Michael Rain: What it's like to be the child of immigrants | TED

Çeviri: Merve Kılıç Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

I remember one morning when I was in the third grade,

Üçüncü sınıfta olduğum bir sabah, annemin beni

my mom sent me to school with a Ghanaian staple dish called "fufu."

Ganalıların ana yemeklerinden "fufu" ile okula gönderdiğini hatırlıyorum.

(Laughter)

(Gülüşler)

Fufu is this white ball of starch made of cassava,

Fufu, manyoktan yapılan ve koyu turuncu bir rengi olan

and it's served with light soup, which is a dark orange color,

hafif bir çorba ile servis edilen, ve içerisinde tavuk ve/veya biftek

and contains chicken and/or beef.

bulunan beyaz nişasta yumağıdır.

It's a savory, flavorful dish

Kokulu, lezzetli bir yemektir

that my mom thought would keep me warm on a cold day.

ve annem soğuk bir günde beni sıcak tutacağını düşünmüştü.

When I got to lunch and I opened my thermos,

Yemeğe gidip termosumu açarken

releasing these new smells into the air,

havaya bu yeni kokuyu saldım

my friends did not react favorably.

ve arkadaşlarım bunu iyi karşılamadı.

(Laughter)

(Gülüşler)

"What's that?" one of them asked.

İçlerinden biri "O nedir?" diye sordu.

"It's fufu," I responded.

"Fufu" dedim.

(Laughter)

(Gülüşler)

"Ew, that smells funny. What's a fufu?" they asked.

"Iyy, gülünç kokuyor. Fufu nedir?" diye sordular.

Their reaction made me lose my appetite.

Tepkileri, iştahımı kaybettirdi.

I begged my mother to never send me to school with fufu again.

Anneme, beni okula bir daha fufu ile göndermemesi için yalvardım.

I asked her to make me sandwiches or chicken noodle soup

Ondan bana sandviç, erişteli çorba ya da

arkadaşlarımın yediği diğer herhangi bir yemekten yapmasını istedim.

or any of the other foods that my friends were eating.

And this is one of the first times

Bu, aileme özgü olanla

I began to notice the distinction between what was unique to my family

herkes için ortak olan şeyler arasındaki ayrımı ve

and what was common for everyone else,

what was Ghanaian and what was African

neyin Gana'ya, neyin Afrika'ya, neyin Amerika'ya özgü olduğunu

farketmeye başladığım

and what was American.

ilk andı.

I'm a first-generation American.

Ben, birinci nesil Amerika'lıyım.

Both of my parents are immigrants.

Ebeveynlerimin ikisi de göçmen.

In fact, my father, Gabriel, came to the US almost 50 years ago.

Aslına bakarsanız, babam Gabriel ABD'ye neredeyse 50 yıl önce geldi.

He arrived in New York

New York'a

from a city called Kumasi in a northern region of Ghana,

Batı Afrika'da, Gana'nın kuzey bölgeside bulunan Kumasi isimli

in West Africa.

şehirden geldi.

He came for school, earning his bachelor's degree in accounting

Okumak için geldi, muhasebede lisans diplomasını aldı

and eventually became an accountant.

ve en sonunda muhasebeci oldu.

My mother, Georgina, joined him years later.

Annem Georgina, ona bir yıl sonra katıldı.

She had a love of fashion

Modaya ilgisi vardı

and worked in a sewing factory in lower Manhattan,

ve Lower Manhattan'da bir dikim fabrikasında çalıştı,

until she saved up enough to open her own women's clothing store.

ta ki kendi giyim mağazasını açmaya yetecek parayı biriktirene kadar.

I consider myself an American

Kendimi bir Amerikalı,

and an African

ve Afrikalı

and a Ghanaian.

ve Ganalı olarak görüyorum.

And there's millions of people around the world

Ve dünyada, bu farklı sınıflandırmalar yüzünden

who are juggling these different classifications.

hokkabazlık yapan milyonlarca insan var.

They might be Jamaican-Canadians or Korean-Americans or Nigerian-Brits.

Jamaikalı-Kanadalı veya Koreli-Amerikan veya Nijeryalı-Britanyalı olabilirler.

But what makes our stories and experiences different

Ancak, bizim hikâyelerimizi ve deneyimlerimizi farklı kılan şey;

is that we were born and raised in a country different than our parents,

ailelerimizinkinden farklı ülkelerde doğup büyümemiz

and this can cause us to be misunderstood

ve bu, dar bir objektiften görüntülendiğimiz için

when being viewed through a narrow lens.

yanlış anlaşılmalara neden olabilir.

I grew up in New York, which is home to the largest number of immigrants

New York'ta büyüdüm, ki burası ABD'deki her yerden

daha büyük oranda göçmene ev sahipliği yapıyor.

anywhere in the United States.

And you would think growing up in a place like New York,

New York gibi bir yerde büyüyen birinci nesilden birinin

it would be easy for a first-generation person to find their place.

kendi yerini bulmasının kolay olacağını düşünebilirsiniz.

But all throughout my childhood,

Ama çocukluğum boyunca,

there were these moments that formed my understanding

öyle anlar oldu ki ait olduğum farklı dünyalara dair

of the different worlds I belonged to.

anlayışımı biçimlendirdi.

When I was in the fifth grade, a student asked me

Beşinci sınıftayken bir öğrenci bana,

if my family was refugees.

ailemin mülteci olup olmadığını sordu.

I didn't know what that word meant.

Bu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyordum.

He explained to me that his parents told him

Ailesinin ona; ölümden, açlıktan ve hastalıktan

that refugees are people from Africa who come to the US

kaçmak için Afrika'dan ABD'ye gelen insanların mülteci olduğunu

to escape death, starvation and disease.

söylediğini anlattı.

So I asked my parents, and they laughed a bit,

Sonra ben, komik olduğundan değil genelleme yapılışından dolayı

not because it was funny but because it was a generalization.

biraz da gülerek aileme sordum.

And they assured me that they had enough to eat in Ghana

Ve bana, Gana'da yeterince yiyecek yemekleri olduğunu,

and came to the US willingly.

ABD'ye isteyerek geldiklerine dair güvence ettiler.

(Laughter)

(Gülüşler)

These questions became more complex as I got older.

Bu sorular ben yaşlandıkça biraz daha karmaşık hâle geldi.

Junior high school was the first time

Çok sayıda siyah Amerikalı öğrencisi olan

I went to school with a large number of black American students,

bir okula ilk kez ortaokulda gittim,

and many of them couldn't understand why I sounded differently than they did

ve birçoğu neden onlardan farklı konuştuğumu ya da ebeveynlerimin

or why my parents seemed different than theirs.

onlarınkinden neden farklı göründüğünü anlayamıyordu.

"Are you even black?" a student asked.

"Sen siyah mısın ki?" diye bir öğrenci sormuştu.

I mean, I thought I was black.

Yani, siyah olduğumu sanıyordum.

(Laughter)

(Gülüşler)

I thought my skin complexion settled that.

Ten rengimin bunun icabına baktığını sanıyordum.

(Laughter)

(Gülüşler)

I asked my father about it, and he shared his own confusion

Bunu babama sordum ve benimle, ABD'ye ilk geldiği zamanlarda

over the significance of that when he first came to the US.

kendi yaşadığı önemli kafa karışıklıklarını paylaştı.

He explained to me that, when he was in Ghana, everyone was black,

Gana'dayken herkesin siyah olduğunu, o yüzden bunun hakkında

so he never thought about it.

hiç düşünmediğini anlattı.

But in the US, it's a thing.

Ancak ABD'de bu bir şey idi.

(Laughter)

(Gülüşler)

But he would say, "But you're African.

Ama şöyle derdi "Ancak sen bir Afrikalısın.

Remember that."

Bunu hatırla."

And he would emphasize this,

Ve bunu vurgulardı,

even though many Africans in the continent would only consider me to be

her ne kadar kıtadaki birçok Afrikalı beni yalnızca bir Amerikan olarak

just an American.

görse de.

These misconceptions and complex cultural issues

Bu yanlış düşünceler ve karmaşık kültürel sorunlar

are not just the inquiries of children.

çocukların sorgulaması gereken şeyler değiller.

Adults don't know who immigrants are.

Yetişkinler, göçmenlerin kim olduğunu bilmiyor.

If we look at current trends,

Eğer güncel trendlere bakarsak,

if I asked you: What's the fastest-growing

eğer size, ABD'de en hızlı büyüyen

immigrant demographic in the United States,

göçmen nüfusu sorsam;

who would you think it was?

kim olduğunu sanıyordunuz?

Nine out of 10 people tell me it's Latinos,

10 kişiden dokuzu Latinler derdi,

but it's actually African immigrants.

ama aslında Afrikalı göçmenler.

How about in academics?

Peki, akademik anlamda?

What's the most educated immigrant demographic?

En eğitimli göçmen nüfus kim?

A lot of people presume it to be Asians, but it's actually African immigrants.

Birçok kişi Asyalılar olduğunu farzeder, ancak gerçekte Afrikalı göçmenler.

Even in matters of policy,

Politik konularda bile,

did you know that three out of the eight countries

Sözde "seyahat yasağı" konulan sekiz ülkeden üçünün

in the so-called "travel ban"

Afrika ülkesi olduğunu

are African countries?

biliyor muydunuz?

A lot of people assume those targeted Muslims only live in the Middle East,

Birçok kişi, hedef gösterilen Müslümanların

sadece Orta Doğu'da yaşadığını farzediyor

but a lot of those banned people are Africans.

ancak yasaklanan insanların birçoğu Afrikalı.

So on these issues of education and policy and religion,

Bu eğitim, politika ve dine ilişkin sorunlarda

a lot of things we presume about immigrants are incorrect.

göçmenler hakkındaki çoğu tahminimiz yanlış.

Even if we look at something like workplace diversity and inclusion,

Hatta, iş yerinde çeşitlilik ve dahiliyet gibi bir şeye baksak ve

if I asked you what gender-ethnicity combination

eğer size hangi cinsiyet-etnik kimlik kombinasyonunun

is least likely to be promoted to senior managerial positions,

üst düzey yönetici pozisyonuna en az terfi edildiği sorsam,

who would you think it was?

kim olduğunu sanıyordunuz?

The answer is not Africans this time.

Bu defa cevap, Afrikalılar değil.

(Laughter)

(Gülüşler)

And it's not black women or men,

Ve siyah kadınlar ya da erkekler değil,

and it's not Latin women or men.

Latin kadınlar ya da erkekler de değil.

It's Asian women who are least likely to be promoted.

Asyalı kadınlar, en az terfi edilenler.

Capturing these stories and issues is part of my work

İnsanların bu hikâyelere erişimini kolaylaştırmak için

tekniği kullanan bir dijital hikâye anlatıcısı olarak,

as a digital storyteller

that uses tech to make it easier for people to find these stories.

bu hikâyeleri ve sorunları yakalamak işimin bir parçası.

This year, I launched an online gallery of portraits and firsthand accounts

Bu yıl, Enodi denilen bir proje için portrelerin ve yeni hesapların olduğu

for a project called Enodi.

online bir galeri açtım.

The goal of Enodi is to highlight first-generation immigrants just like me

Enodi'deki amaç;

büyüdüğümüz ve kökenlerimizin olduğu ülkeler ile "siyahlık" denilen kavram için

who carry this kinship for the countries we grew up in,

for the countries of origin

tıpkı benim gibi bu hısımlığı taşıyan

birinci nesil göçmenlere dikkati çekmek.

and for this concept called "blackness."

I created this space to be a cyberhome for many of us who are misunderstood

Birbirlerinden farklı ana vatanlarında yanlış anlaşılan birçoğumuza

in our different home countries.

siber ev olması için bu alanı oluşturdum.

There are millions of Enodis

ABD, Kanada, Britanya ya da Almanya'daki sayısız evde,

who use hyphens to connect their countries of origin

kökenlerinin olduğu ülkelerle bağ kurabilmek için

with their various homes in the US

kısa çizgiler kullanan

or Canada or Britain or Germany.

milyonlarca Enodi var.

In fact, many people you might know are Enodi.

Aslına bakarsanız, tanıdığınız birçok kişi Enodi.

Actors Issa Rae and Idris Elba are Enodi.

Aktör Issa Rae ve Idris Elba, Enodi.

Colin Powell,

Colin Powell,

former Attorney General Eric Holder,

eski Başsavcı Eric Holder,

former President of the United States, Barack Obama,

ABD'nin eski başkanı Barack Obama,

are all the children of African or Caribbean immigrants.

hepsi Afrikalı ya da Karayipli göçmenlerin çocukları.

But how much do you know about us?

Ama, hakkımızda ne kadar biliyorsunuz?

This complicated navigation

Bu karmaşık yolculuk,

is not just the experience of first-generation folks.

sadece birinci nesil arkadaşların deneyimleri değil.

We're so intertwined

Kuzey Amerika ve Avrupa'daki

in the lives and culture of people in North America and Europe,

insanların hayatları ve kültürleriyle çok iç içe olduğumuz için,

that you might be surprised how critical we are

sizin tarihiniz ve geleceğinizde

to your histories and future.

ne kadar kritik olduğumuza şaşırabilirsiniz.

So, engage us in conversation;

Bu yüzden bizimle muhabbet kurun,

discover who immigrants actually are,

göçmenlerin gerçekte kim olduklarını keşfedin;

and see us apart from characterizations

bize, karakterize etmeden

or limited media narratives

ya da sınırlı medya anlatılarını,

or even who we might appear to be.

hatta nasıl biri gibi gözüktüğümüzü hariç tutarak bakın.

We're walking melting pots of culture,

Kültürlerin buluşma noktasında yürüyoruz

and if something in that pot smells new or different to you --

ve eğer bu noktada yeni bir koku ya da size farklı gelen bir şey olursa;

(Laughter)

(Gülüşler)

don't turn up your nose.

burnunuzu kıvırmayın.

Sizinle paylaşmamızı isteyin.

Ask us to share.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)