Edward Tenner: Unintended consequences

Edward Tenner: Tesadüfi sonuçlar

44,129 views ・ 2011-09-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Duygu Tamer Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I didn't always love unintended consequences,
0
15260
3000
Tesadüfi sonuçları her zaman sevmedim
00:18
but I've really learned to appreciate them.
1
18260
2000
ama sahip oldukları değeri anlamayı öğrendim.
00:20
I've learned that they're really the essence
2
20260
2000
Gelişmeyi sağlayan şeyin özünü
00:22
of what makes for progress,
3
22260
2000
oluşturduğunu öğrendim,
00:24
even when they seem to be terrible.
4
24260
3000
korkunç göründüklerinde bile.
00:27
And I'd like to review
5
27260
2000
Ve bugün tesadüfi sonuçların
00:29
just how unintended consequences
6
29260
3000
nasıl bir rol oynadıklarını
00:32
play the part that they do.
7
32260
3000
değerlendirmek istiyorum.
00:35
Let's go to 40,000 years before the present,
8
35260
5000
Günümüzden 40.000 yıl öncesine gidelim,
00:40
to the time of the cultural explosion,
9
40260
4000
kültürel patlamanın zamanına,
00:44
when music, art, technology,
10
44260
5000
müzik, sanat, teknoloji gibi
00:49
so many of the things that we're enjoying today,
11
49260
2000
bugün zevk aldığımız, TED'de gösteriliyor olan
00:51
so many of the things that are being demonstrated at TED
12
51260
3000
birçok şeyin doğduğu zamana
00:54
were born.
13
54260
2000
gidelim.
00:56
And the anthropologist Randall White
14
56260
3000
Antropolog Randall White
00:59
has made a very interesting observation:
15
59260
3000
çok ilginç bir gözlemde bulunuyor:
01:02
that if our ancestors
16
62260
2000
eğer 40.000 yıl önce
01:04
40,000 years ago
17
64260
2000
yaşayan atalarımız
01:06
had been able to see
18
66260
3000
neler yaptıklarını
01:09
what they had done,
19
69260
2000
görebilselerdi,
01:11
they wouldn't have really understood it.
20
71260
2000
sonuçlarını gerçekten anlamazlardı.
01:13
They were responding
21
73260
2000
Sahip oldukları mevcut
01:15
to immediate concerns.
22
75260
3000
sorunlara çözüm buluyorlardı.
01:18
They were making it possible for us
23
78260
2000
Onların yaptıklarını bizim de yapabilmemizi
01:20
to do what they do,
24
80260
2000
mümkün kılıyorlardı,
01:22
and yet, they didn't really understand
25
82260
2000
ancak, nasıl yaptıklarını tam olarak
01:24
how they did it.
26
84260
2000
anlamıyorlardı.
01:26
Now let's advance to 10,000 years before the present.
27
86260
5000
Şimdi günümüzden 10.000 yıl öncesine gidelim.
01:31
And this is when it really gets interesting.
28
91260
2000
Ve bu herşeyin ilginç bir hale geldiği zaman.
01:33
What about the domestication of grains?
29
93260
3000
Tahılın yetiştirilmesinden, tarımın
01:36
What about the origins of agriculture?
30
96260
3000
kökenlerinden bahsedelim.
01:39
What would our ancestors 10,000 years ago
31
99260
3000
10.000 yıl önce yaşayan atalarımız
01:42
have said
32
102260
2000
teknoloji
01:44
if they really had technology assessment?
33
104260
2000
değerlendirmesi yapabilselerdi, ne derlerdi?
01:46
And I could just imagine the committees
34
106260
2000
Komitelerin tarımın insanlığı, en azından
01:48
reporting back to them
35
108260
2000
gelecek birkaç yüzyıl içinde,
01:50
on where agriculture was going to take humanity,
36
110260
3000
nereye götüreceği hakkında
01:53
at least in the next few hundred years.
37
113260
3000
rapor sunduklarını hayal edebiliyorum.
01:56
It was really bad news.
38
116260
2000
Durum gerçekten kötüydü.
01:58
First of all, worse nutrition,
39
118260
2000
Öncelikle, daha kötü beslenme,
02:00
maybe shorter life spans.
40
120260
2000
belki daha kısa ömre sebep oldu.
02:02
It was simply awful for women.
41
122260
2000
Durum kadınlar için tek kelimeyle korkunçtu.
02:04
The skeletal remains from that period
42
124260
2000
O dönemden geriye kalan iskelet kalıntıları
02:06
have shown that they were grinding grain morning, noon and night.
43
126260
5000
insanların sabah, öğlen, akşam tahıl öğütüyor olduklarını gösteriyordu.
02:11
And politically, it was awful.
44
131260
3000
Ve politik açıdan, durum korkunçtu.
02:14
It was the beginning of a much higher degree
45
134260
3000
İnsanlar arasında çok daha yüksek bir eşitsizlik
02:17
of inequality among people.
46
137260
3000
evresinin başlangıcıydı.
02:20
If there had been rational technology assessment then,
47
140260
3000
Eğer o dönemde rasyonel teknoloji değerlendirmesi olsa idi,
02:23
I think they very well might have said,
48
143260
2000
bence söyleyecekleri şey şu oldurdu:
02:25
"Let's call the whole thing off."
49
145260
3000
"Bütün herşeyi iptal edelim."
02:28
Even now, our choices are having unintended effects.
50
148260
4000
Şimdi bile, tercihlerimiz tesadüfi etkiler doğuruyor.
02:32
Historically, for example,
51
152260
2000
Örneğin, bu konu hakkında
02:34
chopsticks -- according to one Japanese anthropologist
52
154260
3000
tez yazan bir Japon insanbilimciye göre,
02:37
who wrote a dissertation about it
53
157260
2000
tarihsel açıdan,
02:39
at the University of Michigan --
54
159260
2000
çin yemek çubukları
02:41
resulted in long-term changes
55
161260
3000
Japon halkının diş yapısında
02:44
in the dentition, in the teeth,
56
164260
2000
uzun süreli değişikliklere
02:46
of the Japanese public.
57
166260
2000
sebep oldu.
02:48
And we are also changing our teeth right now.
58
168260
3000
Ve biz de günümüzde dişlerimizi değiştiriyoruz.
02:51
There is evidence
59
171260
2000
İnsan ağzının ve
02:53
that the human mouth and teeth
60
173260
2000
dişlerinin giderek daha da
02:55
are growing smaller all the time.
61
175260
2000
küçüldüğüne dair kanıtlar var.
02:57
That's not necessarily a bad unintended consequence.
62
177260
3000
Bu aslında kötü bir tesadüfi sonuç değil.
03:00
But I think from the point of view of a Neanderthal,
63
180260
2000
Ama bence bir Neandertalin bakış açısından,
03:02
there would have been a lot of disapproval
64
182260
2000
şimdi sahip olduğumuz küçük, zararsız
03:04
of the wimpish choppers that we now have.
65
184260
3000
dişlere karşı büyük bir hoşnutsuzluk olurdu.
03:07
So these things are kind of relative
66
187260
3000
Yani bu konular sizin ya da atalarınızın
03:10
to where you or your ancestors happen to stand.
67
190260
4000
ne düşündüğüne bağlı olarak değişiyor.
03:14
In the ancient world
68
194260
2000
Antik dünyada
03:16
there was a lot of respect for unintended consequences,
69
196260
3000
tesadüfi sonuçlara büyük bir saygı duyuluyordu
03:19
and there was a very healthy sense of caution,
70
199260
3000
ve çok sağlıklı bir dikkat duygusu vardı,
03:22
reflected in the Tree of Knowledge,
71
202260
2000
ve bu, Bilgi Ağacı, Pandora'nın Kutusu
03:24
in Pandora's Box,
72
204260
2000
ve özellikle
03:26
and especially in the myth of Prometheus
73
206260
2000
teknoloji hakkında son zamanlarda yapılan
03:28
that's been so important
74
208260
2000
benzetmelerde çok önemli
03:30
in recent metaphors about technology.
75
210260
2000
olan Prometheus efsanesine yansımıştı.
03:32
And that's all very true.
76
212260
3000
Bunların hepsi doğru.
03:35
The physicians of the ancient world --
77
215260
2000
Antik dünyanın doktorları --
03:37
especially the Egyptians,
78
217260
2000
özellikle bugün bildiğimiz haliyle
03:39
who started medicine as we know it --
79
219260
2000
tıbbı başlatan Mısırlılar --
03:41
were very conscious
80
221260
2000
neyi tedavi edip, edemeyecekleri
03:43
of what they could and couldn't treat.
81
223260
2000
hakkında çok bilinçliydiler.
03:45
And the translations of the surviving texts say,
82
225260
5000
Geriye kalan metinler şunu söylüyor:
03:50
"This I will not treat. This I cannot treat."
83
230260
2000
"Bunu tedavi etmeyeceğim. Bunu tedavi edemem."
03:52
They were very conscious.
84
232260
2000
Onlar çok bilinçliydiler.
03:54
So were the followers of Hippocrates.
85
234260
2000
Hipokrat'ın takipçileri de bilinçliydi.
03:56
The Hippocratic manuscripts also --
86
236260
2000
Hipokrat metinleri de, son yıllarda
03:58
repeatedly, according to recent studies --
87
238260
3000
yapılan çalışmalara göre, zarar vermemenin
04:01
show how important it is not to do harm.
88
241260
3000
ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar gösteriyor.
04:04
More recently,
89
244260
2000
Daha yakın zamanda,
04:06
Harvey Cushing,
90
246260
2000
nöroşirurjiyi
04:08
who really developed neurosurgery as we know it,
91
248260
2000
aslında bugün bildiğimiz haliyle geliştiren,
04:10
who changed it from a field of medicine
92
250260
3000
ameliyat sonucu ölümlerin çok olduğu
04:13
that had a majority of deaths resulting from surgery
93
253260
4000
bir tıp alanından, umut verici bir görüntüye sahip
04:17
to one in which there was a hopeful outlook,
94
257260
3000
bir tıp alanına dönüştüren Harvey Cushing
04:20
he was very conscious
95
260260
2000
her zaman doğru şeyi
04:22
that he was not always going to do the right thing.
96
262260
3000
yapmayacağına dair çok bilinçliydi.
04:25
But he did his best,
97
265260
2000
Ama elinden geleni yaptı
04:27
and he kept meticulous records
98
267260
2000
ve bu tıp dalını değiştirmesini
04:29
that let him transform that branch of medicine.
99
269260
3000
sağlayan detaylı ve dikkatli kayıtlar tuttu.
04:32
Now if we look forward a bit
100
272260
3000
Şimdi 19. yüzyıla doğru
04:35
to the 19th century,
101
275260
2000
biraz baktığımızda,
04:37
we find a new style of technology.
102
277260
2000
yeni tarz bir teknoloji buluyoruz.
04:39
What we find is,
103
279260
2000
Bulduğumuz şey
04:41
no longer simple tools,
104
281260
3000
artık basit araçlar değil,
04:44
but systems.
105
284260
2000
ama sistemler.
04:46
We find more and more
106
286260
2000
Ne olduğunu teşhis etmeyi
04:48
complex arrangements of machines
107
288260
2000
gittikçe zor hale getiren karmaşık
04:50
that make it harder and harder
108
290260
2000
makine düzenlerini
04:52
to diagnose what's going on.
109
292260
2000
daha fazla buluyoruz.
04:54
And the first people who saw that
110
294260
2000
Ve bunu gören ilk insanlar 19. yüzyılın
04:56
were the telegraphers of the mid-19th century,
111
296260
3000
ortasında yaşamış telgrafçılardı.
04:59
who were the original hackers.
112
299260
2000
Onlar ilk bilgisayar korsanlarıydı.
05:01
Thomas Edison would have been very, very comfortable
113
301260
3000
Thomas Edison bugünün bir yazılım şirketinin atmosferinde
05:04
in the atmosphere of a software firm today.
114
304260
3000
çok ama çok rahat olurdu.
05:07
And these hackers had a word
115
307260
3000
Bu korsanların, telegraf sistemlerinde
05:10
for those mysterious bugs in telegraph systems
116
310260
3000
bulunan gizemli hatalar için kullandıkları bir kelime vardı,
05:13
that they called bugs.
117
313260
2000
ve o kelime, böcekti.
05:15
That was the origin of the word "bug."
118
315260
4000
Bu "böcek" kelimesini kökeniydi.
05:19
This consciousness, though,
119
319260
2000
Ancak bu bilinci genel nüfusa,
05:21
was a little slow to seep through the general population,
120
321260
3000
çok ama çok bilgili olan insanlara bile
05:24
even people who were very, very well informed.
121
324260
3000
yayılması biraz uzun sürdü.
05:27
Samuel Clemens, Mark Twain,
122
327260
2000
Samuel Clemens, Mark Twain,
05:29
was a big investor
123
329260
2000
tüm zamanların,
05:31
in the most complex machine of all times --
124
331260
3000
en azından 1918'e kadar, A.B.D. Patent
05:34
at least until 1918 --
125
334260
2000
Ofisine kayıtlı
05:36
registered with the U.S. Patent Office.
126
336260
2000
en karmaşık makinesinin büyük birer yatırımcılarıydı.
05:38
That was the Paige typesetter.
127
338260
2000
Bu makine Paige dizgi makinesi idi.
05:40
The Paige typesetter
128
340260
2000
Paige dizgi makinesi
05:42
had 18,000 parts.
129
342260
2000
18.000 parçadan oluşuyordu.
05:44
The patent had 64 pages of text
130
344260
3000
Patent 64 metin sayfası ve 271 figüre
05:47
and 271 figures.
131
347260
4000
sahipti.
05:51
It was such a beautiful machine
132
351260
2000
Çok güzel bir makineydi
05:53
because it did everything that a human being did
133
353260
3000
çünkü bir insanın dizgicilikte yapabileceği herşeyi
05:56
in setting type --
134
356260
2000
yapabiliyordu --
05:58
including returning the type to its place,
135
358260
2000
örneğin bir harfi yerine geri götürebiliyordu ki
06:00
which was a very difficult thing.
136
360260
2000
bu yapması çok zor birşeydi.
06:02
And Mark Twain, who knew all about typesetting,
137
362260
2000
Ve dizgicilik hakkında herşeyi bilen Mark Twain
06:04
really was smitten by this machine.
138
364260
3000
bu makineye gerçekten aşık olmuştu.
06:07
Unfortunately, he was smitten in more ways than one,
139
367260
3000
Ne yazık ki, birden fazla nedenden aşık olmuştu,
06:10
because it made him bankrupt,
140
370260
2000
çünkü makine, iflas etmesine neden oldu
06:12
and he had to tour the world speaking
141
372260
2000
ve zararını telafi etmek için dünyayı
06:14
to recoup his money.
142
374260
3000
dolaşarak konuşmalar verdi.
06:17
And this was an important thing
143
377260
2000
Ve 19. yüzyıl teknolojisine dair
06:19
about 19th century technology,
144
379260
2000
önemli birşeydi bu,
06:21
that all these relationships among parts
145
381260
2000
parçalar arasındaki bütün bu bağlar
06:23
could make the most brilliant idea fall apart,
146
383260
4000
en parlak fikrin yerle bir olmasına neden olabilirdi,
06:27
even when judged by the most expert people.
147
387260
2000
en uzman insanlar tarafından değerlendirildiğinde bile.
06:29
Now there is something else, though, in the early 20th century
148
389260
3000
Şimdi 20. yüzyılın başlarında herşeyi daha da karışık hale
06:32
that made things even more complicated.
149
392260
3000
getiren başka birşey daha var.
06:35
And that was that safety technology itself
150
395260
3000
Ve bu da, güvenlik teknolojisinin kendisinin
06:38
could be a source of danger.
151
398260
2000
bir tehlike kaynağı olabileceğiydi.
06:40
The lesson of the Titanic, for a lot of the contemporaries,
152
400260
3000
O dönemde yaşayanlar için Titanikten alınan ders,
06:43
was that you must have enough lifeboats
153
403260
2000
gemide herkes için yeterli can yeleği
06:45
for everyone on the ship.
154
405260
2000
olması gerektiğiydi.
06:47
And this was the result
155
407260
3000
Ve bu da can yelekleri
06:50
of the tragic loss of lives
156
410260
2000
olmayan insanların trajik bir şekilde
06:52
of people who could not get into them.
157
412260
2000
hayatlarını kaybetmesinin bir nedeniydi.
06:54
However, there was another case, the Eastland,
158
414260
3000
Ancak, başka bir vaka daha vardı, Eastland adlı
06:57
a ship that capsized in Chicago Harbor in 1915,
159
417260
4000
bir gemi 1915 yılında Şikago Limanında alabora oldu
07:01
and it killed 841 people --
160
421260
3000
ve 841 kişi hayatını kaybetti --
07:04
that was 14 more
161
424260
2000
bu sayı Titanikte ölen
07:06
than the passenger toll of the Titanic.
162
426260
3000
kişi sayısından 14 kişi fazlaydı.
07:09
The reason for it, in part, was
163
429260
2000
Bunun nedeni, kısmen,
07:11
the extra life boats that were added
164
431260
3000
eklenen fazladan cankurtaran sandalları
07:14
that made this already unstable ship
165
434260
3000
zaten dayanıksız olan gemiyi daha da
07:17
even more unstable.
166
437260
2000
dayanıksız yapmış olmasıydı.
07:19
And that again proves
167
439260
2000
Bu yine kanıtlıyor ki,
07:21
that when you're talking about unintended consequences,
168
441260
3000
tesadüfi sonuçlardan bahsederken,
07:24
it's not that easy to know
169
444260
2000
doğru dersleri çıkarmayı
07:26
the right lessons to draw.
170
446260
2000
bilmek o kadar da kolay değil.
07:28
It's really a question of the system, how the ship was loaded,
171
448260
3000
Aslında sorun sistem ile alakalı, geminin nasıl doldurulduğu,
07:31
the ballast and many other things.
172
451260
3000
denge ve diğer birçok şeyle alakalı.
07:35
So the 20th century, then,
173
455260
3000
Yani 20. yüzyıl, o zaman
07:38
saw how much more complex reality was,
174
458260
2000
gerçeğin ne kadar çok karmaşık olduğunu gördü,
07:40
but it also saw a positive side.
175
460260
3000
ama olumlu bir yön de gördü.
07:43
It saw that invention
176
463260
3000
İcatların acil durumlardan
07:46
could actually benefit from emergencies.
177
466260
2000
gerçekten yararlanabileceğini gördü.
07:48
It could benefit
178
468260
2000
Trajedilerden
07:50
from tragedies.
179
470260
3000
yararlanabilirdi.
07:53
And my favorite example of that --
180
473260
2000
Ve bunun en sevdiğim örneği şu --
07:55
which is not really widely known
181
475260
2000
ki aslında geniş ölçüde teknolojik
07:57
as a technological miracle,
182
477260
2000
bir mucize olarak bilinmiyor,
07:59
but it may be one of the greatest of all times,
183
479260
3000
ama tüm zamanların en büyüklerinden biri olabilir --
08:02
was the scaling up of penicillin in the Second World War.
184
482260
4000
İkinci Dünya Savaşı'nda penisilinin çoğaltılmasıydı.
08:06
Penicillin was discovered in 1928,
185
486260
3000
Penisilin 1928'de keşfedildi,
08:09
but even by 1940,
186
489260
2000
ama 1940 yılına kadar bile,
08:11
no commercially and medically useful quantities of it
187
491260
3000
ticari ve tıbbi olarak yeterli miktarda
08:14
were being produced.
188
494260
2000
üretilmiyordu.
08:16
A number of pharmaceutical companies were working on it.
189
496260
3000
Birkaç ilaç şirketi bunun üzerinde çalışıyordu.
08:19
They were working on it independently,
190
499260
2000
Bağımsız olarak çalışıyorlardı
08:21
and they weren't getting anywhere.
191
501260
2000
ve hiçbir yere varmıyorlardı.
08:23
And the Government Research Bureau
192
503260
2000
Ve Devlet Araştırma Bürosu, temsilcileri
08:25
brought representatives together
193
505260
2000
biraraya getirdi ve bunun
08:27
and told them that this is something
194
507260
2000
yapılması şart olan birşey olduğunu
08:29
that has to be done.
195
509260
2000
söyledi.
08:31
And not only did they do it,
196
511260
2000
Ve yapmakla kalmadılar,
08:33
but within two years,
197
513260
2000
ama iki yıl içinde,
08:35
they scaled up penicillin
198
515260
2000
penisilini, bir litrelik şişelerde
08:37
from preparation in one-liter flasks
199
517260
3000
hazırlamaktan, 10.000 galonluk
08:40
to 10,000-gallon vats.
200
520260
4000
varillerde çoğalttılar.
08:44
That was how quickly penicillin was produced
201
524260
4000
Penisilinin üretilmesi bu kadar hızlı oldu ve
08:48
and became one of the greatest medical advances of all time.
202
528260
4000
tüm zamanların en büyük tıbbi gelişmelerinden biri haline geldi.
08:52
In the Second World War, too,
203
532260
2000
İkinci Dünya Savaşı'nda da,
08:54
the existence
204
534260
2000
güneş radyasyonunun
08:56
of solar radiation
205
536260
2000
varlığı, Büyük Britanya'nın
08:58
was demonstrated by studies of interference
206
538260
3000
radar istasyonları tarafından belirlenen
09:01
that was detected by the radar stations of Great Britain.
207
541260
4000
parazit çalışmaları ile ortaya çıkartıldı.
09:05
So there were benefits in calamities --
208
545260
3000
Yani fafetlerin, uygulamalı bilim ve
09:08
benefits to pure science,
209
548260
2000
tıbba olan yararlarına
09:10
as well as to applied science
210
550260
2000
ek olarak, kuramsal bilime de
09:12
and medicine.
211
552260
3000
yararları vardı.
09:15
Now when we come to the period after the Second World War,
212
555260
3000
Şimdi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki döneme geldiğimizde,
09:18
unintended consequences get even more interesting.
213
558260
4000
tesadüfi sonuçlar daha da ilginçleşiyor.
09:22
And my favorite example of that
214
562260
2000
Ve bunun en sevdiğim örneği
09:24
occurred beginning in 1976,
215
564260
3000
1976'da başlayarak gerçekleşti,
09:27
when it was discovered
216
567260
2000
Lejyoner hastalığına
09:29
that the bacteria causing Legionnaires disease
217
569260
3000
neden olan bakterinin doğal suyun içinde
09:32
had always been present in natural waters,
218
572260
3000
her zaman varolduğunu, fakat Lejyonella basilinin,
09:35
but it was the precise temperature of the water
219
575260
4000
azami derecede üremesi için gerekli sıcaklığa
09:39
in heating, ventilating and air conditioning systems
220
579260
3000
yükselten şeyin ısıtma, havalandırma ve
09:42
that raised the right temperature
221
582260
4000
iklimleme sistemlerindeki
09:46
for the maximum reproduction
222
586260
3000
suyun tam sıcaklığı olduğunu
09:49
of Legionella bacillus.
223
589260
2000
keşfettiler.
09:51
Well, technology to the rescue.
224
591260
2000
Günü kurtaran yine teknoloji oldu.
09:53
So chemists got to work,
225
593260
2000
Kimyagerler işe koyuldu
09:55
and they developed a bactericide
226
595260
2000
ve bu sistemlerde geniş çapta kullanılır
09:57
that became widely used in those systems.
227
597260
3000
hale gelen bir bakterisit geliştirdiler.
10:00
But something else happened in the early 1980s,
228
600260
4000
Ama 1980'lerin başında başka birşey meydana geldi
10:04
and that was that there was a mysterious epidemic
229
604260
2000
ve o da Amerika'nın her yerinde bant sürücülerin
10:06
of failures of tape drives
230
606260
3000
arızalanmasına sebep olan
10:09
all over the United States.
231
609260
2000
gizemli bir salgındı.
10:11
And IBM, which made them,
232
611260
3000
Ve bu sürücüleri üreten IBM
10:14
just didn't know what to do.
233
614260
3000
gerçekten ne yapacağını bilmiyordu.
10:17
They commissioned a group of their best scientists
234
617260
3000
Araştırmak için sahip oldukları en iyi bilimadamları ile
10:20
to investigate,
235
620260
2000
bir ekip görevlendirdiler
10:22
and what they found was
236
622260
2000
ve bütün bu bant sürücülerin
10:24
that all these tape drives
237
624260
2000
havalandırma kanalının
10:26
were located near ventilation ducts.
238
626260
3000
yakınında yer aldığını buldular.
10:29
What happened was the bactericide was formulated
239
629260
3000
Meydana gelen durum şuydu: bakterisit kalay zerreleri ile
10:32
with minute traces of tin.
240
632260
2000
hazırlanıyordu.
10:34
And these tin particles were deposited on the tape heads
241
634260
3000
Ve bu kalay zerreleri bant başları üzerinde kalıntı bırakıyor
10:37
and were crashing the tape heads.
242
637260
3000
ve bant başlarını bozuyorlardı.
10:40
So they reformulated the bactericide.
243
640260
3000
Böylece yeni bir bakteri öldürücü hazırladılar.
10:43
But what's interesting to me
244
643260
2000
Ama bana ilginç gelen şey
10:45
is that this was the first case
245
645260
2000
ilk kez mekanik bir aracın
10:47
of a mechanical device
246
647260
2000
en azından dolaylı bir biçimde
10:49
suffering, at least indirectly, from a human disease.
247
649260
3000
bir insan hastalığından zarar görmesiydi.
10:52
So it shows that we're really all in this together.
248
652260
3000
Yani bu gösteriyor ki, hepimiz gerçekten bu işin içindeyiz.
10:55
(Laughter)
249
655260
2000
(Kahkahalar)
10:57
In fact, it also shows something interesting,
250
657260
3000
Aslında, ilginç birşey daha gösteriyor.
11:00
that although our capabilities and technology
251
660260
3000
Yeteneklerimiz ve teknoloji geometrik olarak
11:03
have been expanding geometrically,
252
663260
2000
büyümekte olmasına rağmen,
11:05
unfortunately, our ability to model their long-term behavior,
253
665260
3000
ne yazık ki, artmakta olan uzun dönem davranışlarını
11:08
which has also been increasing,
254
668260
2000
biçimlendirme yeteneğimiz
11:10
has been increasing only arithmetically.
255
670260
3000
sadece aritmetik olarak artmakta.
11:13
So one of the characteristic problems of our time
256
673260
3000
Yani zamanımızın en tipik problemlerinden biri
11:16
is how to close this gap
257
676260
2000
yeteneklerimiz ile öngörümüz
11:18
between capabilities and foresight.
258
678260
3000
arasındaki boşluğu nasıl kapatacağımız.
11:21
One other very positive consequence
259
681260
3000
20. yüzyıl teknolojisinin bir başka
11:24
of 20th century technology, though,
260
684260
3000
gayet olumlu neticesi de
11:27
was the way in which other kinds of calamities
261
687260
4000
başka tür hangi afetlerin olumlu gelişmelere
11:31
could lead to positive advances.
262
691260
3000
yönlendirebileceği idi.
11:34
There are two historians of business
263
694260
3000
Maryland Üniversitesi'nde Brent Goldfarb
11:37
at the University of Maryland,
264
697260
2000
ve David Kirsch adında iki
11:39
Brent Goldfarb and David Kirsch,
265
699260
2000
ticaret tarihçisi, büyük yeniliklerin
11:41
who have done some extremely interesting work,
266
701260
2000
tarihi üzerine, büyük bölümünün hala yayımlanmadığı
11:43
much of it still unpublished,
267
703260
3000
son derece ilginç bir çalışmayı
11:46
on the history of major innovations.
268
706260
2000
kaleme aldılar.
11:48
They have combined the list of major innovations,
269
708260
3000
Büyük yeniliklerden oluşan bir liste oluşturdular
11:51
and they've discovered that the greatest number, the greatest decade,
270
711260
3000
ve başkalarının oluşturdukları bütün listelere yansıdığı gibi,
11:54
for fundamental innovations,
271
714260
2000
önemli yenilikler için
11:56
as reflected in all of the lists that others have made --
272
716260
4000
en önemli sayı, en önemli dönem
12:00
a number of lists that they have merged --
273
720260
2000
Büyük Depresyon'un yaşandığı
12:02
was the Great Depression.
274
722260
3000
dönemdi.
12:05
And nobody knows just why this was so,
275
725260
3000
Ve kimse bunun neden böyle olduğunu bilmiyor,
12:08
but one story can reflect something of it.
276
728260
3000
ama bir hikaye konuyu biraz aydınlatabilir.
12:11
It was the origin of the Xerox copier,
277
731260
3000
Geçen yıl 50. yıldönümünü kutlayan
12:14
which celebrated its 50th anniversary
278
734260
3000
Xerox makinesinin kökenini anlatan
12:17
last year.
279
737260
2000
bir hikaye bu.
12:19
And Chester Carlson, the inventor,
280
739260
5000
Mucidi Chester Carlson
12:24
was a patent attorney.
281
744260
3000
bir patent avukatıydı.
12:27
He really was not intending
282
747260
3000
Aslında patent araştırmasında
12:30
to work in patent research,
283
750260
2000
çalışmayı hedeflemiyordu,
12:32
but he couldn't really find an alternative technical job.
284
752260
4000
ama başka teknik bir iş gerçekten bulamıyordu.
12:36
So this was the best job he could get.
285
756260
2000
Yani bu sahip olabileceği en iyi işti.
12:38
He was upset by the low quality and high cost
286
758260
4000
Mevcut patent kopyalarının düşük kalitesi ve
12:42
of existing patent reproductions,
287
762260
3000
yüksek maliyetinden memnun değildi
12:45
and so he started to develop
288
765260
3000
ve bu yüzden bir kuru fotokopileme
12:48
a system of dry photocopying,
289
768260
3000
sistemi geliştirdi, 1930'lu yılların
12:51
which he patented in the late 1930s --
290
771260
3000
sonlarında patentini aldı ve böylece
12:54
and which became the first dry photocopier
291
774260
4000
bu sistem 1960 yılında ticari olarak kullanabilir
12:58
that was commercially practical
292
778260
2000
ilk kuru fotokopi makinesi
13:00
in 1960.
293
780260
2000
oldu.
13:02
So we see that sometimes,
294
782260
2000
Yani görüyoruz ki, bazen,
13:04
as a result of these dislocations,
295
784260
2000
bu değişimlerin bir sonucu olarak,
13:06
as a result of people
296
786260
2000
insanların asıl hedeflenen
13:08
leaving their original intended career
297
788260
3000
kariyerlerini bırakıp, yaratıcılıklarının
13:11
and going into something else
298
791260
2000
bir fark yaratabileceği başka bir alana
13:13
where their creativity could make a difference,
299
793260
2000
girmelerinin bir sonucu olarak,
13:15
that depressions
300
795260
2000
bunalımlar ve
13:17
and all kinds of other unfortunate events
301
797260
3000
başka her türlü talihsiz olayların yaratıcılık
13:20
can have a paradoxically stimulating effect
302
800260
3000
üzerinde paradoksal olarak teşvik edici
13:23
on creativity.
303
803260
2000
bir etkisi olabilir.
13:25
What does this mean?
304
805260
2000
Bu ne anlama geliyor?
13:27
It means, I think,
305
807260
2000
Bence bu, beklenmeyen
13:29
that we're living in a time of unexpected possibilities.
306
809260
2000
ihtimallerin devrinde yaşıyor olduğumuz anlamına geliyor.
13:31
Think of the financial world, for example.
307
811260
3000
Mesela finansal dünyayı bir düşünün.
13:34
The mentor of Warren Buffett, Benjamin Graham,
308
814260
3000
Warren Buffett, Benjamin Graham'ın akıl hocası
13:37
developed his system of value investing
309
817260
5000
1929 iflasında, yaptıkları zarar sonucu,
13:42
as a result of his own losses
310
822260
2000
değer yatırımı sistemini
13:44
in the 1929 crash.
311
824260
2000
geliştirdi.
13:46
And he published that book
312
826260
2000
Ve kitabı 1930'lu yılların
13:48
in the early 1930s,
313
828260
3000
başında yayınladı.
13:51
and the book still exists in further editions
314
831260
2000
Ve bu kitap hala günümüzde basımda
13:53
and is still a fundamental textbook.
315
833260
2000
ve hala önemli bir ders kitabı.
13:55
So many important creative things can happen
316
835260
4000
İnsanlar felaketlerden ders çıkardığı zaman
13:59
when people learn from disasters.
317
839260
3000
pek çok önemli ve yaratıcı şey meydana gelebilir.
14:02
Now think of the large and small plagues that we have now --
318
842260
4000
Şimdi, günümüzde varolan tahtakurusu, öldüren arılar, istenmeyen e-postalar gibi
14:06
bed bugs, killer bees, spam --
319
846260
5000
büyük ve küçük vebaları düşünün
14:11
and it's very possible that the solutions to those
320
851260
3000
ve büyük bir ihtimalle bunlara getirilen çözümler
14:14
will really extend well beyond the immediate question.
321
854260
3000
mevcut sorunun çok daha ötesine uzayacaktır.
14:17
If we think, for example, of Louis Pasteur,
322
857260
3000
Mesela, 1860'larda ipek sanayisi için
14:20
who in the 1860s
323
860260
2000
ipekböceklerinin
14:22
was asked to study
324
862260
2000
hastalıklarını incelemesi
14:24
the diseases of silk worms for the silk industry,
325
864260
4000
istenen Louis Pasteur'u düşünürsek,
14:28
and his discoveries were really the beginning
326
868260
3000
bulguları aslında hastalıkta virüs teorisinin
14:31
of the germ theory of disease.
327
871260
2000
başlangıcını oluşturdu.
14:33
So very often, some kind of disaster --
328
873260
3000
Çoğu zaman, bir tür felaket --
14:36
sometimes the consequence, for example,
329
876260
3000
bazen örneğin o dönemde Avrupa'da bir sorun olan
14:39
of over-cultivation of silk worms,
330
879260
3000
ipekböceklerinin fazla yetiştirilmesinin
14:42
which was a problem in Europe at the time --
331
882260
2000
sonucu, daha büyük birşeye
14:44
can be the key to something much bigger.
332
884260
2000
yönlendiren anahtar olabilir.
14:46
So this means
333
886260
2000
Yani bu demektir ki
14:48
that we need to take a different view
334
888260
2000
tesadüfi sonuçlara farklı bir
14:50
of unintended consequences.
335
890260
2000
bakış açısıyla bakmalıyız.
14:52
We need to take a really positive view.
336
892260
3000
Gerçekten olumlu bir bakışa sahip olmalıyız.
14:55
We need to see what they can do for us.
337
895260
3000
Bizim için neler yapabileceklerini görmeliyiz.
14:58
We need to learn
338
898260
2000
Bahsettiğim
15:00
from those figures that I mentioned.
339
900260
2000
figürlerden ders almalıyız.
15:02
We need to learn, for example, from Dr. Cushing,
340
902260
3000
Mesela ilk ameliyatları süresince hastaları öldüren
15:05
who killed patients
341
905260
2000
Dr. Cushing'den
15:07
in the course of his early operations.
342
907260
2000
ders almalıyız.
15:09
He had to have some errors. He had to have some mistakes.
343
909260
3000
Bazı hatalar yapmak zorundaydı. Bazı yanlışlar yapmalıydı.
15:12
And he learned meticulously from his mistakes.
344
912260
3000
Ve dikkatli bir şekilde hatalarından ders aldı.
15:15
And as a result,
345
915260
2000
Ve sonuç olarak,
15:17
when we say, "This isn't brain surgery,"
346
917260
3000
"Beyin ameliyatı yapmıyorsun." dediğimizde,
15:20
that pays tribute to how difficult it was
347
920260
3000
görünümde çok heves kırıcı olduğu
15:23
for anyone to learn from their mistakes
348
923260
2000
düşünülen bir tıp dalında, hatalarından ders
15:25
in a field of medicine
349
925260
2000
çıkarmanın ne kadar
15:27
that was considered so discouraging in its prospects.
350
927260
3000
zor olduğunu bilen insanlara saygılarımızı sunmuş oluyoruz.
15:30
And we can also remember
351
930260
3000
Ve ayrıca ilaç şiketlerinin
15:33
how the pharmaceutical companies
352
933260
2000
acil bir durum karşısında
15:35
were willing to pool their knowledge,
353
935260
2000
bilgilerini birleştirmeye,
15:37
to share their knowledge,
354
937260
2000
bilgilerini paylaşmaya
15:39
in the face of an emergency,
355
939260
2000
hazır olduklarını hatırlayabiliriz,
15:41
which they hadn't really been for years and years.
356
941260
3000
ki yıllardır bu istekliliği gerçekten göstermediler.
15:44
They might have been able to do it earlier.
357
944260
3000
Daha önce bunu yapmaları mümkün olabilirdi.
15:47
The message, then, for me,
358
947260
3000
O halde, benim için, tesadüfi
15:50
about unintended consequences
359
950260
2000
sonuçların mesajı şu:
15:52
is chaos happens;
360
952260
3000
Kaos hayatın bir parçası;
15:55
let's make better use of it.
361
955260
2000
hadi ondan daha iyi faydalanalım.
15:57
Thank you very much.
362
957260
2000
Çok teşekkür ederim.
15:59
(Applause)
363
959260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7