Lemn Sissay: A child of the state

Lemn Sissay: Devletin çocuğu

76,271 views ・ 2012-10-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Hasan Günel Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:16
Having spent 18 years as a child of the state
1
16124
4245
18 yılımı devletin çocuğu olarak geçirdim,
00:20
in children's homes and foster care,
2
20369
2306
çocuk evlerinde ve koruyucu ailelerde,
00:22
you could say that I'm an expert on the subject,
3
22675
3048
bu konuda uzman olduğumu söyleyebilirsiniz,
00:25
and in being an expert, I want to let you know that
4
25723
3558
bir uzman olarak bilmenizi isterim ki
00:29
being an expert does in no way make you right
5
29281
5607
uzman olmak sizi haklı kılmaya yetmez
00:34
in light of the truth.
6
34888
3000
gerçeğin ışığında.
00:37
If you're in care, legally the government is your
7
37888
4188
Çocuk yuvasındaysanız, resmi olarak devlet sizin
00:42
parent, loco parentis.
8
42076
3727
ebeveyniniz, ailenizdir.
00:45
Margaret Thatcher was my mother. (Laughter)
9
45803
3949
Margaret Thatcher benim annemdi. (Kahkaha)
00:49
Let's not talk about breastfeeding. (Laughter)
10
49752
3649
Ama emzirmekten bahsetmeyelim. (Kahkaha)
00:53
Harry Potter was a foster child.
11
53401
3138
Harry Potter koruyucu ailedeydi.
00:56
Pip from "Great Expectations" was adopted;
12
56539
5040
"Büyük Umutlar"dan Pip evlat edinilmişti.
01:01
Superman was a foster child;
13
61579
3082
Süpermen koruyucu ailedeydi,
01:04
Cinderella was a foster child;
14
64661
3528
Sindirella koruyucu ailedeydi,
01:08
Lisbeth Salander, the girl with the dragon tattoo,
15
68189
3608
Lisbeth Salander, ejderha dövmeli kız,
01:11
was fostered and institutionalized;
16
71797
2922
ailesinden ayrılıp bir süre hastanede yaşamıştı.
01:14
Batman was orphaned;
17
74719
4375
Batman yetim kalmıştı.;
01:19
Lyra Belacqua from Philip Pullman's "Northern Lights"
18
79094
3698
Philip Pulman'ın "Kuzey Işıkları" eserinden Lyra Belacqua
01:22
was fostered;
19
82792
1689
koruyucu ailedeydi,
01:24
Jane Eyre, adopted;
20
84481
2735
Jane Eyre, evlatlıktı.
01:27
Roald Dahl's James from "James and the Giant Peach;"
21
87216
4583
Roald Dahl'ın "James and the Giant Peach" eserinden James;
01:31
Matilda; Moses -- Moses! (Laughter)
22
91799
5512
Matilda; Musa --Musa! (Kahkaha)
01:37
Moses! (Laughter) --
23
97311
2447
Musa! (Kahkaha)
01:39
the boys in Michael Morpurgo's "Friend or Foe;"
24
99758
4496
Michael Morpurgo'nun "Friend or Foe" eserindeki çocuklar;
01:44
Alem in Benjamin Zephaniah's "Refugee Boy;"
25
104254
3816
Benjamin Zephaniah'ın "Refugee Boy" eserinde Alem;
01:48
Luke Skywalker --
26
108070
2584
Luke Skywalker --
01:50
Luke Skywalker! (Laughter) --
27
110654
2871
Luke Skywalker! (Kahkaha)
01:53
Oliver Twist;
28
113525
2287
Oliver Twist;
01:55
Cassia in "The Concubine of Shanghai" by Hong Ying;
29
115812
4211
Hong Ying'in "The Concubine of Shangai" eserinden Cassia;
02:00
Celie in Alice Walker's "The Color Purple."
30
120023
3357
Alice Walker'ın "The Color Purple" eserinden Celie.
02:03
All of these great fictional characters, all of them
31
123380
4612
Tüm bu kurgu karekterleri, hepsi
02:07
who were hurt by their condition,
32
127992
3997
durumlarından ötürü incinmiş insanlar,
02:11
all of them who spawned thousands of other books
33
131989
4648
binlerce diğer kitapları ve filmleri
02:16
and other films, all of them
34
136637
2455
çıkarmış insanlar, hepsi
02:19
were fostered, adopted or orphaned.
35
139092
4153
koruyucu ailedeydi, evlatlıktı ya da yetimhanedeydi.
02:23
It seems that writers know that the child
36
143245
5564
Görünen o ki, yazarlar biliyorlar
02:28
outside of family reflects on what family truly is
37
148809
7149
aile dışından bir çocuğun, ailenin, olduğunu sandığı halini değil
02:35
more than what it promotes itself to be.
38
155958
3590
gerçek halini yansıttığını.
02:39
That is, they also use extraordinary skills
39
159548
4967
Ayrıca sıradışı yetenekler kullanıyorlar
02:44
to deal with extraordinary situations on a daily basis.
40
164515
4829
sıradışı durumlarla başedebilmek için günlük hayatta.
02:49
How have we not made the connection?
41
169344
3522
Nasıl bir bağlantı kuramadık?
02:52
And why have we not made the connection, between
42
172866
4038
Ve neden aralarında bir bağlantı kurmadık
02:56
— How has that happened? —
43
176904
2200
--Bu nasıl oldu?--
02:59
between these incredible characters of popular culture
44
179104
3568
popüler kültürün bu inanılmaz karakterleri ile
03:02
and religions, and the fostered, adopted or orphaned child
45
182672
5088
dinler, aramızda bulunan koruyucu ailelerdeki çocuklar, evlatlık çocuklar, yetimhanedeki çocuklar arasında?
03:07
in our midst? It's not our pity that they need.
46
187760
4632
İhtiyaç duydukları şey onlara acımamız değil.
03:12
It's our respect.
47
192392
2601
Saygımız.
03:14
I know famous musicians,
48
194993
2617
Ünlü müzisyenler biliyorum,
03:17
I know actors and film stars and millionaires and novelists
49
197610
5072
aktörler, film yıldızları, milyonerler ve yazarlar biliyorum
03:22
and top lawyers and television executives
50
202682
3501
ve en iyi avukatlar, televizyon yöneticileri
03:26
and magazine editors and national journalists
51
206183
2450
ve magazin editörleri, ulusal gazeteciler
03:28
and dustbinmen and hairdressers, all who were
52
208633
2841
ve çöpçüler, kuaförler, hepsi bakım altındaydı
03:31
looked after children, fostered, adopted or orphaned,
53
211474
3536
evlat edinilmişti veya yetimhanedeydi
03:35
and many of them grow into their adult lives
54
215010
2672
ve birçoğu geçmişlerinden konuşmaktan korkarak
03:37
in fear of speaking of their background, as if it may
55
217682
4271
büyüdüler, belki
03:41
somehow weaken their standing in the foreground,
56
221953
4307
bir şekilde önde durmalarını zayıflatır diye,
03:46
as if it were somehow Kryptonite, as if it were a time bomb
57
226260
4042
bir kriptonmuş gibi, bir saatli bombaymış
03:50
strapped on the inside. Children in care,
58
230302
4047
ve içerden bantlanmış gibi. Koruyucu ailedeki çocuklar,
03:54
who've had a life in care, deserve the right
59
234349
3134
yetimhanede bir hayat geçirmiş olan çocuklar,
03:57
to own and live the memory of their own childhood.
60
237483
5850
kendi çocukluk anılarını yaşama hakkına sahipler.
04:03
It is that simple.
61
243333
2279
Bu kadar basit.
04:05
My own mother — and I should say this here —
62
245612
4006
Kendi annem --ve bunu burada söylemeliyim--
04:09
she same to this country in the late '60s,
63
249618
3854
bu ülkeye 60'ların sonunda gelmiş,
04:13
and she was, you know, she found herself pregnant,
64
253472
3765
kendini hamile bulmuş,
04:17
as women did in the late '60s. You know what I mean?
65
257237
2095
60'ların sonunda bir kadın olarak. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
04:19
They found themselves pregnant.
66
259332
1949
Kendilerini hamile bulurlardı.
04:21
And she sort of, she had no idea of the context
67
261281
4674
O bir tür... İçine düştüğü durumun
04:25
in which she'd landed.
68
265955
4120
farkında değilmiş.
04:30
In the 1960s -- I should give you some context -- in the 1960s,
69
270075
3848
1960'larda --Size biraz şartlardan bahsetmeliyim--
04:33
if you were pregnant and you were single,
70
273923
3351
eğer hamileydiyseniz ve bekardıysanız,
04:37
you were seen as a threat to the community.
71
277274
2901
toplum için bir tehdit olarak görülüyordunuz.
04:40
You were separated from your family by the state.
72
280175
5859
Devlet tarafından ailenizden alınırdınız.
04:46
You were separated from your family and placed into
73
286034
2702
Ailenizden alınırdınız ve
04:48
mother and baby homes.
74
288736
2122
anne çocuk yuvalarına yerleştirilirdiniz.
04:50
You were appointed a social worker.
75
290858
3141
Bir memur görevlendirilirdi sizin için.
04:53
The adoptive parents were lined up.
76
293999
2390
Evlat edinecek aileler sıralanırdı.
04:56
It was the primary purpose of the social worker, the aim,
77
296389
4085
Sosyal hizmetlerin esas amacı
05:00
to get the woman at her most vulnerable time
78
300474
3341
evlatlık verme belgelerini imzalatmak için
05:03
in her entire life, to sign the adoption papers.
79
303815
5353
kadının hayatındaki en savunmasız olduğu dönemi yakalamaktı.
05:09
So the adoption papers were signed.
80
309168
1885
Böylece evlatlık verme belgeleri imzalandı.
05:11
The mother and baby's homes were often run by nuns.
81
311053
3570
Anne ve çocuk yuvaları genellikle rahibeler tarafından çalıştırılırdı.
05:14
The adoption papers were signed,
82
314623
3176
Evlatlık verme belgeleri imzalanırdı,
05:17
the child was given to the adoptive parents, and the mother
83
317799
3696
çocuk, evlat edinecek ebeveynlere verilirdi
05:21
shipped back to her community
84
321495
2424
ve anne topluma geri yollanırdı,
05:23
to say that she'd been on a little break.
85
323919
2991
kısa bir mola verdim demek üzere.
05:26
A little break.
86
326910
2686
Kısa bir mola.
05:29
A little break.
87
329596
1678
Kısa bir mola.
05:31
The first secret of shame for a woman
88
331274
3565
Bir kadın için ilk utanç sırrı
05:34
for being a woman, "a little break."
89
334839
5079
kadın olarak, "kısa bir mola"
05:39
The adoption process took, like, a matter of months,
90
339918
3091
Evlat edinme süreci devam eder, birkaç ay,
05:43
so it was a closed shop, you know, sealed deal,
91
343009
3880
böylece tamamlanmış bir alışverişti, bilirsiniz, pazarlık tamamdı,
05:46
an industrious, utilitarian solution:
92
346889
6505
verimli, faydacı bir çözüm:
05:53
the government, the farmer,
93
353394
3358
hükümet, çiftçi,
05:56
the adopting parents, the consumer,
94
356752
3847
evlat edinen aileler, tüketici,
06:00
the mother, the earth, and the child, the crop.
95
360599
4802
anne, yeryüzü; ve çocuk, bitki.
06:05
It's kind of easy to patronize the past,
96
365401
4654
Geçmişi küçük görmek biraz kolay,
06:10
to forego our responsibilities in the present.
97
370055
4904
mevcut sorumluluklarımızdan vazgeçmek için.
06:14
What happened then is a direct reflection
98
374959
3852
O zamanlar, olanlar şu an olanların
06:18
of what is happening now. Everybody believed themselves
99
378811
5244
doğrudan yansımasıdır. Herkes doğru olanı
06:24
to be doing the right thing by God and by the state
100
384055
4537
yaptığına inanıyordu tanrı ve devlet adına
06:28
for the big society, fast-tracking adoption.
101
388592
6887
büyük toplum için, hızlı yürütülen evlat edinme.
06:35
So anyway, she comes here, 1967, she's pregnant,
102
395479
5193
Herneyse, buraya geldi, 1967, o hamileydi
06:40
and she comes from Ethiopia that was celebrating
103
400672
5078
ve Etiyopya'dan gelmişti, o zamanlar oranın
06:45
its own jubilee at the time
104
405750
2698
kutlamalar vardı,
06:48
under the Emperor Haile Selassie,
105
408448
2770
İmparator Haile Selassie dönemiydi
06:51
and she lands months before the Enoch Powell speech,
106
411218
5126
ve Enoch Powell konuşmasından aylar önce ulaşmıştı,
06:56
the "Rivers of Blood" speech.
107
416344
2120
"The Rivers of Blood" (Kan Nehirleri) konuşması.
06:58
She lands months before the Beatles release "The White Album,"
108
418464
4622
Beatles'ın "The White Album"ü çıkmadan aylar önce ulaşmıştı,
07:03
months before Martin Luther King was killed.
109
423086
2684
Martin Luther King öldürülmeden aylar önce.
07:05
It was a summer of love if you were white.
110
425770
2451
Aşk yazıydı eğer bir beyazdıysanızsanız.
07:08
If you were black, it was a summer of hate.
111
428221
3692
Eğer bir siyahiydiyseniz, nefret yazıydı.
07:11
So she goes from Oxford, she's sent to the north of England
112
431913
5650
Oxford'dan kuzey İngiltere'ye gönderildi,
07:17
to a mother and baby home, and appointed a social worker.
113
437563
4360
anne ve çocuk yuvasına ve bir sosyal hizmet görevlisi atandı.
07:21
It's her plan. You know, I have to say this in the Houses --
114
441923
4240
Onun planıydı. Bilirsiniz, meclislerde böyle söylemek zorundayım --
07:26
It's her plan to have me fostered for a short period of time
115
446163
4271
Onun planıydı beni kısa bir süreliğine koruma altına vermek,
07:30
while she studies. But the social worker,
116
450434
3575
henüz o okuyorken. Ama sosyal hizmet görevlisinin,
07:34
he had a different agenda.
117
454009
2994
farklı bir planı vardı.
07:37
He found the foster parents, and he said to them,
118
457003
4207
Koruyucu aileyi buldu ve onlara dedi ki,
07:41
"Treat this as an adoption. He's yours forever.
119
461210
3832
"Bu bir evlat edinmeymiş gibi davranın. Sonsuza dek sizindir o.
07:45
His name is Norman." (Laughter)
120
465042
3447
İsmi Norman." (Kahkaha)
07:48
Norman! (Laughter)
121
468489
2337
Norman! (Kahkaha)
07:50
Norman!
122
470826
2712
Norman!
07:53
So they took me. I was a message, they said.
123
473538
6226
Böylece beni aldılar. Ben bir mesajmışım, söylediklerine göre.
07:59
I was a sign from God, they said.
124
479764
2459
Tanrı'dan bir işaret, dediler.
08:02
I was Norman Mark Greenwood.
125
482223
3744
Ben Norman Mark Greenwood'dum
08:05
Now, for the next 11 years, all I know is that this woman,
126
485967
3419
Şimdi, süregelen 11 yıl boyunca, tek bildiğim bu kadının
08:09
this birth woman, should have her eyes scratched out
127
489386
2588
bu insan evladının, gözlerinin çıkarılması gerektiği.
08:11
for not signing the adoption papers. She was an evil woman
128
491974
3002
Evlat edinme kağıtlarını imzalamadığı için. Kötü bir kadındı,
08:14
too selfish to sign, so I spent those 11 years
129
494976
3077
imzalayamayacak kadar bencildi, o 11 yılı
08:18
kneeling and praying.
130
498053
2756
diz çökerek dua ederek geçirdim.
08:20
I tried praying. I swear I tried praying.
131
500809
3121
Dua etmeyi denedim. Yemin ederim denedim.
08:23
"God, can I have a bike for Christmas?"
132
503930
3808
"Tanrım, Noel'de bisiklet alabilir miyim"
08:27
But I would always answer myself, "Yes, of course you can."
133
507738
4348
Ama her zaman kendi kendime cevaplardım, "Evet, elbette alabilirsin."
08:32
(Laughter)
134
512086
1614
(Kahkaha)
08:33
And then I was supposed to determine whether that
135
513700
2737
Ve sonra belirlemem gerekirdi
08:36
was the voice of God or it was the voice of the Devil.
136
516437
3532
bu ses Tanrı'nın mıydı yoksa Şeytan'ın mıydı.
08:39
And it turns out I've got the Devil inside of me.
137
519969
7359
Ve anlaşıldı ki içimde Şeytan varmış.
08:47
Who knew? (Laughter)
138
527328
2408
Kim bilirdi? (Kahkaha)
08:49
So anyway, two years sort of passed,
139
529736
2896
Herneyse, iki yıl bir şekilde geçti,
08:52
and they had a child of their own,
140
532632
1778
kendi çocukları oldu
08:54
and then another two years passed, and they had another child of their own,
141
534410
2464
ve bir iki yıl daha geçti, başka bir çocukları daha oldu,
08:56
and then another time passed
142
536874
2291
bir süre daha geçti,
08:59
and they had another child that they called an accident,
143
539165
2577
bir çocukları daha oldu, kaza dediler,
09:01
which I thought was an unusual name. (Laughter)
144
541742
3408
ki bu bana göre sıradışı bir isimdi. (Kahkaha)
09:05
And I was on the cusp of, sort of, adolescence,
145
545150
3729
Ve ben ergenliğin pençesindeydim,
09:08
so I was starting to take biscuits from the tin without asking.
146
548879
4405
bu yüzden, izin almadan konserve kutusundan kurabiye almaya başladım.
09:13
I was starting to stay out a little bit late, etc., etc.
147
553284
3777
Dışarda biraz daha geç saatlere kadar kalmaya başladım, vb.
09:17
Now, in their religiosity, in their naivete,
148
557061
3403
Şimdi, onların yobazlığında, onların saflığında,
09:20
my mom and dad, which I believed them to be forever,
149
560464
2437
benim annem ve babam, sonsuza dek öyle olacağına inandığım,
09:22
as they said they were, my mom and dad
150
562901
3268
onların da söylediği gibi, annem ve babam
09:26
conceived that I had the Devil inside of me.
151
566169
6809
içimde şeytanın olduğunu düşündüler.
09:32
And what -- I should say this here, because this is how
152
572978
2058
--Bunu burada belirtmeliyim,
09:35
they engineered my leaving.
153
575036
1959
çünkü hayatımı bu şekilde şekillendirdiler.
09:36
They sat me at a table, my foster mom, and she said to me,
154
576995
3389
Beni bir masaya oturttular, koruyucu annem bana dedi ki,
09:40
"You don't love us, do you?" At 11 years old.
155
580384
2068
"Bizi sevmiyorsun, değil mi?" 11 yaşındayım.
09:42
They've had three other children. I'm the fourth. The third was an accident.
156
582452
3509
3 çocukları daha vardı. Ben dördüncüydüm. 3. kazaydı.
09:45
And I said, "Yeah, of course I do." Because you do.
157
585961
4045
Ve dedim ki, "Evet, elbette seviyorum." Çünkü siz de seversiniz."
09:50
My foster mother asked me to go away to think about love
158
590006
2151
Koruyucu annem uzaklaşmamı ve sevgi hakkında düşünmemi istedi.
09:52
and what it is and to read the Scriptures and to come back tomorrow
159
592157
2844
Ne olduğunu düşünmemi, kutsal kitabı okumamı ve yarın geri gelmemi istedi.
09:55
and give my most honest and truthful answer.
160
595001
2943
Ve en dürüst, en doğru cevabımı vermemi.
09:57
So this was an opportunity. If they were asking me
161
597944
2840
Bu yüzden bu bir fırsattı. Eğer onları sevip sevmediğimi
10:00
whether I loved them or not, then I mustn't love them,
162
600784
2336
bana soruyorlarsa, o halde onları sevmemeliydim.
10:03
which led me to the miracle of thought that I thought they wanted me to get to.
163
603120
2865
Bu beni mucizevi bir düşünceye sürükledi demek ki onlar bunu istiyorlar.
10:05
"I will ask God for forgiveness and His light will shine
164
605985
2671
"Tanrı'dan beni bağışlamasını dileyeceğim ve O'nun ışığı
10:08
through me to them. How fantastic." This was an opportunity.
165
608656
3768
benim aracılığımla onları aydınlatacaktır. Ne kadar harika." Bu bir fırsattı.
10:12
The theology was perfect, the timing unquestionable,
166
612424
2785
Teolojisi mükemmeldi, zamanlama tartışılmazdı
10:15
and the answer as honest as a sinner could get.
167
615209
2903
ve cevap bir günahkarın alabileceği kadar dürüsttü.
10:18
"I mustn't love you," I said to them. "But I will ask God for forgiveness."
168
618112
4688
"Sizi sevmemeliyim," dedim onlara. "Ama Tanrı'dan af dileyeceğim."
10:22
"Because you don't love us, Norman,
169
622800
2552
"Madem bizi sevmiyorsun Norman,
10:25
clearly you've chosen your path."
170
625352
2344
yolunu net olarak seçtin."
10:27
Twenty-four hours later, my social worker,
171
627696
2798
Yirmi dört saat sonra, sosyal hizmet görevlim,
10:30
this strange man who used to visit me every couple of months,
172
630494
3049
beni her birkaç ayda bir ziyaret eden bu tuhaf adam,
10:33
he's waiting for me in the car as I say goodbye to my parents.
173
633543
3212
beni arabada bekliyordu, anne babama hoşçakalın derim diye.
10:36
I didn't say goodbye to anybody, not my mother, my father,
174
636755
2576
Kimseye hoşçakalın demedim, ne anneme ne babama,
10:39
my sisters, my brothers, my aunts, my uncles,
175
639331
1828
ne kız kardeşlerime, ne erkek kardeşlerime, ne teyzelerime, ne amcalarıma,
10:41
my cousins, my grandparents, nobody.
176
641159
3629
ne kuzenlerime, ne de büyük anne ve babama, kimseye.
10:44
On the way to the children's home, I started to ask myself,
177
644788
3547
Çocuk yuvasına giden yolda, kendi kendime sormaya başladım,
10:48
"What's happened to me?"
178
648335
2975
"Bana ne oldu?"
10:51
It's not that I'd had the rug pulled from beneath me
179
651310
3153
Altımdaki halı çekilip alınmamıştı,
10:54
as much as the entire floor had been taken away.
180
654463
4815
sanki tüm zemin alınmıştı.
10:59
When I got to the —
181
659278
3800
Ulaştığımda --
11:03
For the next four, five years,
182
663078
4383
Sonraki dört beş sene,
11:07
I was held in four different children's homes.
183
667461
4853
dört farklı çocuk yuvasında barındım.
11:12
On the third children's home, at 15,
184
672314
3277
Üçüncü çocuk yuvasında, 15'indeydim,
11:15
I started to rebel, and what I did was,
185
675591
3167
isyan etmeye başladım, yaptığım şey,
11:18
I got three tins of paint, Airfix paint that you use for models,
186
678758
4329
üç kutu boya aldım, Airfix (sprey) boya, modellemede kullanılan,
11:23
and I was -- it was a big children's home, big Victorian children's home --
187
683087
3831
--büyük çocukların yuvasıydı, büyük Victorian çocuklarının yuvası--
11:26
and I was in a little turret at the top of it,
188
686918
1840
ve küçük bir kulenin tepesindeydim
11:28
and I poured them, red, yellow and green,
189
688758
3303
ve kırmızı, sarı ve yeşil boyalar döktüm,
11:32
the colors of Africa, down the tiles.
190
692061
5041
Afrika'nın renkleri, kiremitlerden aşağıya.
11:37
You couldn't see it from the street, because the home
191
697102
2504
Sokaktan göremediniz, çünkü ev
11:39
was surrounded by beech trees.
192
699606
2452
sahil ağaçlarıyla çevriliydi.
11:42
For doing this, I was incarcerated for a year
193
702058
4956
Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim
11:47
in an assessment center which was actually
194
707014
2985
bir değerlendirme merkezinde. Aslında
11:49
a remand center. It was a virtual prison
195
709999
4720
bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi
11:54
for young people.
196
714719
3898
gençler için.
11:58
By the way, years later, my social worker said
197
718617
2053
Neyse, yıllar sonra, sosyal hizmet görevlim bana dedi ki
12:00
that I should never have been put in there.
198
720670
1459
oraya asla bırakılmamalıymışım.
12:02
I wasn't charged for anything. I hadn't done anything wrong.
199
722129
2655
Hiçbir şeyden hüküm giymemiştim. Yanlış hiçbirşey yapmamıştım.
12:04
But because I had no family to inquire about me,
200
724784
4726
Durumumu soruşturan bir ailem olmadığı için
12:09
they could do anything to me.
201
729510
4751
bana her şeyi yapabilirlerdi.
12:14
I'm 17 years old, and
202
734261
3354
17 yaşındayım ve
12:17
they had a padded cell.
203
737615
3641
onların yastıklı hücreleri vardı.
12:21
They would march me down corridors in last-size order.
204
741256
5960
Beni büyüklük sırasına göre koridorlardada yürütüyorlardı.
12:27
They -- I was put in a dormitory
205
747216
2265
Onlar --Beni bir Nazi sempatizanıyla
12:29
with a confirmed Nazi sympathizer.
206
749481
3920
aynı yurda yerleştirdiler.
12:33
All of the staff were ex-police -- interesting --
207
753401
3322
Tüm çalışanlar eski polis --ilginç--
12:36
and ex-probation officers.
208
756723
2014
ve şartlı tahliye memurlarıydı.
12:38
The man who ran it was an ex-army officer.
209
758737
4063
Başlarındaki kişi ise eski subaydı.
12:42
Every time I had a visit by a person who I did not know
210
762800
3160
Tanımadığım ve beni üzümle besleyen biri tarafından
12:45
who would feed me grapes, once every three months,
211
765960
3734
üç ayda bir, her ziyaret edildiğimde,
12:49
I was strip-searched.
212
769694
2211
kıyafetlerim çıkarılıp aranırdım.
12:51
That home was full of young boys who were on remand
213
771905
3253
O yuva cinayet gibi şeylerden
12:55
for things like murder.
214
775158
5268
tutuklu gençlerle doluydu.
13:00
And this was the preparation that I was being given
215
780426
4032
Benim verildiğim hazırlık buydu,
13:04
after 17 years as a child of the state.
216
784458
6051
17 yıl devletin çocuğu olduktan sonra.
13:10
I have to tell this story.
217
790509
2583
Bu hikayeyi anlatmak zorundayım.
13:13
I have to tell it, because there was no one
218
793092
2270
Anlatmak zorundayım, olayların
13:15
to put two and two together.
219
795362
2953
farkına varacak kimse yoktu.
13:18
I slowly became aware that I knew nobody
220
798315
3027
Yavaş yavaş farkına vardım ki, beni
13:21
that knew me for longer than a year.
221
801342
3494
bir yıldan uzun bir süredir bilen kimseyi tanımıyorum.
13:24
See, that's what family does.
222
804836
2849
Gördünüz mü, aile işte bunu yapar.
13:27
It gives you reference points.
223
807685
2391
Size referans sağlar.
13:30
I'm not defining a good family from a bad family.
224
810076
2488
İyi aile, kötü aile tanımlası yapmıyorum. Sadece şunu söylüyorum
13:32
I'm just saying that you know when your birthday is
225
812564
1816
doğum gününüzü biliyorsunuz
13:34
by virtue of the fact that somebody tells you when your birthday is,
226
814380
2656
birileri size ne zaman olduğunu söyleme erdemini gösterdiğinden dolayı,
13:37
a mother, a father, a sister, a brother, an aunt, an uncle,
227
817036
1947
anne, baba, kız kardeş, erkek kardeş, teyze, amca,
13:38
a cousin, a grandparent. It matters to someone,
228
818983
2010
kuzen, büyük anne ve baba. Birisi için önemli,
13:40
and therefore it matters to you. Understand,
229
820993
2287
bu nedenle sizin için de önemli. Anlayın,
13:43
I was 14 years old, tucked away in myself, into myself,
230
823280
4229
14 yaşındayım, kendi içime kapanmışım,
13:47
and I wasn't touched either, physically touched.
231
827509
4782
dokunulmamışım da, fiziksel olarak dokunulmamış.
13:52
I'm reporting back. I'm reporting back simply to say that
232
832291
8127
Geri bildirimde bulunuyorum. Basit olarak şunu söylemek için,
14:00
when I left the children's home I had two things
233
840418
3215
çocuk yuvasını terk ettiğimde yapmak istediğim
14:03
that I wanted to do. One was to find my family,
234
843633
3797
iki şey vardı. Birincisi ailemi bulmak
14:07
and the other was to write poetry.
235
847430
1530
ve diğeri şiir yazmaktı.
14:08
In creativity I saw light.
236
848960
2549
Yaratıcılıkta gördüm ışığı.
14:11
In the imagination I saw the endless possibility of life,
237
851509
5162
Hayal gücünde sonsuz yaşam olanakları gördüm,
14:16
the endless truth, the permanent creation of reality,
238
856671
5901
sonsuz hakikat, gerçeğin kalıcı yaratılışı,
14:22
the place where anger was an expression
239
862572
6463
öfkenin, sevgiyi ararken gösterilen
14:29
in the search for love, a place where dysfunction
240
869035
3748
bir ifadenin olduğu yer, fonksiyon bozukluğunun
14:32
is a true reaction to untruth.
241
872783
4718
doğru olmayan şeyler karşısında doğru bir tepki olduğu yer.
14:37
I've just got to say it to you all: I found all of my family
242
877501
3547
Hepinize şunu söylemeliyim: tüm ailemi buldum
14:41
in my adult life. I spent all of my adult life finding them,
243
881048
3363
yetişkin hayatımda. Tüm yetişkin hayatımı onları ararken harcadım,
14:44
and I've now got a fully dysfunctional family just like everybody else.
244
884411
4015
ve şimdi tamamen işlemeyen bir ailem var herkesinki gibi.
14:48
But I'm reporting back to you to say quite simply
245
888426
3740
Fakat size basit olarak şunu geri bildirimde bulunmak isterim,
14:52
that you can define how strong a democracy is
246
892166
5512
hükümetin, çocuğuna nasıl davrandığını esas alarak
14:57
by how its government treats its child.
247
897678
5233
demokrasinin ne kadar güçlü olduğunu tanımlayabilirsiniz.
15:02
I don't mean children. I mean the child of the state.
248
902911
2056
Ben genel olarak çocuklar demiyorum, devletin çocuğu diyorum.
15:04
Thanks very much. It's been an honor. (Applause)
249
904967
4967
Çok teşekkür ederim. Onur duydum. (Alkışlar)
15:09
(Applause)
250
909934
2452
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7