Bruce Feiler: Agile programming -- for your family

Bruce Feiler: Agile programlama -- aileniz için

213,674 views

2013-02-26 ・ TED


New videos

Bruce Feiler: Agile programming -- for your family

Bruce Feiler: Agile programlama -- aileniz için

213,674 views ・ 2013-02-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Onat Atayer Gözden geçirme: Ekin Özçelik
00:15
So here's the good news about families.
1
15992
2887
İşte size aileler hakkında güzel bir haber.
00:18
The last 50 years have seen a revolution
2
18879
2249
Geçtiğimiz 50 yıl aile olmanın anlamı açısından
00:21
in what it means to be a family.
3
21128
2056
bir devrime şahit oldu.
00:23
We have blended families, adopted families,
4
23184
2295
Karışık aileler var, evlat edinmiş aileler var
00:25
we have nuclear families living in separate houses
5
25479
2305
ayrı evlerde yaşayan çekirdek aileler olduğu gibi
00:27
and divorced families living in the same house.
6
27784
2879
aynı evde yaşayan boşanmış aileler var.
00:30
But through it all, the family has grown stronger.
7
30663
3059
Fakat bununla beraber, aileler güçlenerek büyüdü.
00:33
Eight in 10 say the family they have today
8
33722
2549
10 kişiden 8'i bugün sahip oldukları ailelerinin
00:36
is as strong or stronger than the family they grew up in.
9
36271
4537
içinde büyüdükleri aileleri kadar ya da daha güçlü olduğunu söylüyor.
00:40
Now, here's the bad news.
10
40808
1984
Şimdi de size kötü bir haber.
00:42
Nearly everyone is completely overwhelmed
11
42792
2398
Neredeyse herkes aile hayatının kaosundan
00:45
by the chaos of family life.
12
45190
2311
dolayı bunalmış durumda.
00:47
Every parent I know, myself included,
13
47501
2058
Ben dahil tanıdığım her ebeveyn,
00:49
feels like we're constantly playing defense.
14
49559
2596
sürekli savunmayı oynuyoruz gibi hissediyor.
00:52
Just when our kids stop teething, they start having tantrums.
15
52155
3053
Çocuklarımız diş dökmeyi bitirir bitirmez öfke nöbetleri geçiriyorlar.
00:55
Just when they stop needing our help taking a bath,
16
55208
2040
Bizim yardımımız olmadan banyo yapmaya başladıklarında
00:57
they need our help dealing with cyberstalking or bullying.
17
57248
3200
Internet tacizciliği ya da zorbalık konusunda yardıma ihtiyaç duyuyorlar.
01:00
And here's the worst news of all.
18
60448
2690
Tüm bu haberlerin en kötüsü ise,
01:03
Our children sense we're out of control.
19
63138
2926
çocuklarımızın, bizim kontrolü kaybettiğimizi düşünmeleri.
01:06
Ellen Galinsky of the Families and Work Institute
20
66064
3065
Aile ve Çalışma Enstitüsü'nden Ellen Galinsky
01:09
asked 1,000 children, "If you were granted
21
69129
2279
1000 çocuğa "Anne ve babanla ilgili bir dilek tutman
01:11
one wish about your parents, what would it be?"
22
71408
3433
istenseydi, ne dilerdin?" diye sordu.
01:14
The parents predicted the kids would say,
23
74841
2318
Ebeveynler çocuklarının onlarla daha fazla zaman
01:17
spending more time with them.
24
77159
2866
geçirmeyi dilemiş olacaklarını düşündü.
01:20
They were wrong. The kids' number one wish?
25
80025
2845
Yanıldılar. Çocukların ilk sıradaki dilekleri ne miydi?
01:22
That their parents be less tired and less stressed.
26
82870
4346
Ebeveynlerinin daha az yorgun ve stresli olmaları.
01:27
So how can we change this dynamic?
27
87216
2101
Bu gidişatı nasıl değiştirebiliriz?
01:29
Are there concrete things we can do to reduce stress,
28
89317
3218
Stresi azaltacak,
01:32
draw our family closer,
29
92535
1866
ailemizi daha çok yakınlaştıracak
01:34
and generally prepare our children to enter the world?
30
94401
4856
ve çocuklarımızı dünyaya katılmaya hazırlayacak somut şeyler var mı?
01:39
I spent the last few years trying to answer that question,
31
99257
3196
Ben son birkaç yılımı bu soruyu cevaplamak adına
01:42
traveling around, meeting families, talking to scholars,
32
102453
3025
seyahat ederek, ailelerle tanışarak, eğitimcilerle konuşarak
01:45
experts ranging from elite peace negotiators
33
105478
3058
seçkin barış müzakerecilerinden tutun da
01:48
to Warren Buffett's bankers to the Green Berets.
34
108536
4047
Warren Buffet'in bankacılarına ve Yeşil Bereliler'e varana kadar birçok uzmanla geçirdim.
01:52
I was trying to figure out, what do happy families do right
35
112583
3366
Mutlu ailelerin neyi doğru yaptığını
01:55
and what can I learn from them to make my family happier?
36
115949
4986
ve kendi ailemi mutlu edebilmek için öğrenebileceklerimi çözmeye çalışıyordum.
02:00
I want to tell you about one family that I met,
37
120935
1865
Tanıştığım bir aileden,
02:02
and why I think they offer clues.
38
122800
2624
ve bunların neden bu konuda ipuçları sunduğundan size bahsetmek istiyorum.
02:05
At 7 p.m. on a Sunday in Hidden Springs, Idaho,
39
125424
2987
Idaho, Hidden Springs'te bir Pazar akşam 7'de,
02:08
where the six members of the Starr family are sitting down
40
128411
2308
Starr ailesinin altı üyesi
02:10
to the highlight of their week: the family meeting.
41
130719
3238
haftalarının ilginç olaylarını aile toplantılarında tartışıyorlar.
02:13
The Starrs are a regular American family
42
133957
2225
Starr ailesi, sıradan Amerikan aile problemleri
02:16
with their share of regular American family problems.
43
136182
2751
olan sıradan bir Amerikan ailesi.
02:18
David is a software engineer. Eleanor takes care
44
138933
2792
David, yazılım mühendisi. Eleanor, ailesinin yaşları
02:21
of their four children, ages 10 to 15.
45
141725
2792
10-15 arasındaki dört çocuğuna bakıyor.
02:24
One of those kids tutors math on the far side of town.
46
144517
3024
Çocuklardan biri şehrin öbür ucunda matematik dersi veriyor.
02:27
One has lacrosse on the near side of town.
47
147541
2505
Diğeri şehre yakın bir yerde lakros oynuyor.
02:30
One has Asperger syndrome. One has ADHD.
48
150046
3511
Biri Asperger sendromlu. Bir diğerininse Hiperaktivite sorunu (ADHD) var.
02:33
"We were living in complete chaos," Eleanor said.
49
153557
3328
'Büyük bir kaosun içerisinde yaşıyorduk', diyordu Eleanor.
02:36
What the Starrs did next, though, was surprising.
50
156885
3344
Buna rağmen, sonrasında, Starrların yapmış olduğu şey şaşırtıcıydı,
02:40
Instead of turning to friends or relatives,
51
160229
2768
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine,
02:42
they looked to David's workplace.
52
162997
2712
David'in çalışma yerine odaklandılar.
02:45
They turned to a cutting-edge program called agile development
53
165709
2778
Agile geliştirme adında en son teknoloji ürünü olan,
02:48
that was just spreading from manufacturers in Japan
54
168487
3070
Japonya'daki imalatçılardan
02:51
to startups in Silicon Valley.
55
171557
2976
Silikon Vadisi'ndeki yeni kurulan şirketlere kadar yayılmakta olan bir program üzerine yoğunlaştılar.
02:54
In agile, workers are organized into small groups
56
174533
2868
Agile geliştirmede, çalışanlar küçük gruplara ayrılıyor
02:57
and do things in very short spans of time.
57
177401
2686
ve çok kısa zaman dilimlerinde işlerini yapıyorlar.
03:00
So instead of having executives issue grand proclamations,
58
180087
2942
Yani yöneticilere büyük duyurular yaptırmak yerine,
03:03
the team in effect manages itself.
59
183029
3200
takım kendi kendini yönetiyor aslında.
03:06
You have constant feedback. You have daily update sessions.
60
186229
2631
Sürekli geri dönüş alıyorsunuz. Günlük güncelleme seanslarınız var.
03:08
You have weekly reviews. You're constantly changing.
61
188860
3617
Haftalık değerlendirmeniz var. Sürekli değişiyorsunuz.
03:12
David said when they brought this system into their home,
62
192477
3200
David, bu sistemi evlerine getirdiklerinde,
03:15
the family meetings in particular increased communication,
63
195677
3416
aile toplantılarının özellikle iletişimi arttırdığını,
03:19
decreased stress, and made everybody
64
199093
2376
stresi azalttığını ve bunun herkesi
03:21
happier to be part of the family team.
65
201469
3104
ailenin bir parçası yaptığı için mutlu ettiğini söyledi.
03:24
When my wife and I adopted these family meetings and other techniques
66
204573
2983
Ben ve eşim bu aile toplantılarını ve diğer teknikleri
03:27
into the lives of our then-five-year-old twin daughters,
67
207556
3513
o zaman beş yaşında olan ikiz kızlarımızın hayatlarına dahil ettiğimizde bu
03:31
it was the biggest single change we made since our daughters were born.
68
211069
4064
kızlarımızın doğumundan bu yana yaptığımız en büyük değişiklik oldu.
03:35
And these meetings had this effect
69
215133
2189
Bu toplantılar bu etkiyi
03:37
while taking under 20 minutes.
70
217322
2499
20 dakikadan az sürse de yarattılar.
03:39
So what is Agile, and why can it help
71
219821
2152
O zaman nedir bu 'Agile', çok değişik gibi
03:41
with something that seems so different, like families?
72
221973
2728
gözüken, aile gibi bir konuda bile niçin yardımcı olabilir ?
03:44
In 1983, Jeff Sutherland was a technologist
73
224701
2349
1983 yılında, Jeff Sutherland
03:47
at a financial firm in New England.
74
227050
2317
İngiltere'de bir finans şirketinde teknolojist olarak çalışıyordu.
03:49
He was very frustrated with how software got designed.
75
229367
3018
Yazılımların nasıl dizayn edildiği konusunda büyük hayal kırıklıkları yaşıyordu.
03:52
Companies followed the waterfall method, right,
76
232385
2752
Şirketler, waterfall denen üst düzey yöneticilerin
03:55
in which executives issued orders that slowly trickled down
77
235137
3058
emirlerini hiyerarşik yapı içinde
03:58
to programmers below,
78
238195
1619
alt kademedeki programcılara doğru
03:59
and no one had ever consulted the programmers.
79
239814
2648
onlara hiç danışmadan aktardıkları bir metodu takip ediyorlardı.
04:02
Eighty-three percent of projects failed.
80
242462
2579
Projelerin yüzde seksenüçü başarısız oldu.
04:05
They were too bloated or too out of date
81
245041
2397
Tamamlandıklarında ya çok şişirilmiş oluyorlardı ya da
04:07
by the time they were done.
82
247438
2682
güncelliklerini kaybediyorlardı.
04:10
Sutherland wanted to create a system where
83
250120
2444
Sutherland fikirlerin sadece yukarıdan aşağıya
04:12
ideas didn't just percolate down but could percolate up from the bottom
84
252564
4178
değil aynı zamanda aşağıdan yukarıya da yönlenebileceği
04:16
and be adjusted in real time.
85
256742
2545
ve de gerçek zamanlı olarak ayarlanabileceği bir sistem yaratmak istiyordu.
04:19
He read 30 years of Harvard Business Review
86
259287
3063
Harvard Business Review'ın 30 yıllık makalelerini okudu
04:22
before stumbling upon an article in 1986
87
262350
2792
ta ki 1986 yılında
04:25
called "The New New Product Development Game."
88
265142
3079
'Yepyeni Ürün Geliştirme Oyunu' adlı bir makaleye rastlayana kadar.
04:28
It said that the pace of business was quickening --
89
268221
2251
Makalede iş hayatının hızının arttığından
04:30
and by the way, this was in 1986 --
90
270472
2129
-- bu arada yıl 1986 --
04:32
and the most successful companies were flexible.
91
272601
3965
ve de en başarılı şirkletlerin esnek olanlar olduğundan bahsediliyordu.
04:36
It highlighted Toyota and Canon
92
276566
1784
Toyota ve Canon'un altını çiziyordu
04:38
and likened their adaptable, tight-knit teams to rugby scrums.
93
278350
4304
ve onların sıkı sıkıya bağlı ekiplerini rugby oynarken kenetlenen oyunculara benzetti.
04:42
As Sutherland told me, we got to that article,
94
282654
2365
Sutherland'ın bana söylediği gibi, bu makaleyi anladık
04:45
and said, "That's it."
95
285019
2165
ve 'İşte budur' dedik.
04:47
In Sutherland's system, companies don't use
96
287184
2717
Sutherland'ın sisteminde şirketler,
04:49
large, massive projects that take two years.
97
289901
3001
iki yıl süren çok büyük projeleri kullanmıyorlar.
04:52
They do things in small chunks.
98
292902
1228
İşleri küçük parçalara bölerek hallediyorlar.
04:54
Nothing takes longer than two weeks.
99
294130
2449
Hiçbirşey iki haftadan uzun sürmüyor.
04:56
So instead of saying, "You guys go off into that bunker
100
296579
2066
Bu sayede, 'Arkadaşlar, gidin şu sığınağa girin
04:58
and come back with a cell phone or a social network,"
101
298645
3001
ve geri döndüğünüzde elinizde bir cep telefonu veya sosyal bir ağ olsun' demek yerine
05:01
you say, "You go off and come up with one element,
102
301646
2432
' Gidin, tek bir öğe üzerinde çalışın
05:04
then bring it back. Let's talk about it. Let's adapt."
103
304078
2520
sonra getirin onu, konuşalım onun üzerinde. Adapte edelim beraberce' diyorsunuz.
05:06
You succeed or fail quickly.
104
306598
3608
Çok kısa sürede başarıyorsunuz ya da başaramıyorsunuz.
05:10
Today, agile is used in a hundred countries,
105
310206
3168
Bugün, agile yüzlerce ülkede kullanılıyor
05:13
and it's sweeping into management suites.
106
313374
2938
ve de yönetimlerin içine giriyor.
05:16
Inevitably, people began taking some of these techniques
107
316312
2510
Kaçınılmaz bir şekilde, insanlar bu tekniklerden bazılarını kullanmaya
05:18
and applying it to their families.
108
318822
2275
ve de ailelerine uygulamaya başladılar.
05:21
You had blogs pop up, and some manuals were written.
109
321097
2573
Ortaya çıkan bloglar, yazılan el kitapçıkları oldu.
05:23
Even the Sutherlands told me that they had
110
323670
1896
Hatta Sutherlands bana,
05:25
an Agile Thanksgiving,
111
325566
1510
'Agile Şükran Günü' kutlaması yaparken,
05:27
where you had one group of people working on the food,
112
327076
2511
yemekleri hazırlamakla,
05:29
one setting the table, and one greeting visitors at the door.
113
329587
3331
masayı hazırlamakla ve de misafirleri karşılamakla uğraşan bir grup insandan bahsetti.
05:32
Sutherland said it was the best Thanksgiving ever.
114
332918
3520
Sutherlands bunun o güne kadar ki en iyi Şükran Günü olduğundan söz etti.
05:36
So let's take one problem that families face,
115
336438
2680
Şimdi, ailelerin karşılaştıkları bir sorunu,
05:39
crazy mornings, and talk about how agile can help.
116
339118
3017
çılgın sabahları, ele alıp agile'ın nasıl yardım edebileceğinden konusaşlım.
05:42
A key plank is accountability,
117
342135
2166
Önemli bir konu da sorumluluk,
05:44
so teams use information radiators,
118
344301
1799
ekipler bilgi radyatörlerini,
05:46
these large boards in which everybody is accountable.
119
346100
3763
herkesin sorumluluklarının yazdığı kocaman tahtaları kullanılıyor.
05:49
So the Starrs, in adapting this to their home,
120
349863
1936
Böylece Starr'lar, bunu evlerine adapte ederek,
05:51
created a morning checklist
121
351799
1661
her çocuğun bitirmesi gereken işlerin içinde olunduğu
05:53
in which each child is expected to tick off chores.
122
353460
3588
bir sabah listesi hazırladılar.
05:57
So on the morning I visited, Eleanor came downstairs,
123
357048
2380
Bir sabah onları ziyarete gittiğimde, Eleanor aşağıya indi,
05:59
poured herself a cup of coffee, sat in a reclining chair,
124
359428
2710
kendisine bir fincan kahve koydu, sallanan bir sandalyeye oturdu,
06:02
and she sat there,
125
362138
1508
ve otururken
06:03
kind of amiably talking to each of her children
126
363646
2998
sıcak bir şekilde karşıladığı çocukları
06:06
as one after the other they came downstairs,
127
366644
1991
tek tek aşağıya indiler,
06:08
checked the list, made themselves breakfast,
128
368635
2369
listeyi gözden geçirdiler, kendilerine kahvaltı hazırladılar,
06:11
checked the list again, put the dishes in the dishwasher,
129
371004
2783
listeyi tekrar gözden geçirdiler, tabakları bulaşık makinesine yerleştirdiler,
06:13
rechecked the list, fed the pets or whatever chores they had,
130
373787
3120
yeniden listeyi incelediler, hayvanları beslediler ya da ne işleri varsa onu yaptılar,
06:16
checked the list once more, gathered their belongings,
131
376907
2424
bir kez daha incelediler listeyi, eşyalarını topladılar
06:19
and made their way to the bus.
132
379331
2637
ve otobüslerine doğru yola koyuldular.
06:21
It was one of the most astonishing family dynamics I have ever seen.
133
381968
4077
Bugüne kadar görmüş olduğum en şaşırtıcı aile dinamiklerinden bir tanesiydi.
06:26
And when I strenuously objected this would never work in our house,
134
386045
3142
Ve ben bunun bizim evde asla işe yaramayacağını,
06:29
our kids needed way too much monitoring,
135
389187
2183
bizim çocuklarımızın çok daha fazla gözlenmeye ihtiyaçları olduğunu şiddetle savunurken
06:31
Eleanor looked at me.
136
391370
1300
Eleanor bana baktı.
06:32
"That's what I thought," she said.
137
392670
1168
'Bende böyle düşünüyordum', dedi.
06:33
"I told David, 'keep your work out of my kitchen.'
138
393838
2320
David'e, 'İşini mutfağımdan uzak tut' dedim.
06:36
But I was wrong."
139
396158
1621
Ama yanıldım.
06:37
So I turned to David: "So why does it work?"
140
397779
2104
Sonra David'e döndüm ve sordum: 'Peki niye işe yarıyor ?'
06:39
He said, "You can't underestimate the power of doing this."
141
399883
2936
Bana, ' Bunu yapmanın gücünü küçümseyemezsin' dedi.
06:42
And he made a checkmark.
142
402819
1534
Ve bir onaylama işareti yaptı.
06:44
He said, "In the workplace, adults love it.
143
404353
2136
Dedi ki :' İşyerlerinde yetişkinler buna bayılıyorlar.
06:46
With kids, it's heaven."
144
406489
2476
Çocuklara göreyse bundan daha iyisi olamaz.'
06:48
The week we introduced a morning checklist into our house,
145
408965
2837
Evimize sabah kontrol listesi oluşturduğumuz o hafta
06:51
it cut parental screaming in half. (Laughter)
146
411802
4147
aile içindeki bağırmalarımız yarı yarıya azaldı. (Gülüşmeler)
06:55
But the real change didn't come until we had these family meetings.
147
415949
3085
Ama gerçek değişiklik aile toplantılarımızı başlatana kadar olmadı.
06:59
So following the agile model, we ask three questions:
148
419034
3321
Agile metodunu izleyerek üç soru soruyoruz:
07:02
What worked well in our family this week,
149
422355
1922
Bu hafta ailemizde ne yolunda gitti,
07:04
what didn't work well, and what will we agree to work on in the week ahead?
150
424277
4160
ne yolunda gitmedi, ve önümüzdeki hafta neyin üzerinde çalışma konusunda anlaşacağız ?
07:08
Everyone throws out suggestions
151
428437
1587
Herkes ortaya teklifler getiriyor
07:10
and then we pick two to focus on.
152
430024
2732
ve biz onların arasından üzerine odaklanacağımız iki tanesini seçiyoruz.
07:12
And suddenly the most amazing things started coming out of our daughters' mouths.
153
432756
3902
Ve birden kızlarımızın ağzından en inanılmaz şeyler dökülmeye başladı.
07:16
What worked well this week?
154
436658
2120
Bu hafta ne yolunda gitti ?
07:18
Getting over our fear of riding bikes. Making our beds.
155
438778
2920
Bisiklete binme korkumuzu yenmek. Yataklarımızı yapmak.
07:21
What didn't work well? Our math sheets,
156
441698
2912
Ne yolunda gitmedi ? Matematik kağıtlarımız,
07:24
or greeting visitors at the door.
157
444610
3187
veya kapıda misafirleri karşılamak.
07:27
Like a lot of parents, our kids are something like Bermuda Triangles.
158
447797
3428
Birçok aile gibi, bizim çocuklarımız da Bermuda Şeytan Üçgeni gibiler.
07:31
Like, thoughts and ideas go in, but none ever comes out,
159
451225
2545
Yani, düşünceler ve fikirler içeri girer, ama dışarı hiçbirşey çıkmaz.
07:33
I mean at least not that are revealing.
160
453770
1534
Demek istediğim en azından onları açığa vuran hiçbirşey.
07:35
This gave us access suddenly to their innermost thoughts.
161
455304
3763
Bu bize onların en derin düşüncelerine ulaşabilme imkanı verdi.
07:39
But the most surprising part was when we turned to,
162
459067
1787
En şaşırtıcı kısmıysa
07:40
what are we going to work on in the week ahead?
163
460854
2654
önümüzdeki hafta ne üzerinde çalışmalıyız sorusu oldu.
07:43
You know, the key idea of agile is that
164
463508
2017
Bildiğiniz gibi, agile'ın en anahtar fikri
07:45
teams essentially manage themselves,
165
465525
1805
ekiplerin temelde kendi kendilerini yönetiyor olmaları,
07:47
and it works in software and it turns out that it works with kids.
166
467330
3344
ve bu yazılım konusunda işe yarıyor ve gözüktüğü kadarıyla çocuklarla da işe yarıyor.
07:50
Our kids love this process.
167
470674
1691
Çocuklarımız bu süreci çok seviyorlar.
07:52
So they would come up with all these ideas.
168
472365
2189
Öyle ki bu fikirlerle ortaya çıkıyorlar.
07:54
You know, greet five visitors at the door this week,
169
474554
2046
Yani, bu hafta kapıda beş misafiri karşılayın,
07:56
get an extra 10 minutes of reading before bed.
170
476600
2563
yatmadan önce fazladan 10 dakika kitap okuyun.
07:59
Kick someone, lose desserts for a month.
171
479163
2812
Birisine tekme atın, bir ay tatlı yemeyin.
08:01
It turns out, by the way, our girls are little Stalins.
172
481975
2167
Bu arada, öyle gözüküyor ki kızlarımız küçük Stalin gibiler.
08:04
We constantly have to kind of dial them back.
173
484142
2945
Onları sürekli olarak, bir şekilde yatışırmamız gerekiyor.
08:07
Now look, naturally there's a gap between
174
487087
1992
Bakın, doğal olarak
08:09
their kind of conduct in these meetings and their behavior the rest of the week,
175
489079
3368
onların bu toplantılardaki tavırlarıyla haftanın geri kalanındaki davranışları arasında bir fark var,
08:12
but the truth is it didn't really bother us.
176
492447
2114
ama bu gerçek bizi hiç de rahatsız etmedi.
08:14
It felt like we were kind of laying these underground cables
177
494561
2350
Sanki, onların dünyalarını önümüzdeki gelecek yıllara
08:16
that wouldn't light up their world for many years to come.
178
496911
3330
kadar aydınlatmayacak olan o yeraltı kablolarını döşüyormuş gibi hissettik.
08:20
Three years later -- our girls are almost eight now --
179
500241
2430
Üç sene sonra -- kızlarımız şu anda sekiz yaşındalar --
08:22
We're still holding these meetings.
180
502671
2437
bu toplantılarımız hala sürüyor.
08:25
My wife counts them among her most treasured moments as a mom.
181
505108
4732
Eşim bir anne olarak onları hayatının en değerli anları olarak görüyor.
08:29
So what did we learn?
182
509840
2383
Öyleyse ne öğrendik ?
08:32
The word "agile" entered the lexicon in 2001
183
512223
2501
Kelime olarak 'agile' sözlüklere 2001 yılında
08:34
when Jeff Sutherland and a group of designers
184
514724
2200
Jeff Sutherland ve bir grup tasarımcı
08:36
met in Utah and wrote a 12-point Agile Manifesto.
185
516924
4132
Utah'da buluştuklarında ve 12-maddeli Agile Manifesto'yu yazdıklarında girdi.
08:41
I think the time is right for an Agile Family Manifesto.
186
521056
3531
Sanırım zaman 'Agile Aile Manifesto' su için uygun.
08:44
I've taken some ideas from the Starrs and from many other families I met.
187
524587
3375
Starr'lardan ve karşılaştığım başka birçok aileden bazı fikirler edindim.
08:47
I'm proposing three planks.
188
527962
2759
Üç önemli madde öneriyorum.
08:50
Plank number one: Adapt all the time.
189
530721
3568
Madde bir: Her zaman adapte edin.
08:54
When I became a parent, I figured, you know what?
190
534289
1786
Biliyor musunuz, bir ebeveyn olduğumda neyi uygulamaya koydum ?
08:56
We'll set a few rules and we'll stick to them.
191
536075
3099
Birkaç kural koyacağız ve onlara bağlı kalacağız.
08:59
That assumes, as parents, we can anticipate every problem that's going to arise.
192
539174
3649
Bu, anne-baba olarak, bizim ortaya çıkacak her türlü sorunu önceden görebileceğimizi varsayar.
09:02
We can't. What's great about the agile system
193
542823
3434
Mümkün değil. Agile sistem'de harika olan
09:06
is you build in a system of change
194
546257
1866
sizin bir değişim sistemi yaratarak
09:08
so that you can react to what's happening to you in real time.
195
548123
3031
gerçek zamanda size olanlara tepki gösterebiliyor olmanızdır.
09:11
It's like they say in the Internet world:
196
551154
1444
Tıpkı Internet dünyasında söyledikleri gibi:
09:12
if you're doing the same thing today you were doing six months ago,
197
552598
2744
eğer şu anda da altı ay önce yaptığınızı yapıyorsanız
09:15
you're doing the wrong thing.
198
555342
1658
yanlış şeyi yapıyorsunuz.
09:17
Parents can learn a lot from that.
199
557000
2908
Anne-babalar bundan çok şeyler öğrenebilirler.
09:19
But to me, "adapt all the time" means something deeper, too.
200
559908
3312
Ama benim için, 'her zaman adapte edin' çok daha derin bir anlam da içeriyor.
09:23
We have to break parents out of this straitjacket
201
563220
2376
Ebeveynleri,
09:25
that the only ideas we can try at home
202
565596
2337
evde deneyebileceğimiz fikirlerin,
09:27
are ones that come from shrinks or self-help gurus
203
567933
3367
sadece psikologlardan veya kendi kendine yardım gurularından
09:31
or other family experts.
204
571300
2320
ya da başka aile uzmanlarından gelebileceği saplantısından kurtarmalıyız.
09:33
The truth is, their ideas are stale,
205
573620
2272
Gerçek ise, onların fikirlerinin bayatladığı,
09:35
whereas in all these other worlds there are these new ideas
206
575892
2296
bunun yanında diğer tüm dünyalarda grupları ve ekipleri daha etkin çalıştıran
09:38
to make groups and teams work effectively.
207
578188
3325
bu yeni fikirlerin olduğudur.
09:41
Let's just take a few examples.
208
581513
1135
Hemen birkaç örnek alalım.
09:42
Let's take the biggest issue of all: family dinner.
209
582648
3220
Herkes için büyük bir olay olan konuyu alalım : aile ile yenen akşam yemeği.
09:45
Everybody knows that having family dinner
210
585868
2057
Herkes bilir ki çocuklarla yenen akşam yemeği
09:47
with your children is good for the kids.
211
587925
2328
çocuklar için iyidir.
09:50
But for so many of us, it doesn't work in our lives.
212
590253
2959
Ama çoğumuz için, hayatlarımızda bu böyle olmaz.
09:53
I met a celebrity chef in New Orleans who said,
213
593212
2272
New Orleans'da meşhur bir aşçı ile karşılaştım.
09:55
"No problem, I'll just time-shift family dinner.
214
595484
2379
'Sorun değil, aile yemeğimizin saatini kaydırırım.
09:57
I'm not home, can't make family dinner?
215
597863
2136
Evde değilsem, akşam yemeği yiyemeyeceksek,
09:59
We'll have family breakfast. We'll meet for a bedtime snack.
216
599999
2992
aile kahvaltısı yaparız bizde. Yatmadan önce biraz atıştırırken bir araya geliriz o zaman.
10:02
We'll make Sunday meals more important."
217
602991
2866
Pazar öğünlerini daha önemli bir hale getiririz.'' dedi bana.
10:05
And the truth is, recent research backs him up.
218
605857
3550
Gerçek şu ki, son araştırmalar onu destekliyor.
10:09
It turns out there's only 10 minutes of productive time
219
609407
2912
Gözlenen o ki herhangi bir aile yemeğinde
10:12
in any family meal.
220
612319
1837
verimli olunan sadece 10 dakika var.
10:14
The rest of it's taken up with "take your elbows off the table" and "pass the ketchup."
221
614156
3918
Geri kalan zaman 'dirseklerini masadan indir' veya 'ketçapı verir misin' şeklinde geçiyor.
10:18
You can take that 10 minutes and move it
222
618074
2037
Bu 10 dakikayı alıp
10:20
to any part of the day and have the same benefit.
223
620111
3280
günün herhangi bir anına taşıyıp aynı kazancı sağlayabilirsiniz.
10:23
So time-shift family dinner. That's adaptability.
224
623391
2825
Öyleyse akşam yemeğinin zamanını değiştirin. Bu adaptasyondur.
10:26
An environmental psychologist told me,
225
626216
2290
Bir çevre psikoloğu bana,
10:28
"If you're sitting in a hard chair on a rigid surface,
226
628506
3335
'Eğer esnemeyen bir yüzeyde sert bir sandalyede oturuyorsan,
10:31
you'll be more rigid.
227
631841
1450
sende esnekliğini kaybedersin.
10:33
If you're sitting on a cushioned chair, you'll be more open."
228
633291
3903
Eğer şiltesi olan bir sandalyede oturuyorsan, daha açık olursun', demişti.
10:37
She told me, "When you're discipling your children,
229
637194
1607
Aynı zamanda da, 'Çocuklarını disipline ederken,
10:38
sit in an upright chair with a cushioned surface.
230
638801
2398
dimdik ama altında şiltesi olan bir sandalyeye otur.
10:41
The conversation will go better."
231
641199
2554
Konuşmanız çok daha iyi geçecektir.' diye de eklemişti.
10:43
My wife and I actually moved where we sit for difficult conversations
232
643753
3617
Eşim ve ben zorlu konuşmalar için oturduğumuz yerleri değiştirdik
10:47
because I was sitting above in the power position.
233
647370
2820
çünkü ben daha yüksekte 'güç bende' pozisyonunda oturuyordum.
10:50
So move where you sit. That's adaptability.
234
650190
3040
Öyleyse siz de yerinizi değiştirin. Bu adaptasyondur.
10:53
The point is there are all these new ideas out there.
235
653230
3354
Önemli olan nokta, bu yeni fikirlerin orada olduğu.
10:56
We've got to hook them up with parents.
236
656584
2387
Onları ailelerle birleştirmeliyiz.
10:58
So plank number one: Adapt all the time.
237
658971
2427
O zaman madde bir : Her zaman adapte olun.
11:01
Be flexible, be open-minded, let the best ideas win.
238
661398
4440
Esnek olun, açık fikirli olun, bırakın en iyi fikirler kazansın.
11:05
Plank number two: Empower your children.
239
665838
4096
Madde iki : Çocuklarınızı yetkilendirin.
11:09
Our instinct as parents is to order our kids around.
240
669934
3014
Ebeveynler olarak içgüdümüz çocuklarımıza emir vermemizi söyler.
11:12
It's easier, and frankly, we're usually right.
241
672948
2594
Kolaydır, ve de açıkçası, genelde haklıyızdır.
11:15
There's a reason that few systems have been more
242
675542
2063
Zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok
11:17
waterfall over time than the family.
243
677605
3052
'waterfall' olmasının bir sebebi vardır.
11:20
But the single biggest lesson we learned
244
680657
1817
Ancak öğrendiğimiz basit ama en önemli ders ise
11:22
is to reverse the waterfall as much as possible.
245
682474
2887
'waterfall' yaklaşımını mümkün olduğunca tersine çevirmektir.
11:25
Enlist the children in their own upbringing.
246
685361
3865
Çocuklarınızın kendi kendilerine yetişmelerine imkan tanıyın.
11:29
Just yesterday, we were having our family meeting,
247
689226
1888
Dün, aile toplantımızı yapıyorduk,
11:31
and we had voted to work on overreacting.
248
691114
2879
ve 'aşırı tepki' konusunda oylama yapmıştık.
11:33
So we said, "Okay, give us a reward and give us a punishment. Okay?"
249
693993
3296
Dedik ki, ' Tamam, bize bir ödül bir de ceza verin. Oldu mu ?'
11:37
So one of my daughters threw out, you get five minutes of overreacting time all week.
250
697289
4576
Kızlarımdan bir tanesi haftada yalnızca beş dakikalık 'aşırı tepki' fikrini ortaya attı.
11:41
So we kind of liked that.
251
701865
1758
Fikri oldukça beğendik.
11:43
But then her sister started working the system.
252
703623
1639
Ama sonrasında kızkardeşi sistemi çalıştırmaya başladı.
11:45
She said, "Do I get one five-minute overreaction
253
705262
3137
Dedi ki, ' Bir kereye mahsus beş dakikalık bir aşırı tepki hakkım mı olacak
11:48
or can I get 10 30-second overreactions?"
254
708399
3470
yoksa 10 kez 30 saniyelik aşırı tepki hakkım da olabilir mi ?'
11:51
I loved that. Spend the time however you want.
255
711869
2228
Bayıldım buna. Zamanı nasıl istiyorsan öyle harca.
11:54
Now give us a punishment. Okay.
256
714097
2272
Şimdi de bize bir ceza verin. Tamam.
11:56
If we get 15 minutes of overreaction time, that's the limit.
257
716369
4904
15 dakikalık aşırı tepki vermek limitimiz olsun.
12:01
Every minute above that, we have to do one pushup.
258
721273
3424
Onun üzerindeki herbir dakika için, bir şınav çekelim.
12:04
So you see, this is working. Now look, this system isn't lax.
259
724697
3384
Gördüğünüz gibi, işe yarıyor. Bakın, sistem gevşek değil.
12:08
There's plenty of parental authority going on.
260
728081
2728
Ailelerin otoritesi fazlasıyla var.
12:10
But we're giving them practice becoming independent,
261
730809
2715
Ama biz onlara bağımsız olma pratiğini veriyoruz,
12:13
which of course is our ultimate goal.
262
733524
2567
esas amacımız da bu.
12:16
Just as I was leaving to come here tonight,
263
736091
2318
Bu gece buraya gelmeden önce
12:18
one of my daughters started screaming.
264
738409
1824
kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı.
12:20
The other one said, "Overreaction! Overreaction!"
265
740233
2515
Diğeri ise, 'Çok tepki veriyorsun ! Çok tepki veriyorsun !' dedi
12:22
and started counting, and within 10 seconds it had ended.
266
742748
2929
ve saymaya başladı, 10 saniye sonra bağırması kesilmişti.
12:25
To me that is a certified agile miracle.
267
745677
3509
Benim için bu onaylanmış bir agile mucizesiydi.
12:29
(Laughter) (Applause)
268
749186
2207
(Gülüşmeler) (Alkış)
12:31
And by the way, research backs this up too.
269
751393
4736
Bu arada, araştırmalar da bunun böyle olduğunu söylüyor.
12:36
Children who plan their own goals, set weekly schedules,
270
756129
3576
Kendi hedeflerini belirleyen, haftalık programlarını yapan,
12:39
evaluate their own work build up their frontal cortex
271
759705
3925
kendi çalışmalarını değerlendirebilen çocuklar beyinlerinin ön kortekslerini geliştiriyor
12:43
and take more control over their lives.
272
763630
4227
ve hayatlarını daha iyi kontrol edebiliiyorlar.
12:47
The point is, we have to let our children succeed on their own terms,
273
767857
3152
Esas nokta, çocuklarımıza kendi konumlarında başarılı olmaları için izin vermeliyiz,
12:51
and yes, on occasion, fail on their own terms.
274
771009
3104
ve de tabii ki, ara sıra, başarısız olmaları için de...
12:54
I was talking to Warren Buffett's banker,
275
774113
1748
Warren Buffet'in bankacısıyla konuşuyordum,
12:55
and he was chiding me for not letting my children
276
775861
2242
ve bana çocuklarıma kendi ödeneklerinden
12:58
make mistakes with their allowance.
277
778103
2669
hata yapmalarına izin vermediğim için söyleniyordu.
13:00
And I said, "But what if they drive into a ditch?"
278
780772
1976
'Ya bir hendeğe doğru sürerlerse ?' dedim.
13:02
He said, "It's much better to drive into a ditch
279
782748
2141
'6 $ lık bir ödenekle bir hendeğe sürmek
13:04
with a $6 allowance than a $60,000-a-year salary
280
784889
3432
60.000 $ lık yıllık gelirle
13:08
or a $6 million inheritance."
281
788321
2672
ya da 6 milyon $ lık bir mirasla hendeğe sürmekten çok daha iyidir' dedi.
13:10
So the bottom line is, empower your children.
282
790993
2480
Yani esas olan çocuklarınızı yetkilendirmeniz...
13:13
Plank number three: Tell your story.
283
793473
4786
Madde üç: Hikayenizi anlatın.
13:18
Adaptability is fine, but we also need bedrock.
284
798259
3963
Adaptasyon güzel bir şey, ama kökene de inmemiz lazım.
13:22
Jim Collins, the author of "Good To Great,"
285
802222
1940
'İyi'den Mükemmel Şirkete' kitabının yazarı Jim Collins bana
13:24
told me that successful human organizations of any kind
286
804162
2703
başarılı olan her çeşit insan organizasyonunun
13:26
have two things in common:
287
806865
1514
ortak iki noktasının olduğundan bahsetti:
13:28
they preserve the core, they stimulate progress.
288
808379
3295
temel yapıyı korumaları, ilerlemeyi teşvik etmeleri.
13:31
So agile is great for stimulating progress,
289
811674
2205
O yüzden de agile teşvik edici ilerleme için mükemmel,
13:33
but I kept hearing time and again, you need to preserve the core.
290
813879
3282
ama temel yapıyı korumanız gerektiğini de tekrar tekrar duymaya devam ettim.
13:37
So how do you do that?
291
817161
2054
O zaman nasıl yaparsınız bunu ?
13:39
Collins coached us on doing something
292
819215
2207
Collins bize bu konuda
13:41
that businesses do, which is define your mission
293
821422
2787
şirketlerin yaptığı birşey olan, görev belirleme
13:44
and identify your core values.
294
824209
2394
ve temel değerleri tanımlama konusunda koçluk yaptı.
13:46
So he led us through the process of creating a family mission statement.
295
826603
3558
Yani, bizi bir aile görev tanımı yaratabilmemiz için izlememiz gereken süreç konusunda yönlendirdi.
13:50
We did the family equivalent of a corporate retreat.
296
830161
2264
Bir kurumun çalışanları için düzenlediği seminerin ailesel karşılığını yaptık.
13:52
We had a pajama party.
297
832425
2304
Bir pijama partisi düzenledik.
13:54
I made popcorn. Actually, I burned one, so I made two.
298
834729
3560
Ben mısır patlattım. Aslında bir tanesini yaktım, o yüzden iki tane yaptım.
13:58
My wife bought a flip chart.
299
838289
872
Eşim bir yazı tahtası aldı.
13:59
And we had this great conversation, like, what's important to us?
300
839161
2617
Ve o harika konuşmayı yaptık, yani, bizim için önemli olan nedir ?
14:01
What values do we most uphold?
301
841778
2125
Hangi değerlere daha çok bağlıyız ?
14:03
And we ended up with 10 statements.
302
843903
1756
Ve 10 cümle ile sonlandırdık.
14:05
We are travelers, not tourists.
303
845659
1971
Biz yolcuyuz, turist değil.
14:07
We don't like dilemmas. We like solutions.
304
847630
3675
İkilemleri sevmeyiz. Çözümleri severiz.
14:11
Again, research shows that parents should spend less time
305
851305
3231
Yine, araştırma gösteriyor ki anne babalar
14:14
worrying about what they do wrong
306
854536
2339
neyi yanlış yaptıkları konusundaki endişelerine daha az vakit harcayıp
14:16
and more time focusing on what they do right,
307
856875
3157
neyi doğru yaptıklarına odaklanmalılar,
14:20
worry less about the bad times and build up the good times.
308
860032
4111
kötü anları daha az endişe edip iyi anlar inşa etmeliler.
14:24
This family mission statement is a great way to identify
309
864143
2736
Aile görev tanımı neyi doğru yaptığınızı tanımlama
14:26
what it is that you do right.
310
866879
2520
açısından harika bir yöntem.
14:29
A few weeks later, we got a call from the school.
311
869399
2290
Birkaç hafta sonra, okuldan bir telefon geldi.
14:31
One of our daughters had gotten into a spat.
312
871689
1988
Kızlarımızdan bir tanesi bir ağız dalaşına girmiş.
14:33
And suddenly we were worried, like, do we have a mean girl on our hands?
313
873677
2356
Bir anda bayağı bir endişelendik acaba bizim huysuz bir kızımız mı var diye.
14:36
And we didn't really know what to do,
314
876033
1254
Ve de ne yapacagımızı bilemedik,
14:37
so we called her into my office.
315
877287
1428
sonrasında onu çalışma odama çağırdık.
14:38
The family mission statement was on the wall,
316
878715
1657
Aile görev tanımımız duvarda asılıydı,
14:40
and my wife said, "So, anything up there seem to apply?"
317
880372
3111
ve eşim, 'Orada gördüklerinden uygun olanı var mı ?' diye sordu.
14:43
And she kind of looked down the list, and she said,
318
883483
2876
Kızım listenin altına doğru baktı ve,
14:46
"Bring people together?"
319
886359
1728
'Herkesi bir araya getirmek ?' dedi.
14:48
Suddenly we had a way into the conversation.
320
888087
3456
Bir anda konuya giriverdik.
14:51
Another great way to tell your story
321
891543
1332
Hikayenizi anlatmanın başka harika bir yolu da
14:52
is to tell your children where they came from.
322
892875
3295
çocuklarınıza onların nereden geldiklerini anlatmaktan geçer.
14:56
Researchers at Emory gave children a simple
323
896170
2701
Emory'deki araştırmacılar çocuklara basit bir
14:58
"what do you know" test.
324
898871
2082
'ne biliyorsunuz' testi uyguladılar.
15:00
Do you know where your grandparents were born?
325
900953
2078
Büyükanne ve büyükbabanızın nerede doğduklarını biliyor musunuz ?
15:03
Do you know where your parents went to high school?
326
903031
2464
Anne ve babanızın liseye nerede gittiklerini biliyor musunuz ?
15:05
Do you know anybody in your family
327
905495
1785
Ailenizde tanıdığınız
15:07
who had a difficult situation, an illness, and they overcame it?
328
907280
3999
bir hastalık gibi zor bir durumla karşılaşan ama onun üstesinden gelen birisi var mı ?
15:11
The children who scored highest on this "do you know" scale
329
911279
3570
Bu testte 'biliyor musun' ölçüsüne göre en yüksek skoru elde eden çocuklar
15:14
had the highest self-esteem and a greater sense they could control their lives.
330
914849
4566
kendilerine en yüksek özsaygısı olan ve hayatlarını kontrol etme konusunda daha fazla sezgiye sahip olanlardı.
15:19
The "do you know" test was the single biggest predictor
331
919415
3256
'Biliyor musun' testi duygusal sağlık ve mutluluğun
15:22
of emotional health and happiness.
332
922671
2704
tek ve en önemli belirleyici testiydi.
15:25
As the author of the study told me,
333
925375
2176
Bu çalışmanın yazarının bana söylediği gibi
15:27
children who have a sense of -- they're part of a larger narrative
334
927551
3854
geniş bir öykünün parçası olduğunu hisseden çocukların
15:31
have greater self-confidence.
335
931405
2954
kendilerine daha fazla güveni var.
15:34
So my final plank is, tell your story.
336
934359
2976
Yani, son maddem: hikayenizi anlatın.
15:37
Spend time retelling the story of your family's positive moments
337
937335
3991
Ailenizin pozitif zamanlarının,
15:41
and how you overcame the negative ones.
338
941326
2841
aynı zamanda da negatif anların nasıl üstesinden geldiğinizin hikayesini yeniden anlatın.
15:44
If you give children this happy narrative,
339
944167
2456
Eğer çocuklarınıza bu mutlu hikayeyi anlatırsanız,
15:46
you give them the tools to make themselves happier.
340
946623
5711
onlara kendilerini daha da mutlu edecek aletleri de vermiş olursunuz.
15:52
I was a teenager when I first read "Anna Karenina"
341
952334
2423
'Anna Karenina' yı ilk okuduğumda delikanlıydım
15:54
and its famous opening sentence,
342
954757
1752
ve onun meshur açılış cümlesini,
15:56
"All happy families are alike.
343
956509
1959
'Tüm mutlu aileler birbirinin aynısıdır.
15:58
Each unhappy family is unhappy in its own way."
344
958468
4091
Her mutsuz aile ise kendi yolunda mutsuzdur.'
16:02
When I first read that, I thought, "That sentence is inane.
345
962559
3224
ilk okuduğumda, 'Bu cümle çok anlamsız.
16:05
Of course all happy families aren't alike."
346
965783
3123
Tabii ki tüm mutlu aileler birbirinin aynısı değildir.' diye düşünmüştüm.
16:08
But as I began working on this project,
347
968906
2341
Ama bu projede çalışmaya başlayınca,
16:11
I began changing my mind.
348
971247
2712
fikrimi değiştirmeye başladım.
16:13
Recent scholarship has allowed us, for the first time,
349
973959
2552
En son öğretiler, ilk kez, bize
16:16
to identify the building blocks
350
976511
2736
başarılı ailelerin sahip olduğu yapı bloklarını
16:19
that successful families have.
351
979247
2976
tanımlamamıza izin verdi.
16:22
I've mentioned just three here today:
352
982223
2144
Bugün burada sadece üç tanesinden bahsettim:
16:24
Adapt all the time, empower the children, tell your story.
353
984367
5167
Her zaman adapte edin, çocuklarınızı yetkilendirin, hikayenizi anlatın.
16:29
Is it possible, all these years later, to say Tolstoy was right?
354
989549
4371
Bu kadar yıldan sonra Tolstoy'un haklı olduğunu söylemek mümkün müdür ?
16:33
The answer, I believe, is yes.
355
993920
3376
Cevap, sanırım, evet olacak.
16:37
When Leo Tolstoy was five years old,
356
997296
2712
Leo Tolstoy beş yaşındayken
16:40
his brother Nikolay came to him
357
1000008
1742
kardeşi Nikolay ona geldi
16:41
and said he had engraved the secret to universal happiness
358
1001750
2974
ve evrensel mutluluğun sırrını
16:44
on a little green stick, which he had hidden
359
1004724
2780
ailesinin Rusya'daki sahip olduğu
16:47
in a ravine on the family's estate in Russia.
360
1007504
3116
bir vadide gizlediği yeşil bir sopanın üzerine kazıdığını söyledi.
16:50
If the stick were ever found, all humankind would be happy.
361
1010620
4433
Eğer bu sopa bulunabilirse, tüm insanoğlu mutlu olacaktır.
16:55
Tolstoy became consumed with that stick, but he never found it.
362
1015053
5496
Tolstoy bu sopayı bulmak için kendini tüketti, ama onu hiçbir zaman bulamadı.
17:00
In fact, he asked to be buried in that ravine where he thought it was hidden.
363
1020549
4351
Gerçekten, onun gizlendiğini düşündüğü o vadiye gömülmeyi istedi.
17:04
He still lies there today, covered in a layer of green grass.
364
1024900
4545
Bugün hala orada yeşil çimlerle kaplı olarak yatıyor.
17:09
That story perfectly captures for me
365
1029445
2551
Bu hikaye benim için mükemmel bir şekilde
17:11
the final lesson that I learned:
366
1031996
2208
son öğrendiğim o dersi yakalıyor:
17:14
Happiness is not something we find,
367
1034204
2664
Mutluluk bizim bulduğumuz değil,
17:16
it's something we make.
368
1036868
2896
yarattığımız bir şeydir.
17:19
Almost anybody who's looked at well-run organizations
369
1039764
3270
Başarılı organizasyonlara bakan hemen her kişi
17:23
has come to pretty much the same conclusion.
370
1043034
2981
yaklaşık aynı sonuca ulaşmıştır.
17:26
Greatness is not a matter of circumstance.
371
1046015
2389
Büyüklük bir durum meselesi değildir.
17:28
It's a matter of choice.
372
1048404
2864
Bir seçim meselesidir.
17:31
You don't need some grand plan. You don't need a waterfall.
373
1051268
3464
Büyük bir plana ihtiyacınız yok. Şelale('waterfall') metoduna ihtiyacınız yok.
17:34
You just need to take small steps,
374
1054732
2184
Esas ihtiyacınız, küçük adımlar atmak,
17:36
accumulate small wins,
375
1056916
2192
küçük kazançlar elde etmek,
17:39
keep reaching for that green stick.
376
1059108
2824
o yeşil sopaya ulaşmayı hedeflemek olmalı.
17:41
In the end, this may be the greatest lesson of all.
377
1061932
3649
Sonunda, bu tüm derslerin en önemlisi olabilir.
17:45
What's the secret to a happy family? Try.
378
1065581
4167
Nedir başarılı bir ailenin sırrı ? Deneyin.
17:49
(Applause)
379
1069748
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7