Kitra Cahana: My father, locked in his body but soaring free

Kitra Cahana: Babam, vücuduna hapsolmuş ama özgürce süzülüyor

87,541 views

2014-10-17 ・ TED


New videos

Kitra Cahana: My father, locked in his body but soaring free

Kitra Cahana: Babam, vücuduna hapsolmuş ama özgürce süzülüyor

87,541 views ・ 2014-10-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Harun Duygulu Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
I know a man who soars above the city every night.
0
12603
5862
Her gece şehrin üstünde yükselen bir adam biliyorum.
00:18
In his dreams, he twirls and swirls
1
18465
2994
Rüyalarında, ayak parmakları yeri öperek
00:21
with his toes kissing the Earth.
2
21459
2867
dönüyor ve dönüyordu.
00:24
Everything has motion, he claims,
3
24326
2814
Her şey hareket eder ona göre
00:27
even a body as paralyzed as his own.
4
27140
4842
kendisi gibi felçli bir vücut bile.
00:31
This man is my father.
5
31982
4830
Bu adam benim babam.
00:36
Three years ago, when I found out
6
36812
1901
Üç yıl önce, babamın beyin sapında
00:38
that my father had suffered a severe stroke
7
38713
2587
şiddetli bir felç
00:41
in his brain stem,
8
41300
2126
geçirdiğini öğrendiğimde,
00:43
I walked into his room in the ICU
9
43426
3474
Montreal nöroloji enstitüsünde
00:46
at the Montreal Neurological Institute
10
46900
2984
yoğun bakım ünitesindeki odasına girdim
00:49
and found him lying deathly still,
11
49884
2643
ve onu oksijen cihazına bağlanmış
00:52
tethered to a breathing machine.
12
52527
2936
ölü gibi yatarken buldum.
00:55
Paralysis had closed over his body slowly,
13
55463
4431
Felç vücudunu yavaşça kapatmşıtı,
00:59
beginning in his toes, then legs,
14
59894
2071
ayak parmaklarından başlayarak, bacaklarına
01:01
torso, fingers and arms.
15
61965
2530
gövdesine, el parmaklarına ve kollarına.
01:04
It made its way up his neck,
16
64495
2205
Nefes alma yetisini keserek
01:06
cutting off his ability to breathe,
17
66700
2205
boynuna kadar çıkmış
01:08
and stopped just beneath the eyes.
18
68905
4477
ve tam gözlerinin altında durmuştu.
01:13
He never lost consciousness.
19
73382
2171
Bilincini hiç kaybetmedi.
01:15
Rather, he watched from within
20
75553
2587
Onun yerine, vücudu kendini kapatırken
01:18
as his body shut down,
21
78140
2306
o seyretti,
01:20
limb by limb,
22
80446
2137
bir uzuvdan diğerine,
01:22
muscle by muscle.
23
82583
2959
bir kastan diğerine.
01:25
In that ICU room, I walked up to my father's body,
24
85542
4558
O yoğun bakım odasında, babamın bedenine doğru yürüdüm
01:30
and with a quivering voice and through tears,
25
90100
3599
ve titreyen bir ses ve gözyaşlarıyla
01:33
I began reciting the alphabet.
26
93699
3413
alfabeyi saymaya başladım.
01:37
A, B, C, D, E, F, G,
27
97112
5898
A, B, C, D, E, F, G,
01:43
H, I, J, K.
28
103010
4130
H, I, J, K.
01:47
At K, he blinked his eyes.
29
107140
2952
K harfinde, gözlerini kırptı.
01:50
I began again.
30
110092
2154
Tekrar başladım.
01:52
A, B, C, D, E, F, G,
31
112246
4494
A, B, C, D, E, F, G,
01:56
H, I.
32
116740
2010
H, I.
01:58
He blinked again at the letter I,
33
118750
3138
İ harfinde tekrar gözlerini kırptı,
02:01
then at T, then at R, and A:
34
121888
3992
sonra T, sonra R ve A:
02:05
Kitra.
35
125880
1847
Kitra.
02:07
He said "Kitra, my beauty, don't cry.
36
127727
3958
"Kitra, güzelim, sakın ağlama.
02:11
This is a blessing."
37
131685
4455
Bu bir kutsama."
02:16
There was no audible voice, but my father
38
136140
2655
Ortada herhangi bir ses yoktu ama babam
02:18
called out my name powerfully.
39
138795
3048
ismimi o kadar güçlü söylemişti ki.
02:21
Just 72 hours after his stroke,
40
141843
3092
Felçten sadece 72 saat sonra,
02:24
he had already embraced
41
144935
1755
durumunu tamamiyle
02:26
the totality of his condition.
42
146690
3475
kabullenmişti.
02:30
Despite his extreme physical state,
43
150165
2500
Olağanüstü fiziksel durumuna rağmen
02:32
he was completely present with me,
44
152665
2956
o tamamen benimle beraberdi,
02:35
guiding, nurturing,
45
155621
2632
yol gösteriyor, büyütüyor
02:38
and being my father as much
46
158253
2250
ve daha önce hiç olmadığı kadar
02:40
if not more than ever before.
47
160503
3236
babalık yapıyordu.
02:43
Locked-in syndrome
48
163739
1563
Locked-in sendromu
02:45
is many people's worst nightmare.
49
165302
3401
çoğu insanın en kötü kabusudur.
02:48
In French, it's sometimes called
50
168703
2408
Fransızcada, bazen buna
02:51
"maladie de l'emmuré vivant."
51
171111
2080
"maladie de l'emmuré vivant." denir.
02:53
Literally, "walled-in-alive disease."
52
173191
5321
Harfi harfine, "canlı canlı kapana kısılma hastalığı" manasına gelir.
02:58
For many people, perhaps most,
53
178512
1755
Bir çok insan, belki hepsi için
03:00
paralysis is an unspeakable horror,
54
180267
3532
felç tarifi imkansız bir dehşettir,
03:03
but my father's experience
55
183799
2341
fakat babamın deneyimi
03:06
losing every system of his body
56
186140
2371
vücudundaki her sistemi kaybetmek
03:08
was not an experience of feeling trapped,
57
188511
3061
kapana kısılma deneyimi değildi,
03:11
but rather of turning the psyche inwards,
58
191572
4161
daha çok derinlerdeki bir şeyi ortaya çıkarmaktı,
03:15
dimming down the external chatter,
59
195733
3195
gevezeliğe ara vermek,
03:18
facing the recesses of his own mind,
60
198928
2925
zihninin derinlikleriyle yüzleşmek
03:21
and in that place,
61
201853
1837
ve orada,
03:23
falling in love with life and body anew.
62
203690
4780
bedenine ve yaşamına yeniden bağlanmak idi.
03:28
As a rabbi and spiritual man
63
208470
2696
Tanrıya inanan, dindar bir adam olarak
03:31
dangling between mind and body, life and death,
64
211166
4114
bedeni ve zihni arasında, yaşam ve ölüm arasında gidip gelmesiyle
03:35
the paralysis opened up a new awareness for him.
65
215280
4527
felç ona yeni bir farkındalık düzeyi getirdi.
03:39
He realized he no longer needed to look
66
219807
2414
Artık tanrıya ulaşmak için cismani dünyanın
03:42
beyond the corporeal world
67
222221
3029
ötesine bakmasına
03:45
in order to find the divine.
68
225250
3249
gerek kalmadığını fark etti.
03:48
"Paradise is in this body.
69
228499
3889
"Cennet bu bedenin içinde.
03:52
It's in this world," he said.
70
232388
3762
O bu dünyada." dedi.
03:56
I slept by my father's side for the first four months,
71
236150
3856
İlk dört ay boyunca babamın yanı başında uyudum,
04:00
tending as much as I could
72
240006
2114
yapabildiğim kadar sıkıntılarıyla
04:02
to his every discomfort,
73
242120
2645
ilgilendim.
04:04
understanding the deep human psychological fear
74
244765
3350
Yardım isteme yetisine sahip olmamanın
04:08
of not being able to call out for help.
75
248115
3485
verdiği derin insani psikolojik korkuyu anladım
04:11
My mother, sisters, brother and I,
76
251600
3726
Annem, kız kardeşlerim, erkek kardeşim ve ben,
04:15
we surrounded him in a cocoon of healing.
77
255326
4364
onu adeta bir sağlık kozasıyla çepeçevre sardık.
04:19
We became his mouthpiece,
78
259690
2100
Her gün saatlerce alfabeyi sıralayarak,
04:21
spending hours each day reciting the alphabet
79
261790
3829
onun ağzı olduk
04:25
as he whispered back sermons
80
265619
2362
o göz kırpmalarıyla bize
04:27
and poetry with blinks of his eye.
81
267981
3669
vaazlar ve şiirler fısıldarken.
04:31
His room, it became our temple of healing.
82
271650
5454
Onun odası, orası bizim sağlık tapınağımız oldu.
04:37
His bedside became a site for those
83
277104
2722
Onun yatağının yanı başı tavsiye ve ruhani rehberlik
04:39
seeking advice and spiritual counsel, and through us,
84
279826
4085
arayanlar için ayrılmış bir mekan haline geldi ve bize göre,
04:43
my father was able to speak
85
283911
2540
babam konuşabiliyordu
04:46
and uplift,
86
286451
2194
bir harften diğerine,
04:48
letter by letter,
87
288645
1991
bir göz kırpıştan diğerine,
04:50
blink by blink.
88
290636
2464
gittikçe yüceliyordu.
04:53
Everything in our world became slow and tender
89
293100
3892
Hastane koğuşundaki patırtı, dram ve ölümler
04:56
as the din, drama and death of the hospital ward
90
296992
3364
arka planda kaybolurken
05:00
faded into the background.
91
300356
3504
bizim dünyamızdaki her şey yavaş ve hassas hale geldi.
05:03
I want to read to you one of the first things
92
303860
2100
Size felci takip eden hafta kaydettiğimiz
05:05
that we transcribed in the week following the stroke.
93
305960
4241
ilk şeylerden birini okumak istiyorum.
05:10
He composed a letter,
94
310201
2380
Sinagog cemaatine gönderilmek üzere,
05:12
addressing his synagogue congregation,
95
312581
2621
bir mektup yazdı
05:15
and ended it with the following lines:
96
315202
3509
ve şu mısralarla bitirdi:
05:18
"When my nape exploded,
97
318711
2479
"Ensem patladığında,
05:21
I entered another dimension:
98
321190
2763
farklı bir boyuta geçtim:
05:23
inchoate, sub-planetary, protozoan.
99
323953
4657
tamamlanmamış, yarı gezegen, tek gözenekli.
05:28
Universes are opened and closed continually.
100
328610
4589
Evrenler tekrar tekrar açıldı ve kapandı.
05:33
There are many when low,
101
333199
2059
Alçaktayken büyümesi durmuş,
05:35
who stop growing.
102
335258
2205
onlarcası var.
05:37
Last week, I was brought so low,
103
337463
2104
Geçen hafta, tamamen bitmiştim
05:39
but I felt the hand of my father around me,
104
339567
3435
ama babamın elini etrafımda hissettim
05:43
and my father brought me back."
105
343002
3420
ve babam beni geri getirdi."
05:46
When we weren't his voice,
106
346422
2245
Onun sesi olmadığımız zamanlarda,
05:48
we were his legs and arms.
107
348667
3333
onun kolları ve bacaklarıydık.
05:52
I moved them like I know I would have wanted
108
352000
2652
Onları günün her saatinde,
05:54
my own arms and legs to be moved
109
354652
2597
kendi kol ve bacaklarımın şu anda olduğu gibi
05:57
were they still for all the hours of the day.
110
357249
3892
hareket etmesini isteyeceğimi bildiğim gibi hareket ettirdim.
06:01
I remember I'd hold his fingers near my face,
111
361141
3983
Sıcak ve yumuşak tutmak için her eklemini bükerken
06:05
bending each joint to keep it soft and limber.
112
365124
4286
parmaklarını yüzümde gezdirdiğimi hatırlıyorum.
06:09
I'd ask him again and again
113
369410
2351
Ona tekrar ve tekrar
06:11
to visualize the motion,
114
371761
2497
hareketi gözünde canlandırmasını,
06:14
to watch from within as the finger curled
115
374258
3521
zihninden parmaklarının açılıp gerilişini
06:17
and extended, and to move along with it
116
377779
4072
ve parmakları boyunca hareket edişini
06:21
in his mind.
117
381851
2711
seyretmesini söyledim.
06:24
Then, one day, from the corner of my eye,
118
384562
2013
Ve, bir gün, gözümün ucuyla,
06:26
I saw his body slither like a snake,
119
386575
3723
vücudunun bir yılan gibi titrediğini gördüm,
06:30
an involuntary spasm passing through the course
120
390298
3305
uzuvlarına doğru istemsiz bir
06:33
of his limbs.
121
393603
2287
kasılma oldu.
06:35
At first, I thought it was my own hallucination,
122
395890
2215
Başta, halüsinasyon gördüğümü zannettim,
06:38
having spent so much time tending to this one body,
123
398105
3555
çaresizce kendiliğinden bir hareket görmek için
06:41
so desperate to see anything react on its own.
124
401660
4660
o tek vücutla geçirdiğim onca zaman.
06:46
But he told me he felt tingles,
125
406320
2660
Ama o bana bir ürperti hissettiğini söyledi,
06:48
sparks of electricity flickering on and off
126
408980
3535
derisinin hemen üstünden
06:52
just beneath the surface of the skin.
127
412515
3757
titreşimler bir çakıp bir sönüyordu.
06:56
The following week, he began ever so slightly
128
416272
3307
Takip eden hafta, oldukça yüzeysel kas resiztansı
06:59
to show muscle resistance.
129
419579
2756
göstermeye başladı.
07:02
Connections were being made.
130
422335
2605
bağlantılar sağlanıyordu.
07:04
Body was slowly and gently reawakening,
131
424940
5224
Beden yavaşça ve nazikçe tekrar uyanıyordu,
07:10
limb by limb, muscle by muscle,
132
430164
3546
uzuv uzuv, kas kas,
07:13
twitch by twitch.
133
433710
2931
seğirti seğirti.
07:16
As a documentary photographer,
134
436641
2637
Bir belgesel fotoğrafçısı olarak,
07:19
I felt the need to photograph
135
439278
1802
yeni doğan bebeğiyle bir anne gibi
07:21
each of his first movements
136
441080
2200
onun ilk hareketlerinin her birinin
07:23
like a mother with her newborn.
137
443280
2650
fotoğrafını çekme ihtiyacı hissettim.
07:25
I photographed him taking his first unaided breath,
138
445930
4504
Yardım almadan çektiği ilk nefesi,
07:30
the celebratory moment after he showed
139
450434
2779
ilk defa kas direnci
07:33
muscle resistance for the very first time,
140
453213
4007
gösterdiği kutlamalık anı,
07:37
the new adapted technologies that allowed him
141
457220
2710
onun daha ve daha fazla özgürlük kazanmasına izin veren
07:39
to gain more and more independence.
142
459930
3880
yeni takılmış teknolojik cihazları fotoğrafladım.
07:43
I photographed the care and the love
143
463810
2013
Onu çevreleyen ilgiyi ve sevgiyi
07:45
that surrounded him.
144
465823
2328
fotoğrafladım.
07:56
But my photographs only told the outside story
145
476890
3414
Fakat fotoğraflarım yalnızca oksijen makinesine bağlanmış
08:00
of a man lying in a hospital bed
146
480304
3312
ve hastanede yatmakta olan bir adamın dışarıdan
08:03
attached to a breathing machine.
147
483616
1654
gözüken hikayesini anlatıyordu.
08:05
I wasn't able to portray his story from within,
148
485270
3622
Asıl hikayeyi tasvir edemiyordum
08:08
and so I began to search for a new visual language,
149
488892
3323
ve bende yeni bir görsel dil aramaya başladım,
08:12
one which strived to express the ephemeral quality
150
492215
3298
onun kısacık nitelikli ruhani deneyimini
08:15
of his spiritual experience.
151
495513
3896
göstermesini sağlayacak bir dil.
08:38
Finally, I want to share with you
152
518026
2258
Son olarak, sizinle üzerinde çalıştığım
08:40
a video from a series that I've been working on
153
520284
3358
bir diziden, babamın deneyimlediği,
08:43
that tries to express the slow, in-between existence
154
523642
3268
varoluşun arasındaki yavaşlığı göstermeye çalışan
08:46
that my father has experienced.
155
526910
2710
bir video paylaşmak istiyorum.
08:49
As he began to regain his ability to breathe,
156
529620
3550
Nefes alma yetisini tekrar kazanmaya başladığında,
08:53
I started recording his thoughts,
157
533170
2632
onun düşüncelerini kaydetmeye başladım,
08:55
and so the voice that you hear in this video
158
535802
1924
ve bu videoda duyacağınız ses
08:57
is his voice.
159
537726
2610
onun sesidir.
09:00
(Video) Ronnie Cahana: You have to believe
160
540336
3082
(Video) Ronnie Cahana: Bir felçlinin
09:03
you're paralyzed
161
543418
2734
bölümünü oynamak için
09:06
to play the part
162
546152
2755
felçli kaldığına
09:08
of a quadriplegic.
163
548907
5233
inanmalısın.
09:14
I don't.
164
554140
1968
Ben inanmıyorum.
09:16
In my mind,
165
556108
2586
Zihnimde
09:18
and in my dreams
166
558694
2762
ve rüyalarımda
09:21
every night
167
561456
2840
her gece
09:24
I Chagall-man float
168
564296
4915
ben chagall adam şehrin
09:29
over the city
169
569211
3128
üstünde süzülüyorum
09:32
twirl and swirl
170
572339
3217
dönüyor ve dönüyorum
09:35
with my toes kissing the floor.
171
575556
7919
parmaklarım yeri öperek.
09:43
I know nothing about the statement
172
583475
6907
Ben hareketsiz bir adamın durumuyla
09:50
of man without motion.
173
590382
5793
ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
09:56
Everything has motion.
174
596175
3624
Her şey hareket eder.
09:59
The heart pumps.
175
599799
3351
Kalp atar.
10:03
The body heaves.
176
603150
4296
Vücut kabarır.
10:07
The mouth moves.
177
607446
4714
Ağız oynar.
10:12
We never stagnate.
178
612160
4071
Asla durmayız.
10:16
Life triumphs up and down.
179
616231
6824
Hayat inişler ve çıkışlarla doludur.
10:23
Kitra Cahana: For most of us,
180
623055
2076
Kitra Cahana: Çoğunluğumuz için
10:25
our muscles begin to twitch and move
181
625131
2734
kaslarımız biz bilincimize kavuşmadan çok önce
10:27
long before we are conscious,
182
627865
2508
seğirmeye ve hareket etmeye başlar,
10:30
but my father tells me his privilege
183
630373
2917
fakat babam bana insani deneyimlerin
10:33
is living on the far periphery
184
633290
2179
ötesinde yaşamanın, onun kendi
10:35
of the human experience.
185
635469
3003
ayrıcalığı olduğunu söyler.
10:38
Like an astronaut who sees a perspective
186
638472
2632
Tıpkı çok azımızın paylaşma şansı
10:41
that very few of us will ever get to share,
187
641104
3218
olan şeyler gören bir astronot gibi.
10:44
he wonders and watches as he takes
188
644322
3106
O, ilk nefesini alırken ve eve sürünerek dönmeyi
10:47
his first breaths
189
647428
1877
hayal ederken,
10:49
and dreams about crawling back home.
190
649305
4039
merak eder ve seyreder.
10:53
So begins life at 57, he says.
191
653344
3779
Yani hayat 57 sinde başlıyor, der.
10:57
A toddler has no attitude in its being,
192
657123
3499
yeni yürümeye başlayan bir çocuk tavır yapmaz,
11:00
but a man insists on his world every day.
193
660622
5703
ama bir adam her gün dünyaya direnir.
11:06
Few of us will ever have to face physical limitations
194
666325
3645
Çok azımız benim babamınki kadar fiziksel kısıtlamalarla
11:09
to the degree that my father has,
195
669970
2958
yüzleşmek zorunda kalacağız,
11:12
but we will all have moments of paralysis
196
672928
3151
fakat hepimizin yaşamlarında felç geçirdiği
11:16
in our lives.
197
676079
2361
zamanlar olacak.
11:18
I know I frequently confront walls
198
678440
3218
Sık sık duvara tosladığımı biliyorum
11:21
that feel completely unscalable,
199
681658
3239
ki bu duygunun tarifi mümkün değil,
11:24
but my father insists
200
684897
2260
ama babam çıkmaz yol diye bir şeyin
11:27
that there are no dead ends.
201
687157
2873
olmadığını iddia eder.
11:30
Instead, he invites me into his space of co-healing
202
690030
5210
Onun yerine,onun için kendimi en iyi şekilde verebilmem
11:35
to give the very best of myself, and for him
203
695240
3604
ve kendisini en iyi şekilde bana verebilmesi için
11:38
to give the very best of himself to me.
204
698844
3430
beni ortak iyileşme alanına davet ediyor.
11:42
Paralysis was an opening for him.
205
702274
3037
Felç onun için bir fırsattı.
11:45
It was an opportunity to emerge,
206
705311
2351
Meydanlara çıkmak için, yaşam
11:47
to rekindle life force,
207
707662
2194
inancını tekrar tutuşturmak için
11:49
to sit still long enough with himself
208
709856
2034
kendi başına yeterince uzun oturmak için
11:51
so as to fall in love with the full continuum
209
711890
3310
ve böylece yaratılış sürecine aşık olmak için
11:55
of creation.
210
715200
2294
bir fırsattı.
11:57
Today, my father is no longer locked in.
211
717494
3982
Bu gün babam artık felçli değil.
12:01
He moves his neck with ease,
212
721476
3161
Boynunu rahatlıkla oynatıyor,
12:04
has had his feeding peg removed,
213
724637
2731
beslenme cihazını kaldırttı,
12:07
breathes with his own lungs,
214
727368
2782
kendi akciğerleriyle nefes alıyor,
12:10
speaks slowly with his own quiet voice,
215
730150
3484
kendi sakin sesiyle yavaşça konuşuyor,
12:13
and works every day
216
733634
2304
felçli vücuduna daha fazla hareket
12:15
to gain more movement in his paralyzed body.
217
735938
5210
kazandırmak için her gün çalışıyor.
12:21
But the work will never be finished.
218
741148
2351
Fakat bu hiç bitmeyecek.
12:23
As he says, "I'm living in a broken world,
219
743499
4713
"Bozuk bir dünyada yaşıyorum ve
12:28
and there is holy work to do."
220
748212
3031
yapılacak kutsal bir iş var." diyor.
12:31
Thank you.
221
751243
2020
Teşekkür ederim.
12:33
(Applause)
222
753263
3857
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7