The call to learn | Clifford Stoll

Clifford Stoll... herşey hakkında

1,288,402 views ・ 2008-03-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selim Ünlüsoy Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:12
I'm delighted to be here.
0
12160
2000
Burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
00:14
I'm honored by the invitation, and thanks.
1
14160
3000
Bu davet beni onurlandırdı, teşekkür ederim.
00:17
I would love to talk about stuff that I'm interested in,
2
17160
3000
Benim ilgimi çeken şeyler hakkında konuşmayı çok isterim,
00:20
but unfortunately, I suspect that what I'm interested in
3
20160
2000
fakat sanırım, benim ilgimi çeken şeyler
00:22
won't interest many other people.
4
22160
3000
diğer insanların ilgisini pek çekmiyor.
00:25
First off, my badge says I'm an astronomer.
5
25160
2000
İlk olarak, kimlik kartım benim bir gökbilimci olduğumu söylüyor.
00:27
I would love to talk about my astronomy,
6
27160
2000
Astronomi hakkında konuşmayı çok isterim,
00:29
but I suspect that the number of people who are interested in radiative transfer
7
29160
3000
fakat sanırım, gri-dışı atmosferlerdeki ışınımsal transferler
00:32
in non-gray atmospheres
8
32160
2000
ya da
00:34
and polarization of light in Jupiter's upper atmosphere
9
34160
2000
Jüpiter'in üst atmosferindeki ışık polarizasyonu konusuna ilgi duyanların sayısı
00:36
are the number of people who'd fit in a bus shelter.
10
36160
2000
ancak bir otobüs durağına sığabilecek kadardır.
00:38
So I'm not going to talk about that.
11
38160
2000
Yani bu yüzden bunun hakkında konuşmayacağım.
00:40
(Laughter)
12
40160
2000
(Kahkaha)
00:42
It would be just as much fun
13
42160
2000
1986'yla 1987 yılları arasında Lawrence Berkeley Laboratuvarlarında
00:44
to talk about some stuff that happened in 1986 and 1987,
14
44160
3000
bir bilgisayar korsanının sistemlerimize girmesinin
00:47
when a computer hacker is breaking into our systems
15
47160
3000
hikayesini anlatmak da çok
00:50
over at Lawrence Berkeley Labs.
16
50160
2000
eğlenceli olabilir aslında.
00:52
And I caught the guys,
17
52160
2000
Sonuçta adamları yakaladım,
00:54
and they turned out to be working for what was then the Soviet KGB,
18
54160
4000
o zamanlar Sovyet KGB denilen bir yer için çalıştıkları ortaya çıktı.
00:58
and stealing information and selling it.
19
58160
2000
bilgi çalıp satıyorlardı.
01:00
And I'd love to talk about that -- and it'd be fun --
20
60160
4000
Ve bunun hakkında konuşmayı çok isterdim, eğlenceli de olurdu
01:04
but, 20 years later ...
21
64160
3000
fakat şimdi, 20 yıl sonra...
01:07
I find computer security, frankly, to be kind of boring.
22
67160
2000
Samimi olmak gerekirse bilgisayar güvenliğini biraz sıkıcı buluyorum.
01:09
It's tedious.
23
69160
2000
Can sıkıcı.
01:11
I'm --
24
71160
1000
Ben...
01:12
The first time you do something, it's science.
25
72160
3000
Bir şeyi ilk kez yaptığınızda, bu bilimdir.
01:16
The second time, it's engineering.
26
76160
3000
İkinci kez yaptiginizda, bu mühendisliktir.
01:19
A third time, it's just being a technician.
27
79160
3000
Üçüncü kez ise sadece teknisyenliktir.
01:22
I'm a scientist. Once I do something, I do something else.
28
82160
3000
Ben bir bilimadamıyım. Bir şeyi bir kez yaptım mı, başka birşey yaparım.
01:25
So, I'm not going to talk about that.
29
85160
2000
Yani bunun hakkında da konuşmayacağım.
01:27
Nor am I going to talk about what I think are obvious statements from my first book,
30
87160
7000
Ayrıca ilk kitabımda açıkça bahsettiğimi düşündüğüm şeyler
01:34
"Silicon Snake Oil," or my second book,
31
94160
3000
hakkında da konuşmayacağım, ya da ikinci kitabımda bahsettiğim gibi,
01:38
nor am I going to talk about
32
98160
2000
neden okullarda bilgisayar olmaması gerektiği
01:40
why I believe computers don't belong in schools.
33
100160
2000
konusunda da konuşmayacağım.
01:43
I feel that there's a massive and bizarre idea going around
34
103160
4000
Etrafta okullarda daha fazla bilgisayar bulunması gerektiğini söyleyen
01:47
that we have to bring more computers into schools.
35
107160
4000
büyük ve tuhaf bir fikrin dolaştığına inanıyorum.
01:51
My idea is: no! No!
36
111160
2000
Benim fikrimse: Hayır! Hayır!
01:53
Get them out of schools, and keep them out of schools.
37
113160
4000
Onları okullardan çıkaralım ve okulların dışında tutalım.
01:57
And I'd love to talk about this,
38
117160
2000
Ve bunun hakkında da konuşmayı çok isterim fakat,
01:59
but I think the argument is so obvious to anyone who's hung around a fourth grade classroom
39
119160
5000
bence bu argüman ilkokul 4. sınıfların etrafında dolanmış kişiler için o kadar açık ki
02:04
that it doesn't need much talking about --
40
124160
4000
bunun hakkında da pek konuşmaya ihtiyaç yok --
02:08
but I guess I may be very wrong about that,
41
128160
2000
ama sanırım bunun hakkında ve söylediğim diğer
02:10
and everything else that I've said.
42
130160
1000
her şey hakkında yanılmış olabilirm.
02:11
So don't go back and read my dissertation.
43
131160
2000
Yani geri gidip tezimi okumayın.
02:13
It probably has lies in it as well.
44
133160
2000
Muhtemelen onda da yalanlar var.
02:15
Having said that, I outlined my talk about five minutes ago.
45
135160
4000
Bunları söylemişken, bu konuşmamı yaklaşık 5 dakika önce hazırladım.
02:19
(Laughter)
46
139160
3000
(Kahkaha)
02:22
And if you look at it over here,
47
142160
2000
Ve bu tarafa bakarsanız,
02:24
the main thing I wrote on my thumb was the future.
48
144160
3000
başparmağıma yazdığım en önemli şey gelecekti.
02:27
I'm supposed to talk about the future, yes?
49
147160
3000
Gelecek hakkında konuşmalıyım, öyle değil mi?
02:30
Oh, right. And my feeling is, asking me to talk about the future is bizarre,
50
150160
7000
Ah, evet. Ve bence, benden gelecek hakkında konuşmamı istemek biraz tuhaf,
02:37
because I've got gray hair,
51
157160
2000
çünkü saçlarım beyaz,
02:39
and so, it's kind of silly for me to talk about the future.
52
159160
6000
yani benim gelecek hakkında konuşmam biraz aptalca olur.
02:45
In fact, I think that if you really want to know what the future's going to be,
53
165160
4000
Aslında, bence gelecek hakkında gerçekten bilgi sahibi olmak isterseniz,
02:49
if you really want to know about the future,
54
169160
2000
yani gerçekten geleceği bilmek isterseniz,
02:51
don't ask a technologist, a scientist, a physicist.
55
171160
4000
bir teknoloji uzmanına, bir bilimadamına, bir fizyoloğa sormayın.
02:55
No! Don't ask somebody who's writing code.
56
175160
4000
Hayır! Kod yazabilen birine sormayın.
03:02
No, if you want to know what society's going to be like in 20 years,
57
182160
5000
Hayır, gerçekten toplumda gelecek 20 yılda nerede olacağını öğrenmek istiyorsanız,
03:07
ask a kindergarten teacher.
58
187160
2000
bunu bir ana okulu öğretmenine sormalısınız.
03:09
They know.
59
189160
3000
Onlar biliyor.
03:12
In fact, don't ask just any kindergarten teacher,
60
192160
3000
Hatta, herhangi bir ana okulu öğretmenine de değil,
03:15
ask an experienced one.
61
195160
2000
deneyimli bir ana okulu öğretmenine sorun.
03:17
They're the ones who know what society is going to be like in another generation.
62
197160
4000
Ancak onlar başka bir nesilde toplumun nasıl olacağını biliyorlar.
03:21
I don't. Nor, I suspect,
63
201160
2000
Ben bilmiyorum. Korkarım,
03:23
do many other people who are talking about what the future will bring.
64
203160
3000
geleceğin ne getireceği hakkında konuşan birçok kişi de bilmiyor.
03:26
Certainly, all of us can imagine these cool new things
65
206160
4000
Tabi ki, hepimiz gelecekte olacak o fiyakalı
03:30
that are going to be there.
66
210160
1000
yeni şeyleri hayal edebiliriz.
03:31
But to me, things aren't the future.
67
211160
4000
Ama bence, o şeyler "gelecek" değil.
03:35
What I ask myself is, what's society is going to be like,
68
215160
3000
Kendime sorduğum şey şu; şimdiki çocuklar
03:38
when the kids today are phenomenally good at text messaging
69
218160
6000
mesajlaşma konusunda bu kadar iyiyken ve
03:44
and spend a huge amount of on-screen time,
70
224160
3000
ekran başında inanılmaz vakit harcarlarken, ama birlikte hiç
03:47
but have never gone bowling together?
71
227160
5000
bowling oynamaya gitmezken, toplum nereye gidiyor?
03:53
Change is happening, and the change that is happening
72
233160
3000
"Değişim" gerçekleşiyor, fakat bu değişim
03:56
is not one that is in software.
73
236160
2000
bilgisayar yazılımında değil.
03:59
But that's not what I'm going to talk about.
74
239160
1000
Ama ben bunun hakkında da konuşmayacağım.
04:00
I'd love to talk about it, it'd be fun,
75
240160
3000
Bunun hakkında konuşmak isterdim, eğlenceli de olurdu,
04:03
but I want to talk about what I'm doing now. What am I doing now?
76
243160
3000
ama ben şu an yaptığım hakkında konuşmak istiyorum. Ne yapıyorum şu anda?
04:06
Oh -- the other thing that I think I'd like to talk about
77
246160
2000
Ah -- konuşmak isteyeceğimi düşündüğüm birşey de
04:08
is right over here. Right over here.
78
248160
3000
burada. Hemen burada.
04:12
Is that visible? What I'd like to talk about is one-sided things.
79
252160
6000
Bu görülebiliyor mu? Tek taraflı şeyler hakkında konuşmak isterim.
04:18
I would dearly love to talk about
80
258160
2000
Tek tarafı olan şeyler hakkında konuşmayı
04:20
things that have one side.
81
260160
3000
gerçekten çok isterim.
04:23
Because I love Mobius loops. I not only love Mobius loops,
82
263160
4000
Çünkü Mobius döngüsünü çok seviyorum.
04:27
but I'm one of the very few people,
83
267160
3000
Sadece Mobius döngüsünü çok sevmiyorum, aynı zamanda dünyada Klein şişesini yapan az kişiden biriyim
04:30
if not the only person in the world, that makes Klein bottles.
84
270160
3000
- o da eğer tek ben değilsem-
04:33
Right away, I hope that all of your eyes glaze over.
85
273160
3000
Bunun hepinizi etkileyeceğini umuyorum.
04:36
This is a Klein bottle.
86
276160
3000
Bu bir Klein şişesi.
04:39
For those of you in the audience who know,
87
279160
3000
Aranızda bunu bilenler
04:42
you roll your eyes and say, yup, I know all about it.
88
282160
2000
gözlerini devirip, "evet bunun hakkında herşeyi biliyorum" diyebilirler.
04:44
It's one sided. It's a bottle whose inside is its outside.
89
284160
2000
Bu tek taraflı. İçi dışında olan bir şişe.
04:46
It has zero volume. And it's non-orientable.
90
286160
3000
Sıfır hacme sahip. Döndürülebilir değil.
04:49
It has wonderful properties.
91
289160
2000
Müthiş özellikleri var.
04:51
If you take two Mobius loops and sew their common edge together,
92
291160
2000
İki Mobius döngüsünü alır ve ortak kenarlarını birleştiriseniz,
04:53
you get one of these, and I make them out of glass.
93
293160
3000
bunlardan birini elde edersiniz ve ben bunları camdan yapıyorum.
04:56
And I'd love to talk to you about this,
94
296160
2000
Sizlere bunun hakkında konuşmayı çok isterim,
04:58
but I don't have much in the way of ... things to say because --
95
298160
4000
ama bunun hakkında söyleyecek pek birşeyim yok ... çünkü --
05:04
(Laughter)
96
304160
2000
(Kahkaha)
05:06
(Chris Anderson: I've got a cold.)
97
306160
1000
Chris Anderson: Soğuk algınlığım var.
05:07
However, the "D" in TED of course stands for design.
98
307160
7000
Neyse, TED'in D'si tasarımı simgeler.
05:14
Just two weeks ago I made --
99
314160
2000
İki hafta önce ben şey yaptım --
05:16
you know, I've been making small, medium and big Klein bottles for the trade.
100
316160
6000
biliyorsunuz, küçük, orta ve büyük boylarda Klein şişeleri yapıp satıyorum,
05:22
But what I've just made --
101
322160
4000
Ama yaptığım bu şey --
05:26
and I'm delighted to show you, first time in public here.
102
326160
3000
size ilk defa burada göstermekten mutluluk duyuyorum.
05:35
This is a Klein bottle wine bottle,
103
335160
5000
Bu bir Klein şarap şişesi.
05:40
which, although in four dimensions
104
340160
3000
4 boyutu olduğu için
05:43
it shouldn't be able to hold any fluid at all,
105
343160
3000
hiçbir sıvı taşıyamaması gerekirken,
05:46
it's perfectly capable of doing so
106
346160
2000
bulunduğumuz evrenin sadece 3 uzamsal boyutu olduğundan dolayı
05:48
because our universe has only three spatial dimensions.
107
348160
2000
gayet de iyi taşıyabiliyor.
05:50
And because our universe is only three spatial dimensions,
108
350160
3000
Ve evrenimiz sadece 3 uzamsal boyuttan oluştuğu için,
05:53
it can hold fluids.
109
353160
2000
sıvıları taşıyabiliyor.
05:56
So it's highly -- that one's the cool one.
110
356160
5000
Bu yüzden çok fazla -- havalı olan da bu.
06:01
That was a month of my life.
111
361160
5000
Hayatımın bir ayını aldı.
06:06
But although I would love to talk about topology with you, I'm not going to.
112
366160
4000
Sizinle topoloji hakkında konuşmayı çok istesem de, konuşmayacağım.
06:11
(Laughter)
113
371160
6000
(Kahkaha)
06:17
Instead, I'm going to mention my mom,
114
377160
5000
Bunun yerine, size geçen yaz vefat eden
06:22
who passed away last summer.
115
382160
3000
annemden bahsedeceğim.
06:25
Had collected photographs of me, as mothers will do.
116
385160
3000
Benim fotoğraflarımı biriktirirdi, annelerin yaptığı gibi.
06:28
Could somebody put this guy up?
117
388160
2000
Biri bu adamı yukarı yansıtabilir mi?
06:30
And I looked over her album
118
390160
4000
Ve onun albümüne bakıyordum
06:34
and she had collected a picture of me, standing --
119
394160
3000
ve benim bir fotoğrafımı saklamıştı, ayaktayken --
06:37
well, sitting -- in 1969, in front of a bunch of dials.
120
397160
4000
yani, birkaç düğmenin önünde otururken 1969 yılında.
06:42
And I looked at it, and said, oh my god,
121
402160
3000
Ve bakınca dedim ki, aman tanrım,
06:45
that was me, when I was working at the electronic music studio!
122
405160
2000
bu ben bir elektronik müzik stüdyosunda çalışırkenki halim!
06:47
As a technician, repairing and maintaining
123
407160
3000
SUNY Buffalo'da bulunan bir elektronik müzik stüdyosunda bir teknisyen olarak çalışıp,
06:51
the electronic music studio at SUNY Buffalo. And wow!
124
411160
4000
çeşitli tamir ve bakım işlerini yaparken. Vay canına!
06:55
Way back machine. And I said to myself, oh yeah!
125
415160
5000
Zaman makinesinde gibi. Ve kendime dedim ki, vay be!
07:01
And it sent me back.
126
421160
2000
Beni geriye götürdü.
07:05
Soon after that, I found in another picture that she had, a picture of me.
127
425160
7000
Ondan kısa bir süre sonra, annemde olan başka bir resmime denk geldim.
07:13
This guy over here of course is me.
128
433160
4000
Bu taraftaki adam benim.
07:17
This man is Robert Moog,
129
437160
2000
Bu adam da Rober Moog,
07:19
the inventor of the Moog synthesizer,
130
439160
2000
Moog sentezörünün mucidi.
07:21
who passed away this past August.
131
441160
4000
Geçtiğimiz ağustos ayında vefat etti.
07:26
Robert Moog was a generous, kind person, extraordinarily competent engineer.
132
446160
5000
Robert Moog cömert ve kibar biriydi. Aynı zamanda inanılmaz yetenkli bir mühendisti.
07:31
A musician who took time from his life to teach me,
133
451160
4000
Kendi hayatından vakit ayırıp, benim gibi SUNY Buffalo'da okuyan
07:37
a sophomore, a freshman at SUNY Buffalo.
134
457160
3000
bir üniversite öğrencisine öğretmenlik yapan bir müzisyendi.
07:40
He'd come up from Trumansburg to teach me
135
460160
5000
Trumansburg'dan bana ders vermek için gelirdi,
07:45
not just about the Moog synthesizer, but we'd be sitting there --
136
465160
4000
sadece Moog sentizörü hakkında da değil, orada öylece otururduk --
07:49
I'm studying physics at the time. This is 1969, 70, 71.
137
469160
3000
O dönem fizik üzerine eğitim alıyordum. Bahsettiğim 1969, 70, 71.
07:52
We're studying physics, I'm studying physics,
138
472160
2000
Fizik eğitimi alıyorduk, alıyordum,
07:54
and he's saying, "That's a good thing to do.
139
474160
2000
ve derdi ki, "Yaptığın doğru bir şey,
07:56
Don't get caught up in electronic music if you're doing physics."
140
476160
2000
eğer fizikle uğraşıyorsan, elektronik müziğe kapılma."
07:58
Mentoring me. He'd come up and
141
478160
3000
Beni eğitiyordu. Gelip benim
08:01
spend hours and hours with me.
142
481160
4000
için onca saat harcardı.
08:05
He wrote a letter of recommendation for me to get into graduate school.
143
485160
3000
Yüksek okula girmem için bana bir tavsiye mektubu yazdı.
08:08
In the background, my bicycle.
144
488160
2000
Arka plandaki benim bisikletim.
08:10
I realize that this picture was taken at a friend's living room.
145
490160
3000
Bu resmin bir arkadaşın oturma odasında çekildiğini anımsıyorum.
08:13
Bob Moog came by and hauled a whole pile of equipment
146
493160
3000
Bob Moog gelir ve bir ton alet edevat bırakırdı
08:16
to show Greg Flint and I things about this.
147
496160
2000
bana ve Greg Flint'e göstermek için.
08:18
We sat around talking about Fourier transforms,
148
498160
2000
Fourier transformatörleri etrafında oturup konuşurduk.
08:20
Bessel functions, modulation transfer functions,
149
500160
3000
Bessel fonksiyonları, modüler transfer fonksiyonları,
08:23
stuff like this.
150
503160
3000
bunun gibi şeyler.
08:28
Bob's passing this past summer has been a loss to all of us.
151
508160
3000
Bob'un vefatı hepimiz için büyük bir kayıp oldu.
08:31
Anyone who's a musician has been profoundly influenced by Robert Moog.
152
511160
4000
Müzisyen olan herkes Robert Moog'dan derinden etkilenmiştir.
08:36
(Applause)
153
516160
2000
(Alkış)
08:38
And I'll just say what I'm about to do. What I'm about to do --
154
518160
5000
Ve şunu söyleyebilirim ki, birazdan yapacağım şey. Birazdan yapacağım şey --
08:43
I hope you can recognize that there's a distorted sine wave,
155
523160
4000
Umarım bu bükülmüş sinüs dalgasını görebileceksiniz,
08:47
almost a triangular wave upon this Hewlett-Packard oscilloscope.
156
527160
4000
neredeyse üçgensel bir dalga olacak bu Hewlett-Packard marka osiloskop üzerinde.
08:53
Oh, cool. I can get to this place over here, right?
157
533160
4000
Ah süper. Bu tarafa gidebilirim değil mi?
08:58
Kids. Kids is what I'm going to talk about -- is that okay?
158
538160
2000
Çocuklar. Çocuklar hakkında konuşacağım -- olur mu?
09:00
It says kids over here, that's what I'd like to talk about.
159
540160
4000
Burada çocuklar diyor, ben de bunun hakkında konuşmak isterim.
09:04
I've decided that, for me at least,
160
544160
4000
Şöyle karar verdim, bence en azından,
09:08
I don't have a big enough head.
161
548160
4000
yeterince akıllı değilim.
09:13
So I think locally and I act locally.
162
553160
3000
Bu yüzden yerel düşünüp, yerel haraket ediyorum.
09:16
I feel that the best way I can help out anything is to help out very, very locally.
163
556160
4000
Bence herhangi bir şeye yardım etmenin en iyi yolu çok, çok yerel düşünmek.
09:20
So Ph.D. this, and degree there, and the yadda yadda.
164
560160
5000
Bir doktora burada, bir yüksek lisans burada, bir şey bir şey.
09:25
I was talking about this stuff to
165
565160
4000
Bu şeyle ilgili birkaç
09:29
some schoolteachers about a year ago.
166
569160
2000
okul öğretmeniyle konuşuyordum yaklaşık bir yıl önce.
09:31
And one of them, several of them would come up to me and say,
167
571160
2000
Ve biri, hatta birçoğu gelip derdi ki,
09:33
"Well, how come you ain't teaching?"
168
573160
2000
"Peki nasıl oluyor da öğretmenlik yapmıyorsun?"
09:35
And I said, "Well, I've taught graduate --
169
575160
1000
Ben de dedim ki, "Ama ben lisans eğitimi alanlara --
09:36
I've had graduate students, I've taught undergraduate classes."
170
576160
3000
Lisans eğitimi alanlara ve lisans üstü eğitim alanlara ders verdim."
09:39
No, they said, "If you're so into kids and all this stuff,
171
579160
2000
Hayır dediler, "Madem bu kadar çocuklarla ilgilisin,
09:41
how come you ain't over here on the front lines?
172
581160
3000
neden onlara ders vermiyorsun?
09:44
Put your money where you mouth is."
173
584160
4000
Neden elini taşın altına koymuyorsun."
09:48
Is true. Is true. I teach eighth-grade science four days a week.
174
588160
6000
Doğru. Doğru. Şimdi haftada dört gün ilkokul 8. sınıflara fen dersi veriyorum.
09:54
Not just showing up every now and then.
175
594160
2000
Öyle arada bir de gitmiyorum.
09:56
No, no, no, no, no. I take attendance.
176
596160
4000
Hayır, hayır, hayır. Yoklama yapıyorum.
10:00
I take lunch hour. (Applause)
177
600160
3000
Öğle yemeği saati de alıyorum. (Alkış)
10:03
This is not -- no, no, no, this is not claps.
178
603160
3000
Bu -- yok, yok, bu alkışlık değil.
10:06
I strongly suggest that this is a good thing for each of you to do.
179
606160
4000
Her birinize bunu özellikle tavsiye ederim.
10:10
Not just show up to class every now and then.
180
610160
2000
Öyle arada bir gitmeyin.
10:12
Teach a solid week. Okay, I'm teaching three-quarters time, but good enough.
181
612160
4000
Bütün hafta öğretin. Tamam, ben haftanın üçte ikisinde gidebiliyorum ama, fena da değil.
10:16
One of the things that I've done for my science students
182
616160
2000
Fen dersi öğrencilerim için yaptığım şeylerden biri de şu oldu:
10:18
is to tell them, "Look, I'm going to teach you college-level physics.
183
618160
3000
Onlara dedim ki, "Bakın, size üniversite düzeyinde fizik dersi vereceğim."
10:21
No calculus, I'll cut out that.
184
621160
2000
Tamam yüksek matematik yok, onu çıkardım.
10:23
You won't need to know trig.
185
623160
2000
Trigonometri bilmenize gerek yok.
10:25
But you will need to know eighth-grade algebra,
186
625160
3000
Ama sekizinci sınıf matematiği bilmek zorundasınız,
10:28
and we're going to do serious experiments.
187
628160
2000
ve burada ciddi deneyler de yapacağız.
10:30
None of this open-to-chapter-seven-and-do-all-the-odd-problem-sets.
188
630160
3000
"Kitabınızın yedinci bölümünü açıp problemleri çözün" yok.
10:33
We're going to be doing genuine physics."
189
633160
2000
Burada gerçek fizikle uğraşacağız.
10:36
And that's one of the things I thought I'd do right now.
190
636160
2000
Ve bu da burada yapabileceğimi düşündüğüm şeylerden biri.
10:38
(High-pitched tone)
191
638160
3000
(Tiz ses)
10:41
Oh, before I even turn that on,
192
641160
2000
Ah, bunu açmadan evvel,
10:43
one of the things that we did about three weeks ago in my class --
193
643160
4000
yaklaşık üç hafta önce sınıfta yaptığımız şeylerden biri --
10:47
this is through the lens, and one of the things we used a lens for
194
647160
2000
bu lensten geçiyor, ve lens kullanarak yaptığımız şeylerden biri de
10:49
was to measure the speed of light.
195
649160
2000
ışığın hızını ölçmek.
10:51
My students in El Cerrito -- with my help, of course,
196
651160
3000
El Cerrito'daki öğrencilerim, benim de yardımımla tabi ki
10:54
and with the help of a very beat up oscilloscope --
197
654160
3000
ve bayağı hırpalanmış bir osiloskopun da yardımıyla
10:57
measured the speed of light.
198
657160
1000
ışığın hızını ölçtüler.
10:58
We were off by 25 percent. How many eighth graders do you know of
199
658160
5000
Yüzde 25'lik bir sapma vardı. Işığın hızını ölçmüş kaç tane
11:03
who have measured the speed of light?
200
663160
2000
ilkokul 8. sınıf öğrencisi tanıyorsunuz?
11:05
In addition to that, we've measured the speed of sound.
201
665160
3000
Ona ek olarak, sesin de hızını ölçtük.
11:08
I'd love to measure the speed of light here.
202
668160
2000
Burada ışığın hızını ölçebilmeyi çok isterdim.
11:10
I was all set to do it and I was thinking, "Aw man,"
203
670160
2000
Bunu yapmaya hazırdım ve düşünüyordum ki,
11:12
I was just going to impose upon the powers that be,
204
672160
2000
"Bütün o güçleri etkileyerek
11:15
and measure the speed of light.
205
675160
1000
ışığın hızını ölçeceğim."
11:16
And I'm all set to do it. I'm all set to do it,
206
676160
4000
Ve yapmaya hazırdım. Tam hazırdım ki,
11:20
but then it turns out that to set up here, you have like 10 minutes to set up!
207
680160
4000
bütün o düzeneği burada kurmak 10 dakika alıyor!
11:24
And there's no time to do it.
208
684160
2000
Ve bunu yapacak zaman yok.
11:26
So, next time, maybe, I'll measure the speed of light!
209
686160
2000
Yani, belki gelecek sefere ışığın hızını ölçebilirim.
11:28
But meanwhile, let's measure the speed of sound!
210
688160
2000
Ama o zamana kadar, gelin sesin hızını ölçelim.
11:30
Well, the obvious way to measure the speed of sound
211
690160
2000
Tabi ki sesin hızını ölçmenin en bilindik yolu
11:32
is to bounce sound off something and look at the echo.
212
692160
3000
sesi bir nesneden sektirerek yarattığı ekoya bakmak.
11:35
But, probably -- one of my students, Ariel [unclear], said,
213
695160
5000
Ama muhtemelen -- öğrencilerimden biri, Ariel dedi ki,
11:40
"Could we measure the speed of light using the wave equation?"
214
700160
3000
"Sesin hızını dalga denklemini kullanarak ölçebilir miyiz?"
11:43
And all of you know the wave equation is
215
703160
2000
Ve hepiniz dalga denklemini biliyorsunuz:
11:45
the frequency times the wavelength of any wave ...
216
705160
6000
Frekans çarpı herhangi bir dalganın dalga boyu sabittir.
11:51
is a constant. When the frequency goes up,
217
711160
3000
Frekans artarsa,
11:54
the wavelength comes down. Wavelength goes up,
218
714160
3000
dalga boyu azalır. Dalga boyu artarsa,
11:57
frequency goes down. So, if we have a wave here --
219
717160
4000
frekans azalır.Yani burada bir dalgamız varsa --
12:02
over here, that's what's interesting --
220
722160
4000
burada, ilginç olan bu --
12:06
as the pitch goes up, things get closer,
221
726160
3000
ses kademesi artarsa, bu şeyler yaklaşır,
12:09
pitch goes down, things stretch out.
222
729160
2000
ses kademesi azalırsa, bu şeyler uzaklaşır.
12:13
Right? This is simple physics.
223
733160
2000
Değil mi? Bu basit fizik.
12:15
All of you know this from eighth grade, remember?
224
735160
3000
Hepiniz bunu 8. sınıftan biliyorsunuz, hatırladınız mı?
12:18
What they didn't tell you in physics -- in eighth-grade physics --
225
738160
4000
Ama size fizikte söylemedikleri -- sekizinci sınıf fiziğinde söylemedikleri --
12:22
but they should have, and I wish they had,
226
742160
3000
ama söylemiş olmaları gereken -- keşke söyleselerdi -- şuydu:
12:25
was that if you multiply the frequency times the wavelength of sound
227
745160
4000
Frekansla sesin ya da ışığın dalga boyunu çarparsanız
12:29
or light, you get a constant.
228
749160
4000
bir sabit elde edersiniz.
12:33
And that constant is the speed of sound.
229
753160
2000
Ve bu sabit de sesin hızıdır.
12:36
So, in order to measure the speed of sound,
230
756160
3000
Yani, sesin hızını ölçmek için,
12:39
all I've got to do is know its frequency. Well, that's easy.
231
759160
4000
tek bilmeniz gereken frekansı. Evet, bu kadar kolay.
12:43
I've got a frequency counter right here.
232
763160
2000
Burada bir frekans sayacım var.
12:45
Set it up to around A, above A, above A. There's an A, more or less.
233
765160
5000
A üssü A üssü A'ya göre ayarlayın. Burada az çok bir A var.
12:50
Now, so I know the frequency.
234
770160
4000
Şimdi frekansı biliyorum.
12:55
It's 1.76 kilohertz. I measure its wavelength.
235
775160
4000
1.76 kilohertz. Dalga boyunu ölçüyorum.
13:00
All I need now is to flip on another beam,
236
780160
3000
Şimdi tek yapmam gereken, başka bir hüzme yaratmak,
13:03
and the bottom beam is me talking, right?
237
783160
3000
alttaki hüzme benim sesim değil mi?
13:06
So anytime I talk, you'd see it on the screen.
238
786160
4000
Yani ne zaman konuşsam, ekranda görebilirsiniz.
13:11
I'll put it over here, and as I move this away from the source,
239
791160
4000
Bunu buraya koyuyorum, ve bunu kaynaktan uzaklaştırdığımda
13:15
you'll notice the spiral.
240
795160
4000
spirali görebiliyorsunuz.
13:20
The slinky moves. We're going through different nodes of the wave,
241
800160
5000
Bu sinsi hareketler. Dalganın değişik
13:25
coming out this way.
242
805160
2000
titreşimlerinden geçiyoruz.
13:27
Those of you who are physicists, I hear you rolling your eyes,
243
807160
2000
Aranızdaki fizikçilerin gözlerini devirdiğini duyabiliyorum
13:29
but bear with me. (Laughter)
244
809160
2000
ama dayanın. (Kahkaha)
13:31
To measure the wavelength,
245
811160
3000
Dalga boyunu ölçmek için,
13:34
all I need to do is measure the distance from here --
246
814160
5000
tek yapmam gereken buradan buraya olan uzaklığı ölçmek,
13:40
one full wave -- over to here.
247
820160
2000
bir bütün dalga, buradan buraya.
13:42
From here to here is the wavelength of sound.
248
822160
3000
Buradan buraya olan kısım sesin dalga boyu.
13:45
So, I'll put a measuring tape here, measuring tape here, move it back over to here.
249
825160
7000
Yani buraya bir mesafe ölçer, buraya da bir mesafe ölçer koyuyorum ve buradan buraya geri gidiyorm.
13:53
I've moved the microphone 20 centimeters.
250
833160
4000
Mikrofonu 20 santimetre oynattım.
13:57
0.2 meters from here, back to here, 20 centimeters.
251
837160
5000
Buradan buraya 0.2 metre yani 20 santimetre.
14:04
OK, let's go back to Mr. Elmo.
252
844160
5000
Evet şimdi Bay Tepegöz'e dönelim.
14:10
And we'll say the frequency is 1.76 kilohertz, or 1760.
253
850160
6000
Ve diyoruz ki frekans 1.76 kilohertz ya da 1760.
14:17
The wavelength was 0.2 meters.
254
857160
4000
Dalga boyu da 0.2 metreydi.
14:21
Let's figure out what this is.
255
861160
4000
Bakalım bu neymiş.
14:25
(Laughter) (Applause)
256
865160
7000
(Kahkaha) (Alkış)
14:33
1.76 times 0.2 over here is 352 meters per second.
257
873160
7000
1.76 çarpı 0.2 saniyede 352 metre eder.
14:40
If you look it up in the book, it's really 343.
258
880160
6000
Kitabı açıp bakarsanız, gerçekten 343 olduğunu görürsünüz.
14:46
But, here with kludgy material, and lousy drink --
259
886160
2000
Ama buradaki bu kıytırık materyal ve kötü bir içecekle bile
14:48
we've been able to measure the speed of sound to --
260
888160
4000
sesin hızını ölçmeyi başardık.
14:53
not bad. Pretty good.
261
893160
1000
Kötü değil. Hiç fena değil.
14:55
All of which comes to what I wanted to say.
262
895160
4000
Bunların hepsi söylemek istediğim şeye getiriyor bizi.
15:00
Go back to this picture of me a million years ago.
263
900160
5000
Şu benim bir milyon yıl önce çekilmiş fotoğrafıma dönün.
15:05
It was 1971, the Vietnam War was going on,
264
905160
5000
Sene 1971'di, Vietnam Savaşı devam ediyordu,
15:10
and I'm like, "Oh my God!"
265
910160
3000
ve ben "Aman Tanrım!" diyordum.
15:13
I'm studying physics: Landau, Lipschitz, Resnick and Halliday.
266
913160
3000
Fizik eğitimi alıyorum: Landau, Lipschitz, Resnick ve Halliday.
15:16
I'm going home for a midterm. A riot's going on on campus.
267
916160
2000
Vize sınavında çıkmış eve dönüyorum. Kampüs'te ayaklanma var.
15:18
There's a riot! Hey, Elmo's done: off.
268
918160
9000
Ayaklanma var! Hey, Tepegözün işi bitti. Kapan.
15:27
There's a riot going on on campus,
269
927160
2000
Kampüste bir ayaklanma var,
15:29
and the police are chasing me, right?
270
929160
3000
ve polis beni kovalıyor, tamam mı?
15:32
I'm walking across campus. Cop comes and looks at me and says,
271
932160
3000
Kampüsün ortasından yürüyorum. Bu polis geliyor yanıma ve diyor ki,
15:35
"You! You're a student."
272
935160
2000
"Sen! Sen bir öğrencisin."
15:37
Pulls out a gun. Goes boom!
273
937160
2000
Silahını çekiyor. Ve bum!
15:39
And a tear gas canister the size of a Pepsi can goes by my head. Whoosh!
274
939160
4000
Pepsi kutusu büyüklüğünde bir gözyaşı bombası başımın yanından geçiyor. Fiyuuuv!
15:43
I get a breath of tear gas and I can't breathe.
275
943160
3000
Göz yaşı bombasından etkileniyorum ve nefes alamıyorum.
15:46
This cop comes after me with a rifle.
276
946160
2000
O polis elinde bir çifteliyle beni kovalamaya devam ediyor.
15:48
He wants to clunk me over the head!
277
948160
2000
Alnımın ortasına bir tane yerleştirmeye çalışıyor.
15:50
I'm saying, "I got to clear out of here!"
278
950160
3000
Ben de diyorum ki, "Buradan kaçmam lazım!"
15:53
I go running across campus quick as I can. I duck into Hayes Hall.
279
953160
5000
Kampüsün ortasından elimden geldiğince çabuk bir şekilde koştum ve Hayes Hall'a sığındım.
15:59
It's one of these bell-tower buildings.
280
959160
2000
Şu çan kulesi tipindeki binalardan biri.
16:01
The cop's chasing me.
281
961160
1000
Polis takibe devam ediyor.
16:03
Chasing me up the first floor, second floor, third floor.
282
963160
2000
Birinci katta, ikinci katta, üçüncü katta hala peşimde.
16:05
Chases me into this room.
283
965160
1000
Beni o odaya kadar takip ediyor.
16:06
The entranceway to the bell tower.
284
966160
2000
Çan kulesinin girişi.
16:08
I slam the door behind me, climb up,
285
968160
2000
Arkamdan kapıyı çarparak kapatıyorum ve yukarı tırmanmaya devam ediyorum.
16:10
go past this place where I see a pendulum ticking.
286
970160
2000
Saat rakkasının bulunduğu yerin yanından geçiyorum.
16:12
And I'm thinking, "Oh yeah,
287
972160
2000
Ve düşünüyorum ki, ah evet
16:14
the square root of the length is proportional to its period." (Laughter)
288
974160
2000
uzunluğunun kare kökü periyoduna orantılı. (Kahkaha)
16:17
I keep climbing up, go back.
289
977160
2000
Tırmanmaya devam ediyorum, geri dön.
16:19
I go to a place where a dowel splits off.
290
979160
2000
Sabitleme piminin ayrıldığı bir yere gidiyorum.
16:21
There's a clock, clock, clock, clock.
291
981160
1000
Orada bir saat, saat, saat, saat var.
16:22
The time's going backwards because I'm inside of it.
292
982160
2000
Ben içinde olduğumdan, zaman geriye sayıyor.
16:24
I'm thinking of Lorenz contractions and Einsteinian relativity.
293
984160
4000
Lorenz kontraksiyonlarını ve Einstein göreceliğini düşünüyorum.
16:28
I climb up, and there's this place, way in the back,
294
988160
3000
Yukarı tırmanıyorum ve arkada, en arkada
16:31
that you climb up this wooden ladder.
295
991160
2000
daha da yukarı tırmanılan tahtadan bir merdiven var.
16:33
I pop up the top, and there's a cupola.
296
993160
2000
Yukarı zıplıyorum ve orada bir kubbe var.
16:35
A dome, one of these ten-foot domes.
297
995160
2000
Bir kubbe, bu 3 metrelik kubbelerden.
16:37
I'm looking out and I'm seeing the cops bashing students' heads,
298
997160
3000
Oradan dışarıya bakıyorum ve aşağıda bütün o polislerin öğrencilerin kafalarına vurduklarını,
16:40
shooting tear gas, and watching students throwing bricks.
299
1000160
2000
göz yaşartıcı bomba attıklarını ve öğrencilerin tuğla attıklarını izlediklerini görüyorum.
16:42
And I'm asking, "What am I doing here? Why am I here?"
300
1002160
3000
Ve kendime soruyorum. Burada ne yapıyorum ben? Neden buradayım?
16:45
Then I remember what my English teacher in high school said.
301
1005160
3000
Sonra lisedeki İngilizce öğretmenimin söylediklerini hatırladım.
16:48
Namely, that when they cast bells,
302
1008160
4000
Eskiden çanları imal ederlerken
16:52
they write inscriptions on them.
303
1012160
3000
üzerlerine yazıtlar yazarlarmış.
16:55
So, I wipe the pigeon manure off one of the bells, and I look at it.
304
1015160
4000
Ben de çanların birinin üzerindeki kumru pisliklerini temizledikten sonra baktım.
16:59
I'm asking myself, "Why am I here?"
305
1019160
1000
Kendime souyorum, neden buradayım?
17:02
So, at this time, I'd like to tell you the words inscribed
306
1022160
4000
Ve şimdi sizle Hayes Hall'daki o çanın üzerinde
17:06
upon the Hayes Hall tower bells:
307
1026160
4000
bulunan yazıtı paylaşmak istiyorum.
17:10
"All truth is one.
308
1030160
5000
"Bütün gerçeklik birdir.
17:15
In this light, may science and religion endeavor here
309
1035160
6000
Bu ışıkta, insan ırkının istikrarlı evrimi için
17:21
for the steady evolution of mankind, from darkness to light,
310
1041160
4000
ilim ve din birlikte çabalasın, karanlıktan aydınlığa,
17:25
from narrowness to broad-mindedness, from prejudice to tolerance.
311
1045160
5000
dardan geniş görüşlülüğe, ön yargıdan toleransa.
17:33
It is the voice of life, which calls us to come and learn."
312
1053160
7000
Bizi gelip öğrenmeye çağıran, hayatın ta kendisinin sesidir."
17:41
Thank you very much.
313
1061160
2000
Çok teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7