Alan Kay: A powerful idea about teaching ideas

Alan Kay'in düşünceler hakkındaki fikri

49,401 views ・ 2008-03-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ahmet Yükseltürk Gözden geçirme: Abdülkadir İnel
00:18
A great way to start, I think, with my view of simplicity
0
18330
4000
Başlamamın en iyi yolu, benim sadelik anlayışıma göre,
00:22
is to take a look at TED. Here you are, understanding why we're here,
1
22330
7000
TED'e bir göz atmak olacak sanırım. Neden burada olduğumuzu,
00:29
what's going on with no difficulty at all.
2
29330
5000
neler olduğunu rahatlıkla anlıyorsunuz.
00:34
The best A.I. in the planet would find it complex and confusing,
3
34330
4000
En iyi yapay zeka bunu zor ve karmaşık bulacaktır.
00:38
and my little dog Watson would find it simple and understandable
4
38330
5000
Küçük köpeğim Watson ise basit ve anlaşılır bulacak,
00:43
but would miss the point.
5
43330
2000
ama can alıcı noktayı kaçıracaktır.
00:45
(Laughter)
6
45330
3000
(Gülüşmeler)
00:48
He would have a great time.
7
48330
3000
Burada çok eğlenecektir.
00:51
And of course, if you're a speaker here, like Hans Rosling,
8
51330
5000
Ve tabi ki burada, Hans Rosling gibi siz de konuşmacıysanız,
00:56
a speaker finds this complex, tricky. But in Hans Rosling's case,
9
56330
5000
konuşmacı bu karmaşayı aldatıcı bulur. Ama Hans Rosling'in durumunda,
01:01
he had a secret weapon yesterday,
10
61330
2000
dün kılıç yutma numarasında
01:03
literally, in his sword swallowing act.
11
63330
4000
gerçekten gizli bir silahı vardı.
01:07
And I must say, I thought of quite a few objects
12
67330
2000
Söylemem gerekir ki, bugün birkaç şeyi
01:09
that I might try to swallow today and finally gave up on,
13
69330
5000
yutmayı denedim ama sonunda vazgeçtim --
01:14
but he just did it and that was a wonderful thing.
14
74330
4000
ama o yaptı ve harikaydı.
01:18
So Puck meant not only are we fools in the pejorative sense,
15
78330
5000
Puck'ın kastettiği küçük düşecek kadar aptal olduğumuz değil,
01:23
but that we're easily fooled. In fact, what Shakespeare
16
83330
4000
aksine kolaylıkla aldatılmamızdır.
01:27
was pointing out is we go to the theater in order to be fooled,
17
87330
3000
Sheakespeare'in dediği gibi tiyatroya aldatılmak için gideriz,
01:30
so we're actually looking forward to it.
18
90330
4000
yani bunu istiyoruz.
01:34
We go to magic shows in order to be fooled.
19
94330
2000
Sihirbazlık gösterilerine kanmak için gidiyoruz.
01:36
And this makes many things fun, but it makes it difficult to actually
20
96330
8000
Bu birçok şeyi komik gösteriyor, ama,
01:44
get any kind of picture on the world we live in or on ourselves.
21
104330
4000
yaşadığımız dünya ya da kendimiz üzerine bir fikir edinmemizi zor kılıyor.
01:48
And our friend, Betty Edwards,
22
108330
2000
Ve arkadaşımız, Betty Edwards,
01:50
the "Drawing on the Right Side of the Brain" lady, shows these two tables
23
110330
3000
"Beynin Sağ Tarafında Resim" kitabını yazan kadın, şu iki tabloyu
01:53
to her drawing class and says,
24
113330
5000
resim dersinde gösteriyor ve şöyle diyor:
01:58
"The problem you have with learning to draw
25
118330
4000
çizmeyi öğrenmedeki sorun,
02:02
is not that you can't move your hand,
26
122330
2000
elinizi hareket ettirememeniz değil,
02:04
but that the way your brain perceives images is faulty.
27
124330
6000
beynin görüntüleri yanlış algılamasıdır.
02:10
It's trying to perceive images into objects
28
130330
2000
Görüntüleri olduğu gibi görmektense,
02:12
rather than seeing what's there."
29
132330
2000
cisim olarak algılamaya çalışıyor.
02:14
And to prove it, she says, "The exact size and shape of these tabletops
30
134330
5000
Bunu kanıtlamak için bu masa üstlerinin ölçü ve boyutlarının
02:19
is the same, and I'm going to prove it to you."
31
139330
3000
aynı olduğunu ve kanıtlayacağını söylüyor.
02:22
She does this with cardboard, but since I have
32
142330
3000
O bunu bir kartonla yapıyor.
02:25
an expensive computer here
33
145330
3000
Ama burada çok pahalı bir bilgisayar var,
02:28
I'll just rotate this little guy around and ...
34
148330
3000
ve ben sadece şu küçük düğmeyi çeviriyorum ve ....
02:34
Now having seen that -- and I've seen it hundreds of times,
35
154330
3000
Evet, gördünüz değil mi? Bunu yüzlerce kez gördüm.
02:37
because I use this in every talk I give -- I still can't see
36
157330
4000
Her yaptığım konuşmada bunu kullanıyorum çünkü.
02:41
that they're the same size and shape, and I doubt that you can either.
37
161330
5000
Ama hala aynı boyut ve şekilde olduklarını göremiyorum, sanırım siz de göremiyorsunuz.
02:46
So what do artists do? Well, what artists do is to measure.
38
166330
5000
Sanatçılar ne yapar? Şey, ölçerler.
02:51
They measure very, very carefully.
39
171330
2000
Çok çok dikkatli bir şekilde ölçerler.
02:53
And if you measure very, very carefully with a stiff arm and a straight edge,
40
173330
4000
Eğer, kolunuzu dik tutarak ve düz bir uçla çok dikkatli çizerseniz,
02:57
you'll see that those two shapes are
41
177330
2000
göreceksiniz ki bu iki şekil
02:59
exactly the same size.
42
179330
3000
tamamıyla aynı.
03:02
And the Talmud saw this a long time ago, saying,
43
182330
5000
Talmud bunu çok uzun bir süre önce fark etti.
03:07
"We see things not as they are, but as we are."
44
187330
3000
Bizim, nesneleri olduğu gibi değil istediğimiz gibi gördüğümüzü söyledi.
03:10
I certainly would like to know what happened to the person
45
190330
2000
Gerçekten çok merak ediyorum,
03:12
who had that insight back then,
46
192330
3000
acaba daha o zamanlar böyle düşünen kişiye ne oldu.
03:15
if they actually followed it to its ultimate conclusion.
47
195330
4000
Eğer ki sonuca kadar gerçekten götürebildilerse.
03:21
So if the world is not as it seems and we see things as we are,
48
201330
2000
Eğer dünya göründüğü gibi değil de biz nesneleri kendimize göre görüyorsak,
03:23
then what we call reality is a kind of hallucination
49
203330
6000
o zaman gerçeklik içimizde olan bir çeşit halüsinasyondur.
03:29
happening inside here. It's a waking dream,
50
209330
3000
İçine uyandığımız bir rüyadır.
03:32
and understanding that that is what we actually exist in
51
212330
5000
Ve var olduğumuz yerin bu gerçekliğini kabul etmek,
03:37
is one of the biggest epistemological barriers in human history.
52
217330
5000
insanlık tarihindeki en büyük epistomolojik engellerden biridir.
03:42
And what that means: "simple and understandable"
53
222330
2000
Bu şu anlama geliyor: "basit ve anlaşılır",
03:44
might not be actually simple or understandable,
54
224330
3000
yine de basit ve anlaşılır olmayabilir
03:47
and things we think are "complex" might be made simple and understandable.
55
227330
6000
ve karışık olarak görünen şey basit ve anlaşılır olabilir.
03:53
Somehow we have to understand ourselves to get around our flaws.
56
233330
4000
Hatalarımızın üstesinden gelebilmek için, kendimizi anlamak zorundayız.
03:57
We can think of ourselves as kind of a noisy channel.
57
237330
2000
Kendimizi gürültülü bir kanal olarak düşünebiliriz.
03:59
The way I think of it is, we can't learn to see
58
239330
5000
Bunu ben şöyle anlıyorum,
04:04
until we admit we're blind.
59
244330
2000
kör olduğumuzu kabul edene kadar görmeyi öğrenemeyiz.
04:06
Once you start down at this very humble level,
60
246330
4000
Böyle basit bir seviyeden başlarsanız,
04:10
then you can start finding ways to see things.
61
250330
3000
bir şeyleri görme yollarını bulabiliyorsunuz.
04:13
And what's happened, over the last 400 years in particular,
62
253330
5000
Son dört yüz yıldır olan şudur,
04:18
is that human beings have invented "brainlets" --
63
258330
3000
insanlar beyincikler icat ettiler,
04:21
little additional parts for our brain --
64
261330
4000
dünyaya değişik bakış açılarıyla bakmamızı sağlayacak,
04:25
made out of powerful ideas that help us
65
265330
2000
güçlü fikirlerden oluşan,
04:27
see the world in different ways.
66
267330
2000
küçük ek parçacıklar.
04:29
And these are in the form of sensory apparatus --
67
269330
3000
Bunlar, teleskop, mikroskop gibi duyumsal araçlar,
04:32
telescopes, microscopes -- reasoning apparatus --
68
272330
5000
akıl yürütme araçları gibi
04:37
various ways of thinking -- and, most importantly,
69
277330
4000
düşünme tarzını ve en önemlisi
04:41
in the ability to change perspective on things.
70
281330
4000
nesneleri algılama yeteneğimizi değiştiren araçlardır.
04:45
I'll talk about that a little bit.
71
285330
1000
Bundan daha sonra bahsedeceğim.
04:46
It's this change in perspective
72
286330
2000
Algıdaki ve algıladığımızı düşündüklerimiz hakkındaki
04:48
on what it is we think we're perceiving
73
288330
3000
bu değişiklik, son dört yüz yılda
04:51
that has helped us make more progress in the last 400 years
74
291330
5000
insanlık tarihinin geri kalanından daha fazla gelişme
04:56
than we have in the rest of human history.
75
296330
2000
yaşanmasını sağladı.
04:58
And yet, it is not taught in any K through 12 curriculum in America that I'm aware of.
76
298330
8000
Ve bu bildiğim kadarıyla Amerika'da hiç bir müfredatta yer almıyor.
05:11
So one of the things that goes from simple to complex
77
311330
2000
Daha fazlasını yaptığımızda, işler daha da karmaşık hal alır.
05:13
is when we do more. We like more.
78
313330
3000
Biz daha fazlasından hoşlanırız.
05:16
If we do more in a kind of a stupid way,
79
316330
3000
Daha fazlayı salakça yaparsak,
05:19
the simplicity gets complex
80
319330
3000
basitlik karmaşıklığa döner.
05:22
and, in fact, we can keep on doing it for a very long time.
81
322330
5000
Ve bunu uzun bir süre yapabiliriz.
05:27
But Murray Gell-Mann yesterday talked about emergent properties;
82
327330
3000
Ama dün Murray Gell-Mann ortaya çıkan şeylerden bahsetti.
05:30
another name for them could be "architecture"
83
330330
4000
Başka bir deyişle "mimari"den bahsetti.
05:34
as a metaphor for taking the same old material
84
334330
4000
Eski materyalleri alıp,
05:38
and thinking about non-obvious, non-simple ways of combining it.
85
338330
7000
belirsiz ve karışık yollardan onları birleştirme metaforundan.
05:45
And in fact, what Murray was talking about yesterday in the fractal beauty of nature --
86
345330
8000
Aslında Murray'ın dün bahsettiği şey, doğanın güzelliğinin
05:53
of having the descriptions
87
353330
2000
tanım olarak
05:55
at various levels be rather similar --
88
355330
4000
çeşitli seviyelerde aynı olduğuydu.
05:59
all goes down to the idea that the elementary particles
89
359330
5000
Bu temel elementlerin
06:04
are both sticky and standoffish,
90
364330
3000
sabit ve durduğu ve
06:07
and they're in violent motion.
91
367330
4000
sürekli hareket halinde oldukları fikrine dayanmaktadır.
06:11
Those three things give rise to all the different levels
92
371330
3000
Bu üç şey, dünyamızda karışıklık olarak görülen,
06:14
of what seem to be complexity in our world.
93
374330
4000
değişik seviyelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
06:20
But how simple?
94
380330
2000
Ama ne kadar basit?
06:22
So, when I saw Roslings' Gapminder stuff a few years ago,
95
382330
5000
Birkaç yıl önce Rosling'in Gapminder'ını gördüğümde,
06:27
I just thought it was the greatest thing I'd seen
96
387330
2000
karışık fikirleri bu kadar kolaylıkla gösterme konusunda
06:29
in conveying complex ideas simply.
97
389330
5000
gördüğüm en harika şey olduğunu düşündüm.
06:34
But then I had a thought of, "Boy, maybe it's too simple."
98
394330
3000
Ama o zamanlar daha naif düşünüyordum, belki de çok basitti.
06:37
And I put some effort in to try and check
99
397330
5000
Ama denedim ve kendim kontrol ettim,
06:42
to see how well these simple portrayals of trends over time
100
402330
4000
zamana göre trendlerin değişimini gösteren bu basit betimlemelerin,
06:46
actually matched up with some ideas and investigations from the side,
101
406330
5000
fikirler ve araştırmalarla uyup uymadığını kontrol ettim
06:51
and I found that they matched up very well.
102
411330
2000
ve gerçekten uyduklarını gördüm.
06:53
So the Roslings have been able to do simplicity
103
413330
5000
Rosling, basitliği verinin içindeki
06:58
without removing what's important about the data.
104
418330
4000
önemli şeyleri çıkarmadan yakalamayı başarmıştı.
07:02
Whereas the film yesterday that we saw
105
422330
4000
Dün gördüğümüz filmi,
07:06
of the simulation of the inside of a cell,
106
426330
2000
bir hücrenin içinin simülasyonunu,
07:08
as a former molecular biologist, I didn't like that at all.
107
428330
6000
eski bir moleküler biyolog olarak beğenmedim.
07:14
Not because it wasn't beautiful or anything,
108
434330
2000
Güzel olmadığı ya da sıkıcı olduğu için değil, ama bir çok öğrencinin
07:16
but because it misses the thing that most students fail to understand
109
436330
5000
moleküler biyoloji hakkında anlayamadığı şeyi göz ardı ettiği için.
07:21
about molecular biology, and that is:
110
441330
3000
O da, şu ki:
07:24
why is there any probability at all of two complex shapes
111
444330
5000
karışık iki şekil doğru yolda
07:29
finding each other just the right way
112
449330
2000
birbirlerini bularak,
07:31
so they combine together and be catalyzed?
113
451330
3000
nasıl bir araya geliyorlar ve katalize ediliyorlar?
07:34
And what we saw yesterday was
114
454330
2000
Ve dün gördüğümüz şey,
07:36
every reaction was fortuitous;
115
456330
3000
her reaksiyonun kazara olduğuydu.
07:39
they just swooped in the air and bound, and something happened.
116
459330
4000
Havada birbirlerine çarptılar ve bir şeyler oldu.
07:43
But in fact, those molecules are spinning at the rate of
117
463330
4000
Ama aslında bu moleküller,
07:47
about a million revolutions per second;
118
467330
3000
saniyede milyon kere devir yapıyorlar.
07:50
they're agitating back and forth their size every two nanoseconds;
119
470330
6000
Her iki nanosaniyede kendilerini ileri ve geri hareket ettiriyorlar.
07:56
they're completely crowded together, they're jammed,
120
476330
3000
Tamamı bir araya geliyorlar. Sıkışıyorlar
07:59
they're bashing up against each other.
121
479330
3000
ve birbirlerine çarpıyorlar.
08:02
And if you don't understand that in your mental model of this stuff,
122
482330
3000
Eğer bu olanları beyninizde canlandıramazsanız,
08:05
what happens inside of a cell seems completely mysterious and fortuitous,
123
485330
5000
bir hücrenin içinde olanlar tamamıyla gizemli ve şansa dayalı olarak görülür.
08:10
and I think that's exactly the wrong image
124
490330
2000
Ve tam da bunun bilim öğretilirken
08:12
for when you're trying to teach science.
125
492330
3000
en yanlış şey olduğunu düşünüyorum.
08:18
So, another thing that we do is to confuse adult sophistication
126
498330
5000
Yani, yetişkin karmaşıklığı ile
08:23
with the actual understanding of some principle.
127
503330
5000
bazı prensiplerin gerçekten anlaşılmasını karıştırıyoruz.
08:28
So a kid who's 14 in high school
128
508330
2000
Bu yüzden, lisede 14'ünde olan bir çocuğa
08:30
gets this version of the Pythagorean theorem,
129
510330
6000
Pisagor teoremi öğretiliyor.
08:36
which is a truly subtle and interesting proof,
130
516330
3000
Karışık ve ilginç bir kanıt,
08:39
but in fact it's not a good way to start learning about mathematics.
131
519330
7000
ancak matematik öğrenmeye başlamanın ilk adımı olmamalı.
08:46
So a more direct one, one that gives you more of the feeling of math,
132
526330
5000
Daha direkt olan ve daha fazla matematik hissi veren,
08:51
is something closer to Pythagoras' own proof, which goes like this:
133
531330
4000
Pisagor yöntemine benzer başka bir yöntem de şöyle.
08:55
so here we have this triangle, and if we surround that C square with
134
535330
6000
Burada bir üçgen var ve bunu C karesiyle çevreliyoruz,
09:01
three more triangles and we copy that,
135
541330
3000
üç üçgen daha ve bunu kopyalıyoruz
09:04
notice that we can move those triangles down like this.
136
544330
5000
üçgenleri aşağı doğru hareket ettirebildiğimize dikkat edin,
09:09
And that leaves two open areas that are kind of suspicious ...
137
549330
3000
bu bize iki boş alan bırakıyor
09:12
and bingo. That is all you have to do.
138
552330
7000
ve bingo. Tüm yapmanız gereken bu.
09:19
And this kind of proof is the kind of proof
139
559330
2000
Bu matematik öğrenirken, ne olduğu hakkında fikir edinmek için
09:21
that you need to learn when you're learning mathematics
140
561330
3000
ihtiyacınız olan
09:24
in order to get an idea of what it means
141
564330
3000
bir kanıt şekli.
09:27
before you look into the, literally, 1,200 or 1,500 proofs
142
567330
4000
Keşfedilen Pisagor teoremini kanıtlayan
09:31
of Pythagoras' theorem that have been discovered.
143
571330
3000
12 ya da 1500 teoreme bakmadan önce bunu öğrenmelisiniz.
09:37
Now let's go to young children.
144
577330
3000
Şimdi de küçük çocuklardan bahsedelim.
09:40
This is a very unusual teacher
145
580330
2000
Bu çok ilginç bir öğretmen,
09:42
who was a kindergarten and first-grade teacher,
146
582330
4000
önceleri ana okulu ve 1. sınıf öğretmeni olan
09:46
but was a natural mathematician.
147
586330
2000
ama doğuştan bir matematikçi.
09:48
So she was like that jazz musician friend you have who never studied music
148
588330
5000
Hiç bir müzik eğitimi almamış ama harika olan
09:53
but is a terrific musician;
149
593330
2000
bir jaz müzikçi gibi.
09:55
she just had a feeling for math.
150
595330
2000
Matematiğe özel bir ilgisi var
09:57
And here are her six-year-olds,
151
597330
3000
ve işte altı yaşındaki öğrencileri
10:00
and she's got them making shapes out of a shape.
152
600330
5000
bir şekilden başka şekiller yapıyorlar.
10:05
So they pick a shape they like -- like a diamond, or a square,
153
605330
2000
Baklava şekli, kare, üçgen ya da yamuk gibi istedikleri bir şekli seçiyorlar
10:07
or a triangle, or a trapezoid -- and then they try and make
154
607330
3000
ve sonra onu çizmeye başlıyorlar.
10:10
the next larger shape of that same shape, and the next larger shape.
155
610330
4000
Daha sonra ilk çizdikleri şekli daha büyük boyutlarda çiziyorlar.
10:14
You can see the trapezoids are a little challenging there.
156
614330
4000
Burada görebileceğiniz gibi yamuklar biraz zorlaşıyor.
10:18
And what this teacher did on every project
157
618330
3000
Bu öğretmen her projede,
10:21
was to have the children act like first it was a creative arts project,
158
621330
5000
önce çocukların bunu yaratıcı sanat projesi olarak görmelerini,
10:26
and then something like science.
159
626330
2000
sonra da bilim olarak algılamalarını sağlıyor.
10:28
So they had created these artifacts.
160
628330
2000
Çocuklar bu eserleri yarattılar.
10:30
Now she had them look at them and do this ... laborious,
161
630330
4000
Çocukları bunlara baktırıyor ve bana açıklayıncaya kadar
10:34
which I thought for a long time, until she explained to me was
162
634330
4000
yorucu olduğunu düşündüğüm bu şeyi yapmaya başlıyorlar.
10:38
to slow them down so they'll think.
163
638330
3000
Böylece yavaşlayıp düşünmeye başlıyorlar.
10:41
So they're cutting out the little pieces of cardboard here
164
641330
3000
Burada da kartondan küçük parçalar kesiyorlar
10:44
and pasting them up.
165
644330
2000
ve yapıştırıyorlar.
10:46
But the whole point of this thing is
166
646330
4000
Bütün bunun amacı,
10:50
for them to look at this chart and fill it out.
167
650330
3000
bu tabloya bakıp onu doldurmak.
10:53
"What have you noticed about what you did?"
168
653330
4000
Ne yaptığınızın farkına vardınız mı?
10:57
And so six-year-old Lauren there noticed that the first one took one,
169
657330
4000
Altı yaşındaki Lauren de fark etti ki birinci bir tane,
11:01
and the second one took three more
170
661330
5000
ikincisi de üç tane daha alarak
11:06
and the total was four on that one,
171
666330
2000
toplamda üzerinde dört tane alıyor.
11:08
the third one took five more and the total was nine on that one,
172
668330
4000
Üçüncüye beş tane daha koyunca, şuradakinde toplam dokuz oldu
11:12
and then the next one.
173
672330
1000
ve böylece diğerleri.
11:13
She saw right away that the additional tiles that you had to add
174
673330
5000
Ve çocuk kenarlara her eklenen levhanın,
11:18
around the edges was always going to grow by two,
175
678330
4000
ikişer ikişer arttığının farkına vardı.
11:22
so she was very confident about how she made those numbers there.
176
682330
3000
Bunları nasıl yaptığından oldukça emindi.
11:25
And she could see that these were the square numbers up until about six,
177
685330
5000
Ve bunların altıya kadar sayıların karelerinin olduğunu görebilirdi.
11:30
where she wasn't sure what six times six was
178
690330
3000
Altı kere altının ya da
11:33
and what seven times seven was,
179
693330
2000
yedi kere yedinin kaç ettiğini bilmezken,
11:35
but then she was confident again.
180
695330
3000
kendine güveniyor.
11:38
So that's what Lauren did.
181
698330
2000
Lauren'in de yaptığı bu.
11:40
And then the teacher, Gillian Ishijima, had the kids
182
700330
4000
Daha sonra öğretmen Gillian Ishijima, çocukları
11:44
bring all of their projects up to the front of the room and put them on the floor,
183
704330
3000
projeleriyle birlikte kapının önüne götürüyor ve projeleri yere koyduruyor.
11:47
and everybody went batshit: "Holy shit! They're the same!"
184
707330
8000
Herkes şaşırıyor. İnanılmaz. Hepsi aynı.
11:55
No matter what the shapes were, the growth law is the same.
185
715330
4000
Şekillerinin ne olduğu önemli değil, büyüklükleri aynı.
11:59
And the mathematicians and scientists in the crowd
186
719330
3000
Seyirciler arasındaki matematikçiler ve bilim adamları
12:02
will recognize these two progressions
187
722330
2000
bu iki süreci tanıyacaklardır.
12:04
as a first-order discrete differential equation
188
724330
3000
Birinci dereceden diferansiyel denklem
12:07
and a second-order discrete differential equation,
189
727330
5000
ve ikinci dereceden diferansiyel denklem.
12:12
derived by six-year-olds.
190
732330
4000
Altı yaşındakilerin bulduğu sonuç.
12:16
Well, that's pretty amazing.
191
736330
1000
Bu çok muhteşem bir şey.
12:17
That isn't what we usually try to teach six-year-olds.
192
737330
3000
Bu bizim genelde 6 yaşındakilere öğrettiğimiz bir şey değil.
12:20
So, let's take a look now at how we might use the computer for some of this.
193
740330
7000
Şimdi de tüm bunları yapmak için bilgisayarı nasıl kullanabiliriz bir bakalım.
12:27
And so the first idea here is
194
747330
4000
Buradaki temel fikir,
12:31
just to show you the kind of things that children do.
195
751330
4000
size çocukların neler yaptığını göstermektir.
12:35
I'm using the software that we're putting on the $100 laptop.
196
755330
5000
100 dolarlık dizüstü bilgisayarlara koyduğumuz yazılım programını kullanıyorum.
12:40
So I'd like to draw a little car here --
197
760330
6000
Bir araba çizmek istiyorum.
12:46
I'll just do this very quickly -- and put a big tire on him.
198
766330
7000
Çok çabuk yapacağım. Büyük bir lastik koyuyorum.
12:59
And I get a little object here and I can look inside this object,
199
779330
4000
Küçük bir obje alıyorum ve bunun içine bakıyorum.
13:03
I'll call it a car. And here's a little behavior: car forward.
200
783330
5000
Bu araba olsun. Arabayı biraz ileri hareket ettirelim.
13:08
Each time I click it, car turn.
201
788330
3000
Buraya her tıkladığımda araba dönüyor.
13:11
If I want to make a little script to do this over and over again,
202
791330
2000
Eğer bunu tekrar tekrar yapmak için bir senaryo hazırlamak istersem,
13:13
I just drag these guys out and set them going.
203
793330
5000
şuradaki elemanları dışarıya koyuyorum ve hareket ettiriyorum.
13:20
And I can try steering the car here by ...
204
800330
3000
Arabayı burada döndürmeyi deneyebilirim --
13:23
See the car turn by five here?
205
803330
2000
beşe basınca döndüğünü gördünüz mü?
13:25
So what if I click this down to zero?
206
805330
3000
Peki, sıfıra tıklarsam ne olacak?
13:28
It goes straight. That's a big revelation for nine-year-olds.
207
808330
5000
Düz gidiyor. Bu dokuz yaşındakiler için bir açıklama.
13:33
Make it go in the other direction.
208
813330
2000
Diğer yöne doğru hareket ettirelim.
13:35
But of course, that's a little bit like kissing your sister
209
815330
2000
Bu tabi ki araba sürmek kadar,
13:37
as far as driving a car,
210
817330
3000
kız kardeşini öpmeye benziyor.
13:40
so the kids want to do a steering wheel;
211
820330
3000
Çocuklar biraz direksiyon kullanmak istediklerinde,
13:43
so they draw a steering wheel.
212
823330
3000
direksiyon çiziyorlar
13:46
And we'll call this a wheel.
213
826330
5000
ve bir direksiyon ortaya çıkıyor.
13:51
See this wheel's heading here?
214
831330
4000
Direksiyonun pozisyonunu görüyor musunuz?
13:55
If I turn this wheel, you can see that number over there going minus and positive.
215
835330
5000
Direksiyonu çevirdiğimde, sayının eksi ve artı olduğunu görebilirsiniz.
14:00
That's kind of an invitation to pick up this name of
216
840330
2000
Bu da şuradan çıkan sayıların
14:02
those numbers coming out there
217
842330
3000
isimlerini yakalayıp,
14:05
and to just drop it into the script here,
218
845330
2000
şuradaki yazıya bırakmayı dürtüklüyor.
14:07
and now I can steer the car with the steering wheel.
219
847330
5000
Ve şu an arabayı direksiyonla kullanıyorum.
14:12
And it's interesting.
220
852330
2000
İlginç.
14:14
You know how much trouble the children have with variables,
221
854330
3000
Çocukların değişkenleri kavramakta
14:17
but by learning it this way, in a situated fashion,
222
857330
2000
ne kadar zorlandığını bilirsiniz,
14:19
they never forget from this single trial
223
859330
3000
fakat bu eğitim yöntemi ile
14:22
what a variable is and how to use it.
224
862330
3000
tek seferde öğreniyorlar.
14:25
And we can reflect here the way Gillian Ishijima did.
225
865330
2000
Gillian Ishijima'nın yaptığını burada da yapabiliriz.
14:27
So if you look at the little script here,
226
867330
2000
Buradaki küçük yazıya bakarsanız,
14:29
the speed is always going to be 30.
227
869330
2000
hız her zaman 30 olacak.
14:31
We're going to move the car according to that over and over again.
228
871330
5000
Arabayı bu şeye göre tekrar ve tekrar hareket ettireceğiz.
14:36
And I'm dropping a little dot for each one of these things;
229
876330
4000
Bu şeylerin her biri için bir küçük nokta bırakıyorum.
14:40
they're evenly spaced because they're 30 apart.
230
880330
3000
Hepsinin arasındaki aralık aynı, 30 birim.
14:43
And what if I do this progression that the six-year-olds did
231
883330
3000
Altı yaşındaki bir çocuğun düşündüğü
14:46
of saying, "OK, I'm going to increase the speed by two each time,
232
886330
5000
şeyi söylersem olur. Peki her seferinde hızı iki artırayım
14:51
and then I'm going to increase the distance by the speed each time?
233
891330
3000
ve sonra hızdan dolayı gidilen mesafeyi de artırmış oluyorum.
14:54
What do I get there?"
234
894330
4000
Neye ulaşıyorum?
14:58
We get a visual pattern of what these nine-year-olds called acceleration.
235
898330
7000
Dokuz yaşındakilerin ivme dediği şeyin görsel haline.
15:05
So how do the children do science?
236
905330
2000
Çocuklar nasıl bilim yapar?
15:08
(Video) Teacher: [Choose] objects that you think will fall to the Earth at the same time.
237
908330
3000
(Video) Öğretmen: Yere aynı anda düşeceğini düşündüğün cisimler --
15:11
Student 1: Ooh, this is nice.
238
911330
3000
Çocuk: Bu güzel.
15:18
Teacher: Do not pay any attention
239
918330
2000
Öğretmen: Başkalarının yaptıkları şeylere
15:20
to what anybody else is doing.
240
920330
3000
dikkat etme.
15:35
Who's got the apple?
241
935330
2000
Elma kimde?
15:37
Alan Kay: They've got little stopwatches.
242
937330
2000
Alan Kay: Ellerinde küçük kronometreler var.
15:44
Student 2: What did you get? What did you get?
243
944330
2000
Öğretmen: Sen ne alıyorsun? Sen ne aldın?
15:46
AK: Stopwatches aren't accurate enough.
244
946330
3000
AK: Kronometreler tam doğru değil.
15:49
Student 3: 0.99 seconds.
245
949330
2000
Kız: 0.99 saniye.
15:52
Teacher: So put "sponge ball" ...
246
952330
3000
Öğretmen: "Sünger topu" koy --
15:56
Student 4l: [I decided to] do the shot put and the sponge ball
247
956330
3000
Kız: İkisinin de ağırlığı farklı olduğu için,
15:59
because they're two totally different weights,
248
959330
3000
burada bir gülle, bir de sünger top vardı.
16:02
and if you drop them at the same time,
249
962330
2000
Ve ikisini de aynı anda atarsan,
16:04
maybe they'll drop at the same speed.
250
964330
2000
belki aynı hızla düşecekler.
16:06
Teacher: Drop. Class: Whoa!
251
966330
2000
Öğretmen: At.
16:10
AK: So obviously, Aristotle never asked a child
252
970330
3000
Tabi ki Aristotle hiçbir zaman
16:13
about this particular point
253
973330
3000
bir çocuğa bu soruyu sormadı,
16:16
because, of course, he didn't bother doing the experiment,
254
976330
2000
çünkü o deney yapma derdine girmedi,
16:18
and neither did St. Thomas Aquinas.
255
978330
2000
aynı şekilde St. Thomas Aquinas.
16:20
And it was not until Galileo actually did it
256
980330
2000
Bunu çocuk gibi olan bir yetişkin
16:22
that an adult thought like a child,
257
982330
3000
düşüncesiyle yapan Galileo'ya kadar kimse yapmadı.
16:25
only 400 years ago.
258
985330
3000
Sadece 400 yıl önce.
16:28
We get one child like that about every classroom of 30 kids
259
988330
4000
Meseleyi hemen anlayan çocuklardan
16:32
who will actually cut straight to the chase.
260
992330
3000
her 30 kişilik sınıfta bir tane var.
16:35
Now, what if we want to look at this more closely?
261
995330
3000
Peki, şimdi buna daha yakından bakmak istersek ne olacak?
16:38
We can take a movie of what's going on,
262
998330
3000
Olayların filmini kaydedebiliriz,
16:41
but even if we single stepped this movie,
263
1001330
2000
fakat filmi yavaş oynatsak dahi
16:43
it's tricky to see what's going on.
264
1003330
2000
neler olup bittiğini anlamak biraz zor.
16:45
And so what we can do is we can lay out the frames side by side
265
1005330
3000
Ne yapabiliriz, bu kareleri yanyana
16:48
or stack them up.
266
1008330
2000
ya da üstüste koyarız.
16:50
So when the children see this, they say, "Ah! Acceleration,"
267
1010330
5000
Ve çocuklar bunu gördüğünde, dört ay önce arabalarını sürüp,
16:55
remembering back four months when they did their cars sideways,
268
1015330
3000
ivmenin ne olduğunu anlamak için ölçüm yaptıklarını hatırlayıp,
16:58
and they start measuring to find out what kind of acceleration it is.
269
1018330
6000
"Aa, ivme," diyorlar.
17:04
So what I'm doing is measuring from the bottom of one image
270
1024330
6000
Bir resmin altından
17:10
to the bottom of the next image, about a fifth of a second later,
271
1030330
5000
diğer resmin altını ölçtüğümde, saniyenin beşte biri kadar,
17:15
like that. And they're getting faster and faster each time,
272
1035330
2000
bunun gibi ve gitgide hızlanıyorlar.
17:17
and if I stack these guys up, then we see the differences; the increase
273
1037330
10000
Bu elemanları üstüste koyarsam, farkı görüyoruz,
17:27
in the speed is constant.
274
1047330
3000
hızdaki artış sabit.
17:30
And they say, "Oh, yeah. Constant acceleration.
275
1050330
2000
Ve onlar da, evet, sabit ivme ediyorlar.
17:32
We've done that already."
276
1052330
2000
Bunları zaten yaptık.
17:34
And how shall we look and verify that we actually have it?
277
1054330
8000
Peki buna sahip olduğumuzu nasıl doğrulayacağız?
17:42
So you can't tell much from just making the ball drop there,
278
1062330
5000
Bunu sadece bir top bırakma ile söyleyemeyiz,
17:47
but if we drop the ball and run the movie at the same time,
279
1067330
4000
hem topu bırakıp, hem de filmi oynatırsak
17:53
we can see that we have come up with an accurate physical model.
280
1073330
5000
doğru bir fiziksel model oluşturduğumuzu görebiliriz.
18:00
Galileo, by the way, did this very cleverly
281
1080330
4000
Bu arada Galileo bunu çok akıllı bir şekilde,
18:04
by running a ball backwards down the strings of his lute.
282
1084330
3000
topları lavtasının yaylarından geriye doğru bırakarak yaptı.
18:07
I pulled out those apples to remind myself to tell you that
283
1087330
5000
Bu elmaları, size bu hikayenin büyük ihtimalle "Newton ve elma" tipi
18:12
this is actually probably a Newton and the apple type story,
284
1092330
5000
bir hikaye olduğunu anlatmam gerektiğini hatırlatmak için koydum.
18:17
but it's a great story.
285
1097330
2000
Fakat muhteşem bir hikaye.
18:19
And I thought I would do just one thing
286
1099330
2000
Ben de tek bir şey yapacağım,
18:21
on the $100 laptop here just to prove that this stuff works here.
287
1101330
10000
100 dolarlık bilgisayarda da bu şeyin çalıştığını ispatlayacağım.
18:31
So once you have gravity, here's this --
288
1111330
3000
Yer çekiminiz varsa, burada --
18:34
increase the speed by something,
289
1114330
2000
hızı belli bir oranda artır,
18:36
increase the ship's speed.
290
1116330
3000
geminin hızını artır.
18:39
If I start the little game here that the kids have done,
291
1119330
3000
Çocukların yaptığı şu küçük oyunu çalıştırabilirsem,
18:42
it'll crash the space ship.
292
1122330
2000
uzay gemisine çarpacak.
18:44
But if I oppose gravity, here we go ... Oops!
293
1124330
4000
Fakat yer çekimine karşı gidersem, işte böyle -- hop!
18:48
(Laughter)
294
1128330
2000
(Gülüşmeler)
18:50
One more.
295
1130330
1000
Bir tane daha.
18:54
Yeah, there we go. Yeah, OK?
296
1134330
5000
Evet, işte. Tamam mı?
18:59
I guess the best way to end this is with two quotes:
297
1139330
7000
Sanırım bitirmenin en iyi yolu, şu iki vecize.
19:06
Marshall McLuhan said,
298
1146330
2000
Marshall McLuhan demiş ki,
19:08
"Children are the messages that we send to the future,"
299
1148330
4000
"Çocuklar, geleceğe gönderdiğimiz mesajlardır."
19:12
but in fact, if you think of it,
300
1152330
2000
Aslında düşündüğünüz zaman,
19:14
children are the future we send to the future.
301
1154330
2000
çocuklar geleceğe gönderdiğimiz gelecektir.
19:16
Forget about messages;
302
1156330
3000
Mesajları unutun.
19:19
children are the future,
303
1159330
3000
Çocuklar gelecektir.
19:22
and children in the first and second world
304
1162330
2000
Ve birinci ve ikinci dünyadaki,
19:24
and, most especially, in the third world
305
1164330
3000
özellikle de üçüncü dünyadaki
19:27
need mentors.
306
1167330
2000
çocukların akıl hocaları olmalıdır.
19:29
And this summer, we're going to build five million of these $100 laptops,
307
1169330
5000
Bu yaz bu 100 dolarlık dizüstü bilgisayarlardan 5 milyon tane üreteceğiz,
19:34
and maybe 50 million next year.
308
1174330
2000
belki gelecek yıl 50 milyon tane.
19:36
But we couldn't create 1,000 new teachers this summer to save our life.
309
1176330
7000
Fakat hayatlarımızı kurtarmak için bin tane öğretmen oluşturamadık.
19:43
That means that we, once again, have a thing where we can put technology out,
310
1183330
6000
Bu da teknolojiyi çıkartıp,
19:49
but the mentoring that is required to go
311
1189330
3000
danışmanlığı koyabileceğimiz bir şey var demek,
19:52
from a simple new iChat instant messaging system
312
1192330
5000
iChat isimli basit anlık mesajlaşma sistemi
19:57
to something with depth is missing.
313
1197330
2000
daha derin bir şeye dönüşebilir.
19:59
I believe this has to be done with a new kind of user interface,
314
1199330
3000
Bunun yeni tip bir kullanıcı arayüzü ile yapılması gerektiğini düşünüyorum.
20:02
and this new kind of user interface could be done
315
1202330
4000
Ve bu yeni kullanıcı arayüzü
20:06
with an expenditure of about 100 million dollars.
316
1206330
5000
100 milyon dolar ile yapılabilir.
20:11
It sounds like a lot, but it is literally 18 minutes of what we're spending in Iraq --
317
1211330
7000
Fazla gibi ama bu miktar parayı 18 dakikada Irak'ta harcıyoruz.
20:18
we're spending 8 billion dollars a month; 18 minutes is 100 million dollars --
318
1218330
5000
Ayda 8 milyar dolar harcıyoruz. 18 dakika, 100 milyon dolar demek.
20:23
so this is actually cheap.
319
1223330
2000
Aslında ucuz.
20:25
And Einstein said,
320
1225330
4000
Ve Einstein demiş ki,
20:29
"Things should be as simple as possible, but not simpler."
321
1229330
3000
"Her şey basitleştirilebildiği kadar basitleştirilmeli, fakat daha da basitleştirilmemeli."
20:32
Thank you.
322
1232330
1000
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7