Anne-Marie Slaughter: Can we all "have it all"?

179,550 views ・ 2014-03-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: irem alpkirisci Gözden geçirme: Sara Ozturk
00:12
So my moment of truth
0
12834
2038
Benim kader anım
00:14
did not come all at once.
1
14872
3064
birdenbire olmadı.
00:17
In 2010, I had the chance to be considered
2
17936
3626
2010 yılında
ABD Dışişleri Bakanlığında
00:21
for promotion from my job
3
21562
2327
00:23
as director of policy planning
4
23889
2072
politika planlama müdürü olarak
00:25
at the U.S. State Department.
5
25961
2757
terfi alma şansını elde ettim.
00:28
This was my moment to lean in,
6
28718
3731
Bu, yalnızca bir avuç
00:32
to push myself forward
7
32449
2885
üst düzey dış politika işleri
00:35
for what are really only a handful
8
35334
2694
için kendimi ileriye atma anımdı.
00:38
of the very top foreign policy jobs,
9
38028
3017
Bakan Clinton adına 18 aylık
00:41
and I had just finished a big, 18-month project
10
41045
3080
00:44
for Secretary Clinton, successfully,
11
44125
2573
büyük bir projeyi başarıyla bitirmiştim
00:46
and I knew I could handle a bigger job.
12
46698
4231
ve daha büyük bir işi halledebileceğimi biliyordum.
00:50
The woman I thought I was
13
50929
3830
Olduğumu sandığım kadın
00:54
would have said yes.
14
54759
2171
işi kabul ederdi.
00:56
But I had been commuting for two years
15
56930
2027
Ama ben iki yıldır Washington
00:58
between Washington and Princeton, New Jersey,
16
58957
3143
ve eşim ve iki oğlumun yaşadığı New Jersey'deki Princeton kasabası
01:02
where my husband and my two teenage sons lived,
17
62100
3927
arasında işe gidip geliyordum
01:06
and it was not going well.
18
66027
3266
ve bu iyiye gitmiyordu.
01:09
I tried on the idea of eking out another two years
19
69293
3705
İki yıl daha Washington'daki zorluğa
01:12
in Washington, or maybe uprooting my sons
20
72998
2796
devam etmeyi ya da oğullarımı okullarından,
01:15
from their school and my husband from his work
21
75794
2135
eşimi işinden ayırıp bana katılmalarını
01:17
and asking them to join me.
22
77929
2581
isteme fikrini denedim.
01:20
But deep down, I knew
23
80510
3039
Bu kararı veren kadını
01:23
that the right decision was to go home,
24
83549
3531
tam anlamıyla tanımasam bile
01:27
even if I didn't fully recognize the woman
25
87080
2916
doğru kararın eve gitmek olduğunu
01:29
who was making that choice.
26
89996
3992
kalbimin derinlerinde biliyordum.
01:33
That was a decision based on love
27
93988
3507
Bu aşk ve sorumluluk üzerine
dayalı bir karardı.
01:37
and responsibility.
28
97495
1944
01:39
I couldn't keep watching my oldest son
29
99439
2899
Büyük oğlum bana ihtiyaç duyduğunda
01:42
make bad choices
30
102338
1425
onun için orada olamadan
01:43
without being able to be there for him
31
103763
2695
onun kötü seçimler yapmasını
01:46
when and if he needed me.
32
106458
3783
izlemeye devam edemezdim.
01:50
But the real change came more gradually.
33
110241
3514
Ama gerçek değişim yavaş yavaş meydana geldi
01:53
Over the next year,
34
113755
1759
Gelecek yıl
01:55
while my family was righting itself,
35
115514
2875
ailem kendini düzeltirken
01:58
I started to realize
36
118389
1664
eğer hükümete geri dönebilsem bile
02:00
that even if I could go back into government,
37
120053
2939
bunu istemediğimi
02:02
I didn't want to.
38
122992
1780
anlamaya başladım.
02:04
I didn't want to miss the last five years
39
124772
3947
Oğullarımın evde olduğu son 5 yılı
02:08
that my sons were at home.
40
128719
2832
kaçırmak istemedim.
02:11
I finally allowed myself to accept
41
131551
3886
Sonunda benim için en önemli şeyin
02:15
what was really most important to me,
42
135437
3006
ne olduğunu kabul ettim.
02:18
not what I was conditioned to want
43
138443
3409
İstemeye şartlandırıldığım ya da belki
02:21
or maybe what I conditioned myself to want,
44
141852
4698
kendimi şartlandırdığım şey değildi.
02:26
and that decision led to a reassessment
45
146550
5061
Bu karar, birlikte büyüdüğüm
ve her zaman savunduğum feminist anlatısını
02:31
of the feminist narrative that I grew up with
46
151611
3023
02:34
and have always championed.
47
154634
3656
yeniden değerlendirmeme yol açtı.
02:38
I am still completely committed
48
158290
3852
Hala kadın-erkek eşitliği davasına tamamen bağlıyım
02:42
to the cause of male-female equality,
49
162142
5185
02:47
but let's think about what that equality really means,
50
167327
4946
ama eşitliğin gerçek anlamını
ve onu en iyi nasıl elde edeceğimizi bir düşünelim.
02:52
and how best to achieve it.
51
172273
2927
02:55
I always accepted the idea
52
175200
3123
Toplumumuzda en saygın ve güçlü insanların
02:58
that the most respected and powerful people
53
178323
2925
kariyerinin zirvesindeki erkekler
03:01
in our society are men at the top of their careers,
54
181248
4505
olduğu fikrini her zaman kabul ettim
03:05
so that the measure of male-female equality
55
185753
4175
böylece kadın-erkek eşitliği ölçüsü
03:09
ought to be how many women are in those positions:
56
189928
4219
''Başbakan, başkan, CEO, müdür, yönetici,
03:14
prime ministers, presidents, CEOs,
57
194147
2919
Nobel ödüllü, lider'' pozisyonlarındaki
03:17
directors, managers, Nobel laureates, leaders.
58
197066
5103
kadın sayısına bakarak yapılmalı.
03:22
I still think we should do everything we possibly can
59
202169
4277
Hala bu hedefe ulaşmak için yapabileceğimiz
03:26
to achieve that goal.
60
206446
2080
her şeyi yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
03:28
But that's only half of real equality,
61
208526
5125
Ama bu gerçek eşitliğin sadece yarısı
03:33
and I now think we're never going to get there
62
213651
3348
ve şimdi diğer yarısını tanımazsak
03:36
unless we recognize the other half.
63
216999
5282
asla oraya varamayacağımızı düşünüyorum.
03:42
I suggest that real equality,
64
222281
4311
Gerçek ve tam eşitliğin,
03:46
full equality,
65
226592
2271
erkeklik şartları açısından kadınlara
03:48
does not just mean valuing women
66
228863
3215
sadece değer vermek olmadığını düşünüyorum.
03:52
on male terms.
67
232078
2167
03:54
It means creating a much wider range
68
234245
4618
Bu, kadınlar ve erkekler için eşit olarak
03:58
of equally respected choices
69
238863
4012
saygı duyulan seçenekler aralığını
04:02
for women and for men.
70
242875
3051
daha da genişletmek anlamına geliyor.
04:05
And to get there, we have to change our workplaces,
71
245926
3469
Oraya ulaşmak için iş yerlerimizi,
04:09
our policies and our culture.
72
249395
2914
politikamızı ve kültürümüzü değiştirmek zorundayız.
04:12
In the workplace,
73
252309
2065
İş yerinde gerçek eşitlik,
04:14
real equality means valuing family
74
254374
3303
aileye değer vermek ve ikisinin birbirini
04:17
just as much as work,
75
257677
1623
güçlendirdiğini anlamak anlamına gelir.
04:19
and understanding that the two reinforce each other.
76
259300
4563
04:23
As a leader and as a manager,
77
263863
1903
Bir lider ve bir yönetici olarak
04:25
I have always acted on the mantra,
78
265766
3045
"Önce aile gelirse iş ikinci sırada gelmez,
04:28
if family comes first,
79
268811
2280
hayat bir araya gelir." mantrasına göre hareket ettim.
04:31
work does not come second --
80
271091
2847
04:33
life comes together.
81
273938
2304
04:36
If you work for me, and you have a family issue,
82
276242
4165
Sen benim için çalışıyorsan
ve ailevi bir sorunun varsa senden bununla ilgilenmeni bekliyorum
04:40
I expect you to attend to it,
83
280407
2434
04:42
and I am confident,
84
282841
1645
ve kendime güveniyorum,
04:44
and my confidence has always been borne out,
85
284486
2697
güvenim işin hem yapılacağını
04:47
that the work will get done, and done better.
86
287183
3991
hem de daha iyi yapılacağını kanıtladı.
04:51
Workers who have a reason to get home
87
291174
2401
Eve gidip çocuklarına ve aile üyelerine bakmak için bir sebebi olan çalışanlar
04:53
to care for their children or their family members
88
293575
3379
04:56
are more focused, more efficient,
89
296954
2507
daha odaklanmış, daha verimli
04:59
more results-focused.
90
299461
2023
daha sonuç odaklı.
05:01
And breadwinners who are also caregivers
91
301484
3129
Aynı zamanda ailelerine bakan çalışanlar
05:04
have a much wider range
92
304613
2607
deneyim ve bağlantı bakımından
05:07
of experiences and contacts.
93
307220
2526
çok daha geniş bir menzile sahip.
05:09
Think about a lawyer who spends part of his time
94
309746
3232
Zamanının bir kısmını çocukları için
05:12
at school events for his kids
95
312978
2601
okul etkinliklerinde diğer ebeveynlerle
05:15
talking to other parents.
96
315579
1826
konuşarak harcayan bir avukat düşünün.
05:17
He's much more likely to bring in
97
317405
2058
Firmasına yeni müşteri getirmesi
05:19
new clients for his firm
98
319463
1940
ofisini asla terk etmeyen bir avukattan daha olası.
05:21
than a lawyer who never leaves his office.
99
321403
3261
05:24
And caregiving itself
100
324664
1889
Bakımın kendisi sabrı,
05:26
develops patience --
101
326553
3782
çok fazla sabrı, empatiyi, yaratıcılığı,
05:30
a lot of patience --
102
330335
2463
05:32
and empathy, creativity, resilience, adaptability.
103
332798
5620
dayanıklılığı, uyum yeteneğini geliştirir.
05:38
Those are all attributes that are ever more important
104
338418
3798
Bunların hepsi yüksek hızlı, yatay,
05:42
in a high-speed, horizontal,
105
342216
2093
ağ bağlantılı bir küresel ekonomide
05:44
networked global economy.
106
344309
4449
daha da önemli olan niteliklerdir.
05:48
The best companies actually know this.
107
348758
3188
En iyi şirketler bunu biliyor aslında.
05:51
The companies that win awards
108
351946
1727
ABD'de iş yeri esnekliği için ödül kazanan şirketler
05:53
for workplace flexibility in the United States
109
353673
3252
05:56
include some of our most successful corporations,
110
356925
3226
bizim en başarılı şirketlerimizden bazıları
06:00
and a 2008 national study
111
360151
2271
ve iş gücünü değiştirmek üzerine
06:02
on the changing workforce
112
362422
2053
yapılan 2008 tarihli ulusal bir çalışma,
06:04
showed that employees
113
364475
1614
personellerin esnek ve verimli iş yerlerinde
06:06
in flexible and effective workplaces
114
366089
3502
işleriyle daha ilgili olduğunu,
06:09
are more engaged with their work,
115
369591
1713
daha memnun ve daha sadık olduklarını,
06:11
they're more satisfied and more loyal,
116
371304
2490
stres düzeylerinin düşük,
06:13
they have lower levels of stress
117
373794
1833
akıl sağlığı düzeylerinin yüksek olduğunu gösterdi.
06:15
and higher levels of mental health.
118
375627
2399
06:18
And a 2012 study of employers
119
378026
3710
İşverenlerle ilgili 2012 tarihli bir çalışma
06:21
showed that deep, flexible practices
120
381736
2853
derin, esnek uygulamaların aslında
06:24
actually lowered operating costs
121
384589
2390
işletim maliyetini düşürdüğünü
06:26
and increased adaptability
122
386979
2465
ve küresel bir hizmet ekonomisinde
06:29
in a global service economy.
123
389444
3087
uyarlanabilirliği arttırdığını gösterdi.
06:32
So you may think
124
392531
3117
İşin aileye göre ayrıcalıklı olmasının
06:35
that the privileging of work over family
125
395648
4217
bir Amerikan problemi olduğunu düşünebilirsiniz.
06:39
is only an American problem.
126
399865
3947
06:43
Sadly, though, the obsession with work
127
403812
3538
Ne yazık ki iş saplantısı artık
06:47
is no longer a uniquely American disease.
128
407350
3160
Amerika'ya has bir hastalık değil.
06:50
Twenty years ago,
129
410510
1772
Yirmi yıl önce
06:52
when my family first started going to Italy,
130
412282
1996
ailem İtalya'ya ilk gitmeye başladığında
06:54
we used to luxuriate in the culture of siesta.
131
414278
3603
öğle uykusu kültüründe bolluk içinde yaşardık.
06:57
Siesta is not just about avoiding the heat of the day.
132
417881
2883
Öğle uykusu sadece günün sıcağından kaçmaktan ibaret değil.
07:00
It's actually just as much
133
420764
1866
Aslında bu, bir aile yemeğinin
07:02
about embracing the warmth of a family lunch.
134
422630
3112
sıcaklığını kucaklamak hakkında.
07:05
Now, when we go, fewer and fewer businesses
135
425742
3203
Şimdi gittiğimizde ise
07:08
close for siesta,
136
428945
1713
öğle uykusu kültürüne yakın, küresel şirketlerin
07:10
reflecting the advance of global corporations
137
430658
3538
ilerlemesini yansıtan ve 24 saatlik rekabetin olduğu
07:14
and 24-hour competition.
138
434196
2837
daha az işletme var.
07:17
So making a place for those we love
139
437033
2869
Yani sevdiklerimiz için bir yer yapmak
07:19
is actually a global imperative.
140
439902
3745
aslında küresel bir zorunluluktur.
07:23
In policy terms,
141
443647
2730
Politika açısından
07:26
real equality means recognizing
142
446377
3436
gerçek eşitlik, kim yaparsa yapsın,
07:29
that the work that women have traditionally done
143
449813
2958
kadınların geleneksel olarak yaptığı işin,
07:32
is just as important
144
452771
1877
erkeklerin geleneksel olarak yaptığı işle
07:34
as the work that men have traditionally done,
145
454648
2663
aynı derece önemli olduğunu tanımak demektir.
07:37
no matter who does it.
146
457311
3052
07:40
Think about it: Breadwinning and caregiving
147
460363
3745
Para kazanmak ve bakıcılık hayatta kalmak için eşit derecede gereklidir.
07:44
are equally necessary for human survival.
148
464108
3525
07:47
At least if we get beyond a barter economy,
149
467633
3484
En azından takas ekonomisinin önüne geçersek
07:51
somebody has to earn an income
150
471117
2237
biri gelir elde etmek,
07:53
and someone else has to convert that income
151
473354
2954
bir başkası sevdiklerine bakmak ve onları yaşatmak için
07:56
to care and sustenance for loved ones.
152
476308
3784
bu geliri dönüştürmek zorundadır.
08:00
Now most of you, when you hear me
153
480092
2138
Çoğunuz para kazanmak ve bakıcılık hakkında
08:02
talk about breadwinning and caregiving,
154
482230
2725
konuştuğumu duyduğunuzda içgüdüsel olarak
08:04
instinctively translate those categories
155
484955
3441
erkek ve kadın işi olarak
08:08
into men's work and women's work.
156
488396
3731
kategorilere ayırıyorsunuz.
08:12
And we don't typically challenge
157
492127
2836
Genellikle neden erkeklerin işi
08:14
why men's work is advantaged.
158
494963
3898
avantajlı diye itiraz etmeyiz.
08:18
But consider a same-sex couple
159
498861
2590
Ama arkadaşlarım Sarah ve Emily gibi
08:21
like my friends Sarah and Emily.
160
501451
2019
eşcinsel bir çift düşünün.
08:23
They're psychiatrists.
161
503470
1868
Onlar psikiyatristler.
08:25
They got married five years ago,
162
505338
1829
Beş yıl önce evlendiler
08:27
and now they have two-year-old twins.
163
507167
3281
ve şimdi iki yaşında ikizleri var.
08:30
They love being mothers,
164
510448
2072
Onlar anne olmayı seviyor
08:32
but they also love their work,
165
512520
1568
fakat yapmakta gerçekten iyi oldukları
08:34
and they're really good at what they do.
166
514088
2210
işlerini de seviyorlar.
08:36
So how are they going to divide up
167
516298
2021
Peki kazanç ve bakım sorumluluklarını
08:38
breadwinning and caregiving responsibilities?
168
518319
2477
nasıl ayıracaklar?
08:40
Should one of them stop working
169
520796
2085
Biri çalışmayı mı bırakmalı
08:42
or reduce hours to be home?
170
522881
2692
ya da evde olmak için saatleri mi azaltmalı?
08:45
Or should they both change their practices
171
525573
2679
Ya da ikisi de daha esnek programlara sahip
08:48
so they can have much more flexible schedules?
172
528252
3283
olmak için uygulamalarını mı değiştirmeli?
08:51
And what criteria should they use
173
531535
1971
Bu kararı vermek için
08:53
to make that decision?
174
533506
1294
hangi kriterleri kullanmalılar?
08:54
Is it who makes the most money
175
534800
1774
En çok para kazanan mı yoksa
08:56
or who is most committed to her career?
176
536574
3777
yoksa kariyerine en bağlı olan mı?
09:00
Or who has the most flexible boss?
177
540351
4561
Ya da en esnek patrona sahip olan mı?
09:04
The same-sex perspective helps us see
178
544912
3325
Eşcinsel bakış açısı iş ve aile dengesinin
09:08
that juggling work and family
179
548237
2464
kadınların problemleri olmadığını
09:10
are not women's problems,
180
550701
2111
görmemize yardımcı olur.
09:12
they're family problems.
181
552812
2638
Onlar ailevi problemler.
09:15
And Sarah and Emily are the lucky ones,
182
555450
3023
Sarah ve Emily şanslı olanlardan
09:18
because they have a choice
183
558473
1769
çünkü onlar ne kadar çalışmak
09:20
about how much they want to work.
184
560242
2537
istediklerini seçme şansına sahip.
09:22
Millions of men and women
185
562779
2829
Milyonlarca kadın ve erkek ihtiyaçları kadar
09:25
have to be both breadwinners and caregivers
186
565608
3337
gelir elde etmek için hem para kazanan
09:28
just to earn the income they need,
187
568945
3540
hem de bakım yapan olmak zorundalar
09:32
and many of those workers are scrambling.
188
572485
2548
ve bu çalışanların birçoğu mücadele veriyor.
09:35
They're patching together care arrangements
189
575033
2884
Yetersiz ve çoğu zaman güvensiz olan
09:37
that are inadequate
190
577917
1173
bakım düzenlemelerini tamir ediyorlar.
09:39
and often actually unsafe.
191
579090
2411
09:41
If breadwinning and caregiving are really equal,
192
581501
4690
Eğer para kazanma ve bakıcılık gerçekten eşitse
neden bir hükümet başarılı bir ekonominin
09:46
then why shouldn't a government
193
586191
1588
09:47
invest as much in an infrastructure of care
194
587779
3816
bel kemiği olarak fiziksel altyapıya
09:51
as the foundation of a healthy society
195
591595
3859
yatırım yaptığı kadar sağlıklı bir toplumun
09:55
as it invests in physical infrastructure
196
595454
3112
temeli olan bakım altyapısına da yatırım yapmasın?
09:58
as the backbone of a successful economy?
197
598566
3876
10:02
The governments that get it --
198
602442
2336
Bunu anlayan hükümetler
10:04
no surprises here --
199
604778
1847
-ki bu şaşırtıcı değil-
10:06
the governments that get it,
200
606625
1840
bunu anlayan hükümetler
10:08
Norway, Sweden, Denmark, the Netherlands,
201
608465
4705
Norveç, İsveç, Danimarka, Hollanda,
10:13
provide universal child care,
202
613170
2930
evrensel çocuk bakımı,
evde, okulda bakım ve okul öncesi eğitim için destek,
10:16
support for caregivers at home,
203
616100
2119
10:18
school and early childhood education,
204
618219
3167
hamile kadınlar için koruma
10:21
protections for pregnant women,
205
621386
2210
ve yaşlı ve engelliler için bakım sağlıyor.
10:23
and care for the elderly and the disabled.
206
623596
4385
10:27
Those governments invest in that infrastructure
207
627981
3681
Bu hükümetler, bu altyapıya
10:31
the same way they invest in roads and bridges
208
631662
3329
yollara, köprülere, tünellere ve trenlere
10:34
and tunnels and trains.
209
634991
3135
yaptıkları gibi yatırım yapıyorlar.
10:38
Those societies also show you
210
638126
2408
Ayrıca bu toplumlar
10:40
that breadwinning and caregiving
211
640534
2290
para kazanmanın ve bakıcılığın
10:42
reinforce each other.
212
642824
2384
birbirlerini güçlendirdiğini gösteriyor.
10:45
They routinely rank among the top 15 countries
213
645208
5839
Küresel olarak en rekabetçi ekonomiler arasında
10:51
of the most globally competitive economies,
214
651047
3333
rutin olarak ilk 15 arasında yer alıyorlar
10:54
but at the same time,
215
654380
1652
ama aynı zamanda
10:56
they rank very high on the OECD Better Life Index.
216
656032
4691
OECD Better Life Index'te üst sıralarda yer alıyorlar.
11:00
In fact, they rank higher than other governments,
217
660723
3536
Hatta ABD ve İsviçre gibi daha yüksek ortalama gelir düzeyi olan
11:04
like my own, the U.S., or Switzerland,
218
664259
2669
ancak iş-yaşam dengesinde daha düşük olan
11:06
that have higher average levels of income
219
666928
2929
hükümetlerden daha üst sıralarda yer alıyorlar.
11:09
but lower rankings on work-life balance.
220
669857
5763
11:15
So changing our workplaces
221
675620
2676
Yani işyerimizi değiştirmek
11:18
and building infrastructures of care
222
678296
3296
ve bakım altyapısı oluşturmak
11:21
would make a big difference,
223
681592
1475
büyük bir fark yaratır
11:23
but we're not going to get equally valued choices
224
683067
4484
ancak kültürümüzü değiştirmedikçe
11:27
unless we change our culture,
225
687551
2505
eşit derecede değerli seçimler elde etmeyeceğiz
11:30
and the kind of cultural change required
226
690056
3141
ve gereken kültürel değişim türü
11:33
means re-socializing men.
227
693197
2755
erkekleri yeniden sosyalleştirmek demektir.
11:35
(Applause)
228
695952
3674
(Alkış)
11:39
Increasingly in developed countries,
229
699626
1735
Gelişmiş ülkelerde artan oranda
11:41
women are socialized to believe that our place
230
701361
3082
kadınlar bizim yerimizin sadece ev olmadığına inanmak için sosyalleşiyor
11:44
is no longer only in the home,
231
704443
3660
11:48
but men are actually still where they always were.
232
708103
4896
ama erkekler aslında her zaman olduğu yerde.
11:52
Men are still socialized to believe
233
712999
3398
Erkekler hala onların para kazanan olacağına
11:56
that they have to be breadwinners,
234
716397
2255
ve kendi değerlerine ulaşmak için
11:58
that to derive their self-worth
235
718652
2875
kariyer basamaklarında diğer erkeklerin üzerinden
12:01
from how high they can climb over other men
236
721527
2879
ne kadar yükseğe tırmanabileceklerine
12:04
on a career ladder.
237
724406
2345
inanmak için sosyalleşiyorlar.
12:06
The feminist revolution still has a long way to go.
238
726751
2783
Feminist devrimin önünde hala uzun bir yol var.
12:09
It's certainly not complete.
239
729534
1902
Kesinlikle tamamlanmadı.
12:11
But 60 years after
240
731436
1656
Ama 60 yıl sonra
12:13
"The Feminine Mystique" was published,
241
733092
2310
Dişil Mystique kitabı yayımlandı.
12:15
many women actually have
242
735402
2301
Aslında pek çok kadının erkeklerden daha fazla seçeneği var.
12:17
more choices than men do.
243
737703
2978
12:20
We can decide to be a breadwinner,
244
740681
2728
Para kazanan, bakım yapan ya da ikisinin
12:23
a caregiver, or any combination of the two.
245
743409
4147
bir kombinasyonu olmayı seçebiliriz.
12:27
When a man, on the other hand,
246
747556
2526
Diğer yandan bir erkek bakıcı olmayı seçtiğinde
12:30
decides to be a caregiver,
247
750082
2889
12:32
he puts his manhood on the line.
248
752971
3304
o erkekliğini riske atıyor.
12:36
His friends may praise his decision,
249
756275
3220
Arkadaşları onun kararını övebilir
12:39
but underneath, they're scratching their heads.
250
759495
3872
ama gizlice kafalarını kaşıyorlar.
12:43
Isn't the measure of a man
251
763367
3101
Bir erkeğin ölçüsü güç ve prestij için
12:46
his willingness to compete with other men
252
766468
2931
diğer erkeklerle rekabet etme isteği değil mi?
12:49
for power and prestige?
253
769399
2380
12:51
And as many women hold that view as men do.
254
771779
4096
Birçok kadın erkekler gibi bu görüşe sahip.
12:55
We know that lots of women
255
775875
2966
Biliyoruz ki bir sürü kadın
12:58
still judge the attractiveness of a man
256
778841
3319
bir erkeğin çekiciliğini yargılamak için
kariyerinde büyük ölçüde ne kadar
13:02
based in large part on how successful he is
257
782160
2725
13:04
in his career.
258
784885
1497
başarılı olduğuna bakıyor.
13:06
A woman can drop out of the work force
259
786382
2351
Bir kadın iş gücünü bırakabilir
13:08
and still be an attractive partner.
260
788733
2160
ve yine de çekici bir partner olabilir.
13:10
For a man, that's a risky proposition.
261
790893
4539
Bir erkek için bu riskli bir teklif.
13:15
So as parents and partners,
262
795432
2241
Yani ebeveynler ve partnerler olarak
13:17
we should be socializing our sons
263
797673
3187
oğullarımızı ve eşlerimizi
13:20
and our husbands
264
800860
2451
her ne olmak istiyorlarsa
13:23
to be whatever they want to be,
265
803311
3324
ona göre sosyalleştirmeliyiz.
13:26
either caregivers or breadwinners.
266
806635
3619
Ya bakım yapan olarak ya da geçim sağlayan olarak.
13:30
We should be socializing them to make caregiving
267
810254
3356
Bakım yapmanın çocuklar için havalı olması için onları sosyalleştirmeliyiz.
13:33
cool for guys.
268
813610
1987
13:35
(Applause)
269
815597
3765
(Alkış)
13:39
I can almost hear lots of you thinking, "No way."
270
819362
6312
Çoğunuzun "İmkansız." dediğini duyar gibiyim.
13:45
But in fact, the change is actually already happening.
271
825674
4647
Ama aslında değişim zaten oluyor.
13:50
At least in the United States,
272
830321
1957
En azından ABD'de
13:52
lots of men take pride in cooking,
273
832278
2224
bir sürü erkek gururla yemek yapıyor
13:54
and frankly obsess over stoves.
274
834502
3316
ve açıkçası ocağa takıntıları var.
13:57
They are in the birthing rooms.
275
837818
2987
Onlar doğum odalarında bulunuyorlar.
14:00
They take paternity leave when they can.
276
840805
2644
Yapabildikleri zaman babalık izni alıyorlar.
14:03
They can walk a baby or soothe a toddler
277
843449
2462
Tıpkı eşlerinin yaptığı gibi bir bebeği yürütebilir
14:05
just as well as their wives can,
278
845911
2642
veya bir çocuğu sakinleştirebilirler
14:08
and they are increasingly
279
848553
1749
ve onlar giderek
14:10
doing much more of the housework.
280
850302
2567
daha çok ev işi yapıyor.
14:12
Indeed, there are male college students now
281
852869
2088
Nitekim şu anda ''Evde oturan bir baba olmak istiyorum.''
14:14
who are starting to say,
282
854957
1527
demeye başlayan
14:16
"I want to be a stay-at-home dad."
283
856484
1876
erkek üniversite öğrencileri var.
14:18
That was completely unthinkable
284
858360
2251
50 ya da 30 yıl önce
14:20
50 or even 30 years ago.
285
860611
2867
bu düşünülemezdi.
14:23
And in Norway, where men have
286
863478
2891
Erkeklerin otomatik üç ay babalık iznine
14:26
an automatic three month's paternity leave,
287
866369
2789
sahip olduğu ama kullanmamaya karar verirlerse
14:29
but they lose it if they decide not to take it,
288
869158
3337
bunu kaybettiği Norveç'te
bir hükümet yetkilisi
14:32
a high government official told me
289
872495
1925
14:34
that companies are starting to look
290
874420
2232
şirketlerin, aday erkek çalışanların
14:36
at prospective male employees
291
876652
2085
çocukları olduğu halde
14:38
and raise an eyebrow if they didn't in fact
292
878737
3978
izin almamalarını onaylamadıklarını söyledi.
14:42
take their leave when they had kids.
293
882715
2396
14:45
That means that it's starting to seem
294
885111
2829
Bu tamamen bağlı bir baba olmak istememenin
14:47
like a character defect
295
887940
2202
bir karakter hatası olarak
14:50
not to want to be a fully engaged father.
296
890142
4220
görünmeye başladığı anlamına geliyor.
14:57
So I was raised
297
897421
5522
Kadın haklarını savunmanın
15:02
to believe that championing women's rights
298
902943
3649
kadınları zirveye çıkarmak için yapabileceğimiz
15:06
meant doing everything we could
299
906592
2119
her şeyi yapmak demek olduğuna
15:08
to get women to the top.
300
908711
1774
inanarak büyüdüm.
15:10
And I still hope that I live long enough
301
910485
2719
Umarım iş gücünün her seviyesinde
15:13
to see men and women equally represented
302
913204
3263
erkeklerin ve kadınların eşit olarak temsil
15:16
at all levels of the work force.
303
916467
3047
edildiğini görecek kadar uzun yaşarım.
15:19
But I've come to believe that we have to value family
304
919514
4099
Ama işe değer verdiğimiz kadar aileye de
15:23
every bit as much as we value work,
305
923613
2832
değer vermemiz gerektiğine inanıyorum
15:26
and that we should entertain the idea
306
926445
2512
ve sevdiklerimiz için doğruyu yapmanın
15:28
that doing right by those we love
307
928957
3549
yaptığımız her şeyde bizi daha iyi yapacağı
15:32
will make all of us better at everything we do.
308
932506
3916
fikrini aklımızda bulundurmalıyız.
15:36
Thirty years ago, Carol Gilligan,
309
936422
2068
30 yıl önce Carol Gilligan,
15:38
a wonderful psychologist, studied adolescent girls
310
938490
2957
harika bir psikolog, ergenlik dönemindeki kızları inceledi
15:41
and identified an ethic of care,
311
941447
3057
ve bir bakım etiği tespit etti,
15:44
an element of human nature every bit as important
312
944504
3155
insan doğasının her bir unsuru
15:47
as the ethic of justice.
313
947659
1987
adalet etiği kadar önemlidir.
15:49
It turns out that "you don't care"
314
949646
3305
Görünüşe göre ''Umursamıyorsun.'' demek,
15:52
is just as much a part of who we are
315
952951
2921
''Bu adil değil.'' demek kadar
15:55
as "that's not fair."
316
955872
2280
olduğumuz kişinin bir parçası.
15:58
Bill Gates agrees.
317
958152
1800
Bill Gates de aynı fikirde.
15:59
He argues that the two great forces of human nature
318
959952
3171
İnsan doğasının iki büyük gücünün kişisel çıkar
16:03
are self-interest and caring for others.
319
963123
4207
ve başkalarını önemsemek olduğunu iddia ediyor.
16:07
Let's bring them both together.
320
967330
2642
Hadi ikisini de bir araya getirelim.
16:09
Let's make the feminist revolution
321
969972
2659
Feminist devrimi
16:12
a humanist revolution.
322
972631
2732
hümanist bir devrim yapalım.
16:15
As whole human beings,
323
975363
1744
Bütün insanlık olarak
16:17
we will be better caregivers and breadwinners.
324
977107
3844
daha iyi bakıcılar ve geçim sağlayanlar olacağız.
16:20
You may think that can't happen,
325
980951
2108
Bu olamaz diye düşünebilirsiniz
16:23
but I grew up in a society
326
983059
1700
ama annemin akşam yemeği partileri için
16:24
where my mother put out small vases
327
984759
2346
küçük vazolar içine sigara koyduğu,
16:27
of cigarettes for dinner parties,
328
987105
2662
16:29
where blacks and whites used separate bathrooms,
329
989767
4193
siyahların ve beyazların ayrı banyolar kullandığı
16:33
and where everybody claimed to be heterosexual.
330
993960
5530
ve herkesin heteroseksüel olduğunun
iddia edildiği bir toplumda büyüdüm.
16:40
Today, not so much.
331
1000602
4439
Bugün, o kadar değil.
16:45
The revolution for human equality
332
1005041
3640
İnsan eşitliği için devrim
16:48
can happen.
333
1008681
1790
gerçek olabilir.
16:50
It is happening.
334
1010471
2246
Gerçek oluyor.
16:52
It will happen.
335
1012717
2282
Gerçek olacak.
16:54
How far and how fast is up to us.
336
1014999
4718
Ne kadar yakın ve ne kadar hızlı olduğu ise bize bağlı.
16:59
Thank you.
337
1019717
2143
Teşekkür ederim.
17:01
(Applause)
338
1021860
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7