Lawrence Lessig: The unstoppable walk to political reform

Lawrence Lessig: Siyasi reforma giden durdurulamaz yürüyüş

99,155 views

2014-04-04 ・ TED


New videos

Lawrence Lessig: The unstoppable walk to political reform

Lawrence Lessig: Siyasi reforma giden durdurulamaz yürüyüş

99,155 views ・ 2014-04-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Samet Ergisi Gözden geçirme: Fatih Yuvacı
00:13
So a chip, a poet and a boy.
0
13115
5405
Bir çip, bir şair ve bir delikanlı.
00:18
It's just about 20 years ago,
1
18520
1965
Bundan yaklaşık 20 yıl önce,
00:20
June 1994, when Intel announced
2
20485
3504
Haziran 1994'de İntel
00:23
that there was a flaw
3
23989
2013
Pentium çiplerinin çekirdeğinde
bir üretim hatası olduğunu duyurdu.
00:26
at the core of their Pentium chip.
4
26002
2817
00:28
Deep in the code of the SRT algorithm
5
28819
2381
Bölünmelerin tekrarlayan kayan noktaları için gerekli olan
00:31
to calculate intermediate quotients necessary
6
31200
2251
ara kesitleri hesaplayan
00:33
for iterative floating points of divisions --
7
33451
1834
SRT algoritma kodunun derinlerinde--
00:35
I don't know what that means, but it's what it says on Wikipedia —
8
35285
3099
Ne demek olduğunu bilmiyorum, Wikipedia'da yazan neyse o--
00:38
there was a flaw and an error
9
38384
2879
bir üretim hatası ve
00:41
that meant that there was a certain probability
10
41263
2216
yapılan hesaplamanın sonucunun belirli bir olasılık dahilinde
00:43
that the result of the calculation would be an error,
11
43479
3008
yanlış çıkacağını belirten bir hata vardı
00:46
and the probability was one out of every
12
46487
2593
ve bu olasılık
00:49
360 billion calculations.
13
49080
3537
her 360 milyarda bir oluşuyordu.
00:52
So Intel said your average spreadsheet
14
52617
1994
Sonrasında İntel ortalama elektronik tablonuzun
00:54
would be flawed once every 27,000 years.
15
54611
4506
her 27.000 yılda bir hatalı olabileceğini söyledi.
00:59
They didn't think it was significant,
16
59117
1294
Bunu kayda değer bulmuyorlardı
01:00
but there was an outrage in the community.
17
60411
3226
ancak toplum içinde bir öfke hakimdi.
01:03
The community, the techies, said, this flaw
18
63637
2350
Topluluk, teknikerler
01:05
has to be addressed.
19
65987
1081
bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini söylediler.
01:07
They were not going to stand by quietly
20
67068
2001
İntel onlara bu çipleri verdiği için
01:09
as Intel gave them these chips.
21
69069
1948
sessiz kalmayacaklardı.
01:11
So there was a revolution across the world.
22
71017
2046
Böylelikle dünya çapında bir devrim gerçekleşmiş oldu.
01:13
People marched to demand --
23
73063
3030
İnsanlar talepleri için yürüdüler--
01:16
okay, not really exactly like that —
24
76093
2109
tamam, tam olarak böyle değil--
01:18
but they rose up and they demanded
25
78202
2741
ama ayaklandılar ve İntel'den
01:20
that Intel fix the flaw.
26
80943
2992
hatayı düzeltmesini istediler.
01:23
And Intel set aside 475 million dollars
27
83935
5852
Ve İntel 475 milyon dolarlık bir bütçeyi
01:29
to fund the replacement of millions of chips
28
89787
2242
milyonlarca çipin değiştirilmesi için
01:32
to fix the flaw.
29
92029
1091
kullanılmak üzere ayırdı.
01:33
So billions of dollars in our society
30
93120
2212
Böylece her 360 milyar hesaplamada bir kez
01:35
was spent to address a problem
31
95332
2184
ortaya çıkabilecek bir problemi çözmek için
01:37
which would come once out of every 360 billion
32
97516
4091
toplumumuzda milyarlarca para
01:41
calculations.
33
101607
2087
harcandı.
01:43
Number two, a poet.
34
103694
2603
İki numara, bir şair.
01:46
This is Martin Niemöller.
35
106297
2280
Bu Martin Niemöller.
01:48
You're familiar with his poetry.
36
108577
1533
Onun bir şiirine aşinasınız.
01:50
Around the height of the Nazi period,
37
110110
1776
Nazi döneminin yükseldiği sıralar,
01:51
he started repeating the verse,
38
111886
2272
o şu dörtlüğü tekrarlamaya başlamıştı,
01:54
"First they came for the communists,
39
114158
1735
"Önce komünistler için geldiler,
01:55
and I did nothing,
40
115893
1531
bense hiçbir şey yapmadım,
01:57
did not speak out because I was not a communist.
41
117424
2250
tek kelime konuşmadım çünkü komünist değildim.
01:59
Then they came for the socialists.
42
119674
1054
Sonra sosyalistler için geldiler.
02:00
Then they came for the trade unions.
43
120728
1962
Sonra sendikalar için geldiler.
02:02
Then they came for the Jews.
44
122690
1246
Sonrasında Yahudiler için.
02:03
And then they came for me.
45
123936
2902
Ve sonra benim için geldiler.
02:06
But there was no one left to speak for me."
46
126838
4671
Fakat benim için konuşacak kimse kalmamıştı."
02:11
Now, Niemöller is offering a certain kind of insight.
47
131509
3129
Niomeller içgüdünün belirli bir türünü gösteriyor.
02:14
This is an insight at the core of intelligence.
48
134638
3332
Bu zekanın özünde bir içgüdü.
02:17
We could call it cluefulness.
49
137970
2714
Buna bir nevi farkındalık diyebiliriz.
02:20
It's a certain kind of test:
50
140684
2561
Belli bir testi var:
02:23
Can you recognize
51
143245
1792
Saklı bir tehdidi fark edip
02:25
an underlying threat and respond?
52
145037
2504
karşılık verebilir misiniz?
02:27
Can you save yourself or save your kind?
53
147541
3490
Kendinizi ya da türünüzü kurtarabilir misiniz?
02:31
Turns out ants are pretty good at this.
54
151031
1739
Bu konuda karıncalar oldukça iyi olabiliyor.
02:32
Cows, not so much.
55
152770
2083
İnekler, o kadar da değil.
02:34
So can you see the pattern?
56
154853
2430
Peki siz fark edebilir misiniz?
02:37
Can you see a pattern and then recognize
57
157283
2347
Şekli gördükten sonra tanıyıp
02:39
and do something about it? Number two.
58
159630
4052
bu konuda bir şeyler yapabilir misiniz? İki numara.
02:43
Number three, a boy.
59
163682
1927
Üç numara, bir delikanlı.
02:45
This is my friend Aaron Swartz.
60
165609
2301
Bu benim arkadaşım Aaron Swartz.
02:47
He's Tim's friend.
61
167910
1431
Tim'in arkadaşı.
02:49
He's friends of many of you in this audience,
62
169341
2032
Bu dinleyiciler arasındaki çoğunuzun arkadaşı
02:51
and seven years ago,
63
171373
1425
ve yedi yıl önce,
02:52
Aaron came to me with a question.
64
172798
2986
Aaron bir soruyla yanıma geldi.
02:55
It was just before I was going to give my first TED Talk.
65
175784
2583
Tam da ilk TED konuşmamı yapmamdan önceydi.
02:58
I was so proud. I was telling him about my talk,
66
178367
2423
Çok gururluydum. Ona konuşmamdan bahsediyordum,
03:00
"Laws that choke creativity."
67
180790
2507
"Yaratıcılığı baskılayan yasalar."
03:03
And Aaron looked at me
68
183297
1609
Ve Aaron bana baktı,
03:04
and was a little impatient, and he said,
69
184906
1951
ben biraz sabırsızdım ve dedi ki,
03:06
"So how are you ever
70
186857
4093
"Peki bahsettiğin bu sorunları
03:10
going to solve the problems you're talking about?
71
190950
2040
nasıl çözeceksin?
03:12
Copyright policy, Internet policy,
72
192990
1802
Telif hakkı yükümlülüğü, İnternet yükümlülüğü,
03:14
how are you ever going to address those problems
73
194792
3190
bu sorunları nasıl halledeceksin?
03:17
so long as there's this fundamental corruption
74
197982
3233
ki bu temel yolsuzluk
03:21
in the way our government works?"
75
201215
2845
hükümetin çalışma şekli olmuşken ?
03:24
So I was a little put off by this.
76
204060
2605
Biraz hevesimi kaçırmıştı bu.
03:26
He wasn't sharing in my celebration.
77
206665
1985
Benimle kutlama yapmıyordu.
03:28
And I said to him, "You know, Aaron,
78
208650
1167
Ve ona dedim ki, "Biliyorsun, Aaron,
03:29
it's not my field, not my field."
79
209817
3094
bu benim alanım değil, benim alanım değil."
03:32
He said, "You mean as an academic, it's not your field?"
80
212911
2556
"Bir akademisyen olarak mı benim alanım değil diyorsun?" dedi.
03:35
I said, "Yeah, as an academic, it's not my field."
81
215467
2594
"Evet, bir akademisyen olarak, benim alanım değil." dedim.
03:38
He said, "What about as a citizen?
82
218061
3331
dedi ki, "Bir vatandaş olarak düşünsen?
03:41
As a citizen."
83
221392
3427
Bir vatandaş."
03:44
Now, this is the way Aaron was.
84
224819
1596
Aaron böyleydi işte.
03:46
He didn't tell. He asked questions.
85
226415
5061
Konuşmadı. Sorular sordu.
03:51
But his questions spoke as clearly
86
231476
1750
Ama soruları benim dört yaşımdaki sarılmam kadar
03:53
as my four-year-old's hug.
87
233226
2688
net konuşuyordu.
03:55
He was saying to me,
88
235914
1416
Bana diyordu ki,
03:57
"You've got to get a clue.
89
237330
1932
"Bir ipucu yakalamalısın.
03:59
You have got to get a clue, because there is
90
239262
1676
Bir ipucu yakalamalısın, çünkü
04:00
a flaw at the core of the operating system
91
240938
3062
bu demokrasinin işletim sisteminin merkezinde
04:04
of this democracy,
92
244000
1507
bir hata var
04:05
and it's not a flaw every one out of 360 billion times
93
245507
4298
ve bu hata her 360 milyarda bir demokrasimiz bir karar vermeye çalışırken
04:09
our democracy tries to make a decision.
94
249805
1792
ortaya çıkmıyor.
04:11
It is every time,
95
251597
1821
Her zaman,
04:13
every single important issue.
96
253418
2396
her bir önemli konuda var.
04:15
We've got to end the bovinity of this political society.
97
255814
4533
Bu siyasi toplumda duyarsızlığı bitirmeliyiz.
04:20
We've got to adopt, it turns out,
98
260347
1643
Karınca-biçimli davranış diye bilinen
04:21
the word is fourmi-formatic attitude --
99
261990
2772
kelimeyi benimsememiz lazım. --
04:24
that's what the Internet tells me the word is --
100
264762
1770
kelimenin ne olduğuyla ilgili Internet'in söylediği bu --
04:26
the ant's appreciative attitude
101
266532
2072
Bizim bu sorunu fark edip
04:28
that gets us to recognize this flaw,
102
268604
2638
türümüzü ve halklarımızı kurtarmamızı sağlayan
04:31
save our kind and save our demos.
103
271242
5813
karıncanın takdir edilesi davranışıdır.
04:37
Now if you know Aaron Swartz,
104
277055
1478
Şimdi eğer Aaron Swartz'ı tanıyorsanız,
04:38
you know that we lost him
105
278533
3638
kendisini yaklaşık bir yıl önce
04:42
just over a year ago.
106
282171
2332
kaybettiğimizi bilirsiniz.
04:44
It was about six weeks
107
284503
1536
TED konuşmamı yapmamdan
04:46
before I gave my TED Talk,
108
286039
1880
yaklaşık altı hafta önceydi,
04:47
and I was so grateful to Chris
109
287919
1895
Chris'e benden bu TED konuşmasını yapmamı istediğinde
04:49
that he asked me to give this TED Talk,
110
289814
1431
çok minnettar olmuştum
04:51
not because I had the chance to talk to you,
111
291245
2200
sadece size bir konuşma fırsatı yakaladığım için değil,
04:53
although that was great,
112
293445
2284
gerçi çok iyiydi ,
04:55
but because it pulled me out of an extraordinary depression.
113
295729
3433
ayrıca beni olağanüstü bir depresyondan çıkartmasıydı.
04:59
I couldn't begin to describe the sadness.
114
299162
4509
Üzüntümü ifade etmeye başlayamadım.
05:03
Because I had to focus.
115
303671
1280
Çünkü odaklanmalıydım.
05:04
I had to focus on, what was I going to say to you?
116
304951
4315
Size ne anlatacağıma odaklanmalıydım.
05:09
It saved me.
117
309266
2202
Bu beni kurtardı.
05:11
But after the buzz, the excitement,
118
311468
1949
Ama coşkudan, heyecandan,
05:13
the power that comes from this community,
119
313417
4475
bu topluluktan gelen gücün sonrasında
05:17
I began to yearn for a less sterile,
120
317892
2551
daha az verimsiz,
05:20
less academic way to address these issues,
121
320443
2517
daha az akademik yolla anlattığım bu sıkıntıları
05:22
the issues that I was talking about.
122
322960
3789
çözme isteği duydum.
05:26
We'd begun to focus on New Hampshire
123
326749
1856
Bu siyasi harekete bir hedef olarak
05:28
as a target for this political movement,
124
328605
2668
New Hampshire'a odaklanabilirdik
05:31
because the primary in New Hampshire
125
331273
2537
çünkü New Hampshire'ın ilk seçimleri
05:33
is so incredibly important.
126
333810
1790
inanılmaz derecede önemli.
05:35
It was a group called the New Hampshire Rebellion
127
335600
2601
New Hampshire İsyanı isimli bir grup
05:38
that was beginning to talk about, how would we make
128
338201
2318
bu yolsuzluğu 2016'da nasıl asli sorun olarak
05:40
this issue of this corruption central in 2016?
129
340519
3250
ortaya koyabiliriz diye düşünmeye başlamıştı.
05:43
But it was another soul that caught my imagination,
130
343769
3441
Ama benim hayal gücümü zorlayansa başka bir ruhtu,
05:47
a woman named Doris Haddock, aka Granny D.
131
347210
5337
Büyükanne D diye de bilinen Doris Haddock isimli bir kadın.
05:52
On January 1, 1999, 15 years ago,
132
352547
3362
1 Ocak 1999, 15 yıl önce,
05:55
at the age of 88, Granny D started a walk.
133
355909
4829
88 yaşında Büyükanne D yürümeye başladı.
06:00
She started in Los Angeles
134
360738
3270
Los Angeles'tan başlayıp
06:04
and began to walk to Washington, D.C.
135
364008
2962
Washington'a doğru
06:06
with a single sign on her chest that said,
136
366970
2728
yalnızca göğsündeki bir yazıyla yürümeye başladı.
06:09
"campaign finance reform."
137
369698
2584
"Ekonomik Reform Mücadelesi"
06:12
Eighteen months later,
138
372282
2728
On sekiz ay sonra,
06:15
at the age of 90,
139
375010
1810
90 yaşındayken,
06:16
she arrived in Washington with hundreds following her,
140
376820
2526
içlerinde onunla yürüyebilmek için arabasıyla
06:19
including many congressmen who had gotten in a car
141
379346
2318
şehir dışına yaklaşık bir mil (1.5 km) yol gitmiş kongre üyeleri dahil
06:21
and driven out about a mile outside of the city
142
381664
2908
yüzlerce insan eşliğinde
06:24
to walk in with her.
143
384572
1888
Washington'a ulaştı.
06:26
(Laughter)
144
386460
2142
(Gülüşmeler)
06:28
Now, I don't have 13 months
145
388602
3290
Şimdi, benim ülke çapında
06:31
to walk across the country.
146
391892
1642
yürümek için 13 ayım yok.
06:33
I've got three kids who hate to walk,
147
393534
2642
Yürümekten nefret eden üç çocuğum,
06:36
and a wife who, it turns out,
148
396176
1402
bazı gizemli sebepler için
06:37
still hates when I'm not there
149
397578
1898
orada olmadığım zaman
06:39
for mysterious reasons,
150
399476
1169
nefret eden bir karım var.
06:40
so this was not an option,
151
400645
1305
Yani bu bir seçenek değildi
06:41
but the question I asked,
152
401950
1160
fakat sorduğum soru şuydu,
06:43
could we remix Granny D a bit?
153
403110
2548
Büyükanne D'yi biraz olsun yenileyemez miydik?
06:45
What about a walk not of 3,200 miles
154
405658
2132
Ocak'ta 3.200 mil (5.150 km) yerine
06:47
but of 185 miles across New Hampshire
155
407790
3920
New Jampshire boyunca 185 millik (300 kmlik) bir yürüyüş
06:51
in January?
156
411710
3604
nasıl olurdu ?
06:55
So on January 11,
157
415314
2226
Böylece 11 Ocak'ta,
06:57
the anniversary of Aaron's death,
158
417540
2886
Aaron'un ölüm yıl dönümünde,
07:00
we began a walk that ended on January 24th,
159
420426
3743
24 Ocak'ta, Büyükanne D'nin doğduğu günde biten
07:04
the day that Granny D was born.
160
424169
4346
bir yürüyüşe başladık.
07:08
A total of 200 people joined us across this walk,
161
428515
4580
New Hampshire'in en tepesinden en aşağısına kadar
07:13
as we went from the very top to the very bottom of New Hampshire
162
433095
3774
bu sorunu konuşarak gittiğimiz
07:16
talking about this issue.
163
436869
2396
yürüyüş boyunca toplamda 200 kişi bize katıldı.
07:19
And what was astonishing to me,
164
439265
1600
Ve beni hayretler içinde bırakan,
07:20
something I completely did not expect to find,
165
440865
2561
görmeyi kesinlikle tahmin etmediğim şey ise
07:23
was the passion and anger
166
443426
2595
bu sorunu konuştuğumuz herkeste var olan
07:26
that there was among everyone that we talked to about this issue.
167
446021
5475
tutku ve öfkeydi.
07:31
We had found in a poll that 96 percent of Americans
168
451496
5106
Bir ankette gördük ki Amerikalıların yüzde 96'sı
07:36
believe it important to reduce the influence
169
456602
1839
politikada paranın etkisinin azaltılmasının
07:38
of money in politics.
170
458441
2246
önemli olduğuna inanıyor.
07:40
Now politicians and pundits tell you,
171
460687
2016
Şimdi politikacılar ve uzmanlar bu konuyla ilgili
07:42
there's nothing we can do about this issue,
172
462703
1820
yapabileceğimiz herhangi bir şey olmadığını,
07:44
Americans don't care about it,
173
464523
1336
Amerikalıların durumu umursamadığını söylüyor.
07:45
but the reason for that is
174
465859
2296
Fakat bunun nedeni ise
07:48
that 91 percent of Americans
175
468155
1854
Amerikalıların yüzde 91’inin
07:50
think there's nothing that can be done about this issue.
176
470009
4522
bu sorunla ilgili bir şey yapılamayacağını düşünmesidir.
07:54
And it's this gap between 96 and 91
177
474531
2822
96 ile 91 arasındaki bu fark
07:57
that explains our politics of resignation.
178
477353
2477
kabullenme politikamızı açıklıyor.
07:59
I mean, after all, at least 96 percent of us
179
479830
2083
Demek istiyorum ki,sonuçta en azından yüzde 96’mız
08:01
wish we could fly like Superman,
180
481913
1862
Süpermen gibi uçabilmeyi dilerken,
08:03
but because at least 91 percent of us believe we can't,
181
483775
3164
yüzde 91’imiz bunu gerçekleştiremeyeceğimizi bildiği için
08:06
we don't leap off of tall buildings every time
182
486939
2666
her içimizden geldiği zaman
08:09
we have that urge.
183
489605
1310
yüksek binalardan atlamıyoruz.
08:10
That's because we accept our limits,
184
490915
2006
Bunun nedeni ise bu reform için yaptığımız gibi
08:12
and so too with this reform.
185
492921
2759
limitlerimizi kabullenmemizdir.
08:15
But when you give people the sense of hope,
186
495680
4293
Ama insanlara umut duygusunu verdiğiniz zaman,
08:19
you begin to thaw that absolute sense of impossibility.
187
499973
6717
mutlak imkansızlığı eritmeye başlıyorsunuz.
08:26
As Harvey Milk said, if you give 'em hope,
188
506690
3615
Harvey Milk’in dediği gibi eğer onlara umut verirseniz,
08:30
you give 'em a chance, a way to think
189
510305
2715
değişimin mümkün olduğuna dair düşünmesi için
08:33
about how this change is possible.
190
513020
2089
bir şans verirsiniz.
08:35
Hope.
191
515109
2851
Umut.
08:37
And hope is the one thing that we, Aaron's friends,
192
517960
3570
Umut ki bizim, yani Aaron’un arkadaşlarının,
08:41
failed him with, because we let him
193
521530
2997
onun bu duygusunu kaybetmesine izin vererek
08:44
lose that sense of hope.
194
524527
5600
başarısızlığa uğrattığımız tek şey.
08:50
I loved that boy like I love my son.
195
530127
3952
O çocuğu kendi oğlum gibi severdim.
08:58
But we failed him.
196
538233
3969
Ama onu başarısızlığa uğrattık.
09:02
And I love my country,
197
542202
3588
Ben ülkemi seviyorum
09:05
and I'm not going to fail that.
198
545790
2354
ve onu başarısızlığa uğratmayacağım.
09:08
I'm not going to fail that.
199
548144
1172
Onu başarısızlığa uğratmayacağım.
09:09
That sense of hope, we're going to hold,
200
549316
3693
Her ne kadar bu mücadelemiz imkansız gibi gözükse de
09:13
and we're going to fight for,
201
553009
1466
tutup savaşacağımız şey
09:14
however impossible this battle looks.
202
554475
4700
bu umut duygusu olacak.
09:19
What's next?
203
559175
1294
Sırada ne var?
09:20
Well, we started with this march with 200 people,
204
560469
3161
Biz 200 kişi ile bu yürüyüşü başlattık,
09:23
and next year, there will be 1,000
205
563630
3402
seneye ocak ayında ise
09:27
on different routes
206
567032
1639
1000 kişi farklı istikametlerde yürüyecek
09:28
that march in the month of January
207
568671
2510
yürüyecek ve Concord’da
09:31
and meet in Concord to celebrate this cause,
208
571181
3828
bu davayı kutlamak için buluşacaklar
09:35
and then in 2016, before the primary,
209
575009
2560
ve 2016’da birincil seçimlerden önce,
09:37
there will be 10,000 who march across that state,
210
577569
2961
eyalet boyunca yürüyecek ve Concord’da
09:40
meeting in Concord to celebrate this cause.
211
580530
3064
bu davayı kutlayacak 10,000 kişi olacak.
09:43
And as we have marched, people around the country
212
583594
2771
Biz yürüyüşe başladığımızda ülkenin farklı yerlerinden insanlar,
09:46
have begun to say, "Can we do the same thing
213
586365
1858
“Kendi eyaletimizde biz de aynı şeyi yapabilir miyiz?”
09:48
in our state?"
214
588223
1117
diye sormaya başladılar.
09:49
So we've started a platform called G.D. Walkers,
215
589340
2379
Bu yüzden bizde B.D. Yürüyüşçüleri isimli,
09:51
that is, Granny D walkers,
216
591719
1991
yani Büyükanne D. Yürüyüşçüleri,
09:53
and Granny D walkers across the country
217
593710
2127
yürüyüşçülerinin ülke çapında bu reform için
09:55
will be marching for this reform. Number one.
218
595837
3102
yürüyüş yapacağı bir parti programı başlattık. Bir numara.
09:58
Number two, on this march,
219
598939
2280
Bu yürüyüşte iki numara olan
10:01
one of the founders of Thunderclap, David Cascino,
220
601219
2792
Thunderclap’ın kurucularından birisi, David Cascino
10:04
was with us,
221
604011
1619
bizimleydi
10:05
and he said, "Well what can we do?"
222
605630
1858
ve dedi ki, “Peki ne yapabiliriz?”
10:07
And so they developed a platform,
223
607488
2329
Böylelikle bugün bildirilecek olan
10:09
which we are announcing today,
224
609817
1922
ve bize bu reform düşüncesine adanmış seçmenleri
10:11
that allows us to pull together voters
225
611739
2466
çekme imkanı sağlayacak
10:14
who are committed to this idea of reform.
226
614205
2678
bir parti programı başlattılar.
10:16
Regardless of where you are,
227
616883
1146
Nerede olduğunuza bakılmaksızın,
10:18
in New Hampshire or outside of New Hampshire,
228
618029
2652
New Hampshire’ın içinden veya New Hampshire’ın dışından ,
10:20
you can sign up and directly be informed
229
620681
1910
kayıt olabilir ve direkt olarak adayların bu konuda
10:22
where the candidates are on this issue
230
622591
2988
nerede oldukları ile ilgili bilgilendirilirsiniz.
10:25
so you can decide who to vote for
231
625579
1640
Bu sayede olasılığı gerçeğe dönüştürme görevi için
10:27
as a function of which is going
232
627219
2918
kime oy vereceğinize
10:30
to make this possibility real.
233
630137
4468
karar verebilirsiniz.
Ve sonunda üç numara, en zor olanı.
10:34
And then finally number three, the hardest.
234
634605
4072
10:38
We're in the age of the Super PAC.
235
638677
1823
Artık Super PAC (siyasi eylem komitesi) çağındayız.
10:40
Indeed yesterday, Merriam announced
236
640500
2109
Gerçekten de dün, Merriam,
10:42
that Merriam-Webster will have Super PAC as a word.
237
642609
4250
Merriam-Webster’in Super PAC’i bir kelime olarak alacağını duyurdu.
10:46
It is now an official word in the dictionary.
238
646859
3640
Artık sözlükte resmi bir kelime.
10:50
So on May 1, aka May Day,
239
650499
5395
Mayday olarak da bilinen 1 Mayıs’da
10:55
we're going to try an experiment.
240
655894
2787
bir şey deneyeceğiz.
10:58
We're going to try a launching
241
658681
1817
Tüm Super PAC’leri
11:00
of what we can think of as a Super PAC
242
660498
2298
sonlandıracağını düşünebildiğimiz bir Super PAC
11:02
to end all Super PACs.
243
662796
3264
başlatmayı deneyeceğiz.
11:06
And the basic way this works is this.
244
666060
1800
Bu işlerin temel yolu budur.
11:07
For the last year, we have been working
245
667860
1772
Geçen yıl boyunca,
11:09
with analysts and political experts
246
669632
3720
Birleşik Devletler Kongresi’nde
11:13
to calculate, how much would it cost
247
673352
3332
temel reformu mümkün kılacak yeterli oyu sağlamanın
11:16
to win enough votes in the United States Congress
248
676684
2422
ne kadar tutacağını hesaplamak için
11:19
to make fundamental reform possible?
249
679106
1820
analistlerle ve siyasi uzmanlarla çalıştık.
11:20
What is that number? Half a billion? A billion?
250
680926
2802
Bu rakam ne? Yarım milyar? Bir milyar?
11:23
What is that number?
251
683728
1840
Bu rakam ne?
11:25
And then whatever that number is,
252
685568
2765
Artık rakam ne olursa olsun,
11:28
we are going to kickstart, sort of,
253
688333
2105
bir nevi para toplayıp fon oluşturacağız
11:30
because you can't use KickStarter for political work,
254
690438
1931
çünkü KickStarter’ı politik işlerde kullanamıyorsunuz
11:32
but anyway, kickstart, sort of,
255
692369
2771
ama yine de kısmen para desteği alınmış olacak.
11:35
first a bottom-up campaign
256
695140
2356
İlk olarak insanların
11:37
where people will make small dollar commitments
257
697496
2980
iddialı hedeflere ulaşma şartıyla
11:40
contingent on reaching very ambitious goals,
258
700476
2962
ufak çaplı dolar taahhütünde bulundukları
11:43
and when those goals have been reached,
259
703438
2000
hiyerarşik düzenli bir kampanya başlatacağız
11:45
we will turn to the large dollar contributors,
260
705438
4139
ve bu hedeflere ulaşıldığında ise
11:49
to get them to contribute to make it possible
261
709577
3382
paranın siyaseti etkileme şeklini değiştirmek için
11:52
for us to run the kind of Super PAC necessary
262
712959
3523
bu meseleyi kazanmamızda gerekli olan
11:56
to win this issue,
263
716482
1342
Super PAC’i işletebilmemiz için insanların katkıda bulunacağı
11:57
to change the way money influences politics,
264
717824
2894
büyük dolar katılımcılarına dönüşeceğiz .
12:00
so that on November 8,
265
720718
3771
Böylelikle 8 Kasım’da,
12:04
which I discovered yesterday is the day
266
724489
2328
dün fark ettim ki
12:06
that Aaron would have been 30 years old,
267
726817
3691
Aaron 30 yaşında olmuş olacaktı,
12:10
on November 8,
268
730508
2692
8 Kasım’da
12:13
we will celebrate 218 representatives
269
733200
3539
bu temel reform düşüncesine adanmış
12:16
in the House and 60 Senators
270
736739
2087
Beyaz Saray’daki 218 temsilcimizi
12:18
in the United States Senate
271
738826
2021
ve Birleşik Devletler Senatosu’ndaki
12:20
who have committed to this idea
272
740847
2293
60 senatörümüzü
12:23
of fundamental reform.
273
743140
1866
kutlayacağız.
12:25
So last night, we heard about wishes.
274
745006
3762
Geçen gece, dilekleri dinledik.
12:28
Here's my wish.
275
748768
2088
Bu da benim dileğim.
12:30
May one.
276
750856
3244
Belki birisi.
12:34
May the ideals of one boy
277
754100
3383
Bir gencin hayalleri bir ulusu,
12:37
unite one nation behind one critical idea
278
757483
4481
hepimizin aslında tek bir insan
12:41
that we are one people,
279
761964
2461
olduğumuz fikrinin arkasında birleştirebilsin.
12:44
we are the people who were promised a government,
280
764425
3477
Biz ki bir hükümete bağlanmış insanlarız.
12:47
a government that was promised to be
281
767902
2129
Hükümet ise yalnızca insanlara bağlı olduğunu
12:50
dependent upon the people alone, the people,
282
770031
4721
vaat etmiş bir hükümet, insanlara,
12:54
who, as Madison told us,
283
774752
2849
Madison’un söylediği gibi
12:57
meant not the rich more than the poor.
284
777601
3577
yoksuldan daha zengin olmayanlar.
13:01
May one.
285
781178
2146
Belki birisi.
13:03
And then may you, may you join this movement,
286
783324
4179
Ve belki siz, belki siz bu akıma katılırsınız.
13:07
not because you're a politician,
287
787503
2008
Bir politikacı olduğunuz için değil,
13:09
not because you're an expert,
288
789511
1616
bir uzman olduğunuz için değil
13:11
not because this is your field,
289
791127
3292
bu sizin alanınız olduğu için değil
13:14
but because if you are,
290
794419
1680
ama eğer,
13:16
you are a citizen.
291
796099
3671
eğer bir vatandaşsanız.
13:19
Aaron asked me that.
292
799770
3037
Aaron bana bunu sormuştu.
13:22
Now I've asked you.
293
802807
2855
Şimdi de ben size sordum.
Çok teşekkür ederim.
13:25
Thank you very much.
294
805662
1678
13:27
(Applause)
295
807340
8045
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7