2 questions to uncover your passion -- and turn it into a career | Noeline Kirabo

Çeviri: hilal ışık Gözden geçirme: Sara Ozturk

When you have a job that pays you enough to cover your basic needs,

Temel ihtiyaçlarınızı, faturalarınızı karşılayabileceğiniz

ve hatta biraz artacak kadar kazandığınız bir işiniz olduğunda

your bills and even some more to spend,

the assumption is that you'd be happy,

mutlu olacağınız düşünülür.

or, even better, fulfilled.

Hatta daha bile iyisi memnunsunuzdur.

And it seems unthinkable when you wake up and say

Uyanıp hayallerinizin peşinden gitmek için böyle bir işi bırakacağınızı söylemek

you're going to leave a job like that to pursue a passion.

imkansız gibi gelir.

And that was my dilemma six years ago.

İşte bu benim 6 yıl önceki ikilemim.

Rahat bir işim ve rahat bir hayatım vardı.

I had a comfortable job, I lived a comfortable life,

and people expected me to be fulfilled,

İnsanlar halimden memnun olduğumu düşünüyordu.

but I wasn't.

Ama değildim.

There was something in me that wanted more.

İçimde daha fazlasını isteyen bir şey vardı.

There was a misalignment between the things I did on a daily basis

Günlük hayatımda yaptığım şeyler ile çok değer verdiğim şeyler arasında

and the things that I deeply cared about.

bir uyuşmazlık vardı.

And so I decided to quit

Bu yüzden istifa edip bu hayali günlük rutinime dahil etme

and explore the possibility of bringing this passion into my daily routine.

ihtimalini araştırmaya karar verdim.

And the thing about finding your passion

Hayalinizi bulmada bilmeniz gereken şey

is that it's not straightforward.

yolun doğrusal olmadığı.

Even for people with money and degrees,

Parası ve diploması olan insanlar bile

they still struggle to identify their passion.

hayallerini bulma konusunda bocalar.

And here I was as a 30-year-old,

30 yaşındaki ben, hayalimi bulmaktan ve bu hayali

talking about finding my passion

and turning it into a career.

kariyere çevirmekten bahsediyordum.

Literally, people told me,

İnsanlar bana

"You don't talk about passion until you've made enough money --

"Yeterince paran olana kadar hayallerden bahsedemezsin." --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

or at least until you're ready to retire."

"ya da en azından emekli olana kadar" dedi.

Because there's a notion that looking inward

Çünkü özümüze dönüp bize haz ve mutluluk veren şeyi keşfetmenin

and finding the things that give us pleasure and fulfillment

yalnızca zenginlere has bir lüks veya emeklilerin kendilerini adayabileceği

is a luxury that only the rich can enjoy,

bir keyif olduğu yönünde bir algı var.

or a pleasure that only the retired can indulge in.

Which made me wonder:

Bu da beni düşündürdü:

Is passion only for the rich,

Hayaller sadece zenginler için midir?

or an experience only the retired can enjoy?

Ya da sadece emeklilerin keyif alabileceği bir deneyim midir?

For many of us, we've been led to believe

Birçoğumuz yaşamın hayatta kalma savaşı olduğuna inandırıldık.

that life is a race of survival.

We've been conditioned to see ourselves as survivors

Kendimizi hayatta kalmak için

that must do everything in our power to survive.

elimizden gelen her şeyi yapmamız gereken savaşçılar olarak görmeye koşullandık.

In Africa, we're nurtured to go through school, cram and pass,

Biz Afrika'da sonrasında iş bulacağımız umuduyla

zor şartlar altında okula gönderilerek büyütüldük.

in the hope that you get a job after.

And if you do, stick at it no matter how much it sucks.

İş bulduğunuzda ise ne kadar berbat olursa olsun bırakmamalısınız.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Until you get a better offer or you're asked to retire.

Daha iyi bir teklif gelene veya emekli olana kadar bu böyledir.

Eğitimimi yarıda bıraktığımdan herhangi bir konuda yetkin olmadığımı biliyordum.

And as a dropout,

I knew that I was not entitled to anything.

Every opportunity was a privilege.

Her fırsat istisnai bir fırsattı.

And so when I thought about quitting,

O yüzden istifa etme düşüncesi büyük bir riskti.

it was a huge risk.

I was given two alternatives,

Bana Afrika'da oldukça popüler olan iki seçenek sunulmuştu.

which are the most popular in Africa.

The first one is sign up for any course at a vocational institution and do it.

İlki; meslek eğitim merkezinin herhangi bir kursuna kaydolmak ve bırakmamak.

My second option, settle for any job offer you can get,

İkinci seçeneğim:

Çalışma koşulları ne olursa olsun gelen iş teklifini kabul etmek

no matter the working conditions,

and do it.

ve işi bırakmamak.

That probably explains why we have so many of our young people

Bu muhtemelen daha güzel hayatlar uğruna çok sayıda gencimizin

being trafficked in search of greener pastures.

neden insan kaçakçılığına maruz kaldığını açıklıyor.

I opted for the first option.

Ben ilk seçenekte karar kıldım.

I did look at a couple vocational institutions

Benim karakterime, hayallerime ve umutlarıma uygun

in the hope that I would find a course that resonated with my persona,

bir kurs bulabileceğim umuduyla birkaç eğitim merkezini araştırdım.

my dream and my aspiration.

I was disappointed to learn that there was no room for misfits like me

Bu kurumlarda benim gibi

farklı kişilere uygun yer olmadığını öğrendiğimde hayal kırıklığına uğradım.

in these institutions.

The education system in many parts of the world

Dünyanın birçok yerindeki eğitim sistemi

has been designed around preselected options

gençlerin uyması ya da farklı olma riskini göze alması gereken

that young people are expected to fit in or risk becoming misfits.

önceden belirlenmiş seçeneklerle tasarlanmıştı.

And so going through school, I was nurtured and conditioned

O yüzden doğrusal düşünecek ve çizgilerin içinde kalacak

to think in the straight line and stay within the straight line.

şekilde yetiştirilip okumaya devam ettim.

But when I dropped out, I discovered a world of possibilities.

Ama okulu bıraktığımda bir dünya dolusu ihtimal olduğunu keşfettim.

I knew I could be anything, I could study anything,

Ne istesem olabileceğimi ve okuyabileceğimi biliyordum.

and so I leveraged free online courses.

Ben de bedava online kurslar buldum.

That's how I built my CV, got into employment

Bu sayede CV'mi geliştirdim, iş buldum

and worked for eight years.

ve 8 yıl boyunca çalıştım.

And after eight years,

8 yılın sonunda

I told myself there must be more to life

kendi kendime dedim ki

than just going through the routines of life.

yaşam günlük hayatlarımızdan çok daha fazlası olmalı.

So in 2014, I started an organization called Kyusa

2014 yılında "Kyusa" adında,

where we are working with out-of-school youth

okula gitmeyen gençlerin tutkularını

and empowering them to turn their passions

kârlı, sağlam ve sürdürülebilir

into profitable, scalable and sustainable businesses.

işlere çevirmelerine yardımcı olduğumuz bir dernek kurdum.

Now, when we talk about passion,

Tutkulardan bahsedecek olduğumuzda

one of the most common questions that people ask is, "What is passion?

akıllara en sık gelen sorulardan biri: "Tutku nedir?"

How do I even find it?"

ve "Tutkulu olduğum şeyi nasıl bulurum?"

And in the simplest definition,

En basit tanımıyla tutku;

passion is a collection of your life experiences

memnuniyet duygusunu en derinlerde hissetmeye

that give you the deepest sense of fulfillment.

sebep olan deneyimlerinizin bütünüdür.

And to identify your passion, you need to look inward.

Tutkunuzun ne olduğunu anlamak için özünüze dönmelisiniz.

So we use two reflective questions.

Bunun için iki düşündürücü soruyu kullanırız.

The first question we ask is,

Sorduğumuz ilk soru

"If you had all the time and the money in the world,

"Eğer para ve zaman sıkıntınız olmasa

what would you spend your time doing?"

zamanınızı ne yaparak geçirirdiniz?"

It sounds like a very simple question,

Çok basit bir soruymuş gibi gelebilir

but many people struggle to answer this question

ama birçok insan bu soruya cevap verirken bocalar.

because they've just never thought about it.

Çünkü hiç durup düşünmemişlerdir.

The second question we ask

İkinci soru ise

is, "What makes you happy

"Sizi ne mutlu eder?"

or gives you the deepest sense of fulfillment?"

ya da "Ne kalbinizin en derinlerinde memnuniyet hissini yaratır?"

Now, you would assume that we all know what makes us happy,

Bizi neyin mutlu ettiğini bildiğimizi düşünüyor olabilirsiniz

but it's also interesting to note that so many people have no idea

ama ilginçtir ki birçok insanın neyden mutlu olduklarına dair

what makes them happy,

hiçbir fikri yoktur.

because they are so busy going through the routines of life,

Günlük hayatlarıyla o kadar meşguller ki

they've never stopped to look inward.

hiç durup özlerine dönmüyorlar.

And so identifying the things that give us a deep sense of fulfillment

Bu yüzden bize derin bir memnuniyet ve mutluluk veren şeyleri

and the things that give us deep joy

keşfetme düşüncesi

are thoughts that begin to direct us in the direction of our passion.

bizi arzularımızın olduğu yere yöneltti.

And just in case you're wondering

Bu sorulara ne cevap vereceğinizi

what your answers are to those two questions,

düşünüyorsanız eğer sizleri daha sonra

I invite you to sit with these questions later and just reflect about it.

oturup cevaplarını düşünmeye davet ediyorum.

However, I am also aware

Tüm bunların yanı sıra

that passion alone cannot guarantee success in life.

safi arzuların başarı getirmediğinin farkındayım

And I should note

ve belirtmeliyim ki

that not every passion can become a career.

her arzu kariyere dönüşmeyebilir.

For passion to become a career,

Bir arzunun kariyere dönüşebilmesi için

it must be coupled with the right set of skills, conditioning and positioning.

doğru becerilerle, şartlarla ve konumlarla birleştirilmesi gerekir.

So when we get our young people to look inward,

O yüzden gençlerden özlerine dönmesini istediğimizde

we also ask them what skills do you have,

niş pazar yaratabilmek için kullanacağımız

what talents do you have, what experience do you have

ne tür becerileriniz ve deneyimleriniz var diye de sormuş oluyoruz.

that you can use to build a niche in the marketplace.

But more than that, we also look at the market trends,

Daha da önemlisi pazar trendlerini de takip ediyoruz.

because it doesn't matter how much you love and enjoy it.

Çünkü siz ne kadar sevseniz ve keyif alsanız da

If nobody wants it or is willing to pay for it,

kimse satın almaya istekli veya gönüllü değilse

it can't be a career.

bir kariyer elde edemezsiniz.

It's just a hobby.

Böylesi sadece hobi olur.

And the third thing we look at is how do you position yourself?

Dikkate aldığımız bir diğer konu ise kendinizi nerede gördüğünüzdür.

Who are you targeting? Who do you want to sell to?

Hedef kitleniz kim? Kime satmaya çalışıyorsunuz?

Why would they want to buy from you?

Neden sizden satın almak istesinler?

And so the combination of the three is what enables you to move

Bu üçünün toplamı safi arzulardan işe doğru

from just a passion to a business.

evrilmeyi sağlayan şeyi verir.

And many of our young people have been able to turn their ideas

Gençlerimizin bir çoğu fikirlerini ve içlerinde yanan tutkuyu

and burning desires into profitable businesses

karlı işlere veya sosyal girişime dönüştürdü

or social enterprises,

and they're not just creating jobs,

ve sadece iş imkanı oluşturmakla kalmayıp

but they are solving societal challenges.

toplumsal sorunlara da çözüm getiriyorlar.

I'll share with you two examples.

Sizlerle iki örneği paylaşmak isterim:

One of them is Esther.

Biri Esther.

I met Esther two years ago.

Esther ile iki yıl önce tanıştım.

She had been out of school for two years,

İki yıl önce okulu bırakmıştı

and she had been deeply affected by her dropping out.

ve bu konudan oldukça muzdaripti.

As a result, she had experienced severe depression

Yaşadıklarının sonucunda birkaç kez intihar etmesine

to a point where she attempted to take her own life several times.

sebebiyet verecek kadar ciddi bir depresyonla boğuşuyordu.

Her friends and family didn't know what to do for her.

Ailesi ve arkadaşları ne yapacaklarını bilemediğinden

They simply prayed for her.

sadece onun için dua ediyorlardı.

When I met Esther and I started to converse with her,

Esther ile tanışıp onunla sohbet etmeye başladığımda

I asked her a simple question.

ona basit bir soru sordum.

I said, "If you had all the time and the money in the world,

Dedim ki: "Eğer dünyadaki tüm zaman ve para senin olsa

what would you do?"

ne yapardın?"

Without thinking or hesitation,

Hiç düşünmeden, tereddüt etmeden

her eyes lit up and she began to tell me

gözleri parladı ve bana gençlerin hayatını

how she wanted to change the lives of young people.

değiştirmek istediğinden bahsetmeye başladı.

She wanted to restore hope and dignity to other teenagers

Hayat hakkında bilgili kararlar almalarına yardımcı olarak

by helping them make informed decisions about life.

gençlerin onurlarını ve umutlarını canlandırmayı istiyordu.

I was certain of the fact that this burning desire in her

Esther'in içinde yanan bu ateşin

was unquenchable.

söndürülemez olduğundan emindim.

And so we worked with Esther to put a framework around this desire.

Biz de bu tutkuya şekil vermek için Esther ile çalıştık.

Today, she runs a social enterprise in her village,

Bugün, Esther köyünde bir sosyal girişimi yönetiyor.

raising awareness about substance abuse, mental health, sexual reproductive health

Madde bağımlılığı, ruh sağlığı ve üreme sağlığı konularında farkındalık yaratıyor

and is helping other school dropouts acquire vocational skills,

ve hayatlarını kurabilsinler diye okulu bırakmış olan başka gençlerin

so they can make a living for themselves.

mesleki beceriler edinmesine yardımcı oluyor.

Esther turned 20 this year,

Esther bu yıl 20 yaşına girdi.

and for the last two years, she has organized an annual teen fest

Son iki senedir 500'den fazla genci bir araya getiren

that brings together over 500 teenagers.

gençlik festivalleri düzenledi.

(Applause)

(Alkışlar)

Young people that are able to network and collaborate

Gençler, farklı projelerde iş birliği yapacak ve bağlantı kuracak

on different projects,

but more importantly to meet professionals they would otherwise never have met.

ama daha da önemlisi

başka şartlarda asla tanışamayacakları profesyonellerle tanışabilecek.

This is all engineered by a girl that believed the world had no room for her,

Tüm bunlar dünyada yerinin olmadığına inanan bir kız sayesinde tasarlandı.

that without education she would never amount to anything.

Eğitimi olmadan hiçbir değeri olmadığını düşünüyordu.

But by looking inward and tapping into a burning desire,

Ama özüne dönüp içinde yanan ateşi körükleyerek

putting structure around it,

ve şekillendirerek

it has become a model that not only changed her life

sadece onun hayatını değil, her yıl yüzlerce gencin

but is transforming the lives of hundreds of young people every year.

hayatını değiştiren bir modele dönüştü.

My other example is Musa.

Diğer örneğim Musa.

Musa is a natural artistic guy.

Musa doğuştan sanatsal bir çocuk.

He's the kind that would look at any design and replicate it with ease.

Herhangi bir tasarıma bakıp rahatlıkla aynını yapabilenlerden.

And so he seeks to recognize that ability in him.

O yüzden bu becerisini keşfetmek istiyordu.

When I met Musa, he was doing all kinds of crafts --

Musa ile tanıştığımda her türlü zanaatı icra edebiliyordu:

bags, belts, wallets --

Çantalar, kemerler, cüzdanlar...

but it was more of a part-time thing.

Ama bu daha çok yarı zamanlı bir iş gibiydi.

Or sometimes, if he was really broke and needed to make quick money,

Ya da bazen gerçekten parasız kaldığında

hemen bir şeyler tasarlar ve satardı.

then he would come up with a design and sell it.

But he had never thought of it as a business.

Ama yaptığı şeyi asla iş olarak düşünmemişti.

We started working with Musa,

Musa ile çalışmaya başladık.

helping him shift his mindset from a hobby to a business

Fikirlerinin hobiden işe dönüşmesine,

and beginning to rethink how he can make products that he could sell

nasıl satabileceği ürünler tasarlayabileceğine

and even be able to scale.

ve hatta işini büyütmesine yardımcı olduk.

Musa makes some of the most amazing bags I've ever seen,

Musa gördüğüm en güzel çanta yapımcılarından biri.

and over the last one year, Musa's business has grown.

Geçtiğimiz yılda Musa'nın işleri büyüdü.

He has been recognized in different places.

Farklı çevrelerde tanınmaya başladı.

Currently, he's talking about exporting to developed countries.

An itibariyle gelişmiş ülkelere ithalat yapmaktan söz ediyor.

Musa, like any other dropout,

Okulu bırakan diğer gençler gibi

believed that without academic credentials,

Musa da akademik geçmişi olmadığından

he wouldn't amount to anything.

hiçbir değeri olmadığına inanıyordu.

He thought the talent he had was nothing

Sırf onu tanımlayan bir diploması olmadığından

simply because he did not have an academic paper to define him.

yeteneğinin bir anlamı olmadığını düşündü.

But by looking inward and finding that what he had was the greatest asset

Ama özüne dönüp sahip olduğu en önemli şeyi bularak

and supporting him to turn it into a business,

ve onu geliştirip işe dönüştürerek

he's not just living -- he's thriving.

Musa artık geçinmenin ötesinde son derece başarılı.

The thing about looking inward is that it can be scary,

Özüne dönmek korkutucu olabilir.

especially if you're doing it for the first time.

Özellikle de bunu ilk defa yapıyorsanız.

But the truth is you never truly start living

Ancak gerçek şu ki özünüzden dışa doğru

until you learn to live from the inside out.

yaşamayı öğrenene kadar gerçekten yaşamıyorsunuz.

And in unlocking potential, we need to look inward to identify

Potansiyelimizi görebilmek için özümüze bakıp

bize derin bir memnuniyet hissi veren şeyleri,

the things that give us a deep sense of fulfillment,

the things that give us the deepest joy,

bizi en mutlu eden şeyleri bulmalı

and then weave them into the patterns of our daily routines.

ve bunları günlük hayatımızın parçası haline getirmeliyiz.

In so doing, we cease to work and we start to live.

Böyle yaptığımızda çalışmayı bırakıp yaşamaya başlıyoruz.

And the thing about living is that you never have to retire or to resign.

Yaşamak dediğimiz şeyde emekli olmanız ya da istifa etmeniz gerekmez.

(Laughter)

(Gülüşmeler )

(Applause)

(Alkışlar)

And so as you think about unlocking potential for ourselves,

Kendimiz, gençlerimiz ve çocuklarımız için potansiyeli ortaya çıkartma konusunda

for our young people, for our children,

let's not condition them to look outward

onları dış dünyaya değil,

but condition them to look inward

öze dönmeleri, kim olduklarını keşfetmeleri

to tap into who they are and bring that self into what they do every day.

ve buldukları kişiliği günlük işlerine yansıtmaları için şartlayalım.

When you cease to work and you live,

Çalışmayı bırakıp yaşadığınızda,

when passion becomes a career,

tutkunuz kariyere dönüştüğünde,

you don't just excel,

sadece başarılı değil,

you become unstoppable.

durdurulamaz olursunuz.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)