ı doksan sene önce kuran kadın.
04:47
She was so appalled by what was happening in Austria
83
287160
4000
Avusturya'da, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle
04:51
as a result of the First World War and what was happening to children
84
291160
4000
dağılan ailelerin çocuklarının başlarına gelenlerden o kadar
04:55
who were part of the defeated families of Austria,
85
295160
4000
etkilenmişti ki, kendisini Britanya'da
04:59
that in Britain she wanted to take action,
86
299160
2000
bir şeyler yapmak zorunda hissetti
05:01
but she had to go house to house,
87
301160
2000
fakat halkı, sonucunda Save The Children'ın,
05:03
leaflet to leaflet, to get people to attend a rally
88
303160
3000
ki şimdilerde iyi tanınan ve dünya üzerindeki en başarılı
05:06
in the Royal Albert Hall
89
306160
3000
uluslararası kuruluşlardan biridir,
05:09
that eventually gave birth to Save the Children,
90
309160
3000
doğumuna sebep olacak olan, Royal Albert Hall'daki
05:12
an international organization that is now fully recognized
91
312160
3000
yürüyüşe katılmaları için ev ev dolaşıp,
05:15
as one of the great institutions in our land and in the world.
92
315160
4000
broşür broşür bilgilendirmesi gerekti.
05:19
But what more could she have done
93
319160
2000
Peki, eğer elinde günümüzün iletişim araçları olsaydı,
05:21
if she’d had the modern means of communications available to her
94
321160
3000
hakkında hemen harekete geçilmesi gereken
05:24
to create a sense that the injustice that people saw
95
324160
3000
bu adaletsizlikle ilgili bir bilinç geliştirmek için
05:27
had to be acted upon immediately?
96
327160
2000
neler yapabilirdi?
05:29
Now look at what’s happened in the last 10 years.
97
329160
3000
Şimdi son on senede olanlara bakalım:
05:32
In Philippines in 2001, President Estrada --
98
332160
3000
Yıl 2001, Filipinler, Başkan Estrada --
05:35
a million people texted each other about the corruption of that regime,
99
335160
5000
Bir milyon insan, yapılan yolsuzluklar hakkında birbirlerine kısa mesaj gönderdi,
05:40
eventually brought it down and it was, of course, called the "coup de text." (Laughter)
100
340160
5000
ve sonunda rejim yıkıldı, buna da "coup de text" (Kısa Mesaj Darbesi), dendi.
05:46
Then you have in Zimbabwe the first election under Robert Mugabe a year ago.
101
346160
5000
Ardından geçtiğimiz sene Robert Mugabe yönetimindeki Zimbabve'nin ilk seçimi...
05:51
Because people were able to take mobile phone photographs
102
351160
3000
İnsanların cep telefonlarının kameralarını kullanarak,
05:54
of what was happening at the polling stations, it was impossible
103
354160
3000
oy merkezlerinde olan biteni fotoğraflamasından ötürü, başkanın seçimi
05:57
for that Premier to fix that election in the way that he wanted to do.
104
357160
4000
kendi istediği şekilde sonuçlandırması mümkün olmadı.
06:01
Or take Burma and the monks that were blogging out,
105
361160
4000
Ya da blogcu Burma rahiplerini ele alalım,
06:05
a country that nobody knew anything about that was happening, until these blogs
106
365160
4000
bu bloglar dünyaya ülkelerindeki baskı rejimini anlatana kadar
06:09
told the world that there was a repression,
107
369160
2000
kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu,
06:11
meaning that lives were being lost
108
371160
2000
ki insanların hayatlarını kaybetmesi,
06:13
and people were being persecuted and Aung San Suu Kyi,
109
373160
3000
ve Aung San Suu Kyi'deki insanlara yapılan zulüm,
06:16
who is one of the great prisoners of conscience of the world,
110
376160
4000
ki birçoğu vicdani suçludur,
06:20
had to be listened to.
111
380160
2000
dinlenilmesi gereken olaylardır.
06:22
Then take Iran itself, and what people are doing today:
112
382160
4000
Ya da İran'ı ele alalım, ve insanların İran'da
06:26
following what happened to Neda,
113
386160
3000
Neda'nın başına gelenlerden sonra yaptıklarını,
06:29
people who are preventing the security services of Iran finding those people
114
389160
6000
İran hakkında eleştirel blog yazarlarının
06:35
who are blogging out of Iran, any by everybody who is blogging,
115
395160
3000
adreslerini Tahran, İran olarak değiştirerek,
06:38
changing their address to Tehran, Iran,
116
398160
3000
blogcuların güvenlik kuvvetleri tarafından
06:41
and making it difficult for the security services.
117
401160
2000
bulunmalarını zorlaştıran insanların yaptıklarını.
06:43
Take, therefore, what modern technology is capable of:
118
403160
4000
Bu yüzdendir ki çağdaş teknolojinin yapabileceklerine bakalım:
06:47
the power of our moral sense allied to the power of communications
119
407160
7000
ahlaki anlayışımızın gücüyle birlikte çağdaş iletişimin gücü
06:54
and our ability to organize internationally.
120
414160
3000
ve uluslararası olarak organize olabilme kabiliyetimiz.
06:57
That, in my view, gives us the first opportunity as a community
121
417160
4000
Bu, bana kalırsa, bizlere bir topluluk olarak
07:01
to fundamentally change the world.
122
421160
4000
tüm dünyayı temelde değiştirme imkanı tanıyor.
07:05
Foreign policy can never be the same again. It cannot be run by elites;
123
425160
3000
Dış politika elitlerin hüküm sürdüğü şekliyle artık mümkün değil;
07:08
it’s got to be run by listening to the public opinions of peoples who are blogging,
124
428160
5000
dünya çapında birbirleriyle iletişim kuran blogcular aracılığıyla
07:13
who are communicating with each other around the world.
125
433160
3000
halkın sesini dinleyerek ancak mümkündür.
07:16
200 years ago the problem we had to solve was slavery.
126
436160
3000
İkiyüz sene önce sorunumuz kölelikti.
07:20
150 years ago I suppose the main problem in a country like ours
127
440160
4000
Yüzelli sene önce bizimkisi gibi bir ülkede ana sorun,
07:24
was how young people, children, had the right to education.
128
444160
3000
gençlerin ve çocukların eğitim hakkıydı.
07:27
100 years ago in most countries in Europe, the pressure was for the right to vote.
129
447160
5000
Yüz sene önce Avrupa'daki çoğu ülkenin sorunu seçme ve seçilme hakkıydı.
07:32
50 years ago the pressure was for the right to social security and welfare.
130
452160
5000
Elli sene önce kişinin sosyal güvenlik ve refah elde etme hakkıydı.
07:37
In the last 50-60 years we have seen fascism, anti-Semitism, racism, apartheid,
131
457160
6000
Son elli altmış senede, faşizm, antisemitizm, ırçılık, apartayd,
07:43
discrimination on the basis of sex and gender and sexuality;
132
463160
5000
cinsiyet, cinsellik, ve cinsel seçimler üzerinden ayrımcılık gördük;
07:48
all these have come under pressure
133
468160
2000
bunların hepsi insanların düzenlediği dünyayı değiştiren
07:50
because of the campaigns that have been run by people to change the world.
134
470160
4000
kampanyalar sayesinde çözülen sorunlar oldu.
07:54
I was with Nelson Mandela a year ago, when he was in London.
135
474160
4000
Geçtiğimiz sene Londra'da Nelson Mandela'yla birlikteydim.
07:58
I was at a concert that he was attending to mark his birthday
136
478160
5000
Doğumgünü ve vakfı için toparlanacak yeni kaynaklar için
08:03
and for the creation of new resources for his foundation.
137
483160
5000
düzenlenen bir konserdeydim.
08:08
I was sitting next to Nelson Mandela -- I was very privileged to do so --
138
488160
4000
Amy Winehouse sahneye çıktığında Nelson Mandela'nın yanında oturuyordum,
08:12
when Amy Winehouse came onto the stage. (Laughter)
139
492160
3000
ki büyük bir ayrıcalıktır, ve şarkıcının görünümüne şaşıran
08:15
And Nelson Mandela was quite surprised at the appearance of the singer
140
495160
4000
Nelson Mandela'ya durumu anlatmaya çalışıyordum,
08:19
and I was explaining to him at the time who she was.
141
499160
4000
tam o sırada Amy Winehouse,
08:24
Amy Winehouse said, "Nelson Mandela and I have a lot in common.
142
504160
6000
"Nelson Mandela ve benim birçok ortak noktamız var." dedi ve ekledi;
08:30
My husband too has spent a long time in prison."
143
510160
5000
"Benim de kocam uzun süreler hapis yattı."
08:35
(Laughter)
144
515160
3000
(Gülüşmeler)
08:38
Nelson Mandela then went down to the stage
145
518160
4000
Sonra Nelson Mandela sahneye çıktı ve
08:42
and he summarized the challenge for us all.
146
522160
3000
tümümüzü ilgilendiren mücadelenin ne olduğunu özetledi.
08:45
He said in his lifetime he had climbed a great mountain, the mountain
147
525160
4000
Hayatında koca bir dağa tırmandığını, ve bu dağın
08:49
of challenging and then defeating racial oppression and defeating apartheid.
148
529160
4000
ırkçı baskıları ve apartaydı önce reddetmek ve sonra altetmek olduğunu söyledi.
08:53
He said that there was a greater challenge ahead,
149
533160
3000
Daha büyük meydan okumaların, yoksulluk
08:56
the challenge of poverty, of climate change -- global challenges
150
536160
4000
iklim değişikliği, küresel çözümler ve
09:00
that needed global solutions
151
540160
2000
gerçekten küresel bir topluma ihtiyaç duyan
09:02
and needed the creation of a truly global society.
152
542160
4000
küresel sorunların olduğunu söyledi.
09:06
We are the first generation which is in a position to do this.
153
546160
4000
Bizler, bunu başarabilecek ilk nesil konumundayız.
09:10
Combine the power of a global ethic
154
550160
3000
Küresel bir ahlak ve
09:13
with the power of our ability to communicate
155
553160
5000
iletişim kabiliyetlerimizin güçlerini birleştirin,
09:18
and organize globally, with the challenges that we now face,
156
558160
4000
ve şu anda karşı karşıya kaldığımız, çoğu küresel çaptaki,
09:22
most of which are global in their nature.
157
562160
3000
sorunlara karşı küresel olarak organize olun.
09:25
Climate change cannot be solved in one country,
158
565160
3000
İklim değişikliği tek bir ülkede çözülemez
09:28
but has got to be solved by the world working together.
159
568160
3000
ancak tüm dünya birlikte çalışırsa çözülebilir.
09:31
A financial crisis, just as we have seen, could not be solved
160
571160
2000
Finansal kriz, ki hepimiz gördük, yalnız Amerika ya da Avrupa
09:33
by America alone or Europe alone;
161
573160
2000
tarafından çözülemez;
09:35
it needed the world to work together.
162
575160
2000
dünyanın birlikte çalışması gerekir.
09:37
Take the problems of security and terrorism and, equally,
163
577160
3000
Güvenlik, terörizm, insan hakları ve kalkınma
09:40
the problem of human rights and development:
164
580160
2000
sorunlarını ele alalım:
09:42
they cannot be solved by Africa alone;
165
582160
2000
yalnız başına Afrika'da çözülemezler;
09:44
they cannot be solved by America or Europe alone.
166
584160
4000
ya da yalnız başına Amerika ya da Avrupa tarafından çözülemezler.
09:48
We cannot solve these problems unless we work together.
167
588160
3000
Birlikte çalışmadan bu sorunları çözmemiz mümkün değildir.
09:51
So the great project of our generation, it seems to me,
168
591160
3000
O zaman, bana göre, neslimizin en büyük projesi,
09:54
is to build for the first time, out of a global ethic
169
594160
3000
ilk kez küresel bir ahlak inşaa edilmesi,
09:57
and our global ability to communicate
170
597160
2000
ve küresel çapta iletişim kurma ve organize
09:59
and organize together, a truly global society,
171
599160
3000
olma kabiliyetimizdir; gerçek anlamda küresel bir toplum,
10:02
built on that ethic but with institutions
172
602160
4000
bu ahlakı temel alan ve küresel çapta
10:06
that can serve that global society and make for a different future.
173
606160
4000
hizmet verebilecek kurumlarla birlikte gelişebilir.
10:10
We have now, and are the first generation with, the power to do this.
174
610160
5000
Bunu yapma gücünde olan ilk nesil biziz.
10:15
Take climate change. Is it not absolutely scandalous
175
615160
2000
İklim değişikliğini ele alın. İklim değişikliği
10:17
that we have a situation
176
617160
2000
diye bir sorunla
10:19
where we know that there is a climate change problem,
177
619160
4000
karşı karşıya olduğumuz gerçeğini biliyoruz, aynı zamanda
10:23
where we know also that that will mean we have to give more resources
178
623160
3000
küresel bir karbon pazarı kurduğumuzda bununla başa çıkabilmeleri için
10:26
to the poorest countries to deal with that,
179
626160
2000
dünyanın en fakir ülkelerine daha çok kaynak
10:28
when we want to create a global carbon market,
180
628160
3000
aktarmamız gerektiğini de biliyoruz, fakat insanların
10:31
but there is no global institution
181
631160
2000
üzerinde hemfikir olduğu
10:33
that people have been able to agree upon
182
633160
2000
bir sorunla başa çıkabilecek bir kurumun halen olmaması
10:35
to deal with this problem?
183
635160
2000
tam bir skandal değil midir?
10:37
One of the things that has got to come out of Copenhagen in the next few months
184
637160
3000
Birkaç ay sonra Kopenhag'dan çıkacak sonuçlardan biri de,
10:40
is an agreement that there will be
185
640160
2000
tüm dünyanın iklim değişikliği ajandasında
10:42
a global environmental institution
186
642160
2000
ilerlemesini engelleyen sorunlarla
10:44
that is able to deal
187
644160
2000
başa çıkabilecek
10:46
with the problems of persuading the whole of the world
188
646160
3000
küresel bir çevre ajansı
10:49
to move along a climate-change agenda.
189
649160
2000
kurulacağına dair bir anlaşmadır.
10:52
(Applause)
190
652160
5000
(Alkışlar)
10:58
One of the reasons why an institution is not in itself enough
191
658160
5000
Sadece kurumların yeterli olmamalarının nedeniyse şudur:
11:03
is that we have got to persuade people around the world
192
663160
2000
insanların davranışlarını değiştirmek için
11:05
to change their behavior as well,
193
665160
2000
onları ikna etmelisiniz,
11:07
so you need that global ethic of fairness and responsibility
194
667160
3000
bundan ötürüdür ki, sorumluluk ve doğrulukla oluşan
11:10
across the generations.
195
670160
2000
küresel ahlaka nesiller boyunca ihtiyaç duyuyoruz.
11:12
Take the financial crisis.
196
672160
2000
Finansal krizi ele alalım.
11:14
If people in poorer countries can be hit by a crisis that starts in New York
197
674160
6000
Eğer fakir ülkelerdeki insanlar New York'ta ya da Amerika'daki
11:20
or starts in the sub-prime market of the United States of America.
198
680160
4000
sub-prime morgıç pazarında başlayan bir krizden etkilenebiliyorsa,
11:24
If people can find that that sub-prime product
199
684160
2000
eğer insanların bu sub-prime ürününün
11:26
has been transferred across nations
200
686160
2000
tüm ülkeler arasında defalarca dolaşıp
11:28
many, many times until it ends up in banks in Iceland
201
688160
2000
İzlanda bankalarına, ya da Britanya bankalarına
11:30
or the rest in Britain,
202
690160
2000
ulaşmasından ötürü,
11:32
and people's ordinary savings are affected by it,
203
692160
3000
en ufak tasarrufları bile kötü etkileniyorsa,
11:35
then you cannot rely on a system of national supervision.
204
695160
3000
işte o zaman ulusal denetleme sistemlerine bel bağlayamazsınız.
11:38
You need in the long run for stability, for economic growth,
205
698160
3000
Uzun vadede istikrar, ekonomik büyüme
11:41
for jobs, as well as for financial stability,
206
701160
3000
istihdam ve finansal istikrar için,
11:44
global economic institutions that make sure
207
704160
3000
büyümeyi destekleyebilecek ve bu büyümenin
11:47
that growth to be sustained has to be shared,
208
707160
2000
dünyanın refahı lehine paylaştırılması prensibine sahip
11:49
and are built on the principle
209
709160
2000
küresel ekonomik kurumlara
11:51
that the prosperity of this world is indivisible.
210
711160
3000
ihtiyacımız var.
11:54
So another challenge for our generation is to create global institutions
211
714160
3000
O zaman bizim neslimiz için bir diğer meydan okuma da,
11:57
that reflect our ideas of fairness and responsibility,
212
717160
4000
yakın zamanlarda gerçekleşen finansal kalkınmanın
12:01
not the ideas that were the basis
213
721160
2000
son seviyesini oluşturan fikirlerden ziyade,
12:03
of the last stage of financial development over these recent years.
214
723160
5000
doğruluk ve sorumluluk gibi fikirlerimizi yansıtan küresel kurumlar oluşturmaktır.
12:08
Then take development and take the partnership we need between our countries
215
728160
4000
Sonra, kalkınma konusunu ve ülkelerimizle dünyanın geri kalanıyla,
12:12
and the rest of the world, the poorest part of the world.
216
732160
5000
en fakir kısmıyla arasında oluşturulması gereken ortaklıkları ele alalım.
12:17
We do not have the basis of a proper partnership for the future,
217
737160
4000
Bu idealler için gereken temeller hazır olmamasına rağmen, gelecekte
12:21
and yet, out of people’s desire for a global ethic
218
741160
3000
insanların küresel bir ahlak için arzusu ve
12:24
and a global society that can be done.
219
744160
3000
küresel bir toplum kurmak mümkündür.
12:27
I have just been talking to the President of Sierra Leone.
220
747160
3000
Sierra Leone Devlet Başkanıyla görüşüyordum.
12:30
This is a country of six and a half million people,
221
750160
3000
Bu altı buçuk milyon nüfuslu bir ülke,
12:33
but it has only 80 doctors; it has 200 nurses;
222
753160
4000
fakat sadece seksen doktor, iki yüz hemşire,
12:37
it has 120 midwives.
223
757160
3000
ve yüz yirmi ebeleri var.
12:40
You cannot begin to build a healthcare system for six million people
224
760160
4000
Bu kadar kısıtlı imkanlarla altı buçuk milyon
12:44
with such limited resources.
225
764160
3000
insan için bir sağlık sistemi oluşturamazsınız.
12:47
Or take the girl I met when I was in Tanzania,
226
767160
2000
Ya da Tanzanya'da tanıştığım,
12:49
a girl called Miriam.
227
769160
2000
Miriam isimli kızı ele alalım.
12:51
She was 11 years old; her parents had both died from AIDS,
228
771160
4000
On bir yaşındaydı, ve her iki ebeveyni de AIDSten ölmüştü,
12:55
her mother and then her father.
229
775160
2000
hem annesi hem babası.
12:57
She was an AIDS orphan being handed
230
777160
3000
Farklı bakıcı aileler aracılığıyla
13:00
across different extended families to be cared for.
231
780160
3000
büyütülmeye çalışılan bir AIDS yetimiydi.
13:03
She herself was suffering from HIV;
232
783160
2000
Hem HIV, hem de
13:05
she was suffering from tuberculosis.
233
785160
2000
hastasıydı.
13:07
I met her in a field, she was ragged, she had no shoes.
234
787160
4000
Bir tarlada karşılaştık, pejmürde bir haldeydi, ayakkabıları dahi yoktu.
13:11
When you looked in her eyes, any girl at the age of eleven
235
791160
3000
Onbir yaşındaki herhangi bir kızın gözlerine baktığınızda
13:14
is looking forward to the future,
236
794160
3000
geleceğe doğru baktıklarını görebilirsiniz,
13:17
but there was an unreachable sadness in that girl’s eyes
237
797160
4000
fakat o kızın gözlerinde ayrıca ulaşılamaz bir üzüntü vardı
13:21
and if I could have translated that to the rest of the world for that moment,
238
801160
5000
ve o anda o üzüntüyü tüm dünyaya anlatabilseydim,
13:26
I believe that all the work that it had done for the global HIV/AIDS fund
239
806160
4000
inanıyorum ki tüm HIV/AIDS fonlarının ihtiyacı olan bağışları
13:30
would be rewarded by people being prepared to make donations.
240
810160
3000
elde etmek için gerekli olanın tümünü yapmış olurdum.
13:33
We must then build a proper relationship between the richest and
241
813160
4000
En zenginle en fakir ülkeler arasında, fakir ülkelerin kendi kendilerine
13:37
the poorest countries
242
817160
2000
yetebilecekleri bilinciyle
13:39
based on our desire that they are able to fend for themselves
243
819160
3000
ve tarım için gerekli yatırımı da sağlayarak
13:42
with the investment that is necessary in their agriculture,
244
822160
3000
bir köprü kurmalıyız,
13:45
so that Africa is not a net importer of food, but an exporter of food.
245
825160
4000
böylece Afrika yiyecek ithalatçısı değil de, yiyecek ihracatçısı olsun.
13:49
Take the problems of human rights and
246
829160
2000
Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yaşanan
13:51
the problems of security in so many countries around the world.
247
831160
3000
insan hakları ve güvenlik sorunlarını ele alalım.
13:54
Burma is in chains, Zimbabwe is a human tragedy,
248
834160
5000
Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi,
13:59
in Sudan thousands of people have died unnecessarily
249
839160
3000
Sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü
14:02
for wars that we could prevent.
250
842160
3000
binlerce insan sebepsiz yere katloldu.
14:05
In the Rwanda Children's Museum,
251
845160
3000
Rwanda Çocukları Müzesinde
14:08
there is a photograph of a 10-year-old boy
252
848160
4000
on yaşında bir çocuğun fotoğrafı vardır
14:12
and the Children's Museum is commemorating the lives that were lost
253
852160
6000
ve Müze de bir milyon insanın öldüğü
14:18
in the Rwandan genocide where a million people died.
254
858160
4000
Rwanda soykırımında yaşamını yitirenlerin anısına yapılmıştır.
14:22
There is a photograph of a boy called David.
255
862160
3000
David adında bir çocuğun fotoğrafı.
14:25
Beside that photograph there is the information about his life.
256
865160
4000
Fotoğrafın yanında çocuğun yaşamı hakkında bilgiler var.
14:29
It said "David, age 10."
257
869160
3000
"David, yaş on."
14:32
David: ambition to be a doctor.
258
872160
3000
David: doktor olmak isterdi.
14:35
Favorite sport: football. What did he enjoy most?
259
875160
4000
En sevdiği sport: football. En çok neden hoşlanır?
14:39
Making people laugh.
260
879160
3000
İnsanları güldürmekten.
14:42
How did he die?
261
882160
3000
Nasıl öldü?
14:45
Tortured to death.
262
885160
2000
Ölümüne işkence edilerek.
14:47
Last words said to his mother who was also tortured to death:
263
887160
5000
Yine işkence edilerek öldürülen annesine son sözleri:
14:52
"Don't worry. The United Nations are coming."
264
892160
4000
"Merak etme. Birleşmiş Milletler geliyor."
14:56
And we never did.
265
896160
3000
Ve biz hiç gelmedik.
14:59
And that young boy believed our promises
266
899160
2000
O genç oğlan bizim Rwanda'daki zorluk içindeki insanlara
15:01
that we would help people in difficulty in Rwanda,
267
901160
3000
yardım edeceğimize dair sözlerimize inandı,
15:04
and we never did.
268
904160
2000
ve biz yardım etmedik.
15:06
So we have got to create in this world also
269
906160
2000
O zaman bu dünyada aynı zamanda
15:08
institutions for peacekeeping and humanitarian aid,
270
908160
2000
çatışmayla kasıp kavrulan yerlerinde
15:11
but also for reconstruction and security
271
911160
3000
barışı sağlamak ve insanı yardım için,
15:14
for some of the conflict-ridden states of the world.
272
914160
3000
ve ayrıca yeniden yapılanma ve güvenlik için kurumları oluşturmalıyız.
15:17
So my argument today is basically this.
273
917160
3000
Bugünkü iddiam şudur.
15:20
We have the means by which we could create a truly global society.
274
920160
3000
Gerçekten küresel bir toplum oluşturmak için gerekli araçlara sahibiz.
15:23
The institutions of this global society can be created by our endeavors.
275
923160
6000
Bu küresel toplumun kurumlarını da gayretlerimizle kurabiliriz.
15:29
That global ethic can infuse the fairness and responsibility that is necessary
276
929160
4000
Küresel ahlak da doğruluk ve sorumluluğu bu kurumların çalışması için
15:33
for these institutions to work,
277
933160
3000
kurumlara aşılayabilir,
15:36
but we should not lose the chance in this generation,
278
936160
3000
ama bu neslin ve özellikle de bu on yılın
15:39
in this decade in particular, with President Obama in America,
279
939160
4000
fırsatını, küresel çevre kurumları oluşturmak için,
15:43
with other people working with us around the world,
280
943160
3000
ve finans için, güvenlik ve kalkınma için,
15:46
to create global institutions for the environment,
281
946160
2000
diğer insanlara karşı olan sorumluluklarımızı
15:48
and for finance,
282
948160
2000
anlamak için,
15:50
and for security and for development,
283
950160
2000
dünyayı birleştirme arzumuz, ve
15:52
that make sense of our responsibility to other peoples,
284
952160
3000
herkesin varolduğunda hemfikir sorunlarımızın çözümü için,
15:55
our desire to bind the world together, and
285
955160
3000
hele ki, Amerika'da Başkan Obama, ve dünyanın dört bir yanında
15:58
our need to tackle problems that everybody knows exist.
286
958160
4000
çalışan diğer insanlar varken, yitirmemeliyiz.
16:02
It is said that in Ancient Rome that when Cicero spoke to his audiences,
287
962160
5000
Anlatılır ki, Eski Roma'da Çiçero konuştuğunda,
16:07
people used to turn to each other and say about Cicero, "Great speech."
288
967160
6000
dinleyenler birbirlerine dönüp, "İyi konuşma", derlermiş.
16:13
But it is said that in Ancient Greece
289
973160
2000
Aynı zamanda, yine Eski Roma'da,
16:15
when Demosthenes spoke to his audiences,
290
975160
3000
Demosthenes konuştuğunda,
16:18
people turned to each other and didn’t say "Great speech."
291
978160
3000
dinleyenler birbirlerine dönüp, "İyi konuşma", demezlermiş.
16:21
They said, "Let's march."
292
981160
2000
"Haydi yola koyulalım" derlermiş.
16:23
We should be marching towards a global society.
293
983160
3000
Küresel topluma doğru yürüyor olmalıyız.
16:26
Thank you.
294
986160
1000
Teşekkürler.
16:27
(Applause)
295
987160
6000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7