This tiny particle could roam your body to find tumors | Sangeeta Bhatia

110,059 views ・ 2016-06-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nazan Bergmen Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
In the space that used to house one transistor,
0
12557
3678
Eskiden bir transistörün kapladığı yere
00:16
we can now fit one billion.
1
16259
2839
artık bir milyar transistörü sığdırabiliyoruz.
00:19
That made it so that a computer the size of an entire room
2
19636
3897
Bir odanın tamamını kaplayan bir bilgisayar,
00:23
now fits in your pocket.
3
23557
2589
artık cebinize sığıyor.
00:26
You might say the future is small.
4
26170
3019
Geleceğin küçülmekte yattığını söyleyebiliriz.
00:29
As an engineer,
5
29611
1207
Bir mühendis olarak bilgisayarlardaki
00:30
I'm inspired by this miniaturization revolution in computers.
6
30842
3985
minyatürleşme devrimi beni heyecanlandırıyor.
00:34
As a physician,
7
34851
1348
Bir doktor olarak dünyada
00:36
I wonder whether we could use it to reduce the number of lives lost
8
36223
5723
en çabuk artan hastalık olan
00:41
due to one of the fastest-growing diseases on Earth:
9
41970
4107
kanser nedeniyle ölen insan sayısını azaltmak için
kullanıp kullanamayacağımızı merak ediyorum.
00:46
cancer.
10
46101
1418
00:47
Now when I say that,
11
47543
1255
Bunu söylediğim zaman,
00:48
what most people hear me say is that we're working on curing cancer.
12
48822
3778
insanlar kanseri tedavi etmek için çalıştığımızı zannediyor.
00:52
And we are.
13
52624
1263
Aslında çalışıyoruz.
00:53
But it turns out
14
53911
1151
Ancak erken tespit
00:55
that there's an incredible opportunity to save lives
15
55086
2801
ve kanserin önlenmesi yoluyla olağanüstü bir hayat
00:57
through the early detection and prevention of cancer.
16
57911
3333
kurtarma fırsatı ortaya çıkıyor.
01:01
Worldwide, over two-thirds of deaths due to cancer are fully preventable
17
61785
5379
Dünya çapında kanser sonucu ölümlerin üçte ikisinden fazlası,
01:07
using methods that we already have in hand today.
18
67188
2800
şu anda sahip olduğumuz yöntemlerle tamamen önlenebilir.
01:10
Things like vaccination, timely screening
19
70406
2899
Bunlar arasında aşı, zamanında tarama ve
01:13
and of course, stopping smoking.
20
73329
2233
tabii ki sigarayı bırakma vardır.
01:16
But even with the best tools and technologies that we have today,
21
76316
3593
Fakat şu anda sahip olduğumuz en iyi araç ve teknolojilerle bile,
01:19
some tumors can't be detected
22
79933
2063
bazı tümörlerin 50 milyon kanser hücresi
01:22
until 10 years after they've started growing,
23
82020
3670
gücünde oluncaya kadar büyümeye başladıkları,
01:25
when they are 50 million cancer cells strong.
24
85714
3763
10 yıl öncesinden tespit edilememektedir.
01:30
What if we had better technologies
25
90178
1679
Henüz oluşmaya başladıkları, çıkarılabilecekleri zamanda
01:31
to detect some of these more deadly cancers sooner,
26
91881
3106
daha ölümcül bu kanserlerin bazılarını daha erken
01:35
when they could be removed,
27
95011
1302
tespit edecek çok daha iyi
01:36
when they were just getting started?
28
96337
2201
teknolojilerimiz olsa ne olurdu?
01:38
Let me tell you about how miniaturization might get us there.
29
98562
3275
Minyatürleşmenin bizi buraya nasıl götüreceğini anlatayım.
01:43
This is a microscope in a typical lab
30
103140
2288
Bu, bir patologun standart bir laboratuvarda
01:45
that a pathologist would use for looking at a tissue specimen,
31
105452
3556
biyopsi veya smear testi gibi doku
01:49
like a biopsy or a pap smear.
32
109032
2438
örneklerine bakacağı bir mikroskoptur.
01:51
This $7,000 microscope
33
111927
2068
7000$ değerindeki bu mikroskopu,
01:54
would be used by somebody with years of specialized training
34
114019
3256
kanser hücrelerini ayırt etmek üzere yıllarca
01:57
to spot cancer cells.
35
117299
1789
ihtisas eğitimi almış birisi kullanacaktır.
02:00
This is an image from a colleague of mine at Rice University,
36
120126
3046
Bu fotoğraf, Rice Üniversitesi'nden meslektaşım
02:03
Rebecca Richards-Kortum.
37
123196
1578
Rebecca Richards-Kortum'a aittir.
02:04
What she and her team have done is miniaturize that whole microscope
38
124798
3827
Ekibiyle beraber yaptığı şey, bu mikroskobun tamamını
02:08
into this $10 part,
39
128649
1975
minyatürleştirerek 10 dolara sığdırmaları
02:10
and it fits on the end of an optical fiber.
40
130648
2816
ve bir optik fiberin ucuna uydurmalarıdır.
02:13
Now what that means is instead of taking a sample from a patient
41
133923
3634
Başka bir deyişle, bir hastadan
numune almak ve onu mikroskoba
02:17
and sending it to the microscope,
42
137581
1649
02:19
you can bring the microscope to the patient.
43
139254
2556
göndermek yerine mikroskobu hastaya getirebilirsiniz.
02:22
And then, instead of requiring a specialist to look at the images,
44
142260
4359
Daha sonra inceleme için uzman yerine normal ile kanserli
02:26
you can train the computer to score normal versus cancerous cells.
45
146643
5062
hücreleri karşılaştırması için bilgisayarı eğitebilirsiniz.
02:32
Now this is important,
46
152084
1170
Bu önemli,
02:33
because what they found working in rural communities,
47
153278
3037
çünkü kırsal bölgelerde çalışırken,
02:36
is that even when they have a mobile screening van
48
156339
3239
topluluklara gidip test yapabilen
02:39
that can go out into the community and perform exams
49
159602
2833
ve numune toplayabilen gezici
02:42
and collect samples
50
162459
1405
bir tarama minibüsü olmasına
02:43
and send them to the central hospital for analysis,
51
163888
3216
ve bunları analiz için hastaneye yollamasına rağmen,
02:47
that days later,
52
167128
1344
günler sonra,
02:48
women get a call with an abnormal test result
53
168496
2667
anormal bir test sonucu alan kadınların
02:51
and they're asked to come in.
54
171187
1617
gelmesi istenmiştir.
02:52
Fully half of them don't turn up because they can't afford the trip.
55
172828
4343
Neredeyse yarısı gelmemiştir, çünkü seyahati karşılayacak paraları yoktur.
02:57
With the integrated microscope and computer analysis,
56
177721
3424
Entegre mikroskop ve bilgisayar analiziyle birlikte
03:01
Rebecca and her colleagues have been able to create a van
57
181169
2828
Rebecca ve meslektaşları, hem teşhis hem de tedavi
03:04
that has both a diagnostic setup and a treatment setup.
58
184021
3786
düzeneğine sahip bir minibüs oluşturdular.
03:07
And what that means is that they can do a diagnosis
59
187831
2714
Böylece aynı yerde teşhis
03:10
and perform therapy on the spot,
60
190569
2687
ve tedavide bulunabilirler,
03:13
so no one is lost to follow up.
61
193280
2138
böylece kimsenin takibi yarım kalmamış olurdu.
03:15
That's just one example of how miniaturization can save lives.
62
195831
3948
Bu, minyatürleşmenin hayatları nasıl kurtarabileceğine dair bir örnektir.
03:20
Now as engineers,
63
200148
1153
Şimdi mühendis olarak,
03:21
we think of this as straight-up miniaturization.
64
201325
2745
bunu doğrudan minyatürleşme olarak görüyoruz.
03:24
You took a big thing and you made it little.
65
204094
2437
Büyük bir şeyi alıp küçültüyorsunuz.
03:26
But what I told you before about computers
66
206555
2251
Ancak bilgisayar ile ilgili olarak bahsettiğim,
03:28
was that they transformed our lives
67
208830
2246
onları her yere götürebilecek kadar
03:31
when they became small enough for us to take them everywhere.
68
211100
4301
küçüldüklerinde hayatlarımızı değiştirdiler.
03:35
So what is the transformational equivalent like that in medicine?
69
215785
4296
O zaman bunun tıptaki eşdeğeri nedir?
03:40
Well, what if you had a detector
70
220500
3136
Ya vücudunuzda dolaşabilecek,
03:43
that was so small that it could circulate in your body,
71
223660
4262
kendi kendine tümörü bulabilecek
03:47
find the tumor all by itself
72
227946
2413
ve dışarıya sinyal gönderebilecek kadar
03:50
and send a signal to the outside world?
73
230383
2369
küçük bir dedektör olsaydı?
03:53
It sounds a little bit like science fiction.
74
233079
2077
Kulağa bilim kurgu gibi geliyor.
03:55
But actually, nanotechnology allows us to do just that.
75
235180
3903
Aslında nanoteknoloji bunu yapmamıza izin veriyor.
03:59
Nanotechnology allows us to shrink the parts that make up the detector
76
239415
4881
Dedektörü oluşturan parçaları, 100 mikron boyutundaki
04:04
from the width of a human hair,
77
244320
1837
saç teli genişliğinden
04:06
which is 100 microns,
78
246181
1660
1.000 kat daha küçük
04:07
to a thousand times smaller,
79
247865
2555
100 nanometre boyutunda
04:10
which is 100 nanometers.
80
250444
1902
küçültmeye imkân sağlıyor.
04:12
And that has profound implications.
81
252370
2810
Bunun oldukça önemli etkileri vardır.
04:15
It turns out that materials actually change their properties
82
255583
3643
Malzemelerin nano ölçeğinde özelliklerini
04:19
at the nanoscale.
83
259250
1596
değiştirdikleri ortaya çıkmaktadır.
04:21
You take a common material like gold,
84
261279
2498
Yaygın bir madde olan altını alıp
04:23
and you grind it into dust, into gold nanoparticles,
85
263801
3321
toz halinde öğütürseniz, altın nano parçaçıkları
04:27
and it changes from looking gold to looking red.
86
267146
3312
altın sarısı renginden kırmızıya dönüşür.
04:31
If you take a more exotic material like cadmium selenide --
87
271082
3813
Daha egzotik bir malzeme olan büyük siyah bir kristal şeklindeki
04:34
forms a big, black crystal --
88
274919
2174
kadmiyum selenürü alıp
04:37
if you make nanocrystals out of this material
89
277117
2601
bu malzemeden nanokristaller oluşturduğunuzda
04:39
and you put it in a liquid,
90
279742
1573
ve bunları bir sıvının içine koyup
04:41
and you shine light on it,
91
281339
1824
üzerine ışık tuttuğunuzda,
04:43
they glow.
92
283187
1166
parlar.
04:44
And they glow blue, green, yellow, orange, red,
93
284377
5631
Sadece boyutuna göre mavi, yeşil, sarı,
04:50
depending only on their size.
94
290032
2275
turuncu, kırmızı renginde parlamaktadır.
04:52
It's wild! Can you imagine an object like that in the macro world?
95
292887
4003
Çok acayip! Böyle bir nesneyi makro dünyada düşünebilir misiniz?
04:56
It would be like all the denim jeans in your closet are all made of cotton,
96
296914
6571
Dolabınızdaki tüm kot pantalonlar pamuklu
05:03
but they are different colors depending only on their size.
97
303509
4311
ancak bedene göre farklı renklerde olabilir.
05:08
(Laughter)
98
308212
1696
(Kahkahalar)
05:10
So as a physician,
99
310982
1524
Bir doktor olarak,
05:12
what's just as interesting to me
100
312530
2224
benim için ilgi çekici olan şey,
05:14
is that it's not just the color of materials
101
314778
2300
yalnızca nano boyutta
05:17
that changes at the nanoscale;
102
317102
1931
rengi değişen malzemeler değil,
05:19
the way they travel in your body also changes.
103
319057
3608
vücudunuzda gezindikleri yolun da değişmesidir.
05:23
And this is the kind of observation that we're going to use
104
323137
2799
Bu da daha iyi bir kanser dedektörü yapmak
05:25
to make a better cancer detector.
105
325960
2174
üzere kullanacağımız gözlem türüdür.
05:28
So let me show you what I mean.
106
328158
1753
Ne demek istediğimi size göstereyim.
05:30
This is a blood vessel in the body.
107
330686
2197
Bu, vücuttaki bir kan damarı.
05:32
Surrounding the blood vessel is a tumor.
108
332907
2411
Damarın çevresinde tümör var.
05:35
We're going to inject nanoparticles into the blood vessel
109
335683
3041
Damara nano parçacıkları enjekte edip
05:38
and watch how they travel from the bloodstream into the tumor.
110
338748
4180
kan dolaşımından tümöre nasıl gittiklerini izleyeceğiz.
05:43
Now it turns out that the blood vessels of many tumors are leaky,
111
343464
4352
Şu an pek çok tümörün kan damarlarına sızıntı yaptığı anlaşıldı
05:47
and so nanoparticles can leak out from the bloodstream into the tumor.
112
347840
4366
ve nano parçacıklar da kan dolaşımından tümöre sızabilir.
05:52
Whether they leak out depends on their size.
113
352628
3134
Sızıp sızamayacakları boyutlarına bağlıdır.
05:56
So in this image,
114
356129
1150
Bu fotoğrafta,
05:57
the smaller, hundred-nanometer, blue nanoparticles are leaking out,
115
357303
4371
yüz nanometre büyüklüğündeki daha küçük mavi parçacıklar sızıyor,
06:01
and the larger, 500-nanometer, red nanoparticles
116
361698
3396
daha büyük olan 500 nanometrelik kırmızı parçacıklar
06:05
are stuck in the bloodstream.
117
365118
1777
kan dolaşımında takılıp kalıyor.
06:06
So that means as an engineer,
118
366919
2103
Bu da bir mühendis olarak,
06:09
depending on how big or small I make a material,
119
369046
3992
malzemenin ne kadar büyük veya küçük olmasına bağlı olarak
06:13
I can change where it goes in your body.
120
373062
3041
vücudunuzda nereye gideceğini değiştirebileceğim anlamına geliyor.
06:17
In my lab, we recently made a cancer nanodetector
121
377249
4642
Laboratuvarımda vücutta seyahat edebilecek
06:21
that is so small that it could travel into the body and look for tumors.
122
381915
5248
ve tümör arayabilecek küçüklükte bir kanser nanodedekörü yaptık.
06:27
We designed it to listen for tumor invasion:
123
387477
4092
Bunu tümör saldırısını dinlemesi için tasarladık:
06:31
the orchestra of chemical signals that tumors need to make to spread.
124
391593
4773
Tümörün yaymak için ihtiyaç duyduğu kimyasal işaretler orkestrası.
06:36
For a tumor to break out of the tissue that it's born in,
125
396932
2902
Tümörün içinde doğduğu dokudan kopması için
06:39
it has to make chemicals called enzymes
126
399858
2716
doku iskeleleri boyunca çiğneyeceği
06:42
to chew through the scaffolding of tissues.
127
402598
2584
enzim adı verilen kimyasalları çıkartması gerekir.
06:45
We designed these nanoparticles to be activated by these enzymes.
128
405763
4722
Bu nanoparçacıkları bu enzimlerle harekete geçmesi için tasarladık.
06:51
One enzyme can activate a thousand of these chemical reactions in an hour.
129
411034
5912
Bir enzim, bir saatte 1.000 adet kimyasal tepkiyi harekete geçirebilir.
06:57
Now in engineering, we call that one-to-a-thousand ratio
130
417462
3558
Şimdi mühendislikte bire bin oranını,
bir tür büyütme olarak adlandırıyoruz
07:01
a form of amplification,
131
421044
1565
07:02
and it makes something ultrasensitive.
132
422633
2172
ve herhangi bir şeyi aşırı hassas bir hâle getiriyor.
07:04
So we've made an ultrasensitive cancer detector.
133
424829
3833
Böylece son derece hassas bir kanser dedektörü yaptık.
07:09
OK, but how do I get this activated signal to the outside world,
134
429220
4900
Tamam ama harekete geçmiş bu işareti,
benim bir şeyler yapabileceğim dış dünyaya nasıl aktarırım?
07:14
where I can act on it?
135
434144
1738
07:15
For this, we're going to use one more piece of nanoscale biology,
136
435906
3552
Bunun için nano ölçekteki biyolojinin bir parçasını kullanacağız
07:19
and that has to do with the kidney.
137
439482
1784
ve bunun böbrek ile bir ilgisi var.
07:21
The kidney is a filter.
138
441659
1916
Böbrek bir süzgeçtir.
07:23
Its job is to filter out the blood and put waste into the urine.
139
443996
4629
İşi kanı süzmek ve atıkları idrara koymaktır.
07:29
It turns out that what the kidney filters
140
449197
2662
Böbreğin süzdüğü şeylerin de
07:31
is also dependent on size.
141
451883
2562
aynı şekilde boyuta bağlı olduğu ortaya çıktı.
07:34
So in this image, what you can see
142
454901
1940
Dolayısıyla bu fotoğrafta gördüğünüz şey,
07:36
is that everything smaller than five nanometers
143
456865
3009
beş nanometreden küçük olan her şey,
07:39
is going from the blood, through the kidney, into the urine,
144
459898
4105
kandan, böbrekten idrara doğru gitmekte
07:44
and everything else that's bigger is retained.
145
464027
2670
ve büyük olan her şey kalmaktadır.
07:47
OK, so if I make a 100-nanometer cancer detector,
146
467176
4947
Tamam, o zaman 100 nanometre boyutunda kanser dedektörü yapsam,
07:52
I inject it in the bloodstream,
147
472147
2472
bunu kan akışına enjekte etsem,
07:54
it can leak into the tumor where it's activated by tumor enzymes
148
474643
5430
böbrekten süzülecek ve idrara gidecek kadar
08:00
to release a small signal
149
480097
2356
küçük bir işareti duyurmak için
08:02
that is small enough to be filtered out of the kidney
150
482477
3222
tümör enzimlerinin harekete geçirdiği
08:05
and put into the urine,
151
485723
2178
tümöre sızabilir.
08:07
I have a signal in the outside world that I can detect.
152
487925
4041
Böylece dışarıdaki dünyada tespit edebileceğim bir işaret var.
08:12
OK, but there's one more problem.
153
492588
2052
Tamam ama bir sorunum daha var.
08:14
This is a tiny little signal,
154
494664
1746
Bu çok küçük bir işaret,
08:16
so how do I detect it?
155
496434
1972
bunu nasıl tespit ederim?
08:18
Well, the signal is just a molecule.
156
498730
2235
İşaret yalnızca bir moleküldür.
08:20
They're molecules that we designed as engineers.
157
500989
2667
Mühendis olarak tasarladığımız moleküldür.
08:23
They're completely synthetic, and we can design them
158
503680
3178
Tamamen sentetiktir ve bunları tercih ettiğimiz araçla
08:26
so they are compatible with our tool of choice.
159
506882
3239
uyumlu olacak şekilde tasarlayabiliriz.
08:30
If we want to use a really sensitive, fancy instrument
160
510145
3442
Kütle spektrometresi adı verilen oldukça hassas, üstün kaliteli
08:33
called a mass spectrometer,
161
513611
1964
bir alet kullanmak istediğimizde,
08:35
then we make a molecule with a unique mass.
162
515599
2511
özgün kütleye sahip bir molekül yaparız.
08:38
Or maybe we want make something that's more inexpensive and portable.
163
518671
3699
Ya da daha ucuz ve taşınabilir bir şey yapmak isteriz.
08:42
Then we make molecules that we can trap on paper,
164
522394
3783
O zaman hamilelik testi gibi kâğıt üstünde izini sürebileceğimiz
08:46
like a pregnancy test.
165
526201
1704
bir molekül yaparız.
08:47
In fact, there's a whole world of paper tests
166
527929
2626
Aslında kâğıttan teşhis adı verilen bir alanda,
08:50
that are becoming available in a field called paper diagnostics.
167
530579
4512
erişilebilen bir sürü kâğıt testi vardır.
08:55
Alright, where are we going with this?
168
535711
2326
Peki bununla nereye varmaya çalışıyoruz?
08:58
What I'm going to tell you next,
169
538724
1569
Size anlatacağım şey,
09:00
as a lifelong researcher,
170
540317
1826
hayatım boyunca bir araştırmacı olarak
09:02
represents a dream of mine.
171
542167
1879
bir hayalimi temsil ediyor.
09:04
I can't say that's it's a promise;
172
544396
2093
Bir vaat olduğunu söyleyemem,
09:06
it's a dream.
173
546513
1492
yalnızca bir hayal.
09:08
But I think we all have to have dreams to keep us pushing forward,
174
548029
3587
Ama sanırım hepimizin -belki özellikle-
09:11
even -- and maybe especially -- cancer researchers.
175
551640
3937
kanser araştırmacılarının ilerlemeye devam etmesi için hayalleri olmalıdır.
09:15
I'm going to tell you what I hope will happen with my technology,
176
555601
3499
Size ekibimle beraber gerçeğe dönüştürmek için
09:19
that my team and I will put our hearts and souls
177
559124
4091
canla başla çalıştığımız teknolojiyle
09:23
into making a reality.
178
563239
1522
ne olmasını umduğumu anlatayım.
09:25
OK, here goes.
179
565289
1698
Hadi bakalım.
09:27
I dream that one day,
180
567011
3355
Bir gün kolonoskopi
09:30
instead of going into an expensive screening facility
181
570390
3255
veya mamografi
09:33
to get a colonoscopy,
182
573669
1505
veya smear testi yaptırmak için
09:35
or a mammogram,
183
575198
1323
pahalı bir tarama tesisine
09:36
or a pap smear,
184
576545
1408
gitmek yerine
09:38
that you could get a shot,
185
578585
1719
iğne olabileceğinizi
09:40
wait an hour,
186
580328
1660
ve bir saat bekleyip
09:42
and do a urine test on a paper strip.
187
582012
2795
bir kâğıt şeridine idrar testini yapabileceğinizi hayal ediyorum.
09:45
I imagine that this could even happen
188
585653
2807
Bunun sürekli elektrik
09:48
without the need for steady electricity,
189
588484
2663
veya odada bir tıbbi çalışana
09:51
or a medical professional in the room.
190
591171
2604
ihtiyaç duymadan bile olabileceğini hayal ediyorum.
09:53
Maybe they could be far away
191
593799
1497
Belki uzakta olabilir
09:55
and connected only by the image on a smartphone.
192
595320
2810
ve yalnızca akıllı telefon ile bağlantı kurabilirsiniz.
09:58
Now I know this sounds like a dream,
193
598854
1735
Şu anda, kulağa bir hayal gibi geldiğini biliyorum
10:00
but in the lab we already have this working in mice,
194
600613
3119
ancak laboratuvarda farelerde
10:03
where it works better than existing methods
195
603756
2079
akciğer, kolon ve yumurtalık kanseri teşhisinde
10:05
for the detection of lung, colon and ovarian cancer.
196
605859
3971
mevcut yöntemlerden daha iyi işe yarıyor.
10:10
And I hope that what this means
197
610603
2234
Bunun, bir gün her kesimden,
10:12
is that one day we can detect tumors in patients
198
612861
5176
dünyanın her yerinden hastalarda,
10:18
sooner than 10 years after they've started growing,
199
618061
3293
tümörlerin büyümeye başladıklarını,
10:21
in all walks of life,
200
621378
1985
10 yıldan önce tespit edebileceğimiz
10:23
all around the globe,
201
623387
1849
anlamına gelmesini umuyorum
10:25
and that this would lead to earlier treatments,
202
625260
2735
ve bu da daha erken tedavilere yol açacak
10:28
and that we could save more lives than we can today,
203
628019
3598
ve erken teşhisle şimdi yapabildiğimizden
10:31
with early detection.
204
631641
1284
daha fazla hayatı kurtarabiliriz.
10:33
Thank you.
205
633686
1182
Teşekkürler.
10:34
(Applause)
206
634892
7483
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7