Julie Taymor: Spider-Man, The Lion King and life on the creative edge

165,359 views ・ 2013-07-31

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
(Music)
0
13889
5939
(Müzik)
00:19
["Oedipus Rex"]
1
19852
3946
["Kral Oedipus"]
00:27
["The Lion King"]
2
27397
3208
["Aslan Kral"]
00:34
["Titus"]
3
34485
4432
["Titus"]
00:49
["Frida"]
4
49727
5853
["Frida"]
01:05
["The Magic Flute"]
5
65751
4474
["Sihirli Flüt"]
01:12
["Across The Universe"]
6
72197
6161
["Across The Universe"]
01:27
(Applause)
7
87710
4528
(Alkış)
01:32
Julie Taymor: Thank you. Thank you very much.
8
92262
2183
Julie Taymor: Teşekkürler. Çok teşekkürler.
01:34
That's a few samples of the theater, opera
9
94469
2693
Bunlar, geçen 20 yıl boyunca yaptığım
01:37
and films that I have done over the last 20 years.
10
97186
3318
tiyatro, opera ve filmlerden birkaç örnek,
01:40
But what I'd like to begin with right now
11
100528
2014
fakat şu anda sizleri Endonezya'da
01:42
is to take you back to a moment
12
102566
1879
yaşadığım bir ana götürerek
01:44
that I went through in Indonesia,
13
104469
2441
başlamak istiyorum,
01:46
which is a seminal moment in my life
14
106934
2113
hayatımın dönüm noktalarından biri
ve tıpkı tüm efsaneler gibi,
01:49
and, like all myths,
15
109071
2056
bu hikâyeler de aklımıza kazınmaları için,
01:51
these stories need to be retold
16
111151
2231
01:53
and told, lest we forget them.
17
113406
2475
tekrar tekrar anlatılmalıdırlar.
01:55
And when I'm in the turbulent times, as we know,
18
115905
3000
Hayatımın çalkantılı zamanlarında,
01:58
that I am right now, through the crucible
19
118929
2364
bildiğiniz üzere şu anda olduğu gibi,
02:01
and the fire of transformation,
20
121317
2167
çetin uğraşlar ve dönüşüm ateşinde kavruluyorum,
02:03
which is what all of you do, actually.
21
123508
2594
hepimizin hâli böyle aslında.
Bir şeyler yaratmış herhangi birisi, o şeyin henüz tam olarak
02:06
Anybody who creates knows there's that point where
22
126126
3100
02:09
it hasn't quite become the phoenix or the burnt char.
23
129250
5085
anka kuşuna ya da yanmış kömüre dönüşmediği işte o anı çok iyi bilir.
02:14
(Laughter)
24
134359
2074
(Kahkaha)
02:16
And I am right there on the edge,
25
136457
2881
Tam orada kıyısındayım,
02:19
which I'll tell you about, another story.
26
139362
1953
tabii o başka bir hikâye, ona sonradan döneceğim.
02:21
I want to go back to Indonesia
27
141339
1429
Uzun zaman evveline,
02:22
where I was about 21, 22 years, a long time ago,
28
142792
3660
21-22 yaşlarındayken Endonezya'daki burs dönemime
02:26
on a fellowship.
29
146476
1200
dönmek istiyorum.
02:27
And I found myself, after two years there
30
147700
2906
Orada, Bali adasında, bir kraterin kıyısında,
02:30
and performing and learning, on the island of Bali,
31
150630
3325
Gunung Batur'da, 2 yıllık gösteri ve öğrenimimden sonra
02:33
on the edge of a crater, Gunung Batur.
32
153979
3803
kendimi keşfettim.
02:37
And I was in a village where there was
33
157806
2993
Genç erkekler için hayata adım töreninin
02:40
an initiation ceremony for the young men,
34
160823
2768
gerçekleştiği bir köydeydim,
02:43
a rite of passage.
35
163615
1540
bir geçiş ayiniydi.
Benim için de aynı anlama geleceğinden bihaberdim.
02:45
Little did I know that it was mine as well.
36
165179
2528
02:47
And as I sat in this temple square
37
167731
2435
Bu devasa beringin hint inciri ağacının altında,
02:50
under this gigantic beringin banyan tree,
38
170190
2976
tapınak meydanında otururken,
02:53
in the dark, there was no electricity, just the full moon,
39
173190
4813
elektriksiz zifiri karanlıktı, sadece dolunay vardı,
bu boş meydanın ortasında,
02:58
down in this empty square,
40
178027
2032
işittiğim en güzel sesler geliyordu,
03:00
and I heard the most beautiful sounds,
41
180083
2126
03:02
like a Charles Ives concert
42
182233
1807
âdeta Charles Ives konseri gibiydi
ve her beş yılda bir yapılan tören için
03:04
as I listened to the gamelan music
43
184064
2019
gelen köylülerin hepsinin eşlik ettiği
03:06
from all the different villagers that came
44
186107
2025
bu gamelan müziğini dinliyordum.
03:08
for this once-every-five-years ceremony.
45
188156
3374
03:11
And I thought I was alone in the dark under this tree.
46
191554
3571
O karanlıkta, o ağacın altında yalnız olduğumu düşünüyordum
ve ansızın, karanlığın içinden
03:15
And all of a sudden, out of the dark,
47
195149
2807
03:17
from the other end of the square,
48
197980
1860
meydanın diğer ucundan,
03:19
I saw the glint of mirrors lit by the moon.
49
199864
3884
ayın ışığıyla kıvılcım saçan aynalar gördüm
03:23
And these 20 old men who I'd seen before
50
203772
3535
ve daha önce de gördüğüm bu yaşlı 20 adam,
03:27
all of a sudden stood up in these full warrior costumes
51
207331
5278
birdenbire baştan aşağı büründükleri savaşçı kostümlerinin içinde ayaklandılar,
03:32
with the headdress and the spears,
52
212633
2461
başlıkları ve mızrakları vardı
ve meydanda kimse yoktu, ben de gölgelerle kamufle olmuştum.
03:35
and no one was in the square, and I was hidden in the shadows.
53
215118
4338
03:39
No one was there, and they came out,
54
219480
2337
Kimse yoktu, sonra onlar geldi
03:41
and they did this incredible dance.
55
221841
3615
ve bu inanılmaz danslarını sergilediler.
03:45
"Huhuhuhuhuhuhuhahahahaha."
56
225480
3668
"Huhuhuhuhuhuhuhahahahaha."
Hareket etmeye başladılar ve öne çıktılar
03:49
And they moved their bodies and they came forward,
57
229172
3149
03:52
and the lights bounced off these costumes.
58
232345
2778
ve ışıklar kostümlerinde vücut buldu.
Ben 11 yaşımdan beri tiyatrodaydım,
03:55
And I've been in theater since I was 11 years old,
59
235147
3392
03:58
and performing, creating, and I went,
60
238563
3190
ve oynuyor, yaratıyordum ve o an düşündüm:
04:01
"Who are they performing for
61
241777
2119
''Bu işçilikli kostümleriyle,
04:03
with these elaborate costumes,
62
243920
2323
sıradışı başlıklarıyla
04:06
these extraordinary headdresses?"
63
246267
2003
gösterilerini kime sergiliyorlardı?''
04:08
And I realized that they were performing for God,
64
248294
4763
Sonra fark ettim ki onlar, Tanrı için gösteri yapıyorlardı,
bu da ne anlama geliyorsa.
04:13
whatever that means.
65
253081
2687
04:15
But somehow, it didn't matter about the publicity.
66
255792
3564
Fakat her nasılsa, gündem yaratmıyordu.
04:19
There was no money involved.
67
259380
2227
Maddi kazanç durumu yoktu.
04:21
It wasn't going to be written down. It was no news.
68
261631
3196
Haberlere çıkmayacaklardı, manşet olmayacaklardı.
04:24
And there were these incredible artists
69
264851
2122
Gözümün önündeki bu inanılmaz sanatçılar,
04:26
that felt for me like an eternity as they performed.
70
266997
3477
gösterilerini sürdürdükçe beni sonsuzluğa taşıdılar.
04:30
The next moment,
71
270498
2061
Sonrasında,
04:32
as soon as they finished and disappeared into the shadows,
72
272583
4036
gösterilerini bitirip gölgelerde kaybolur kaybolmaz,
04:36
a young man with a propane lantern came on,
73
276643
2482
genç bir adam propan bir fenerle geldi,
feneri ağaca astı, bir perde çekti.
04:39
hung it up on a tree, set up a curtain.
74
279149
2227
04:41
The village square was filled with hundreds of people.
75
281400
3437
Köy meydanı yüzlerce insanla dolup taşıyordu.
04:44
And they put on an opera all night long.
76
284861
2514
Bütün gece boyunca bir opera sergilediler.
04:47
Human beings needed the light.
77
287399
2236
İnsanların ışığa ihtiyacı vardı.
04:49
They needed the light to see.
78
289659
2613
Görebilmek için ışığa ihtiyaçları vardı.
04:52
So what I gained and gathered from this incredible,
79
292296
3624
Genç bir sanatçı olarak, hayatımda çığır açan bu muhteşem andan
04:55
seminal moment in my life as a young artist
80
295944
2588
ne çıkardığım ve kazandığımsa;
04:58
was that you must be true
81
298556
3299
bir sanatçı olarak,
05:01
to what you believe as an artist all the way through,
82
301879
4048
inandığınız şeye sonuna kadar bağlı kalmanız,
05:05
but you also have to be aware
83
305951
3515
fakat aynı zamanda
05:09
that the audience is out there in our lives at this time,
84
309490
3465
izleyicilerin hayatımıza o an dahil olduklarını ve onların da
05:12
and they also need the light.
85
312979
1381
ışığa ihtiyacı olduğunu unutmamak.
05:14
And it's this incredible balance
86
314384
2139
Şu müthiş dengede
05:16
that I think that we walk
87
316547
1725
kendimizi ifade edebiliyoruz;
05:18
when we are creating something that is breaking ground,
88
318296
3309
çığır açan bir şey yarattığımızda,
05:21
that's trying to do something you've never seen before,
89
321629
2630
bu şey daha önce hiç görmediğimiz bir şeye vesile olduğunda,
05:24
that imaginary world
90
324283
1662
aslında sonunu kestiremediğin
05:25
where you actually don't know where you're going to end up,
91
325969
3353
o hayal dünyası,
05:29
that's the fine line on the edge of a crater
92
329346
2742
hayatım boyunca yürüdüğüm,
kraterin kıyısındaki o ince çizgiyi oluşturuyor.
05:32
that I have walked my whole life.
93
332112
2606
05:34
What I would like to do now is to tell you
94
334742
2524
Şu anda sizlerle biraz çalışma şeklime
05:37
a little bit
95
337290
1782
değinmek istiyorum.
''Aslan Kral''ı ele alalım.
05:39
about how I work. Let's take "The Lion King."
96
339096
2833
05:41
You saw many examples of my work up there,
97
341953
2228
Az önce birçok çalışmamdan örnekler gördünüz,
05:44
but it's one that people know.
98
344205
1921
fakat onlar yalnızca bilinenler.
İdeogram olgusu ile yola koyuluyorum.
05:46
I start with the notion of the ideograph.
99
346150
2675
05:48
An ideograph is like a brush painting, a Japanese brush painting.
100
348849
3351
İdeogram fırça boyaması gibidir, Japon fırça boyaması gibi.
05:52
Three strokes, you get the whole bamboo forest.
101
352224
3485
Üç fırça darbesi ile tüm bambu ormanını resmedersiniz.
05:55
I go to the concept of "The Lion King"
102
355733
2507
"Aslan Kral" betimlemesine dönüyorum
05:58
and I say, "What is the essence of it?
103
358264
2044
ve "Özünde ne barındırıyor?" diyorum.
06:00
What is the abstraction?
104
360332
1612
Soyutlama nedir?
06:01
If I were to reduce this entire story
105
361968
3237
Eğer tüm hikâyeyi bir resme
06:05
into one image, what would it be?"
106
365229
2717
indirgeseydim, nasıl olurdu?''
06:07
The circle. The circle. It's so obvious.
107
367970
2930
Döngü. Döngü. Gayet ortada.
06:10
The circle of life. The circle of Mufasa's mask.
108
370924
3953
Yaşam döngüsü. Mufasa'nın maskesinin döngüsü.
06:14
The circle that, when we come to Act II and there's a drought,
109
374901
4516
Sahne 2'ye geldiğimizde ve kuraklık olduğunda,
06:19
how do you express drought?
110
379441
1455
kuraklığı döngüyle nasıl ifade edersiniz?
06:20
It's a circle of silk on the floor
111
380920
3135
O, sahne zeminindeki deliğin içinde
kaybolan, yerdeki ipekten bir çemberdir.
06:24
that disappears into the hole in the stage floor.
112
384079
4030
Yaşam döngüsü, seken ceylanların
06:28
The circle of life comes in the wheels
113
388133
2605
06:30
of the gazelles that leap.
114
390762
2424
döngüsünden var olur.
06:33
And you see the mechanics.
115
393210
1698
İşleyişi kavramış olursunuz.
06:34
And being a theater person, what I know and love about the theater
116
394932
3354
Tiyatro insanı olarak tiyatro ile ilgili bildiğim ve sevdiğim şey,
06:38
is that when the audience comes in
117
398310
1671
izleyiciler geldiğinde
ve kuşkularını bir kenara bıraktıklarında,
06:40
and they suspend their disbelief,
118
400005
1770
06:41
when you see men walking or women walking
119
401799
2811
erkeklerin veya kadınların kafalarında
06:44
with a platter of grass on their heads,
120
404634
1873
çim taçları ile salındıklarını gördüğünde,
06:46
you know it's the savanna.
121
406531
1592
ağaçlı çayırlığa düştüğünüzü bilirsiniz.
06:48
You don't question that.
122
408147
1520
Bunu sorgulamazsanız.
06:49
I love the apparent truth of theater.
123
409691
2460
Tiyatronun aşikar hakikatini seviyorum.
İnsanların boşlukları doldurmaya istekli olmalarını seviyorum.
06:52
I love that people are willing to fill in the blanks.
124
412175
3573
06:55
The audience is willing to say,
125
415772
1996
İzleyiciler şunu söylemek için can atıyor,
06:57
"Oh, I know that's not a real sun.
126
417792
2976
"E tabii, bunun gerçek güneş olmadığını biliyorum.
07:00
You took pieces of sticks.
127
420792
2284
Çubuk parçaları birleştirdiniz.
Uçlarına ipek eklediniz.
07:03
You added silk to the bottom.
128
423100
2071
07:05
You suspended these pieces. You let it fall flat on the floor.
129
425195
3680
Bu parçaları astınız. Zemine dikey düşmesini sağladınız
07:08
And as it rises with the strings, I see that it's a sun.
130
428899
4379
ve iplerle yükseldiğinde, onun güneş olduğunu görüyorum.
07:13
But the beauty of it is that it's just silk and sticks.
131
433302
4383
Fakat güzelliği, yalnızca ipek ve çubuklardan oluşmasında yatıyor,
07:17
And in a way, that is what makes it spiritual.
132
437709
4528
ki bu da, aslında ona manevi değer katan şey aslında.
07:22
That's what moves you.
133
442261
1421
Hislerinize dokunan şey.
07:23
It's not the actual literal sunrise that's coming.
134
443706
4192
Bariz ve hakiki gün doğumu değil,
07:27
It's the art of it.
135
447922
1507
içerisinde barındırdığı sanat.
07:29
So in the theater, as much as the story is critical
136
449453
5336
Bu yüzden tiyatroda, öykü ne kadar önemliyse
07:34
and the book and the language,
137
454813
1881
ve kitap ile dili,
07:36
the telling of the story, how it's told,
138
456718
4627
hikâye işlenişi, aktarılışı,
07:41
the mechanics, the methods that you use,
139
461369
3594
yapısı ve kullandığın yöntemler ne denli mühimse,
07:44
is equal to the story itself.
140
464987
2575
bunlar hikâye ile eş değer taşırlar.
07:47
And I'm one who loves high tech and low tech.
141
467586
3314
Ben teknolojinin her türlüsünü sevenlerdenim.
07:50
So I could go from --
142
470924
1775
Şunu da sevebilirim,
07:52
For instance, I'll show you some "Spider-Man" later,
143
472723
2477
örneğin sizlere "Örümcek Adam" kesitleri göstereceğim biraz sonra,
07:55
these incredible machines that move people along.
144
475224
2552
insanları beraberinde götüren bu inanılmaz makineler.
07:57
But the fact is, without the dancer
145
477800
2342
İşin aslı şu ki, o kabloların üzerinde
nasıl hareket edeceğini bilen ve salınabilen bir dansçı olmaksızın
08:00
who knows how to use his body and swing on those wires,
146
480166
2729
08:02
it's nothing.
147
482919
1763
makine hiçbir işe yaramaz.
08:04
So now I'm going to show you
148
484706
2885
Şimdi sizlere, bu yılki
08:07
some clips from the other big project of my life this year,
149
487615
4294
hayatımın diğer bir büyük projesinden bazı sahneler göstereceğim,
08:11
"The Tempest."
150
491933
1018
"Fırtına"
08:12
It's a movie. I did "The Tempest" on a stage three times
151
492975
4069
Film versiyonu. 1984-86' yıllarında,
''Fırtına''yı üç kez sahneye koydum
08:17
in the theater since 1984, '86,
152
497068
3213
08:20
and I love the play.
153
500305
2180
ve bu oyunu çok seviyorum.
08:22
I did it always with a male Prospero.
154
502509
2502
Prospero karakterini her zaman erkek oyuncu ile sergiledim.
08:25
And all of a sudden, I thought,
155
505035
1638
Aniden düşündüm ki,
08:26
"Well, who am I gonna get to play Prospero?
156
506697
2062
"Bu sefer Prospero için kimle çalışacağım?
08:28
Why not Helen Mirren? She's a great actor. Why not?"
157
508783
3698
Helen Mirren neden olmasın ki? Büyük bir oyuncu. Neden olmasın?''
08:32
And this material really did work for a woman equally as well.
158
512505
3236
Bir kadın için de, aynı şekilde iyi iş çıkartacak bir karakter çizimiydi.
08:35
So now, let's take a look at some of the images
159
515765
3071
''Fırtına''dan bazı sahnelere
08:38
from "The Tempest."
160
518860
1969
göz atalım.
08:40
(Music)
161
520853
4983
(Müzik)
08:57
(Video) Prospera: Hast thou, spirit, performed to the point the tempest that I bade thee?
162
537220
4239
Prospera: Pekâlâ ey peri, evvelinde sana buyurduğum gibi çıkardın mı fırtınayı?
Ariel: Atladım kralın gemisine. Her kamarada şaşkınlığa düştüm.
09:01
Ariel: I boarded the king's ship. In every cabin, I flamed amazement.
163
541483
5508
09:09
Prospera: At first sight, they have changed eyes.
164
549664
2932
Prospera: İlk bakışta göz göze geldiler.
09:12
Miranda: Do you love me?
165
552620
1171
Miranda : Beni seviyor musun?
09:13
Ferdinand: Beyond all limit.
166
553815
1352
Ferdinand: Her şeyin ötesinde hem de.
09:15
HM: They are both in either's powers.
167
555191
2568
HM: Onların ikisinin de güçleri eşit.
09:17
Trinculo: Misery acquaints a man with strange bedfellows.
168
557783
5107
Trinculo: Sefalet tuhaf yatak arkadaşları kazandırıyor insana.
09:22
(Music)
169
562914
3218
(Müzik)
İş mi arıyorsunuz valim?
09:26
Looking for business, governor?
170
566156
3453
09:29
Caliban: Hast thou not dropped from heaven?
171
569633
2048
Caliban: Sen gökten indin, değil mi?
09:31
Stephano: Out of the moon, I do assure thee.
172
571705
2461
Stephano: Seni temin ederim ki aydan indim.
09:34
Prospera: Caliban!
173
574190
1973
Prospera: Caliban!
09:36
Caliban: This island is mine.
174
576187
2241
Caliban: Bu ada benim.
09:38
Prospera: For this, be sure, tonight thou shalt have cramps.
175
578452
3521
Prospera: Sırf bu yüzden, bu gece her yanın kasılacak.
09:41
Antonio: Here lies your brother no better than the earth he lies upon.
176
581997
3485
Antonio: İşte şurada yatıyor kardeşin. Üzerinde yattığı topraktan farkı yok.
09:45
Sebastian: Draw thy sword.
177
585506
1775
Sebastian: Çek kılıcını
09:47
And I, the king, shall love thee.
178
587305
3585
ve ben, kralın, sevgisini kazanacaksın.
09:50
Prospera: I will plague them all, even to roaring.
179
590914
5386
Prospera: Hepsini hasta edeceğim, hepsi böğürecek.
Ariel: Seni delirttim.
09:58
Ariel: I have made you mad.
180
598133
4573
10:08
Prospera: We are such stuff as dreams are made on.
181
608874
3021
Prospera: Hayaller gibi varlıklarızdır
10:11
and our little life is rounded with a sleep.
182
611919
4187
ve küçük yaşamlarımız, uyku ile çevrilidir.
(Müzik)
10:16
(Music)
183
616130
5301
10:21
JT: Okay.
184
621455
2826
JT: Tamam.
10:24
(Applause)
185
624305
3950
(Alkış)
10:28
So I went from theater, doing "The Tempest"
186
628279
2404
Tiyatro sonrası, ''Fırtına'' adlı oyunu
10:30
on the stage in a very low-budget production
187
630707
2300
yıllar evvelinde, çok düşük bir bütçe ile
çekime koyuldum
10:33
many years ago,
188
633031
1614
10:34
and I love the play, and I also think
189
634669
2421
ve sevdiğim bir oyun,
ayrıca Shakespeare'in son oyunu zannediyorum
10:37
it's Shakespeare's last play,
190
637114
2000
10:39
and it really lends itself, as you can see, to cinema.
191
639138
3656
ve gördüğünüz gibi, aslında sinemaya da uyarlanabiliyor.
10:42
But I'm just going to give you a little example about
192
642818
2524
Sizlere, bir yandan tiyatroda nasıl sergilendiğini
10:45
how one stages it in theater
193
645366
1881
ve öte yandan bir başkasının, aynı fikri
10:47
and then how one takes that same idea or story
194
647271
4037
veya hikâyeyi ne şekilde sinemaya taşıdığına dair
10:51
and moves it into cinema.
195
651332
2968
küçük bir örnek vereceğim.
10:54
The ideograph that I talked to you about before,
196
654324
3072
Öncesinde bahsettiğim ideogram,
10:57
what is it for "The Tempest"?
197
657420
2087
''Fırtına'' için ne oluyor?
10:59
What, if I were to boil it down,
198
659531
2802
Özüne inebilecek olsaydım,
11:02
would be the one image that I could
199
662357
2289
oyunun ana fikrini temsil etmek için dayanacağım
11:04
hang my hat on for this?
200
664670
2223
o imge ne olurdu?
11:06
And it was the sand castle,
201
666917
2264
Kumdan kaleler olabilirdi,
11:09
the idea of nurture versus nature,
202
669205
3116
genetiğe karşı çevre fikri,
11:12
that we build these civilizations --
203
672345
2431
bu uygarlıkları bizim yazmamız,
11:14
she speaks about it at the end, Helen Mirren's Prospera --
204
674800
2931
Helen Mirren'ın canlandırdığı Prospera sonlara doğru bundan bahsediyor,
11:17
we build them, but under nature, under the grand tempest,
205
677755
5449
biz inşa ettik, fakat doğa karşısında, büyük fırtınalarda
11:23
these cloud-capped towers, these gorgeous palaces will fade
206
683228
5471
bulutlarla kaplı kuleler, yüce saraylar unutulacaklar
11:28
and there will -- leave not a rack behind.
207
688723
4199
ve tarihe gömülecekler.
11:32
So in the theater, I started the play,
208
692946
2605
Tiyatroda oyuna başlamış bulundum,
11:35
it was a black sand rake, white cyc,
209
695575
3038
siyah kum tırmığı ile beyaz sahne vardı
11:38
and there was a little girl, Miranda, on the horizon,
210
698637
2901
ve ufukta katmerli kale, kumdan bir kale yapan
11:41
building a drip castle, a sand castle.
211
701562
2644
küçük Miranda vardı.
11:44
And as she was there on the edge of that stage,
212
704230
3416
Sahnenin kıyısında duruyordu,
11:47
two stagehands all in black
213
707670
3337
iki sahne görevlisi siyahlar içinde
üstten sulama tenekeleri geçiyordu
11:51
with watering cans ran along the top
214
711031
4480
11:55
and started to pour water on the sand castle,
215
715535
4603
ve kumdan kaleye su yağmaya başladı
ve bu kumdan kale, parçalanmaya ve batmaya başladı
12:00
and the sand castle started to drip and sink,
216
720162
2746
12:02
but before it did,
217
722932
1375
fakat öncesinde,
12:04
the audience saw the black-clad stagehands.
218
724331
4216
seyirci siyaha bürünmüş sahne görevlilerini görmüşlerdi.
12:08
The medium was apparent. It was banal. We saw it.
219
728571
4563
Her şey ortadaydı, sıradandı, görmüştük bile,
fakat su akmaya başladığında,
12:13
But as they started to pour the water,
220
733158
2959
ışık, sahne görevlilerine yönelmekten çıktı
12:16
the light changed from showing you the black-clad stagehands
221
736141
3708
12:19
to focusing, this rough magic that we do in theater,
222
739873
3290
ve tiyatroda yaptığımız bu kaba büyüye odaklandı,
12:23
it focused right on the water itself.
223
743187
3529
direkt olarak suya odaklandı.
12:26
And all of a sudden, the audience's perspective changes.
224
746740
4198
Birden bire, seyircinin bakış açısı değişti.
12:30
It becomes something magically large.
225
750962
3482
Büyülü bir şekilde devleşti.
12:34
It becomes the rainstorm.
226
754468
2608
Yağmur fırtınasına dönüştü.
Maskeli oyuncular, kuklacılar kayboldular
12:37
The masked actors, the puppeteers, they disappear,
227
757100
3620
12:40
and the audience makes that leap into this world,
228
760744
3176
ve seyirci bu dünyaya geçiş yaptı,
12:43
into this imaginary world of "The Tempest" actually happening.
229
763944
4299
''Fırtına''nın birebir yaşandığı bu hayali evrene ayak bastılar.
12:48
Now the difference
230
768267
1405
Sinemaya
12:49
when I went and did it in the cinema,
231
769696
2579
uyarlayışımdaki fark ise,
12:52
I started the actual movie
232
772299
2360
asıl filme
12:54
with a close-up of a sand castle, a black sand castle,
233
774683
5258
kumdan kaleye, siyah kumdan kaleye yakın çekim ile başladım
12:59
and what cinema can do is,
234
779965
1814
ve sinema bunu mümkün kılıyor,
13:01
by using camera, perspective,
235
781803
3432
kamera ile perspektifi kullanarak
13:05
and also long shots and close-ups,
236
785259
2718
ve uzun çekimler ile yakın çekimler yaparak,
kumdan kaleye yakın çekim ile başladı,
13:08
it started on a close-up of the sand castle,
237
788001
2295
13:10
and as it pulled away,
238
790320
1859
ve kamera uzaklaştığında,
13:12
you saw that it was a miniature sitting in the palm
239
792203
3010
bunu bir kızın avucunun içinde duran bir minyatür
13:15
of the girl's hands.
240
795237
1879
olarak sergileyebildik.
Kullandığım araçlar ile oynayabiliyorum
13:17
And so I could play with the medium,
241
797140
1804
13:18
and why I move from one medium to another
242
798968
2928
ve araçları farklı şekillerde, çaprazlama kullanıyorum ki
13:21
is to be able to do this.
243
801920
1459
böyle bir sonuca erişebileyim.
13:23
Now I'm going to take you to "Spider-Man."
244
803403
2407
Şimdi sizleri ''Örümcek Adam''a götürmek istiyorum.
13:25
(Music)
245
805834
3836
(Müzik)
13:56
(Video) Peter Parker: ♪ Standing on the precipice,
246
836794
2803
Peter Parker: ♪ Sarp kayalıkların kıyısında,
13:59
I can soar away from this. ♪
247
839621
4455
Yükseklerden süzülebilirim. ♪
JT: Canlı tiyatroda, iki boyutlu film ve televizyonlarda
14:04
JT: We're trying to do everything in live theater
248
844100
2334
14:06
that you can't do in two dimensions
249
846458
1895
yapılamayacak her şeyi
yapmaya çalışıyoruz.
14:08
in film and television.
250
848377
2502
14:10
PP: ♪ Rise above yourself and take control. ♪
251
850903
3906
PP: ♪ Aş kendini, ipleri eline al. ♪
14:14
George Tsypin: We're looking at New York from a Spider-Man point of view.
252
854833
3477
George Tsypin: New York'u Örümcek Adam'ın gözünden seyrediyoruz.
14:18
Spider Man is not bound by gravity.
253
858334
2121
Örümcek Adam, yer çekimine yenik düşmüyor.
14:20
Manhattan in the show is not bound by gravity either.
254
860479
3134
Manhattan da bilhassa aynı şekilde.
14:23
PP: ♪ Be yourself and rise above it all. ♪
255
863637
4195
PP: ♪ Kendin ol ve en yükseklere çık. ♪
14:27
Ensemble: ♪ Sock! Pow! ♪
256
867856
4079
Koro: ♪ Vur! Bam! ♪
14:31
♪ Slam! Scratch! ♪
257
871959
2561
♪ Şlank! Kazı! ♪
14:34
Danny Ezralow: I don't want you to even think there's a choreographer.
258
874544
2177
Danny Ezralow: Koreograf olduğunu bile düşünmenizi istemiyorum.
14:36
It's real, what's happening.
259
876745
1102
14:37
I prefer you to see people moving,
260
877871
2849
Olanlar tamamiyle gerçek.
Hareketleri görmenizi yeğlerim
14:40
and you're going, "Whoa, what was that?"
261
880744
2162
ve ''Hadi be! O neydi öyle'' dersiniz.
14:42
(Music)
262
882930
12197
(Müzik)
JT: Heykelde yeterli alan açarsam
14:55
JT: If I give enough movement in the sculpture,
263
895151
2239
14:57
and the actor moves their head, you feel like it's alive.
264
897414
2988
ve oyuncu kafasını hareket ettirirse, gerçek gibi gözükür.
15:00
It's really comic book live. It's a comic book coming alive.
265
900426
2926
Canlı çizgi roman gibi. Adeta çizgi romanın vücut bulmuş hali.
15:03
(Music)
266
903376
7177
(Müzik)
15:10
Bono: They're mythologies.
267
910577
1138
Bono: Bunlar mitoloji.
15:11
They're modern myths, these comic book heroes.
268
911739
3602
Bu çizgi roman kahramanları, çağdaş efsaneleri oluşturuyorlar.
15:15
PP: ♪ They believe. ♪
269
915365
5939
PP: ♪ İnanıyorlar. ♪
15:21
(Screams)
270
921328
3653
(Çığlık)
(Müzik)
15:25
(Music)
271
925005
5518
15:42
(Applause)
272
942766
2244
(Alkış)
JT: Ah, o da neydi?
15:45
JT: Ohhhh. What was that?
273
945034
4586
15:49
Circus, rock 'n' roll, drama.
274
949644
2247
Sirk, rock 'n' roll, oyunlar.
15:51
What the hell are we doing up there on that stage?
275
951915
2818
Cidden sahnede neler yapıyoruz öyle?
15:54
Well, one last story, very quickly.
276
954757
2638
Çok hızlı bir şekilde, son bir hikâye anlatacağım.
15:57
After I was in that village, I crossed the lake,
277
957419
2846
O köy sonrası, gölü geçtim
16:00
and I saw that the volcano was erupting
278
960289
3065
ve Gunun Batur tarafında, öteki yanda
16:03
on the other side, Gunung Batur,
279
963378
1729
bir yanardağ patlamasına şahit oldum
ve aktif bir yanardağın dibinde sönmüş bir yanardağ vardı.
16:05
and there was a dead volcano next to the live volcano.
280
965131
3061
16:08
I didn't think I'd be swallowed by the volcano,
281
968216
2239
Bir yanardağ tarafından yutulmayacağımı düşündüm
16:10
and I am here.
282
970479
1320
ve şu an buradayım.
16:11
But it's very easy to climb up, is it not?
283
971823
3913
Tırmanmak çok kolay ama, değil mi?
16:15
You hold on to the roots,
284
975760
1561
Köklere tutunuyorsun,
16:17
you put your foot in the little rocks
285
977345
3176
ayaklarını küçük kayalıklara sabitliyorsun
16:20
and climb up there, and you get to the top,
286
980545
2558
ve oraya tırmanıp zirveye ulaşıyorsun
ve oyuncu olan yakın bir dostum vardı ve dedik ki,
16:23
and I was with a good friend who was an actor,
287
983127
2266
16:25
and we said, "Let's go up there.
288
985417
1996
''Hadi oraya gidelim,
16:27
Let's see if we can come close to the edge
289
987437
2024
o aktif yanardağın yakınına
16:29
of that live volcano."
290
989485
2112
gelebilecek miyiz görelim.''
16:31
And we climbed up and we got to the very top,
291
991621
2828
Tırmandık ve en tepeye ulaştık,
16:34
and we're on the edge, on this precipice,
292
994473
2481
ve bu sarp kayalığın kıyısındaydık.
16:36
Roland disappears into the sulfur smoke
293
996978
2389
Roland, yanardağın diğer ucunda,
16:39
at the volcano at the other end,
294
999391
1913
bu kükürt dumanı içinde kayboldu
16:41
and I'm up there alone
295
1001328
1818
ve ben orada bir başıma
bu uçurumda yapayalnız kaldım.
16:43
on this incredible precipice.
296
1003170
2712
16:45
Did you hear the lyrics?
297
1005906
1597
Sözleri işittiniz mi?
16:47
I'm on the precipice looking down
298
1007527
2302
Bu sarp kayalıkta, solumdaki
16:49
into a dead volcano to my left.
299
1009853
2287
sönmüş yanardağa doğru bakıyorum.
Sağımda tortul kayaçlar, patlıyorlardı.
16:52
To my right is sheer shale. It's coming off.
300
1012164
3804
16:55
I'm in thongs and sarongs. It was many years ago.
301
1015992
3744
Terlik ve sırımlar içerisindeydim. Yıllar öncesiydi.
16:59
And no hiking boots.
302
1019760
1601
Yürüyüş ayakkabıları yoktu.
17:01
And he's disappeared, this mad French gypsy actor,
303
1021385
3935
Bu deli Fransız çingene oyuncu ortadan kayboldu,
17:05
off in the smoke, and I realize,
304
1025344
3280
dumanlar içerisinde yok oldu ve fark ettim ki,
17:08
I can't go back the way that I've come. I can't.
305
1028648
3904
geldiğim şekilde geri dönmem mümkün değil, mümkün değil.
17:12
So I throw away my camera. I throw away my thongs,
306
1032576
4657
Kameramı bir kenara fırlattım. Terliklerimi çıkarıverdim
17:17
and I looked at the line straight in front of me,
307
1037257
3205
ve direkt önümdeki yol hattına baktım
17:20
and I got down on all fours like a cat,
308
1040486
3610
ve kedi gibi dört ayak üstünde çöktüm
ve dizlerimin üstünde
17:24
and I held with my knees to either side
309
1044119
2998
önümdeki bu hattan çıkmamaya çalıştım
17:27
of this line in front of me,
310
1047142
2369
17:29
for 30 yards or 30 feet, I don't know.
311
1049535
3018
9-10 metre boyunca sanırım, bilmiyorum.
17:32
The wind was massively blowing,
312
1052577
2689
Rüzgar yoğun bir şekilde savuruyordu
17:35
and the only way I could get to the other side
313
1055290
3405
ve öteki yakaya geçebilmemin tek yöntemi
17:38
was to look at the line straight in front of me.
314
1058720
2419
direkt önümdeki o hattı takip etmemden geçiyordu.
Hepiniz nasıldır bilirsiniz.
17:41
I know you've all been there.
315
1061163
1979
Şu anda zorlu bir dönemden geçiyorum.
17:43
I'm in the crucible right now.
316
1063166
1949
Ateş ile sınanıyorum.
17:45
It's my trial by fire.
317
1065139
1840
Yoldaşlarımın sınavı ateşle.
17:47
It's my company's trials by fire.
318
1067003
2306
17:49
We survive because our theme song is "Rise Above."
319
1069333
4233
Hayatta kalabiliyoruz, çünkü arka planda ''Üstesinden Gel'' çalıyor.
17:53
Boy falls from the sky, rise above.
320
1073590
3117
Çocuk gökten düşer ve tekrar yükselir.
17:56
It's right there in the palm of both of our hands,
321
1076731
2390
İşte tam burada, her birimizin avuç içlerinde
bütün yoldaşlarımızın ellerinde.
17:59
of all of my company's hands.
322
1079145
1603
18:00
I have beautiful collaborators, and we as creators
323
1080772
3544
Yoldaşlarım güzel insanlar ve yaratıcı olarak bizler,
18:04
only get there all together.
324
1084340
1987
sadece birlikte o yolu tamamlayabiliyoruz.
18:06
I know you understand that.
325
1086351
2165
Ne demek istediğimi anladınız.
18:08
And you just stay going forward,
326
1088540
2401
İlerlemeye devam edin,
18:10
and then you see this extraordinary thing
327
1090965
2617
bir gün, gözlerinizin önünde
18:13
in front of your eyes.
328
1093606
1522
o efsanevi şey belirecek.
Teşekkürler.
18:15
Thank you.
329
1095152
1276
18:16
(Applause)
330
1096452
5447
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7