John Francis: Walk the earth ... my 17-year vow of silence | TED

John Francis dünyayı dolaşıyor

222,280 views ・ 2008-11-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selcuk Gul Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
(Music)
0
12160
43000
(Müzik)
00:55
(Applause)
1
55160
6000
(Alkışlar)
01:01
Thank you for being here.
2
61160
3000
Burada olduğunuz için teşekkürler.
01:04
And I say "thank you for being here" because I was silent for 17 years.
3
64160
8000
Ve burada olduğunuz için teşekkürler diyorum, çünkü 17 yıldır sessizdim.
01:12
And the first words that I spoke were in Washington, D.C.,
4
72160
4000
Ve ilk sözleri söylediğim yer Washington, DC, idi,
01:16
on the 20th anniversary of Earth Day.
5
76160
2000
dünya gününün 20. yıldönümünde.
01:18
And my family and friends had gathered there to hear me speak.
6
78160
5000
Ve ailem ve arkadaşlarım konuşmamı duymak için orada toplandılar.
01:23
And I said, "Thank you for being here."
7
83160
4000
Ve ben, "Burada olduğunuz için teşekkürler." dedim.
01:27
My mother, out in the audience, she jumped up,
8
87160
1000
Annem, dinleyicilerin içinden, ayağa fırlayıp,
01:28
"Hallelujah, Johnny’s talking!"
9
88160
3000
"Tanrıya şükür, Johnny konuşuyor!"
01:31
(Laughter)
10
91160
2000
(Kahkahalar)
01:33
Imagine if you were quiet for 17 years
11
93160
2000
17 yıl boyunca sessiz kaldığınızı hayal edin,
01:35
and your mother was out in the audience, say.
12
95160
4000
ve anneniz seyirciler arasından, böyle der.
01:39
My dad said to me, "That’s one" --
13
99160
3000
Babam bana dedi ki, "Bu bir"--
01:42
I’ll explain that.
14
102160
3000
Ne demek istediğimi açıklayacağım.
01:45
But I turned around because I didn’t recognize where my voice was coming from.
15
105160
5000
Fakat ben etrafa döndüm çünkü sesimin nereden geldiğini farkedemiyordum.
01:50
I hadn’t heard my voice in 17 years,
16
110160
3000
17 yıl boyunca kendi sesimi duymamıştım,
01:53
so I turned around and I looked and I said,
17
113160
2000
bu yüzden etrafa döndüm ve baktım ve dedim ki,
01:55
"God, who's saying what I’m thinking?"
18
115160
4000
"Tanrım, benim düşündüklerimi kim söylüyor?"
01:59
And then I realized it was me, you know, and I kind of laughed.
19
119160
5000
Ve sonra farkına vardım ki bendim, bilirsiniz, ve bir şekilde güldüm.
02:04
And I could see my father: "Yeah, he really is crazy."
20
124160
5000
Ve babamı gördüm--" Evet, o gerçekten çılgındır."
02:09
Well, I want to take you on this journey.
21
129160
4000
Peki, sizi bu yolculuğa götürmek istiyorum.
02:13
And the journey, I believe, is a metaphor for all of our journeys.
22
133160
3000
Ve bu yolculuk, bence, bütün yolculuklarımız için bir metafor.
02:16
Even though this one is kind of unusual,
23
136160
4000
Ve böylece, bu yolculuk alışılmayanlardan olsa bile,
02:20
I want you to think about your own journey.
24
140160
5000
sizin kendi yolculuğunuz hakkında düşünmenizi istiyorum.
02:25
My journey began in 1971
25
145160
4000
Benim yolculuğum 1971'de başladı
02:29
when I witnessed two oil tankers collide beneath the Golden Gate,
26
149160
6000
Golden Gate'in altında iki petrol tankerinin çarpışmasına tanık olduğum zaman,
02:35
and a half a million gallons of oil spilled into the bay.
27
155160
4000
ve yarım milyon galon petrolün körfeze yayıldığı.
02:39
It disturbed me so much
28
159160
4000
Bu beni o kadar rahatsız etti ki
02:43
that I decided that I was going to give up riding and driving in motorized vehicles.
29
163160
6000
Motorlu araçlara binmeyi ve sürmeyi bırakmaya karar verdim.
02:50
That’s a big thing in California.
30
170160
3000
Bu Kaliforniya'da büyük bir olaydır.
02:53
And it was a big thing in my little community of Point Reyes Station
31
173160
6000
Ve Point Reyes mevkiindeki ailem için de büyük bir olaydı.
02:59
in Inverness, California, because there were only
32
179160
2000
Inverness, Kaliforniya da, çünkü orada sadece
03:01
about 350 people there in the winter – this was back in '71 now.
33
181160
6000
belki 350 insan vardı kışın-- 71 yılına dönersek böyleydi.
03:07
And so when I came in and I started walking around, people --
34
187160
5000
Ve böylece ben geldiğimde ve etrafta yürüdüğümde, insanlar--
03:12
they just knew what was going on.
35
192160
2000
neler olup bittiğinin farkındaydı.
03:14
And people would drive up next to me
36
194160
2000
Ve insanlar arabalarını yanımda sürerdi,
03:16
and say, "John, what are you doing?"
37
196160
2000
ve "John, ne yapıyorsun?" derlerdi.
03:18
And I’d say, "Well, I’m walking for the environment."
38
198160
4000
Ve bende "Şey, çevre için yürüyorum." derdim.
03:22
And they said, "No, you’re walking to make us look bad, right?
39
202160
4000
Ve onlar, "hayır, bizi kötü göstermek için yürüyorsun, değil mi?" derlerdi.
03:26
You’re walking to make us feel bad."
40
206160
2000
Bizi kötü hissettirmek için yürüyorsun"
03:28
And maybe there was some truth to that,
41
208160
2000
Ve belki de bunda biraz doğruluk payı vardı,
03:30
because I thought that if I started walking, everyone would follow.
42
210160
5000
çünkü düşündümki eğer yürümeye başlarsam herkes, bilirsiniz, takip ederdi.
03:35
Because of the oil, everybody talked about the polllution.
43
215160
2000
Petrol yüzünden, herkes kirlilikten bahsediyordu.
03:37
And so I argued with people about that, I argued and I argued.
44
217160
7000
Ve böylece insanlarla bunun hakkında tartıştım, tartıştım ve tartıştım.
03:44
I called my parents up.
45
224160
2000
Ailemi yardıma çağırdım.
03:46
I said, "I’ve given up riding and driving in cars."
46
226160
2000
"Arabalara binmeyi ve sürmeyi bıraktım." dedim.
03:48
My dad said, "Why didn’t you do that when you were 16?"
47
228160
3000
Babam, " Bunu neden 16 yaşındayken yapmadın?" dedi.
03:51
(Laughter)
48
231160
2000
(kahkahalar)
03:53
I didn’t know about the environment then.
49
233160
1000
O zaman çevre hakkında birşey bilmiyordum.
03:54
They’re back in Philadelphia.
50
234160
2000
Philadelphia'ya geri döndüler.
03:56
And so I told my mother, "I’m happy though, I’m really happy."
51
236160
4000
Ve böylece anneme, "Buna rağmen mutluyum, gerçekten mutluyum." dedim.
04:00
She said, "If you were happy, son, you wouldn’t have to say it."
52
240160
3000
O, "Eğer mutlu olsaydın, oğlum, bunu söylemek zorunda kalmazdın." dedi.
04:03
Mothers are like that.
53
243160
3000
Anneler böyledir.
04:06
And so, on my 27th birthday I decided, because I argued so much
54
246160
8000
Ve böylece, 27. yaş günümde karar verdim, çünkü çok tartışıyordum
04:14
and I talk so much, that I was going to stop speaking
55
254160
6000
ve çok konuşurum, görüyorsunuz, konuşmayı bırakacaktım
04:20
for just one day -- one day -- to give it a rest.
56
260160
4000
tek bir günlüğüne--bir gün--biraz ara vermek için.
04:24
And so I did.
57
264160
3000
Ve bunu yaptım.
04:27
I got up in the morning and I didn’t say a word.
58
267160
3000
Sabah uyandım ve bir kelime bile etmedim.
04:30
And I have to tell you, it was a very moving experience,
59
270160
3000
Ve size söylemek zorundayım, çok harekete geçirici bir deneyimdi,
04:33
because for the first time, I began listening -- in a long time.
60
273160
7000
çünkü ilk kez, dinlemeye başladım-- uzun bir süre.
04:40
And what I heard, it kind of disturbed me.
61
280160
4000
Ve duyduğum şey, bir şekilde beni rahatsız etti.
04:44
Because what I used to do, when I thought I was listening,
62
284160
3000
Çünkü, dinlediğimi düşündüğümde yaptığım şey,
04:47
was I would listen just enough to hear what people had to say
63
287160
3000
insanların söyleyemek üzere olduğu şeyleri duyacak kadarını dinlemekti
04:50
and think that I could -- I knew what they were going to say,
64
290160
5000
ve nasıl devam ediceklerini bildiğimi, bilebileceğimi düşünmekti.
04:55
and so I stopped listening.
65
295160
2000
ve böylece dinlemeyi bırakıyordum.
04:57
And in my mind, I just kind of raced ahead
66
297160
3000
Ve kafamın içinde, bir çeşit yarış içindeydim
05:00
and thought of what I was going to say back,
67
300160
2000
ve cevap olarak ne söyleyeceğimi düşünüyordum
05:02
while they were still finishing up.
68
302160
2000
onlar hala bitiriyorlarken.
05:04
And then I would launch in.
69
304160
2000
Ve ozaman hemen açıklamalara girişirdim.
05:06
Well, that just ended communication.
70
306160
4000
Aslında, bu sadece iletişimi sonlandırırdı.
05:10
So on this first day I actually listened.
71
310160
2000
Bu yüzden ilk gün gerçekten dinledim.
05:12
And it was very sad for me,
72
312160
2000
Ve bu benim için çok üzücüydü,
05:14
because I realized that for those many years I had not been learning.
73
314160
6000
çünkü yıllardır hiç birşey öğrenmediğimin farkına vardım.
05:20
I was 27. I thought I knew everything.
74
320160
2000
27 yaşındaydım. Herşeyi bildiğimi sanıyordum.
05:25
I didn’t.
75
325160
2000
Aslında bilmiyordum.
05:27
And so I decided I’d better do this for another day,
76
327160
4000
Ve böylece bunu başka bir gün daha yapmaya karar verdim,
05:31
and another day, and another day until finally,
77
331160
4000
ve başka bir gün, ve başka bir gün ve sonunda,
05:35
I promised myself for a year I would keep quiet
78
335160
3000
kendime bir sene boyunca konuşmayacağıma dair söz verene kadar,
05:38
because I started learning more and more and I needed to learn more.
79
338160
4000
çünkü fazla daha fazla öğrenmeye başlamıştım ve daha öğrenmeye ihtiyacım vardı
05:42
So for a year I said I would keep quiet,
80
342160
2000
Böylece bir yıl için konuşmayabilirim dedim,
05:44
and then on my birthday I would reassess what I had learned
81
344160
4000
ve sonra yaş günümde neler öğrendiğimi yeniden değerlendirebilirdim
05:48
and maybe I would talk again.
82
348160
2000
ve belki tekrar konuşabilirdim.
05:50
Well, that lasted 17 years.
83
350160
3000
Aslında, bu 17 yıl sürdü.
05:54
Now during that time -- those 17 years -- I walked and I played the banjo
84
354160
6000
Şimdi bu zaman boyunca--17 yıl--yürüdüm ve banjo çaldım
06:00
and I painted and I wrote in my journal, and
85
360160
5000
ve resim yaptım ve günlüğümü yazdım ve
06:05
I tried to study the environment by reading books.
86
365160
5000
kitaplar okuyarak çevre çalışmaya gayret ettim.
06:10
And I decided that I was going to go to school. So I did.
87
370160
4000
Ve okula gitmeye karar verdim. Ve gittim.
06:14
I walked up to Ashland, Oregon,
88
374160
2000
Ashland, Oregon'a kadar yürüdüm,
06:16
where they were offering an environmental studies degree.
89
376160
5000
çevre çalışmaları derecesi verdikleri.
06:21
It’s only 500 miles.
90
381160
2000
Sadece 500 mil.
06:23
And I went into the Registrar’s office and --
91
383160
4000
Ve kayıt ofisine girdim ve...
06:32
"What, what, what?"
92
392160
2000
Ne, ne, ne?
06:34
I had a newspaper clipping.
93
394160
3000
Bir gazete küpürüm vardı.
06:37
"Oh, so you really want to go to school here?
94
397160
2000
Yani, sen gerçekten burada okumak mı istiyorsun?
06:39
You don’t …?
95
399160
2000
Sen..?
06:41
We have a special program for you." They did.
96
401160
3000
Senin için özel bir programımız var. Gerçekten vardı.
06:44
And in those two years, I graduated with my first degree -- a bachelor’s degree.
97
404160
5000
Ve bu iki yıl içinde, ilk derecemle mezun oldum-- bir lisans derecesi
06:49
And my father came out, he was so proud.
98
409160
3000
Ve babam çıkageldi, çok gururluydu.
06:52
He said, "Listen, we’re really proud of you son,
99
412160
3000
Dedi ki, "Dinle, seninle gerçekten gurur duyuyoruz oğlum,
06:55
but what are you going to do with a bachelor’s degree?
100
415160
2000
fakat bir lisans derecesi ile ne yapacaksın?
06:57
You don’t ride in cars, you don’t talk --
101
417160
2000
Arabalara binmezsin, konuşmazsın,
06:59
you’re going to have to do those things."
102
419160
2000
Bu şeyleri yapmak zorunda kalacaksın."
07:01
(Laughter)
103
421160
2000
(Kahkahalar)
07:03
I hunched my shoulder, I picked my backpack up again
104
423160
2000
Omuzlarımı kamburlaştırdım, tekrar sırtçantamı aldım
07:05
and I started walking.
105
425160
2000
ve yürümeye başladım.
07:09
I walked all the way up to Port Townsend, Washington, where I built a wooden boat,
106
429160
5000
Tahtadan bir bot yaptığım Port Townsend, Washington'a doğru bütün yolu yürüdüm.
07:14
rode it across Puget Sound
107
434160
3000
Puget boğazı boyunca ona bindim.
07:17
and walked across Washington [to] Idaho and down to Missoula, Montana.
108
437160
5000
Idaho--Washington,Idaho boyunca yürüdüm ve Missoula, Montana'ya doğru aşağı.
07:22
I had written the University of Montana two years earlier
109
442160
4000
Montana üniversitesine iki yıl önce mektup yazmıştım
07:26
and said I'd like to go to school there.
110
446160
3000
ve oraya gitmek istediğimi söylemiştim.
07:29
I said I'd be there in about two years.
111
449160
3000
Yaklaşık iki yıl içinde orada olacağımı söylemiştim.
07:32
(Laughter)
112
452160
2000
(Kahkahalar)
07:34
And I was there. I showed up in two years and they --
113
454160
3000
Ve oradaydım. İki yıl sonra ortaya çıktım ve onlar--
07:37
I tell this story because they really helped me.
114
457160
2000
Bu hikayeyi anlattım çünkü onlar bana gerçekten yardım etti.
07:39
There are two stories in Montana.
115
459160
2000
Montana'da iki hikaye vardı.
07:43
The first story is I didn’t have any money -- that’s a sign I used a lot.
116
463160
3000
Birinci hikaye hiç paramın olmamasıydı--bu çok harcadığıma bir işarettir.
07:46
And they said,"Don't worry about that."
117
466160
3000
Ve onlarda, " Bunu dert etme dediler."
07:49
The director of the program said, "Come back tomorrow."
118
469160
3000
Program yürütücüsü " Yarın tekrar gel." dedi.
07:52
He gave me 150 dollars,
119
472160
2000
Bana 150 dolar verdi,
07:54
and he said, "Register for one credit.
120
474160
3000
ve dedi ki, "Bir kredi için kaydol
07:57
You’re going to go to South America, aren’t you?"
121
477160
2000
Güney amerika'ya gideceksin, değil mi?"
07:59
And I said --
122
479160
2000
ve ben dedim ki---
08:01
Rivers and lakes, the hydrological systems, South America.
123
481160
4000
Nehirler ve göller, hidrolojik sistemler, Güney Amerika.
08:05
So I did that.
124
485160
3000
Böylece bunu yaptım.
08:08
He came back; he said to me,
125
488160
2000
Geri geldi, ve bana dedi ki,
08:10
"OK John, now that you've registered for that one credit,
126
490160
4000
o dedi ki, " Tamamdır John, şimdi bir kredi için kayıtlısın,
08:14
you can have a key to an office, you can matriculate --
127
494160
3000
bir ofis anahtarın olabilir, üniversiteye kayıt olabilirsin
08:17
you’re matriculating, so you can use the library.
128
497160
2000
kayıt oluyorsun böylece kütüphaneyi kullanabilirsin.
08:19
And what we’re going to do
129
499160
1000
Ve bizim yapacağımız,
08:20
is, we’re going to have all of the professors allow you to go to class.
130
500160
6000
bütün hocaların derslerine girmene izin vermelerini sağlayacağız,
08:26
They’re going to save your grade,
131
506160
2000
onlar senin notunu saklayacaklar,
08:28
and when we figure out how to get you the rest of the money,
132
508160
2000
ve geri kalan parayı nasıl bulacağımızı keşfettiğimizde,
08:30
then you can register for that class and they’ll give you the grade."
133
510160
7000
sonra bu derslere kayıt olabilirsin ve onlarda notunu sana verecekler."
08:37
Wow, they don’t do that in graduate schools, I don’t think.
134
517160
3000
Vay, bunu lisansüstü okullarında yapmazlar, sanmıyorum.
08:40
But I use that story because they really wanted to help me.
135
520160
4000
Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler.
08:44
They saw that I was really interested in the environment,
136
524160
3000
Çevre ile gerçekten ilgili olduğumu gördüler,
08:47
and they really wanted to help me along the way.
137
527160
2000
ve bu yol boyunca bana gerçekten yardım etmek istediler.
08:49
And during that time, I actually taught classes without speaking.
138
529160
5000
Ve bu süre zarfında, aslında konuşmadan dersler verdim.
08:54
I had 13 students when I first walked into the class.
139
534160
3000
Ve sınıfa ilk girdiğimde 13 öğrencim vardı,
08:57
I explained, with a friend who could interpret my sign language,
140
537160
6000
ve işaret dilimi okuyabilen bir arkadaşımla açıkladım,
09:03
that I was John Francis, I was walking around the world,
141
543160
2000
ki adım John Francis, dünyayı dolaşıyordum,
09:05
I didn’t talk and this was the last time
142
545160
1000
konuşmuyordum ve bu son kez
09:06
this person’s going to be here interpreting for me.
143
546160
3000
bu kişinin beni yorumlaması için burada olmasıydı.
09:09
All the students sat around and they went ...
144
549160
3000
Bütün öğrenciler etrafta oturuyordu ve onlar...
09:12
(Laughter)
145
552160
5000
(Kahkahalar)
09:17
I could see they were looking for the schedule,
146
557160
2000
Ders programını aradıklarını görüyordum
09:19
to see when they could get out.
147
559160
2000
ne zaman dışarı çıkabileceklerini anlamak için.
09:21
They had to take that class with me.
148
561160
4000
Dersi benimle almak zorundalardı.
09:25
Two weeks later, everyone was trying to get into our class.
149
565160
3000
İki hafta sonra, herkes dersimize girebilmeye çalışıyordu.
09:28
And I learned in that class -- because I would do things like this ...
150
568160
4000
Ve bu sınıfta öğrendim-- çünkü bunun gibi şeyler yapardım...
09:32
and they were all gathered around, going, "What's he trying to say?"
151
572160
2000
ve hepsi etrafta toplanır, gider, ne söylemeye çalışıyor?
09:34
"I don't know, I think he's talking about clear cutting." "Yeah, clear cutting."
152
574160
5000
Bilmem, bence toplu kesim hakkında konuşuyor. Evet, toplu kesim.
09:39
"No, no, no, that's not clear cutting, that’s -- he's using a handsaw."
153
579160
3000
Hayır,hayır,hayır, bu toplu kesim değil, bu-- el testeresi kullanıyor.
09:43
"Well, you can’t clearcut with a ..."
154
583160
3000
Yani, el testeresi ile toplu kesim yapamaz...
09:46
"Yes, you can clear cut ..."
155
586160
2000
Evet, yapabilir...
09:48
"No, I think he’s talking about selective forestry."
156
588160
2000
Hayır, bence seçici ormancılık hakkında konuşuyor.
09:50
Now this was a discussion class and we were having a discussion.
157
590160
4000
Şimdi bu bir tartışma dersiydi ve tartışıyorduk.
09:54
I just backed out of that, you know, and I just kind of kept the fists from flying.
158
594160
3000
Sadece bundan vazgeçtim, bilirsiniz, ve yumrukları uçmaktan koruyor gibiydim
09:57
But what I learned was that sometimes I would make a sign
159
597160
4000
Ama öğrendim ki bazen bir işaret yapıyordum
10:01
and they said things that I absolutely did not mean,
160
601160
4000
ve onlar kesinlikle kastetmediğim şeylerden bahsediyordu,
10:05
but I should have.
161
605160
2000
ama bunlardan bahsetmeliydim.
10:07
And so what came to me is, if you were a teacher
162
607160
5000
Ve bana göre eğer öğretmenseniz
10:12
and you were teaching, if you weren’t learning
163
612160
3000
ve öğretiyorsanız, ve öğrenmiyorsanız
10:15
you probably weren’t teaching very well.
164
615160
2000
muhtemelen çok iyi öğretmiyorsunuzdur.
10:17
And so I went on.
165
617160
2000
Ve böylece devam ettim.
10:19
My dad came out to see me graduate
166
619160
2000
Babam mezun olduğumu görmeye geldi
10:21
and, you know, I did the deal,
167
621160
2000
ve, bilirsiniz, iyi iş başarmıştım,
10:23
and my father said, "We’re really proud of you son, but ... "
168
623160
2000
ve babam dedi ki, "Seninle gurur duyuyoruz evlat, ancak..."
10:25
You know what went on,
169
625160
2000
Nasıl devam ettiğini biliyorsunuz,
10:27
he said, "You’ve got to start riding and driving and start talking.
170
627160
3000
dedi ki, "Arabalara binmeye, sürmeye ve konuşmaya başlamalısın.
10:30
What are you going to do with a master’s degree?"
171
630160
2000
Bir master derecesi ile ne yapacaksın?"
10:32
I hunched my shoulder, I got my backpack
172
632160
2000
Omuzlarımı kamburlaştırdım, sırt çantamı aldım
10:34
and I went on to the University of Wisconsin.
173
634160
2000
ve Wisconsin Üniversitesine gittim.
10:37
I spent two years there writing on oil spills.
174
637160
5000
Orada petrol yayılmaları hakkında yazarak 2 yıl harcadım.
10:42
No one was interested in oil spills.
175
642160
2000
Kimse petrol yayılmalarıyla ilgilenmiyordu.
10:44
But something happened --
176
644160
2000
Ama birşeyler oldu--
10:47
Exxon Valdez.
177
647160
2000
Exxon Valdez.
10:50
And I was the only one in the United States writing on oil spills.
178
650160
4000
Ve birleşik devletlerde petrol yayılması ile ilgili yazan tek ben vardım.
10:54
My dad came out again.
179
654160
2000
Babam tekrar çıkageldi.
10:56
He said, "I don't know how you do this, son --
180
656160
2000
Dedi ki, " Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum, evlat,
10:58
I mean, you don't ride in cars, you don’t talk.
181
658160
3000
demek istediğim, arabalara binmezsin, konuşmazsın.
11:01
My sister said maybe I should leave you alone,
182
661160
2000
Kız kardeşim belki beni yalnız bırakması gerektiğini söyledi
11:03
because you seem to be doing a lot better
183
663160
2000
çünkü hiç birşey konuşmuyorken
11:05
when you’re not saying anything."
184
665160
2000
daha iyi iş çıkarıyor görünüyormuşum.
11:07
(Laughter)
185
667160
3000
(Kahkahalar)
11:10
Well, I put on my backpack again.
186
670160
2000
Peki, sırt çantamı tekrar giydim.
11:12
I put my banjo on and I walked all the way to the East Coast,
187
672160
2000
Banjomu içine koydum ve doğu kıyısı boyunca tüm yolu yürüdüm,
11:14
put my foot in the Atlantic Ocean --
188
674160
2000
ayağımı Atlantik okyanusuna soktum--
11:16
it was seven years and one day it took me to walk across the United States.
189
676160
4000
Birleşik Devletler boyunca yürümek yedi yıl ve bir günümü aldı.
11:22
And on Earth Day, 1990 --
190
682160
5000
Ve Dünya gününde, 1990'da,
11:27
the 20th anniversary of Earth Day -- that’s when I began to speak.
191
687160
3000
Dünya gününün 20. yıldönümü, bu konuşmaya başladığım zamandı.
11:30
And that’s why I said, "Thank you for being here."
192
690160
2000
Ve bu neden "Burada olduğunuz için teşekkürler" dediğimdir.
11:32
Because it's sort of like that tree in the forest falling;
193
692160
4000
Çünkü bu bir çeşit ormanda düşen ağaç gibidir,
11:36
and if there's no one there to hear, does it really make a sound?
194
696160
3000
ve eğer orada duyacak kimse yoksa-- bu gerçekten bir şey ifade eder mi?
11:39
And I’m thanking you, and I'm thanking my family
195
699160
3000
Ve size teşekkür ediyorum, ve aileme teşekkür ediyorum,
11:42
because they had come to hear me speak.
196
702160
2000
çünkü onlar konuştuğumu duymak için geldiler.
11:44
And that’s communication.
197
704160
3000
Ve bu iletişimdir.
11:47
And they also taught me about listening -- that they listened to me.
198
707160
6000
Ve onlar ayrıca bana dinlemeyi öğrettiler--ki beni dinlediler.
11:53
And it’s one of those things that came out of the silence,
199
713160
4000
Ve bu sessizliğin içinden gelen şeylerden biridir,
11:57
the listening to each other.
200
717160
2000
birbirini dinlemek.
11:59
Really, very important --
201
719160
2000
Ger.ekten, çok önemli--
12:01
we need to listen to each other.
202
721160
3000
birbirimizi dinlememize ihtiyacımız var.
12:04
Well, my journey kept going on.
203
724160
2000
Şey, yolculuğum devam etti.
12:06
My dad said, "That’s one,"
204
726160
3000
Babam dedi ki, "Bu bir,""
12:09
and I still didn’t let that go.
205
729160
3000
ve ben hala bundan vazgeçmiyordum.
12:12
I worked for the Coastguard, was made a U.N. Goodwill Ambassador.
206
732160
3000
Sahil güvenlik için çalıştım, bir B.M iyi niyet elçisi ilan edildim.
12:15
I wrote regulations for the United States --
207
735160
3000
Birleşik devletler için mevzuatlar yazdım--
12:18
I mean, I wrote oil spill regulations.
208
738160
2000
Yani, petrol yayılması mevzuatları yazdım.
12:20
20 years ago, if someone had said to me,
209
740160
4000
Yani, 20 yıl önce birileri bana deseydi ki,
12:24
"John, do you really want to make a difference?"
210
744160
3000
"John, gerçekten bir fark yaratmak ister misin?"
12:27
"Yeah, I want to make a difference."
211
747160
1000
"Evet, bir fark yaratmak istedim."
12:28
He said, "You just start walking east;
212
748160
2000
Dedi ki," Sadece doğuya yürümeye başla,
12:30
get out of your car and just start walking east."
213
750160
3000
arabandan in ve sadece doğuya yürümeye başla"
12:33
And as I walked off a little bit, they'd say, "Yeah, and shut up, too."
214
753160
4000
Ve ben birazcık yürür yürümez, dediler ki, "Evet, ve çeneni de kapa.
12:37
(Laughter)
215
757160
3000
(Kahkahalar)
12:40
"You’re going to make a difference, buddy."
216
760160
2000
Bir fark yaratacaksın, dostum."
12:42
How could that be, how could that be?
217
762160
3000
Bu nasıl olabilir, bu nasıl olabilir?
12:45
How could doing such a simple thing like walking and not talking
218
765160
4000
Yürümek ve konuşmamak gibi basit birşey yapmak
12:49
make a difference?
219
769160
2000
nasıl bir fark yaratabilir?
12:51
Well, my time at the Coast Guard was a really good time.
220
771160
4000
Şey, sahil güvenlikte geçen zamanım gerçekten güzel zamandı.
12:55
And after that -- I only worked one year --
221
775160
3000
Ve bundan sonra--Sadece bir yıl çalıştım--
12:58
I said, "That's enough. One year's enough for me to do that."
222
778160
4000
Dedim ki, "Bu kadarı yeterli, bunu yapmak için bir yıl yeterli."
13:02
I got on a sailboat and I sailed down to the Caribbean,
223
782160
3000
Bir yelkenliye bindim ve Karayiplere kadar deniz yolculuğu yaptım.
13:05
and walked through all of the islands, and to Venezuela.
224
785160
7000
ve tüm adalar boyunca yürüdüm ve Venezuela'ya.
13:12
And you know, I forgot the most important thing,
225
792160
4000
Ve bilirsiniz, en önemli şeyi unuttum,
13:16
which is why I started talking, which I have to tell you.
226
796160
5000
neden konuşmaya başladığım, size anlatmak zorunda olduğum.
13:21
I started talking because I had studied environment.
227
801160
5000
Konuşmaya başladım çünkü çevre konusunda çalıştım,
13:26
I’d studied environment at this formal level,
228
806160
4000
çevre konusunda bu düzeyde çalıştım, bu resmi düzeyde,
13:30
but there was this informal level.
229
810160
2000
ancak gayriresmi bir düzey vardı.
13:32
And the informal level --
230
812160
3000
Ve gayriresmi düzey--
13:35
I learned about people, and what we do and how we are.
231
815160
6000
İnsanlar hakkında öğrendim, ve ne yaptığımızı ve nasıl olduğumuzu.
13:41
And environment changed from just being about trees and birds
232
821160
3000
Ve çevre sadece ağaçlar ve kuşlar ve soyu tehlikedeki türler olmaktan
13:44
and endangered species to being about how we treated each other.
233
824160
6000
birbirimize nasıl davrandığımıza doğru değişti.
13:50
Because if we are the environment,
234
830160
2000
Çünkü eğer biz çevreysek,
13:52
then all we need to do is look around us
235
832160
2000
o zaman tek yapmamız gereken etrafımıza bakmak
13:54
and see how we treat ourselves and how we treat each other.
236
834160
5000
ve görmek kendimize nasıl davranıyoruz ve birbirimize nasıl davranıyoruz.
13:59
And so that’s the message that I had.
237
839160
4000
Ve bu benim sahip olduğum mesaj.
14:03
And I said, "Well, I'm going to have to spread that message."
238
843160
2000
Ve dedim ki," Peki, bu mesajı dağıtacağım."
14:05
And I got in my sailboat, sailed all the way through the Caribbean --
239
845160
4000
Ve yelkenlime bindim, Karayiplere tüm yolu gemiyle gittim--
14:09
it wasn't really my sailboat, I kind of worked on that boat --
240
849160
4000
aslında benim yelkenlim değildi, bir şekilde orda çalışıyordum--
14:13
got to Venezuela and I started walking.
241
853160
4000
Venezuela'ya ulaştım ve yürümeye başladım.
14:17
This is the last part of this story, because it’s how I got here,
242
857160
3000
Bu hikayenin son bölümü, çünkü bu bölüm buraya nasıl geldiğim,
14:20
because I still didn't ride in motorized vehicles.
243
860160
3000
çünkü hala motorlu taşıtlara binmiyordum.
14:23
I was walking through El Dorado -- it's a prison town, famous prison,
244
863160
7000
El Dorado boyunca yürüyordum--hapishane kasabası, meşhur hapishane,
14:30
or infamous prison -- in Venezuela, and I don’t know what possessed me,
245
870160
5000
veya meşhur olmayan hapishane--Venezuela'da ve bana ne hükmediyordu bilmiyorum.
14:35
because this was not like me.
246
875160
2000
çünkü bu bana benzemiyordu.
14:37
There I am, walking past the guard gate and the guard stops and says,
247
877160
7000
Orada ben, muhafız kapısının önünde yürüyorum, ve muhafız duruyor ve diyor ki,
14:44
"Pasaporte, pasaporte," and with an M16 pointed at me.
248
884160
5000
"Pasaporte, pasaporte," ve bana doğrultulmuş bir M16 ile.
14:49
And I looked at him and I said, "Passport, huh?
249
889160
4000
Ve ona baktım ve dedim ki, "Pasaport, hıh,
14:53
I don't need to show you my passport. It’s in the back of my pack.
250
893160
3000
Sana pasaportumu göstermek zorunda değilim, o çantamın arka kısmında.
14:56
I'm Dr. Francis; I'm a U.N. Ambassador and I'm walking around the world."
251
896160
6000
"Ben Dr. Francis, bir B.M elçisiyim ve dünyayı dolaşıyorum.
15:02
And I started walking off.
252
902160
2000
Ve yürümeye başladım.
15:04
What possessed me to say this thing?
253
904160
2000
Bana bunu söylettiren neydi?
15:09
The road turned into the jungle.
254
909160
2000
Yol ormanın içine doğru dönüyordu.
15:11
I didn’t get shot.
255
911160
2000
Vurulmadım.
15:13
And I got to -- I start saying, "Free at last --
256
913160
4000
Ve artık-- konuşmaya başlıyorum, sonunda özgürüm
15:17
thank God Almighty, I’m free at last."
257
917160
3000
herşeye kadir tanrıya şükür, sonunda özgürüm.
15:24
"What was that about," I’m saying. What was that about?
258
924160
3000
Bu neyle ilgiliydi, diyorum ki, bu neyle ilgiliydi?
15:27
It took me 100 miles to figure out that, in my heart, in me,
259
927160
8000
Bunu kalbimde, içimde hayal etmek için kendimi 100 mil öteye götürdüm
15:35
I had become a prisoner.
260
935160
3000
Bir tutsak olmuştum.
15:38
I was a prisoner and I needed to escape.
261
938160
4000
Bir tutsaktım ve kaçmalıydım.
15:42
The prison that I was in was the fact that I did not drive
262
942160
6000
İçinde bulduğum hapishane, araba sürmemem
15:48
or use motorized vehicles.
263
948160
2000
veya motorlu taşıtlar kullanmamam gerçeğiydi.
15:50
Now how could that be?
264
950160
2000
Peki bu nasıl olabilir?
15:52
Because when I started, it seemed very appropriate to me
265
952160
4000
Çünkü başladığımda, bu bana çok uygun görünmüştü
15:56
not to use motorized vehicles.
266
956160
2000
motorlu taşıtları kullanmamak.
15:58
But the thing that was different
267
958160
2000
Ama farklı olan şey
16:00
was that every birthday, I asked myself about silence,
268
960160
3000
her doğum günümde, kendime sessizlik hakkında sordum.
16:03
but I never asked myself about my decision to just use my feet.
269
963160
8000
ama kendime asla sadece ayaklarımı kullanma kararım hakkında soru sormadım.
16:11
I had no idea I was going to become a U.N. Ambassador.
270
971160
3000
Bir B.M elçisi olacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
16:14
I had no idea I would have a Ph.D.
271
974160
4000
Bir Ph.D derecem olacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
16:18
And so I realized that I had a responsibility to more than just me,
272
978160
6000
Ve böylece farkettim ki sadece kendimden daha fazlasına karşı sorumluyum,
16:24
and that I was going to have to change.
273
984160
2000
ve değişmek zorunda olacağım.
16:26
You know, we can do it.
274
986160
3000
Bilirsiniz, yapabiliriz.
16:29
I was going to have to change.
275
989160
2000
Değişmek zorunda olacaktım.
16:31
And I was afraid to change,
276
991160
2000
Ve değişmekten korkuyodum.
16:33
because I was so used to the guy who only just walked.
277
993160
3000
çünkü sadece yürüyen adama çok alışmıştım.
16:36
I was so used to that person that I didn’t want to stop.
278
996160
6000
Durdurmak istemediğim bu kişiye çok alışmıştım.
16:42
I didn’t know who I would be if I changed.
279
1002160
3000
Değişirsem kim olabileceğimi bilmiyordum.
16:45
But I know I needed to.
280
1005160
3000
Ama buna ihtiyacım olduğunu biliyordum.
16:48
I know I needed to change, because it would be the only way
281
1008160
4000
Değişmeye ihtiyacım olduğunu biliyorum, çünkü bu tek yoluydu
16:52
that I could be here today.
282
1012160
2000
bugün burada olabilmemin.
16:56
And I know that a lot of times
283
1016160
3000
Ve biliyorum ki çoğu zamanlarda
16:59
we find ourselves in this wonderful place where we’ve gotten to,
284
1019160
4000
kendimizi sahip olduğumuz bu muhteşem yerde buluruz.
17:03
but there’s another place for us to go.
285
1023160
3000
ama gidecek başka yerimiz vardır.
17:06
And we kind of have to leave behind the security of who we’ve become,
286
1026160
6000
Ve birşekilde kim olduğumuzun rahatlığını geride bırakmak zorundayızdır
17:12
and go to the place of who we are becoming.
287
1032160
7000
ve kim olacağımız yere gitmek.
17:19
And so, I want to encourage you to go to that next place,
288
1039160
9000
Ve böylece, sizi diğer yere gitmeniz için cesaretlendirmek istiyorum,
17:28
to let yourself out of any prison that you might find yourself in,
289
1048160
5000
kendinizi bulabileceğiniz herhangi bir hapishaneden kendinizi çıkarmanız için
17:33
as comfortable as it may be, because we have to do something now.
290
1053160
8000
olabileceği kadar rahat, çünkü şuanda bir şeyler yapmalıyız.
17:41
We have to change now.
291
1061160
3000
Şimdi değişmeliyiz.
17:47
As our former Vice President said,
292
1067160
5000
Önceki başkan yardımcımızın dediği gibi,
17:52
we have to become activists.
293
1072160
2000
aktivistler olmalıyız.
17:56
So if my voice can touch you,
294
1076160
4000
Böylece eğer sesim size dokunabilirse,
18:00
if my actions can touch you, if my being here can touch you,
295
1080160
4000
eğer hareketlerim size dokunabilirse, eğer burada oluşum size dokunabilirse,
18:04
please let it be.
296
1084160
2000
lütfen bırakın olsun.
18:06
And I know that all of you have touched me
297
1086160
5000
Ve biliyorumki hepiniz bana temas ettiniz
18:11
while I’ve been here.
298
1091160
3000
burada bulunduğum süre içinde.
18:16
So, let’s go out into the world
299
1096160
3000
O zaman, hadi dünyaya doğru yola çıkalım
18:19
and take this caring, this love, this respect
300
1099160
3000
ve bu önemsemeyi, bu sevgiyi, bu saygıyı götürelim
18:22
that we’ve shown each other right here at TED,
301
1102160
5000
burada TED'de şuan birbirimize gösterdiğimiz
18:27
and take this out into the world.
302
1107160
2000
ve bunu dünyaya doğru götürelim.
18:29
Because we are the environment,
303
1109160
5000
Çünkü biz çevreyiz,
18:34
and how we treat each other
304
1114160
3000
ve birbirimize nasıl davrandığımız
18:37
is really how we’re going to treat the environment.
305
1117160
5000
gerçekte çevreye nasıl davranacağımızdır.
18:42
So I want to thank you for being here
306
1122160
4000
Böylece burada olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum.
18:46
and I want to end this in five seconds of silence.
307
1126160
5000
ve bunu beş saniyelik sessizlikle bitirmek istiyorum.
18:59
Thank you.
308
1139160
2000
Teşekkür ederim.
19:01
(Applause)
309
1141160
18000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7