How to change your behavior for the better | Dan Ariely

589,211 views ・ 2019-12-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Camille Martínez
0
0
7000
Çeviri: Sevim Nur Yıldız Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
Hi.
1
12952
1389
Merhaba.
00:14
You might have noticed that I have half a beard.
2
14793
2390
Yarım bir sakalım olduğunu fark etmişsinizdir.
00:17
It's not because I lost a bet.
3
17603
2143
Bu bir iddiayı kaybettiğimden değil.
00:19
Many years ago, I was badly burned.
4
19770
2953
Yıllar önce kötü bir şekilde yanmıştım.
00:22
Most of my body is covered with scars,
5
22747
2063
Vücudumun çoğu yaralarla kaplı,
00:24
including the right side of my face.
6
24834
1848
yüzümün sağ tarafı da dahil.
00:26
I just don't have hair. That's just how it happened.
7
26706
2768
Sadece kılım yok. Tek sebebi bu.
00:29
It looks symmetrical, but almost.
8
29498
2367
Neredeyse simetrik gözüküyor.
00:31
Anyway, now that we discussed facial hair,
9
31889
3087
Her neyse, yüz kıllarını tartıştığımıza göre
00:35
let's move to social science.
10
35000
2878
sosyal bilime geçelim.
00:37
And in particular, I want us to think about where is the potential for humanity
11
37902
6241
Özellikle, insanlık için potansiyelin nerede olduğunu
ve şimdi nerede olduğumuzu düşünmemizi istiyorum.
00:44
and where we are now.
12
44167
1298
00:45
And if you think about it, there's a big gap
13
45879
2078
Bunun hakkında düşünürseniz,
00:47
between where we think we could be and where we are,
14
47981
2522
olabileceğimizi düşündüğümüz yerle olduğumuz yer arasında
her anlamda büyük bir boşluk var.
00:50
and it's in all kinds of areas.
15
50527
2121
00:52
So let me ask you:
16
52672
2071
Size şunu sorayım:
00:54
How many of you in the last month have eaten more than you think you should?
17
54767
4051
Kaçınız geçen ay yemesi gerekenden daha fazlasını yedi?
00:58
Just kind of general. OK.
18
58842
2008
Tamam, her zamanki gibi.
01:00
How many of you in the last month have exercised less than you think you should?
19
60874
4462
Kaçınız geçen ay yapması gerekenden daha az egzersiz yaptı?
01:05
OK, and for how many of you has raising your hands twice
20
65360
2939
Tamam, peki kaçınızın elini iki kere kaldırması
01:08
been the most exercise you got today?
21
68323
1940
bugün yaptığı en büyük egzersiz oldu?
01:10
(Laughter)
22
70287
2322
(Kahkaha)
01:13
How many of you have ever texted while driving?
23
73539
3769
Kaçınız hayatında en az bir kez araba sürerken mesaj yazdı?
01:18
OK, we're getting honest. Let's test your honesty.
24
78200
3356
Tamam, dürüst oluyoruz. Hadi dürüstlüğünüzü test edelim.
01:21
How many people here in the last month
25
81580
2002
Burada bulunan kaç insan, geçen ay
01:23
have not always washed your hands when you left the bathroom?
26
83606
2886
tuvaletten her çıktığında ellerini yıkamadı?
01:26
(Laughter)
27
86516
1638
(Kahkaha)
01:28
A little less honest.
28
88178
1174
Daha az dürüstlük.
01:29
By the way, it's interesting how we're willing to admit texting and driving
29
89376
3627
Bu arada, araba sürerken mesajlaştığımızı itiraf etmeye meraklı olmamız
01:33
but not washing our hands, that's difficult.
30
93027
2049
ama ellerimizi yıkamadığımıza olmamamız ilginç, bu zor.
01:35
(Laughter)
31
95100
1700
(Kahkaha)
01:37
We can go on and on.
32
97389
1277
Sabaha kadar devam edebiliriz.
01:38
The problem, the topic is that there's lots of things
33
98690
2763
Problem, konu şu ki; o anda ne yapabileceğimizi bildiğimiz
01:41
when we know what we could do --
34
101477
2044
tonlarca şey var --
01:43
we could be very, very different, but we're acting in a very different way.
35
103545
3640
çok daha farklı olabiliriz ama farklı bir şekilde davranıyoruz.
01:47
And when we think how do we bridge that gap,
36
107209
2253
Bu boşluğu nasıl dolduracağımızı düşündüğümüzde
01:49
the usual answer is, "Just tell people."
37
109486
3085
çoğunlukla cevap "insanlara söyle" oluyor.
Örneğin, insanlara araba sürerken mesajlaşmanın tehlikeli olduğunu söyle.
01:52
For example, just tell people that texting and driving is dangerous.
38
112595
3208
01:55
Did you know it's dangerous? You should stop doing it.
39
115827
2540
Bunun tehlikeli olduğunu biliyor muydun? Bunu yapmayı bırakmalısın.
01:58
You tell people something is dangerous, and they will stop.
40
118391
2791
İnsanlara bir şeyin tehlikeli olduğunu söylerseniz, dururlar.
02:01
Texting and driving is one example.
41
121206
1686
Araba sürerken mesajlaşmak bir örnek.
02:02
Another very sad example is that in the US,
42
122916
2228
Başka bir üzücü örnek ise ABD'de,
02:05
we spend between seven and eight hundred million dollars a year
43
125168
3484
bir yılda yedi ile sekiz yüz milyon dolar arası parayı
02:08
on what's called "financial literacy."
44
128676
2022
"finansal okur-yazarlık"a harcamamız.
02:11
And what do we get as a consequence of that?
45
131237
2460
Peki bunun sonucunda ne kazanıyoruz?
02:13
There was recently a study that looked at all the research ever to be conducted
46
133721
4099
Yakın zamanda finansal okur-yazarlık üzerine yapılan her araştırmayı
02:17
on financial literacy -- what's called a meta-analysis.
47
137844
2794
ele alan bir çalışma vardı -- ona meta-analiz deniyor.
02:20
And what they found is that when you tell people,
48
140662
2812
Buldukları şey şuydu ki insanlara, onlara finansal okur-yazarlık
02:23
you teach them financial literacy,
49
143498
1914
öğrettiğinizi söylediğinizde
02:25
they learn and they remember.
50
145436
2387
öğreniyorlar ve hatırlıyorlar.
02:27
But do people execute? Not so much.
51
147847
2983
Peki insanlar uyguluyorlar mı? Pek değil.
02:30
The improvement is about three or four percent
52
150854
2249
İlerleme ortalama yüzde üç veya dört
02:33
immediately after the course,
53
153127
1861
o da kursun hemen sonrasında
02:35
and then it goes down.
54
155012
1666
ve devamında düşüyor.
02:36
And at the end of the day,
55
156702
1707
Hatta günün sonunda,
02:38
the improvement is about 0.1 percent --
56
158433
3659
gelişme yüzde 0,1 civarında --
02:42
not zero, but as humanly close to zero as possible.
57
162116
3472
sıfır değil ama sıfıra olabildiğince yakın.
02:45
(Laughter)
58
165612
2298
(Kahkaha)
02:48
So that's the sad news.
59
168494
1171
Bu üzücü haber.
02:49
The sad news is, giving information to people
60
169689
2553
Üzücü haber, insanlara bilgi vermek
02:52
is just not a good recipe to change behavior.
61
172266
2359
davranışlarını değiştirmede pek iyi bir yol değil.
02:55
What is?
62
175024
1159
Ne iyi bir yoldur?
02:56
Well, social science has made lots of strides,
63
176207
2853
Sosyal bilimler uzunca bir yol katetti
02:59
and the basic insight is that if we want to change behavior,
64
179084
3703
ve temel görüş şu ki eğer davranışı değiştirmek istiyorsak
03:02
we have to change the environment.
65
182811
1735
çevreyi değiştirmek zorundayız.
03:05
The right way is not to change people, it's to change the environment.
66
185232
3389
Doğru yol insanları değiştirmek değil, çevreyi değiştirmektir.
03:08
And I want to present a very simpleminded model of how to think about it:
67
188645
3528
Bunu nasıl düşünmemiz gerektiğinin basit bir modelini göstermek istiyorum:
03:12
it's to think about behavioral change
68
192197
2022
Bu davranışsal değişim hakkında
03:14
in the same way that we think about sending a rocket to space.
69
194243
3056
uzaya bir roket göndermekle aynı şekilde düşünmektir.
03:17
When we think about sending a rocket to space,
70
197762
2404
Uzaya bir roket göndermeyi düşündüğümüzde
03:20
we want to do two main things.
71
200190
1446
iki ana şeyi yapmak isteriz.
03:21
The first one is to reduce friction.
72
201660
2457
İlki sürtüşmeyi azaltmaktır.
Roketi almak ve mümkün olduğunca az sürtünmeye sahip olmayı isteriz,
03:24
We want to take the rocket and have as little friction as possible
73
204141
3150
03:27
so it's the most aerodynamic possible.
74
207315
2051
bu mümkün olan en aerodinamik şey.
03:29
And the second thing is we want to load as much fuel as possible,
75
209390
3523
İstediğimiz ikinci şey ise mümkün olduğu kadar çok yakıt yüklemektir,
03:32
to give it the most amount of motivation, energy to do its task.
76
212937
3984
bu, görevini yapabilmesinde lazım olan en yüksek motivasyonu vermek içindir.
03:37
And behavior change is the same thing.
77
217461
2366
Davranışsal değişim de aynı şey.
03:39
So let's first talk about friction.
78
219851
2375
Sürtünme hakkında konuşalım.
03:43
In this particular case study I'll tell you about,
79
223345
2930
Özellikle bu çalışma türünde, size bahsedeceğim şey
03:46
there's a pharmacy, an online pharmacy.
80
226299
3163
bir eczane, bir çevrim içi eczane.
03:49
Imagine you go to your doctor.
81
229486
1901
Doktorunuza gittiğinizi düşünün.
03:51
You have a long-term illness,
82
231411
1642
Uzun süreli bir hastalığınız var,
03:53
your doctor prescribes to you a medication,
83
233077
2837
doktorunuz size reçeteyle bir ilaç yazıyor,
03:55
you sign up for this online pharmacy
84
235938
2294
siz bu çevrim içi eczaneye üye oluyorsunuz
03:58
and you get your medication in the mail every 90 days.
85
238256
2889
ve her 90 günde bir ilacınızı postayla alıyorsunuz.
04:01
Every 90 days, medication, medication, medication.
86
241169
2500
Her 90 gün, ilaç, ilaç, ilaç.
04:04
And this online pharmacy wants to switch people
87
244122
3670
Ayrıca bu çevrim içi eczane insanların ilaçlarını
04:07
from branded medication to generic medication.
88
247816
2630
marka ilaçlardan muadil ilaçlara çevirmeye çalışıyor.
İnsanlara mektuplar yolluyorlar ve diyorlar ki;
04:11
So they send people letters, and they say,
89
251176
2054
04:13
"Please, please, please, switch to generics.
90
253254
2304
"Lütfen ama lütfen muadil ilaçlara geçin.
04:15
You will save money, we will save money, your employer will save money."
91
255582
3427
Siz de, biz de, işvereniniz de para kurtarmış olacak."
04:19
And what do people do?
92
259033
1228
Peki insanlar ne yapıyor?
04:20
Nothing.
93
260657
1151
Hiçbir şey.
04:21
So they try all kinds of things and nothing happens.
94
261832
2478
Her türlü şeyi deniyorlar ve hiçbir şey olmuyor.
04:24
So for one year, they give people an amazing offer.
95
264334
3092
Bir yıl boyunca insanlara inanılmaz teklifler sundular.
04:27
They send people a letter, and they say,
96
267450
1949
İnsanlara bir mektup yollayıp dediler ki;
04:29
"If you switch to generics now, it will be free for a whole year."
97
269423
3694
"Eğer şimdi muadil bir ilaca geçerseniz bir yıl boyunca bedava olacak."
04:33
Free for a whole year. Amazing!
98
273141
1507
Bir yıl boyunca bedava. Harika!
04:35
What percentage of people do you think switched?
99
275179
2848
Sizce insanların yüzde kaçı değiştirdiler?
04:39
Less than 10 percent.
100
279067
1399
Yüzde ondan daha azı.
04:41
At this point, they show up to my office.
101
281104
2238
Bu noktada benim ofisime geldiler.
04:43
And they come to complain.
102
283366
1449
Üstelik şikayete geldiler.
04:45
Why did they pick me?
103
285711
1151
Neden beni seçtiler?
04:46
I wrote a couple of papers on the "allure of free."
104
286886
2771
"Bedavanın cazibesi" üzerine birkaç yazı yazmıştım.
04:49
In those papers, we showed that if you reduce the price of something
105
289681
3217
O yazılarda gösterdik ki; eğer bir şeyin fiyatını, diyelim ki
04:52
for, let's say, 10 cents to one cent, nothing much happens.
106
292922
3030
10 centten 1 cente düşürürsen pek de bir şey olmaz.
04:55
You reduce it from one cent to zero, now people get excited.
107
295976
2916
O şeyin fiyatını 1 centten sıfıra düşür, işte o zaman insanlar heyecanlanır.
04:58
(Laughter)
108
298916
1072
(Kahkaha)
05:00
And they said, "Look, we read these papers on 'free,' we gave 'free.'
109
300012
3281
Dediler ki "Bak, 'bedava' hakkındaki yazıları okuduk, 'bedava' verdik.
05:03
Not working as we expected.
110
303317
1308
Beklediğimiz gibi olmuyor.
05:04
What's going on?"
111
304649
1229
Neden böyle oldu?"
05:06
I said, "You know, maybe it's a question of friction."
112
306314
2749
Dedim ki "Belki de bu sürtüşmenin sorusudur."
05:09
They said, "What do you mean?"
113
309558
1484
"Ne demek istiyorsun?" dediler.
05:11
I said, "People are starting with branded.
114
311066
2032
"İnsanlar markalarla başlıyor.
05:13
They can do nothing and end with branded.
115
313122
2357
Hiçbir şey yapamıyorlar ve markalara gidiyorlar.
05:15
To move to generic, they have to choose generic over branded,
116
315503
3667
Muadile yönelmek için muadili markanın üzerine seçmeliler
05:19
but they also have to do something.
117
319194
1865
ama bir şey daha yapmalılar.
05:21
They have to return the letter."
118
321083
1613
Mektuba dönüş yapmalılar."
05:22
So this is what we call a "confounded design."
119
322720
2610
Yani bu bizim "kötü tasarım" diye adlandırdığımız şey.
05:25
Two things are happening at the same time.
120
325354
2024
Aynı anda iki şey oluyor.
05:27
It's branded versus generic,
121
327402
1687
Markalı, muadile karşı gibi görünse de
05:29
but it's doing nothing versus doing something.
122
329113
2632
aslında bu hiç bir şey yapmamak, bir şeyler yapmaya karşıdır.
05:32
So I said, "Why don't we switch it?
123
332206
1724
"Neden bunu değiştirmeyelim?" dedim.
05:34
Why don't we send people a letter and say, 'We're switching you to generics.
124
334417
3607
Neden insanlara bir mektup gönderip "Sizi muadillere yönlendiriyoruz.
Hiçbir şey yapmanıza gerek yok.
05:38
You don't need to do anything.
125
338048
1482
05:39
If you want to stay with branded, please return the letter.'"
126
339554
3078
Eğer markayla kalmak istiyorsanız lütfen mektubu cevaplayın." demeyelim?
05:42
(Laughter)
127
342656
1154
(Kahkaha)
05:43
Right?
128
343834
1211
Değil mi?
05:45
What do you think happened?
129
345490
1347
Ne oldu dersiniz?
05:48
Lawyers, lawyers happened.
130
348841
1548
Avukatlar, avukatlar oldu.
05:50
(Laughter)
131
350413
3329
(Kahkaha)
05:56
It turns out, this is illegal.
132
356017
1845
Bunun yasa dışı olduğu ortaya çıktı.
05:57
(Laughter)
133
357886
3398
(Kahkaha)
06:03
By the way, for brainstorming and creativity,
134
363398
2948
Bu arada beyin fırtınası ve yaratıcılık için
06:06
doing things that are illegal and immoral, it's fine,
135
366370
2554
yasa dışı ve ahlaksız şeyler yapmakta bir sıkıntı yok,
06:08
as long as it's just in the brainstorming phase.
136
368948
3450
tabii bu beyin fırtınası aşamasında kaldığı sürece.
06:12
(Laughter)
137
372422
1350
(Kahkaha)
06:13
But this was the purity of the idea,
138
373796
1802
Ama bu fikrin saflığıydı
06:15
because the initial design was the branded had the no-action benefit.
139
375622
3999
çünkü en baştaki tasarımda markalılar bir sıfır önde başlıyordu.
06:19
In my illegal, immoral design, generic had the no-action benefit.
140
379645
4315
Benim yasa dışı ve ahlaksız tasarımımda muadiller bir sıfır önde başlıyordu.
06:23
But they agreed to give people a T-intersection:
141
383984
2868
Ama onlar, insanlara bir seçenek sunmakta anlaştılar:
06:26
send people a letter and say,
142
386876
1394
bir mektup yollayıp dediler ki
06:28
"If you don't return this letter,
143
388294
2023
"Eğer bu mektubu cevaplamazsanız
06:30
we will be forced to stop your medications.
144
390341
2160
ilaçlarınızı durdurmak zorunda kalacağız.
06:33
But when you return the letter, you could choose branded at this price,
145
393083
3763
Ama bu mektuba cevap verdiğinizde markalı halini şu fiyata,
06:36
generic at this price."
146
396870
1332
muadilini şu fiyata seçebilirsiniz."
06:38
Now people had to take an action.
147
398906
1916
Şimdi insanlar bir şey yapmak zorundaydı.
06:40
They were on even footing. Right?
148
400846
1675
Eşit şartlardalardı. Değil mi?
06:42
It wasn't that one had the no-action benefit.
149
402545
2371
Biri diğerinden bir sıfır önde değildi.
06:44
What percentage do you think switched?
150
404940
2512
Sizce yüzde kaçı değiştirdi?
06:48
The vast majority switched.
151
408278
1518
Büyük bir çoğunluğu.
06:50
So what does it tell us?
152
410208
1193
Peki bu bize ne söylüyor?
06:51
Do people like generics, or do we like branded?
153
411425
2331
İnsanlar muadilleri ya da biz markaları mı seviyoruz?
06:54
We hate returning letters.
154
414434
1596
Mektuplara dönmekten nefret ediyoruz.
06:56
(Laughter)
155
416054
1959
(Kahkaha)
06:58
This is the story of friction: small things really matter.
156
418037
4903
Bu sürtünmenin hikayesidir: küçük şeyler gerçekten önemli.
07:02
And friction is about taking the desired behavior
157
422964
3362
Sürtüşme, istenilen davranışı alarak şunu demektir:
07:06
and saying: Where do we have too much friction
158
426350
2347
Nerede bu kadar fazla sürtüşüyoruz da
07:08
so it's slowing people down from acting on it?
159
428721
2573
bu insanları hareket etmekten bu kadar alıkoyuyor?
07:11
And every time you see that the desired behavior
160
431318
2292
Her istenilen davranış ve kolay davranışın
07:13
and the easy behavior are not aligned,
161
433634
1862
düzenlenmeyişini gördüğünüzde anlayın ki
07:15
it means we want to try and realign them.
162
435520
2532
biz onları düzenlemeyi denemek istiyoruz.
07:18
That's the first part. We talked about friction.
163
438509
2308
Bu ilk kısım. Sürtüşme hakkında konuştuk.
07:20
Now let's talk about motivation.
164
440841
1672
Şimdi de motivasyon hakkında konuşalım.
07:22
In this particular study,
165
442878
1200
Bu çalışmada,
07:24
we were trying to get very poor people in a slum called Kibera in Kenya
166
444102
4338
Kenya'da Kibera denen bir gecekondu mahallesinde yaşayan çok fakir insanlara
ulaşmaya çalışıyorduk ki kötü günler için biraz para biriktirelim.
07:28
to save a little bit of money for a rainy day.
167
448464
2668
07:31
You know, if you're very, very poor, you have no extra money,
168
451156
2917
Eğer çok fakirseniz fazladan paranız yoktur,
07:34
you live hand to mouth,
169
454097
1224
kıt kanaat geçinirsiniz
07:35
and from time to time, bad things happen.
170
455345
2317
ve zaman zaman kötü şeyler olur.
07:37
And when something bad happens, you have nothing to draw on, you borrow.
171
457686
4351
Kötü bir şey olduğunda kullanabileceğiniz bir şeyiniz yoktur, borç alırsınız.
07:42
The Kibera people can borrow at sometimes up to 10 percent interest a week.
172
462061
6373
Kiberalı insanlar bazen haftalık yüzde ona kadar faizle borç alabiliyorlar.
07:48
And then, of course, it's really hard to get out of it.
173
468458
2609
Tabii ki sonrasında bu borçtan çıkmak oldukça zor oluyor.
07:51
You live hand to mouth, something bad happens,
174
471091
2173
Kıt kanaat yaşarsınız, kötü bir şey olur,
07:53
you borrow, things get worse and worse and worse.
175
473288
2766
borç alırsınız, işler daha da ve daha da kötü olur.
07:56
So we wanted people to keep a little bit of money for a rainy day.
176
476078
3357
Biz de insanların kötü günler için biraz para saklamalarını istedik.
08:00
And we thought about what is the motivation,
177
480141
2566
Bunun motivasyonunun, buna eklememiz gereken yakıtın
08:02
what is the fuel that we need to add?
178
482731
2319
ne olması gerektiğini düşündük.
08:05
And we tried all kinds of things.
179
485074
1791
Her türlü yolu denedik.
08:07
Some people, we texted them once a week and said,
180
487373
2598
Bazı insanlara haftada bir mesaj attık ve dedik ki
08:09
"Please try to save 100 shillings" -- about a dollar -- "this week."
181
489995
4093
"Lütfen bu hafta 100 şilin" -- yaklaşık bir dolar -- "kenara koymaya çalışın."
08:14
Some people, we sent a text message as if it came from their kids.
182
494571
4186
Bazı insanlara çocukları tarafından yazılmış gibi mesajlar attık.
08:19
So it said, "Hi Mom, hi Dad, this is little Joey" --
183
499317
3407
Şöyle diyordu, "Merhaba anne, baba, ben küçük Joey" --
08:22
whatever the name of the kid was --
184
502748
1767
çocuğun ismi her ne ise --
08:24
"Try and save 100 shillings this week for the future of our family."
185
504539
3945
"Ailemizin geleceği için bu hafta yüz şilin kenara koymaya çalışın."
08:28
Right? I'm Jewish, a little bit of guilt always works.
186
508508
3580
Ben Yahudiyim, biraz acındırma her zaman işe yarar.
08:32
(Laughter)
187
512112
1450
(Kahkaha)
08:33
Some people got 10 percent.
188
513586
1843
Bazı insanlar yüzde onunu aldı.
08:35
"Save up to a hundred shillings, we'll give you 10 percent."
189
515453
2849
"Yüz şiline kadar para biriktirin, size yüzde onunu verelim."
08:38
Some people got 20 percent.
190
518326
1685
Bazı insanlar yüzde yirmisini aldı.
08:40
Some people got also 10 percent and 20 percent,
191
520035
2654
Bazı insanlar da yüzde onunu ve yüzde yirmisini aldı
08:42
but they got it with loss aversion.
192
522713
2273
ama onlar kayıptan kaçınmayla aldılar.
08:45
What is loss aversion?
193
525010
1331
Kayıptan kaçınma nedir?
08:46
Loss aversion is the idea that we hate losing
194
526365
2595
Kayıptan kaçınma kazanmaktan hoşlanmaktan daha çok
08:48
more than we enjoy gaining.
195
528984
1736
kaybetmekten nefret etme fikridir.
08:50
Now, think about somebody who is in a 10-percent condition
196
530744
2727
Yüzde onluk durumunda olan birini düşünün
08:53
and they put 40 shillings in.
197
533495
1921
ve onlar kırk şilin koyuyorlar.
08:55
They put 40 shillings, we give them four more,
198
535440
2187
Onlar kırk şilin koyunca biz onlara dört daha veririz
08:57
they say thank you very much.
199
537651
1452
onlar teşekkür ederler.
08:59
That person gave up six.
200
539127
1730
Bu insan altıdan vazgeçti.
09:00
They could have gotten six more if they gave a hundred,
201
540881
2599
Eğer bir yüz verselerdi altı daha alabilirlerdi
09:03
but they don't see it.
202
543504
1584
ama bunu görmüyorlar.
09:05
So we created what we call pre-match.
203
545112
2427
Bu yüzden önceden eşleme dediğimiz bir şey yaptık.
09:07
We put the 10 shillings in at the beginning of the week.
204
547563
2665
Haftanın başında on şilin koyduk.
09:10
We said, "It's waiting for you!"
205
550252
1550
"Sizi bekliyor!" dedik.
09:11
And then if somebody puts 40 in, we say, "Oh, you put 40 in,
206
551826
2966
Eğer biri kırk koyarsa dedik ki "Sen kırk koydun,
09:14
we're leaving four, and we're taking six back."
207
554816
2591
biz dört bırakıyoruz ve altı geri alıyoruz."
09:17
So in both cases, pre-match or post-match,
208
557431
3003
Yani önceden veya sonradan eşlesek de
09:20
people get 10 percent.
209
560458
1698
insanlar hep yüzde on aldı.
09:22
But in the pre-match,
210
562180
1444
Fakat önceden eşlemede
09:23
they see the money they did not match leaving their account.
211
563648
3093
eşlemedikleri paranın hesaplarından ayrılışlarını gördüler.
09:27
So we have text, text from kids, 10 percent, 20 percent,
212
567850
2922
Yani mesajlar, çocuklardan mesajlar, yüzde on, yüzde yirmi,
09:30
pre-match, post-match.
213
570796
1587
önceden ve sonradan eşleme var.
09:32
And we had one more condition.
214
572407
1967
Bir şart daha ekledik.
09:34
It was a coin about this size,
215
574398
2370
Bu boylarda bir bozuk para,
09:36
with 24 numbers written on it.
216
576792
2053
üzerinde 24 sayıyla beraber.
09:39
And we asked them to put the coin somewhere in their hut,
217
579472
3463
Bozuk parayı barakalarında bir yere koymalarını istedik
09:42
and every week, take a knife and scratch the number for that week --
218
582959
3301
ve her hafta bir bıçak alıp o hafta için olan numarayı kazımalarını --
09:46
week one, two, three, four --
219
586284
2104
hafta bir, iki, üç, dört --
09:48
scratch it like a minus if they didn't save
220
588412
2499
eğer biriktiremedilerse bir eksi gibi kazımalarını
09:50
and scratch it up and down if they saved.
221
590935
2258
biriktirdilerse dikey kazımalarını.
09:53
Now, think to yourself:
222
593788
1264
Şimdi kendiniz düşünün:
09:55
Which one of those methods do you think worked the best?
223
595076
3320
Sizce bu yollardan hangisi en çok işe yaradı?
09:58
Text, text from the kids, 10 percent, 20 percent,
224
598420
2371
Mesaj, çocuklardan mesaj, yüzde on, yüzde yirmi,
10:00
beginning of the week, end of the week, and the coin?
225
600815
2560
haftanın başı, haftanın sonu ve de bozuk para?
10:03
I'll tell you what the average people think.
226
603399
2105
Size ortalama bir insanın ne düşündüğünü söyleyeyim.
10:05
We've done these studies of prediction,
227
605528
1987
Bu tahmin çalışmalarını yürüttük,
10:07
both in the US and in Kenya.
228
607539
2094
hem ABD'de hem Kenya'da.
10:09
People think that 20 percent will get a lot of action,
229
609657
2944
İnsanlar yüz yirminin çok tepki alacağını düşündü,
10:12
10 percent less,
230
612625
1242
yüzde onun daha az,
10:13
the rest of it will do nothing --
231
613891
1836
kalanının ise hiçbir şey --
10:15
kids, coin, doesn't matter.
232
615751
2725
çocuklar, bozuk para, hiç fark etmez.
10:19
People think loss aversion will have a small effect.
233
619048
2640
İnsanlar kayıptan kaçınmanın küçük bir etkisi olacağını düşündü.
10:22
What actually happened?
234
622677
1260
Aslında ne oldu?
10:24
Sending a text reminder once a week
235
624861
2172
Haftada bir kez hatırlatıcı mesaj atmak
10:27
helps a lot.
236
627057
1209
oldukça işe yaradı.
10:28
Good news!
237
628848
1158
İyi haber!
10:30
This program lasted six months. People forget. Reminding people is great.
238
630030
3599
Bu program altı ay sürdü. İnsanlar unutur. İnsanlara hatırlatmak güzeldir.
10:34
Ten percent at the end of the week helped some more.
239
634088
2945
Yüzde on haftanın sonunda biraz daha yardım etti.
10:37
Financial incentives work.
240
637057
1398
Finansal teşvikler işe yaradı.
10:39
Twenty percent at the end of the week -- just like 10 percent, no difference.
241
639033
4000
Yüzde yirmi haftanın sonunda -- yüzde on gibi, farkı yok.
10:43
Ten percent in the beginning of the week
242
643625
1957
Yüzde on haftanın başında
10:45
helps some more.
243
645606
1157
biraz daha yardım etti.
10:46
Loss aversion works.
244
646787
1198
Kayıptan kaçınma işe yarıyor.
10:48
Twenty percent in the beginning of the week,
245
648009
2071
Haftanın başında yüzde yirmi
10:50
just like 10 percent in the beginning of the week, no difference.
246
650104
3075
aynı haftanın başında yüzde on gibi işe yaradı, bir fark yok.
10:53
And the text message from the kids was just as effective
247
653203
2978
Ayrıca çocuklardan mesajlar da en az yüzde yirmi
10:56
as 20 percent plus loss aversion --
248
656205
3214
ve kayıptan kaçınma kadar etkiliydi --
10:59
which is amazing, right?
249
659443
1658
bu harika bir şey, değil mi?
11:01
It's amazing how motivating messages from kids were.
250
661125
3328
Çocuklardan mesajların bu kadar motive edici oluşu harika bir şey.
11:04
And one conclusion is we don't use kids enough.
251
664477
3350
Bir sonuçsa çocukları yeteri kadar kullanmayışımız.
11:07
(Laughter)
252
667851
2048
(Kahkaha)
11:09
And, of course, I don't mean in a child labor sense.
253
669923
5468
Tabii ki de çocuk işçiliği anlamında söylemiyorum.
11:16
But if you think about parents and their kids,
254
676065
2374
Fakat aileleri ve çocuklarını düşünürseniz
11:18
we are the best that we can for our kids,
255
678463
2619
çocuklarımız için biz en iyileriz
11:21
and we think about the future,
256
681106
1491
ve gelecek hakkında düşünürüz
11:22
and I think we should think
257
682621
1480
ve ailelerin iyi yönde davranmaları için
11:24
about how to use that amazing source of motivation
258
684125
3111
bu inanılmaz motivasyon kaynağının nasıl kullanılacağı hakkında da
11:27
to get parents to behave in a better way.
259
687260
2551
düşünmemiz gerektiği fikrindeyim.
11:30
But the big surprise of this study was the coin.
260
690847
2827
Bu çalışmanın büyük sürprizi bozuk paraydı.
11:33
The coin basically doubled savings compared to everything else.
261
693698
3250
Bozuk para kısaca diğer her şeye kıyasla birikimleri ikiye katladı.
11:37
And now the question is: Why? What was it about the coin?
262
697727
2682
Şimdiki soru ise neden? Bozuk paranın neyi vardı?
Size bozuk parayı nasıl düşünmeye başladığımı anlatacağım
11:41
So I'll tell you how I started thinking about the coin,
263
701046
2656
11:43
and then we'll come back to it.
264
703726
1504
sonra bu konuya geri döneceğiz.
11:45
So you know, when I do research on, let's say, buying coffee,
265
705254
2976
Bir şey üzerine araştırma yaptığımda, diyelim ki kahve satın alma,
11:48
I don't need to go anywhere. I can sit in my office.
266
708254
2452
bir yere gitmeme gerek yok. Ofisimde oturabilirim.
11:50
I've bought enough coffee. I know how it works.
267
710730
2213
Yeterince kahve almışımdır. Nasıl çalıştığını biliyorum.
11:52
The details, I'm familiar with.
268
712967
1936
Detaylarla içli dışlıyım.
11:54
When you do research in some of the poorest places in the world,
269
714927
3107
Dünyanın en fakir yerlerinden birinde araştırma yaptığında
11:58
you have to go and visit and see what's going on
270
718058
2279
gitmeli, ziyaret etmeli, neler olduğunu görmeli
12:00
and get some insight about how the system works.
271
720361
2586
ve sistemin nasıl çalıştığıyla ilgili biraz fikir edinmelisin.
12:03
And on that particular day,
272
723589
1367
Tam olarak o gün,
12:04
I'm in a place called Soweto in South Africa,
273
724980
2525
Güney Afrika'da Soweta adında bir yerdeyim
12:07
and I'm sitting in a place that sells funeral insurance.
274
727529
3623
ve cenaze sigortası satan bir yerde oturuyorum.
12:11
You know, in the US people spend crazy amounts of money on weddings?
275
731990
3888
ABD'de insanların düğünlere çılgınca para harcadığını bilirsiniz.
12:15
In South Africa, it's funerals.
276
735902
2007
Güney Afrika'da bunlar cenazeler.
12:18
People spend up to a year or two years of income on funerals.
277
738365
4984
İnsanlar bir yıl hatta iki yıllığa kadarki gelirlerini cenazelere harcarlar.
12:23
And I sit in this place --
278
743912
2798
Orada oturuyorum --
12:26
by the way, before you judge the South Africans as being irrational with this,
279
746734
4972
bu arada Güney Afrikalıları bu konuda cahil olmakla suçlamadan önce
12:31
I just want to remind you
280
751730
1200
size hatırlatmak isterim,
12:32
that spending a lot of money on funerals compared to weddings,
281
752954
3304
düğünlerle karşılaştırdığında cenazelere çok para harcamak,
12:36
at least you know for sure you only have one.
282
756282
2507
en azından sadece bir kez yaşayacağından eminsin.
12:38
(Laughter)
283
758813
3043
(Kahkaha)
12:48
OK, so I sit in this place that sells funeral insurance.
284
768000
5045
Tamam, cenaze sigortası satan o yerde oturuyorum.
12:53
And this guy comes in with his son -- his son is about 12 --
285
773069
3971
Oğluyla beraber bir adam içeri girdi -- oğlu yaklaşık 12 yaşında --
12:57
and he buys funeral insurance for a week.
286
777064
3259
ve bir haftalığına cenaze sigortası aldı.
13:00
It will cover 90 percent of his funeral expense
287
780821
2630
Bu cenaze masraflarının yüzde 90'ını karşılayacak
13:03
only if he dies in the next seven days.
288
783475
2156
ancak gelecek yedi gün içinde ölürse.
13:06
Right? These are very poor people, they buy small amounts of insurance
289
786353
3305
Bunlar çok fakir insanlar, küçük miktarda cenaze sigortası
13:09
and small amount of soap and such.
290
789682
1661
ve küçük miktarda sabun vb. alıyorlar.
13:11
And he gets that certificate,
291
791367
1803
O sertifikayı aldı
13:13
and in a very ceremonious way, he gives it to his son.
292
793194
2670
ve oldukça törensel bir şekilde onu oğluna verdi.
13:16
And as he gives it to his son, I think to myself, why the ceremony?
293
796456
3249
O belgeyi oğluna verirken kendi kendime düşündüm, neden törensel?
13:19
What is this father doing?
294
799729
1528
Baba ne yapıyor?
13:21
Now, think about the breadwinner that decides on that particular day
295
801281
4035
Şimdi aile reisinin o günde karar verişini düşünün,
13:25
to direct some money into insurance or savings.
296
805340
2420
parasının bir kısmını sigortaya ya da birikime ayırışını.
13:28
What is the family going to see tonight?
297
808587
2341
Aile bu gece ne görecek?
13:31
They're going to see less.
298
811939
1570
Daha az görecekler.
13:33
Right? At that level of poverty, there'll be less food, less kerosene, less water --
299
813533
4058
O derece fakirlikte daha az yemek, gaz, su olacak --
13:37
something less tonight.
300
817615
1855
daha az bir şeyler.
13:39
And what his father was doing and what our coin was trying to do
301
819494
3263
Babasının ve de bozuk paranın yapmaya çalıştığı şey
13:42
is to say, yes, there's less food on the table,
302
822781
2568
şunu demektir, evet, masada daha az yemek olacak
13:45
but there's another activity.
303
825373
1647
ama başka bir aktivite var.
13:47
You see, what happened is, there are many good, important economic activities,
304
827728
3790
Burada olan şey, görünmez olan çok fazla güzel ve önemli ekonomik aktivite var
13:51
like savings and insurance, that are invisible.
305
831542
2528
birikim ve sigorta gibi.
13:54
And now the question is: How do we make them visible?
306
834620
2879
Şimdi ise soru şu: Bunları nasıl görünür yaparız?
13:58
So let's go back to our rocket model.
307
838105
3732
Hadi roket modelimize geri dönelim.
14:02
We have to, first of all, look at the system
308
842373
2274
Her şeyden önce sisteme bir bakmalı
14:04
and see where there's little things we can fix, with friction,
309
844671
3699
ve sürtüşmeyle düzeltebileceğimiz küçük şeylerin nerede
sürtüşmeyi kaldırabileceğimiz yerlerin nerede olduğunu görmeliyiz.
14:08
where is there that we can remove friction?
310
848394
2356
14:10
And then the next thing we want to do is to think broadly about the system,
311
850774
3852
Yapmak istediğimiz bir sonraki şey ise sistemi ayrıntılı olarak gözden geçirip
14:14
and say: What other motivations can we bring in?
312
854650
3383
şunu demektir: Başka hangi motivasyonları sunabiliriz.
14:18
And that's a much more difficult exercise,
313
858057
2022
Bu çok daha zor bir çalışmadır
14:20
and we don't always know what would work best.
314
860103
2522
ve her zaman neyin en iyi çalışacağını bilmiyoruz.
14:22
Is it going to be money? Is it going to be loss aversion?
315
862649
2692
Bu para mı olacak? Kayıptan kaçınma mı olacak?
14:25
Is it going to be something that is visible?
316
865365
2079
Bu görünür bir şey mi olacak?
14:27
We don't know, and we have to try different things.
317
867468
2626
Bilmiyoruz ve farklı şeyler denemek zorundayız.
14:30
We also have to realize that our intuition sometimes misleads us.
318
870118
3066
Sezgilerimizin bazen bizi yanlış yönlendirdiğini de fark etmeliyiz.
14:33
We don't always necessarily know what would work the best.
319
873208
3377
Neyin en iyi işe yarayacağını her zaman bilmek zorunda değiliz.
14:37
So if we think about this gap
320
877099
1878
Yani bu boşluk hakkında düşünürsek
14:39
between where we could be and where we are,
321
879001
2184
nerede olabileceğimiz ve nerede olduğumuz,
14:41
it's a really sad thing to see this gap and to think about it.
322
881209
3729
bu boşluğu görmek ve hakkında düşünmek gerçekten üzücü.
14:44
But the good news is, there's lots we can do.
323
884962
2401
Ama iyi haber şu ki yapabileceğimiz çok şey var.
14:47
Some of the changes are easy, some of the changes are more complex.
324
887904
3231
Değişimlerin bazıları kolay, bazıları daha karmaşık.
14:51
But if we'll attack each problem directly,
325
891159
2657
Ama her soruna direkt saldırırsak,
14:53
not by just providing more information to people
326
893840
3472
sadece insanlara daha çok bilgi sağlayarak değil,
14:57
but trying to change the friction,
327
897336
1739
sürtüşmeyi değiştirmeye çalışarak,
14:59
add motivation,
328
899099
1270
motivasyon ekleyerek,
15:00
I think we can ...
329
900393
1297
yapabileceğimizi düşünüyorum.
15:01
Can we close the gap? No.
330
901714
1856
Boşluğu kapatır mıyız? Hayır.
15:03
But can we get much better? Absolutely, yes.
331
903594
3010
Ama daha iyi hale gelir miyiz? Kesinlikle evet.
15:06
Thank you very much.
332
906628
1216
Çok teşekkür ederim.
15:07
(Applause)
333
907868
3760
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7