Cameron Sinclair: A call for open-source architecture

Cameron Sinclair Açık-Kaynak Mimari hakkında

86,312 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Baahar Y Gözden geçirme: C. Y.
00:25
I'm going to take you on a journey very quickly.
0
25000
2254
Sizi hızlıca kısa bir yolculuğa çıkaracağım.
00:27
To explain the wish, I'm going to have to take you somewhere
1
27278
2849
Dileğimi açıklamak için, sizi simdiye kadar fazla insanin gitmedigi bir yere,
00:30
where many people haven't been, and that's around the world.
2
30151
2829
dünyanın etrafına götürmeliyim.
Ben yaklaşık 24 yaşındayken, Kate Store ve ben bir organizasyon kurduk
00:33
When I was about 24 years old, Kate Stohr and myself started an organization
3
33004
4109
00:37
to get architects and designers involved in humanitarian work,
4
37137
3640
mimar ve tasarımcıların insani yardım çalışmalarına katilimini saglamak için.
00:40
not only about responding to natural disasters,
5
40801
2643
Sadece doğal afetlere cevap verme calismalarina degil,
00:43
but involved in systemic issues.
6
43468
1754
bütün sisteme tesir eden calismalara.
00:46
We believe that where the resources and expertise are scarce,
7
46436
4579
İnandik ki, kaynaklarin ve uzmanlıgin kisitli oldugu yerlerde
00:51
innovative, sustainable design can really make a difference in people's lives.
8
51039
4746
yenilikçi, sürekli tasarımlar insanların hayatlarına gercekten değişiklik getirebilirler.
00:57
So I started my life as an architect, or training as an architect,
9
57118
4901
Bütün bunlar benim -- mimar olarak hayatıma - veya eğitimime - başladım,
01:02
and I was always interested in socially responsible design,
10
62043
3417
ve her zaman sosyal açıdan sorumlu(güvenilir) tasarımlara,
01:05
and how you can really make an impact.
11
65484
1892
ve 'ne sekilde gercekten bir etki birakilabilir' konusuna ilgi duydum.
01:07
But when I went to architecture school,
12
67400
1946
Fakat mimarlık fakültesine gittiğimde,
01:09
it seemed that I was a black sheep in the family.
13
69370
2951
ailenin 'yüzkarasi' (siyah koyun) gibi görünüyordum.
01:12
Many architects seemed to think that when you design,
14
72345
2667
Birçok mimarin düsüncesine göre, tasarım yaptığınizda,
01:15
you design a jewel, and it's a jewel that you try and crave for;
15
75036
3781
bir elmas tasarlarsiniz, ve elde etmek icin ugrastiginiz sey bir elmastir.
01:18
whereas I felt that when you design,
16
78841
1937
Halbuki benim düşününceme göre, bir tasarım yaptığınizda,
01:20
you either improve or you create a detriment
17
80802
2655
tasarımı yaptığıniz toplum icinde
01:23
to the community in which you're designing.
18
83481
2063
ya bir gelisme, ya da bir gerileme oluşturursunuz.
01:25
So you're not just doing a building for the residents
19
85568
2508
Dolayisiyla binayi sadece bireyler icin
veya onu kullanacak olan insanlar için yapmiyorsunuzdur,
01:28
or for the people who are going to use it, but for the community as a whole.
20
88100
3579
bir bütün olarak toplum için yapiyorsunuzdur.
01:31
And in 1999, we started by responding to the issue of the housing crisis
21
91703
6426
Ve 1999'da, Kosova'da geri dönen mültecilerin
01:38
for returning refugees in Kosovo.
22
98153
2011
iskan sorununa cevap vererek basladik
01:40
And I didn't know what I was doing -- like I said, mid-20s --
23
100188
3612
ben ne yaptığımı bilmiyordum, dediğim gibi 20'li yaşlarımın ortasındayim,
01:43
and I'm the Internet generation, so we started a website.
24
103824
4549
ve internet kuşağıyim, dolayisiyla bir web sayfası kurduk.
01:48
We put a call out there, and to my surprise, in a couple of months,
25
108397
3489
Oraya bir çağrı koyduk, ve beklemediğim bir şekilde birkaç ay içinde
01:51
we had hundreds of entries from around the world.
26
111910
2334
dünyanın her tarafından yüzlerce kayıt almıştık.
01:55
That led to a number of prototypes being built
27
115132
2173
Bu birkaç prototipin yapılmasına ve
01:57
and really experimenting with some ideas.
28
117329
2247
bazı fikirlerin gerçekte denenmesine yol acti.
02:00
Two years later we started doing a project
29
120272
2131
İki sene sonra bir projeye başladık
02:02
on developing mobile health clinics in sub-Saharan Africa,
30
122427
3634
Afrika çölünde gezici sağlık klinikleri tasarımı üzerine,
02:06
responding to the HIV/AIDS pandemic.
31
126085
2551
bu sekilde yaygın HIV / AIDS hastalığına cevap verdik.
02:10
That led to 550 entries from 53 countries.
32
130418
6384
Bu 53 ülkeden 550 kayıta yol acti.
02:16
We also have designers from around the world that participate.
33
136826
4750
Dünyanın dört bir yanından katılan tasarımcılarımız da var.
02:21
And we had an exhibit of work that followed that.
34
141600
3646
Bunu takiben yaptıklarımızla ilgili bir sergi düzenledik.
02:25
2004 was the tipping point for us.
35
145270
2414
2004 bizim için bir dönüm noktasıydı.
02:27
We started responding to natural disasters
36
147708
2021
Doğal afetlere cevap vermeye başladık,
02:29
and getting involved in Iran, in Bam,
37
149753
2621
İran'da ve Bam'da angaje olduk,
02:32
also following up on our work in Africa.
38
152398
2700
Afrika'daki çalışmalarımızı da takip ettik.
02:35
Working within the United States --
39
155122
1848
Amerika Birleşik Devletleri içinde çalıştık.
02:36
most people look at poverty and they see the face of a foreigner.
40
156994
3071
birçok insan fakirliğe bakınca, bir yabancının yüzünü görür,
02:40
But I live in Bozeman, Montana --
41
160089
2074
ama gidin ve yaşayın -- ben Bozeman, Monatana'da yaşıyorum --
02:42
go up to the north plains on the reservations,
42
162187
2218
Rezervasyonların kuzey ovalarına çıkın,
02:44
or go down to Alabama or Mississippi, pre-Katrina,
43
164429
3425
veya Katrina öncesi Alabama veya Mississippi'ye inin,
02:47
and I could have shown you places that have far worse conditions
44
167878
3032
ve ben size gittiğim birçok gelişmekte olan ülkeden
çok daha kötü şartlarda olan yerler gösterebilirdim.
02:50
than many developing countries that I've been to.
45
170934
2306
02:53
So we got involved in and worked in inner cities and elsewhere;
46
173264
3488
Böylece şehir içlerinde ve başka yerlerde angaje oldu ve çalıştık.
02:56
and also, I will go into some more projects.
47
176776
3417
Ve ayrıca birkaç projeye daha değineceğim.
03:00
2005: Mother Nature kicked our ass.
48
180217
2894
2005'te doğa bizi iyi bir tekmeledi.
03:03
I think we can pretty much assume that 2005 was a horrific year
49
183135
4753
Sanirim 2005'in doğal afetler açısından korkunç bir yıl
03:07
when it comes to natural disasters.
50
187912
1667
oduğunu varsayabiliriz.
03:09
And because of the Internet,
51
189603
1490
Internet, bloglar
03:11
and because of connections to blogs and so forth,
52
191117
3389
ve benzeri bağlantılar sayesinde
03:14
within literally hours of the tsunami, we were already raising funds,
53
194530
4452
tsunamiden birkaç saat sonra yardım toplamaya, angaje olmaya,
03:19
getting involved, working with people on the ground.
54
199006
3059
ve ordaki insanlarla beraber çalışmaya başlamıştık bile.
03:22
We run from a couple of laptops, and in the first couple of days,
55
202606
3182
İlk birkaç gün birkaç dizüstü bilgisayarla başladık,
03:25
I had 4,000 emails from people needing help.
56
205812
2763
Yardım isteyen insanlardan 4.000 email almıştım.
03:28
So we began to get involved in projects there,
57
208915
2873
Böylece oralardaki bazı projelere katıldık,
03:31
and I'll talk about some others.
58
211812
1614
ben birkaçına daha değineceğim.
03:33
And then of course, this year we've been responding to Katrina,
59
213450
2971
Ve sonra bu yıl tabii ki Katrina'ya cevap verdik,
03:36
as well as following up on our reconstruction work.
60
216445
2444
ve yeniden inşa çalışmalarımızı takip ettik.
03:38
So this is a brief overview.
61
218913
1711
Bu kısa bir özet.
03:41
In 2004, I really couldn't manage the number of people who wanted to help,
62
221600
4417
2004'te yardım etmek isteyen ya da
yardım talebinde bulunan insanların
03:46
or the number of requests that I was getting.
63
226041
2105
sayısıyla gerçekten başa çıkamıyordum.
03:48
It was all coming into my laptop and cell phone.
64
228170
2531
Hepsi bilgisayarıma ve cep telefonuma geliyordu.
03:50
So we decided to embrace an open-source model of business --
65
230725
5373
Böylece temelde açık-kaynaklı bir
ticaret modelini benimsemeye karar verdik,
03:56
so that anyone, anywhere in the world, could start a local chapter,
66
236122
3167
dünyanın heryerinde herkes yerel bir bölüm başlatabilsin,
03:59
and they can get involved in local problems.
67
239313
2066
ve yerel problemlerde angaje olabilsin diye.
04:01
Because I believe there is no such thing as Utopia.
68
241403
2411
Çünkü ben Ütopya diye birşeyin varlığına inanmıyorum.
04:03
All problems are local. All solutions are local.
69
243838
2572
Bütün problemler yereldir. Bütün çözümler yereldir.
04:06
So that means, you know, somebody who's based in Mississippi
70
246434
4634
Yani, bu demektir ki,
Mississippi'li birisi
04:11
knows more about Mississippi than I do.
71
251092
2353
Mississippi hakkında benden daha çok şey bilir. Ve şu oldu,
04:13
So what happened is, we used Meetup and all these other Internet tools,
72
253469
6107
MeetUp ve benzeri internet araçlarını kullandık,
04:19
and we ended up having 40 chapters starting up,
73
259600
4291
ve bunun sonucunda 40 yerel bölüm ve
04:23
thousands of architects in 104 countries.
74
263915
2791
104 ülkeden binlerce mimarımız oldu.
04:28
So the bullet point -- sorry, I never do a suit,
75
268008
3441
Dolayısıyla nokta şu -- pardon, normalde hiç takım giymem,
04:31
so I knew that I was going to take this off.
76
271473
2395
o yüzden bunu çıkaracağımı biliyordum.
04:33
OK, because I'm going to do it very quick.
77
273892
2303
Tamam, çünkü çok seri bir şekilde yapacağım.
Ve son yedi yılda, bu sadece kar amacı gütmemekle ilgili değil.
04:38
This isn't just about nonprofit.
78
278203
2023
04:40
What it showed me is that there's a grassroots movement going on,
79
280250
3174
Bu bana gösterdi ki, sosyal sorumluluk sahibi tasarımcılardan oluşan
04:43
of socially responsible designers who really believe
80
283448
2574
ve dünyanın oldukça küçüldüğüne
inanan bir halk hareketi var,
04:46
that this world has got a lot smaller, and that we have the opportunity --
81
286046
3912
birşeyleri değiştirmeye katkı sağlayabilme imkanımızın
04:49
not the responsibility, but the opportunity --
82
289982
2156
-- sorumluluğumuzun değil, imkanımızın -- olduğuna inanan.
04:52
to really get involved in making change.
83
292162
2313
04:56
(Laughter)
84
296665
3082
( Gülüşme )
05:01
(Laughter)
85
301941
4024
05:05
I'm adding that to my time.
86
305989
1799
Bunu süreme ekliyorum.
05:07
(Laughter)
87
307812
2801
05:10
So what you don't know is,
88
310637
1939
Bilmediğiniz şey şu,
05:12
we've got these thousands of designers working around the world,
89
312600
3024
dünyanın her tarafında çalışan, bir web sayfası üzerinden bağlantılı,
05:15
connected basically by a website, and we have a staff of three.
90
315648
3031
binlerce tasarımcımız, ve üç kişiden oluşan bir ekibimiz var.
05:19
The fact that nobody told us we couldn't do it, we did it.
91
319504
4414
Kimsenin bize yapamayacağımızı söylemediği bir şeyi yaparak,
05:23
And so there's something to be said about naïveté.
92
323942
2348
başardık. Yani saflık üzerine söylenmesi gereken şeyler var.
05:26
So seven years later, we've developed
93
326314
1897
Ve yedi sene sonra o kadar geliştik ki artık savunma,
05:28
so that we've got advocacy, instigation and implementation.
94
328235
3414
teşvik ve yürütmemız vardı. İyi tasarımı savunuyoruz,
05:31
We advocate for good design, not only through student workshops
95
331673
3645
sadece öğrenci seminerleri, dersler ve umumi forumlarla değil,
05:35
and lectures and public forums, op-eds;
96
335342
2322
05:37
we have a book on humanitarian work;
97
337688
2221
op-ed'ler, insanı çalışmalarla ilgili bir kitabımız var,
05:39
but also disaster mitigation and dealing with public policy.
98
339933
3183
ve felaket hafifletme ve kamu politikaları ile ilgilenmek.
05:43
We can talk about FEMA, but that's another talk.
99
343140
3214
FEMA hakkında konuşabiliriz, ama bu ayrı bir sohbet konusu.
05:47
Instigation, developing ideas with communities and NGOs,
100
347036
3360
Teşvik, cemiyetlerle beraber fikirler geliştirmek
05:50
doing open-source design competitions.
101
350420
2828
ve açık kaynaklı tasarım yarışmaları düzenleyen NGO'lar.
05:53
Referring, matchmaking with communities.
102
353272
2508
Yönlendirme, cemiyetleri birbiriyle bağlantıya sokma
05:55
And then implementing -- actually going out there and doing the work,
103
355804
3307
ve sonra uygulama -- gerçekten oraya gidip işi yapmak,
05:59
because when you invent, it's never a reality until it's built.
104
359135
5734
çünkü yaptığınız icat, inşa edilene kadar gerçek değildir.
06:05
So it's really important that if we're designing
105
365338
2741
Yani tasarım yaparken ve değişim oluşturmaya
06:08
and trying to create change, we build that change.
106
368103
2674
çalışırken, onu gerçekten inşa etmek çok önemli.
06:10
So here's a select number of projects.
107
370801
2060
İşte birkaç tane seçilmiş proje.
06:14
Kosovo.
108
374464
1222
Kosova. Bu 1999'da Kosova. Açık tasarım yarışması düzenledik,
06:16
This is Kosovo in '99.
109
376670
1672
06:18
We did an open design competition, like I said.
110
378707
2850
dediğim gibi. Bu birçok değişik fikir ile sonuçlandı,
06:21
It led to a whole variety of ideas.
111
381581
2394
06:23
And this wasn't about emergency shelter,
112
383999
1918
bu acil durum barınakları ile değil, geçiş barınakları ile ilgiliydi;
06:25
but transitional shelter that would last five to 10 years,
113
385941
3522
5-10 seneye kadar dayanacak,
06:29
that would be placed next to the land the resident lived in,
114
389487
4009
yerli halkın topraklarının hemen yanına kurulacak,
06:33
and that they would rebuild their own home.
115
393520
2127
ve kendilerinin yeniden inşa edecekleri barınaklar.
06:35
This wasn't imposing an architecture on a community;
116
395671
2678
Bu bir cemiyete bir mimariyi dayatmak değildi,
06:38
this was giving them the tools and the space
117
398373
3122
bu onlara araçları ve alanı
vermekti, kendi istedikleri
06:41
to allow them to rebuild and regrow the way they want to.
118
401519
3689
gibi inşa etmeleri ve yetiştirmeleri için.
06:46
We had from the sublime to the ridiculous, but they worked.
119
406287
2920
Olağanüstüden saçmaya kadar tasarımlarımız var, ama işe yaradılar.
06:49
This is an inflatable hemp house. It was built; it works.
120
409231
4600
Bu şişirilebilir bir kenevir evi. İnşa edildi; işe yarıyor.
06:54
This is a shipping container.
121
414600
1915
Bu bir nakliye konteynırı. Yapıldı ve çalışıyor.
06:57
Built and works.
122
417680
1660
06:59
And a whole variety of ideas
123
419364
1350
Ve daha birçok değişik fikir;
07:00
that not only dealt with architectural building,
124
420738
3507
sadece mimari yapılarla ilgili değil,
07:04
but also the issues of governance,
125
424269
1674
aynı zamanda idari konularla,
07:05
and the idea of creating communities through complex networks.
126
425967
3411
ve kompleks ağlar aracılığıyla cemiyetler oluşturmak ile ilgili.
07:09
So we've engaged not just designers,
127
429402
1822
Yani sadece tasarımcılarla değil, aynı zamanda
07:11
but also a whole variety of technology-based professionals.
128
431248
5525
bilirsiniz, çok çeşit teknoloji-temelli profesyonellerle çalıştık.
07:16
Using rubble from destroyed homes to create new homes.
129
436797
3607
Yıkılan evlerin molozlarını kullanarak yeni evler yapmak.
07:20
Using straw bale construction, creating heat walls.
130
440428
5854
Saman balyaları kullanmak, ısı duvarları yapmak.
07:26
And then something remarkable happened in '99.
131
446734
2168
Ve sonra 1999'da dikkate değer bir şey oldu.
07:28
We went to Africa originally to look at the housing issue.
132
448926
3773
Esasında konut sorununa göz atmak için Afrika'ya gitmiştik.
07:33
Within three days, we realized the problem was not housing;
133
453048
2787
Üç gün içinde fark ettik ki, problem konut sorunu değildi;
07:35
it was the growing pandemic of HIV/AIDS.
134
455859
2706
giderek yayılan HIV / AIDS hastalığıydı.
07:38
And it wasn't doctors telling us this;
135
458970
1853
Ve bunu söyleyen doktorlar değildi;
07:40
it was actual villagers that we were staying with.
136
460847
2667
beraber kaldığımız köylülerdi.
07:43
And so we came up with the bright idea
137
463871
2612
Böylece parlak bir fikir geldi aklımıza: insanları 10-15 kilometre
07:46
that instead of getting people to walk 10, 15 kilometers to see doctors,
138
466507
4195
yürüterek doktorlara götürmek yerine, doktorları bu kişilere götürmeliydi.
07:50
you get the doctors to the people.
139
470726
1839
07:52
And we started engaging the medical community,
140
472589
2868
Ve tıp cemiyetini çalışmalara katmaya başladık.
07:55
and you know, we thought we were real bright sparks --
141
475481
3103
Ve düşünüyordum ki, bilirsiniz, yani, çok parlak zekalı olduğumuzu düşünüyorduk --
07:58
"We've come up with this great idea:
142
478608
1746
harika bir fikir ileri sürmüştük, gezici sağlık klinikleri --
08:00
mobile health clinics, widely distributed throughout sub-Saharan Africa."
143
480378
4582
tüm Afrika çöllerine dağıtılabilecek klinikler.
08:05
And the medical community there said,
144
485349
2444
Ve cemiyet, ordaki tıp cemiyeti dedi ki
08:07
"We've said this for the last decade.
145
487817
2466
'Biz bunu 10 senedir söylüyoruz. Biz bunu biliyoruz.
08:10
We know this. We just don't know how to show this."
146
490307
3078
Sadece nasıl göstereceğimizi bilmiyoruz."
08:13
So in a way, we had taken pre-existing needs and shown solutions.
147
493409
5244
Yani bir anlamda, var olan bir ihtiyacı ele alıp çözümler göstermiştik.
08:19
And so again, we had a whole variety of ideas that came in.
148
499177
3957
Ve yine birçok değişik fikir geldi.
08:24
This one I personally love,
149
504173
1843
Şu fikri şahsen çok seviyorum,
08:26
because the idea is that architecture is not just about solutions,
150
506040
3301
çünkü mimarlık sadece çözümlerle ilgili değil,
08:29
but about raising awareness.
151
509365
1679
bilinci artırmak ile ilgilidir.
08:31
This is a kenaf clinic.
152
511068
2414
Bu bir kenaf kliniği. Tohum alıp bir toprak alana ekiyorsunuz,
08:33
You get seed and you grow it in a plot of land,
153
513506
3070
08:36
and it grows 14 feet in a month.
154
516600
3669
ve sonra ayda 4 metre büyüyor.
08:40
And on the fourth week, the doctors come and they mow out an area,
155
520293
3152
Dördüncü haftada doktorlar gelip belli bir alanı biçerler,
08:43
put a tensile structure on the top,
156
523469
2079
gerilebilen bir yapayı tepesine yerleştirirler
08:45
and when the doctors have finished treating
157
525572
2672
ve doktorlar tedavilerini bitirdikten ve
08:48
and seeing patients and villagers,
158
528268
3721
hastaları ve köylüleri gördükten sonra,
08:52
you cut down the clinic and you eat it.
159
532013
1872
kliniği keser ve yersinız. Yani bu bir Kendi Kliniğini Kendin Ye'dir.
08:53
It's an eat-your-own-clinic.
160
533909
1667
08:55
So it's dealing with the fact that if you have AIDS,
161
535600
3354
( Gülüşme )
Bu şu gerçeği ele almaktır: eğer AIDS isen
08:58
you also need to have nutrition rates,
162
538978
1944
besin maddelerine ihtiyacın vardır,
09:00
and the idea of nutrition is as important
163
540946
2856
ve besin maddeleri fikri en az oraya anti-retrovirüs
09:03
as getting antiretrovirals out there.
164
543826
1834
götürmek kadar önemlidir.
09:05
So you know, this is a serious solution.
165
545684
2488
Yani bu ciddi bir çözüm.
09:09
This one I love.
166
549043
1156
Şunu seviyorum. Fikir şu ki, bu sadece bir klinik değil -- bu bir cemiyet merkezi.
09:10
The idea is it's not just a clinic, it's a community center.
167
550223
2825
Bu proje ticaret yolları ve cemiyet içersinde
09:13
This looked at setting up trade routes
168
553072
2023
09:15
and economic engines within the community,
169
555119
2065
ekonomik motorlar oluşturmaya yönelikti,
09:17
so it can be a self-sustaining project.
170
557208
2214
kendi kendini sürdürebilsin diye.
09:19
Every one of these projects is sustainable.
171
559446
2317
Bu projelerin her biri sürdürülebilir.
09:22
That's not because I'm a tree-hugging green person.
172
562176
3304
Bu, ben ağaçlara sarılan, 'yeşil' biri olduğum için değil.
09:25
It's because when you live on four dollars a day,
173
565504
2324
Çünkü günde 4 dolarla yaşıyorsanız, hayatta kalmak
09:27
you're living on survival and you have to be sustainable.
174
567852
3023
için yaşıyorsunuzdur ve sürdürülebilir olmanız gerekir.
09:31
You have to know where your energy is coming from,
175
571227
2350
Enerjinizin nerden geldiğini bilmeniz gerekir.
09:33
you have to know where your resource is coming from,
176
573601
2452
Kaynaklarınızın nerden geldiğini bilmeniz gerekir.
09:36
and you have to keep the maintenance down.
177
576077
2014
Ve masraflarınızı düşük tutmanız gerekir.
09:38
So this is about getting an economic engine,
178
578115
2088
Yani bu ekonomik motor elde etmekle ilgili,
09:40
and then at night, it turns into a movie theater.
179
580227
2293
ve sonra geceleyin sinemaya dönüşüyor.
09:42
So it's not an AIDS clinic. It's a community center.
180
582544
5127
Yani bir AIDS kliniği değil. Bir cemiyet merkezi.
09:47
So you can see ideas.
181
587695
1500
Fikirler görebiliyorsunuz. Ve bu fikirler prototipler haline geldi,
09:49
And these ideas developed into prototypes,
182
589909
2667
09:52
and they were eventually built.
183
592600
1791
ve sonunda hayata geçirildi. Ve şu anda bu yıl itibariyle,
09:54
And currently, as of this year,
184
594415
1507
09:55
there are clinics rolling out in Nigeria and Kenya.
185
595946
4261
Nijerya ve Kenya'da faaliyet halinde klinikler var.
10:01
From that, we also developed Siyathemba.
186
601976
3563
Bundan yola çıkarak bir de Ceatemba'yı geliştirdik. Bu projede --
10:05
The community came to us and said,
187
605563
1661
halk bize geldi ve dedi ki,
10:07
"The problem is that the girls don't have education."
188
607248
3023
problem kız çocuklarının eğitimlerinin olmayışı.
10:10
And we're working in an area
189
610295
1350
Ve biz 16-24 yaş arası genç kadınların
10:11
where young women between the ages of 16 and 24
190
611669
2229
%50 oranında HIV/AIDS olduğu
10:13
have a 50 percent HIV/AIDS rate.
191
613922
2276
bir bölgede çalışıyoruz.
10:17
And that's not because they're promiscuous,
192
617317
2762
Bu herkesle beraber oldukları için değil,
10:20
it's because there's no knowledge.
193
620103
1650
bilgi olmadığı için.
10:21
And so we decided to look at the idea of sports,
194
621777
2999
Spor fikrine bakmaya karar verdik ve aynı zamanda HIV/AIDS yardım merkezi işlevi görecek
10:24
and create a youth sports center
195
624800
1842
10:26
that doubled as an HIV/AIDS outreach center,
196
626666
2798
bir gençlik spor merkezi kurduk.
10:29
and the coaches of the girls' team were also trained doctors.
197
629488
3833
Kız takımının koçları aynı zamanda eğitilmiş doktorlardı.
10:33
So that there would be a very slow way of developing confidence in health care.
198
633345
6811
Bu şekilde yavaş yavaş
sağlık hizmetine olan güveni geliştirmek için.
10:40
And we picked nine finalists,
199
640514
2445
Ve dokuz finalist seçtik,
10:42
and then those nine finalists were distributed throughout the entire region,
200
642983
3809
ve bu dokuz finalisti bütün bölgeye yaydık,
10:46
and then the community picked their design.
201
646816
2127
ve halk kendi tasarımını aralarından seçti.
10:48
They said, this is our design,
202
648967
1928
Dediler ki, bu bizim tasarımımız,
10:50
because it's not only about engaging a community;
203
650919
2300
çünkü amaç sadece cemiyeti angaje etmek değil,
10:53
it's about empowering a community,
204
653243
1694
cemiyeti güçlendirmek
10:54
and about getting them to be a part of the rebuilding process.
205
654961
3222
ve onları yeniden inşa sürecinin bir parçası yapmak.
10:59
So, the winning design is here.
206
659738
2282
Ve kazanan tasarım bu, ve tabii ki
11:03
And then, of course, we actually go and work
207
663600
2063
gidip cemiyetlerle ve müşterilerle beraber çalışıyoruz.
11:05
with the community and the clients.
208
665687
1683
11:07
So this is the designer.
209
667394
1198
Bu tasarımcı. Orada
11:08
He's out there working with the first ever women's soccer team
210
668616
2953
Kwa-Zulu Natal'ın ilk kadın futbol takımı olan Ceatemba ile çalışıyor.
11:11
in KwaZulu-Natal, Siyathemba.
211
671593
2897
11:14
And they can tell it better.
212
674871
2374
Kendileri daha iyi anlatırlar.
11:18
(A cappella singing in a South African language)
213
678014
2765
11:39
Video: Well, my name is Cee Cee Mkhonza.
214
699505
1985
Video: Benim adım Sisi, Afrika merkezinde çalışıyorum.
11:41
I work at the Africa Centre, I'm an IT user consultant.
215
701514
2946
Danışmanım ve aynı zamanda Güney Afrika, Mandela Mandela'nın
11:44
I'm also the national football player for South Africa, Banyana Banyana.
216
704484
4484
milli futbol oyuncusuyum.
11:48
And I also play in the Vodacom League, for the team called Tembisa,
217
708992
6735
ve aynı zamanda ismi eskiden Bisa, şimdi Ceatemba olan takım için
11:55
which has now changed to Siyathemba.
218
715751
2147
Vodacom liginde oynuyorum.
11:59
This is our home ground.
219
719061
2297
Bu bizim kendi sahamız.
12:01
Cameron Sinclair: I'm going to show that later because I'm running out of time.
220
721712
3739
Cameron Sinclair: Bunu daha sonra göstereceğim çünkü zamanım bitiyor.
Chris'in bana muzip muzip baktığını görüyorum.
12:05
I can see Chris looking at me slyly.
221
725475
2321
12:07
This was a connection, just a meeting with somebody
222
727820
2937
Bu bir bağlantıydı,
12:10
who wanted to develop Africa's first telemedicine center, in Tanzania.
223
730781
4748
Tanzanya'da Afrika'nın ilk teletıp merkezini
geliştirmek isteyen biriyle bir toplantı.
12:15
And we met, literally, a couple of months ago.
224
735553
2238
Birkaç ay önce buluştuk. Bir tasarım geliştirdik bile,
12:17
We've already developed a design.
225
737815
1587
12:19
The team is over there, working in partnership.
226
739426
2207
ve ekip orada, ortaklıkla çalışıyor.
12:21
This was a matchmaking, thanks to a couple of TEDsters --
227
741657
3284
Bu birkaç TED'li sayesinde gerçekleşen bir bağlantıydı:
12:24
Sun [Microsystems], Cheryl Heller and Andrew Zolli,
228
744965
3550
[zor anlaşılır] Cheryl Heller ve Andrew Zolli,
12:28
who connected me with this amazing African woman.
229
748539
2359
beni bu harika Afrika'lı kadınla irtibata geçirdiler.
12:30
And we start construction in June, and it will be opened by TEDGlobal.
230
750922
3520
İnşaata Haziran'da başladık ve TEDGlobal'de açılışı yapılacak.
12:34
So when you come to TEDGlobal, you can check it out.
231
754466
2452
Yani TEDGlobal'e gelecek olursanız inceleyebilirsiniz.
12:37
But what we're known probably most for is dealing with disasters and development,
232
757537
4026
Ama biz belki de en çok felaketler ve kalkınmadaki girişimlerimizle tanınıyoruz.
12:41
and we've been involved in a lot of issues,
233
761587
2039
Birçok konuyla ilgilendik ve ilgileniyoruz.
12:43
such as the tsunami and also things like Hurricane Katrina.
234
763650
6187
Mesela tsunami veya Katrina kasırgası gibi.
12:49
This is a 370-dollar shelter that can be easily assembled.
235
769861
3616
Bu 370 dolarlık kolayca kurulabilen bir barınak.
12:57
This is a community-designed community center.
236
777904
4976
Bu bir cemiyet tasarımı.
Cemiyet.tasarımı olan bir cemiyet merkezi.
13:02
And what that means is we actually live and work with the community,
237
782904
3896
Bu şu demek, biz gerçekten orada cemiyetle beraber yaşayıp çalışıyoruz,
13:06
and they're part of the design process.
238
786824
2123
ve onlar tasarım sürecinin bir parçası.
13:11
The kids actually get involved in mapping out
239
791296
2538
Çocuklar cemiyet merkezinin yerine karar verme
13:13
where the community center should be.
240
793858
2666
işleminin bir parçası idiler, ve sonunda
13:16
And then eventually, the community, through skills training,
241
796932
3467
cemiyet, ustalık eğitimi sayesinde,
13:20
end up building the building with us.
242
800423
2117
binayı bizimle birlikte yaptılar.
13:22
Here is another school.
243
802984
1723
Bu başka bir okul daha,
13:25
This is what the UN gave these guys for six months -- 12 plastic tarps.
244
805096
4615
Bu Birleşmiş Milletler'in bu insanlara 6 ay için verdikleri -- 12 adet plastik tente.
13:30
This was in August.
245
810136
1255
Bu Ağustos'taydı. Bu da yerine verdikleri şey,
13:31
This was the replacement; that's supposed to last for two years.
246
811415
3024
bunun iki sene dayanması bekleniyor.
13:34
When the rain comes down, you can't hear a thing,
247
814463
2302
Yağmur yağdığında hiçbir şey duyamıyorsunuz,
13:36
and in the summer, it's about 140 degrees inside.
248
816789
2314
ve yazın da içerisi yaklaşık 60 derece.
13:39
So we said, if the rain's coming down, let's get fresh water.
249
819127
3449
Biz de dedik ki yağmur yağdığında taze su sağlayalım.
13:42
So every one of our schools has a rainwater collection system.
250
822600
3030
Her okulumuzun çok ucuza malolan bir yağmur suyu toplama sistemi var.
13:45
Very low cost: three classrooms and rainwater collection is 5,000 dollars.
251
825654
6502
Bir sınıf, üç oda ve bir yağmur suyu toplama sistemi toplam beş bin dolar.
13:52
This was raised by hot chocolate sales in Atlanta.
252
832180
4242
Bu miktar Alabama'da sıcak çikolata satışları ile toplandı.
Çocukların ebeveynleri tarafından inşa edildi.
13:57
It's built by the parents of the kids.
253
837311
1925
13:59
The kids are out there on-site, building the buildings.
254
839260
2627
Çocuklar orada arazide, binaları inşa ediyorlar.
14:01
And it opened a couple of weeks ago,
255
841911
1761
Birkaç hafta önce de açıldı,
14:03
and there's 600 kids that are now using the schools.
256
843696
2579
ve şimdi okullarımızı kullanan 600 çocuk var.
14:06
(Applause)
257
846299
6804
( Alkış )
14:13
So, disaster hits home.
258
853127
2042
Ve, felaket evi vuruyor.
14:16
We see the bad stories on CNN and Fox and all that,
259
856090
4729
CNN ve Fox'da kötü haberleri görüyoruz,
14:20
but we don't see the good stories.
260
860843
1784
ama iyi hikayeleri görmüyoruz.
14:22
Here is a community that got together, and they said "no" to waiting.
261
862651
4119
Burada bir araya gelip, beklemeye hayır diyen bir topluluk var.
14:26
They formed a partnership, a diverse partnership of players,
262
866794
3246
Bir ortaklık kurdular, farklı oyunculardan oluşan karışık bir ortaklık
14:30
to actually map out East Biloxi,
263
870064
2111
East Biloxi'yi planlamak için,
14:32
to figure out who's getting involved.
264
872199
1864
ve kimlerin katılacağını belirlemek için.
14:34
We've had over 1,500 volunteers rebuilding, rehabbing homes.
265
874087
3921
Yeniden inşaya katılan 1500 gönüllümüz vardı.
14:38
Figuring out what FEMA regulations are,
266
878600
2185
FEMA yönetmeliğini çözen...
14:40
not waiting for them to dictate to us how you should rebuild.
267
880809
3825
Nasıl yeniden inşa edeceğimizi bize dayatmalarını beklemeden.
14:44
Working with residents,
268
884658
1239
14:45
getting them out of their homes, so they don't get ill.
269
885921
3415
Yerli halkla beraber çalışan... Onları hasta olmamaları için
evlerinden dışarı çıkaran... Bu kendi başlarına temizledikleri.
14:49
This is what they're cleaning up on their own.
270
889360
2144
14:52
Designing housing.
271
892983
1153
Barınaklar tasarlayan... Bu ev birkaç hafta içinde uygulamaya koyulacak.
14:54
This house is going in in a couple of weeks.
272
894160
2117
14:56
This is a rehabbed home, done in four days.
273
896301
2021
Bu dört gün içinde rehabilite edilmiş bir ev.
14:59
This is a utility room for a woman who is on a walker.
274
899433
4143
Bu yürüme desteği kullanan bir kadın için bir çamaşır odası.
15:03
She's 70 years old. This is what FEMA gave her.
275
903600
2212
70 yaşında. Bu FEMA'nın ona verdiği.
600 dolar, bu iki gün önceydi.
15:07
600 bucks, happened two days ago.
276
907026
2613
15:10
We put together, very quickly, a washroom.
277
910000
2856
Biz hızlıca bir çamasır odası yaptık.
15:12
It's built, it's running and she just started a business today,
278
912880
2993
İnşa edildi, çalışıyor ve bugün kendi işletmesini kurdu,
15:15
where she's washing other people's clothes.
279
915897
2023
başkalarının çamaşırlarını yıkıyor.
15:17
These are the Calhouns.
280
917944
3632
Bu Shandra ve Calhoun'lar. Fotoğrafçılar
15:21
They're photographers who had documented the Lower Ninth for the last 40 years.
281
921600
3992
ve Lower Ninth'i geçen 40 seneden beri belgeliyorlar.
15:25
That was their home, and these are the photographs they took.
282
925941
2925
Bu onların eviydi, ve bunlar da çektikleri fotoğraflar.
15:28
And we're helping, working with them to create a new building.
283
928890
3063
Ve biz yardım ediyoruz, onlarla yeni bir bina inşa etmek için çalışıyoruz.
15:32
Projects we've done.
284
932533
1198
Yaptığımız projeler. Parçası olduğumuz, desteklediğimiz projeler.
15:34
Projects we've been a part of, support.
285
934183
2250
15:36
Why don't aid agencies do this?
286
936980
2003
Yardım organizasyonları bunu niye yapmıyor? Bu Birleşmiş Milletler'in çadırı.
15:40
This is the UN tent.
287
940716
1333
15:43
This is the new UN tent, just introduced this year.
288
943406
2921
Bu da Birleşmiş Milletler'in bu sene takdim ettikleri yeni çadırı.
15:46
Quick to assemble.
289
946351
1479
Hızlıca kurulabilir. Kapağı / penceresi var, yenilik bu.
15:47
It's got a flap -- that's the invention.
290
947854
2276
15:51
It took 20 years to design this and get it implemented in the field.
291
951426
4394
Bunu tasarlayıp araziye sürmeleri 20 sene almış.
15:55
I was 12 years old.
292
955844
1758
Ben 12 yaşındaydım. Burada bir problem var.
15:58
There's a problem here.
293
958768
1508
16:01
Luckily, we're not alone.
294
961728
1357
Çok şükür yalnız değiliz.
16:03
There are hundreds and hundreds and hundreds and hundreds
295
963712
2864
Yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce
16:06
and hundreds of architects and designers and inventors
296
966600
3976
ve yüzlerce mimar ve tasarımcı ve kaşif var
16:10
around the world that are getting involved in humanitarian work.
297
970600
3460
ve dünyanın her tarafından yardım çalışmalarına katılıyorlar.
16:16
More hemp houses -- it's a theme in Japan, apparently.
298
976234
3040
Daha fazla kenevir evler -- görünüşe göre Japonya'da bu bir tema,
16:19
I'm not sure what they're smoking.
299
979298
1635
Tam olarak ne içtiklerini bilemiyorum.
16:20
(Laughter)
300
980957
1610
16:24
This is a Grip Clip, designed by somebody who said,
301
984671
2707
Bu bir kavrama mandalı. Tasarımcısının düşüncesi: tek ihtiyacımız olan şey
16:27
"All you need is some way to attach membrane structures
302
987402
3007
zarımsı yapıları destek direklerine bağlayacak bir şey.
16:30
to physical support beams."
303
990433
3296
16:35
This guy designed for NASA, is now doing housing.
304
995942
4776
Bu adam NASA için tasarlıyordu -- şimdi konut işinde.
16:41
I'm going to whip through this quickly,
305
1001314
1905
Bunları hızlıca geçeceğim,
16:43
because I know I've got only a couple of minutes.
306
1003243
2427
çünkü sadece birkaç dakikam kaldığını biliyorum.
16:47
So this is all done in the last two years.
307
1007165
2145
Yani bütün bunlar son iki senede yapıldı.
16:49
I showed you something that took 20 years to do.
308
1009334
2627
Size yapımı 20 sene süren birşey göstermiştim.
16:51
And this is just a selection of things
309
1011985
2085
Bunlar da geçen birkaç sene içinde olan ve yapılan
16:54
that were built in the last couple of years.
310
1014094
2655
şeylerden sadece bazıları.
16:57
From Brazil to India,
311
1017217
1782
Brezilya'dan Hindistan'a,
17:00
Mexico,
312
1020167
1151
Meksika'ya,
17:02
Alabama,
313
1022420
1153
Alabama'ya,
Çin'e,
17:06
China,
314
1026326
1159
İsrail'e,
17:08
Israel,
315
1028825
1154
Filistin'e,
17:10
Palestine,
316
1030003
1150
17:11
Vietnam.
317
1031823
1150
Vietnam'a kadar.
17:13
The average age of a designer who gets involved in this project is 32 --
318
1033306
4151
Bu projeye katılan tasarımcıların
ortalama yaşı 32 -- bu benim şu anki yaşım. Yani bu genç bir--
17:17
that's how old I am.
319
1037481
1271
17:18
So it's a young --
320
1038776
1200
17:21
I just have to stop here, because Arup is in the room,
321
1041949
2648
Burada durmak zorundayım, çünkü Arup odada
17:24
and this is the best-designed toilet in the world.
322
1044621
2357
ve bu dünyada en iyi tasarlanmış tuvalet.
Eğer Hindistan'a gidecek olursanız, bu tuvaleti kullanın.
17:27
If you're ever, ever in India, go use this toilet.
323
1047002
3047
17:30
(Laughter)
324
1050073
1070
( Gülüşme )
17:31
Chris Luebkeman will tell you why.
325
1051167
1968
Chris Luebkeman size neden olduğunu anlatacaktır.
17:33
I'm sure that's how he wanted to spend the party.
326
1053600
2552
Eminim partiyi geçirmek istediği şekil buydu, fakat --
17:41
But the future is not going to be the sky-scraping cities of New York,
327
1061548
3310
fakat gelecek gökdelenli New York şehirlerinin olmayacak,
17:44
but this.
328
1064882
1151
bu olacak. Siz buna baktığınızda kriz görüyorsunuz.
17:46
And when you look at this, you see crisis.
329
1066057
2086
17:48
What I see is many, many inventors.
330
1068167
2667
Benim gördüğüm şey ise birçok mucit.
17:51
One billion people live in abject poverty.
331
1071469
2135
1 milyar insan sefil fakirlik içinde yaşıyor.
17:53
We hear about them all the time.
332
1073628
1644
Bunları devamlı duyuyoruz.
17:55
Four billion live in growing but fragile economies.
333
1075296
3185
4 milyar insan büyüyen fakat kırılgan ekonomilerde yaşıyor.
17:59
One in seven live in unplanned settlements.
334
1079680
2758
Her yediden biri plansız yerleşimlerde yaşıyor.
18:02
If we do nothing about the housing crisis that's about to happen,
335
1082462
3150
Bu iskan sorunu ile ilgili birşey yapmazsak olacak olan şey,
18:05
in 20 years, one in three people will live in an unplanned settlement
336
1085636
3555
20 sene içinde, her üç kişiden biri plansız yerleşim yerlerinde yaşıyor olacak,
18:09
or a refugee camp.
337
1089215
1263
veya bir mülteci kampında. Sağına bak, soluna bak: biriniz orada olacak.
18:10
Look left, look right: one of you will be there.
338
1090502
2713
18:14
How do we improve the living standards of five billion people?
339
1094080
3358
5 milyar insanın yaşam standartlarını nasıl yükseltebiliriz?
18:17
With 10 million solutions.
340
1097866
1841
10 milyon çözüm ile.
18:20
So I wish to develop a community
341
1100176
1703
Ben öyle bir topluluk oluşturmak istiyorum ki
18:21
that actively embraces innovative and sustainable design
342
1101903
3573
yenilikçi ve sürdürebilir tasarımI benimsemiş olsunlar
18:25
to improve the living conditions for everyone.
343
1105500
2973
herkesin yaşam koşullarını düzeltmek için.
18:28
Chris Anderson: Wait a sec -- that's your wish?
344
1108497
2318
Chris Anderson: Bekle bir saniye. Bekle bir saniye. Bu senin dileğin mi şimdi?
18:30
CS: That's my wish.
345
1110839
1151
CS: Bu benim dileğim.
CA: Bu onun dileği!
18:32
CA: That's his wish!
346
1112014
1151
( Alkış )
18:33
(Applause)
347
1113189
6523
18:46
CS: We started Architecture for Humanity with 700 dollars and a website.
348
1126303
3849
İnsanlık için Mimari projesini 700 dolar ve bir web sayfası ile başlattık.
18:50
So Chris somehow decided to give me 100,000.
349
1130707
3719
Chris de bir şekilde bana 100.000 dolar vermeye karar verdi.
18:54
So why not this many people?
350
1134783
1825
Yani neden o kadar çok insan olmasın?
18:57
Open-source architecture is the way to go.
351
1137983
2445
Açık-Kaynak Mimari gidilmesi gereken yöndür.
19:00
You have a diverse community of participants --
352
1140452
3087
Çok çeşitli katılımcılardan oluşan bir cemiyetiniz var --
19:03
and we're not just talking about inventors and designers,
353
1143563
2873
ve sadece kaşifler ve tasarımcılardan bahsetmiyoruz,
19:06
but we're talking about the funding model.
354
1146460
2119
fonlama modelinden bahsediyoruz.
19:08
My role is not as a designer;
355
1148603
1778
Benim rolüm tasarımcı rolü değil,
19:10
it's as a conduit between the design world and the humanitarian world.
356
1150405
3485
tasarım dünyası ile insani yardım dünyası arasında bir kanal rolü.
19:13
And what we need is something that replicates me globally,
357
1153914
4754
Ve ihtiyacımız olan şey beni küresel çapta kopyalayacak bir şey,
19:18
because I haven't slept in seven years.
358
1158692
2344
çünkü yedi senedir uyumuyorum.
19:21
(Laughter)
359
1161060
2516
( Gülüşme )
19:23
Secondly, what will this thing be?
360
1163600
2829
İkinci olarak, bu şey ne olacak?
19:26
Designers want to respond to issues of humanitarian crisis,
361
1166453
3880
Tasarımcılar insani krizlere cevap vermek istiyor,
19:30
but they don't want some company in the West
362
1170357
2951
ama batıda bir şirketin kendi fikirlerini
19:33
taking their idea and basically profiting from it.
363
1173332
2651
alıp ondan kazanç sağlamasını istemiyor.
19:36
So Creative Commons has developed the Developing Nations license.
364
1176007
4149
Bunun için Creative Commons gelişmekte olan ülkeler lisansını geliştirdi.
19:40
And what that means is that a designer can --
365
1180180
2390
Bu demektir ki tasarımcı -- gösterdiğim Ceatemba projesi
19:42
The Siyathemba project I showed
366
1182594
1833
19:44
was the first ever building to have a Creative Commons license on it.
367
1184451
3968
Creative Commons lisansı olan ilk yapıydı.
19:48
As soon as that is built, anyone in Africa or any developing nation
368
1188443
5133
Bu inşa edildiği anda, Afrika'da ve bütün gelişmekte olan ülkelerde herkes
19:53
can take the construction documents and replicate it for free.
369
1193600
3193
yapı belgelerini / çizimlerini ücretsiz olarak alıp çoğaltabilir.
19:58
(Applause)
370
1198657
4552
( Alkış )
20:03
So why not allow designers the opportunity to do this,
371
1203233
2919
Yani neden tasarımcıları bunu yapma fırsatını vermeyelim,
20:06
but still protect their rights here?
372
1206176
2278
ve aynı zamanda haklarını korumayalım?
20:08
We want to have a community where you can upload ideas,
373
1208478
4005
Fikirlerinizi yükleyebileceğiniz bir topluluk / ortam istiyoruz
20:12
and those ideas can be tested in an earthquake, in flood,
374
1212507
4200
ve bu fikirler depremlerde, sellerdeö her türlü sert çevre şartlarında
20:16
in all sorts of austere environments.
375
1216731
2320
test edilebilir. Bunun önemli olmasının sebebi şu:
20:19
The reason that's important
376
1219075
1737
20:20
is I don't want to wait for the next Katrina
377
1220836
2057
evimin çalışıp çalışmadığını öğgrenmek için bir sonraki Katrina'yı beklemek istemiyorum.
20:22
to find out if my house works.
378
1222917
1609
20:25
That's too late, we need to do it now.
379
1225672
2476
Bu çok geç. Bunu şimdi yapmalıyız.
20:28
So doing that globally --
380
1228172
1334
Bunu küresel olarak yapmalıyız.
20:29
and I want this whole thing to work multi-lingually.
381
1229530
5490
Ve ben bunun birçok dilde çalışmasını istiyorum.
20:35
When you look at the face of an architect, most people think a gray-haired white guy.
382
1235044
4083
Bir mimarın yüzüne bakınca, genelde insanlar gri-saçlı beyaz bir adam düşünürler.
20:39
I don't see that; I see the face of the world.
383
1239151
2367
Ben bunu görmüyorum. Ben dünyanın yüzünü görüyorum.
20:41
So I want everyone from all over the planet
384
1241890
2060
Yani dünyanın her yerinden herkesin,
20:43
to be able to be a part of this design and development.
385
1243974
3602
bu tasarım ve gelişimin bir parçası olabilmesini istiyorum.
20:47
The idea of needs-based competitions --
386
1247942
2049
İhtiyaç temelli yarışmalar fikri -- geri kalan yüzde 98 için X ödülü,
20:50
XPRIZE for the other 98 percent, if you want to call it that.
387
1250015
3401
eğer böyle demek isterseniz.
20:54
We also want to look at ways of matchmaking
388
1254749
2294
Aynı anda bağlantılar kurmanın ve finansman ortaklarını
20:57
and putting funding partners together,
389
1257067
2117
bir araya getirmenin yollarını arıyoruz.
20:59
and the idea of integrating manufacturers --
390
1259208
2342
Üreticileri de entegre etme fikri -- her ülkeden imal laboratuvarları.
21:01
fab labs in every country.
391
1261574
1595
21:03
When I hear about the $100 laptop and it's going to educate every child --
392
1263193
3815
100 dolar bilgisayarını duyunca
ve nasıl her çocuğu eğiteceğini,
21:07
educate every designer in the world.
393
1267032
2001
dünyadaki her tasarımcıyı eğitecek. Her favelaya bir tane koyun,
21:09
Put one in every favela, every slum settlement.
394
1269057
4510
her gecekondu bölgesine, çünkü şunu bilin ki,
21:13
Because you know what? Innovation will happen.
395
1273591
2238
yenilik gerçekleşecektir.
21:15
And I need to know that. It's called the leap-back.
396
1275853
2382
Ve benim bunu bilmem gerekir. Buna geri sıçrama diyorlar.
21:18
We talk about leapfrog technologies.
397
1278259
2130
Leapfrog teknolojilerinden bahsediyoruz. Ben Worldchangind'de yazıyorum,
21:20
I write with Worldchanging,
398
1280413
1381
21:21
and the one thing we've been talking about is,
399
1281818
2153
ve devamlı üzerinde konuştuğumuz konu şu,
21:23
I learn more on the ground than I've ever learned here.
400
1283995
2587
Arazide burada öğrendiklerimin hepsinden daha fazlasını öğreniyorum.
21:26
So let's take those ideas, adapt them, and we can use them.
401
1286606
3152
Yani bu fikirleri alalım, uyarlayalım ve sonra kullanabilelim.
21:32
These ideas are supposed to be adaptable;
402
1292428
3421
Bu fikirlerin uyarlanabilir olması gerekiyor,
21:35
they should have the potential for evolution;
403
1295873
3737
gelişme potansiyellerinin olması gerekiyor,
21:39
they should be developed by every nation in the world
404
1299634
2496
dünyadaki her millet tarafından geliştirilmeleri gerekiyor
21:42
and useful for every nation in the world.
405
1302154
2096
ve her millet için faydalı olmaları gerekiyor. Peki bunun için ne mi gerekecek?
21:44
What will it take?
406
1304837
1157
21:46
There should be a sheet.
407
1306430
1174
Burada bir sayfa olacaktı. Bunu okumaya vaktim yok,
21:47
I don't have time to read this, because I'm going to be yanked off.
408
1307628
3508
yoksa buradan sürükleneceğim.
21:51
CA: Let's just leave it up for a sec.
409
1311160
2270
CA: Birkaç saniye kalsın orada.
21:53
CS: Well, what will it take? You guys are smart.
410
1313454
2426
CS: Ne mi gerektirecek? Siz zeki insanlarsınız.
21:57
So it's going to take a lot of computing power,
411
1317094
2864
Oldukça çok hesap gücü gerektirecek, çünkü ben bunun --
21:59
because I want the idea that any laptop anywhere in the world
412
1319982
3099
Dünyanın her yerindeki her bilgisayar sistem bağlanabilsin istiyorum.
22:03
can plug into the system
413
1323105
1371
22:04
and be able to not only participate in developing these designs,
414
1324500
3562
Ve bu tasarımları geliştirmeye katılmanın yanında,
22:08
but utilize the designs.
415
1328086
1755
tasarımları kullanabilsin de. Bu tasarımların gözden geçirilmesi için bir yöntem de.
22:09
Also, a process of reviewing the designs.
416
1329865
3757
22:13
I want every Arup engineer in the world to check and make sure
417
1333646
3412
Dünyadaki her Arup mühendisinin kontrol edip
ayakta duracak şeyler yaptığımızı garantilemelerini istiyorum,
22:17
that we're doing stuff that's standing,
418
1337082
1869
22:18
because those guys are the best in the world.
419
1338975
2141
çünkü bu insanlar dünyada alanlarının en iyileri.
22:21
Plug.
420
1341140
1150
22:22
And so, you know, I want these --
421
1342909
3557
İşte ben bunları istiyorum -- şunu belirtmeliyim ki,
22:26
I just should note: I have two laptops and one of them is there,
422
1346490
3754
İki tane dizüstü bilgisayarım var, biri şurada
22:30
and that has 3000 designs on it.
423
1350268
2483
ve içinde 3000 tane tasarım var. Onu düşürürsem ne olur?
22:32
If I drop that laptop ...
424
1352775
2953
22:35
What happens?
425
1355752
1450
22:37
So it's important to have these proven ideas put up there,
426
1357226
2968
Bu denenmiş fikirleri ortalığa/açığa koymak önemli,
22:40
easy to use, easy to get ahold of.
427
1360218
1849
kolay kullanılabilir, kolay ulaşılabilir.
Annem bir keresinde dedi ki, 'lafla peynir gemisi yürümez' (yaklaşık manasıyla).
22:46
My mom once said, "There's nothing worse than being all mouth and no trousers."
428
1366044
3775
22:49
(Laughter)
429
1369843
1507
( Gülüşme )
22:51
I'm fed up of talking about making change.
430
1371374
3151
Değişim getirmeyi konuşmaktan sıkıldım artık.
22:54
You only make it by doing it.
431
1374549
1849
Sadece yaparak gerçekleştirebilirsin.
22:56
We've changed FEMA guidelines; we've changed public policy;
432
1376843
3580
FEMA zönetmeliğini değiştirdik. Kamu politikasını değiştirdik.
23:00
we've changed international response -- based on building things.
433
1380447
4414
Uluslararası tepkileri değiştirdik -- birşeyleri inşa ederek.
23:04
So for me, it's important that we create a real conduit for innovation,
434
1384885
4349
Yani benim için yenilikler için gerçek bir kanal oluşturmak,
ve bunun özgür bir yenilik olması önemli.
23:09
and that it's free innovation.
435
1389258
1644
23:10
Think of free culture -- this is free innovation.
436
1390926
2623
Özgür kültür düşünün -- bu özgür yenilik.
23:15
Somebody said this a couple of years back.
437
1395858
2788
Birisi bunu birkaç sene önce söyledi.
23:20
I will give points for those who know it.
438
1400138
2137
Bunu bilenlere puan vereceğim,
23:22
But I think the man was maybe 25 years too early.
439
1402299
6261
Belki de adam 25 sene erkendi, yani haydi yapalım.
23:28
So let's do it.
440
1408584
2225
Teşekkürler.
23:30
Thank you.
441
1410833
1153
23:32
(Applause)
442
1412010
3982
( Alkış )
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7