Nicole Paris and Ed Cage: A beatboxing lesson from a father-daughter duo | TED

Çeviri: Batuhan Karakuyu Gözden geçirme: Sancak Gülgen

Nicole Paris: TEDYouth, make some noise!

Nicole Paris: TEDYouth,

biraz gürültü yapalım!

(Beatboxing)

(Beatboxing)

TEDYouth, make some --

TEDYouth, biraz Beatbox

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Beatboxing ends)

(Beatbox Sonu)

Are you ready?

Hazır mısınız?

(Cheers and applause)

(Alkışlar)

Are you ready?

Hazır mısınız?

Ed Cage: Yeah, yeah, yeah!

Ed Cage: Evet,evet,evet!

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Laughter)

(Kahkahalar)

EC: Y'all like that? Let me show you how we used to do it --

EC: Sevdiniz mi? Size bunu 90'larda

NP: Get it pops, go ahead.

NP:Devam et!

EC: ... when I was growing up in the '90s.

EC: ... nasıl yaptıgımızı göstereyim.

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Beatboxing ends)

(Beatbox Sonu)

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Beatboxing)

(Beatboxing)

NP: Pops, pops, pops, pops, pops, pops,

NP: Pops,pops,pops,pops

hold up, hold up, hold up, hold up!

,durun durun durun!

Oh my God.

Aman Tanrım

OK, he's trying to battle me.

Tamam, benimle

Hold on, right now, hold on.

savaşmaya çalışıyor.

Durun şimdi

Do you remember when you used to beatbox me to sleep?

Beni uyutmak için beatbox

yaptıgın zamanı hatırladın mı?

EC: Yeah, yeah, I remember.

EC: Evet, hatırladım.

That's when she was a little baby.

O küçük bir bebekken yapardım.

We would do something like this.

Böyle şeyler yapardık.

(Beatboxing)

(Beatboxing)

NP: I remember that.

NP: Hatırladım.

(Beatboxing)

(Beatboxing)

NP: All right, pops, pops, pops, chill out, chill out.

NP: Tamam sakinleşelim

Hold up, hold up, hold up.

Durun, durun.

EC: Y'all remember the video.

EC: Hepiniz videoyu hatırlarsınız.

This is like a little payback or something

Bana ezik diyen 50 milyona yakın insanla

for 50 million people calling me the loser.

ödeştiğim video

NP: Hold up, hold up.

But a lot of people out there don't really know what beatboxing is,

Birçok insan Beatbox'ın ne oldugunu

where it started from.

nerede başladıgını bilmiyor.

EC: Right, right.

EC: Evet öyle.

NP: Where it came from.

NP: Nereden çıktı bu?

So why don't you give them a little history --

Neden onlara bunun hakkında

just a tickle -- a bit of history of where it comes from.

küçük bir tarih dersi vermiyorsun?

EC: Beatbox started here in New York.

EC: Beatbox, New York'da başladı.

(Cheers)

That's right, that's right. New York, New York!

Doğru, New York.

Everybody like, "Yeah!"

Herkes "evet!" der gibi

Well, we from St. Louis.

Biz buraya St. Louis den geliyoruz.

(Laughter)

(Kahkahalar)

NP: Now you can put y'all hands down.

NP: Şimdi herkes elini indirebilir.

(Laughter)

(Kahkahalar)

EC: But beatbox started here in New York.

EC: Beatbox, burada New York da başladı.

What you would have is that, when we would go to parties,

Bir partiye gittiğinizde sahip oldugunuz şey

you would have the DJ and you would have the rapper.

bir DJ ve Rapçidir.

But because I don't have electricity coming out of me,

Benden elektrik çıkmadıgına göre

we had to emulate what the beats was doing.

ritmi bir şekilde taklit etmeliyim.

So when you would see the beatboxer,

Yani siz Beatbox yapan birini gördüğünüzde

onu kenarda görürsünüz.

you would see us over to the side.

Rapçi, rap yapmaya başladığında biz

Then you would see a rapper, and when the rapper began to rap,

we would do a simple beat,

basit bir ritim yaparız.

because back then the beats were simple --

Çünkü geride ya ritim çok basittir.

(Beatboxing)

(Beatboxing)

or --

ya da--

(Beatboxing)

(Beatboxing)

Those were simple beats.

onlar basit ritimlerdir.

But now, you got folks that want to do all type of stuff

Ama şimdi ritimleri ile her şeyi yapan

with their beats now,

folk müziğiniz var.

and they want to humiliate their father,

Ve babalarını utandırmak istiyorlar.

which is not right when you want to humiliate the person

Ve düşünüldüğünde okul paranızı ödeyen

that take care of you, pay all your tuition, (Nicole laughs)

size bakan birine yapılmaması gereken bir

şey (Nicole gülüyor)

especially when you have 50 million people

özellikle size ezik diyen 50 milyon kişi

that just go around and call you "the loser."

ile çevrili oldugunuzda.

Well, I'm taking that to heart.

Buna üzülüyorum.

But now we do something different in our house,

Ama şimdi evimizde farklı bir

şey yapıyoruz.

so we have these jam sessions,

Doğaçlama dediğimiz bir şeyimiz var.

and our jam sessions consist of us jamming in church.

ve bunu kilisede yapıyoruz.

You know, in church, we'll look at each other like,

Bilirsiniz kilisede birbirimize şöyle bakarız.

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Laughter)

(Kahkahalar)

and we'll text the beat to each other.

ve ritmi birbirimize aktarırız.

Or we'll be in the kitchen cooking,

Ya da bunu mutfakta, havalimanlarında

road trips, airports.

yolculuklarda yaparız.

NP: Standing right there in the corner, "Aw, Dad -- listen to that."

NP: Köşede dikilerek "Baba, bunu dinle"

(Beatboxing)

(Beatboxing)

Naw, I'm kidding. But you know what?

Şu an dalga geçiyorum ama biliyor musunuz

We're talking all about this jam session and everything.

Tamamen bu"doğaçlamadan" bahsediyoruz.

EC: Yeah.

EC: Evet.

NP: Why don't we give them a little peek, just a tiny bit of our jam session?

NP:Neden onlara bu "doğaçlamadan" bir

parça göstermiyoruz?

NP: Y'all want to hear some jam session? EC: Y'all ready for a jam session?

NP: Herkes duymak ister mi?

EC: Herkes hazır mı?

(Cheers)

(Tezahürat)

NP: Sorry? I can't hear you.

NP: Üzgünüm, sizi duyamadım.

(Cheers)

(Tezahürat)

Yeah! Kick it, pops!

Evet , başlayalım!

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Applause)

(Alkışlar)

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Beatboxing ends)

(Beatboxing sonu)

(Applause)

(Alkışlar)

NP: I'm getting ready to go!

NP: Başlamaya hazırım!

EC: Y'all ready? Everybody stand up! Come on, everybody stand up!

EC: Herkes hazır mı? Herkes ayağa.

Hadi herkes ayağa!

Get on up! Come on, stretch!

Hadi ayağa

(Beatboxing)

(Beatboxing)

(Beatboxing ends)

(Beatboxing bitti)

NP: That's it.

NP:Hepsi bu!

(Cheers and applause)

(Tezahürat ve Alkışlar)

Thank you! Make some noise!

Teşekkürler, biraz daha ses yapalım

EG: Thank you, everybody!

EG: Teşekkürler herkese.

NP: Make some noise! Make some noise!

NP: Ses çıkarın, ses!

Thank you!

Teşekkürler