The economic injustice of plastic | Van Jones

Van Jones: Plastikte ekonomik adaletsizlik

57,573 views ・ 2011-01-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cevat Erisken Gözden geçirme: osman oguz ahsen
Burada olmaktan ve
00:20
I am honored to be here,
0
20236
1388
00:21
and I'm honored to talk about this topic,
1
21648
1977
çok önemli gördüğüm bu konuyla ilgili
00:23
which I think is of grave importance.
2
23649
1825
konuşmaktan dolayı şeref duyuyorum.
00:25
We've been talking a lot
3
25498
1223
Plastiğin gezegenimiz ve diğer canlı türlerinin üzerindeki
00:26
about the horrific impacts of plastic on the planet and on other species,
4
26745
5943
korkunç etkilerinden
çok bahsettik;
00:32
but plastic hurts people, too --
5
32712
2008
ancak plastik insanlara,
özellikle de fakir insanlara, zarar veriyor.
00:35
especially poor people.
6
35211
1382
00:37
And both in the production of plastic,
7
37260
3158
Ve hem plastiğin üretiminde
hem de kullanımı ve atılımında
00:40
the use of plastic and the disposal of plastic,
8
40442
2718
tehlikede olan kitle
00:43
the people who have the bull's-eye on their foreheads
9
43184
2565
fakir insanlardır.
00:45
are poor people.
10
45773
1690
00:47
People got very upset
11
47487
3077
İnsanlar BP petrol sızıntısı olduğunda
00:50
when the BP oil spill happened,
12
50588
3079
haklı olarak
çok üzüldüler.
00:53
for very good reason.
13
53691
1460
İnsanlar "Aman tanrım,
00:55
People thought, "Oh, my God.
14
55175
1624
00:56
This is terrible, this oil -- it's in the water.
15
56823
2776
bu petrol korkunç bir şey. Suya karışmış.
Oradaki tüm canlıları
00:59
It's going to destroy the living systems there.
16
59623
3918
yok edecek.
İnsanlar zarar görecek.
01:03
People are going to be hurt.
17
63565
1434
Sızan petrolün körfezdeki insanlara
01:05
This is a terrible thing,
18
65023
1491
01:06
this oil is going to hurt the people in the Gulf."
19
66538
2335
zarar verecek olması korkunç bir şey."
01:08
What people don't think about is:
20
68897
2070
Nedense insanlar petrolün sağ salim kıyıya ulaşması
01:10
What if the oil had made it safely to shore?
21
70991
2159
durumunda ne olacağını düşünmezler.
01:13
What if the oil actually got where it was trying to go?
22
73744
2691
Petrol gerçekten de hedeflenen yere ulaşsa ne olurdu?
Sadece motorlarda yakıt olup
01:17
Not only would it have been burned in engines and added to global warming,
23
77074
3997
küresel ısınmaya katkıda bulunmakla kalmayacaktı;
01:21
but there's a place called "Cancer Alley,"
24
81095
3361
"Kanser sokağı" denilen bir yer var.
01:24
and the reason it's called "Cancer Alley"
25
84480
2135
Oraya "kanser sokağı" deniliyor çünkü
01:26
is because the petrochemical industry
26
86639
2628
petrolün petrokimya endüstrisinde
01:29
takes that oil and turns it into plastic
27
89291
2156
plastiğe dönüştürülmesi esnasında
01:31
and in the process, kills people.
28
91471
2180
insanlar ölüyor.
01:34
It shortens the lives of the people who live there in the Gulf.
29
94174
3048
Orada, körfezde yaşayan insanların ömürlerini kısaltıyor.
01:37
So oil and petrochemicals are not just a problem when there's a spill;
30
97246
3794
Neticede petrol ve petrokimyasallar sadece bir sızıntı olması
durumunda değil, olmaması durumunda da sorun teşkil ediyor.
01:41
they're a problem when there's not.
31
101064
1710
01:42
And what we don't often appreciate
32
102798
2407
Ve fakir insanların sırf biz bu
tek kullanımlık ürünlere sahip olalım diye
01:45
is the price that poor people pay
33
105229
1674
01:46
for us to have these disposable products.
34
106927
2111
ödedikleri bedeli göremiyoruz.
Anlamadığımız başka bir şey de
01:49
The other thing we often don't appreciate is,
35
109453
2145
fakir insanların sadece üretim esnasında zarar görmediğidir.
01:51
it's not just at the point of production that poor people suffer.
36
111622
3100
Fakir insanlar ürünlerin kullanılması
01:54
Poor people also suffer at the point of use.
37
114746
2173
esnasında da zarar görüyorlar.
01:57
Those of us who earn a certain income level,
38
117396
2085
Belli bir gelir seviyesine ulaşmış
01:59
we have something called choice.
39
119505
1941
kişiler için tercih diye bir şey söz konusu.
02:01
The reason why you want to work hard and have a job
40
121931
2465
Çok çalışıp bir iş sahibi olmak istememizin
ve parasız kalmak istemeyişimizin sebebi
02:04
and not be poor and broke
41
124420
1671
ekonomik tercihler yapabilelim diyedir.
02:06
is so you can have choices, economic choices.
42
126115
2441
02:08
We actually get a chance to choose not to use products
43
128952
4085
Aslında bizim zehirli ve tehlikeli
plastik içeren ürünleri
kullanmamayı seçme şansımız var.
02:13
that have dangerous, poisonous plastic in them.
44
133061
2217
Fakir olanlar içinse böyle bir tercih söz konusu değil.
02:15
Other people who are poor don't have those choices.
45
135302
2535
02:17
So low-income people often are the ones
46
137861
1974
Yani, tehlikeli kimyasallar içeren
02:19
who are buying the products that have those dangerous chemicals in them
47
139859
3984
ve çocuklarının kullandığı bu ürünleri
satın alanlar çoğunlukla fakir insanlardır.
02:23
that their children are using.
48
143867
1439
Bu zehirli plastikleri daha çok
02:25
Those are the people who wind up ingesting a disproportionate amount
49
145330
3824
kullanan ve tüketen
işte bu insanlardır.
02:29
of this poisonous plastic in using it.
50
149178
2167
02:31
And people say, "Well, they should just buy a different product."
51
151369
3233
Ve insanlar, "Efendim başka bir ürün alsınlar" diyorlar.
02:34
Well, the problem with being poor is you don't have those choices.
52
154626
3135
İyi de, fakirseniz böyle tercihlerde bulunamazsınız.
02:37
You often have to buy the cheapest products.
53
157785
2088
Çoğu kez en ucuz ürünleri almak zorundasınız.
02:39
The cheapest products are often the most dangerous.
54
159897
2979
En ucuz ürünler de çoğunlukla en tehlikeli olanlardır.
02:42
And if that weren't bad enough --
55
162900
1596
Ve sanki bu yetmezmiş gibi
02:44
if it wasn't just the production of plastic that's giving people cancer
56
164520
3421
plastiğin üretimi- ki bu da
"kanser sokağı" gibi yerlerde kansere yol açıp ömrü kısaltmaktadır-
02:47
in places like Cancer Alley,
57
167965
1504
02:49
and shortening lives and hurting poor kids at the point of use --
58
169493
3508
ve kullanımı aşamasında - ki bu da zavallı çocuklara zarar vermektedir-
olmasa bile, atılması esnasında
02:53
at the point of disposal,
59
173025
2083
zarar gören
02:55
once again, it's poor people who bear the burden.
60
175132
3258
yine fakir insanlardır.
02:58
Often, we think we're doing a good thing:
61
178762
2605
Çoğu kez iyi birşey yaptığımızı düşünürüz.
Ofistesiniz ve şişe suyunuzu,
03:01
You're in your office, drinking your bottled water or whatever it is,
62
181391
3648
ya da her ne ise, içiyorsunuz ve
kendi kendinize, "Eee bunu atacağım" diye düşünüyorsunuz.
03:05
and you think to yourself, "I'm going to throw this away.
63
185063
2759
03:07
No -- I'm going to be virtuous. I'm going to put it in the blue bin."
64
187846
3530
Yok, hayır erdemli biri gibi davranacağım.
Mavi çöp kutusuna koyacağım.
03:11
You think, "I put mine in the blue bin."
65
191400
2032
"Ben benimkini mavi çöp kutusuna koydum" diye düşünüp,
03:13
And then you look at your colleague and say,
66
193456
3564
sonra da arkadaşınıza dönüp,
"Hey sen bilgisiz,
03:17
"Why, you cretin! You put yours in the white bin."
67
197044
3114
sen niye beyaz çöp kutusuna atıyorsun" dersiniz,
03:20
And we use that as a moral tickle.
68
200520
2286
ve bununla hem eğlenir hem de ders veririz.
03:22
We feel so good about ourselves.
69
202830
1745
Böylece kendimizi çok iyi hissederiz.
03:24
If we -- well, OK, I'm just ... me.
70
204599
3255
Belki kendimi affederim.
03:27
Not you, but I feel this way often.
71
207878
1700
Siz değil, ama ben bu şekilde hissediyorum.
03:29
(Laughter)
72
209602
1634
03:31
And so we kind of have this moral feel-good moment.
73
211260
2891
Ve böyle kendimizi iyi hissettiğimiz anlarımız olur.
03:34
But if we were to be able to follow that little bottle
74
214580
2806
Ama eğer o küçük şişenin
03:37
on its journey,
75
217976
1465
nereye gittiğini takip etseydik,
03:39
we would be shocked to discover that, all too often,
76
219465
2565
çoğu kez bir gemiye konulacağını
03:42
that bottle is going to be put on a boat,
77
222054
2330
hayretler içinde görürdük.
Bir şey uğruna okyanusu
03:45
it's going to go all the way across the ocean
78
225309
2177
boydan boya geçecek,
03:48
at some expense,
79
228146
1316
03:49
and it's going to wind up in a developing country, often China.
80
229486
3519
ve gelişmekte olan bir ülkeyi -genellikle de Çin'i- boylayacaktır.
Sanırım biz kafamızda, birinin bu şişeyi alıp,
03:53
I think in our minds, we imagine
81
233029
1588
03:54
somebody's going to take the little bottle and say,
82
234641
2460
"Ah şişecik, seni gördüğümüze çok
03:57
"Oh, little bottle! We're so happy to see you, little bottle."
83
237125
3261
memnun olduk şişecik" diyeceğini düşünüyoruz.
04:00
(Laughter)
84
240410
1826
(Kahkahalar)
04:02
"You've served so well."
85
242260
2364
"Öyle iyi hizmet ettin ki"
04:04
(Laughter)
86
244648
1023
04:05
He's given a little bottle massage,
87
245695
1841
Biraz şişe masajı yapıp,
04:07
a little bottle medal.
88
247560
1676
madalya takar.
04:09
And they say, "What would you like to do next?"
89
249260
2198
Ve, "şimdi ne yapmak istersin?" diye sorar.
04:11
The little bottle says, "I just don't know ..."
90
251482
2348
Şişecik de, "bilmem ki" der.
04:13
(Laughter)
91
253854
1326
Fakat gerçekte durum böyle değildir.
04:15
But that's not actually what happens.
92
255204
2063
04:18
You know?
93
258350
1150
04:19
That bottle winds up getting burned.
94
259860
3650
O şişe
eninde sonunda yakılacaktır.
04:24
The recycling of plastic in many developing countries
95
264677
3622
Gelişmekte olan ülkelerde
plastiğin geri kazanımı
04:28
means the incineration of the plastic, the burning of the plastic,
96
268323
3150
yakılmasıyla olur, ki bu da
04:31
which releases incredible toxic chemicals
97
271497
2426
akıl almaz derecede zehirli kimyasalların açığa çıkmasına
04:33
and, once again, kills people.
98
273947
1833
ve yine insanların ölmesine neden olur.
04:35
And so, poor people who are making these products
99
275804
3720
Ve böylece "kanser sokağı" gibi
petrokimya merkezlerinde
04:39
in petrochemical centers like Cancer Alley,
100
279548
2762
bu ürünleri üreten fakir insanlar;
04:42
poor people who are consuming these products disproportionately,
101
282334
3078
bu ürünleri çoğunlukla kullanan bu insanlar;
ve geri kazanım noktasında dahi
04:45
and then poor people who, even at the tail end of the recycling,
102
285436
3514
yer alan bu fakirlerin
04:48
are having their lives shortened.
103
288974
1762
bizim tek kullanımlılığa olan bağımlılığımızdan dolayı
04:50
They're all being harmed -- greatly --
104
290760
3596
ömürleri kısalıyor,
04:54
by this addiction that we have to disposability.
105
294380
4487
ve hepsi bu sebepten dolayı
çok zarar görüyor.
04:59
Now, you think to yourself -- I know how you are --
106
299244
2482
Şimdi siz kendi kendinize düşünüp - çünkü ben sizin nasıl olduğunuzu biliyorum -
05:01
you say, "That sure is terrible for those poor people.
107
301750
3470
diyorsunuz ki, "Bu durum tabi ki fakirler için
çok kötü birşey.
Tek kelimeyle korkunç;
05:06
It's just awful. Those poor people.
108
306538
2888
yazık bu insanlara.
Umarım birileri onlara yardım etmek için birşeyler yapar."
05:10
I hope someone does something to help them."
109
310076
2131
05:12
But what we don't understand is --
110
312862
1726
Ancak biz şunu anlamıyoruz:
Biz burada Los Angeles'dayız.
05:16
here we are in Los Angeles.
111
316025
1801
05:17
We worked very hard to get the smog reduction
112
317850
2131
Los Angeles'daki hava kirliliğini
azaltmak için çok çalıştık.
05:20
happening here in Los Angeles.
113
320005
1555
05:21
But guess what?
114
321584
1231
Ancak ne oldu biliyor musunuz?
05:22
Because they're doing so much dirty production in Asia now,
115
322839
3355
Şu anda Asya'da aşırı kirli üretim olduğundan ve
oradaki çevre ile ilgili kanunlar
05:26
because the environmental laws don't protect the people in Asia now,
116
326218
3608
halk sağlığını korumaya yönelik olmadığından,
05:29
almost all of the clean air gains and the toxic air gains
117
329850
4042
Kaliforniya'da hava kirliliğini azaltmak
ve havayı temizlemek için yaptığımız
05:33
that we've achieved here in California
118
333916
1872
kazanımların neredeyse tamamı
05:35
have been wiped out by dirty air coming over from Asia.
119
335812
2916
Asya üzerinden gelen kirli hava tarafından silip süpürüldü.
05:39
So we all are being hit. We all are being impacted.
120
339931
2706
Görüldüğü gibi hepimiz etkileniyor ve zarar görüyoruz.
05:42
It's just that the poor people get it first and worst.
121
342661
2754
Bu durumdan en çok ve en kötü şekilde zarar görenler yine fakir insanlar oluyor.
05:45
But the dirty production, the burning of toxins,
122
345439
3191
Ancak kirli üretim, zehirli maddelerin yanması,
05:48
the lack of environmental standards in Asia,
123
348654
2260
Asya'da çevre standartlarının eksikliği
05:50
is actually creating so much dirty air pollution,
124
350938
2493
o kadar çok hava kirliliği yaratıyor ki
05:53
it's coming across the ocean,
125
353455
1417
okyanusu geçip burada, Kaliforniya'daki kazanımlarımızı silip attı.
05:54
and has erased our gains here in California.
126
354896
2114
Şimdi tekrar başladığımız yere, 1970'li yıllara geri döndük.
05:57
We're back where we were in the 1970s.
127
357034
1894
05:58
And so we're on one planet,
128
358952
1927
Hepimiz aynı gezegende yaşıyoruz,
06:00
and we have to be able to get to the root of these problems.
129
360903
2945
ve bu sorunların köküne inebilmeliyiz.
06:03
The root of this problem, in my view,
130
363872
3058
Bence bu meselenin kökünde
06:06
is the idea of disposability itself.
131
366954
2505
tek kullanımlılık fikri yatıyor.
06:09
You see, if you understand the link
132
369998
3021
Gördüğünüz gibi eğer gezegenimizi
zehirlemek ve kirletmek için yaptığımız şeylerle
06:13
between what we're doing to poison and pollute the planet
133
373043
3728
fakir insanlara yaptığımız şeyler arasındaki
06:16
and what we're doing to poor people,
134
376795
2441
bağlantıyı görürsek
06:19
you arrive at a very troubling but also very helpful insight:
135
379260
4134
çok can sıkıcı ama faydalı
bir şeyi anlamış oluruz:
06:24
In order to trash the planet,
136
384296
2248
Gezegeni mahvetmek için
06:26
you have to trash people.
137
386568
1667
insanları da mahvetmemiz lazım.
06:28
But if you create a world where you don't trash people,
138
388783
2940
Ama eğer insanları koruyabildiğimiz bir dünya
06:31
you can't trash the planet.
139
391747
1489
yaratırsak gezegenimizi de mahvetmeyiz.
06:33
So now we are at a moment
140
393560
2466
Yani şu anda sosyal adaletçi anlayışla
çevre bilimci anlayışın bir araya
06:36
where the coming together of social justice as an idea
141
396050
2848
06:38
and ecology as an idea,
142
398922
1614
geldiği bir zamandayız;
ve görüyoruz ki nihayetinde
06:41
we finally can now see
143
401371
1285
06:42
that they are really, at the end of the day, one idea.
144
402680
2565
fikir olarak ikisi de aynı.
06:45
And it's the idea that we don't have disposable anything.
145
405269
2887
Ve bu da tek kullanımlık herhangi bir şeyimizin kalmaması demek.
06:48
We don't have disposable resources.
146
408465
2600
Tek kullanımlık kaynaklarımızın olmaması.
06:51
We don't have disposable species.
147
411560
2631
Yenilenemeyen canlı türlerinin olmaması.
Ve aynı zamanda yenilenemeyen insanların olmaması.
06:54
And we don't have disposable people, either.
148
414215
2556
06:56
We don't have a throwaway planet,
149
416795
2022
Ziyan edilecek bir gezegenimiz ve
06:58
and we don't have throwaway children -- it's all precious.
150
418841
2791
ziyan edilecek çocuklarımız yok- hepsi çok değerli.
07:01
And as we all begin to come back to that basic understanding,
151
421656
2880
Hepimiz bu anlayışa sahip olursak
07:04
new opportunities for action begin to emerge.
152
424560
2976
harekete geçmek için yeni fırsatlar doğacak.
Yeni ortaya çıkan
07:08
Biomimicry,
153
428155
1671
07:09
which is an emerging science,
154
429850
3517
bir bilim olan biyomimikri
önemli bir sosyal adalet görüşüne
07:13
winds up being a very important social justice idea.
155
433391
3145
dönüşüyor.
07:16
People who are just learning about this stuff:
156
436996
2192
Bu şeyleri yeni öğrenen kişiler için
biyomimikri tüm canlı türlerinin
07:19
biomimicry means respecting the wisdom of all species.
157
439212
3586
ilmine saygı duymak demektir.
Bu arada demokrasi tüm insanların bilgeliğine
07:23
Democracy, by the way,
158
443211
1164
07:24
means respecting the wisdom of all people -- we'll get to that.
159
444399
3007
saygı duymak demektir-buna da geleceğiz.
Ancak biyomimikri tüm canlı türlerine saygı duymak demektir.
07:27
But biomimicry means respecting the wisdom of all species.
160
447430
2786
Öyle görünüyor ki biz çok akıllı türleriz.
07:30
It turns out we're a pretty clever species.
161
450240
2510
07:32
We have this big cortex, we're pretty proud of ourselves.
162
452774
3079
Bu büyük beyin yada her ne ise; kendimizle oldukça gurur duyuyoruz.
07:35
But if we want to make something hard,
163
455877
2563
Ancak sert bir cisim yapmak istiyorsak
07:38
we say, "I know! I'm going to make a hard substance.
164
458464
2514
çıkıp, "biliyorum, sert bir madde yapacağım.
07:41
I know! I'm going to get vacuums and furnaces
165
461002
3534
Vakumlu kaplar ve fırınlar edinip,
07:44
and drag stuff out of the ground
166
464560
1684
yerden birşeyler çıkaracağım,
07:46
and get things hot and poison and pollute ...
167
466268
2889
ve ısıtıp, zehirleyip, etrafı kirleteceğim;
07:49
But I got this hard thing!"
168
469181
2221
ama bu sert maddeyi oluşturdum.
07:52
(Laughter)
169
472064
1150
Çok akıllıyım." diyeceğiz.
07:53
"I'm so clever!"
170
473238
1599
07:54
And you look behind you, and there's destruction all around you.
171
474861
3045
Ve arkanıza baktığınızda ise herşeyi yıkıp yok etmişsinizdir.
07:57
But guess what?
172
477930
1153
Biliyor musunuz? Siz çok akıllısınız;
07:59
You're so clever, but you're not as clever as a clam.
173
479107
2546
ama bir istiridye kadar değil.
08:01
A clamshell is hard.
174
481964
1237
Bir istiridyenin kabuğu serttir.
08:03
There's no vacuums. There's no big furnaces.
175
483718
2671
Vakumlu kaplar, büyük fırınlar yoktur;
08:06
There's no poison. There's no pollution.
176
486413
1940
zehir yoktur; kirlilik yoktur.
08:08
It turns out that other species figured out a long time ago
177
488377
4800
Öyle görünüyor ki diğer canlı türleri
doğanın çok iyi bildiği biyolojik yöntemleri
kullanarak ihtiyacımız olan bir çok şeyi
08:13
how to create many of the things we need
178
493201
2335
08:15
using biological processes that nature knows how to use well.
179
495560
2976
nasıl meydana getireceğini çözmüş.
Biyomimikrinin bu yönü,
08:19
That insight of biomimicry, of our scientists finally realizing
180
499223
3675
nihayet bilim adamlarımızın diğer canlı türlerinden
08:22
that we have as much to learn from other species --
181
502922
2408
öğrenecek çok şeyimizin olduğunu anlaması bakımından önemlidir.
Bir fareyi alıp
08:25
I don't mean taking a mouse and sticking it with stuff.
182
505354
3182
ona birşeyler batırmaktan bahsetmiyorum.
08:28
I don't mean looking at it from that way, abusing the little species.
183
508560
3309
Bu küçük canlıları suistimal etmekten de bahsetmiyorum-
08:31
I mean actually respecting them, respecting what they've achieved.
184
511893
3256
Onlara ve yapabildiklerine saygı duymaktan bahsediyorum.
Buna biyomimikri diyoruz;
08:35
That's called biomimicry,
185
515173
1557
08:36
and that opens the door to zero waste production;
186
516754
3873
ve bu da
atıksız üretim ve
08:40
zero pollution production;
187
520651
1885
sıfır hava kirliliğine giden kapıyı açar-
08:42
that we could actually enjoy
188
522560
1976
ki böylelikle gezegenimizi kirletmeden
08:44
a high quality of life, a high standard of living,
189
524560
2621
yüksek kalitede bir yaşam ve yüksek
hayat standartlarından yararlanabiliriz.
08:47
without trashing the planet.
190
527205
1571
08:48
Well, that idea of biomimicry,
191
528800
3040
Tüm canlı türlerinin ilmine saygı duymak
08:51
respecting the wisdom of all species,
192
531864
1888
anlamına gelen biyomimetik fikri ile
demokrasi ve sosyal adalet
08:54
combined with the idea of democracy and social justice,
193
534226
3872
fikrini birleştirdiğimizde, ki bu da
tüm insanların bilgeliği ve değerine saygı demektir,
08:58
respecting the wisdom and the worth of all people,
194
538122
2595
09:00
would give us a different society.
195
540741
1795
farklı bir toplum ortaya çıkacaktır.
09:02
We would have a different economy.
196
542560
1872
Bu durumda farklı bir ekonomimiz olurdu.
09:04
We would have a green society
197
544456
2310
Dr.King'in gurur duyacağı
09:06
that Dr. King would be proud of.
198
546790
2405
yeşil bir çevremiz olurdu.
Amaç bu olmalı.
09:09
That should be the goal.
199
549219
1317
09:10
And the way that we get there is to first of all recognize
200
550893
2968
Ve buraya ulaşmak için öncelikle
09:13
that the idea of disposability
201
553885
2084
tek kullanımlık fikrinin
09:16
not only hurts the species we've talked about,
202
556826
4110
sadece bahsettiğimiz canlı türlerine zarar vermekle kalmayıp
toplumumuzu bile mahvettiğini
09:20
but it even corrupts our own society.
203
560960
2751
kabul etmemiz lazım.
09:23
We're so proud to live here in California.
204
563735
2977
Burada, Kaliforniya'da, yaşamaktan son derece gurur duyuyoruz.
09:26
We just had this vote, and everybody's like,
205
566736
2086
Daha yeni seçimler oldu, ve herkes
09:28
"Well -- not in our state!"
206
568846
1738
"Evet, bizim buradakiler dışında,
09:30
(Laughter)
207
570608
1521
başka eyaletler ne yapıyordu bilmem" diyor.
09:32
I don't know what those other states were doing, but ..."
208
572153
2783
09:34
(Laughter)
209
574960
1742
Kahkahalar
09:36
Just so proud.
210
576726
1599
Öyle gururlular.
Tamam ben de öyle.
09:39
And, yeah, I'm proud, too.
211
579321
2351
09:41
But ...
212
581696
1172
Ancak Kaliforniya olarak bazı yeşillikler bakımından
09:44
California, though we lead the world in some of the green stuff,
213
584420
3516
dünya lideri olsak da ne yazık ki
09:47
we also, unfortunately, lead the world
214
587960
1976
bazı suç ve cezalandırma işlerinde de
09:49
in some of the gulag stuff.
215
589960
1540
dünya lideriyiz.
09:52
California has one of the highest incarceration rates
216
592666
3540
Elli eyalet içerisinde hapis cezası oranları
en yüksek olan eyalet Kaliforniya'dır.
09:56
of all the 50 states.
217
596230
1706
09:57
We have a moral challenge in this movement.
218
597960
2236
Şu anda bizim ahlaki bir durumla yüzleşmemiz lazım.
Arazilerden işe yaramayan
10:01
We are passionate about rescuing some dead materials from the landfill,
219
601077
5020
malzemeleri kurtarmaya çok hevesliyiz,
ancak yaşayan canlıları, insanları kurtarmak için
10:06
but sometimes not as passionate
220
606121
1816
10:07
about rescuing living beings, living people.
221
607961
2318
o kadar da hevesli davranmıyoruz.
10:10
And I would say that we live in a country --
222
610674
3119
Ve diyebilirim ki
10:13
five percent of the world's population,
223
613817
1977
dünya nüfusunun %5'ini oluşturan bizler
10:15
25 percent of the greenhouse gases,
224
615818
1866
sera gazlarının %25'ini üretiyoruz
10:18
but also 25 percent of the world's prisoners.
225
618332
2235
ve dünya mahkümlarının %25'ine sahibiz.
Dünyanın herhangi bir yerinde mahkum olan
10:21
One of every four people locked up anywhere in the world
226
621344
2660
her dört kişiden biri şu an burada Birleşik Devletlerde.
10:24
is locked up right here in the United States.
227
624028
2174
İşte bu da bu inandığımız tek kullanımlık
10:26
So that is consistent with this idea
228
626226
2710
10:28
that disposability is something we believe in.
229
628960
2636
fikriyle uyumlu bir şey.
Ancak yine de destekçi sayısını artırması
10:32
And yet,
230
632176
1159
10:34
as a movement that has to broaden its constituency,
231
634500
4522
ve büyümesi gereken
ve doğal güven bölgemizin dışına
çıkması gereken bu hareketin
10:39
that has to grow,
232
639046
1311
10:40
that has to reach out beyond our natural comfort zone,
233
640381
3102
-plastik gibi şeylerden kurtulma ve
10:43
one of the challenges to the success of this movement,
234
643507
2913
ekonominin yönünü değiştirmesine yardımcı olma hareketinin-
10:46
of getting rid of things like plastic and helping the economy shift,
235
646444
3240
başarılı olması yönündeki zorluklardan biri de
10:49
is people look at our movement with some suspicion.
236
649708
2947
insanların bu harekete şüpheyle bakmasıdır.
Ve bir soru soruyorlar, ve soru da şu:
10:53
And they ask a question, and the question is:
237
653124
2596
10:55
How can these people be so passionate?
238
655744
1967
Bu insanlar nasıl bu kadar hevesli olabiliyorlar?
10:58
A poor person, a low-income person, somebody in Cancer Alley,
239
658506
3239
Fakir birisi, düşük gelirli birisi,
11:01
somebody in Watts,
240
661769
2434
"kanser sokağındaki" birisi, Watts'dan birisi,
11:04
somebody in Harlem, somebody on an Indian reservation,
241
664227
2709
Harlem'deki birisi, yerli toplama kampından birisi
11:06
might say to themselves -- and rightfully so --
242
666960
2218
haklı bir şekilde şöyle diyebilir:
"Nasıl oluyor da bu insanlar
11:09
"How can these people be so passionate
243
669202
2017
bir plastik şişenin ikinci bir
11:12
about making sure
244
672108
1741
11:13
that a plastic bottle has a second chance in life,
245
673873
4063
şansı olması için
ya da aliminyum bir kutunun
11:17
or an aluminum can has a second chance,
246
677960
2743
ikinci bir şansı olması için uğraşıyorlar da
benim çocuğumun başı derde girip
11:21
and yet, when my child gets in trouble and goes to prison,
247
681171
3566
hapse girdiğinde
11:24
he doesn't get a second chance?"
248
684761
1809
ikinci bir şansı olmuyor?"
11:26
"How can this movement be so passionate about saying
249
686594
2482
Bu hareket nasıl oluyor da güçlü bir sesle
ziyan edilecek, sokağa atılacak kullanılmış malzemelerimiz yok derken
11:29
we don't have throwaway stuff, no throwaway dead materials,
250
689100
2820
11:31
and yet accept throwaway lives
251
691944
2815
insan hayatını ve
"kanser sokağı"ndaki gibi toplulukların hayatlarını sokağa atmayı kabulleniyor?
11:34
and throwaway communities like Cancer Alley?"
252
694783
2317
Ve işte şimdi bu hareketle gurur
11:37
And so, we now get a chance to be truly proud of this movement.
253
697124
5021
duymamız için bir fırsatımız var.
11:42
When we take on topics like this,
254
702698
1687
Bu gibi konuları ele aldığımızda
11:44
it gives us that extra call to reach out to other movements
255
704409
4632
diğer hareketlere de ulaşmamız
ve daha çok büyüyüp daha kapsamlı
hale gelmemiz için bir çağrı fırsatı yakalıyoruz.
11:49
and to become more inclusive and to grow,
256
709065
2342
11:51
and we can finally get out of this crazy dilemma that we've been in.
257
711431
3237
Ve sonunda içinde bulunduğumuz bu saçma ikilemden çıkabiliriz.
11:55
Most of you are good, softhearted people.
258
715229
2111
Çoğunuz iyi, yumuşak kalpli insanlarsınız.
Gençken tüm dünyayı umursuyordunuz
11:58
When you were younger, you cared about the whole world,
259
718649
2656
ve birisi bir zamanda
12:01
and at some point, somebody said you had to pick an issue,
260
721329
2896
bir mesele seçmeniz gerektiğini
sevginizi bir meseleye indirgemeniz gerektiğini söyledi.
12:05
you had to boil your love down to an issue.
261
725098
2071
Tüm dünyayı sevemezsiniz-
12:07
"Can't love the whole world --
262
727542
1523
ya ağaçlarla ilgileneceksiniz
12:09
you've got to work on trees or you've got to work on immigration.
263
729089
3594
ya da göçmenlerle ilgileneceksiniz.
12:12
You've got to shrink it down and be about one issue."
264
732707
2904
Bu ikisini birleştirip tek meseleye indirgemelisiniz.
12:15
And really, they fundamentally told you,
265
735635
2160
Ve gerçekten size şunu söylediler:
12:18
"Are you going to hug a tree?
266
738579
1526
"Bir ağacı mı, yoksa
12:20
Or are you going to hug a child? Pick.
267
740713
2127
bir çocuğu mu kucaklayacaksınız"? Seçin.
12:22
Are you going to hug a tree?
268
742864
1612
Simdi, siz "bir ağacı mı, yoksa
12:24
Or are you going to hug a child? Pick."
269
744500
2069
bir çocuğu mu kucaklayacaksınız?" Seçiminizi yapın.
12:26
Well, when you start working on issues like plastic,
270
746593
2452
Plastik gibi sorunlar üzerinde çalışmaya başladığınızda
herşeyin birbiriyle alakalı olduğunu görürsünüz
12:29
you realize the whole thing is connected.
271
749069
2199
12:31
And luckily, most of us are blessed to have two arms --
272
751292
2780
ve çok şükür çoğumuzun iki eli var.
Her ikisini de kucaklayabiliriz.
12:34
we can hug both.
273
754096
1391
12:35
Thank you very much.
274
755511
1369
Çok teşekkürler.
12:36
(Applause)
275
756904
6911
Alkışlar
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7