The secret US prisons you've never heard of before | Will Potter

3,200,517 views ・ 2015-11-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: fatih ozciftci Gözden geçirme: Melike Karasu
00:13
Father Daniel Berrigan once said that "writing about prisoners
0
13733
3164
Rahip Daniel Berrigan bir seferinde "Mahkumlar hakkında yazmak
00:16
is a little like writing about the dead."
1
16921
2113
biraz ölüler hakkında yazmaya benzer" demişti.
00:19
I think what he meant is that we treat prisoners as ghosts.
2
19720
3190
Bence mahkumlara onlar birer hayalet gibi davranıyoruz demek istedi.
00:22
They're unseen and unheard.
3
22934
2067
Onlar görülmez ve duyulmazlar.
00:25
It's easy to simply ignore them
4
25681
1636
Onları görmezden gelmek çok kolaydır ve
00:27
and it's even easier when the government goes to great lengths to keep them hidden.
5
27341
4389
hatta devletin onları gizli tutmak için verdiği büyük uğraşlar daha da kolaydır.
00:31
As a journalist, I think these stories
6
31754
2215
Bir gazeteci olarak, bence bu hikayeler
00:33
of what people in power do when no one is watching,
7
33993
3048
güçlü insanların kimsenin görmediğinde yaptıkları şeyler
00:37
are precisely the stories that we need to tell.
8
37065
2427
tam da anlatmamız gereken hikayelerdir.
İşte bu yüzden Birleşik Devletler'deki
00:40
That's why I began investigating
9
40058
1539
00:41
the most secretive and experimental prison units in the United States,
10
41621
3787
en gizli ve deneysel hapishaneleri araştırmaya başladım
00:45
for so-called "second-tier" terrorists.
11
45432
2766
ki bunlara "ikincil" teröristler için deniliyor.
00:49
The government calls these units Communications Management Units or CMUs.
12
49322
5185
Devlet bunlara Haberleşme Yönetim Birimi yani HYB(CMU) adını veriyor.
00:54
Prisoners and guards call them "Little Guantanamo."
13
54858
3109
Mahkumlar ve gardiyanlar ise bunlara "Küçük Guantanamo" diyor.
00:58
They are islands unto themselves.
14
58886
2293
Kendi başlarına birer ada gibidirler.
01:01
But unlike Gitmo they exist right here, at home,
15
61203
4347
Gitmo'nun aksine onlar tam burada, ülkemizde bulunuyor,
01:05
floating within larger federal prisons.
16
65574
2846
daha büyük federal hapishaneler içinde yüzüyorlar.
01:09
There are 2 CMUs.
17
69305
1624
2 tane HYB(CMU) var.
01:10
One was opened inside the prison in Terre Haute, Indiana,
18
70953
3120
Biri Terre Haute, İndiana'daki hapishanenin içinde açıldı
01:14
and the other is inside this prison, in Marion, Illinois.
19
74097
3684
diğeri ise Marion, Illinois'deki bu hapishanenin içinde bulunuyor.
01:18
Neither of them underwent the formal review process
20
78669
2425
Açıldıklarında her ikisi de kanunen gerekli olan
01:21
that is required by law when they were opened.
21
81118
3176
resmi inceleme sürecine tabi tutulmadılar.
01:25
CMU prisoners have all been convicted of crimes.
22
85232
2465
HYB(CMU) mahkumlarının hepsi suç işlemekten mahkum oldu.
01:28
Some of their cases are questionable and some involve threats and violence.
23
88053
4136
Bazılarının davaları tartışmaya açık, bazıları ise tehdit ve şiddet içeriyor.
Hiçbir mahkumun suçlu veya masum olduğunu tartışmak için burada değilim.
01:33
I'm not here to argue the guilt or innocence of any prisoner.
24
93110
2937
01:36
I'm here because as Supreme Court Justice Thurgood Marshall said,
25
96388
3535
Buradayım çünkü yüksek mahkeme yargıcı Thurgood Marshall şöyle dedi,
01:39
"When the prisons and gates slam shut,
26
99947
2457
"Hapishane ve kapılar kapanınca,
01:42
prisoners do not lose their human quality."
27
102428
2602
mahkumlar insanlıklarını kaybetmezler."
01:46
Every prisoner I've interviewed has said there are three flecks of light
28
106515
4667
Röportaj yaptığım her mahkum, üç ışık beneği olduğunu söyledi
01:51
in the darkness of prison:
29
111206
2434
hapishane karanlığında:
01:53
phone calls,
30
113664
1198
telefon aramaları,
01:54
letters
31
114886
1151
mektuplar
01:56
and visits from family.
32
116061
1440
ve aile ziyaretleri.
01:58
CMUs aren't solitary confinement, but they radically restrict all of these
33
118166
3903
HYB'de hücre hapsi yok ancak Birleşik Devletler içindeki en sıkı
02:02
to levels that meet or exceed the most extreme prisons in the United States.
34
122093
3899
hapishaneler ayarında ya da onları aşan kısıtlamalarda bulunuyor.
02:06
Their phone calls can be limited to 45 minutes a month,
35
126496
3281
Telefon konuşmaları ayda 45 dakikayla sınırlı iken,
02:09
compared to the 300 minutes other prisoners receive.
36
129801
3668
diğer mahkumlar ayda 300 dakika arama yapabiliyor.
02:14
Their letters can be limited to six pieces of paper.
37
134345
2738
Mektupları altı sayfa ile sınırlandırılabiliyor.
02:17
Their visits can be limited to four hours per month,
38
137516
2431
Ziyaretleri aylık dört saatle sınırlandırılabiliyorken,
02:19
compared to the 35 hours that people like Olympic Park bomber Eric Rudolph
39
139971
5706
Olympic Park bombacısı Erik Rudolp gibi insanlar cezaevinde 35 saatlik
02:25
receive in the supermax.
40
145701
1620
görüşmeler yapabiliyor.
02:28
On top of that, CMU visits are non-contact which means prisoners are not allowed
41
148215
4988
En önemlisi de HYB ziyaretleri temassız
yani mahkumların, aileleri ile sarılmalarına bile izin verilmiyor.
02:33
to even hug their family.
42
153227
1914
02:36
As one CMU prisoner said,
43
156093
1926
Bir HYB mahkumu dedi ki,
02:38
"We're not being tortured here, except psychologically."
44
158043
3429
"Burada psikolojik işkence dışında işkence görmüyoruz."
02:42
The government won't say who is imprisoned here.
45
162893
2442
Devlet burada kimlerin mahkum tutulduğunu söylemiyor
02:45
But through court documents, open records requests
46
165750
3627
Fakat mahkeme dökümanları, halka açık kayıt talepleri ve de
02:49
and interviews with current and former prisoners,
47
169401
2558
hem mevcut hem de önceki mahkumlar ile yapılan görüşmeler yoluyla
02:51
some small windows into the CMUs have opened.
48
171983
3173
HYB'lere küçük pencereler açıldı.
02:56
There's an estimated 60 to 70 prisoners here,
49
176005
3082
Burada tahmini 60 ila 70 mahkum var
02:59
and they're overwhelmingly Muslim.
50
179111
2273
ve yoğunlukla Müslümanlar.
03:01
They include people like Dr. Rafil Dhafir,
51
181825
3168
Dr. Rafil Dhafir gibi insanları içeriyor ki,
03:05
who violated the economic sanctions on Iraq by sending medical supplies
52
185017
4024
Irak üzerindeki ekonomik yaptırımları çocuklar için medikal destek
03:09
for the children there.
53
189065
1534
göndererek ihlal etmiş birisi.
03:11
They've included people like Yassin Aref.
54
191967
2429
Yassin Aref gibi insanları da içeriyor ki;
03:14
Aref and his family fled to New York from Saddam Hussein's Iraq as refugees.
55
194892
5178
Aref ve ailesi, New York'a Saddam Hüseyin'in Irak'ından kaçarak mülteci olarak gelmiş.
03:20
He was arrested in 2004 as part of an FBI sting.
56
200094
3793
2004 yılında, bir FBI muhbir operasyonunun parçası olarak yakalandı.
03:24
Aref is an imam and he was asked to bear witness to a loan,
57
204784
3474
Aref bir imamdı ve bir krediye şahitlik yapması istenmişti,
03:28
which is a tradition in Islamic culture.
58
208282
2397
ki bu, İslam kültüründe bir gelenektir.
03:30
It turned out that one of the people involved in the loan was trying to enlist
59
210703
3816
Sonradan, bu kredi işindekilerden biri başka birine sahte bir denemeyle
03:34
someone else in a fake attack.
60
214543
2364
yardım sağlamaya çalıştığı ortaya çıktı.
03:37
Aref didn't know.
61
217452
1370
Aref bunu bilmiyordu.
03:39
For that, he was convicted
62
219561
1270
Bu sebeple, terörist bir gruba
03:40
of conspiracy to provide material support to a terrorist group.
63
220855
4033
maddi destek sağlamak komplosu ile mahkum oldu.
03:46
The CMUs also include some non-Muslim prisoners.
64
226309
3230
HYB'ler aynı zamanda gayrimüslim mahkumları da barındırıyor.
03:49
The guards call them "balancers,"
65
229563
2803
Gardiyanlar onlara "dengeleyici" diyor,
03:52
meaning they help balance out the racial numbers,
66
232390
2864
ırksal sayının dengelenmesine yardım ediyorlar manasında,
03:55
in hopes of deflecting law suits.
67
235278
2059
hukuk davalarının yönünün değişmesi umuduyla.
03:58
These balancers include animal rights and environmental activists
68
238223
3642
Dengeleyiciler arasında hayvan hakları ve çevre aktivistleri de var,
04:01
like Daniel McGowan.
69
241889
1310
Daniel McGowan gibi.
04:03
McGowan was convicted of participating in two arsons
70
243643
2786
McGowan, Dünya Kurtuluş Cephesi'nin bir parçası olarak
04:06
in the name of defending the environment
71
246453
2112
çevreyi savunma adına
04:08
as part of the Earth Liberation Front.
72
248589
2333
iki kez kundakçılıktan mahkum oldu.
04:11
During his sentencing, he was afraid that he would be sent
73
251690
2748
Cezası boyunca teröristler için olduğu söylenen
04:14
to a rumored secret prison for terrorists.
74
254462
2369
gizli hapishaneye gönderilmekten korktu.
04:17
The judge dismissed all those fears,
75
257560
1864
Hakim hiç bir gerçekle desteklenmediğini söyleyerek
04:19
saying that they weren't supported by any facts.
76
259448
2601
tüm bu korkuları atmasını sağladı.
04:22
But that might be because the government hasn't fully explained
77
262606
3255
Ancak bu, devletin bazı mahkumların tam olarak neden HYB'e gönderildiğinin
04:25
why some prisoners end up in a CMU,
78
265885
2402
ve bu kararlardan kimin sorumlu olduğunun
04:28
and who is responsible for these decisions.
79
268311
3021
tam olarak açıklanmaması sebebiyle olabilir.
04:32
When McGowan was transferred, he was told
80
272142
2035
McGowan transfer edildiğinde ona
04:34
it's because he is a "domestic terrorist,"
81
274201
3402
"yerel bir terörist" olduğu için dendi.
04:37
a term the FBI uses repeatedly when talking about environmental activists.
82
277627
4571
Çevre aktivistleri hakkında FBI'ın sürekli kullandığı bir terim.
04:42
Now, keep in mind there are about 400 prisoners in US prisons
83
282978
3771
Şimdi ABD hapishanelerinde yaklaşık 400 mahkum olduğunu aklınızda tutun
04:46
who are classified as terrorists,
84
286773
1763
bunlar terörist olarak sınıflandırılanlar,
04:48
and only a handful of them are in the CMUs.
85
288560
2094
ve onların çok azı HYB'de.
04:51
In McGowan's case, he was previously at a low-security prison
86
291169
3623
McGowan'ın durumunda, o önceleri düşük güvenlikli bir hapishanedeydi
04:54
and he had no communications violations.
87
294816
3123
ve hiç bir iletişim ihlali yapmamıştı.
04:59
So, why was he moved?
88
299354
1636
Peki neden taşındı?
05:02
Like other CMU prisoners,
89
302173
1337
Diğer HYB mahkumları gibi,
05:03
McGowan repeatedly asked for an answer, a hearing,
90
303534
3890
McGowan da sürekli bir cevap aradı
05:07
or some opportunity for an appeal.
91
307448
2318
ya da temyiz için fırsat istedi.
05:10
This example from another prisoner shows how those requests are viewed.
92
310434
4254
Başka bir mahkumun örneği, bu isteklerin nasıl karşılandığını gösteriyor.
05:15
"Wants a transfer." "Told him no."
93
315241
2977
"Transfer istiyor." "Ona, hayır deyin."
05:19
At one point, the prison warden himself recommended McGowan's transfer
94
319366
3727
Bir yerden sonra, hapishane gardiyanı iyi halinden bahsederek McGowan'ın
05:23
out of the CMU citing his good behavior,
95
323117
3273
HYB dışında bir yere transferini tavsiye etti.
05:26
but the warden was overruled
96
326414
2041
Ama gardiyan, FBI 'ın Terör Görev Gücü ile birlikte çalışan
05:28
by the Bureau of Prison's Counterterrorism Unit,
97
328479
3214
Cezaevi Terörle Mücadele Birimi Bürosu tarafından
05:31
working with the Joint Terrorism Task Force of the FBI.
98
331717
2954
reddedildi.
05:35
Later I found out that McGowan was really sent to a CMU
99
335571
2616
Sonradan öğrendim ki McGowan'ın HYB'e gönderilme sebebi
05:38
not because of what he did,
100
338211
1919
yaptıklarından değil
05:40
but what he has said.
101
340154
1537
söylediklerinden dolayıymış.
05:42
A memo from the Counterterrorism Unit cited McGowan's "anti-government beliefs."
102
342149
5318
Terörle Mücadele Birimi notunda, McGowan'ın "hükümet karşıtı inançlarına" değindi.
05:48
While imprisoned, he continued writing about environmental issues,
103
348333
3511
Hapisteyken, çevresel konular hakkında yazmaya devam etti,
05:51
saying that activists must reflect on their mistakes
104
351868
2818
aktivistlerin kendi hatalarını yansıtması gerektiğini
05:54
and listen to each other.
105
354710
1547
ve birbirlerini dinlemeleri gerektiğini söyledi.
05:56
Now, in fairness, if you've spent any time at all in Washington, DC,
106
356760
3261
Şimdi, açıkcası, Washington DC'de biraz zaman geçirirseniz
06:00
you know this is really a radical concept for the government.
107
360045
4339
bunun hükümet için gerçekten radikal bir durum olduğunu bilirsiniz.
06:04
(Laughter)
108
364408
1244
(Gülmeler)
06:06
I actually asked to visit McGowan in the CMU.
109
366809
2938
McGowan'ı HYB'de ziyaret etmek istedim.
06:10
And I was approved.
110
370328
1404
Ve kabul edildim.
06:12
That came as quite a shock.
111
372460
2094
Bu beni oldukça şaşırttı.
06:14
First, because as I've discussed on this stage before,
112
374578
5001
İlk sebebi, bu sahnede daha önce de bahsettiğim gibi,
06:19
I learned that the FBI has been monitoring my work.
113
379603
3297
FBI'ın benim çalışmalarımı izlediğini öğrenmiştim.
06:23
Second, because it would make me the first and only journalist to visit a CMU.
114
383430
5029
İkincisi, bu durum beni HYB'leri ziyaret eden ilk ve tek gazeteci yapacaktı.
06:29
I had even learned
115
389189
1158
Hatta şunu öğrenmiştim,
06:30
through the Bureau of Prisons Counterterrorism Unit,
116
390371
3206
Cezaevleri Terörle Mücadele Birimi Bürosu yoluyla,
06:33
that they had been monitoring my speeches about CMUs, like this one.
117
393601
4655
HYB'ler hakkındaki konuşmalarımı izliyorlardı, burada olduğu gibi.
06:39
So how could I possibly be approved to visit?
118
399128
3462
Yani nasıl ziyaret talebim kabul edilmiş olabilirdi ki?
06:43
A few days before I went out to the prison, I got an answer.
119
403222
4209
Hapishane dışına çıkmadan birkaç gün önce bir cevap aldım.
06:48
I was allowed to visit McGowan as a friend, not a journalist.
120
408471
4365
Bir arkadaşı olarak, McGowan'ı ziyarete izin verildim, bir gazeteci olarak değil.
06:52
Journalists are not allowed here.
121
412860
1741
Gazetecilere burada izin verilmiyor.
06:54
McGowan was told by CMU officials that if I asked any questions
122
414972
3545
HYB memurları, McGowan'a eğer herhangi bir soru sorarsam
06:58
or published any story,
123
418541
1919
ya da bir hikaye yayımlarsam,
07:00
that he would be punished for my reporting.
124
420484
2835
bu yaptığımdan dolayı cezalandırılacağını söyledi.
07:04
When I arrived for our visit, the guards reminded me
125
424308
2464
Ziyaret için geldiğimde korumalar bana
07:06
that they knew who I was and knew about my work.
126
426796
2274
benim kim olduğumu ve ne iş yaptığımı bildiklerini hatırlattı.
07:09
And they said that if I attempted to interview McGowan,
127
429094
2580
Ve bana, McGowan ile ropörtaj yapmaya kalkışırsam
07:11
the visit would be terminated.
128
431698
1677
ziyaretin biteceğini söylediler.
07:14
The Bureau of Prisons describes CMUs as "self-contained housing units."
129
434671
5497
Cezaevi Bürosu, HYB'leri "bağımsız konut birimi" olarak tanımlıyor.
07:20
But I think that's an Orwellian way of describing black holes.
130
440515
3761
Fakat bana göre bu, kara delikleri tanımlamanın Orwell yolu.
07:24
When you visit a CMU,
131
444805
1152
Bir HYB'yi ziyaret ettiğinizde,
07:25
you go through all the security checkpoints that you would expect.
132
445981
3126
tahmin edebileceğiniz tüm güvenlik noktalarını geçersiniz.
07:29
But then the walk to the visitation room is silent.
133
449131
3115
Ama sonra ziyaret odasına giden yol sessizdir.
07:33
When a CMU prisoner has a visit, the rest of the prison is on lockdown.
134
453756
4471
Bir HYB mahkumu görüşteyken diğer tüm mahkumlar kilit altındadır.
07:39
I was ushered into a small room,
135
459112
1826
Küçük bir odaya kadar getirildim,
07:40
so small my outstretched arms could touch each wall.
136
460962
3488
o kadar küçük ki, kollarımı uzatarak her iki duvara da dokunabiliyordum.
07:44
There was a grapefruit-sized orb in the ceiling
137
464761
2795
Tavanda greyfurt-şeklinde bir küre vardı.
07:47
for the visit to be live-monitored by the Counterterrorism Unit
138
467580
3175
Batı Virginia'daki Terörle Mücadele Biriminin
ziyaretleri canlı olarak izlemesi için.
07:50
in West Virginia.
139
470779
1449
07:52
The unit insists that all the visits have to be in English for CMU prisoners,
140
472640
4359
Bu birim, tüm HYB mahkum ziyaretlerinin İngilizce olmasını dayatıyordu
07:57
which is an additional hardship for many of the Muslim families.
141
477023
3198
ki bu durum, birçok müslüman aile için fazladan zorluk demekti.
08:00
There is a thick sheet of foggy, bulletproof glass
142
480634
3382
İnce, puslu ve kurşun geçirmez bir tabaka cam vardı
08:04
and on the other side was Daniel McGowan.
143
484040
3258
ve diğer tarafta Daniel McGowan vardı.
08:08
We spoke through these handsets attached to the wall
144
488104
2858
Duvara monteli ahizeler yoluyla konuştuk,
08:10
and talked about books and movies.
145
490986
2324
kitaplar ve filmlerden bahsettik.
08:13
We did our best to find reasons to laugh.
146
493334
2624
Gülebilmek için elimizden geleni yaptık.
08:16
To fight boredom and amuse himself while in the CMU,
147
496554
3167
Can sıkıntısı ile mücadele ve HYB içinde kendini eğlendirmek için
08:19
McGowan had been spreading a rumor that I was secretly the president
148
499745
4080
McGowan, benim gizlice Washington DC'deki Twilight fan
08:23
of a Twilight fan club in Washington, DC
149
503849
3971
kulübünün başkanı olduğum dedikodusunu yaydı.
08:27
(Laughter)
150
507844
1555
(Gülmeler)
08:29
For the record, I'm not.
151
509836
2349
Bu arada, değilim.
08:32
(Laughter)
152
512209
1240
(Gülmeler)
08:33
But I kind of the hope the FBI now thinks that Bella and Edward
153
513754
3598
Ama sanıyorum şimdi FBI, Bella ve Edward'ı
08:37
are terrorist code names.
154
517376
2146
terörist kod adları olarak düşünüyor.
08:39
(Laughter)
155
519546
1510
(Gülmeler)
08:42
During our visit, McGowan spoke most and at length about his niece Lily,
156
522073
6442
Görüş boyunca McGowan daha çok konuştu ve yeğeni Lily 'nin boyu hakkında,
08:48
his wife Jenny and how torturous it feels to never be able to hug them,
157
528539
6124
karısı Jenny ve onlara bir daha sarılamamasının, ellerini bir daha
08:54
to never be able to hold their hands.
158
534687
2230
tutamamasının ona ne kadar acı verdiğini söyledi.
08:58
Three months after our visit, McGowan was transferred out of the CMU
159
538227
3523
Ziyaretimden üç ay sonra McGowan, HYB dışında bir yere nakledildi
09:01
and then, without warning, he was sent back again.
160
541774
3016
ve sonra uyarılmaksızın yeniden geri getirildi.
09:05
I had published leaked CMU documents on my website
161
545956
4240
Sızan HYB dosyalarını Web sitemde yayınladım.
09:10
and the Counterterrorism Unit said that McGowan had called his wife
162
550220
3221
ve Terörle Mücadele Birimi dedi ki, McGowan karısını aradı
09:13
and asked her to mail them.
163
553465
2286
ve onları postaya vermesini istedi.
09:16
He wanted to see what the government was saying about him,
164
556307
2733
Hükümetin kendisiyle ilgili ne söylediğini görmek istedi,
09:19
and for that he was sent back to the CMU.
165
559064
2608
bu sebeple de yeniden HYB'ye gönderildi.
09:21
When he was finally released at the end of his sentence,
166
561982
2650
Cezası bitip de sonunda serbest kaldığında
09:24
his story got even more Kafkaesque.
167
564656
2082
hikayesi daha çok Kafkavari olmuştu.
09:27
He wrote an article for the Huffington Post headlined,
168
567434
2540
Huffington Post'ın manşet yaptığı bir yazı yazdı,
09:29
"Court Documents Prove I was Sent to a CMU for my Political Speech."
169
569998
3701
"Mahkeme Belgeleri Kanıtlıyor, bir HYB'e Siyasi Konuşmam Sebebiyle Gönderildim."
09:34
The next day he was thrown back in jail for his political speech.
170
574122
5915
Ertesi gün siyasi konuşması sebebiyle mahkeme karşısına yeniden çıktı.
09:40
His attorneys quickly secured his release,
171
580923
2033
Avukatları hemen salıverilmesini istediler
09:42
but the message was very clear:
172
582980
2598
ama mesaj oldukça açıktı:
09:45
Don't talk about this place.
173
585602
1699
Bu yer hakkında konuşma.
09:48
Today, nine years after they were opened by the Bush administration,
174
588472
4593
Bugünlerde, Bush yönetimince açılmalarından dokuz yıl sonra,
09:53
the government is codifying how and why CMUs were created.
175
593089
4593
hükümet, HYB'lerin nasıl ve neden oluşturulduğunu kodlandırıyor.
09:57
According to the Bureau of Prisons,
176
597706
1672
Cezaevleri Bürosuna göre,
09:59
they are for prisoners with "inspirational significance."
177
599402
3974
buralar "ilham verici önemde" olan mahkumlar için.
10:04
I think that is very nice way of saying these are political prisons
178
604325
4204
Bence bu, siyasi suçlular için siyasi hapishaneler demenin
10:08
for political prisoners.
179
608553
1584
oldukça kibar bir yolu.
10:10
Prisoners are sent to a CMU because of their race,
180
610764
2756
Mahkumlar, HYB'lere ırkları sebebiyle
10:13
their religion or their political beliefs.
181
613544
2647
dinleri ya da siyasi inançları yüzünden gönderiliyor.
10:16
Now, if you think that characterization is too strong,
182
616770
2821
Şimdi bu tanımlamanın çok ağır olduğunu düşünüyorsanız,
10:19
just look at some of the government's own documents.
183
619615
2817
hükümetin bazı dokümanlarına bakalım derim.
10:22
When some of McGowan's mail was rejected by the CMU, the sender was told
184
622456
4516
McGowan'ın bazı postaları HYB tarafından reddedildiğinde, gönderene
10:26
it's because the letters were intended "for political prisoners."
185
626996
3614
mektupların "siyasi suçlular için" yazıldığı söylendi.
10:31
When another prisoner, animal rights activist Andy Stepanian,
186
631410
3818
Bir diğer mahkum olan, hayvan hakları aktivisti Andy Stepanian da
10:35
was sent to a CMU, it was because of his anti-government and anti-corporate views.
187
635252
5389
HYB 'ye gönderildi. Çünkü hükümet karşıtı ve anti-kurumsal bakış açısı vardı.
10:41
Now, I know all of this may be hard to believe,
188
641722
2970
Bütün bunlara inanmanın zor olabileceğini biliyorum,
10:44
that it's happening right now, and in the United States.
189
644716
3958
bunların tam şu anda ABD içinde meydana geldiğine.
10:49
But the unknown reality is that the US has a dark history
190
649159
3636
Ama bilinmeyen gerçek şu ki; ABD, siyasi düşünceleri sebebiyle
10:52
of disproportionately punishing people because of their political beliefs.
191
652819
4391
orantısız bir şekilde cezalandırma konusunda karanlık bir geçmişe sahip.
10:57
In the 1960s, before Marion was home to the CMU,
192
657670
4446
1960'lı yıllarda, Marion HYB'e ev sahibi olmadan evvel,
11:02
it was home to the notorious Control Unit.
193
662140
2881
kötü nam salmış Kontrol Birimi'nin eviydi.
11:05
Prisoners were locked down in solitary for 22 hours a day.
194
665574
3949
Mahkumlar, günün 22 saati münferiden kapatılırdı.
11:10
The warden said the unit was to "control revolutionary attitudes."
195
670240
5706
Gardiyanlar, birimin "devrimsel tavırları kontrol" ettiğini söylerdi.
11:16
In the 1980s, another experiment called the Lexington High Security Unit
196
676846
4947
1980'li yıllarda, başka bir deneye Lexington Yüksek Güvenlik Birimi dendi.
11:21
held women connected to the Weather Underground,
197
681817
2428
Burası, Weather Underground, Black Liberation ve Puerto Rico
11:24
Black Liberation and Puerto Rican independent struggles.
198
684269
3266
bağımsızlık mücadelelerine bağlı olan kadınları tutuyordu.
11:27
The prison radically restricted communication and used sleep deprivation,
199
687987
4246
Cezaevi, radikal bir şekilde iletişimi kısıtlandı ve uyku mahrumiyeti ve
11:32
and constant light for so-called "ideological conversion."
200
692257
4597
adına "ideolojik dönüşüm" dedikleri sabit ışık uygulandı.
11:37
Those prisons were eventually shut down, but only through the campaigning
201
697976
5092
Bu hapishaneler sonunda kapatıldı ama sadece dini grupların ve
11:43
of religious groups and human rights advocates, like Amnesty International.
202
703092
4401
Uluslararası Af Örgütü insan hakları savunucularının kampanyaları sayesinde.
11:48
Today, civil rights lawyers with the Center for Constitutional Rights
203
708398
3926
Günümüzde vatandaşlık hakları avukatları, Anayasal Haklar altında
11:52
are challenging CMUs in court
204
712348
2379
HYB'leri mahkemelerde zorluyor
11:54
for depriving prisoners of their due process rights
205
714751
2555
mahkumları süreç içindeki haklarından mahrum ettikleri için,
11:57
and for retaliating against them
206
717330
2080
onlara misilleme yaptıkları için,
11:59
for their protected political and religious speech.
207
719434
3310
onların korunan siyasi ve dini söylemleri için.
12:03
Many of these documents would have never come to light without this lawsuit.
208
723296
3668
Bu dava olmasaydı belgelerin çoğu asla gün yüzüne çıkmayacaktı.
12:08
The message of these groups and my message for you today
209
728398
4631
Bu grupların mesajı ve bugün benim size mesajım
12:13
is that we must bear witness to what is being done to these prisoners.
210
733053
3756
bu mahkumlara neler yapıldığına şahitlik yapmamız gerektiğidir.
12:16
Their treatment is a reflection of the values held beyond prison walls.
211
736833
5043
Onların davranışı hapis duvarları ardında tuttukları değerlerin bir yansımasıdır.
12:22
This story is not just about prisoners.
212
742339
2616
Bu hikaye, sadece mahkumlarla ilgili değil.
12:24
It is about us.
213
744979
2024
Bu, bizimle de ilgili.
Bu, bizim insan haklarına olan kendi bağlılığımızla ilgili.
12:27
It is about our own commitment to human rights.
214
747027
2747
12:29
It is about whether we will choose to stop repeating the mistakes of our past.
215
749798
4725
Bu, geçmiş hatalarımızın tekrarını durdurmayı seçmemizle ilgili.
12:35
If we don't listen to what Father Berrigan described as the stories of the dead,
216
755077
5032
Eğer Rahip Berrigan'ın tarif ettiği ölüm hikayelerini dinlemezsek,
12:40
they will soon become the stories of ourselves.
217
760133
2463
onlar yakında bizim hikayelerimiz olur.
12:42
Thank you.
218
762900
1150
Teşekkürler
12:44
(Applause)
219
764074
2698
(Alkış)
12:51
(Applause ends)
220
771437
2000
(Alkış bitiyor)
12:53
Tom Rielly: I have a couple questions.
221
773849
1835
Tom Rielly: Sana bir çift sorum var.
12:55
When I was in high school, I learned about the Bill of Rights,
222
775708
3928
Ben lisedeyken İnsan Hakları Beyannamesini,
12:59
the Constitution, freedom of speech,
223
779660
2896
Anayasayı, konuşma özgürlüğünü,
13:02
due process and about 25 other laws and rights
224
782580
4533
yargı sürecini ve diğer 25 kanun ve hakları öğrendim.
13:07
that seem to be violated by this.
225
787137
1784
Bunların bu yolla engellendiği görülüyor.
13:09
How could this possibly be happening?
226
789706
2704
Bu gerçekten nasıl olabilir?
13:12
Will Potter: I think that's the number one question I get
227
792434
2691
Will Potter: Bence, bu benim bütün çalışmalarım boyunca,
13:15
throughout all of my work,
228
795149
1987
sorduğum bir numaralı soru
13:17
and the short answer is that people don't know.
229
797160
3134
ve kısa cevabı ise insanların bunu bilmediğidir.
13:20
I think the solution to any of these types of situations, any rights abuses,
230
800809
3891
Bence bu tip durumların, tüm hak ihlallerinin çözümü
13:24
are really dependent on two things.
231
804724
1693
gerçekten iki şeye bağlıdır.
13:26
They're dependent on knowledge that it's actually happening
232
806441
2796
Bunlar, bilgiye bağlıdır ki bu fiilen olmakta
13:29
and then a means and efficacy to actually make a change.
233
809261
4282
ve sonra gerçek bir değişiklik meydana getirebilecek imkan ve etkiye bağlıdır.
13:33
And unfortunately with these prisoners,
234
813567
2397
Ve maalesef bu mahkumlar ile,
13:35
one, people don't know what's happening at all
235
815988
2575
ilki, insanlar sonuçta ne olduğunu bilmiyor
13:38
and then they're already disenfranchised populations
236
818587
2588
ve dahası onlar şimdiden haklarını kaybetmiş kişiler;
13:41
who don't have access to attorneys, not native English speakers.
237
821199
4032
avukatlarla görüşme izinleri olamayan, akıcı İngilizce konuşamayan insanlar.
13:45
In some of these cases, they have great representation that I mentioned,
238
825255
3410
Bu davaların bazılarında gördüğüm kadarıyla büyük temsiller var
13:48
but there's just not a public awareness of what's happening.
239
828689
3062
fakat ne olduğuna dair toplum farkındalığı yok.
13:51
TR: Isn't it guaranteed in prison that you have right to council
240
831775
3040
TR: Hapisteyken konsey hakkı ya da konseye ulaşma
13:54
or access to council?
241
834839
1541
garanti altında değil mi?
13:56
WP: There's a tendency in our culture
242
836404
1782
WP: Bizim kültürümüzde bir eğilim var
13:58
to see when people have been convicted of a crime,
243
838210
3110
insanlar bir suçtan mahkum edildikleri zaman
14:01
no matter if that charge was bogus or legitimate,
244
841344
2358
suçlama ister düzmece ister meşru olsun
14:03
that whatever happens to them after that is warranted.
245
843726
2966
bunun sonucunda onlara her ne olursa olsun bu garantidir.
14:06
And I think that's a really damaging and dangerous narrative that we have,
246
846716
3494
Bence bizim olan bu hikaye oldukça zarar verici ve tehlikelidir
14:10
that allows these types of things to happen,
247
850234
2460
ki bu tip olayların olmasına fırsat verir,
14:12
as the general public just kind of turns a blind eye to it.
248
852718
3403
toplum genel olarak buna kör bir gözle bakar.
14:16
TR: All those documents on screen were all real documents, word for word,
249
856145
4936
TR: Tüm bu ekrandaki belgeler gerçek belgeler, kelimesi kelimesine,
14:21
unchanged at all, right?
250
861105
2049
hiçbir yeri değiştirilmemiş, değil mi?
14:23
WP: Absolutely. I've actually uploaded all of them to my website.
251
863178
3336
WP: Kesinlikle. Hepsini güncel olarak web siteme yükledim.
14:26
It's willpotter.com/CMU and it's a footnoted version of the talk,
252
866538
4877
willpotter.com/CMU sitesi ve konuşmanın dipnotlu versiyonu,
14:31
so you can see the documents for yourself without the little snippets.
253
871439
3318
böylece belgeleri hiç bir kesinti olmadan siz de görebilirsiniz.
14:34
You can see the full version.
254
874781
1388
Tam versiyonu görebilirsiniz.
14:36
I relied overwhelmingly on primary source documents
255
876193
2945
Büyük çoğunlukta ana kaynak belgelere veya
14:39
or on primary interviews with former and current prisoners,
256
879162
3316
mevcut ve eski mahkumlarla olan birincil röportajlara güveniyorum
14:42
with people that are dealing with this situation every day.
257
882502
2786
ki bu insanlar bu durumla her gün uğraşmak zorundalar.
14:45
And like I said, I've been there myself, as well.
258
885312
2318
Ve dediğim gibi bizzat orada da bulundum.
14:47
TR: You're doing courageous work.
259
887654
1706
TR: Cesurca bir iş yapıyorsun.
14:49
WP: Thank you very much. Thank you all.
260
889384
2156
WP: Çok sağolun. Hepinize teşekkürler.
14:51
(Applause)
261
891564
2692
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7