Ben Cameron: The true power of the performing arts

Ben Cameron: Sahne sanatlarının gerçek gücü

76,797 views ・ 2010-09-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Burak Serin Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I am a cultural omnivore,
0
15513
1930
Ben kültürle beslenen,
00:17
one whose daily commute is made possible by attachment to an iPod --
1
17467
4636
günlük yaşantısını
yanında taşıdığı iPod la sağlayan,
00:22
an iPod that contains Wagner and Mozart,
2
22127
2229
öyle bir iPod ki, içinde Wagner'in ve Mozart'ın
00:24
pop diva Christina Aguilera,
3
24380
2016
pop divası Christina Aguilera'nın
00:26
country singer Josh Turner,
4
26420
1616
"country" şarkıcısı Josh Turner'ın
00:28
gangsta rap artist Kirk Franklin,
5
28060
2435
"gangsta rap" sanatçısı Kirk Franklin'in
00:30
concerti, symphonies and more and more.
6
30519
2373
konçertoların, senfonilerin ve daha birçoğunun olduğu bir iPod.
00:32
I'm a voracious reader,
7
32916
1514
Gözü doymayan bir okurum,
00:34
a reader who deals with Ian McEwan down to Stephanie Meyer.
8
34454
2931
Ian McEwan'dan Stephanie Meyer'e kadar okuyan.
00:37
I have read the Twilight tetralogy.
9
37409
3205
"Twilight" dörtlemesini okudum.
00:40
And one who lives for my home theater,
10
40638
2418
Ve evimdeki sinema sistemi için yaşıyorum,
00:43
a home theater where I devour DVDs, video on demand
11
43080
2979
öyle bir sistem ki DVD'leri, videoları
ve televizyonu yiyip yuttuğum.
00:46
and a lot of television.
12
46083
1390
00:47
For me, "Law & Order: SVU," Tina Fey and "30 Rock"
13
47497
3381
Benim için "Law and Order: SVU,"
Tine Fey ve "30 Rock"
00:50
and "Judge Judy" --
14
50902
1572
ve "Judge Judy"'deki insanlar gerçek, davalar gerçek,
00:52
"The people are real, the cases are real, the rulings are final."
15
52498
3397
ve hükümler kesin.
00:55
(Laughter)
16
55919
1012
00:56
Now, I'm convinced a lot of you probably share my passions,
17
56955
3281
Şimdi eminim ki, çoğunuz
benimle bu tutkuları paylaşıyorsunuz,
01:00
especially my passion for "Judge Judy,"
18
60260
2287
özellikle de "Judge Judy" tutkumu,
01:02
and you'd fight anybody who attempted to take her away from us,
19
62571
3490
ve onu bizden ayırmak isteyecek
herkesle kavga edersiniz,
01:06
but I'm a little less convinced that you share the central passion of my life,
20
66085
3740
ama hayatımın temel tutkusunu paylaştığınızdan o kadar da emin değilim,
01:09
a passion for the live professional performing arts,
21
69849
2713
canlı profesyonel sahne sanatları için hissettiğim tutku,
01:12
performing arts that represent the orchestral repertoire, yes,
22
72586
2982
evet, orkestra repertuvarını ifade eden ama aynı zamanda
01:15
but jazz as well, modern dance, opera,
23
75592
2644
caz, modern dans, opera, tiyatro
01:18
theater and more and more and more.
24
78260
1976
ve daha da fazlasını ifade eden.
Dürüst olmak gerekirse,
01:21
Frankly, it's a sector that many of us who work in the field
25
81108
3128
bu öyle bir alan ki, bu alanda çalışan çoğumuz
01:24
worry is being endangered and possibly dismantled by technology.
26
84260
3725
onun gelişen teknoloji yüzünden yok olma ve büyük ihtimalle parçalanma tehlikesiyle
yüz yüze olduğuna inanıyoruz.
01:28
While we initially heralded the Internet as the fantastic new marketing device
27
88009
4390
İlk başlarda İnternet'i,
her problemimizi çözecek olan
01:32
that was going to solve all our problems,
28
92423
2219
harika bir pazarlama aracı olarak selamlamış olmamıza rağmen
01:34
we now realize that the Internet is, if anything,
29
94666
2397
şimdi fark ediyoruz ki İnternet
bu anlamda gereğinden fazla etkili oldu.
01:37
too effective in that regard.
30
97087
1619
01:38
Depending on who you read, an arts organization
31
98730
2506
Kimi okuduğunuza bağlı olarak,
01:41
or an artist, who tries to attract the attention
32
101260
2466
insanların ilgisini çekmeye çalışan
01:43
of a potential single ticket buyer,
33
103750
2221
bir sanat organizasyonu ya da bir sanatçı,
01:45
now competes with between three and 5,000 different marketing messages
34
105995
5241
artık normal bir vatandaşın her gün gördüğü
3 ila 5000
farklı pazarlama mesajıyla
01:51
a typical citizen sees every single day.
35
111260
2494
rekabet etmekte.
01:54
We now know, in fact,
36
114520
1717
Artık biliyoruz ki aslında
01:56
that technology is our biggest competitor for leisure time.
37
116261
2767
teknoloji boş zamanımızın en büyük rakibi haline geldi.
5 yıl önce,
01:59
Five years ago,
38
119052
1251
02:00
Gen Xers spent 20.7 hours online and TV, the majority on TV.
39
120327
4709
X jenerasyonu mensupları 20.7 saati İnternet'te çevrim içi olarak ve
çoğunlukla da televizyon izleyerek geçiriyorlardı.
02:05
Gen Yers spent even more --
40
125060
1835
Y jenerasyonu mensupları daha da fazla--
02:06
23.8 hours, the majority online.
41
126919
2562
23.8 saati, çoğunluk İnternet'te geçiriyordu.
02:09
And now, a typical university-entering student arrives at college
42
129886
5635
Ve şimdi, normal
bir üniversite öğrencisi
üniversiteye başladığında
02:15
already having spent 20,000 hours online
43
135545
4311
20,000 saatini İnternet'te,
ve 10,000 saatini de
02:19
and an additional 10,000 hours playing video games --
44
139880
3336
bilgisayar oyunlarıyla
çoktan geçirmiş oluyor,
02:23
a stark reminder that we operate in a cultural context
45
143716
3218
ki bu da bize
bilgisayar oyunlarının satışının
02:26
where video games now outsell music and movie recordings combined.
46
146958
4773
müzik ve film satışlarının toplamını
geçtiği bir kültürel bağlamda çalıştığımızın sade bir göstergesidir.
02:33
Moreover, we're afraid that technology
47
153165
2755
Dahası, teknolojinin bizim kültürel tüketim ile
02:35
has altered our very assumptions of cultural consumption.
48
155944
3039
ilgili varsayımlarımızı değiştirmiş olmasından endişe duymaktayız.
İnternet sayesinde zannediyoruz ki,
02:39
Thanks to the Internet,
49
159007
1164
02:40
we believe we can get anything we want whenever we want it,
50
160195
2974
istediğimiz her şey, ne zaman istersek
02:43
delivered to our own doorstep.
51
163193
1819
kapımıza gelecek.
02:45
We can shop at three in the morning or eight at night,
52
165036
2544
Sabahın 3'ünde ya da akşam 8'de
02:47
ordering jeans tailor-made for our unique body types.
53
167604
2933
üzerimize göre yapılmış kotların siparişini verebiliriz.
02:50
Expectations of personalization and customization
54
170561
3926
Başlama saati, yeri belli olan
park veya ulaşım sıkıntıları yaşanan
02:54
that the live performing arts --
55
174511
1849
sahne sanatlarıyla
02:56
which have set curtain times, set venues,
56
176384
2852
kişiselleştirme
02:59
attendant inconveniences of travel, parking and the like --
57
179260
3374
ve özelleştirme beklentileri
03:02
simply cannot meet.
58
182658
1405
bir arada olamaz.
03:04
And we're all acutely aware:
59
184885
1641
Ve ciddi bir şekilde farkındayız ki:
03:06
what's it going to mean in the future
60
186550
1795
İnternet'ten günün 24 saati,
03:08
when we ask someone to pay a hundred dollars
61
188369
2176
99 sente ya da bedavaya
03:10
for a symphony, opera or ballet ticket,
62
190569
2468
şarkı indirmeye alışmış kültürel tüketiciden
03:13
when that cultural consumer is used to downloading on the internet
63
193061
3312
bir senfoni, opera ya da bale bileti için
03:16
24 hours a day for 99 cents a song or for free?
64
196397
3913
100 dolar ödemesini istediğimizde
bu ne anlam ifade edecek?
03:22
These are enormous questions for those of us that work in this terrain.
65
202662
4039
Bunlar, bu alanda çalışan bizler için
çok önemli sorular.
03:26
But as particular as they feel to us, we know we're not alone.
66
206725
3111
Ama ne kadar bize özgü görünürlerse görünsün,
biliyoruz ki yalnız değiliz.
03:30
All of us are engaged
67
210417
1374
Hepimiz, iletişim ve kültürün
03:31
in a seismic, fundamental realignment of culture and communications,
68
211815
4664
şiddetli ve derin, yeniden
düzenlemesiyle meşgulüz,
03:36
a realignment that is shaking and decimating the newspaper industry,
69
216503
3764
bu yeni düzenleme gazete, dergi, kitap
ve basım endüstrilerini derinden
03:40
the magazine industry, the book and publishing industry and more.
70
220291
4030
sarsmakta ve yok etmekte.
03:44
Saddled in the performing arts as we are, by antiquated union agreements
71
224970
3862
Sahne sanatlarıyla uğraşan herkes, tıpkı bizim gibi,
03:48
that inhibit and often prohibit mechanical reproduction and streaming,
72
228856
4988
mekanik üretimleri ve yayınları kısıtlayan
ve çoğunlukla yasaklayan,
03:53
locked into large facilities that were designed to ossify
73
233868
3844
demode sendika sözleşmeleri ile
ancak 19. yüzyıla uygun,
03:57
the ideal relationship between artist and audience
74
237736
3347
fahiş fiyatlar talep edilen,
yüksek bilet gelirleri üzerine kurulmuş,
04:01
most appropriate to the 19th century
75
241107
2285
sanatçı ve seyirci arasındaki ideal ilişkiyi kalıplaştırmak için
04:03
and locked into a business model dependent on high ticket revenues,
76
243416
3177
tasarlanmış ticaret modelleri tarafından büyük tesislere tıkılmış durumda
04:06
where we charge exorbitant prices.
77
246617
2073
ve bir çoğumuz,
04:09
Many of us shudder in the wake of the collapse of Tower Records
78
249097
3405
Tower Records'un çökmesi üzerine ürpererek kendimize soruyoruz:
04:12
and ask ourselves, "Are we next?"
79
252526
2315
" Sırada biz mi varız?"
04:16
Everyone I talk to in performing arts resonates to the words of Adrienne Rich,
80
256394
4842
Sahne sanatlarında konuştuğum insanların hepsinin kulaklarında
Adrienne Rich'in, "Dreams of a Common Language"da
04:21
who, in "Dreams of a Common Language," wrote,
81
261260
2174
yazdığı şu sözler yankılanıyor:
04:23
"We are out in a country that has no language, no laws.
82
263458
3147
"Hiçbir dili ve kuralı olmayan
bir ülkede yaşıyorz.
04:27
Whatever we do together is pure invention.
83
267170
2538
Yaptığımız her şey saf bir keşif.
04:29
The maps they gave us are out of date by years."
84
269732
3913
Bize verdikleri haritalar
geçerliliğini yitirdi."
04:35
And for those of you who love the arts,
85
275464
1905
Ve sanata aşık sizler
04:37
aren't you glad you invited me here to brighten your day?
86
277393
2843
beni gününüzü aydınlatmam için buraya davet ettiğinize memnun değil misiniz?
04:40
(Laughter)
87
280260
1976
(Gülüşmeler)
04:42
(Applause)
88
282260
1442
(Alkış)
04:43
Now, rather than saying that we're on the brink of our own annihilation,
89
283726
3510
Şimdi, kendi yıkımımızın kenarındayız demek yerine,
04:47
I prefer to believe that we are engaged in a fundamental reformation,
90
287260
3646
tıpkı 16.yy'daki dini Reformda olduğu gibi
04:50
a reformation like the religious Reformation of the 16th century.
91
290930
3725
şu anda da önemli bir reformun içinde olduğumuza
inanmayı tercih ediyorum.
04:55
The arts reformation, like the religious Reformation,
92
295166
3070
Sanat reformu, dini Reform'da olduğu gibi,
04:58
is spurred in part by technology,
93
298260
1650
kısmen teknolojiyle birlikte
04:59
with indeed, the printing press really leading the charge
94
299934
2737
ama daha çok, dini Reform'da başı çeken
05:02
on the religious Reformation.
95
302695
1827
matbaa tarafından şekillenmiştir.
05:04
Both reformations were predicated on fractious discussion,
96
304546
3051
İki reform da, kavgacı tartışmalara
05:07
internal self-doubt
97
307621
1409
içsel şüphelere
05:09
and massive realignment of antiquated business models.
98
309054
3413
ve demode iş modellerinin yeniden düzenlemelerine dayanıyordu.
Ve bana kalırsa, en derinde, iki reform da
05:13
And at heart, both reformations, I think, were asking the questions:
99
313106
3386
aynı soruyu soruyordu:
05:16
who's entitled to practice?
100
316516
1720
Uygulamadan kimler sorumlu?
05:18
How are they entitled to practice?
101
318260
1706
Uygulamadan nasıl sorumlu oldular?
05:19
And indeed, do we need anyone to intermediate for us
102
319990
3988
Ve aslında, ruhani bir güçle
bir tecrübe yaşamak için
05:24
in order to have an experience with a spiritual divine?
103
324002
3082
bir aracıya ihtiyacımız var mı?
05:29
Chris Anderson, someone I trust you all know,
104
329095
2702
Hepinizin bildiğini umduğum, Chris Anderson,
05:31
editor in chief of Wired magazine and author of The Long Tail,
105
331821
3012
Wired dergisinin müdürü ve editörü, "The Long Tail"in yazarı,
05:34
really was the first, for me, to nail a lot of this.
106
334857
3104
bana kalırsa, bunun çoğunu kavrayan ilk kişiydi.
05:37
He wrote a long time ago, you know,
107
337985
1671
Bildiğiniz gibi, çok uzun zaman önce yazdığı üzere:
05:39
thanks to the invention of the Internet, web technology, minicams and more,
108
339680
5525
internetin,
web teknolojisinin
mini kameraların ve dahasının
05:45
the means of artistic production have been democratized
109
345229
3455
icadı sayesinde, sanatsal üretim yöntemleri
insanlık tarihinde
05:48
for the first time in all of human history.
110
348708
2724
ilk kez demokratikleştirildi.
05:52
In the 1930s, if any of you wanted to make a movie,
111
352483
2453
1930'larda, aranızdan biri film yapmak istese,
05:54
you had to work for Warner Brothers or RKO,
112
354960
2276
ya Warner Bros. ya da RKO için çalışması gerekirdi,
05:57
because who could afford a movie set
113
357260
1976
çünkü kim film setinin
05:59
and lighting equipment and editing equipment
114
359260
2096
ve ışık ekipmanlarının ve kurgu ekipmanlarının
06:01
and scoring, and more?
115
361380
1783
ve orkestranın ve dahasının parasını karşılayabilirdi ki?
06:03
And now who in this room doesn't know a 14 year-old
116
363187
3179
Peki ya şimdi, aranızdan kim, 14 yaşında birinin
06:06
hard at work on her second, third, or fourth movie?
117
366390
2531
ikinci, üçüncü veya dördüncü filmi üzerinde çalıştığını bilmiyor?
06:08
(Laughter)
118
368945
1795
(Gülüşmeler)
06:10
Similarly, the means of artistic distribution
119
370764
3084
Benzer şekilde, sanatsal dağıtım yöntemleri de
06:13
have been democratized for the first time in human history.
120
373872
2781
insanlık tarihinde ilk kez demokratikleştirildi.
06:16
Again, in the '30s, Warner Brothers, RKO did that for you.
121
376677
2951
Yine '30'larda, Warner Bros, RKO bunu sizin için yaptı.
06:19
Now, go to YouTube, Facebook;
122
379652
2040
Şimdi, Youtube'a, Facebook'a girerseniz
06:21
you have worldwide distribution
123
381716
1924
odanızın kapısından dahi çıkmadan
06:23
without leaving the privacy of your own bedroom.
124
383664
2596
dünya çapında dağıtım yapma imkanına sahipsiniz.
06:27
This double impact is occasioning
125
387214
2376
Herkesin potansiyel bir yaratıcı olduğu bu zamanlarda,
06:29
a massive redefinition of the cultural market,
126
389614
2988
bu çifte darbe, kültürel pazarın geniş, yeniden bir tanımına
06:32
a time when anyone is a potential author.
127
392626
2748
sebep oluyordu.
06:36
Frankly, what we're seeing now in this environment
128
396542
2347
Açıkçası, şu an çevremizde önemli bir zamana
06:38
is a massive time, when the entire world is changing
129
398913
3100
tanıklık ediyoruz,
bütün dünya değişirken,
06:42
as we move from a time when audience numbers are plummeting.
130
402037
3138
seyirci sayısının azaldığı bir zamandan geçiyoruz.
06:45
But the number of arts participants,
131
405199
2414
Ama sanatla uğraşanların sayısı,
06:47
people who write poetry, who sing songs, who perform in church choirs,
132
407637
3813
şiir yazan insanlar, şarkı söyleyenler,
kilise korolarında çalanlar
06:51
is exploding beyond our wildest imaginations.
133
411474
3169
hayal edebileceğimizin bile ötesinde bir hızla artıyorlar.
06:55
This group, others have called the pro-ams,
134
415580
2493
Bu grup, başkalarının deyimiyle "pro ams",
06:58
amateur artists doing work at a professional level.
135
418097
2897
profesyonel düzeyde iş yapan amatör sanatçılar.
Onları Youtube'da, dans yarışmalarında,
07:01
You see them on YouTube, in dance competitions,
136
421018
2193
film festivallerinde ve dahasında görüyorsunuz.
07:03
film festivals and more.
137
423235
1683
07:04
They are radically expanding
138
424942
1915
Geleneksel kurumlarımızın
07:06
our notions of the potential of an aesthetic vocabulary,
139
426881
3179
kültürel otonomlarını zorlarken ve kuyusunu kazarken,
potansiyel estetik dağarcığın kavramlarını
07:10
while they are challenging and undermining
140
430084
2152
07:12
the cultural autonomy of our traditional institutions.
141
432260
2976
temelinden genişletiyorlar.
07:15
Ultimately, we now live in a world defined not by consumption,
142
435697
3840
Sonuçta, şu anda, tüketimle değil
katılımla tanımlanmış
07:19
but by participation.
143
439561
1270
bir dünyada yaşıyoruz.
07:22
But I want to be clear,
144
442557
1767
Açıkça söylemem gerekirse,
07:24
just as the religious Reformation did not spell the end
145
444348
2780
tıpkı dini Reform'un, resmi Kilise'nin ve
papazlığın sonunu getirmediği gibi
07:27
to the formal Church or to the priesthood;
146
447152
2013
07:29
I believe that our artistic institutions will continue to have importance.
147
449189
4184
inanıyorum ki; sanatsal kurumlarımız da
belli bir öneme sahip olmaya devam edecekler.
07:33
They currently are the best opportunities
148
453397
2178
Bu kurumlar, ekonomik saygınlık, bolluk değil saygınlık,
07:35
for artists to have lives of economic dignity --
149
455599
2276
içerisinde yaşamak isteyen sanatçılar için,
07:37
not opulence, of dignity.
150
457899
2185
en iyi fırsat konumundalar.
07:40
And they are the places where artists
151
460108
1782
Ve bu kurumlar, belirli bir derecede kaynağa
07:41
who deserve and want to work at a certain scale of resources
152
461914
2820
sahip olarak çalışmak isteyen ve bunu hakeden sanatçılar için
07:44
will find a home.
153
464758
1209
ev olacaktır.
07:46
But to view them as synonymous with the entirety of the arts community
154
466843
4129
Ama bu kurumları,
tüm sanat camiasıyla eşdeğer tutmak
07:50
is, by far, too shortsighted.
155
470996
1831
tabii ki, çok dar görüşlü bir düşünce olur.
07:53
And indeed, while we've tended to polarize the amateur from the professional,
156
473722
3710
Ve aslinda, biz amatörle profesyoneli
kutuplaştırma eğilimindeyken,
07:57
the single most exciting development in the last five to 10 years
157
477456
4230
son 5-10 yilda gerçekleşen
en heyecan verici gelişme
08:01
has been the rise of the professional hybrid artist,
158
481710
3803
öncelikli olarak
konser salonlarında veya sahnede değil de
08:05
the professional artist who works,
159
485537
1630
daha çok kadın hakları
08:07
not primarily in the concert hall or on the stage;
160
487191
2721
veya insan hakları
08:09
but most frequently around women's rights, or human rights,
161
489936
3300
veya küresel ısınma konuları
veya AIDS yardımlari etrafinda
08:13
or on global warming issues or AIDS relief for more --
162
493260
2897
ekonomik nedenlerden ötürü değil de
08:16
not out of economic necessity,
163
496181
2130
sıkı bir sanat ortamında
08:18
but out of a deep, organic conviction
164
498335
2554
gerçekleştirmesi mümkün olmayan
08:20
that the work that she or he is called to do
165
500913
2492
içsel ve derinden bir inançla iş yapmak isteyen
08:23
cannot be accomplished in the traditional hermetic arts environment.
166
503429
3676
iyi eğitimli profesyonel veya profesyonel sanatçı tipinin
yükselişi oldu.
08:27
Today's dance world is not defined solely
167
507994
2471
Bugünün dans dünyası
08:30
by the Royal Winnipeg Ballet or the National Ballet of Canada,
168
510489
3189
sadece Royal Winnipeg Ballet veya National Ballet of Canada ile değil de,
08:33
but by Liz Lerman's Dance Exchange --
169
513702
2446
dansçilarinin yaşlari 18 ile 82 arasında değişen,
08:36
a multi-generational, professional dance company,
170
516172
3064
ve DNA sarmalını şekillendirmeye çalışan gen mühendisleri
08:39
whose dancers range in age from 18 to 82,
171
519260
3608
ve CERN'deki nükleer fizikçilerle çalışan,
08:42
and who work with genomic scientists to embody the DNA strand
172
522892
3586
geniş yaş aralığına sahip,
profesyonel dans şirketi
08:46
and with nuclear physicists at CERN.
173
526502
2185
Liz Lerman's Dance Exchange ile tanımlanıyor.
08:49
Today's professional theater community
174
529438
2132
Bugünün profesyonel tiyatro topluluğu
08:51
is defined, not only the Shaw and Stratford Festivals,
175
531594
3265
sadece the Shaw and Stratford Festival ile değil de,
08:54
but by the Cornerstone Theater of Los Angeles --
176
534883
2544
11 Eylül' den sonra,
08:57
a collective of artists that after 9/11,
177
537451
2785
10 farklı dini topluluğu
09:00
brought together 10 different religious communities --
178
540260
3487
biraraya getiren --
09:03
the Baha'i, the Catholic,
179
543771
1788
Bahialara, Katoliklere,
09:05
the Muslim, the Jewish,
180
545583
1653
Müslümanlara, Yahudilere
09:07
even the Native American
181
547260
1728
ve hatta Amerikan Yerlilerine
09:09
and the gay and lesbian communities of faith,
182
549012
2173
ve gay ve lezbiyen topluluklara,
09:11
helping them create their own individual plays
183
551209
3027
topluluklar arası iyileşme için önemli bir ilk adım oluşturacak;
09:14
and one massive play,
184
554260
1976
inançlarındaki farklılıkları keşfettikleri
09:16
where they explored the differences in their faith
185
556260
2630
ve benzerlikleri buldukları, kendi bireysel oyunlarını
09:18
and found commonality
186
558914
1322
ve bir büyük oyun yaratmalarına yardım eden,
09:20
as an important first step toward cross-community healing.
187
560260
3437
sanatçılar kolektifi,
Cornerstone Theater of Los Angeles ile tanımlanıyor.
09:25
Today's performers, like Rhodessa Jones, work in women's prisons,
188
565098
3512
Rhodessa Jones gibi, bugünün sanatçıları
kadın mahkumların hapsedilme acısını
09:28
helping women prisoners articulate the pain of incarceration,
189
568634
3512
ifade edebilmeleri için kadın mahkumlarla çalışırken,
09:32
while today's playwrights and directors work with youth gangs
190
572170
2898
bugünün oyun yazarları ve yönetmenleri, şiddete alternatif kanallar aramak için
genç çetelerle çalışıyor ve bunun gibi
09:35
to find alternate channels to violence and more and more and more.
191
575092
3999
bir sürü bir sürü bir sürü örnek daha.
09:40
And indeed, I think, rather than being annihilated,
192
580618
2618
Ve aslında, bence, yok olmaktan ziyade
09:43
the performing arts are poised on the brink of a time
193
583260
2478
sahne sanatları, şimdiye kadar olduğumuzdan
09:45
when we will be more important than we have ever been.
194
585762
2611
çok daha önemli olacağımız bir zamanın
eşiğine geldi.
09:49
You know, we've said for a long time,
195
589701
1763
Biliyorsunuz, çok uzun zamandır söylüyoruz,
09:51
we are critical to the health of the economic communities in your town.
196
591488
3340
şehrinizdeki ekonomik toplumların sağlığı konusunda hassasız.
09:54
And absolutely --
197
594852
1159
Ve kesinlikle.
09:56
I hope you know that every dollar spent on a performing arts ticket in a community
198
596035
3963
Umarım biliyorsunuzdur ki, bir toplumda, bir sahne sanatları bileti için harcanan her dolar
yerel ekonomi için 5 ila 7 arası ek dolar oluşturuyor;
10:00
generates five to seven additional dollars for the local economy,
199
600022
3098
restoranlarda veya park yapmada,
10:03
dollars spent in restaurants or on parking,
200
603144
2018
kostümler için kumaş aldığımız kumaş mağazalarında,
10:05
at the fabric stores where we buy fabric for costumes,
201
605186
2548
10:07
the piano tuner who tunes the instruments, and more.
202
607758
2478
piyanonun akordunu yapan akordçu için ve daha birçoğu için harcanan dolarlar.
Ama sanatlar, biz ilerledikçe ekonomiler için
10:11
But the arts are going to be more important to economies as we go forward,
203
611045
3832
çok daha önemli hale gelecek,
10:14
especially in industries we can't even imagine yet,
204
614901
2501
özellikle de henüz tahmin edemediğimiz endüstrilerde,
10:17
just as they have been central to the iPod and the computer game industries,
205
617426
3936
tıpkı iPod'un ve bilgisayar oyunlarının
merkezini oluşturdukları gibi,
10:21
which few, if any of us, could have foreseen 10 to 15 years ago.
206
621386
3833
ki bunu bazılarımız,
10 - 15 sene önce görmüşlerdi.
10:26
Business leadership will depend more and more on emotional intelligence,
207
626090
4322
İş yönetimi; duygusal anlayışa,
içten dinleme yeteneğine,
10:30
the ability to listen deeply,
208
630436
1965
empati kurmaya,
10:32
to have empathy,
209
632425
1483
değişimi ifade etmeye,
10:33
to articulate change, to motivate others --
210
633932
2712
diğerlerini motive etmeye çok daha fazla
10:36
the very capacities that the arts cultivate with every encounter.
211
636668
3820
bağımlı hale gelecek --
her karşılaşmada sanatların kapasiteleri daha da geliştirdiği.
10:41
Especially now,
212
641408
2351
Özellikle şu an,
10:43
as we all must confront the fallacy of a market-only orientation,
213
643783
4530
toplumsal bilinç tarafindan
bilgilendirilmemiş, pazar-bazlı yönelimin
10:48
uninformed by social conscience;
214
648337
2347
yanlışlığıyla yüzleşmek zorunda olduğumuz gibi,
10:50
we must seize and celebrate the power of the arts
215
650708
2805
bireysel ve ulusal karakterlerimizi,
10:53
to shape our individual and national characters,
216
653537
2560
özellikle de sıklıkla; sindirilmiş bir tecrübeden ziyade,
10:56
and especially characters of the young people,
217
656121
3067
duyum bombardımanına maruz kalan
10:59
who all too often are subjected to bombardment of sensation,
218
659212
3024
genç insanların karakterlerini şekillendirecek sanatların
11:02
rather than digested experience.
219
662260
2000
gücünü anlamalı ve onları yüceltmeliyiz.
11:05
Ultimately, especially now in this world,
220
665506
2992
Sonuçta, özellikle şu anda,
11:08
where we live in a context of regressive and onerous immigration laws,
221
668522
4621
reality TV programlarında
göçmenleri aşağılamayı meşrulaştıran
11:13
in reality TV that thrives on humiliation,
222
673167
3339
geriye yönelik ve ağır göçmen yasalarıyla dolu,
11:16
and in a context of analysis,
223
676530
1706
ve United States'te gün aşırı,
11:18
where the thing we hear most repeatedly, day in, day out in the United States,
224
678260
4678
her tren istasyonunda
her otobüs durağında, her havaalanında
11:22
in every train station, every bus station, every plane station is,
225
682962
3105
tekrar tekrar duyduğumuz
"Bayanlar ve baylar,
11:26
"Ladies and gentlemen,
226
686091
1263
11:27
please report any suspicious behavior or suspicious individuals
227
687378
4030
lütfen şüpheli hareketlerde bulunan
veya şüpheli gördüğünüz kişileri
11:31
to the authorities nearest to you,"
228
691432
1962
en yakınınızdaki ilgili kişiye bildirin."
11:33
when all of these ways we are encouraged
229
693418
1938
anonslarıyla yaşadığımız bu dünyada,
11:35
to view our fellow human being with hostility and fear
230
695380
3048
bizi hemcinsimiz insanoğluna düşmanca ve korkuyla ve nefretle
ve şüpheyle bakmaya teşvik ediyorlar.
11:38
and contempt and suspicion.
231
698452
1728
11:41
The arts, whatever they do, whenever they call us together,
232
701176
2843
Sanatlar, ne yaparlarsa, ne zaman bizi bir araya getirirlerse;
11:44
invite us to look at our fellow human being with generosity and curiosity.
233
704043
4642
bizi, hemcinsimiz insanoğluna
cömertle ve merakla bakmaya davet ediyor.
11:50
God knows, if we ever needed that capacity in human history,
234
710470
4211
Tanrı biliyor ki, insanlık tarihi boyunca
böyle bir güce ihtiyacımız olmadıysa bile,
11:54
we need it now.
235
714705
2018
şu anda var.
12:00
You know, we're bound together,
236
720374
1862
Biliyorsunuz, birbirimize kenetlendik,
12:02
not, I think by technology, entertainment and design,
237
722260
3427
bana kalırsa; teknoloji, eğlence ve tasarımla değil de
12:05
but by common cause.
238
725711
1239
ortak bir neden için.
12:07
We work to promote healthy vibrant societies,
239
727781
3283
İnsanların acı çekmesini önleyecek,
daha düşünceli, anlamlı ve duyarlı bir dünya düzeni oluşturacak
12:11
to ameliorate human suffering,
240
731088
2441
12:13
to promote a more thoughtful, substantive, empathic world order.
241
733553
4604
sağlıklı ve enerji dolu toplumlar
oluşturmak için çalışıyoruz.
Amacınız ne olursa olsun,
12:20
I salute all of you as activists in that quest
242
740131
2580
12:22
and urge you to embrace and hold dear the arts in your work,
243
742735
3168
hepinizi bu maceradaki birer aktivist olarak selamlıyorum
12:25
whatever your purpose may be.
244
745927
1750
ve işlerinizdeki sanatı kucaklamaya ve ona değer vermeye çağırıyorum.
12:28
I promise you the hand of the Doris Duke Charitable Foundation
245
748606
2919
Size temin ederim ki; Doris Duke Charitable Foundation'ın eli
12:31
is stretched out in friendship for now and years to come.
246
751549
2699
bugünden itibaren hepinize dostlukla uzanıyor.
12:34
And I thank you for your kindness and your patience
247
754272
2386
Ve bugün beni dinlemekte gösterdiğiniz incelik ve sabrınız için hepinize teşekkür ederim.
12:36
in listening to me this afternoon.
248
756682
1658
Teşekkürler, yolunuz açık olsun.
12:38
Thank you, and Godspeed.
249
758364
1240
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7