Amy Smith: Simple designs that could save millions of childrens' lives

Amy Smith hayat kurtaran, basit bir tasarımı paylaşıyor

40,222 views

2007-01-16 ・ TED


New videos

Amy Smith: Simple designs that could save millions of childrens' lives

Amy Smith hayat kurtaran, basit bir tasarımı paylaşıyor

40,222 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gonca Boluk Gözden geçirme: Serap Çakıl
00:25
In terms of invention,
0
25640
1215
Keşif açısından,
00:26
I'd like to tell you the tale of one of my favorite projects.
1
26880
2858
size en favori projelerimden birinin hikayesini anlatmak istiyorum.
00:29
I think it's one of the most exciting that I'm working on,
2
29762
3293
Üzerinde çalıştıklarım içinde en heyecan verici olanının bu olduğunu düşünüyorum,
00:33
but I think it's also the simplest.
3
33080
1720
fakat en basit olanın da bu olduğunu görüyorum.
00:35
It's a project that has the potential to make a huge impact around the world.
4
35160
4456
Bu proje tüm dünyada çok büyük bir etki yapacak potansiyele sahip.
00:39
It addresses one of the biggest health issues on the planet,
5
39640
3416
Yeryüzündeki en büyük sağlık sorunlarından birini ele alıyor,
00:43
the number one cause of death in children under five.
6
43080
3012
5 yaşından küçük çocukların bir numaralı ölüm nedenini,
00:46
Which is ...?
7
46640
1200
yani...? Suyla bulaşan hastalıklar. İshal. Kötü beslenme.
00:48
Water-borne diseases? Diarrhea? Malnutrition?
8
48680
3080
Hayır, bu ölüm nedeni kapalı alanda yemek pişirme sırasında çıkan duman--
00:52
No.
9
52200
1200
00:53
It's breathing the smoke from indoor cooking fires --
10
53880
3616
00:57
acute respiratory infections caused by this.
11
57520
2760
bunun neden olduğu akut solunum enfeksiyonları. Buna inanabiliyor musunuz?
01:01
Can you believe that?
12
61040
1200
01:02
I find this shocking and somewhat appalling.
13
62880
3256
Ben bu durumu şok edici ve bir bakıma da dehşet verici buluyorum.
Daha temiz yanan pişirme yakıtları üretemez miyiz?
01:06
Can't we make cleaner burning cooking fuels?
14
66160
2616
01:08
Can't we make better stoves?
15
68800
1936
Daha iyi ocaklar yapamaz mıyız?
01:10
How is it that this can lead to over two million deaths every year?
16
70760
4016
Bu her yıl iki milyonun üzerinde ölüme nasıl yol açıyor?
01:14
I know Bill Joy was talking to you about the wonders of carbon nanotubes,
17
74800
4336
Bill Joy'un size karbon nano-tüplerin mucizeleri
hakkında bir konuşma yaptığını biliyorum.
Bu nedenle ben size
01:19
so I'm going to talk to you about the wonders of carbon macro-tubes,
18
79160
3816
karbon makro-tüpler yani kömür hakkında konuşacağım.
01:23
which is charcoal.
19
83000
1216
01:24
(Laughter)
20
84240
1976
01:26
So this is a picture of rural Haiti.
21
86240
2176
Evet, bu kırsal Haiti'nin bir fotoğrafı. Haiti şu an yüzde 98 oranında kurak.
01:28
Haiti is now 98 percent deforested.
22
88440
3296
01:31
You'll see scenes like this all over the island.
23
91760
3096
Adanın tüm bölgelerinde buna benzer manzaralar görebilirsiniz.
01:34
It leads to all sorts of environmental problems
24
94880
2776
Bu durum bütün çevresel problemlerin
01:37
and problems that affect people throughout the nation.
25
97680
4256
ve burada yaşayan insanları etkileyen sorunların kaynağıdır.
01:41
A couple years ago there was severe flooding
26
101960
2056
Birkaç yıl önce binlerce ölüme yol açan
01:44
that led to thousands of deaths --
27
104040
1620
çok güçlü bir sel meydana geldi.
01:45
that's directly attributable to the fact
28
105684
1932
Bu durum, yamaçlarda toprağı tutacak
01:47
that there are no trees on the hills to stabilize the soil.
29
107640
2976
ağaçların olmaması ile doğrudan ilgilidir.
01:50
So the rains come --
30
110640
1256
Yağmur yağar, nehirlere doğru akar ve sel meydana gelir.
01:51
they go down the rivers and the flooding happens.
31
111920
2440
01:55
Now one of the reasons why there are so few trees is this:
32
115440
3456
Şimdi bu kadar az ağaç olmasının nedenlerinden biri şudur:
01:58
people need to cook,
33
118920
1376
insanların pişirme ihtiyacı var ve bu nedenle
02:00
and they harvest wood and they make charcoal in order to do it.
34
120320
4096
ağaçları kesip odun kömürü üretiyorlar.
02:04
It's not that people are ignorant to the environmental damage.
35
124440
2905
Aslında insanlar çevrede yol açtıkları yıkıma kayıtsız değiller.
02:07
They know perfectly well, but they have no other choice.
36
127369
2620
Gayet iyi biliyorlar fakat başka seçenekleri yok.
02:10
Fossil fuels are not available,
37
130013
2003
Fosil yakıtlar mevcut değil,
02:12
and solar energy doesn't cook the way that they like their food prepared.
38
132040
4896
ve güneş enerjisi de yemeklerini istedikleri gibi pişirmeye olanak sağlamıyor.
02:16
And so this is what they do.
39
136960
2136
Ve bu nedenle böyle davranıyorlar.
02:19
You'll find families like this who go out into the forest to find a tree,
40
139120
4176
Bu gibi ailelere rastlamanız mümkün, ormana gidip bir ağaç bulup keserek
02:23
cut it down and make charcoal out of it.
41
143320
2880
bundan odun kömürü yapıyorlar.
02:27
So not surprisingly,
42
147440
1216
Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde,
02:28
there's a lot of effort that's been done to look at alternative cooking fuels.
43
148680
4799
alternatif pişirme yakıtları bulmak için bir hayli çaba sarfediliyor.
02:34
About four years ago, I took a team of students down to Haiti
44
154360
3056
Yaklaşık dört yıl önce Haiti'ye bir grup öğrenci götürdüm,
02:37
and we worked with Peace Corps volunteers there.
45
157440
2416
ve orada Peace Corps (Barış Elçileri) ile beraber çalıştık.
02:39
This is one such volunteer
46
159880
1416
Bu bir gönüllü,
02:41
and this is a device that he had built in the village where he worked.
47
161320
3616
ve bu da çalıştığı köyde yaptığı bir alet.
02:44
And the idea was that you could take waste paper;
48
164960
2656
Ve şöyle bir fikri var, atık kağıtları alıp,
02:47
you could compress it
49
167640
1216
sıkıştırarak, yakıt olarak kullanılabilecek birketler haline getirmek.
02:48
and make briquettes that could be used for fuel.
50
168880
2656
02:51
But this device was very slow.
51
171560
2016
Fakat bu aygıt çok yavaş.
02:53
So our engineering students went to work on it
52
173600
3096
Bu nedenle mühendislik öğrencilerimiz üzerinde çalışmaya başladılar,
02:56
and with some very simple changes,
53
176720
2096
ve çok basit bazı değişiklikler ile,
02:58
they were able to triple the throughput of this device.
54
178840
3056
aletin verimliliğini üç katına çıkardılar.
03:01
So you could imagine they were very excited about it.
55
181920
2536
Sizin de hayal edebileceğiniz gibi çok heyecanlandılar.
03:04
And they took the briquettes back to MIT so that they could test them.
56
184480
3800
Bu yakıtı MIT'ye test edebilmek için geri götürdüler.
Ve buldukları şeylerden biri de bunların yanmadığı oldu.
03:09
And one of the things that they found was they didn't burn.
57
189000
4256
03:13
So it was a little discouraging to the students.
58
193280
2776
Tabii bu öğrencileri biraz hayal kırıklığına uğrattı.
03:16
(Laughter)
59
196080
1536
03:17
And in fact, if you look closely,
60
197640
2376
Ama aslında buraya daha yakından bakarsanız,
03:20
right here you can see it says, "US Peace Corps."
61
200040
2600
"U.S. Peace Corps" (Amerikan Barış Elçileri) yazdığını görebilirsiniz.
03:23
As it turns out, there actually wasn't any waste paper in this village.
62
203640
3816
Ortaya çıkan şu ki, bu köyde aslında hiç atık kağıt yoktu.
03:27
And while it was a good use of government paperwork
63
207480
3216
Her ne kadar bu gönüllü, devlet evraklarını
03:30
for this volunteer to bring it back with him to his village,
64
210720
2905
köyüne taşıyarak bunları iyi değerlendirmiş olsa da,
03:33
it was 800 kilometers away.
65
213649
2087
taşıdığı mesafe 800 kilometreydi.
03:35
And so we thought perhaps there might be a better way
66
215760
2896
Ve biz de düşündük ki, alternatif bir pişirme yakıtı için
03:38
to come up with an alternative cooking fuel.
67
218680
2200
belki daha iyi bir yol bulabiliriz.
03:41
What we wanted to do is we wanted to make a fuel
68
221640
2256
Yapmak istediğimiz şey bölgede kolay bulunur
03:43
that used something that was readily available on the local level.
69
223920
3336
bir maddeden yakıt üretmekti.
03:47
You see these all over Haiti as well.
70
227280
1776
Haiti'nin her yerinde bunları görebilirsiniz. Bunlar küçük çaplı şeker fabrikaları.
03:49
They're small-scale sugar mills.
71
229080
1736
03:50
And the waste product from them
72
230840
1496
Ve şekerkamışının suyunu çıkardıktan sonra
03:52
after you extract the juice from the sugarcane
73
232360
2416
buralardan çıkan atıklara küspe deniyor.
03:54
is called "bagasse."
74
234800
1536
03:56
It has no other use.
75
236360
1216
Başka bir kullanımı yok. Hiçbir besin değeri yok,
03:57
It has no nutritional value, so they don't feed it to the animals.
76
237600
3296
bu yüzden hayvanlara da veremiyorlar.
04:00
It just sits in a pile near the sugar mill until eventually they burn it.
77
240920
4040
En sonunda yakılana dek bu atıklar şeker fabrikasının yanında bir yığın olarak bekliyorlar.
Bizim de yapmak istediğimiz şey,
04:06
What we wanted to do was we wanted to find a way
78
246040
2296
04:08
to harness this waste resource and turn it into a fuel
79
248360
2976
bu atık kaynağını kullanmak ve onu bir çeşit yakıta dönüştürmek.
04:11
that would be something that people could easily cook with,
80
251360
2976
Böylece insanlar bunu kömür gibi
04:14
something like charcoal.
81
254360
1240
yemek pişirmede kolaylıkla kullanabilecekler.
04:16
So over the next couple of years,
82
256600
1616
Bu nedenle önümüzdeki yıllarda, ben ve öğrencilerim bir proje geliştirmek üzere çalışacağız.
04:18
students and I worked to develop a process.
83
258240
3656
04:21
So you start with the bagasse, and then you take a very simple kiln
84
261920
3816
Küspeyi alıyorsunuz ve atık bir petrol varilinden kolaylıkla
04:25
that you can make out of a waste fifty five-gallon oil drum.
85
265760
3176
yapabileceğiniz bir fırına koyuyorsunuz.
04:28
After some time, after setting it on fire,
86
268960
2296
Biraz zaman geçtikten sonra, bunu ateşe koyuyor ve
04:31
you seal it to restrict the oxygen that goes into the kiln,
87
271280
3976
ocağa kaçan oksijeni engellemek için kapatıyorsunuz,
04:35
and then you end up with this carbonized material here.
88
275280
3000
ve sonra bu kömürleşmiş maddeyi elde ediyorsunuz.
04:39
However, you can't burn this.
89
279080
1576
Fakat bunu yakamazsınız. Yakmak için fazla ince.
04:40
It's too fine and it burns too quickly to be useful for cooking.
90
280680
4695
ve yemek pişirmede kullanmak için fazla çabuk yanıyor.
04:45
So we had to try to find a way to form it into useful briquettes.
91
285399
4257
Bu nedenle bunu kullanışlı bir hale sokmak için çaba harcayıp, bir yol bulmalıydık.
04:49
And conveniently, one of my students was from Ghana,
92
289680
3416
Ve bu duruma uygun olarak, Gana'lı bir öğrencim
annesinin ona yaptığı "kokonte" isimli bir yemeği hatırladı.
04:53
and he remembered a dish his mom used to make for him called "kokonte,"
93
293120
3334
04:56
which is a very sticky porridge made out of the cassava root.
94
296478
3458
Bu yemek, kasava (botanik bir bitki) kökünden yapılan yapışkan bir lapa idi.
04:59
And so what we did was we looked,
95
299960
1576
Ve böylece biz de şunu fark ettik ki,
05:01
and we found that cassava is indeed grown in Haiti,
96
301560
3096
kasava Haiti'de de manyok ismiyle bilinen ve yetişen bir bitki.
05:04
under the name of "manioc."
97
304680
2136
05:06
In fact, it's grown all over the world --
98
306840
1953
Ve aslında, dünyanın her yerinde yetişen bir bitki--
05:08
yucca, tapioca, manioc, cassava, it's all the same thing --
99
308817
3079
yuka, tapyoka, manyok, kasava, aslında hepsi aynı şey--
05:11
a very starchy root vegetable.
100
311920
2096
çok fazla nişastalı köklü bir bitki.
05:14
And you can make a very thick, sticky porridge out of it,
101
314040
3216
Ve bununla çok koyu ve yapışkan bir lapa yapılabiliyor.
05:17
which you can use to bind together the charcoal briquettes.
102
317280
4136
Bunu kömür parçalarını birbirine yapıştırmak için kullanabilirsiniz.
05:21
So we did this. We went down to Haiti.
103
321440
3176
Biz de bunu yaptık. Haiti'ye gittik.
05:24
These are the graduates of the first Ecole de Charbon,
104
324640
2656
Bunlar da "Ecole de Chabon" ya da "Kömür Enstitüsü"nün
05:27
or Charcoal Institute.
105
327320
1696
ilk mezunları. Ve bunlar da--
05:29
And these --
106
329040
1216
(Gülüşmeler)
05:30
(Laughter)
107
330280
1216
05:31
That's right. So I'm actually an instructor at MIT as well as CIT.
108
331520
5976
-- evet doğru. Ben aslında MIT'de olduğu kadar CIT'de de bir eğitmenim.
Bunlar da yaptığımız kömür birketler.
05:37
And these are the briquettes that we made.
109
337520
2080
Şimdi sizi başka bir kıtaya götürüyorum. Burası Hindistan,
05:41
Now I'm going to take you to a different continent.
110
341040
2400
05:44
This is India
111
344320
1216
05:45
and this is the most commonly used cooking fuel in India.
112
345560
3216
ve bu da pişirmede en çok kullanılan yakıt: inek gübresi.
05:48
It's cow dung.
113
348800
1376
05:50
And more than in Haiti, this produces really smoky fires,
114
350200
4176
Ve Haiti'den farklı olarak, bu gübre yanarken gerçekten çok fazla duman çıkarıyor.
05:54
and this is where you see the health impacts
115
354400
2456
Ve burada da gübre ve biyoyakıtın pişirme esnasında yakıt olarak kullanılmasının
05:56
of cooking with cow dung and biomass as a fuel.
116
356880
4080
sağlık açısından etkilerini görebilirsiniz.
06:01
Kids and women are especially affected by it,
117
361600
2216
Çocuklar ve kadınlar özellikle bundan etkilenirler,
06:03
because they're the ones who are around the cooking fires.
118
363840
3136
çünkü yemek pişirme esnasında yakında olan onlardır.
Bu nedenle bu kömür yapma teknolojisini
06:07
So we wanted to see
119
367000
1216
06:08
if we could introduce this charcoal-making technology there.
120
368240
3496
burada uygulayıp uygulayamayacağımızı merak ettik.
06:11
Well, unfortunately, they didn't have sugarcane
121
371760
2416
Ne yazık ki, burada şeker kamışı bulunmuyor.
06:14
and they didn't have cassava,
122
374200
1381
Kasavaları da yok fakat bu bizi durdurmuyor.
06:15
but that didn't stop us.
123
375605
1200
06:17
What we did was we found what were the locally available sources of biomass.
124
377400
3816
Biz de bölgedeki kolay erişilir biyokütle kaynaklarını belirledik.
06:21
And there was wheat straw and there was rice straw in this area.
125
381240
3376
Ve bunlar buğday ve pirinç saplarıydı.
06:24
And what we could use as a binder was actually small amounts of cow manure,
126
384640
3616
Parçaları tutturmak için de
normalde insanların burada yemek pişirmekte kullandıkları
06:28
which they used ordinarily for their fuel.
127
388280
2240
inek gübresini kullanabilirdik.
06:31
And we did side-by-side tests,
128
391960
2176
Karşılaştırmalı testler yaptık. Burada
06:34
and here you can see the charcoal briquettes
129
394160
2576
kömür parçalarını ve inek gübresini görebilirsiniz.
06:36
and here the cow dung.
130
396760
1216
06:38
And you can see that it's a lot cleaner burning of a cooking fuel.
131
398000
3256
Gördüğünüz gibi yemek pişirmede kullanılan yakıttan çok daha temiz yanıyor.
06:41
And in fact, it heats the water a lot more quickly.
132
401280
2576
Ve ayrıca, suyu daha çabuk ısıtıyor.
06:43
And so we were very happy, thus far.
133
403880
2296
Buraya kadar çok mutluyduk.
06:46
But one of the things that we found
134
406200
1696
Fakat bulduğumuz şeylerden biri de,
06:47
was when we did side-by-side comparisons with wood charcoal,
135
407920
2816
odun kömürü ile karşılaştırmalı yaptığımız testlerde,
06:50
it didn't burn as long.
136
410760
1616
o kadar da uzun yanmadığını gördük. Birketler pişirme esnasında ufalanıyor,
06:52
And the briquettes crumbled a little bit
137
412400
1905
06:54
and we lost energy as they fell apart as they were cooking.
138
414329
3167
ve küçük parçalara ayrılarak enerji kaybediyorlardı.
06:57
So we wanted to try to find a way to make a stronger briquette
139
417520
3216
Bu nedenle daha kuvvetli bir birket yapmak için bir yol bulmaya çalıştık
07:00
so that we could compete with wood charcoal in the markets in Haiti.
140
420760
3600
böylece Haiti'deki pazarlardaki odun kömürü ile rekabet edebilirdik.
07:05
So we went back to MIT,
141
425320
2016
MIT'ye geri döndük, Instron makinesini çıkarıp,
07:07
we took out the Instron machine
142
427360
2216
07:09
and we figured out what sort of forces you needed
143
429600
2696
bir birketi ondan yeterince performans alabilmek için ihtiyacınız olan
07:12
in order to compress a briquette to the level
144
432320
2096
dereceye kadar sıkıştırmak için
07:14
that you actually are getting improved performance out of it?
145
434440
2858
ne kadar kuvvete ihtiyaç olduğunu araştırdık.
07:17
And at the same time that we had students in the lab looking at this,
146
437960
3296
Laboratuvarda bunun üzerinde çalışan öğrencilerle eş zamanlı olarak
07:21
we also had community partners in Haiti working to develop the process,
147
441280
6936
Haiti'de de projeyi ilerletmek ve köyde yaşayan insanlar için
kolay erişilir kılmak için çalışan arkadaşlarımız vardı.
07:28
to improve it and make it more accessible to people in the villages there.
148
448240
5000
Bir süre sonra,
07:34
And after some time,
149
454160
1216
07:35
we developed a low-cost press that allows you to produce charcoal,
150
455400
4816
odun kömüründen daha temiz ve muhtemelen daha uzun yanan bir kömür
07:40
which actually now burns not only --
151
460240
2680
elde etmek için, az maliyetli bir pres geliştirdik.
07:43
actually, it burns longer, cleaner than wood charcoal.
152
463642
3318
07:47
So now we're in a situation where we have a product,
153
467400
2536
Yani artık elimizde Haiti pazarlarında satılandan
07:49
which is actually better than what you can buy in Haiti in the marketplace,
154
469960
4296
daha iyi olan bir ürün var.
07:54
which is a very wonderful place to be.
155
474280
2720
Ve bu harika bir şey.
07:58
In Haiti alone, about 30 million trees are cut down every year.
156
478960
4736
Sadece Haiti'de, her yıl yaklaşık 30 milyon ağaç kesiliyor.
08:03
There's a possibility of this being implemented
157
483720
2496
Artık bu çözümü uygulamak ve
08:06
and saving a good portion of those.
158
486240
2296
bu ağaçların önemli bir kısmını kurtarmak mümkün.
08:08
In addition, the revenue generated from that charcoal is 260 million dollars.
159
488560
6416
Ayrıca, bu kömürden elde edilen gelir 260 milyon dolar.
Bu Haiti gibi
08:15
That's an awful lot for a country like Haiti --
160
495000
2536
08:17
with a population of eight million
161
497560
1856
nüfusun sekiz milyonunun, ortalama gelirinin
08:19
and an average income of less than 400 dollars.
162
499440
3200
400 dolardan az olduğu bir ülke için çok korkunç bir rakam.
08:23
So this is where we're also moving ahead with our charcoal project.
163
503680
3856
Bu yüzden kömür projemizi yürüttüğümüz yer de burası.
08:27
And one of the things that I think is also interesting,
164
507560
2656
Ve ilginç bulduğum başka bir şey daha,
08:30
is I have a friend up at UC Berkeley who's been doing risk analysis.
165
510240
4296
UC Berkeley'de risk analizi yapan bir arkadaşım var.
08:34
And he's looked at the problem of the health impacts
166
514560
3056
Bu arkadaşım kömür yerine odun yakmanın
08:37
of burning wood versus charcoal.
167
517640
2096
sağlığa etkileri problemine eğildi.
08:39
And he's found that worldwide, you could prevent a million deaths
168
519760
4096
Ve bulduğu şu oldu: Tüm dünyada
yemek pişirmede odun yerine kömür yakıldığında,
08:43
switching from wood to charcoal as a cooking fuel.
169
523880
2976
08:46
That's remarkable,
170
526880
1216
bir milyon ölümü engelleyebiliyorsunuz. Bu çok dikkat çekici.
08:48
but up until now, there weren't ways to do it without cutting down trees.
171
528120
3456
Fakat şimdiye kadar, ağaçları kesmeden bunu yapmanın bir yolu yoktu.
08:51
But now we have a way
172
531600
1216
Ama şimdi bir çözümümüz var.
08:52
that's using an agricultural waste material to create a cooking fuel.
173
532840
3680
Yemek pişirme yakıtı üretmek için tarımsal atıkları kullanmak.
08:56
One of the really exciting things, though,
174
536960
2016
Aslında gerçekten heyecan verici bulduğum bir şey de
08:59
is something that came out of the trip that I took to Ghana just last month.
175
539000
3572
geçen ay Gana'ya yaptığım bir ziyaret sırasında ortaya çıkan şeydi.
09:02
And I think it's the coolest thing,
176
542596
3419
Ve bu bence gerçekten mükemmel bir şey.
Üstelik az önce gördüğünüzden daha da az teknolojik.
09:06
and it's even lower tech than what you just saw,
177
546039
2240
09:08
if you can imagine such a thing.
178
548303
2033
Böyle bir şeyi hayal edebiliyor musunuz? İşte burada.
09:10
Here it is.
179
550360
1216
09:11
So what is this?
180
551600
1200
Peki bu nedir? Bu mısır koçanlarının kömüre dönüştürülmesidir.
09:13
This is corncobs turned into charcoal.
181
553480
2576
09:16
And the beauty of this is that you don't need to form briquettes --
182
556080
3143
Ve bunun güzel yanı kömür birketleri yapmak zorunda olmamanız.
09:19
it comes ready made.
183
559247
1329
Hazır yapılmış geliyor. Bu benim 100 dolarlık dizüstü bilgisayarım, tam burada.
09:20
This is my $100 laptop, right here.
184
560600
2856
09:23
And actually, like Nick, I brought samples.
185
563480
3016
Ve aslında ben de Nick gibi örnekler getirdim.
09:26
(Laughter)
186
566520
2216
(Gülüşmeler)
09:28
So we can pass these around.
187
568760
1760
Bunları dolaştırabiliriz.
09:32
They're fully functional, field-tested, ready to roll out.
188
572520
4084
Bunlar tamamen fonksiyonel, sahada test edilmiş, kullanıma hazır.
09:36
(Laughter)
189
576628
1706
09:40
And I think one of the things
190
580520
1496
Ve bu teknoloji ile ilgili ayrıca ilgi çekici olan noktalardan biri de,
09:42
which is also remarkable about this technology,
191
582040
4216
teknoloji transferinin çok kolay olması.
09:46
is that the technology transfer is so easy.
192
586280
2776
09:49
Compared to the sugarcane charcoal,
193
589080
2136
Şekerkamışı kömüründe insanlara
09:51
where we have to teach people how to form it into briquettes
194
591240
2816
nasıl birket haline getireceklerini öğretmek
09:54
and you have the extra step of cooking the binder,
195
594080
2416
ve yapıştırıcıyı pişirmek zorundayken
09:56
this comes pre-briquetted.
196
596520
1576
bunlar kendiliğinden birket halinde geliyor.
09:58
And this is about the most exciting thing in my life right now,
197
598120
2953
Ve şu an bu hayatımdaki en heyecan verici şey,
10:01
which is perhaps a sad commentary on my life.
198
601097
3199
ve belki de hayatım hakkında üzücü bir yorum.
10:04
(Laughter)
199
604320
2256
(Gülüşmeler)
10:06
But once you see it, like you guys in the front row --
200
606600
2536
Fakat bir kez bunu gördüğünüzde, siz ön sıradakiler gibi, tamam,
10:09
All right, yeah, OK.
201
609160
1216
tamam. Neyse--
10:10
So anyway --
202
610400
1216
10:11
(Laughter)
203
611640
2016
(Gülüşmeler)
10:13
Here it is.
204
613680
1216
-- işte burada. Ve bence bu mükemmel bir örnek.
10:14
And this is, I think, a perfect example
205
614920
2456
10:17
of what Robert Wright was talking about in those non-zero-sum things.
206
617400
5216
Robert Wright'ın konuşmasında bahsettiği toplamı sıfırdan farklı şeyler için.
10:22
So not only do you have health benefits,
207
622640
2496
Sadece sağlık faydalarına değil,
10:25
you have environmental benefits.
208
625160
2136
çevresel faydaya da sahipsiniz.
10:27
But this is one of the incredibly rare situations
209
627320
3816
Fakat bu çok ender rastlanan durumlardan biri
şöyle ki, burada ekonomik fayda da var.
10:31
where you also have economic benefits.
210
631160
2336
10:33
People can make their own cooking fuel from waste products.
211
633520
3056
İnsanlar atıklardan kendi pişirme yakıtlarını yapabilirler.
10:36
They can generate income from this.
212
636600
2016
Bundan gelir sağlayabilirler.
10:38
They can save the money that they were going to spend on charcoal
213
638640
3136
Kömüre harcayacakları paradan tasarruf edebilirler
10:41
and they can produce excess and sell it in the market
214
641800
2477
ve fazladan yaptıkları kömürü
10:44
to people who aren't making their own.
215
644301
1955
kendi kömürünü yapmayan insanlara satabilirler.
10:46
It's really rare that you don't have trade-offs
216
646280
2296
Herhangi bir kayıp veya ödün olmaması gerçekten çok ender rastlanan bir durum,
10:48
between health and economics, or environment and economics.
217
648600
3216
sağlık ve ekonomi arasında veya çevre ve ekonomi arasında.
10:51
So this is a project that I just find extremely exciting
218
651840
3736
Bu nedenle bu proje benim çok heyecan verici bulduğum bir proje
10:55
and I'm really looking forward to see where it takes us.
219
655600
5400
ve bizi nereye götüreceğini gerçekten merak ediyorum.
Şimdi yaratacağımız gelecekle ilgili konuştuğumuzda,
11:03
So when we talk about, now, the future we will create,
220
663120
3496
11:06
one of the things that I think is necessary
221
666640
2016
bir şeyden bahsetmek bence gerekli.
11:08
is to have a very clear vision of the world that we live in.
222
668680
3960
Bu da içinde yaşadığımız dünya hakkında net bir görüşe sahip olmak.
11:13
And now, I don't actually mean the world that we live in.
223
673160
2786
Ve şimdi gerçekten içinde yaşadığımız dünyayı kastetmiyorum.
11:16
I mean the world where women spend two to three hours everyday
224
676920
4096
Kastettiğim dünya, kadınların ailelerine yemeleri için buğday öğüterek
11:21
grinding grain for their families to eat.
225
681040
2440
her gün iki üç saatlerini harcadıkları dünya.
11:24
I mean the world where advanced building materials
226
684960
2376
Kastettiğim dünya, gelişmiş inşaat malzemesinin
11:27
means cement roofing tiles that are made by hand,
227
687360
3416
insan eliyle yapılmış çatı kiremiti anlamına geldiği,
11:30
and where, when you work 10 hours a day,
228
690800
2136
günde 10 saat çalıştığınız,
11:32
you're still only earning 60 dollars in a month.
229
692960
2840
ayda 60 dolar kazandığınız bir dünya.
11:37
I mean the world
230
697320
1216
Kastettiğim dünya, kadınlar ve çocukların yılda 40 milyar saatlerini su taşımak için harcadıkları bir dünya.
11:38
where women and children spend 40 billion hours a year fetching water.
231
698560
6200
11:45
That's as if the entire workforce of the state of California
232
705520
3736
Bu Kaliforniya eyaletindeki tam zamanlı çalışan insanların
11:49
worked full time for a year doing nothing but fetching water.
233
709280
4496
bütün bir yıl hiçbir şey yapmayıp sadece su taşımaları demek.
11:53
It's a place where, for example, if this were India,
234
713800
4336
Bu öyle bir yer ki, mesela, eğer burası Hindistan olsaydı,
11:58
in this room, only three of us would have a car.
235
718160
2440
bu odada sadece üç kişinin arabası olabilirdi.
12:01
If this were Afghanistan,
236
721360
1216
Eğer burası Afganistan olsaydı,
12:02
only one person in this room would know how the use the Internet.
237
722600
3616
bu odadaki sadece bir kişi internet kullanmayı bilirdi.
12:06
If this were Zambia --
238
726240
1200
Eğer burası Zambiya olsaydı, aranızdan 300 kişi çiftçi olurdu,
12:08
300 of you would be farmers,
239
728520
2696
12:11
100 of you would have AIDS or HIV.
240
731240
3136
aranızdan 100 kişi AIDS veya HIV hastası olurdu.
12:14
And more than half of you would be living on less than a dollar a day.
241
734400
3840
Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz.
Bunlar çözüm bulmamız gereken konular.
12:19
These are the issues that we need to come up with solutions for.
242
739280
4736
Bunlar, mühendislerimizi, tasarımcılarımızı, iş adamlarımızı, girişimcilerimizi,
12:24
These are the issues that we need to be training our engineers,
243
744040
3856
12:27
our designers, our business people, our entrepreneurs to be facing.
244
747920
3440
yüzleşmeleri için eğitmemiz gereken konular.
12:32
These are the solutions that we need to find.
245
752280
2696
Bunlar bulmamız gereken çözümler.
12:35
I have a few areas that I believe are especially important that we address.
246
755000
6176
Üzerinde çalıştığımız alanlardan bir kaçının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bunlardan biri mikro-finans ve mikro-girişimi teşvik etmek için teknolojiler geliştirmek.
12:41
One of them is creating technologies
247
761200
2056
12:43
to promote micro-finance and micro-enterprise,
248
763280
3016
12:46
so that people who are living below the poverty line
249
766320
2856
Böylece yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlar, bundan bir çıkış yolu bulabilirler--
12:49
can find a way to move out --
250
769200
1536
12:50
and that they're not doing it
251
770760
1381
ve bunu geleneksel sepet yapımı,
12:52
using the same traditional basket making, poultry rearing, etc.
252
772165
3611
kümes hayvanı besleme gibi yollarla yapmazlar.
12:55
But there are new technologies and new products
253
775800
2191
Fakat küçük ölçekte yapabilecekleri
12:58
that they can make on a small scale.
254
778015
2240
yeni teknolojiler ve yeni ürünler var.
13:00
The next thing I believe
255
780800
1216
Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek.
13:02
is that we need to create technologies for poor farmers
256
782040
4376
13:06
to add value to their own crops.
257
786440
2240
Böylece ürünleri değer kazanacaktır.
13:09
And we need to rethink our development strategies,
258
789600
2656
Gelişim stratejilerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz,
13:12
so that we're not promoting educational campaigns
259
792280
3256
böylece yürüttüğümüz eğitim kampanyaları
13:15
to get them to stop being farmers,
260
795560
2376
onları çiftçi olmaktan alıkoymak
13:17
but rather to stop being poor farmers.
261
797960
2776
yerine yoksul çiftçi olmaktan alıkoyacaktır.
13:20
And we need to think about how we can do that effectively.
262
800760
2833
Ve bunu etkili bir şekilde nasıl yaparız diye düşünmeliyiz.
13:24
We need to work with the people in these communities
263
804560
2656
Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız
13:27
and give them the resources and the tools that they need
264
807240
2856
ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz.
13:30
to solve their own problems.
265
810120
1696
Bunu yapmanın en iyi yolu budur.
13:31
That's the best way to do it.
266
811840
1381
13:33
We shouldn't be doing it from outside.
267
813245
2291
Bunu dışarıda durarak yapmamalıyız.
13:35
So we need to create this future, and we need to start doing it now.
268
815560
4160
Bu geleceği yaratmak zorundayız ve bunu yapmaya hemen başlamalıyız.
13:40
Thank you.
269
820240
1216
Teşekkürler.
13:41
(Applause)
270
821480
5256
(Alkışlar)
13:46
Chris Anderson: Thank you, incredible.
271
826760
2492
13:49
Stay here.
272
829320
1200
13:51
Tell us -- just while we see if someone has a question --
273
831360
2896
Chris Anderson: Bize -- sorusu olan biri çıkana dek --
13:54
just tell us about one of the other things that you've worked on.
274
834280
3416
bize üzerinde çalıştığınız başka bir konudan bahsedin.
13:57
Amy Smith: Some of the other things we're working on
275
837720
2496
Amy Smith: Üzerinde çalıştığımız diğer birkaç konu da
düşük maliyetli su kalitesi testi yapmaya yönelik,
14:00
are ways to do low-cost water quality testing,
276
840240
2177
14:02
so that communities can maintain their own water systems,
277
842441
2735
böylece topluluklar kendi su sistemlerini kurabilecekler,
14:05
know when they're working, know when they treat them, etc.
278
845200
2715
ne zaman çalıştığını ne zaman arıtacaklarını bilecekler vb...
14:07
We're also looking at low-cost water-treatment systems.
279
847939
2637
Biz ayrıca düşük maliyetli su arıtma sistemlerini de araştırıyoruz.
14:10
One of the really exciting things is looking at solar water disinfection
280
850600
3381
Bir diğer heyecan verici şey de güneş ışığıyla su dezenfeksiyonu konusunu araştırmak
14:14
and improving the ability to be able to do that.
281
854005
2560
ve bunu yapacak kapasiteyi geliştirmek.
14:17
CA: What's the bottleneck preventing this stuff getting from scale?
282
857320
3936
CA: Bunların büyümesine engel olan darboğaz nedir?
14:21
Do you need to find entrepreneurs, or venture capitalists,
283
861280
3256
Girişimci veya yatırımcıya mı ihtiyacınız var,
14:24
or what do you need to take what you've got and get it to scale?
284
864560
4856
veya elinizdekini büyütmek için neye ihtiyacınız var?
14:29
AS: I think it's large numbers of people moving it forward.
285
869440
2770
AS: Evet, bence gereken bu konuda çabalayan çok sayıda insan.
14:32
It's a difficult thing --
286
872234
1199
Bu zor birşey: bu çok bölünmüş bir pazar
14:33
it's a marketplace which is very fragmented
287
873457
2007
14:35
and a consumer population with no income.
288
875488
2208
ve hiçbir geliri olmayan bir tüketici popülasyonu var.
14:37
So you can't use the same models that you use in the United States
289
877720
3256
Bu nedenle ABD'de uyguladığınız modellerin aynısı
14:41
for making things move forward.
290
881000
1536
burada işlerin ilermesi için kullanamazsınız.
14:42
And we're a pretty small staff,
291
882560
2016
Ve biz oldukça küçük bir grubuz, sadece ben.
14:44
which is me.
292
884600
1216
14:45
(Laughter)
293
885840
1976
(Gülüşmeler)
14:47
So, you know, I do what I can with the students.
294
887840
2239
Bildiğiniz gibi öğrencilerle ne yapabiliyorsam onu yapıyorum.
14:50
We have 30 students a year go out into the field
295
890103
2239
Sahaya giden, uygulama yapan
14:52
and try to implement this and move it forward.
296
892366
2450
ve işleri ilerleten yılda 30 öğrencimiz oluyor.
14:54
The other thing is you have to do things with a long time frame,
297
894840
3496
Öteki konu ise, işleri uzun bir zaman diliminde yapmak durumundasınız,
14:58
as, you know, you can't expect to get something done in a year or two years;
298
898360
3936
yani - sizin de bildiğiniz gibi bazı şeylerin bir veya iki yılda yapılmasını bekleyemezsiniz.
15:02
you have to be looking five or 10 years ahead.
299
902320
2143
Beş veya on yıl öteye bakmalısınız.
15:04
But I think with the vision to do that, we can move forward.
300
904487
3200
Fakat bunu yapacak vizyonumuz olduğu sürece ilerleyebiliriz diye düşünüyorum.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7