The case for optimism on climate change | Al Gore

385,933 views ・ 2016-03-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Elif Oluk Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
I was excited to be a part of the "Dream" theme,
0
12806
4180
"Rüya" temasının bir parçası olacağım için çok heyecanlanmıştım
00:17
and then I found out I'm leading off the "Nightmare?" section of it.
1
17010
3379
ancak daha sonra fark ettim ki; "Kâbus?" kısmının başını çekiyormuşum.
00:20
(Laughter)
2
20413
3535
(Kahkahalar)
00:23
And certainly there are things about the climate crisis that qualify.
3
23972
4466
İklim krizi konusunda geçerlilik kazanmış bir şeyler olduğu kesin
00:28
And I have some bad news,
4
28462
2263
ve bazı kötü haberlerim var
00:30
but I have a lot more good news.
5
30749
2166
ama onlardan fazla iyi haberlerim de var.
00:32
I'm going to propose three questions
6
32939
3397
Üç soru soracağım
00:36
and the answer to the first one
7
36360
2740
ve birinci sorunun cevabı
00:39
necessarily involves a little bad news.
8
39124
2367
ister istemez biraz kötü haber içeriyor.
00:41
But -- hang on, because the answers to the second and third questions
9
41515
5409
Ama -- bekleyin, çünkü ikinci ve üçüncü soruların cevapları
00:46
really are very positive.
10
46948
2113
gerçekten çok olumlu.
00:49
So the first question is, "Do we really have to change?"
11
49085
4362
İlk soru, "Gerçekten değişmek zorunda mıyız?"
00:54
And of course, the Apollo Mission, among other things
12
54106
5125
Tabii ki diğer pek çok şeyin yanında Apollo görevleri,
00:59
changed the environmental movement,
13
59255
2321
çevre hareketini değiştirdi,
01:01
really launched the modern environmental movement.
14
61600
2832
gerçek anlamda modern çevre hareketini başlattı.
01:04
18 months after this Earthrise picture was first seen on earth,
15
64456
4457
"Dünya'nın Doğuşu" fotoğrafı dünyada görüldükten 18 ay sonra,
01:08
the first Earth Day was organized.
16
68937
2600
ilk kez Dünya Günü düzenlendi.
01:11
And we learned a lot about ourselves
17
71561
2739
Uzaydan gezegenimize bakınca
01:14
looking back at our planet from space.
18
74324
2890
kendimiz hakkında pek çok şey öğrendik.
01:17
And one of the things that we learned
19
77238
1793
Öğrendiklerimizden biri de
bilim adamlarının uzun süredir bize anlattıklarını doğruladı.
01:19
confirmed what the scientists have long told us.
20
79055
2443
01:21
One of the most essential facts
21
81522
2042
İklim kriziyle ilgili en önemli faktörlerden biri
01:23
about the climate crisis has to do with the sky.
22
83588
2820
gökyüzüyle bağlantısının olmasıydı.
01:26
As this picture illustrates,
23
86432
1776
Bu fotoğrafın da anlattığı üzere,
01:28
the sky is not the vast and limitless expanse
24
88232
3041
gökyüzü aşağıdan göründüğü gibi
01:31
that appears when we look up from the ground.
25
91297
2832
sınırsız ve sonsuz değilmiş.
01:34
It is a very thin shell of atmosphere
26
94153
3853
Gökyüzü, gezegeni çevreleyen atmosferin
çok ince bir tabakasıymış.
01:38
surrounding the planet.
27
98030
1395
01:40
That right now is the open sewer for our industrial civilization
28
100449
5196
Özellikle şu an, sanayileşmiş ve organize medeniyetimizin
01:45
as it's currently organized.
29
105669
1880
atıklarını açıkça topladığı yer.
01:47
We are spewing 110 million tons
30
107573
3622
Her 24 saatte, 110 milyon tonluk inanılmaz
01:51
of heat-trapping global warming pollution into it every 24 hours,
31
111219
4968
bir küresel ısınma kirliliğini atmosfere püskürtüyoruz,
01:56
free of charge, go ahead.
32
116211
1556
tabii ki bedava, devam edin.
01:58
And there are many sources of the greenhouse gases,
33
118533
2495
Sera etkisi yaratan gazların birçok kaynağı var,
02:01
I'm certainly not going to go through them all.
34
121052
2240
kesinlikle hepsinden bahsetmeyeceğim.
02:03
I'm going to focus on the main one,
35
123316
1694
Ben en önemlisine odaklanacağım
02:05
but agriculture is involved, diet is involved, population is involved.
36
125034
4388
ama işin içinde tarım var, diyet var, nüfus var.
02:09
Management of forests, transportation,
37
129446
2483
Ormanların yönetimi, ulaşım,
02:11
the oceans, the melting of the permafrost.
38
131953
2068
okyanuslar, donmuş toprakların erimesi.
02:14
But I'm going to focus on the heart of the problem,
39
134458
2406
Ama ben bu sorunun kalbine odaklanacağım.
02:16
which is the fact that we still rely on dirty, carbon-based fuels
40
136888
4515
O da hâlâ gezegenimizin her yıl yaktığı enerjinin %85'ine denk gelen
02:21
for 85 percent of all the energy that our world burns every year.
41
141427
6439
kirli ve karbon oluşumlu yakıtlara bel bağlıyor olmamız.
02:27
And you can see from this image that after World War II,
42
147890
3676
Bu fotoğrafta gördüğünüz üzere, 2. Dünya Savaşı sonrasında
02:31
the emission rates started really accelerating.
43
151590
2908
emisyon oranları gerçekten ivme kazandı.
02:34
And the accumulated amount of man-made, global warming pollution
44
154522
3329
Şu anda atmosferde birikmiş
02:37
that is up in the atmosphere now
45
157875
1526
insan kaynaklı küresel ısınma kirliliği,
02:39
traps as much extra heat energy as would be released
46
159425
3734
bir yılda 365 gün 24 saat
02:43
by 400,000 Hiroshima-class atomic bombs exploding
47
163183
5449
400.000 Hiroşima sınıfı atom bombası patladığında
02:48
every 24 hours, 365 days a year.
48
168656
3013
yayılacak ekstra ısı enerjisini tutuyor.
02:52
Fact-checked over and over again,
49
172494
1818
Defalarca teyit edildi,
02:54
conservative, it's the truth.
50
174336
2197
konservatif, gerçek bu.
02:56
Now it's a big planet, but --
51
176557
2096
Bu büyük bir gezegen ama --
02:59
(Explosion sound)
52
179131
2001
(Patlama sesi)
03:01
that is a lot of energy,
53
181156
1623
bu çok büyük bir enerji,
03:02
particularly when you multiply it 400,000 times per day.
54
182803
5403
özellikle günlük 400.000'le çarparsanız.
03:08
And all that extra heat energy
55
188881
1509
Tüm bu ekstra ısı enerjisi,
03:10
is heating up the atmosphere, the whole earth system.
56
190414
2976
atmosferi ve tüm dünya sistemlerini ısıtıyor.
03:13
Let's look at the atmosphere.
57
193414
1950
Hadi, atmosfere bir göz atalım.
03:15
This is a depiction
58
195388
1290
Bu tasvir, normal ısı dağılımı
03:16
of what we used to think of as the normal distribution of temperatures.
59
196702
5465
olduğunu düşündüğümüz şeyi gösteriyor.
03:22
The white represents normal temperature days;
60
202191
3087
Beyaz, 1951-1980 arasından
gelişigüzel seçilmiş normal sıcaklıktaki günleri gösteriyor.
03:25
1951-1980 are arbitrarily chosen.
61
205302
3041
03:28
The blue are cooler than average days,
62
208367
1880
Mavi, ortalamadan daha soğuk günleri,
03:30
the red are warmer than average days.
63
210271
2251
kırmızı ise ortalamadan yüksek günleri.
03:32
But the entire curve has moved to the right in the 1980s.
64
212546
4158
Ama 1980'lerde tüm eğri sağa kaydı.
03:36
And you'll see in the lower right-hand corner
65
216728
2151
Sağ köşede de dikkate şayan sayıda
03:38
the appearance of statistically significant numbers
66
218903
2443
aşırı sıcak günlerin istatiksel olarak
03:41
of extremely hot days.
67
221370
1578
gösterilişini görüyoruz.
03:42
In the 90s, the curve shifted further.
68
222972
1973
90'larda eğri daha çok kaydı.
03:44
And in the last 10 years, you see the extremely hot days
69
224969
3691
Son 10 yılda da aşırı sıcak günlerin
03:48
are now more numerous than the cooler than average days.
70
228684
3667
sayıca ortalamadan daha soğuk günleri geçtiğini görüyoruz.
03:52
In fact, they are 150 times more common on the surface of the earth
71
232375
5456
Gerçekten de 30 yıl önceki görülmelerine kıyasla
03:57
than they were just 30 years ago.
72
237855
3381
150 kat daha yaygınlaştılar.
04:01
So we're having record-breaking temperatures.
73
241713
3070
Rekor kıran sıcaklıklara sahibiz.
04:04
Fourteen of the 15 of the hottest years ever measured with instruments
74
244807
3323
Aletlerle ölçülmüş en sıcak 15 yılın
04:08
have been in this young century.
75
248154
1539
14'ü bu genç yüzyılda.
04:09
The hottest of all was last year.
76
249717
2533
En sıcağı da geçen seneydi.
04:12
Last month was the 371st month in a row
77
252274
3497
Geçen ay, 20. yüzyılın ortalamasından daha sıcak
04:15
warmer than the 20th-century average.
78
255795
2167
olan ayların art arda gelen 371.siydi.
04:17
And for the first time, not only the warmest January,
79
257986
3180
İlk defa sadece en ılık Ocak ayı olmakla kalmadı,
04:21
but for the first time, it was more than two degrees Fahrenheit warmer
80
261190
5061
aynı zamanda ilk defa ortalamadan da 2 Fahrenheit derece
yüksek oldu.
04:26
than the average.
81
266275
2082
04:28
These higher temperatures are having an effect on animals,
82
268381
3904
Bu yüksek sıcaklıklar, hayvanları,
04:32
plants, people, ecosystems.
83
272309
3063
bitkileri, insanları, ekosistemleri etkiliyor.
04:35
But on a global basis, 93 percent of all the extra heat energy
84
275396
4922
Ama global bazda, ekstra ısı enerjisinin
%93'ü okyanuslarda tutuluyor.
04:40
is trapped in the oceans.
85
280342
1416
04:42
And the scientists can measure the heat buildup
86
282116
2207
Bilim insanları artık
okyanusun derinlikleri, orta yükseklikleri
04:44
much more precisely now
87
284347
1269
04:45
at all depths: deep, mid-ocean,
88
285640
2231
ve ilk birkaç yüz metrede
04:47
the first few hundred meters.
89
287895
2040
açıkça bu sıcaklık artışını ölçebiliyorlar
04:49
And this, too, is accelerating.
90
289959
2595
ve bu da ivme kazanıyor.
04:52
It goes back more than a century.
91
292578
1629
Bu bir yüzyıldan fazla geriye gidiyor
04:54
And more than half of the increase has been in the last 19 years.
92
294231
4387
ve yükselmenin yarıdan fazlası son 19 yılda.
04:58
This has consequences.
93
298642
1323
Bunun sonuçları var.
04:59
The first order of consequence:
94
299989
1543
Sonuçların ilk sırasında,
05:01
the ocean-based storms get stronger.
95
301556
1954
okyanus merkezli fırtınaların güçlenmesi var.
05:03
Super Typhoon Haiyan went over areas of the Pacific
96
303534
2452
Haiyan Tayfunu, toprak kayması yapabilecek
05:06
five and a half degrees Fahrenheit warmer than normal
97
306010
3319
en yıkıcı fırtına olup Tacloban'a çarpmadan önce
05:09
before it slammed into Tacloban,
98
309353
2493
Pasifik bölgesini normalden
05:11
as the most destructive storm ever to make landfall.
99
311870
4023
5,5 Fahrenheit derece yüksek geçti.
05:15
Pope Francis, who has made such a difference to this whole issue,
100
315917
4620
Hemen ardından, bu konuda büyük fark yaratan Papa Franciscus,
05:20
visited Tacloban right after that.
101
320561
2305
Tacloban'ı ziyaret etti.
05:22
Superstorm Sandy went over areas of the Atlantic
102
322890
2579
Sandy Kasırgası, New York ve New Jersey'e çarpmadan önce,
05:25
nine degrees warmer than normal
103
325493
2358
Atlantik bölgesini normalden
05:27
before slamming into New York and New Jersey.
104
327875
2887
9 derece yüksek geçti.
05:31
The second order of consequences are affecting all of us right now.
105
331954
3168
Sonuçların ikincisi, şu anda hepimizi etkiliyor.
05:35
The warmer oceans are evaporating much more water vapor into the skies.
106
335146
5731
Daha ılık okyanuslar gökyüzüne daha çok su buharı salıyor.
05:40
Average humidity worldwide has gone up four percent.
107
340901
3830
Dünya çapında ortalama nem %4 arttı
05:44
And it creates these atmospheric rivers.
108
344755
2693
ve bu, bu atmosferik nehirleri yaratıyor.
05:47
The Brazilian scientists call them "flying rivers."
109
347472
3018
Brezilyalı bilim insanları bunlara "uçan nehirler" diyor.
05:50
And they funnel all of that extra water vapor over the land
110
350514
4743
Bunlar, fırtına koşullarının tetiklediği rekor kıran boyutlardaki şiddetli yağmuru
05:55
where storm conditions trigger these massive record-breaking downpours.
111
355281
5262
tetikleyen tüm ekstra su buharını kara üzerinde huni hâline getiriyor.
06:00
This is from Montana.
112
360567
2740
Bu Montana'dan.
06:03
Take a look at this storm last August.
113
363331
2323
Geçen Ağustos'ta yaşanan şu fırtınaya bakın.
06:05
As it moves over Tucson, Arizona.
114
365678
2319
Arizona, Tuscon'dan geçerken.
06:08
It literally splashes off the city.
115
368021
3784
Kelimenin tam anlamıyla şehrin üzerine sıçrıyor.
06:11
These downpours are really unusual.
116
371829
3203
Bu şiddetli yağışlar gerçekten olağandışı.
06:15
Last July in Houston, Texas,
117
375056
3151
Geçen Temmuz'da Houston, Texas'ta,
06:18
it rained for two days, 162 billion gallons.
118
378231
2954
iki gün boyunca 613 milyar litre yağdı.
06:21
That represents more than two days of the full flow of Niagara Falls
119
381209
4063
Bu, Niagara Şelalesi'nin iki günden fazla
tam akışının tabii ki felç olmuş şehrin
06:25
in the middle of the city,
120
385296
1245
06:26
which was, of course, paralyzed.
121
386565
1903
ortasına akması anlamına geliyor.
06:28
These record downpours are creating historic floods and mudslides.
122
388492
4348
Bu rekor sağanak yağışlar, tarihi seller ve çamur kaymalarını yaratıyor.
06:32
This one is from Chile last year.
123
392864
3414
Bu, geçen sene Şili'den.
06:37
And you'll see that warehouse going by.
124
397175
3143
Ambarların geçtiğini göreceksiniz.
06:40
There are oil tankers cars going by.
125
400342
2604
Petrol tankerlerinin geçtiğini göreceksiniz.
06:42
This is from Spain last September,
126
402970
1936
Bu geçen Eylül İspanya'dan.
06:44
you could call this the running of the cars and trucks, I guess.
127
404930
4094
Buna, "Arabalar ve kamyonların koşusu" diyebilirsiniz sanırım.
06:49
Every night on the TV news now is like a nature hike
128
409865
2828
Her akşam televizyon haberleri,
Vahiy Kitabı'nda doğa gezintisi yapmak gibi.
06:52
through the Book of Revelation.
129
412717
1531
06:54
(Laughter)
130
414575
2391
(Gülüşmeler)
06:56
I mean, really.
131
416990
1361
Yani, gerçekten.
06:59
The insurance industry has certainly noticed,
132
419056
2646
Tabii ki sigorta endüstrisi
07:01
the losses have been mounting up.
133
421726
2220
bu artan zayiatın farkında,
07:03
They're not under any illusions about what's happening.
134
423970
3598
kesinlikle olup bitenle ilgili herhangi bir yanılgıya düşmediler.
07:07
And the causality requires a moment of discussion.
135
427972
5270
Nedensellik bir tartışma anı gerektiriyor.
07:13
We're used to thinking of linear cause and linear effect --
136
433266
3314
Doğrusal neden ve doğrusal sonuca alışkınız --
07:16
one cause, one effect.
137
436604
1151
bir neden, bir sonuç.
07:17
This is systemic causation.
138
437779
2802
Bu sistemik nedensellik.
07:21
As the great Kevin Trenberth says,
139
441009
2239
Büyük Kevin Trenberth'in de dediği gibi:
07:23
"All storms are different now.
140
443272
1460
"Artık tüm fırtınalar farklı.
07:24
There's so much extra energy in the atmosphere,
141
444756
2239
Atmosferde çok fazla ekstra enerji var,
07:27
there's so much extra water vapor.
142
447019
1665
çok fazla ekstra su buharı var.
07:28
Every storm is different now."
143
448708
2993
Her fırtına artık farklı."
07:31
So, the same extra heat pulls the soil moisture out of the ground
144
451725
4341
Aynı ekstra ısı, toprağın nemini de çekiyor
07:36
and causes these deeper, longer, more pervasive droughts
145
456090
4410
ve bu derin, uzun ve daha nüfuz eden kuraklıklara neden oluyor.
07:40
and many of them are underway right now.
146
460524
2090
Çoğu da şu an yapım aşamasında.
07:42
It dries out the vegetation
147
462638
1514
Bitki örtüsünü kurutuyor ve Kuzey Amerika'nın
07:44
and causes more fires in the western part of North America.
148
464176
3662
batı kesiminde daha fazla yangına sebep oluyor.
07:47
There's certainly been evidence of that, a lot of them.
149
467862
3459
Bunun kesinlikle pek çok kanıtı var.
07:51
More lightning,
150
471345
1151
Daha çok şimşek,
07:52
as the heat energy builds up, there's a considerable amount
151
472520
2782
ısı enerjisi arttıkça, ayrıca takdire şayan
07:55
of additional lightning also.
152
475326
2820
bir miktarda ek şimşek de var.
07:58
These climate-related disasters also have geopolitical consequences
153
478710
6868
Bu iklimle alakalı afetler ayrıca jeopolitik sonuçlar
08:05
and create instability.
154
485602
1810
ve istikrarsızlık da yaratıyor.
08:07
The climate-related historic drought that started in Syria in 2006
155
487436
5276
2006'da Suriye'de başlayan iklimle ilgili tarihi kuraklık,
08:12
destroyed 60 percent of the farms in Syria,
156
492736
2952
Suriye çiftliklerinin %60'ını yok etti,
08:15
killed 80 percent of the livestock,
157
495712
2341
besi hayvanlarının %80'ini öldürdü
08:18
and drove 1.5 million climate refugees into the cities of Syria,
158
498077
4219
ve 1,5 milyon iklim göçmenini, Irak Savaşı'ndan kaçan
08:22
where they collided with another 1.5 million refugees
159
502320
3229
bir diğer 1,5 milyonla çarpışacakları
08:25
from the Iraq War.
160
505573
2016
Suriye şehirlerine sürdü.
08:27
And along with other factors, that opened the gates of Hell
161
507985
4225
Başka sebeplerle de birlikte şimdi insanların kapatmaya çalıştığı
08:32
that people are trying to close now.
162
512234
3180
cehennemin kapıları açılmış oldu.
08:35
The US Defense Department has long warned
163
515438
2414
ABD Savunma Bakanlığı, mülteciler, yemek,
08:37
of consequences from the climate crisis,
164
517876
2298
su kıtlığı ve salgın hastalıklar dâhil
08:40
including refugees, food and water shortages
165
520198
4527
iklim krizinin sonuçlarıyla ilgili
08:44
and pandemic disease.
166
524749
1880
çok önceden uyarmıştı.
08:46
Right now we're seeing microbial diseases from the tropics spread
167
526653
4729
Şu an, tropiklerden üst enlemlere sıçrayan
mikrobik hastalıklar görüyoruz,
08:51
to the higher latitudes;
168
531406
1260
08:52
the transportation revolution has had a lot to do with this.
169
532690
3618
ulaşım devriminin buna çok büyük etkisi oldu.
08:56
But the changing conditions change the latitudes and the areas
170
536332
3665
Ama değişen koşullar, enlemleri değiştirdi ve mikrobik hastalıkların
09:00
where these microbial diseases can become endemic
171
540021
3833
yayıldığı alanlar yöresel hâle gelebilir
09:03
and change the range of the vectors, like mosquitoes and ticks that carry them.
172
543878
4739
ve sivrisinek ve kene gibi hastalık taşıyıcıların çeşitleri değişebilir.
09:08
The Zika epidemic now --
173
548641
3468
Zika salgınına gelince,
09:12
we're better positioned in North America
174
552133
1917
Kuzey Amerika'da konumlanmış olmamız iyi,
09:14
because it's still a little too cool and we have a better public health system.
175
554074
4690
çünkü burası hâlâ biraz fazla soğuk ve iyi bir kamu sağlığı sistemimiz var.
09:18
But when women in some regions of South and Central America
176
558788
4300
Ama Güney ve Orta Amerika'daki bazı bölgelerde,
kadınlara iki yıl çocuk dünyaya getirmemeleri tavsiye edildi --
09:23
are advised not to get pregnant for two years --
177
563112
2711
09:25
that's something new, that ought to get our attention.
178
565847
3273
Bu yeni ve dikkatimizi çekmesi gereken bir şey.
09:29
The Lancet, one of the two greatest medical journals in the world,
179
569961
3148
Dünyadaki en iyi iki tıp dergisinden biri olan The Lancet,
09:33
last summer labeled this a medical emergency now.
180
573133
4230
geçen yaz bunu bir tıbbi acil durum olarak nitelendirdi.
09:37
And there are many factors because of it.
181
577387
2662
Bunun yüzünden pek çok etmen ortaya çıkıyor.
09:40
This is also connected to the extinction crisis.
182
580073
2797
Bu aynı zamanda soy tükenmesi krizleriyle de bağıntılı.
09:42
We're in danger of losing 50 percent of all the living species on earth
183
582894
3547
Bu yüzyılın sonuna kadar, dünya üzerinde yaşayan türlerin %50'sini kaybetme
09:46
by the end of this century.
184
586465
1323
tehlikesiyle karşı karşıyayız.
09:47
And already, land-based plants and animals
185
587812
2762
Yerleşik bitkiler ve hayvanlar çoktandır
09:50
are now moving towards the poles
186
590598
1648
günde ortalama 4,5 metre hızla
09:52
at an average rate of 15 feet per day.
187
592270
3383
kutuplara doğru hareket ediyorlar.
09:56
Speaking of the North Pole,
188
596661
1310
Kuzey Kutbu'ndan konu açılmışken,
09:57
last December 29, the same storm that caused historic flooding
189
597995
5270
geçen 29 Aralık'ta, Amerikan orta-batısında,
tarihi sele neden olan aynı fırtına,
10:03
in the American Midwest,
190
603289
1649
10:04
raised temperatures at the North Pole
191
604962
2183
Kuzey Kutbu'nda derecelerin normalden
50 Fahrenheit derece yüksek olmasına sebep olup
10:07
50 degrees Fahrenheit warmer than normal,
192
607169
2630
10:09
causing the thawing of the North Pole
193
609823
2438
uzun, karanlık, kış, kutupsal gecelerinde
10:12
in the middle of the long, dark, winter, polar night.
194
612285
4612
Kuzey Kutbu'nun erimesine sebep oldu.
10:16
And when the land-based ice of the Arctic melts,
195
616921
3582
Kuzey Kutbu'nun yerleşik buzları eridiğindeyse,
10:20
it raises sea level.
196
620527
1718
deniz seviyesi yükselir.
10:22
Paul Nicklen's beautiful photograph from Svalbard illustrates this.
197
622269
3745
Paul Nicklen'ın Svalbard'dan çektiği güzel fotoğraf bunu gösteriyor.
10:26
It's more dangerous coming off Greenland
198
626474
1960
Grönland'den ve özellikle Antartika'dan
10:28
and particularly, Antarctica.
199
628458
2006
kopmaları daha da tehlikeli.
10:30
The 10 largest risk cities for sea-level rise by population
200
630488
4690
Deniz seviyesi yükselişiyle en büyük tehlikeye giren şehirler
10:35
are mostly in South and Southeast Asia.
201
635202
2739
genellikle Güney ve Güneydoğu Asya'da.
10:37
When you measure it by assets at risk, number one is Miami:
202
637965
4109
Mal varlıklarıyla ölçtüğünüzde, 1. sıra Miami'nin,
10:42
three and a half trillion dollars at risk.
203
642098
2623
3,5 trilyon dolar tehlikede.
10:44
Number three: New York and Newark.
204
644745
1671
3. sırada: New York ve Newark.
10:46
I was in Miami last fall during the supermoon,
205
646440
3296
Geçen sonbahar, Süper Ay zamanı Miami'deydim,
10:49
one of the highest high-tide days.
206
649760
3111
en yüksek met günlerinden birinde.
10:52
And there were fish from the ocean swimming in some of the streets
207
652895
3132
Miami sahilindeki, Fort Lauderdale
10:56
of Miami Beach and Fort Lauderdale
208
656051
2151
ve Del Rey'deki bazı caddelerde yüzen
10:58
and Del Rey.
209
658226
1174
okyanus balıkları vardı.
10:59
And this happens regularly during the highest-tide tides now.
210
659424
2974
Artık medcezirin met zamanlarında sürekli yaşanan bir olay bu.
11:02
Not with rain -- they call it "sunny-day flooding."
211
662422
2615
Ama yağmurla değil -- ona "Güneşli gün seli" diyorlar.
11:05
It comes up through the storm sewers.
212
665061
4551
Fırtına kanallarıyla geliyor.
11:09
And the Mayor of Miami speaks for many when he says
213
669636
4364
Miami'nin belediye başkanı çoğunluk adına bunlara partici merceklerle
11:14
it is long past time this can be viewed through a partisan lens.
214
674024
4223
bakabilmenin artık çok eskide kaldığını söylüyor.
11:18
This is a crisis that's getting worse day by day.
215
678271
3136
Bu günden güne kötüye giden bir kriz.
11:21
We have to move beyond partisanship.
216
681431
2321
Particiliğin ötesine geçmeliyiz.
11:23
And I want to take a moment to honor these House Republicans --
217
683776
3262
Bir dakikanızı alıp, geçen güz cesaretleriyle
11:27
(Applause)
218
687062
1054
(Alkışlar)
11:28
who had the courage last fall
219
688140
2833
politik risk alıp
11:30
to step out and take a political risk,
220
690997
4434
iklim kriziyle ilgili gerçekleri söyleyen
11:35
by telling the truth about the climate crisis.
221
695455
2739
Cumhuriyetçileri onurlandırmak istiyorum.
11:38
So the cost of the climate crisis is mounting up,
222
698218
3157
İklim krizinin maliyeti çoğalıyor.
11:41
there are many of these aspects I haven't even mentioned.
223
701399
3668
Bahsetmediğim daha pek çok husus var.
11:45
It's an enormous burden.
224
705091
1973
Bu kocaman bir yük.
11:47
I'll mention just one more,
225
707088
1564
Sadece bir tanesinden daha bahsedeceğim,
11:48
because the World Economic Forum last month in Davos,
226
708676
4727
çünkü geçen ay Davos'taki Dünya Ekonomik Forum'u
11:53
after their annual survey of 750 economists,
227
713427
3017
750 ekonomistin yaptığı yıllık araştırmadan sonra,
11:56
said the climate crisis is now the number one risk
228
716468
2860
iklim krizinin global ekonomiye
11:59
to the global economy.
229
719352
1829
bir numaralı risk olduğunu söyledi.
12:01
So you get central bankers
230
721205
1318
Birleşik Krallık Merkez Bankası Başkanı Mark Carney gibi
12:02
like Mark Carney, the head of the UK Central Bank,
231
722547
2770
merkez bankacıların ezici çoğunluğu,
12:05
saying the vast majority of the carbon reserves are unburnable.
232
725341
4036
karbon rezervlerinin yanamadığını söylüyor.
12:09
Subprime carbon.
233
729401
1746
Riskli karbon.
12:11
I'm not going to remind you what happened with subprime mortgages,
234
731171
3291
Size yüksek risk faizli ipotek kredisine ne olduğunu hatırlatmayacağım
12:14
but it's the same thing.
235
734486
1602
ama aynı şeyler.
12:16
If you look at all of the carbon fuels that were burned
236
736112
2715
Eğer Sanayi Devrimi'nin başından itibaren
12:18
since the beginning of the industrial revolution,
237
738851
2670
yaktığımız karbon yakıtlara bakarsanız,
12:21
this is the quantity burned in the last 16 years.
238
741545
3516
ki bu son 16 yılda yakılan miktar.
12:25
Here are all the ones that are proven and left on the books,
239
745085
3579
Burada kanıtlanmış ve kayıtlara geçmiş,
12:28
28 trillion dollars.
240
748688
1788
kalan 28 trilyon dolar var.
12:30
The International Energy Agency says only this amount can be burned.
241
750500
4209
Uluslararası Enerji Ajansı, sadece bu kadar alanın yakılabileceğini söylüyor.
12:34
So the rest, 22 trillion dollars --
242
754733
2889
Yani geri kalan 22 trilyon dolar --
12:37
unburnable.
243
757646
1197
yakılamıyor.
12:39
Risk to the global economy.
244
759303
2233
Küresel ekonomi için risk.
12:41
That's why divestment movement makes practical sense
245
761560
3037
Bu yüzden yoksun bırakma hareketi sadece ahlaki bir zorunluluk değil,
12:44
and is not just a moral imperative.
246
764621
2580
aynı zamanda pratik anlamda mantıklı.
12:47
So the answer to the first question, "Must we change?"
247
767225
4170
Demek ki, ilk soru olan "Gerçekten değişmek zorunda mıyız?"'ın cevabı:
12:51
is yes, we have to change.
248
771419
1924
Evet, değişmek zorundayız.
12:53
Second question, "Can we change?"
249
773367
1752
İkinci soru, "Değişebilir miyiz?"
12:55
This is the exciting news!
250
775143
2321
İşte heyecan verici haberler burada!
12:57
The best projections in the world 16 years ago
251
777488
3505
16 yıl önceki en iyi tahminler,
13:01
were that by 2010, the world would be able to install
252
781017
4031
dünyanın 2010 yılında 30 gigavat rüzgâr kapasitesini
13:05
30 gigawatts of wind capacity.
253
785072
2167
tesis edebileceği yönündeydi.
13:07
We beat that mark by 14 and a half times over.
254
787263
4991
Bu hedefi 14,5 kattan fazla geçtik.
13:12
We see an exponential curve for wind installations now.
255
792278
3784
Şu an rüzgâr gücü tesisatlarının kurulmasında üstel bir eğri görüyoruz.
13:16
We see the cost coming down dramatically.
256
796086
3575
Maliyetin çarpıcı bir biçimde düştüğünü görüyoruz.
13:19
Some countries -- take Germany, an industrial powerhouse
257
799685
3250
Bazı ülkeler, örneğin Almanya'yı ele alırsak, sanayide etkin bir güç
13:22
with a climate not that different from Vancouver's, by the way --
258
802959
3368
ve bu arada iklimi de Vancouver'dan pek farklı değil,
13:26
one day last December,
259
806351
1635
geçen Aralık'ta bir gün,
13:28
got 81 percent of all its energy from renewable resources,
260
808010
3438
enerjisinin %81'ini yenilenebilir enerjiyle elde etti,
ağırlıklı olarak güneş ve rüzgâr olmak üzere.
13:31
mainly solar and wind.
261
811472
1633
13:33
A lot of countries are getting more than half on an average basis.
262
813129
3301
Çoğu ülke ortalama bazda yarısından fazlasını karşılıyor.
13:36
More good news:
263
816454
1158
Daha fazla iyi haber:
13:37
energy storage, from batteries particularly,
264
817636
3023
Enerji depolama, özellikle akülerden
13:40
is now beginning to take off
265
820683
1594
sıçrayışa geçti,
13:42
because the cost has been coming down very dramatically
266
822301
3793
çünkü aralıklılık problemini çözmek için
maliyetler çarpıcı şekilde düştü.
13:46
to solve the intermittency problem.
267
826118
1773
13:47
With solar, the news is even more exciting!
268
827915
2511
Güneş enerjisiyle ilgili haberler daha da heyecan verici!
13:50
The best projections 14 years ago were that we would install
269
830450
3349
14 yıl önceki en iyi tahminler,
13:53
one gigawatt per year by 2010.
270
833823
2547
2010 yılına gelindiğinde yıllık 1 gigavat büyümekti.
13:56
When 2010 came around, we beat that mark by 17 times over.
271
836394
4620
2010 geldiğinde bu hedefin 17 kat üstüne çıktık.
14:01
Last year, we beat it by 58 times over.
272
841038
3585
Geçen sene, 58 kat üstüne çıktık.
14:04
This year, we're on track to beat it 68 times over.
273
844647
3240
Bu sene, 68 kat aşma yolundayız.
14:07
We're going to win this.
274
847911
1190
Bunu kazanacağız.
14:09
We are going to prevail.
275
849125
1734
Bunun üstesinden geleceğiz.
14:10
The exponential curve on solar is even steeper and more dramatic.
276
850883
4083
Güneş enerjisinin üstel eğrisi daha da dik ve daha çarpıcı.
14:14
When I came to this stage 10 years ago,
277
854990
1929
10 sene önce bu sahneye geldiğimde,
14:16
this is where it was.
278
856943
1395
buradaydık.
14:18
We have seen a revolutionary breakthrough
279
858894
3554
Ortaya çıkan bu üstel eğrilerde
14:22
in the emergence of these exponential curves.
280
862472
3189
devrim niteliğinde bir atılım görüyoruz.
14:25
(Applause)
281
865685
3224
(Alkışlar)
14:28
And the cost has come down 10 percent per year
282
868933
3497
Maliyet de 30 yıldır
her yıl %10 düşüyor
14:32
for 30 years.
283
872454
1299
14:33
And it's continuing to come down.
284
873777
2298
ve düşmeye devam ediyor.
14:36
Now, the business community has certainly noticed this,
285
876099
2646
İş camiası bunu şüphesiz fark etti,
14:38
because it's crossing the grid parity point.
286
878769
2809
çünkü şebeke denkliği noktasını geçmeye başladı.
14:41
Cheaper solar penetration rates are beginning to rise.
287
881602
3252
Daha ucuz güneş enerjisi yaygınlaşma oranları artmaya başladı.
14:44
Grid parity is understood as that line, that threshold,
288
884878
3516
Şebeke denkliği, yenilenebilir elektriğin
14:48
below which renewable electricity is cheaper than electricity
289
888418
3874
fosil yakıtlar yakılarak elde edilen elektrikten
daha ucuz olduğu eşik çizgi anlamına geliyor.
14:52
from burning fossil fuels.
290
892316
2218
14:54
That threshold is a little bit like the difference
291
894558
2693
Eşik biraz 32 derece Fahrenheit'la
14:57
between 32 degrees Fahrenheit and 33 degrees Fahrenheit,
292
897275
4110
33 derece Fahrenhiet ya da 0 ve 1 Santigrat arasındaki
15:01
or zero and one Celsius.
293
901409
1586
farka benziyor.
15:03
It's a difference of more than one degree,
294
903019
2024
Bu, 1 dereceden fazla bir fark,
15:05
it's the difference between ice and water.
295
905067
2701
bu buzla suyun arasındaki fark.
15:07
And it's the difference between markets that are frozen up,
296
907792
3944
Donan marketlerle, likit sermaye akışının
15:11
and liquid flows of capital into new opportunities for investment.
297
911760
4532
olduğu yeni yatırım imkânları arasındaki fark.
15:16
This is the biggest new business opportunity
298
916316
3605
Bu, dünya tarihindeki
15:19
in the history of the world,
299
919945
1532
en büyük yeni iş olanağı
15:21
and two-thirds of it is in the private sector.
300
921501
3148
ve bunun 3'te 2'si özel sektörde.
15:24
We are seeing an explosion of new investment.
301
924673
3436
Yeni yatırımlarda bir patlama görüyoruz.
15:28
Starting in 2010, investments globally in renewable electricity generation
302
928133
5568
2010'dan başlayarak, küresel yenilenebilir
elektrik enerjisi üretimi fosilleri geçti.
15:33
surpassed fossils.
303
933725
1533
15:35
The gap has been growing ever since.
304
935282
2416
O zamandan beri açıklık büyüyor.
15:37
The projections for the future are even more dramatic,
305
937722
2948
Hâlâ, fosil enerji yenilenebilir enerjiden
15:40
even though fossil energy is now still subsidized
306
940694
3599
40 kat daha fazla sübvanse edilse de
15:44
at a rate 40 times larger than renewables.
307
944317
3227
gelecekle ilgili tahminler çok daha çarpıcı.
15:47
And by the way, if you add the projections for nuclear on here,
308
947568
4090
Bu arada eğer nükleerle ilgili tahminleri de buraya eklerseniz,
15:51
particularly if you assume that the work many are doing
309
951682
2621
özellikle çoğunun daha güvenli, kabul edilebilir
15:54
to try to break through to safer and more acceptable,
310
954327
2714
ve karşılanabilir nükleer formlara ulaşmak için
15:57
more affordable forms of nuclear,
311
957065
1839
yaptığı çalışmaları da düşünürseniz,
15:58
this could change even more dramatically.
312
958928
2443
bu, çok daha çarpıcı bir biçimde değişebilir.
16:01
So is there any precedent for such a rapid adoption
313
961934
2956
Peki, yeni teknolojinin bu kadar hızlı
16:04
of a new technology?
314
964914
1729
adapte olduğu örnek bir olay var mı?
16:06
Well, there are many, but let's look at cell phones.
315
966667
2460
Pekâlâ, oldukça fazla var ama cep telefonlarına bakalım.
16:09
In 1980, AT&T, then Ma Bell,
316
969151
3373
1980'de AT&T, o zamanlar Ma Bell'di.
16:12
commissioned McKinsey to do a global market survey
317
972548
2393
McKinsey'yi dönemin hantal yeni cep telefonlarıyla ilgili
16:14
of those clunky new mobile phones that appeared then.
318
974965
3616
küresel pazar araştırması yapmak üzere görevlendirdi.
16:18
"How many can we sell by the year 2000?" they asked.
319
978605
3163
"2000 yılında kaç tane satarız?" diye sordular.
16:21
McKinsey came back and said, "900,000."
320
981792
2568
McKinsey dönünce "900.000" dedi
16:24
And sure enough, when the year 2000 arrived,
321
984384
2072
ve beklenildiği gibi 2000 yılı geldiğinde,
16:26
they did sell 900,000 -- in the first three days.
322
986480
2578
900.000 sattılar -- ilk üç günde.
16:29
And for the balance of the year, they sold 120 times more.
323
989082
3912
Yılın geri kalanında da 120 kat daha fazla sattılar.
16:33
And now there are more cell connections than there are people in the world.
324
993018
4376
Şu an dünyadaki insan sayısından daha fazla cep telefonu bağlantısı var.
16:37
So, why were they not only wrong, but way wrong?
325
997418
4469
Peki, neden sadece yanlış değil fazlasıyla yanlışlardı?
16:41
I've asked that question myself, "Why?"
326
1001911
2400
Ben kendime de bu soruyu sordum, "Neden?"
16:44
(Laughter)
327
1004335
1003
(Kahkahalar)
16:45
And I think the answer is in three parts.
328
1005362
2233
Bence cevabın üç kısmı var.
16:48
First, the cost came down much faster than anybody expected,
329
1008122
3389
İlki, maliyetler kimsenin beklemediği hızda düştü,
16:51
even as the quality went up.
330
1011535
2507
kalitenin artmasına rağmen ve sabit telefon hattı
16:54
And low-income countries, places that did not have a landline grid --
331
1014066
4272
şebekesi olmayan düşük gelirli ülkeler
16:58
they leap-frogged to the new technology.
332
1018362
2228
yeni teknolojiyi elde etmek için yarıştı.
17:00
The big expansion has been in the developing counties.
333
1020614
3064
Büyük genişleme, gelişmekte olan ülkelerde oldu.
17:03
So what about the electricity grids in the developing world?
334
1023702
3748
Peki, gelişen dünyadaki elektrik şebekelerine ne oldu?
17:07
Well, not so hot.
335
1027474
1730
Yeterince iyi değil.
17:09
And in many areas, they don't exist.
336
1029228
2298
Birçok alanda mevcut değiller.
17:11
There are more people without any electricity at all in India
337
1031550
3146
Hindistan'da hiçbir şekilde elektriği olmayan insanlar
17:14
than the entire population of the United States of America.
338
1034720
3122
ABD'nin toplam nüfusundan daha fazla.
17:17
So now we're getting this:
339
1037866
1504
Artık bunu görüyoruz:
17:19
solar panels on grass huts
340
1039394
1838
Otlardan barakaların üzerindeki güneş panelleri
17:21
and new business models that make it affordable.
341
1041256
2938
ve bunu karşılanabilir yapan yeni iş modelleri.
17:24
Muhammad Yunus financed this one in Bangladesh with micro-credit.
342
1044218
4885
Muhammed Yunus, bunu Bangladeş'te mikro krediyle finanse etti.
17:29
This is a village market.
343
1049127
1708
Bu bir köy marketi.
17:30
Bangladesh is now the fastest-deploying country in the world:
344
1050859
2890
Bangladeş şu an dünyadaki en hızlı yayılan ülke:
17:33
two systems per minute on average, night and day.
345
1053773
2412
Gece ve gündüz dakikada ortalama 2 şebeke.
17:36
And we have all we need:
346
1056209
1189
Tüm ihtiyacımız olana sahibiz:
17:37
enough energy from the Sun comes to the earth
347
1057422
2292
Güneşten her saat, dünyanın bir yıllık enerji ihtiyacını
17:39
every hour to supply the full world's energy needs for an entire year.
348
1059738
5363
karşılamaya yetecek kadar enerji.
17:45
It's actually a little bit less than an hour.
349
1065125
2173
Hatta bir saatten de biraz az sürede.
17:47
So the answer to the second question, "Can we change?"
350
1067322
3332
Yani, ikinci soru olan "Değişebilir miyiz?"'in cevabı
17:50
is clearly "Yes."
351
1070678
1923
açıkça "Evet".
17:52
And it's an ever-firmer "yes."
352
1072625
2772
Hatta hiç olmadığı kadar sağlam bir "Evet."
17:55
Last question, "Will we change?"
353
1075421
2608
Son soru, "Değişecek miyiz?".
Paris gerçekten devrim niteliğindeydi,
17:58
Paris really was a breakthrough,
354
1078053
1992
bazı hükümler bağlayıcı nitelikte
18:00
some of the provisions are binding
355
1080069
1663
18:01
and the regular reviews will matter a lot.
356
1081756
2038
ve düzenli teftişler büyük rol oynayacak.
18:03
But nations aren't waiting, they're going ahead.
357
1083818
2251
Ama uluslar beklemiyor, ileri gidiyorlar.
18:06
China has already announced that starting next year,
358
1086093
2515
Çin gelecek yıl itibariyle ülke çapında
18:08
they're adopting a nationwide cap and trade system.
359
1088632
2983
emisyon üst sınırı ve ticaret sistemine geçiyor.
18:11
They will likely link up with the European Union.
360
1091639
3143
Büyük ihtimalle Avrupa Birliği'ne katılacaklar.
18:14
The United States has already been changing.
361
1094806
2492
Birleşik Devletler zaten değişiyordu.
18:17
All of these coal plants were proposed
362
1097322
2050
Gelecek 10 yıl için önerilmiş tüm bu
18:19
in the next 10 years and canceled.
363
1099396
2530
kömür santralleri iptal edildi.
18:21
All of these existing coal plants were retired.
364
1101950
2919
Tüm bu var olan kömür santralleri emekliye ayrıldı.
18:24
All of these coal plants have had their retirement announced.
365
1104893
3017
Tüm bu kömür santrallerinin hizmetten çekildiği duyuruldu.
18:27
All of them -- canceled.
366
1107934
2328
Hepsi - iptal edildi.
18:30
We are moving forward.
367
1110286
1490
İlerliyoruz.
18:31
Last year -- if you look at all of the investment
368
1111800
2468
Geçen sene, Amerika'daki yeni elektrik
18:34
in new electricity generation in the United States,
369
1114292
2943
üretimi yatırımlarına bakarsanız,
neredeyse 4'te 3'ü yenilenebilir enerjiden,
18:37
almost three-quarters was from renewable energy,
370
1117259
2666
18:39
mostly wind and solar.
371
1119949
2512
çoğunlukla rüzgâr ve güneş.
18:42
We are solving this crisis.
372
1122485
3147
Bu krizi çözüyoruz.
18:45
The only question is: how long will it take to get there?
373
1125656
4899
Tek soru: Oraya varmak ne kadar sürecek?
18:50
So, it matters that a lot of people are organizing
374
1130579
4617
Pek çok insanın, bu değişimde ısrar etmek için
örgütlenmesi önemli.
18:55
to insist on this change.
375
1135220
2138
New York'ta neredeyse 400.000 insan Birleşmiş Milletler'in bu konudaki
18:57
Almost 400,000 people marched in New York City
376
1137382
3784
19:01
before the UN special session on this.
377
1141190
2847
özel oturumundan önce yürüyüş yaptı.
19:04
Many thousands, tens of thousands,
378
1144061
2004
Binlerce, on binlerce insan
19:06
marched in cities around the world.
379
1146089
2873
dünyanın her yerinde toplu yürüyüşler yaptı.
19:08
And so, I am extremely optimistic.
380
1148986
4143
Bu yüzden, son derece iyimserim.
19:13
As I said before, we are going to win this.
381
1153153
2555
Daha önce de söylediğim gibi, bunu kazanacağız.
19:15
I'll finish with this story.
382
1155732
1967
Son bir hikâyeyle bitireceğim.
19:18
When I was 13 years old,
383
1158218
2592
13 yaşındayken,
19:20
I heard that proposal by President Kennedy
384
1160834
3431
Başkan Kennedy'nin 10 yıl içinde
Ay'a bir insan indirip güvenli bir şekilde
19:24
to land a person on the Moon and bring him back safely
385
1164289
2551
geri getirme hedefini duydum.
19:26
in 10 years.
386
1166864
1165
O zamanki büyüklerin: "Bu çok tedbirsiz,
19:28
And I heard adults of that day and time say,
387
1168053
2984
19:31
"That's reckless, expensive, may well fail."
388
1171061
3517
pahalı, başarısız olabilir" dediklerini duydum.
19:34
But eight years and two months later,
389
1174602
2177
Ama 8 yıl 2 ay sonra,
19:36
in the moment that Neil Armstrong set foot on the Moon,
390
1176803
3262
Neil Armstrong Ay'a ayak bastığında,
19:40
there was great cheer that went up in NASA's mission control in Houston.
391
1180089
4590
Houston'daki NASA'nın program kontrol odasından sevinç çığlıkları yükseliyordu.
19:44
Here's a little-known fact about that:
392
1184703
2460
Size bununla ilgili az bilinen bir bilgi vereyim:
19:47
the average age of the systems engineers,
393
1187187
2205
O gün, o odadaki sistem mühendislerinin,
19:49
the controllers in the room that day, was 26,
394
1189416
3176
denetmenlerin yaş ortalaması 26'ydı.
19:52
which means, among other things,
395
1192616
1559
Bu da pek çok başka şeyle birlikte,
19:54
their age, when they heard that challenge, was 18.
396
1194199
3250
onların bu iddiayı duyduklarında yaşlarının 18 olduğunu gösteriyor.
19:57
We now have a moral challenge
397
1197473
3202
Artık başkalarının adetlerinde
20:00
that is in the tradition of others that we have faced.
398
1200699
3530
yüzleştiğimiz ahlaki bir meydan okumamız var.
ABD'de son yüzyılın en iyi şairlerinden biri,
20:04
One of the greatest poets of the last century in the US,
399
1204253
3654
20:07
Wallace Stevens,
400
1207931
1349
Wallace Stevens,
20:09
wrote a line that has stayed with me:
401
1209304
1818
benimle kalan şu satırı yazmış:
"Son 'hayır'dan sonra Bir 'evet' gelir
20:11
"After the final 'no,' there comes a 'yes,'
402
1211146
2483
20:13
and on that 'yes', the future world depends."
403
1213653
2981
Ve bu 'evet''e Gelecek dünya bağlıdır."
20:16
When the abolitionists started their movement,
404
1216658
2285
Köleliğin kaldırılması yanlıları, hareketlerini başlattıklarında,
20:18
they met with no after no after no.
405
1218967
2207
"hayır" ardına "hayır" aldılar
20:21
And then came a yes.
406
1221198
1276
ve sonra "evet" geldi.
20:22
The Women's Suffrage and Women's Rights Movement
407
1222498
2389
Kadın Oy Hakkı ve Kadın Hakları Hareketi
20:24
met endless no's, until finally, there was a yes.
408
1224911
3595
bitmek bilmeyen "hayır"'lar aldı, sonunda "evet"'i alana kadar.
20:28
The Civil Rights Movement, the movement against apartheid,
409
1228530
2771
Sivil Haklar Hareketi, Irkçılığa Karşı Hareket
20:31
and more recently, the movement for gay and lesbian rights
410
1231325
3591
ve daha yenilerde Gey ve Lezbiyen Hakları Hareketi
20:34
here in the United States and elsewhere.
411
1234940
2405
burada Amerika'da ve başka yerlerde.
20:37
After the final "no" comes a "yes."
412
1237369
2176
Son "hayır"'dan sonra bir "evet" gelir.
20:39
When any great moral challenge is ultimately resolved
413
1239569
5133
Herhangi bir büyük ahlaki meydan okuma sonuçta neyin doğru ve neyin yanlış olduğu
20:44
into a binary choice between what is right and what is wrong,
414
1244726
3855
arasındaki ikili seçimde kararlaştırılınca insanoğlu olarak kim
20:48
the outcome is fore-ordained because of who we are as human beings.
415
1248605
4129
olduğumuzdan dolayı sonuç önceden takdir edilmiş olur.
20:52
Ninety-nine percent of us, that is where we are now
416
1252758
3853
%99'umuz, şu an olduğumuz yerde
20:56
and it is why we're going to win this.
417
1256635
2492
ve bu nedenle de kazanacağız.
20:59
We have everything we need.
418
1259151
1938
İhtiyacımız olan her şeye sahibiz.
21:01
Some still doubt that we have the will to act,
419
1261113
3415
Bazıları hâlâ harekete geçme azmimiz konusunda şüphe ediyor.
21:04
but I say the will to act is itself a renewable resource.
420
1264552
4690
Ama ben de diyorum ki, harekete geçme azmi bizzat yenilenebilir bir kaynaktır.
21:09
Thank you very much.
421
1269266
1207
Çok teşekkür ederim.
21:10
(Applause)
422
1270497
3471
(Alkışlar)
21:47
Chris Anderson: You've got this incredible combination of skills.
423
1307319
3183
Chris Anderson: Bu harika beceri birleşimlerine sahipsin.
21:50
You've got this scientist mind that can understand
424
1310526
2961
Çok çeşitli konuları anlayabilen
21:53
the full range of issues,
425
1313511
2301
bir bilim adamı aklına
21:55
and the ability to turn it into the most vivid language.
426
1315836
3652
ve bunları çok yalın bir dile dökebilme yeteneğine sahipsin.
21:59
No one else can do that, that's why you led this thing.
427
1319512
2883
Bunu başka kimse yapamaz. Bu yüzden bu şeyin başını çekiyorsun.
22:02
It was amazing to see it 10 years ago, it was amazing to see it now.
428
1322419
3411
Bunu 10 yıl önce görmek de inanılmazdı, şimdi görmek de inanılmaz.
22:05
Al Gore: Well, you're nice to say that, Chris.
429
1325854
2175
Al Gore: Böyle söylemen çok hoş Chris
ama dürüst olmak gerekirse, bilim camiasından,
22:08
But honestly, I have a lot of really good friends
430
1328053
3161
oturup bana bunların ne olduğunu,
22:11
in the scientific community who are incredibly patient
431
1331238
3719
anlayabileceğim kadar basit bir dile
22:14
and who will sit there and explain this stuff to me
432
1334981
2771
çevirene kadar tekrar tekrar anlatan
22:17
over and over and over again
433
1337776
1334
tanıdığım pek çok gerçekten iyi
22:19
until I can get it into simple enough language
434
1339134
3596
ve inanılmaz sabırlı arkadaşım var.
22:22
that I can understand it.
435
1342754
1212
22:23
And that's the key to trying to communicate.
436
1343990
2928
Bu iletişim kurmaya çalışmanın anahtar noktası.
22:27
CA: So, your talk. First part: terrifying,
437
1347497
3685
C.A.: Konuşmanla ilgili ilk kısım dehşet vericiydi,
22:31
second part: incredibly hopeful.
438
1351206
1937
ikinci kısım, inanılmaz derecede umut verici.
22:33
How do we know that all those graphs, all that progress, is enough
439
1353810
5301
Tüm bu grafiklerin, tüm bu ilerlemenin,
ilk kısımda gösterdiklerini çözmek için yeterli olduğunu nasıl bilebiliriz?
22:39
to solve what you showed in the first part?
440
1359135
2728
22:41
AG: I think that the crossing --
441
1361887
3528
Al Gore: Bence bu kesişme --
22:45
you know, I've only been in the business world for 15 years.
442
1365439
3013
biliyorsun, sadece 15 yıl iş dünyasındaydım
22:48
But one of the things I've learned is that apparently it matters
443
1368476
3278
ama öğrendiğim şeylerden birisi, görünüşe bakılırsa
22:51
if a new product or service is more expensive
444
1371778
3164
eğer yeni bir ürün ya da hizmet yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa,
22:54
than the incumbent, or cheaper than.
445
1374966
2154
bu bir önem teşkil ediyor.
22:57
Turns out, it makes a difference if it's cheaper than.
446
1377144
2555
Sonuçta daha ucuzsa, bir fark yarattığı anlaşılıyor.
22:59
(Laughter)
447
1379723
1095
(Gülüşmeler)
23:00
And when it crosses that line,
448
1380842
2694
Eğer bu çizgiyi geçerse,
23:03
then a lot of things really change.
449
1383560
1896
pek çok şey gerçekten değişiyor.
23:05
We are regularly surprised by these developments.
450
1385480
2945
Bu gelişmelere devamlı şaşırıyoruz.
23:08
The late Rudi Dornbusch, the great economist said,
451
1388449
2547
Büyük ekonomist rahmetli Rudi Dornbusch der ki:
"Bir şeyler olacağını düşündüğünüzden daha çok vakit alır,
23:11
"Things take longer to happen then you think they will,
452
1391020
2796
23:13
and then they happen much faster than you thought they could."
453
1393840
2958
sonra olabileceğini düşündüğünüzden çok daha hızlı olur."
23:16
I really think that's where we are.
454
1396822
1698
Ben gerçekten bu noktada olduğumuzu düşünüyorum.
23:18
Some people are using the phrase "The Solar Singularity" now,
455
1398544
3677
Bazı insanlar buna "Güneş Enerjisi Tekilliği" diyor,
23:22
meaning when it gets below the grid parity,
456
1402245
3293
sübvansiyonsuz çoğu yerde,
23:25
unsubsidized in most places,
457
1405562
2048
şebeke denkliğinin altına düşüldüğünde,
23:27
then it's the default choice.
458
1407634
1642
varsayılan seçim olacağı anlamında.
23:29
Now, in one of the presentations yesterday, the jitney thing,
459
1409300
5990
Dünkü sunumlardan birinde, dolmuşla ilgili olan
23:35
there is an effort to use regulations to slow this down.
460
1415314
5107
yönetmelikleri kullanarak bu şeyi yavaşlatma çabası vardı.
23:40
And I just don't think it's going to work.
461
1420445
3139
Ben sadece bunun işe yarayacağını sanmıyorum.
23:44
There's a woman in Atlanta, Debbie Dooley,
462
1424608
2396
Atlanta'da bir kadın var, Debbie Dooley.
23:47
who's the Chairman of the Atlanta Tea Party.
463
1427028
2081
Atlanta Çay Partisi 'nin başkanı.
23:49
They enlisted her in this effort to put a tax
464
1429133
2177
Güneş panelleri ve yönetmeliklere
23:51
on solar panels and regulations.
465
1431334
2123
vergi koyma teşebbüsünde
23:53
And she had just put solar panels on her roof
466
1433481
2119
onu görevlendirmişler ve o sadece
çatısına güneş panelleri koymuş,
23:55
and she didn't understand the request.
467
1435624
1866
talebi anlamamış.
23:57
(Laughter)
468
1437514
1765
(Kahkahalar)
23:59
And so she went and formed an alliance with the Sierra Club
469
1439303
3478
Sonra da gidip Sierra Kulübü'yle ittifak kurup
24:02
and they formed a new organization called the Green Tea Party.
470
1442805
4053
Yeşil Çay Partisi adında yeni bir dernek kurmuşlar.
24:06
(Laughter)
471
1446882
1002
(Kahkahalar)
24:07
(Applause)
472
1447908
1001
24:08
And they defeated the proposal.
473
1448933
1488
(Alkışlar)
Teklifi geri çevirmişler.
24:10
So, finally, the answer to your question is,
474
1450445
3226
Sonuç olarak, sorunun cevabı,
24:13
this sounds a little corny and maybe it's a cliché,
475
1453695
3033
belki bu kulağa biraz basmakalıp gelebilir ve belki de bir klişedir
24:16
but 10 years ago -- and Christiana referred to this --
476
1456752
3516
ama 10 yıl önce -- Christiana da buna gönderme yapmıştı --
24:20
there are people in this audience who played an incredibly significant role
477
1460292
5907
bu odadaki dinleyiciler, bu üstel eğrileri oluşturmakta
inanılmaz önemli bir rol oynadılar.
24:26
in generating those exponential curves.
478
1466223
2801
24:29
And it didn't work out economically for some of them,
479
1469048
2524
Bazıları için bu ekonomik olarak istedikleri gibi olmasa da
24:31
but it kick-started this global revolution.
480
1471596
3054
bu küresel devrimi harekete geçirdiler
24:34
And what people in this audience do now
481
1474674
3779
ve şimdi bu odadaki insanların,
bunu kazanacağımız bilgisiyle yapacakları şeyler.
24:38
with the knowledge that we are going to win this.
482
1478477
2505
24:41
But it matters a lot how fast we win it.
483
1481006
4230
Ama bunu ne kadar hızlı kazanacağımız da oldukça önemli.
24:45
CA: Al Gore, that was incredibly powerful.
484
1485260
2357
C.A.: Al Gore, bu inanılmaz güçlüydü.
24:47
If this turns out to be the year,
485
1487641
1675
Eğer bu yıl particilik olayının
24:49
that the partisan thing changes,
486
1489340
2828
değiştiği yıl olursa,
24:52
as you said, it's no longer a partisan issue,
487
1492192
3378
dediğin gibi bu artık bir particilik sorunu değil,
24:55
but you bring along people from the other side together,
488
1495594
4166
sen diğer taraftan insanları da bilimle,
24:59
backed by science, backed by these kinds of investment opportunities,
489
1499784
3285
bu tarz yatırım imkânlarıyla
ve günü kazanacağımız gerekçesiyle bir araya getiriyorsun,
25:03
backed by reason that you win the day --
490
1503093
2108
25:05
boy, that's really exciting.
491
1505225
2359
bu gerçekten heyecan verici.
25:07
Thank you so much.
492
1507608
1168
Çok teşekkür ederim.
25:08
AG: Thank you so much for bringing me back to TED.
493
1508800
2507
C.A.: TED'e tekrar geldiğin için teşekkürler.
Teşekkür ederim!
25:11
Thank you!
494
1511331
1151
(Alkışlar)
25:12
(Applause)
495
1512506
2606
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7