Richard Weller: Could the sun be good for your heart?

87,914 views ・ 2013-01-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Morton Bast Reviewer: Thu-Huong Ha
0
0
7000
Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:15
So, before I became a dermatologist,
1
15640
2407
Dermatolog olmadan önce
00:18
I started in general medicine,
2
18047
2552
genel tıpla işe başladım,
00:20
as most dermatologists do in Britain.
3
20599
2216
Britanya'daki çoğu dermatoloğun yaptığı gibi.
00:22
At the end of that time, I went off to Australia,
4
22815
2048
Bu sürecin ardından Avustralya'ya gittim
00:24
about 20 years ago.
5
24863
1896
yaklaşık 20 sene önce.
00:26
What you learn when you go to Australia
6
26759
2121
Avustralya'ya gidince öğrendiğiniz şey
00:28
is the Australians are very competitive.
7
28880
2726
Avustralyalıların çok rekabetçi olduklarıdır.
00:31
And they are not magnanimous in victory.
8
31606
2057
Zafer karşısında alçak gönüllü değiller.
00:33
And that happened a lot:
9
33663
2064
Şu çok olur:
00:35
"You pommies, you can't play cricket, rugby."
10
35727
2432
"Siz İngilizler, İskoçlar yok mu,
00:38
I could accept that.
11
38159
2118
kriket, ragbi oynayamıyorsunuz."
00:40
But moving into work --
12
40277
2330
Bunu kabul edebilirdim.
00:42
and we have each week what's called a journal club,
13
42607
2538
Ama işe dönecek olursak--
her hafta dergi kulübümüz olurdu,
00:45
when you'd sit down with the other doctors
14
45145
2458
diğer doktorlarla oturur
00:47
and you'd study a scientific paper
15
47603
2120
ve tıpla ilgili bilimsel bir makale üzerinde çalışırdık.
00:49
in relation to medicine.
16
49723
1841
00:51
And after week one, it was about cardiovascular mortality,
17
51564
2749
Ve ilk haftadan sonra, konu kalp ve damarla ilgili ölüm oranıydı,
00:54
a dry subject -- how many people die of heart disease,
18
54313
3680
yavan bir konu -- kaç kişi kalp rahatsızlığından ölüyor,
00:57
what the rates are.
19
57993
1384
00:59
And they were competitive about this:
20
59377
1976
Ve bu konu hakkında da yarışırlardı;
01:01
"You pommies, your rates of heart disease are shocking."
21
61353
3096
"Britanya halkı yok mu, sizdeki kalp rahatsızlığı oranı şok edici."
01:04
And of course, they were right.
22
64449
1896
Ve evet, haklıydılar.
01:06
Australians have about a third less heart disease than we do --
23
66345
3981
Avustralyalılar bizden 3 kat daha az kalp rahatsızlığı oranına sahip.
01:10
less deaths from heart attacks, heart failure, less strokes --
24
70326
3791
Daha az kalp krizi kaynaklı ölüm, kalp yetmezliği, daha az inme,
01:14
they're generally a healthier bunch.
25
74117
2060
genel olarak daha sağlıklı bir gruplar.
01:16
And of course they said this was because of
26
76177
1691
Ve tabii ki bunu dediler,
01:17
their fine moral standing, their exercise,
27
77868
2064
çünkü iyi bir ahlaki duruşa, egzersize sahipler,
01:19
because they're Australians and we're weedy pommies, and so on.
28
79932
4068
çünkü onlar Avustralyalı ve biz kırmızı yanaklı Britanya halkıyız, falan.
01:24
But it's not just Australia that has better health than Britain.
29
84000
5031
Ama sağlığı Britanya'dan daha iyi olan yalnızca Avustralya değil.
01:29
Within Britain, there is a gradient of health --
30
89031
3528
Britanya içinde, dereceli bir sağlık durumu var
01:32
and this is what's called standardized mortality,
31
92559
1936
ve buna standartlaştırılmış ölüm oranı deniyor,
01:34
basically your chances of dying.
32
94495
2088
esasen sizin ölme ihtimaliniz.
01:36
This is looking at data from the paper about 20 years ago,
33
96583
3344
Bu baktığımız raporun verileri yaklaşık 20 sene öncesine aittir
01:39
but it's true today.
34
99927
1475
ama bugün de doğru.
01:41
Comparing your rates of dying 50 degrees north --
35
101402
3090
50 derece kuzeydeki ölüm oranlarına kıyasla
01:44
that's the South, that's London and places --
36
104492
2267
burası Güney bölgesi, Londra ve çevresi --
01:46
by latitude, and 55 degrees --
37
106759
3352
enlemle 55 derece--
01:50
the bad news is that's here, Glasgow.
38
110111
2384
kötü haber burası, Glasgow.
01:52
I'm from Edinburgh. Worse news, that's even Edinburgh.
39
112495
2848
Ben Edinburgh'danım. Daha kötü haber, orası aynı zamanda Edinburgh.
01:55
(Laughter)
40
115343
4124
(Kahkahalar)
01:59
So what accounts for this horrible space here
41
119467
3306
Peki buradaki bu korkunç aralığın açıklaması ne,
02:02
between us up here in southern Scotland
42
122773
2204
Güney İskoçya'da bulunan bizler
02:04
and the South?
43
124977
1010
ve Güney arasındaki?
02:05
Now, we know about smoking,
44
125987
1418
Şimdi, sigara hakkında bir şeyler biliyoruz
02:07
deep-fried Mars bars, chips -- the Glasgow diet.
45
127405
2702
ve yağda kızartılmış Mars'lar, patates kızartmaları--Glasgow diyeti.
02:10
All of these things.
46
130107
1328
02:11
But this graph is after taking into account
47
131435
2792
Bunların hepsi.
Ancak bu grafiğin hazırlanması,
02:14
all of these known risk factors.
48
134227
2064
bütün bu bilinen risk faktörleri içine alıyor.
02:16
This is after accounting for smoking, social class, diet,
49
136291
3769
Burada görünen, sigara, sosyal sınıf, yeme alışkanlığı,
02:20
all those other known risk factors.
50
140060
1743
bütün bu diğer risk faktörleri göz önüne alındıktan sonra.
02:21
We are left with this missing space
51
141803
2224
Kuzeye doğru gittikçe artan ölümlerin
02:24
of increased deaths the further north you go.
52
144027
3860
bu bilinmeyen farkıyla karşı karşıyayız.
02:27
Now, sunlight, of course, comes into this.
53
147887
2637
Şimdi, güneş ışığı tabii, burada devreye giriyor.
02:30
And vitamin D has had a great deal of press,
54
150524
2320
D vitamini basında büyük bir yankı uyandırıyor
02:32
and a lot of people get concerned about it.
55
152844
2002
ve birçok insan bununla ilgili endişede.
02:34
And we need vitamin D. It's now a requirement that children have a certain amount.
56
154846
3992
D vitaminine bizim de çocukların da ihtiyacı var.
02:38
My grandmother grew up in Glasgow,
57
158838
2232
Büyükannem Glasgow'da büyüdü,
02:41
back in the 1920s and '30s when rickets was a real problem
58
161070
3586
1920'lerin sonlarında ve 30'larda, raşitizmin ciddi bir problem olduğu
02:44
and cod liver oil was brought in.
59
164656
2198
ve balık yağının satıldığı zamanlarda.
02:46
And that really prevented the rickets that used to be common in this city.
60
166854
3944
Bu şehirde eskiden yaygın olan hastalık gerçekten önlendi.
02:50
And I as a child was fed cod liver oil by my grandmother.
61
170798
3920
Bir çocuk olarak büyükannem tarafından balık yağıyla beslendim.
02:54
I distinctly -- nobody forgets cod liver oil.
62
174718
3024
Ben başta olmak üzere-- kimse balık yağını unutamaz.
02:57
But an association: The higher people's blood levels of vitamin D are,
63
177742
4782
Ama bir kuruluş ;"İnsan kanındaki D vitamini oranı ne kadar fazlaysa ;
03:02
the less heart disease they have, the less cancer.
64
182524
3327
kalp hastalığına, kansere o kadar az yakalanılır." dedi.
03:05
There seems to be a lot of data suggesting that vitamin D is very good for you.
65
185851
3842
Birçok veri D vitamininin sizin için çok iyi olduğunu söylüyor.
03:09
And it is, to prevent rickets and so on.
66
189693
2294
Raşitizmi önlemek için ve benzeri.
03:11
But if you give people vitamin D supplements,
67
191987
2720
Fakat insanlara D vitamini takviyesi yaptığınızda
03:14
you don't change that high rate of heart disease.
68
194707
3432
yüksek orandaki kalp hastalığını değiştiremiyorsunuz.
03:18
And the evidence for it preventing cancers is not yet great.
69
198139
3728
Kanseri önlemede iyi olmadığının kanıtı.
03:21
So what I'm going to suggest is that vitamin D is not the only story in town.
70
201867
4857
D vitamininin sadece bir şehir efsanesi olmadığını düşünüyorum.
03:26
It's not the only reason preventing heart disease.
71
206724
3311
Tek sebebi kalp hastalığını önleme değil.
03:30
High vitamin D levels, I think, are a marker for sunlight exposure,
72
210035
4369
Yüksek D vitamini oranı, bence, güneş ışığına maruz kalmanın göstergesidir,
03:34
and sunlight exposure, in methods I'm going to show,
73
214404
3215
güneş ışığına maruz kalma durumunu, size metodlarda göstereceğim,
03:37
is good for heart disease.
74
217619
2439
kalp hastalığına iyi geliyor.
03:40
Anyway, I came back from Australia,
75
220058
1961
Neyse, Avustralya'ya geri döndüm,
03:42
and despite the obvious risks to my health, I moved to Aberdeen.
76
222019
3496
sağlığım için apaçık risklere rağmen, Aberdeen'e geldim.
03:45
(Laughter)
77
225515
2552
(Gülüşmeler)
03:48
Now, in Aberdeen, I started my dermatology training.
78
228067
3151
Aberdeen'de dermatoloji eğitimime başladım.
03:51
But I also became interested in research,
79
231218
1945
Ama ayrıca araştırmaya da ilgi duydum.
03:53
and in particular I became interested in this substance, nitric oxide.
80
233163
3175
Özellikle şu madde ilgimi çekti, nitrik oksit.
03:56
Now these three guys up here,
81
236338
1376
Hemen şuradaki üç adam:
03:57
Furchgott, Ignarro and Murad,
82
237714
1570
Furchgott, Ignarro ve Murad,
03:59
won the Nobel Prize for medicine back in 1998.
83
239284
3262
1998'in sonlarında Nobel Ödülü'nü kazandılar.
04:02
And they were the first people to describe
84
242546
2143
Onlar bu yeni kimyasal transmitteri
04:04
this new chemical transmitter, nitric oxide.
85
244689
3345
nitrik oksidi, tanımlayan ilk insanlar.
04:08
What nitric oxide does is it dilates blood vessels,
86
248034
3025
Nitrik oksit kan damarlarını genişletir,
04:11
so it lowers your blood pressure.
87
251059
1871
böylece kan basıncını düşürür.
04:12
It also dilates the coronary arteries, so it stops angina.
88
252930
4167
Aynı zamanda koroner atar damarları da genişletir, anjini önler.
04:17
And what was remarkable about it
89
257097
1386
Ve ilginç olan şu,
04:18
was in the past when we think of chemical messengers within the body,
90
258483
4071
geçmişte kimyasal mesajcılar dediğimizde
04:22
we thought of complicated things like estrogen and insulin,
91
262554
3170
kapsamlı şeyler düşünürdük; östrojen, insülin gibi
04:25
or nerve transmission.
92
265724
1470
ya da sinir sitemi.
04:27
Very complex processes with very complex chemicals
93
267194
3295
Çok karmaşık reseptörlere bağlanan
04:30
that fit into very complex receptors.
94
270489
2288
çok karmaşık kimyasallarla çok karmaşık süreçler.
04:32
And here's this incredibly simple molecule,
95
272777
2361
Ve bu inanılmaz basit molekül,
04:35
a nitrogen and an oxygen that are stuck together,
96
275138
3338
bir azot ve bir oksijen, birbirine yapışmış,
04:38
and yet these are hugely important for [unclear] our low blood pressure,
97
278476
4630
ancak bunlar düşük kan basıncımız için muazzam önemli,
04:43
for neurotransmission, for many, many things,
98
283106
2606
nörotransmisyon için ve çok fazla şey için,
04:45
but particularly cardiovascular health.
99
285712
3402
ama özellikle kardiyovasküler sağlık için.
04:49
And I started doing research, and we found, very excitingly,
100
289114
3302
Ve büyük bir heyecanla, araştırma yapmaya başladım,
04:52
that the skin produces nitric oxide.
101
292416
2610
derinin nitrik oksit ürettiğini bulduk.
04:55
So it's not just in the cardiovascular system it arises.
102
295026
2897
Yani sadece kardiyovasküler sistemde artmıyor.
04:57
It arises in the skin.
103
297923
1867
Deride de artıyor.
04:59
Well, having found that and published that,
104
299790
1866
Pekâlâ, bunu bulduk, yayınladık,
05:01
I thought, well, what's it doing?
105
301656
2056
düşündüm ki, bu ne yapıyor?
05:03
How do you have low blood pressure in your skin?
106
303712
1480
Deride nasıl düşük kan basıncı olacak?
05:05
It's not the heart. What do you do?
107
305192
2091
Kalp değil ki? Ne yapacaksınız?
05:07
So I went off to the States, as many people do if they're going to do research,
108
307283
4071
Araştırma yapacak çoğu insan gibi, Amerika'ya gittim.
05:11
and I spent a few years in Pittsburgh. This is Pittsburgh.
109
311354
3737
Pittsburgh'da birkaç sene geçirdim. Burası Pittsburgh.
05:15
And I was interested in these really complex systems.
110
315091
2613
Bu kompleks sistemi merak ediyordum.
05:17
We thought that maybe nitric oxide affected cell death,
111
317704
4041
Düşündük ki, belki nitrik oksit hücre ölümüne etki ediyordu,
05:21
and how cells survive, and their resistance to other things.
112
321745
2480
hücrenin hayatta kalmasını ve diğer şeylere karşı dayanıklılıklarını.
05:24
And I first off started work in cell culture, growing cells,
113
324225
3367
İlk olarak hücre kültürü üzerinde çalışmaya başladım, hücreleri büyüttüm.
05:27
and then I was using knockout mouse models --
114
327592
2120
Sonra kıyaslamalı fare modelleri kullandım,
05:29
mice that couldn't make the gene.
115
329712
1737
gen üretemeyen fareleri.
05:31
We worked out a mechanism, which -- NO was helping cells survive.
116
331449
4410
Hücrenin hayatta kalmasına NO'nun yardım etmesi üzerine çalıştık.
05:35
And I then moved back to Edinburgh.
117
335859
3821
Sonra Edinburgh'a geri döndüm.
05:39
And in Edinburgh, the experimental animal we use is the medical student.
118
339680
2782
Edinburgh'da kullandığımız deney hayvanı tıp öğrencileriydi.
05:42
It's a species close to human,
119
342462
2058
İnsana yakın bir tür,
05:44
with several advantages over mice:
120
344520
1902
farelere oranla birkaç avantajı var:
05:46
They're free, you don't shave them, they feed themselves,
121
346422
3456
Bedavalar, onları tıraş etmezsiniz, kendileri beslenebilirler
05:49
and nobody pickets your office saying,
122
349878
2120
ve kimse ofisinize protesto için gelmez.
05:51
"Save the lab medical student."
123
351998
2400
"Laboratuvar tıp öğrencilerini koruyun." diye
05:54
So they're really an ideal model.
124
354398
3263
Bu yüzden gerçekten ideal modeller.
05:57
But what we found
125
357661
1961
Ama şunu bulduk ki insanda,
05:59
was that we couldn't reproduce in man the data we had shown in mice.
126
359622
4617
farelerden elde ettiğimiz verileri üretemiyorduk.
06:04
It seemed we couldn't turn off the production
127
364239
3240
Sanki, insan derisinde
06:07
of nitric oxide in the skin of humans.
128
367479
3080
nitrik oksit üretimini baskılayamıyorduk.
06:10
We put on creams that blocked the enzyme that made it,
129
370559
2792
Enzimlerin çalışmasını engelleyen
06:13
we injected things. We couldn't turn off the nitric oxide.
130
373351
4384
kremler sürdük, bazı şeyler enjekte ettik. Nitrik oksidi durduramıyorduk.
06:17
And the reason for this, it turned out, after two or three years' work,
131
377735
3264
Ve bunun sebebi, gün yüzüne çıktı, iki ya da üç yıllık çalışma ardından,
06:20
was that in the skin we have huge stores
132
380999
4048
derimizde bulunan devasa depo nitrik oksit değildi.
06:25
not of nitric oxide, because nitric oxide is a gas,
133
385047
3088
Çünkü nitrik oksit gazdı
06:28
and it's released -- (Poof!) -- and in a few seconds it's away,
134
388135
3152
ve uçar giderdi --(Poof!) -- Birkaç saniyede uzaklaşırdı
06:31
but it can be turned into these forms of nitric oxide --
135
391287
3224
ama nitrik oksidin şu formlarına dönüşebiliyordu
06:34
nitrate, NO3; nitrite, NO2; nitrosothiols.
136
394511
3632
... nitrat, NO3; nitrit, NO2; nitrosotioller.
06:38
And these are more stable,
137
398143
1416
Bunlar daha kararlıdır.
06:39
and your skin has got really large stores of NO.
138
399559
4160
Deriniz gerçekten büyük bir NO deposudur.
06:43
And we then thought to ourselves, with those big stores,
139
403719
2825
Sonra kendi kendimize düşündük, bu büyük depolarla ilgili.
06:46
I wonder if sunlight might activate those stores
140
406544
3311
Güneş ışığının bu depoları aktive edip edemeyeceğini
06:49
and release them from the skin,
141
409855
1744
ve derinin bu depoları bırakıp bırakmayacağını merak ettim
06:51
where the stores are about 10 times as big as what's in the circulation.
142
411599
3392
ki depolar deride sirkülasyonda olduğundan 10 kat daha büyüktü.
06:54
Could the sun activate those stores into the circulation,
143
414991
2840
Güneş kan dolaşımındaki bu depoları aktive edebilir miydi?
06:57
and there in the circulation do its good things for your cardiovascular system?
144
417831
5240
Dolaşımdayken kardiyovasküler sistem için faydalı olabilir miydi?
07:03
Well, I'm an experimental dermatologist,
145
423071
2528
Ben deneyler yapan bir dermatoloğum,
07:05
so what we did was we thought
146
425599
1305
düşündüğümüzü yaptık,
07:06
we'd have to expose our experimental animals to sunlight.
147
426904
3527
deney hayvanlarını güneş ışığına maruz bırakmak zorundaydık.
07:10
And so what we did was we took a bunch of volunteers
148
430431
4080
Yaptığımız şey bir grup gönüllüyü alıp
07:14
and we exposed them to ultraviolet light.
149
434511
2698
onları ultraviyole ışığa maruz bırakmaktı.
07:17
So these are kind of sunlamps.
150
437209
1729
Bu bir çeşit güneş ışığıdır.
07:18
Now, what we were careful to do was,
151
438938
2696
Şimdi dikkat edeceğimiz şey,
07:21
vitamin D is made by ultraviolet B rays
152
441634
2960
D vitaminleri ultraviyole B ışınları tarafından üretilir
07:24
and we wanted to separate our story from the vitamin D story.
153
444594
3976
ve biz meselemizi, D vitamini meselesinden ayrı tutmak istiyorduk.
07:28
So we used ultraviolet A, which doesn't make vitamin D.
154
448570
3847
Bu yüzden D vitamini üretmeyen ultraviyole A ışınları kullandık.
07:32
When we put people under a lamp
155
452417
2281
İnsanları lambanın altında tuttuğumuzda,
07:34
for the equivalent of about 30 minutes of sunshine in summer in Edinburgh,
156
454698
5076
yazın Edinburgh'daki 30 dakikalık güneş ışığına eşdeğer bir süre
07:39
what we produced was, we produced a rise
157
459774
2540
elde ettiğimiz,
07:42
in circulating nitric oxide.
158
462314
1992
dolaşımdaki nitrik oksitte bir artıştı.
07:44
So we put patients with these subjects under the UV,
159
464306
2848
Bununla bağlantılı olarak
07:47
and their NO levels do go up,
160
467154
2416
hastaları UV altına koyduk, NO seviyeleri artış yaptı
07:49
and their blood pressure goes down.
161
469570
2136
ve kan basınçları düştü.
07:51
Not by much, as an individual level,
162
471706
2377
Bireysel seviyede pek değil,
07:54
but enough at a population level
163
474083
2367
fakat tüm popülasyonun
07:56
to shift the rates of heart disease in a whole population.
164
476450
3720
kalp hastalıkları oranını değiştirmek için popülasyon seviyesinde yeterli.
08:00
And when we shone UV at them,
165
480170
2424
Onlara UV ışınları saçtığımızda
08:02
or when we warmed them up to the same level as the lamps,
166
482594
3662
ya da onları lambayla eşit düzeyde ısıttığımızda,
08:06
but didn't actually let the rays hit the skin, this didn't happen.
167
486256
3262
ama ışınların deriye vurmasına izin vermedik, aynısı olmadı.
08:09
So this seems to be a feature of ultraviolet rays hitting the skin.
168
489518
3864
Bu, ultraviyole ışınların cilde vurmasının bir özelliği gibi görünüyor.
08:13
Now, we're still collecting data.
169
493382
1824
Şimdi, hâlâ veri topluyoruz.
08:15
A few good things here:
170
495206
1448
Burada bazı güzel şeyler var.
08:16
This appeared to be more marked in older people.
171
496654
3147
Yaşlı insanlarda daha belirgin gözleniyor.
08:19
I'm not sure exactly how much.
172
499801
1613
Ne kadar yaşlı olduklarından tam olarak emin değilim.
08:21
One of the subjects here was my mother-in-law,
173
501414
1773
Buradaki deneklerimden biri kayınvalidem
08:23
and clearly I do not know her age.
174
503187
2952
ve yaşını tam olarak bilmiyorum.
08:26
But certainly in people older than my wife,
175
506139
3432
Ama kesinlikle eşimden yaşlılar.
08:29
this appears to be a more marked effect.
176
509571
3133
Daha belirgin etkiler görünüyor.
08:32
And the other thing I should mention
177
512704
1251
Ve bahsetmem gereken diğer şey,
08:33
was there was no change in vitamin D.
178
513955
2056
D vitamininde bir değişim yoktu.
08:36
This is separate from vitamin D.
179
516011
2120
Bu olay D vitamininden ayrıydı.
08:38
So vitamin D is good for you -- it stops rickets,
180
518131
1536
Evet D vitamini iyidir, raşitizmi önler.
08:39
it prevents calcium metabolism, important stuff.
181
519667
2240
Kalsiyum metabolizmasını önler, önemli şeyler.
08:41
But this is a separate mechanism from vitamin D.
182
521907
3032
Fakat bu D vitamininden farklı bir mekanizma.
08:44
Now, one of the problems with looking at blood pressure
183
524939
2576
Şimdi, kan basıncında gördüğümüz bir problem,
08:47
is your body does everything it can
184
527515
1552
kan basıncını sabit tutabilmek için
08:49
to keep your blood pressure at the same place.
185
529067
1583
vücudunuz yapabileceği her şeyi yapar.
08:50
If your leg is chopped off and you lose blood,
186
530650
1649
Eğer bacağınız kesilmişse ve kan kaybetmişseniz,
08:52
your body will clamp down, increase the heart rate,
187
532299
2905
vücudunuz tedbirli davranır, kalp atış hızınız artar,
08:55
do everything it can to keep your blood pressure up.
188
535204
2224
kan basıncını yüksek tutabilmek için yapabileceği her şeyi yapar.
08:57
That is an absolutely fundamental physiological principle.
189
537428
2976
Bu tamamen temel fizyolojik bir ilke.
09:00
So what we've next done
190
540404
1807
Bir sonraki adımımız
09:02
is we've moved on to looking at blood vessel dilatation.
191
542211
3656
kan damarlarının genişlemesine bakarak devam etmekti.
09:05
So we've measured -- this is again,
192
545867
1497
Ölçüm yaptık, tekrardan dikkat,
09:07
notice no tail and hairless, this is a medical student.
193
547364
5328
kuyruk yok, tüy yok, bu bir tıp öğrencisi.
09:12
In the arm, you can measure blood flow in the arm
194
552692
2618
Bir miktar kan içine akarken koldaki şişme sayısına göre,
09:15
by how much it swells up as some blood flows into it.
195
555310
3232
kolundan, kanı ölçebilirsiniz.
09:18
And what we've shown is that doing a sham irradiation --
196
558542
3475
Gösterdiğimiz sahte bir ışınlama,
09:22
this is the thick line here --
197
562017
1469
buradaki kalın çizgi
09:23
this is shining UV on the arm so it warms up
198
563486
2400
bu kolda ışıldayan UV, bu yüzden ısınıyor,
09:25
but keeping it covered so the rays don't hit the skin.
199
565886
2824
fakat kapalı tutulduğu için ışınlar cilde vurmuyor.
09:28
There is no change in blood flow, in dilatation of the blood vessels.
200
568710
3912
Kan akışında, kan damarlarının genişlemesinde değişme yok.
09:32
But the active irradiation,
201
572622
1849
Ama aktif ışınlamada,
09:34
during the UV and for an hour after it,
202
574471
3352
UV saçımı boyunca, bir saat sonrasında,
09:37
there is dilation of the blood vessels.
203
577823
2097
kan damarlarında genişleme saptandı.
09:39
This is the mechanism by which you lower blood pressure,
204
579920
2600
Bu kan basıncını düşürerek,
09:42
by which you dilate the coronary arteries also,
205
582520
2376
koroner arterleri genişleterek
09:44
to let the blood be supplied with the heart.
206
584896
1711
kanın kalp tarafından sağlanmasına izin veren mekanizma.
09:46
So here, further data that ultraviolet -- that's sunlight --
207
586607
4393
Burada, güneş ışığı olan ultraviyole hakkında daha fazla veri.
09:51
has benefits on the blood flow and the cardiovascular system.
208
591000
4879
Kan akışı ve kardiyovasküler sistem üzerinde faydaları var.
09:55
So we thought we'd just kind of model --
209
595879
2343
Böylece bir modelimiz olduğunu düşündük.
09:58
Different amounts of UV hit different parts of the Earth at different times of year,
210
598222
6249
Yılın farklı zamanlarında, farklı miktarda UV dünyanın farklı kısımlarına çarpar,
10:04
so you can actually work out those stores of nitric oxide --
211
604471
4024
bu yüzden nitrik oksidin depoları üzerinde çalışabilirsiniz.
10:08
the nitrates, nitrites, nitrosothiols in the skin --
212
608495
2256
Derideki nitratlar, nitritler, nitrosotioller,
10:10
cleave to release NO.
213
610751
2872
NO açığa çıkarmak için ikiye ayrılırlar.
10:13
Different wavelengths of light have different activities of doing that.
214
613623
3825
Işığın farklı dalga boyları bu işte farklı etkilere sahiptir.
10:17
So you can look at the wavelengths of light that do that.
215
617448
2079
Bunu yapan ışığın dalga boylarını görebilirsiniz.
10:19
And you can look -- So, if you live on the equator, the sun comes straight overhead,
216
619527
3985
Bakabilirsiniz, eğer ekvatorda yaşıyorsanız, güneş direkt tepenize gelir,
10:23
it comes through a very thin bit of atmosphere.
217
623512
1816
çok ince bir atmosfer boyunca gelir.
10:25
In winter or summer, it's the same amount of light.
218
625328
2439
Kış veya yaz, ışık aynı miktardadır.
10:27
If you live up here, in summer
219
627767
2513
Burada yaşıyorsanız eğer, yazın
10:30
the sun is coming fairly directly down,
220
630280
2656
güneş doğrudan aşağı gelir.
10:32
but in winter it's coming through a huge amount of atmosphere,
221
632936
3307
Fakat kışın çok miktarda ışın atmosfer boyunca yol alır
10:36
and much of the ultraviolet is weeded out,
222
636243
3221
ve çok miktarda ultraviyole ışık ayıklanır
10:39
and the range of wavelengths that hit the Earth
223
639464
2352
ve dünyaya çarpan dalga boylarının çeşidi
10:41
are different from summer to winter.
224
641816
2328
yazdan kışa farklılık gösterir.
10:44
So what you can do is you can multiply those data
225
644144
1942
Yapabileceğiniz şey; verileri çoğaltabilirsiniz,
10:46
by the NO that's released
226
646086
1993
serbest bırakılan bu NO hakkındaki
10:48
and you can calculate how much nitric oxide
227
648079
3184
ve deriden kan dolaşıma ne kadar nitrik oksidin geçtiğini
10:51
would be released from the skin into the circulation.
228
651263
3169
hesaplayabilirsiniz.
10:54
Now, if you're on the equator here --
229
654432
2000
Ve, eğer burada Ekvator'daysanız --
10:56
that's these two lines here, the red line and the purple line --
230
656432
3427
bu iki çizgi, kırmızı ve mor.
10:59
the amount of nitric oxide that's released is the area under the curve,
231
659859
4397
Eğrinin altındaki alan serbest kalan NO miktarı,
11:04
it's the area in this space here.
232
664256
2031
bu aralıktaki alandadır.
11:06
So if you're on the equator, December or June,
233
666287
2697
Ekvator'daysanız, Aralık veya Haziran ayında,
11:08
you've got masses of NO being released from the skin.
234
668984
3256
yığınlarca NO deriden ayrılır.
11:12
So Ventura is in southern California.
235
672240
2464
Ventura, Güney Kaliforniya'dadır.
11:14
In summer, you might as well be at the equator.
236
674704
2216
Yazın, Ekvator'da da olabilirsiniz.
11:16
It's great. Lots of NO is released.
237
676920
2056
Bu muhteşem. Birçok NO serbest kalır.
11:18
Ventura mid-winter, well, there's still a decent amount.
238
678976
3943
Ventura'da kış ortasında, yine uygun miktardadır.
11:22
Edinburgh in summer, the area beneath the curve is pretty good,
239
682919
3961
Yazın Edinburgh'da eğrinin altındaki alan oldukça iyidir.
11:26
but Edinburgh in winter, the amount of NO that can be released
240
686880
4215
Ama Edinburgh'da kışın serbest kalabilen NO miktarı
11:31
is next to nothing, tiny amounts.
241
691095
3858
yok gibi, çok az miktarda.
11:34
So what do we think?
242
694953
1805
Öyleyse, ne düşünüyoruz?
11:36
We're still working at this story,
243
696758
1592
Hâlâ bu olay üzerinde çalışıyoruz,
11:38
we're still developing it, we're still expanding it.
244
698350
1912
hâlâ geliştiriyoruz, genişletiyoruz.
11:40
We think it's very important.
245
700262
1648
Çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
11:41
We think it probably accounts for a lot of the north-south health divide within Britain,
246
701910
3593
Britanya'daki kuzey ve güney sağlığı arasındaki birçok farklılığın olası
11:45
It's of relevance to us.
247
705503
1631
açıklaması olduğunu düşünüyoruz. Bu bizimle alakalı.
11:47
We think that the skin --
248
707134
1688
11:48
well, we know that the skin has got very large stores
249
708822
2888
Cildi düşünüyoruz.
Cildin değişik formlarda olmak üzere geniş nitrik oksit depoları
11:51
of nitric oxide as these various other forms.
250
711710
2224
barındırdığını biliyoruz.
11:53
We suspect a lot of these come from diet,
251
713934
1873
Bunların çoğunun yeme alışkanlığından geldiğini düşünüyoruz,
11:55
green leafy vegetables, beetroot, lettuce
252
715807
2271
yeşil yapraklı sebzeler, pancar kökü, marul
11:58
has a lot of these nitric oxides that we think go to the skin.
253
718078
3320
deriye gittiğini düşündüğümüz birçok nitrik oksit barındırıyor.
12:01
We think they're then stored in the skin,
254
721398
2144
Bunların sonradan deride depolandığını
12:03
and we think the sunlight releases this
255
723542
2400
ve güneş ışığının onların salınımını
12:05
where it has generally beneficial effects.
256
725942
2633
sağladığını ve faydalı etkileri olduğunu düşünüyoruz.
12:08
And this is ongoing work, but dermatologists --
257
728575
2479
Bu devam eden bir çalışma ama dermatologlar --
12:11
I mean, I'm a dermatologist.
258
731054
1720
Yani, ben bir dermatoloğum.
12:12
My day job is saying to people, "You've got skin cancer,
259
732774
2528
Benim günlük işim insanlara şunları söylemek, "Cilt kanserisiniz,
12:15
it's caused by sunlight, don't go in the sun."
260
735302
1880
buna güneş sebep olur, güneşe çıkmayın."
12:17
I actually think a far more important message
261
737182
2736
Aslında çok daha önemli bir mesaj;
12:19
is that there are benefits as well as risks to sunlight.
262
739918
3424
güneş ışığının riskleri kadar yararları olduğudur.
12:23
Yes, sunlight is the major alterable risk factor for skin cancer,
263
743342
5753
Evet, güneş ışığı, cilt kanserini değiştirebilen başlıca risk faktörüdür,
12:29
but deaths from heart disease are a hundred times higher
264
749095
2871
fakat kalp hastalığı ölümleri, cilt kanseri ölümlerinden
12:31
than deaths from skin cancer.
265
751966
1952
100 kat daha fazladır.
12:33
And I think that we need to be more aware of,
266
753918
2649
Daha dikkatli olmamızı ve fayda-zarar dengesini
12:36
and we need to find the risk-benefit ratio.
267
756567
2079
bulmamız gerektiğini düşünüyorum.
12:38
How much sunlight is safe,
268
758646
1472
Ne kadar güneş ışığı güvenli
12:40
and how can we finesse this best for our general health?
269
760118
4200
ve genel sağlığımız için en iyisini bulmayı nasıl becerebiliriz?
12:44
So, thank you very much indeed.
270
764318
2180
Gerçekten çok teşekkür ederim.
12:46
(Applause)
271
766498
6897
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7